Superman Yeni Dünya - YKY

Başlatan rumar80, 23 Mart, 2013, 18:10:43

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

haysat

Süper kahraman hikayeleri bana biraz uzak olsada elimden geldiğince takip ederim.

Superman çocukluğumuzun kahramanı olarak hafızalarımızda her zaman yer eder.

Bilka döneminde ise biraz daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz  " supi " o bir kuş, o bir uçak, o superman repliğini bizlere ezberletmişti.

Ama dediğim gibi süper kahramanlara biraz soğuk olmam Superman'i bu güne kadar hep ikinci plana itmişti.

YKY yayınlarının çıkardığı sayı daha kapağında beni yakaladı ve bu sayı benim olmalı dedim,içerisinde belkide herkesin bildiği başlangıç hikayesi ve devamında Superman'ın kendi iç dünyasındaki hesaplaşma ,varolma "kendini bulma "  çabası,kendi dünyasını ve bizim dünyamızı tehdit eden düşmanlar karşısında , ben "SUPERMAN "ım diyerek bir efsanenin doğmasına şahit oluyoruz.

Ben her hali ile sevdim alın okuyun,eminim seveceksiniz....
HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !

darkwood

Alıntı yapılan: haysat - 15 Eylül, 2013, 15:31:04
Süper kahraman hikayeleri bana biraz uzak olsada elimden geldiğince takip ederim.

Superman çocukluğumuzun kahramanı olarak hafızalarımızda her zaman yer eder.

Bilka döneminde ise biraz daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz  " supi " o bir kuş, o bir uçak, o superman repliğini bizlere ezberletmişti.

Ama dediğim gibi süper kahramanlara biraz soğuk olmam Superman'i bu güne kadar hep ikinci plana itmişti.

YKY yayınlarının çıkardığı sayı daha kapağında beni yakaladı ve bu sayı benim olmalı dedim,içerisinde belkide herkesin bildiği başlangıç hikayesi ve devamında Superman'ın kendi iç dünyasındaki hesaplaşma ,varolma "kendini bulma "  çabası,kendi dünyasını ve bizim dünyamızı tehdit eden düşmanlar karşısında , ben "SUPERMAN "ım diyerek bir efsanenin doğmasına şahit oluyoruz.

Ben her hali ile sevdimi alın okuyun,eminim seveceksiniz....

Süpermanı çocukluğumdan beri severek okur ve seyrederim, YKY farkıyla yeni dünyayı çıkar çıkmaz bende beğenerek okudum.
Darkwood Sakinleri..

hanac

Umarım devamını çabucak yayınlarlar.

Gerçekten çok beğendim.

DAMPYR

Bu Süperman diğerlerinden daha çekici olmuş.Bende Beğendim.Devamı gelir inşallah.... 8) :D :)

tommikser


alan ford

  Geçen hafta Birgün gazetesinde Superman'la ilgili şahane bir röportaj vardı. Berkant Rasıl mahlaslı , ki şahane olmuş bu mahlas, bir muhabirin kaleminden. Ama espiriyi bugün kitabın sonundaki röportajı okuyunca daha iyi anladım. Buyurun buradan alternatif Supi röportajı

  "Fotoğrafçı arkadaşım Cafer'le, İstanbul'un boğaza bakan kafelerinden birinde, bir süper kahramanın yolunu gözlüyoruz. Havadan iştirak edeceğini bildirdiği için açık bir alan seçelim dedik. Ne olur ne olmaz diye 2 saat önceden geldik ve şimdiden ortalama bir ailenin aylık yemek gideri kadar içecek tükettik. Randevu saati yaklaştıkça heyecanımız katmerleniyor. Yıllarca televizyon ekranlarında izlediğimiz Clark Kent, nam-ı diğer Superman'i beklerken tırnaklarımızın birini bitiriyor diğerini yiyoruz. Tam o sırada, "O bir kuş!", "Hayır o bir uçak!" sesleri yükseliyor. Ve bir çocuk, "Hayır, hayır! O Superman!" diye bağırıyor. Mavi gözleriyle ortamı süzen, orta yaşın biraz üstünde bir adam görüyoruz. Elimi kaldırıyorum, yanıma geliyor. Evet o, Superman!

Doğrusu daha dinç ve neşeli bir insan görmeyi umut ederken, feleğin çemberinden geçmiş, alnındaki kırışıklıklar belirginleşmiş, kederli biri oturuyor karşımızda. 'Yolculuk nasıldı' sohbeti bu nev-i şahsına münhasır adam karşısında anlamını yitirdiğinden, haliyle kısa sürüyor. Uçabilen bir adam çünkü o. "Nasılsınız" diye soruyorum tarihin ilk süper kahramanına, "İyi diyelim, iyi olalım" diye karşılık veriyor. Yüzündeki keder perdesini kaldırmak ümidiyle devam ediyorum sohbete. Cafer fotoğraf çekiyor...

Dünyaya gönderilişinden başlıyoruz. "İsa gibi mi" diyorum, "Yok" diyor, "Benim olay daha farklıydı. Memleketin sonu geldi, mecbur gönderildim bu diyara." Ardından teşbihin doğrusunu söylüyor: "Benimki daha çok cami avlusuna bırakılan bir çocuk gibi." Dediğinin doğru olduğunu düşünüyorum o an, belirsiz bir geleceğin ortasına bırakılıyor Superman. ABD'de Smallville yerine, Türkiye'de Sanayi Mahallesi'ne düşse bambaşka bir yaşama sahip olacaktı. "Hızlı ve çevik olduğu için, depolar arası yedek parça taşıyacak bir eleman ile, dünyanın öbür ucunda, gazetecilik mesleğini icra eden bir süper kahraman olmak arasında bu kadar ince bir çizgi var işte" diye düşünüyorum.

Ondan öğrenmek istediğim bazı şeyler var. Yaşamına, kişiliğine dair itiraflar duymak istiyorum. Nietzsche'nin "üstün insanı" olarak tanımlanan adamın, sıkıntılarını, dertlerini ve tasalarını dinlemek istiyorum. "Nasıldı?" diyorum, "Dışarıdan göründüğü gibi eğlenceli miydi yaşamın, canını sıkan bir şey olmadı mı?" "Olmaz mı" diye başlıyor söze. Kıyafetinden çok çekmiş. "Kışın iyi oluyordu, soğuk almıyordu bünye" diyor ama hemen ekliyor, "Yazın tam bir eziyetti, bir mesele çıkmasın diye dua ediyordum gün boyu." Her şeyin ötesinde, o pantolonunun içine tepmek zorunda kaldığı pelerininden bahsederken yüzünün aldığı şekil tam bir insanlık dramı... "Hissettirmedim kimseye" diyor. Gerçekten de o söz etmeseydi, takım elbisenin içine giyilen Superman kıyafetine ait pelerinin, giysi içinde nasıl muhafaza edileceği daha önce aklımı hiç kurcalamamıştı. Meğer pantolona tepiyormuş adamcağız. Üzülüyorum...

Sözü daha ciddi konulara getirmeye çalışıyorum. Önce kirlendiğini düşündüğü için bıraktığı gazeteciliği, daha sonra da artık 'kudretine' inanmadığı için ABD vatandaşlığından ayrılışını sormak istiyorum. "Kimdin sen?" diyorum; "Üstün Amerikan ulusunu temsil eden, her şeye gücü yeten bir süper kahraman mı, yoksa subliminal mesaj kaygısında olmayan iyiliksever biri mi?" Gülümsüyor, uzaklara dalıyor (Belki o an Himalaya dağlarını seyretmiştir, bilemeyiz. Adamın göz teleskop gibi). Ömrünün önemli bir kısmını havada uçarak geçirdiği için ağrıyan sırtını dikleştiriyor. "Evet, başında öyleydi" diye başlıyor söze. "İnsanlara yardım ediyordum ama beni kullandılar" diyor. "Amerikan ideolojisi benden faydalandı, imaj yarattı üzerimden. Dünyaya yardım eden, merhametli, zeki, yakışıklı, karizmatik ve her şeyin ötesinde yenilmez, süper güçlü bir adamı sembol olarak kullandılar" diyor. Sinirlendiğini anlıyorum, elinden bir kaza çıkacak diye hafif endişeleniyorum ama hemen aklıma geliyor; hata biz basit kullar için. O koskoca bir Superman. Endişemin yerini tekrar merak alıyor. "Sen bu durumdan şikâyetçi miydin?" diye soruyorum, "Başta hayır" diyor. "Başta her şey hoşuma gidiyordu. Ben insanlara yardım ediyordum, onlar da bana 'Teşekkürler Superman' diyordu. Anlaşma böyleydi. Yaptığım şeye karşılık beklediğim ise sadece saygıydı" diye ekliyor.

Önceleri Amerikan propagandası rahatsız etmemiş kendisini. Ama sonradan vicdanına dokunmaya başlamış. Şöyle anlatıyor: "İçinde dünyaya geldiğiniz toplumu kolay sorgulayamazsınız. Evrendeki tek doğru zannedersiniz. Ama yaşadığınız dünyaya şöyle dışarıdan çekilip baktığınızda bazı çatışmalar yaşarsınız kendi içinizde ki, dünyaya uzaktan bakma konusunda avantajları olan biriyim"(Gülüyor). İlk başlarda onu rahatsız etmeyen Amerikan Rüyası, sonraları 'kanına dokunmaya' başlamış Superman'in. Savaşlardan ve krizlerden dem vuruyor, "Hepsinin sorumlusu Amerika" diyor.

Felsefi sorgulamalarda bulunuyor: "Gücümün sonsuz olduğunu biliyordum. Ama ömrüm boyunca kötülüğe karşı mücadele etmeme rağmen onu bitiremedim" diyor. Aslında ömrü boyunca yaptığının 'kötülüğe karşı savaşmak' değil, "kötü bir sistemin işlemesine yardım etmek" olduğunu dile getiriyor, ağlamaklı bir ifadeyle. Devam ediyor, "Ben sorun kötü huylu insanlardan kaynaklanıyor sanıyordum, oysa onlar kötü bir işleyişin meyveleriymiş. Ben onlarla mücadele ederek, kötü insan üretiminin süreklileşmesini sağlamışım" diyor... Superman, 'süper sistem'e karşı oluyor bir anda. Cafer fotoğraf çekmeye devam ediyor...

Biraz toparlıyor kendini. "Bana bir bak" diyor, "Benim maskem Clark Kent'ti". "Neden biliyor musun?" diye soruyor bana. "Bilmiyorum, müneccim miyim ben" diyorum. Espriyi, ait olduğu kültür yapısında bir yeri olmadığı için anlamıyor Superman (o sırada biraz daha enternasyonal espriler yapmam gerektiğini farkediyorum). Ama çarpıcı bir cevap veriyor: "Çünkü sadece korkak, cahil, kendine güveni olmayan ve attığı adımdan ötesini göremeyen bir insan gibi davranarak Amerikan toplumu içinde kamufle olabilirdim" diyor. "Vay anasını" diyorum aniden. O nedenle hiçbir Amerikan vatandaşı ondan şüphelenmemişti" diye geçiriyorum içimden. Şimdi anlıyorum.

Röportaj burada sonlanıyor. Sohbet için teşekkür ediyorum. Ayrılırken, yüzü savaşta esir düşmüş bir tutsak gibi. Büyük bir özgüvenle Vietnam'a gittikten sonra, Vietnam halkının süngüsünün önünde, elleri havada teslimiyetin simgesi halinde yürüyen Amerikan askerlerini andırıyor mizacı. O güçlü adamdan eser yok karşımda. Ayağa kalkıyor, uçuyor ve gidiyor. Cafer fotoğrafını çekiyor. (Pelerini pantolonda kaldı)"

                                                                                                                                                                                                                                                            Berkant Rasıl
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

DAMPYR


Solomon Kane

Alıntı yapılan: hanac - 15 Eylül, 2013, 13:54:28
Kitabı bir arkadaşım aldığı için kontrol edemedim, neydi o adres ?

Hasan abi çizgi roman şimdi valizde bakınca yazarım :)
Hiç bir yerde huzur bulamazken ölmek için endişe etmek neye yarar? JUDAS

Yarım uyku 4 sandviçe bedeldir. ( Demir Pençe Filminden)

" Çelikten yüreklerimiz, tunçtan ruhlarımız, kurşundan mermilerimiz vardır."

Bütün çizgi romanları bulabileceğiniz tek yer cennettir. ( Ben :) )


Solomon Kane

Alıntı yapılan: hanac - 15 Eylül, 2013, 13:54:28
Kitabı bir arkadaşım aldığı için kontrol edemedim, neydi o adres ?

Daha kapsamlı içerik için www.dailyplanet.com adresini ziyaret edin.
Hiç bir yerde huzur bulamazken ölmek için endişe etmek neye yarar? JUDAS

Yarım uyku 4 sandviçe bedeldir. ( Demir Pençe Filminden)

" Çelikten yüreklerimiz, tunçtan ruhlarımız, kurşundan mermilerimiz vardır."

Bütün çizgi romanları bulabileceğiniz tek yer cennettir. ( Ben :) )


hanac

Alıntı yapılan: Solomon Kane - 18 Eylül, 2013, 13:51:36
Daha kapsamlı içerik için www.dailyplanet.com adresini ziyaret edin.

DC Comics sitesine yönlendiriyormuş  :)

Solomon Kane

evet meraktan girdim baktım bende :)
Hiç bir yerde huzur bulamazken ölmek için endişe etmek neye yarar? JUDAS

Yarım uyku 4 sandviçe bedeldir. ( Demir Pençe Filminden)

" Çelikten yüreklerimiz, tunçtan ruhlarımız, kurşundan mermilerimiz vardır."

Bütün çizgi romanları bulabileceğiniz tek yer cennettir. ( Ben :) )


gamlıbaykuş

Ne oldu bizim Superman maceramız. Hala ses yok. DC açlığı başladı ;D
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

dean

Geçen ay e-mail atmıştım. Geri dönmemişlerdi.

Laplacee

Volume 2 ne zaman yayınlanır bilgisi olan var mı?

dean

Alıntı yapılan: matedoor - 16 Ocak, 2014, 23:43:57
Volume 2 ne zaman yayınlanır bilgisi olan var mı?

  Maalesef şu an bilgi yok. YKY diğer çizgi romanları tıkır tıkır yayınlıyor ama Comics'e gelince ses seda yok.