Edebiyat Muhabbetleri

Başlatan V, 15 Temmuz, 2010, 22:08:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tommikser

Valla yumruk sadece bogazima degil bögrüme de çarpti. Sanirim okumadigima çok pisman olacagim.

Aslinda size kizdim canim buraya daha önce neden gelmediniz. Yani söyleyken söyle...

V

Aramizda ne çok "His  Edebiyati" sever varmis megerse.Özgür ve Günes'le birlikte dört ettik Vildan hanim.Cosmaya basladik simdiden.
His ederim hepinize. :-X
"İstemem,eksik olsun.."

Hayal Kahvem

Size bir sey söyleyeyim mi? Altin Madalyon'u Zagor'un Söz Bu! blogunda hep görürdüm. Nedense ismi cezbetmemisti beni.
Yalan yok. Dogruya dogru yani...  Bir de çizgi roman konusunda ne biliyorum ki diye düsünmüstüm. Kendimi Altin Madalyon'a
uygun bir üye olarak düsünmemistim.

Sonra hani Altin Madalyon'un altinda "Çizgi Roman Sevdalilari" yaziyor ya... Karamba karambita... Eger bu isin içinde "sevda" varsa,
ki "sevda" çok kullanilir bir kelime degildir son zamanlarda... Tamam... Dedim. Çizgi roman bir sevda isi. Altin Madalyon'a üye olmali
bu durumda  ;)

Yaa... Simdi bu yaziyi çizgi romana nasil basladim bölümüne yazmaliydim. Önce çizgi romana nasil basladigimi, sonra
Altin Madalyon'a nasil üye oldugumu anlatmaliydim ama benim sinirlarim çizildi. Çikamam "Edebiyat Muhabbetleri" bölümünden.
Edebiyat Muhabbetleri bölümünün mühebbete kadar kilitlenmis bir üyesiyim ben :-[

Sonra o bölüme bambaska seyler yazarim diye korkuyor yönetim. Akillilik etti. Burayi bana tahsis etti. Basladik bakalim hisli hisli.
Bu yazilar görecegiz kimleri getirecek edebiyat üzerine muhabbet yapmaya  :D


tommikser

Ama böylede olmaz ki sevdalilar olarak nasil basladigimizi anlattigimiz bir yer var.Oraya yazsakta bir bayan nasil baslamis bu tutkuya ögrensek degil mi?Yoksa hislenirim.Yani söyleyken böyle...

V

Altin Madalyon'un herhangi bir basligina,o baslikla ilgili yazacaklariniz varsa çekinmeden  yazabilirsiniz Vildan hanim.Hatta yazacaginiz seylerle alakali baslik yoksa yeni konu açabilirsiniz.
Degerli üyelerimizin,degerli katkilari olmasaydi,sadece izleyicilikle devam edilseydi Altin Madalyon kisa sürede bu denli seviyeli,samimi,sürekli gelisen ve kendisini yenileyen bir forum olamazdi.
Böyleyken,böyle yani.(Bu arada hepimiz sizin gibi konusmaya basladik iyimi.)    :D
"İstemem,eksik olsun.."

Hayal Kahvem

Yok, yok JuDaS... Iyi oldu böyle... Simdilik ben Edebiyat Muhabbetleri bölümüne devam edeyim.

Simdi biraz islerimi toparladim. Azicik sakinledim. Madem kendi kendime bugünü Atilla Atalay günü ilan ettim. Biraz daha devam edeyim. Bir film hatirlatmak istiyorum. Hani o meshur hafizadan  ask acisi veren anilari sildirme konulu "Enternal sunshine of the spotless mind" ya da Türkçe adiyla "Sil Bastan" adli film var ya.. Hah iste o film.  Sil Bastan  2004 yilinda çevrilmis. Ve çok sevdigim bir filmdir. Öyle böyle degil.

Atilla Atalay'in "Dup Dup Çedene" adli bir kitabi vardir. Bu kitabi yazar 1999 yilinda yazmistir. Bu kitabin içinde  "Normal Hayatlar" diye bir öykü vardir. Öyküde yazar, sevdigi kiza "Fen ilerledi artik. Yürü gidip aldirtalim duygularimizi. Kelebek'te okudum, beyinde ask merkezi bulunmus, lazer sikiyo adamlar oraya. Aninda geçiyo hersey, ertesi gün denize bile girebiliyorsun" demektedir. 

Yani Sil Bastan filmindeki gibi bir nevi hafizadan ask acisi veren anilari sildirme vaziyeti. Atilla Atalay 1999 da yazmis, film 2004 te çevrilmis. Görüyor musunuz koskoca Hollywood'u? Resmen memleketimin bir mizahçisinin öyküsünden faydalanmis öyle degil mi?  >:(

Iyi de filmin bir yerinde, afisinde neden Atilla Atalay ismini yazmiyorlar peki?  ???

Bence Atilla Atalay dava açmali? Bilmiyorum belki farkinda degildir tabii.. Ama resmen sevdigim bir öyküden, sevdigim bir filme araklama var. Yooo... Itirazim ver hakim bey! Olur mu böyle?
Mizahçilar, biliyorum aldirmazlar böyle seylere... Yaptiklari halka hatta dünyaya mal olsun isterler... Tenezzül bile etmezler konusmaya...

Yooo... Binlerce kafa tasi askina! Ne yapayim , hazir yeri gelmisken  yazayim  bari dedim böyleyken böyle diye, Edebiyat Muhabbetleri bölümüne.  :-\

V

Filmin senaristi Charlie Kaufman'da bir Atilla Atalay hayrani olabilir mi acaba?Insallah öyledir. :)
"İstemem,eksik olsun.."

tommikser

Evet çok iyi ve basarili bir çalisma olmus. Mazhar'i okutursaniz vay halime. Okuyacak çok kitap çikmis olacak ki bekleyen 100 kadar çr zaten zaman aliyor.

Baska sarkilari da uyarlamak lazim sevgili Zagor'a bende bir düsüneyim acaba ne olabilir...

Hayal Kahvem

Evet, hazir ögrenmisken Mazhar Alanson'un yeni bir sarkisini Zagor'a uyarlayalim bakalim :D
Zagor var ya hiç birseyden korkmaz. Evlilikten acayip korkar  :D Daha sonra bu konuda anlatirim illa birseyler.
Simdi MFÖ'nün  Hava Bozunca adli sarki sözleri esligindei Zagor karelerini izleyelim.

Ayrica sunu belirtmeliyim. Zagor kareleri Zagor'un Söz Bu! Blogundan alinmistir. Tesekkür ederim.


ZAGOR ve EVLILIK




Sen ve ben.. Ayni seyleri düsünürken.. Ayni seylere üzülüp... Ayni seylere sevinirken...



Anlasamadik gitti.. Sonunda bitti.

NOT: Hey, ögrendim fotograf yüklemeyi... Yandiniz... Korkun artik benden  ;)


pizagor

Ben korktum gerçekten...

Kadinlara kaptirmadigimiz bir burasi kalmisti, o da gitti gider :)

Sevgili Hayal Kahvem Abla, iyi ki varsiniz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Ümit Kireççi de forumumuzun degerli bir üyesidir.

ümitkr adiyla yazar, yarin Kadiköydeki toplantiya da gelecek.

Selaminizi söylerim.

Hayal Kahvem

Yeni bir konuya geçis yapmak  istiyorum. Haiku!  
Japonlar'in en kisa siir sanati. Elimde  "baso" "kelebek düsleri" diye bir kitap var.. haiku onyedi hece(nefes) içeren üç dizeden (soluk) olustugunu yaziyor..ayrica mevsimler ya da mevsimleri çagristiran bir dogal imge kullanilmali diye anlatiyor.

Sonra haiku "sakacidir" diyor kitap.. "Neselidir" haiku, Osmanlica söylersek, "latif"dir, "nüktedan"dir, hatta "muzip" tir diyor.. Ama "komik siir" diye düsünmemeliymisiz.. Daha derine bakabilip, asagida duran hüznü, aciyi, kederi, hatta giderek ölümü görmeliymisiz..

Kitap "aslinda haiku ölümüne ciddidir" diyor..ama gene de o kadar ciddi degildir; ölümüne neselidir diyor.. tam biçak sirti yani.. ve tuhaf bir sekilde bu dizeler beni etkiliyor..

Neyse ben simdi Altin Madalyon'un Edebiyat Muhabbetleri bölümünde iki sevdigim sairin kisa siirlerini yazacagim. Bunlara haiku, naiku ya da maiku diyebilirsiniz  :D
Neyse bilmiyorum ama ben bu siircikleri çok seviyorum. Umarim siz de seversiniz. Siirciklerin sahipleri... Biri Metin Üstündag... Digeri Numan Serteli...
Bakalim kimler ne düsünüyor bu siircikler konusunda? Görecegiz çizgi roman sevdalilarini... Buyrunuz  :D


   

ahmakislatan degilim dedi
inandim o yagmura
ve islandim tam bir ahmak gibi
num-sert

dünyanin en uzun
en güzel kisina
rast-la-dik
ey ömür

yag lapa lapa
met-üst

feci susarim
suyla alakasi yok
sözedir tavrim
num-sert

farkindan
sonra baslar
hayat
met-üst

ve bugün sabah
herseyden habersiz yanimda yatan
ölü bedenimle uyandim
num-sert

müsait bir yerde
unutur musunuz
beni lütfen
met-üst

V

Met-Üst'le devam edelim o halde..

Kapi her zaman mutluluk degil,
It derisi bulanmis yüzüyle
Evlat gibi karsina dikilir
Canini albizlar alasi yalnizlik
"Hay bindokuzyüz doksandokuz kunduz" sikinti..

Ata siporumuzdur göçmek,
Göç ettirmek,sürmek,sürülmek.
Bu yüzden degil midir?
Hep kaçak dövüsmek,hep kaçak sevismek
Ve hep kaçak ölmek..

Hayatimda kimse yok..
Vekaleten yasiyorum..


"İstemem,eksik olsun.."

Hayal Kahvem

Hey, JuDaS  çok iyi  ;D

Devam edelim Metin Üstündag'in Orhan Veli'lemeler'ine öyleyse  :D

Kitap "her dem sicak anisina saygiyla.." diye baslar..

   

Gemlige dogru

fabrikalar
sanayi siteleri ve
beton yiginlari arasindan
biraz zor


Denizi göreceksin;
Sakin sasirma.

GÜN OLUR

Gün olur, alir basimi giderim,
Denizden yeni çikmis aglarin kokusunda

su ada senin
bu KOLI BASILI benim
ZEHIRLI VARILLERin
pesi sira!


ISTANBUL'U DINLIYORUM

Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;

görüntüsü kulaklarimi acitiyor!




Hayal Kahvem

Edebiyat Muhabbetleri'de simdi Ersin Karabulut ve Sandik içi'ni  anlatmak istiyorum...

                                     

Ersin Karabulut'un Sandik içi var ya basucu kitabimdir  ;D Sandik Içi'nin hem çizgileri hem öyküleri  bagimlilik yapacak kadar samimi  gelir bana
Ersin Karabulut kendisi de öyle söylüyor zaten. Karikatür çizmiyor. Her okuyanin kendini bulacagi hayattan kesitleri çok güzel çizip öykülestiriyor.


Çocuklukta hepimizin yasadigi endiseleri, aile içi sorunlari, benzer ebeveyn yaklasimlarini, bizim de çocuklarimiza farkinda olmadan yaptigimiz yanlis davranislari,
okul, ögretmen, arkadas iliskilerini, gençlik komplekslerini, kiz erkek muhabbetlerini okadar dogal ve samimi bir dille yaziyor ve çiziyor ki,mutlaka kendinizden
bir sey degil çok sey buluyorsunuz.

"Yaa! Gerçekten aynen böyle olmustu bana da" diyorsunuz. Ya da ayni durumlarda ayni seyleri hissettiginizi anliyorsunuz. Okudukça daha çok seviyorsunuz.
Sandigin içine daha çok gömülüyorsunuz. Ben çok seviyorum Sandik Içi'ni ! Kimi zaman içine tamamen girip kendimi kilitledigim bile oluyor hatta  ;)