Hellblazer Rebirth - Çizgi Düşler

Başlatan dean, 22 Haziran, 2018, 19:13:28

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean



Londra Çağırıyor...

Fırtınaya hazırlanın ve porselenlerinizi kaldırın, çünkü "kahrolası" John Constantine eve dönüyor.

Bir iblisle atıştıktan sonra Amerika'ya sürülen kurnaz büyücü, New York'un acımasız sokaklarına alışmış olsa da yüreği yuva (ve iyi bir Hint yemeği) özlemiyle dolu.

Londra'ya dönen Constantine, eski dostlarıyla tekrar bir araya geliyor onlardan daha da eski düşmanlarıyla da tabii: En iyi dostu, çilekeş Chas Chandler; uzak geçmişinden tanıdığı genç Mercury; Swamp Thing olarak bilinen Toprak elementali ve elbette çok daha fazla iblis, cin ve gece vakti toslayacağınız sayısız başka yaratıkla.

Constantine, bu olaylı eve dönüşünden sağ çıkmak istiyorsa hızlı hareket etmek, kuralları gevşetmek ve Old Smoke'ta yaşayan herkesin ruhu üzerine kumar oynamak zorunda. Kötülük, şaşırtıcı ölçüde yaygın bir salgın ama Hellblazer'ın dünyasında bazen tedavi, hastalıktan da beter...

Sayfa Sayısı: 168
Etiket Fiyatı: 36 TL

frodo

İyi ya da kötü alacağım. Bu arada diziyi ilk sezonda bitirenlere selam.
"Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile her sonucu bilemez"

nocardia

Ben de alacağım, kapak da güzel görünüyor.

pizagor

Bu serinin orijinalini okuyanlar varsa yorumlarını alabilir miyiz?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


tenten

Uzun süredir takip ettiğim bir seri. Hatta en sevdiğim seri de diyebilirim. Yayımlamaya bence çok yanlış bir yerden başladılar. Hellblazer, DC'nin Vertigo serisi olarak başladı ve kısa sürede kült oldu. Denilebilir ki süper kahramanlar ortalığın tozunu atarken bir anti-kahraman olarak kısa sürede onların yanında yerini aldı. Vertigo işi bitince Constantine'in sudan çıkmış balığa döndüğünü söyleyebilirim.
Uluslararası kitap sitesi Goodreads'te ciddi sayıda çizgi roman okuru var ve biliyorsunuz okudukları serileri notlayıp zaman zaman oldukça uzun yorumlar yazıyorlar. Orada 5 üzerinden Vertigo dönemindeki Hellblazer'a 4 ve üstü notlar verilirken, New 52 ve Rebirth döneminde notu vasata karşılık gelen 3'ün altına da indi, ki 2.5'tan aşağı zaten pek velmiyorlar. Kuşkusuz derin bir düş kırıklığını yansıtıyor bu istatistik. Zaten son seri devam edecekken kısa kesildi, belli ki satışları düştü. Böyle olması da normal sayılmalı çünkü Vertigo döneminde gerçekten büyük isimler yazdı seriyi. Delano parlak bir giriş yaptı, ardından Warren Ellis, Garth Ennis, Brian Azzarello, Paul Jenkins, Mike Carey gibi isimler resmen döktürdü.Tek çare klasik Hellblazer formatına dönülmesi gibi görünüyor. İşin tuhafı John Constantine New 52 evrenine katıldığında, Justice League Dark'ta mesela, gayet iyi konumlandırıldı. Ama iş Hellblazer ciltlerine gelince, normalde olandan çok daha 'light' bir seri ortaya çıktı ve büyü bozuldu.
Büyü demişken biraz da karaktere değineyim. John Constantine, çizgi roman evreninde ana kahraman olanlar arasında görebileceğiniz en tekinsiz karakterdir. Yakın dostlarına kazık atar, başı sıkışınca onları karanlık varlıklara kurban edebilir ve siz "bu ne pislik herif" diye kızarsınız. Sonra bir bakarsınız onca sıkıntısının arasında bir çocuğu kurtarabilmek için hayatını tehlikeye atmış. Hem iyi hem kötü yönleri olan kompleks bir kişiliktir ve bu karmaşık hali kuşkusuz ona ve seriye bir derinlik katıyor. Sıkıştığı zamanlarda yardımına koşan taksi şoförü Chas serinin önemli yan karakterleri arasında. Serinin ilk birkaç cildi İngiltere'de geçer. İngiliz vatandaşı Constantine, 1977'lerde bir punk grubunun solistidir. Yazarlar zaman zaman onu gençliğine geri döndürüler ve gayet arıza punk kültürünü sayfalar arasında bir belgesel izler gibi okuruz.
Peki ne yapar Constantine, ne yer ne içer. Genelde sigara içer ve her on İngiliz erkeğinin dokuzu gibi damarlarında kandan ziyade alkol dolaşır. Ona kısaca Magician diyebiliriz. Sihirden ziyade büyü anlamında kullanıyorlar seride, karanlık varlıklarla temasa geçer, ölüm ötesi deneyimler yaşar, gerektiğinde bir ruhtan demonik varlıkları kovar, bazen de  kafasının tepesini attıranları onlara kendi eliyle sunar. Çapkındır, hayatına birkaç kadın girer, spoiler olmasın diye detaya girmeyeceğim, dünyaya metelik vermez havalarda dolaşır ama sık sık beklenmedik duygusal patlamalar yaşadığına tanık oluruz. Yani tam olarak sağ gösterip sol vuran bir hergeledir.
İşin içine Garth Ennis ve Azzarello girdikten sonra Amerika maceraları başladı ama genelde İngiltere'de dolanır, istemese de hayaletlerle takılır. Size sanki bir korku atmosferi sunduğumu düşünmüş olabilirsiniz, oysa Hellblazer'a mesela Dylan Dog gibi bir tür fantastik korku serisi demek zor. Hem çizimler, hem argoya yaslanan diyaloglar hem de atmosferiyle underground bir iş demek daha doğru olur. Tabii bu anlattıklarımı Türkçesinde, yani Rebirth serisinde pek göremeyeceksiniz. Belki yüzde onu yirmisi vardır diyebilirim. Çizgi Düşler niye buradan başladı bilmiyorum, belki DC yenilerden başlayın diye öneri getirmiştir, belki güncelden başlayalım diye yayınevi düşünmüştür. Ama ne yapıp edip arada eskileri de basmalılar, naçizane düşüncem bu. Çünkü Hellblazer'dan büyük beklentisi olanlar, bu muymuş yani, diyebilir.
Bardağın dolu tarafından da bakmalı, sonuçta ne olursa olsun Türkçede Hellblazer yok demeyeceğiz. Arkabahçe ilk cildi 2005'te basmıştı, ama o da nadirattan olduğu için fiyatı ateş pahası. Umarım Türkiye'deki macerası bu kez uzun soluklu olur ve Hellblazer'ın o eski güzel günlerini de Türkçede görürüz.                 

gamlıbaykuş

Bu detaylı yorum için öncelikle teşekkür ederim. John Constantine' i ben filmi ile tanıdım diyebilirim. Çizgi roman olarak çok sevdiğim bir tarzı kapsıyor. Yani okumayı çok istiyorum ama sizin de bahsettiğiniz gibi New 52 ve Rebirth dönemi olumsuz yorumlar ile dolu. Bu almayacağım anlamına gelmiyor alıp, okuyup bir de öyle değerlendireceğim. Canımı sıkan bir noktada Rebirth döneminin sonlandırılmış olması. Umarım sevilen maceralarından da birşeyler yayınlanır.
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

pizagor

Yıllar öncesi ilk okuma denememde bende böylesi bir tat bırakmamıştı, ancak tenten dostumuz o kadar güzel ve itkileyici yazmış ki şu eski Arkabahçe etiketli Constantine cildini çıkarıp yeniden okumak farz oldu.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Tenten arkadaşımıza bu güzel yazısı için çok teşekkür ediyorum.

tenten

Güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim.
Çİzgi Düşler'e de teşekkürler. Devamını (özellikle efsane sayıları) bekliyoruz.

darbove

Ben de aynen yorumlarınıza katılıyorum. Eski seriler nostaljik ve güzel oluyor tatları bir başka. Eğer constatine ve star wars eski dönemi basarsa çizgi düşler okurlar için muhteşem olur. Arkabahçenin bastığı seriye bir göz atmıştım çizimler idare ederdi.
The Bird of Hermes is my name, eating my wings to make me tame.