Golyat - İthaki Yayınları

Başlatan ferzan, 01 Ekim, 2020, 21:50:29

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan



    Gatlı Golyat'ın savaşla pek ilgisi yoktu. Ona fikri sorulsa kılıç kuşanmayı değil idari işleri yürütmeyi tercih ederdi. Ama gelin görün ki kralın emri üzerine İsraillilere karşı günde iki kez savaş çağrısı yapmakla görevlendirildi. Peki Böyle önemli bir görev için doğru insan mıydı?

    Çağımızın en popüler karikatüristlerinden Tom Gauld, Golyat'ta yüzyıllardır anlatılagelen bir hikâyeyi yeniden yorumlayıp vadinin öte tarafında işlerin nasıl yürüdüğünü hassasiyet yüklü çizimleriyle aktarıyor.

    "Golyat hüzün dolu ve içten bir eser. Muazzam çizimleri ve hikâyesiyle Tom Gauld var olmanın bile acı kaynağı olduğu, Tanrı'nın gazabından nasibini almak için çok da bir şey yapmamak gerektiği bir dünya tasvir ediyor." –Chris Adrian

    "Tom Gauld'u ne kadar övsem eksik kalır... En iyi karikatüristlerden biri." –Mark Frauenfelder

    "Gauld, savaş ve kahramanlık gibi karmaşık konuları basit ve akıl dolu çizgileriyle aktarıyor." –New York Times


   
    Cilt Durumu   :   Ciltli
    Basım Tarihi   :   Ekim 2020
    Boyutlar   :   17,00 x 24,00 cm
    Kağıt Tipi   :   2. Hamur
    Sayfa Sayısı   :   96
    Etiket Fiyatı   :   25 TL
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    Entellikten, bilirkişi yorumuna tamah etmekten ya da mış gibi yapıp sınıf atlamış hissetmekten değil, sadece naiflikten ve sadeliği ustaca yedirebilme becerisinden ötürü evvelce Ay Polisi ile tanıştığım Tom Gauld 'un bu kitabını da seveceğimi düşünüyorum. Belki Ay Polisi 'ndeki gibi bir farklı atmosfer hissine kapılmayabilirim, bilemiyorum ama Tom Gauld 'un tarzının çöpten adam çizip ona tarama uygulamaktan ibaret olmadığına dair sabaha kadar çuval dolusu sav üretebilirim. Panel ve sayfalarının tek tek matematiksel çözümlemesini yapabilirim, grafik yaklaşımıyla ton dengesindeki ince ayar noktasını deşifre edebilirim. Bilinçli olarak tercih edilmiş çok kısıtlı bir iki boyut algısıyla tekrar hissine düşürmeden okuru nasıl eğlediği, uzak-orta uzak-yakın plan vurgularında hangi sistematiği ufak farklarla dönüşümlü olarak uyguladığı ve stilize ederken ki kırılma noktaları hakkında da büyük bir zevkle konuşabilirim. Görsel anlatımda yüzde kaç oranında bant karikatürü dinamiklerini ele alıp yüzde kaç oranında klasik çizgi roman anlatımının dinamiklerine başvurduğu konusunda uzun uzadıya yorumda bulunabilirim. Elbette zevk meselesidir, sevmek üstünlük göstergesi olmadığı gibi sevmemek de avamlık değil en doğal haktır. Tom Gauld babamızın oğlu değildir, dünyanın en çekici çizeri değildir, vazgeçilmez biricik nur tanesi de değildir. Rahatlıkla elenebilir, elde şöyle bir bakıldıktan sonra "cık" deyip rafa geri konulabilir, gayet de haklı bir tepkidir ama stilize görsel üretiminin çocuk üretimleriyle bir tutulamayacak denli derin bir altyapısı söz konusudur. Sadeliğin de yıllara yayılmış ustalığı vardır. Bazı isimler, bazı övgüleri kuru kuruya almazlar, bir alamet-i farikaları vardır ve görebilen için lezzet olduğu gibi göremeyen için de zerre kadar kayıp sayılmaz. Yalnız bu tarz bilekleri ve kafaları tek yorumda harcamadan önce bir parça daha anlayışlı olmakta fayda olabilir diye düşünüyorum. Her zaman başka dünyalar, başka kafalar vardır ve bunların da kendine göre hak edilmiş belli bir yeri, estetiği ve alıcısı vardır. Böyle üretimleri sevmek aferin budalalığı değildir, yarım porsiyon entellik ya da ince zevk sahipliği taslamak da değildir. Dolayısıyla sevmemek de zevksizlik ya da aleladelik olamaz ama yukarıda belirttiğim gibi doğrudan harcanmayı hak etmediği ve bol kepçeden anlayışa layık olduğu ortada.

    Meraklısı için albümün yurtdışı edisyonundan örnek görseller;









Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

İthaki bu sefer durduk yerde eğilmeyen kapak yapmayı başarmıştır inşallah.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

Nomad

Anaaa, yeni Cin Ali kitabı çıkıyor.
Ay Polisi gibi minnak boy, hardcover kapak, uygun fiyat olursa alırım ben de.
Şahane bardak altlığı oluyor  ;D
Bööle temalı falan.

@ferzan
Abi yazını okudum.
Bakmak ve görmek, görmek için gereken bilgi, birikim, tecrübe, yetenek, Tom Gauld için gereken deringörü. Sonuna kadar hak veriyorum.
Ufuk açıcı güzel satırlarından sonra bi aydınlanma yaşadım demek isterdim ama durumum bu  ;D

Ne diyo lan bu değişik diyenler, kanalı yeni açanlar için Ay Polisi ve Tom Gauld hakkındaki derin teknik ve felsefi  ;D yorumlarım burada.

http://altinmadalyon.com/altin/tr-de-yayinlananlar-420/ay-polisi-ithaki-yayinlari/msg218972/#msg218972

Gabby



Hikaye yukarıdaki açılış görseliyle başlıyor. Ay ışığının aydınlattığı gecede, çadırının önündeki küçük masasında devlet işleriyle ilgili yazıp-çizen Golyat, boşalan kupasını doldurmak üzere indiği derenin içinde bir çakıl taşı bulur. Uzun uzun anlamsızca inceler, sonra tekrar suya atar. Hepi-topu sıradan ve önemsiz bir çakıl taşı... ya da tam tersi mi? Bu taşla finalde bir kez daha karşılaşacak...

Kralın, kraldan fazla kralcı yalaka kumandanı... üç büyük vahşi köpekle bir leoparın kolayca hakkından gelen Filistinlilerin sembolü ayıyı kendi halindeki bu iri adamla dövüştürüp üzerine bahis oynamak isteyen askerler... evli mi bekar mı diye merak eden genç kızlar... Özetle herkesin Golyat üzerinden bir planı, bir çıkar hesabı var. Yanına kalkan taşıyıcısı olarak verilen 9 yaşındaki yardımcısı bile: "Devasa bir... anladınız işte, şeyiniz var mı?" diye sormak zorunda kalıyor ve utangaç bir şekilde ekliyor: "Teyzem, öğrenmemi istedi de..."

Kutsal metinlerdeki bilindik "Davud - Golyat" anlatısının ters-yüz edilerek yorumlanmış Tom Gauld versiyonu bu haliyle oldukça yürek burkan bir hikayeye dönüşmüş. Çizerin, savaşmayı evrak işleriyle haşır-neşir olmaya tercih eden dokunaklı Golyat portresi, kitabı bitirip de şöyle geri yaslandığımda Steinbeck'in o koca bünyesinde küçücük çocuk yüreği taşıyan saf Lennie'sini ve hatta kurgusal film karakteri John Coffey tiplemesini aklıma düşürdü.

İskoç çizer Tom Gauld'dan haberdar olduğum ve çizgileriyle tanıştığım için mutluyum. Bazı paneller ucundan kıyısından Dik Browne üslubunu çağrıştırsa da, aşina olduğum tarzlar arasındaki tam karşılığı şudur da diyemedim. Adam bal gibi "özgün" işte, bunu kabul etmek niye bu kadar zor diye de kendime söylendim açıkçası. Gauld'un stili en doğru nasıl tarif edilir emin değilim ama her türlü sanat eğitimini almış bilekten çıkan, sepya renk tonlaması üzerine titiz taramalarla oluşturulmuş; daha az laf, daha az sayfa sayısı ve daha sadeleştirilmiş panellerden oluşan özellikle naifleştirilmiş, algılaması kolay ve algoritması olan kendi içinde tutarlı bu resimleme tekniğini çok sevdim.

Unutmadan, bu ikinci çizgi roman çalışmasıymış, Ay Polisi'nin peşine düşmek üzereydim ki Çin üzerinden aktarmalı olarak gelen beklenmedik davetsiz bir misafiri ailecek ağırlamak zorunda kaldık: Corona... Yüzsüz mü yüzsüz; yaklaşık on gün kaldı ve gitti ama neredeyse yirminci gündeyiz kırıp-döktüklerini anca toparladık, şaşkınlığımızı anca atıp kendimize geldik...



***

KenParker

 :(Geçmiş olsun Konyakçı. Kolay geçmemiştir herhalde. Arada bir ses verin, yazın, okuyalım.
***
Ay Polisi'ni ilkokul 1'e giden yeğenim, ki kendisi çizgi roman okuru değildir, beğenmişti :)Ben de çok beğendim. Eminim Goliath da güzeldir.

ZGeralt

Golyat, Goliath veya Calut, Tanah,Eski Ahit ve Kur'an'da geçen bir hikayedir.
Davud'un Filistinlilerin dev savaşçısı Golyat'ı alt edişi ve İsraillilerin savaşı kazanmasını takiben Davud'a krallık yolunun açılmasını anlatır. Yenilmez savaşı Golyat, yenilince kafa ve kollarını kesip tapınağa koyarlar.
Tom Gauld bu hikayeyi bozarak farklı bir anlatı ortaya çıkarmış. Kara mizah esintileri taşıyan Gould'un hikayesi  asıl hikayenin aksine merkezine insan sıradanlığını alıyor ve "kafirlere karşı kazanılan zafer" hikayesine başka bir tarafından bakıyor.
Naif diyebileceğim çizgileri ile bu kara mizah soslu hikaye bence estetik olarak da örtüşüyor. Ay Polisi'nden daha çok beğendiğimi söyleyebilirim bu eseri.
Kısa olmasını da olumlu buldum, bir oturuşta bitiyor ama üstünkörü hissettirmiyor. Bu arada çizgi roman okuru olmayan kişilerinde rahatlıkla keyif alabileceklerini düşünüyorum.
Bu tarz çizgi romanların basımının çoğalmasını diliyorum son olarak :)