Usagi Yojimbo - Presstij (IDW)

Başlatan hanac, 05 Haziran, 2020, 07:43:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Darkopal

Alıntı yapılan: xmenac - 06 Ağustos, 2020, 20:03:48
Presstij Dükkan Varyantı yatay panel formatındaki ciltlerin kapağına benziyor. Diğer edisyonlardan farklı bir edisyon mu olacak?
Hayır. Resimden tam anlaşılamıyor sanırım ama önlü arkalı bir kapak bu.

ghostrider

Büyük güç büyük sorumluluk gerektirir.

xmenac

Alıntı yapılan: Darkopal - 06 Ağustos, 2020, 20:12:35
Hayır. Resimden tam anlaşılamıyor sanırım ama önlü arkalı bir kapak bu.

Teşekkürler. Kapak çiziminin arka kapağa uzandığı kompozisyonlar güzel oluyor.

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dayıcomics


BAHADIR


kırkambar

Hey gidi günler... Değil Türkçe, İngilizce ciltler bile alınabiliyordu. Şimdi basit bir epic collection bile 300 liraya dayandı. Umarım dolar tekrar ikilere düşer de hem Türkçe hem İngilizce kitaplara ulaşmak daha hesaplı olur.

pizagor

Alıntı yapılan: kırkambar - 07 Ağustos, 2020, 10:01:43
... Umarım dolar tekrar ikilere düşer de ...

Anca sıfır atıldığında olur gibi :)

Maalesef gidişat çok fena...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Nightrain

Bundan 3-4 sene önce, Türkçe ciltler 60 TL'ye dayanacak deseler gülerdim. Şimdi artık çok normal geliyor. :-\
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ferzan

    Usagi Yojimbo 'lar bugün elime geçti, sıcağı sıcağına 7 fasikülü de okudum.

    Uzun zamandan beri ABD 'de her hafta ne çıkmış, hangi yayınevi ne çıkarmış, ana akım ne durumda, bağımsızlar ne durumda, alternatifler ne durumda diye tek tek takip ederim. Çarşamba çizgi romanlarının (ABD 'de her çarşamba yeni sayılar çıkar, yayıncılar o ay çıkaracakları yayınları haftalara yayarak çarşambadan çarşambaya görücüye çıkarır) çetelesini tutup önizlemelerine bakarım. Beğendiklerimi de kenara not eder, ayrı bir klasörde numunelerini ve notlarını tutarım. Usagi Yojimbo da birkaç senedir eski-yeni serilerinin takibine düştüğüm, örnek görsellerini incelediğim ve çetelesini tuttuğum bir seriydi. Bana ilginç gelmesinin sebebi görsel olarak fazlasıyla doğal ve organik olmasıydı. Yani çizerin çerçeve dışına taşan taramaları, zaman zaman titreyebilen balon çizgileri, sadece eskilerin yaptığı sayfa kenarında çerçeve içine numara atma adetini sürdürmesi ve kaligrafiyi de balonları çizdiği gibi elle yapmasından ötürü epeydir radarımdaydı. Ben aslında siyah beyaz serilerini daha estetik buluyordum, renkli seri ile klasik maceraların renkli yeni basımlarındaki renk yaklaşımı o kadar da hoşuma gitmiyordu. Hatta Presstij 'in renkli seriyi basacağını öğrenince de biraz burulmuştum şahsi siyah beyaz tercihimden ötürü. Ne var ki şu an renkli ya da renksiz olmasının bir önemi kalmadı benim için.

    Dumanı üzerinde 7 sayı elime geçmeden önce internetten hangi seri olduğuna ve güncelliğine baktım. Ben şu an devam etmekte olan 2019-2020 serisi olduğunu bilmiyordum. Bir önceki serilerden biri sanıyordum. Şu an Presstij 'in ilk 7 sayısını çıkardığı bu serinin ABD 'de bu hafta 11. sayısı çıktı. Yani aramızda sadece 4 ay fark kalmış oldu. Şu an Usagi Yojimbo 'yu hemen hemen güncel okuyoruz denebilir rahatlıkla. Aynı durum Once & Future için de geçerli ama ondan kendi başlığında bahsedeceğim.

    Usagi fasiküllerinin orijinal boy olduğunu geçen hafta öğrenmiş ve mutlu olmuştum. Malum, bizdeki fasikül yayıncılığında son 20 yılda Lal 'in renkli Conan fasikülleri (Dark Horse 51 'lik seri / 2004) ve Ayrıntı 'nın Dövüş Kulübü 2 fasikülleri haricinde orijinal boy fasikül okumamış, hep birer parmak daha kırpılıp bizim tasarruf ölçülerimize uyan Türkçe comicslere alışmıştık (İthaki ve YKY 'nin orijinal ebat comics ciltlerinden bahsetmiyorum, çünkü mevzumuz cilt değil fasikül). Dolayısıyla daha önce kendisi de orijinal ebat fasikül basmamış olan Presstij, bu hareketiyle orijinal takıntısı depreşen beni memnun etmiş oldu ama geçen hafta bu başlıkta bahsedilmemiş (bahsi geçtiyse de göz önünde kalamamış) bir detayı bugün fasikülleri elime alınca fark ettim ki, o detay fasüküllerde karton cilt kapağı kullanılmış olmasıydı. Şimdi bizdeki fasikül kapakları Presstij de dahil şu ana kadar iki çeşit çıktı. Ya iç sayfayla aynı kalınlıkta kapaklara sahip fasiküller poşet içerisinde dik durmasına yarayacak kapak görselinin karton baskılı desteğiyle bizlere düzgünce ulaştı, ya da yıllardır alıştığımız üzere iç sayfadan daha kalın ve parlak olup cilt kapağı kadar da kalın olmayan, orijinale en yakın kapak kalınlığıyla basıldı. Ben kendi adıma ilk defa bu sene Marmara 'nın Conan fasiküllerinde karton cilt kapağı kullanıldığını gördüm ki onu pandeminin en civcivli döneminde çıkardığı iki fasikül comics ile (isimleri hatırımda değil, bakmaya da üşendim ama Captain America ve Weapon Plus fasikülleriydi sanırım) Gerekli Şeyler takip etti. Şu an fasikülleri karton cilt kapağıyla sunan üçüncü yayıncımız Presstij oldu ama diğerlerinden farklı olarak bunu orijinal ebatlarında basarak yaptı. Bunun ne gibi bir önemi var derseniz şöyle diyebilirim; ABD 'deki standart comicslerin kapaklarından çok daha kaliteli olan karton cilt kapağı yaklaşımıyla hem fasikül daha sağlam durup bükülmüyor, hem de poşette saklayacak olanların fasikül fizyolojisi bozulmasın diye poşet içine ve fasikül arkasına karton fasikül desteği koymasına gerek kalmıyor. Bunun muhabbetini yapma sebebim, benim açımdan bu bir edisyon avantajı olmasından ötürüdür.

    Seri ile olan aşinalığımı ve edisyon ile olan etkileşimimi anlattıktan sonra sıra geldi içerikten bahsetmeye;

    Yalan yok, bu seriye dair öyle aman aman bir beklentim yoktu. En yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü benim ilgimi çekiyordu ama ne bizde basılması aklıma gelirdi, ne de basılacağı takdirde büyük beklentilerle alıp okuyacağım aklıma gelirdi. Zaten basılacağını duyunca çok şaşırmıştım, merakımı gidereceğim için sevinsem de beklentimi düşük tutmuştum. Ne kadar özgün ve ilginç olursa olsun, hayatım boyunca beklediğim anlatı olmadığı belliydi. Buna rağmen beklentimi fazla düşürdüğümü okuduktan sonra fark ettim. Hiç fena değilmiş dedim. Öyle aman aman bir seri değil belki ama asla okunduğuna pişman etmiyor ve enteresan hislere sokuyor. Ben sırf orijinal ebat, çizerinin organikliğinden ötürü seriye olan merakım ve de 7 sayı bir arada çıkıp 4 tam macera barındırdığı için meyletmiştim, sonrakilerde o kadar da hevesli olmam diyordum ama öyle olmadı.

    Yalnız Kurt ve Yavrusu 'nu okuyup sevenler, Usagi Yojimbo 'yu okurken o kadar etkileyici ve detaylı olmasa da bazı tanıdık hislere kapılabilirler. Sonuçta samuray ve eski Japonya kültürü tek ortak noktaları olsa da Usagi 'nin kendine has ilginçlikleri; hikayelerin rutin bir sadelikten bir anda çok acayip bir dramatikliğe geçebilmesi ya da ters köşe yapıp çok absürt bir mizah silsilesine dönebilmesi... 7 sayıya dağılmış 4 ayrı hikayede de birbirinden farklı hislere soktu ve adını tam koydurtmadı. Bu bence iyi bir şey.

    Sayı 1-2-3 'te yer alan üç sayılık "Bunraku" hikayesi, Usagi Yojimbo 'ya dair sade bir başlangıç oldu. Aşağı yukarı çapı budur herhalde diye düşündürttü. Hikayeler genelde bu tatta olacak demek ki dedirtti. Ara sıra farklı bir tat almak ya da soluklanmak için okunabilir diye de ilave ettirdi. Bunun yanında serinin uzun zamandır aralıklarla devam eden bir seri olmasından ötürü Bunraku hikayesinde karşımıza çıkan Susake karakteriyle Usagi 'nin geçmişlerini ve orijinini bilmediğimizi de hatırlattı ama yormayan bir hikaye anlatıldığı için bu orijin eksikliğinin bir önemi kalmadı. Belki bir ara Usagi 'nin orijininden ve Susake ile olan geçmişinden bahsedilir yazı olarak. Dediğim gibi, o kadar da önemli değil, sonuçta uzun yıllardır devam eden ve farklı durakları olan bir serinin en güncel yayınından başladık okumaya. Bunun haricinde hikaye idare eder vaziyetteydi. Susake karakteri epey ilginç gelmekle birlikte Usagi başlangıç için biraz fazla silikti.

    Sayı 4-5 'te yer alan iki sayılık "Kahraman" hikayesi, ilk hikayeden sonra beni epey şaşırtan ve beklemediğim şekilde gelişen son derece ciddi bir hikaye oldu. İlk hikaye de kendi içinde ciddiydi ama ikinci hikayede bambaşka bir ciddiyet ve yaklaşım vardı. Ne yalan söyleyeyim, bu hikaye Yalnız Kurt ve Yavrusu 'na uyarlansa ve o görsellikle sunulsa zerre kadar sırıtmazmış. Spoiler olmaması için detaya girmeyeceğim ama "Kahraman" en beğendiğim hikaye oldu. Ayrıca Usagi ile bence bu hikayede adam akıllı tanışmış ve karakter özelliklerini görmüş olduk.

    Sayı 6 'da yer alan tek sayılık "Adaçigahara 'nın Gulyabanisi", ilk hikaye kadar yavan olmasa da "Kahraman" 'dan sonra çerez gibi geldi. Diğer yandan insanın hoşuna da gidiyor böyle tek sayılık anlatılar. Ayrıca Usagi 'nin geçmişiyle ilgili de ipuçları verip karakteri biraz daha tanımamızı sağlıyor bu hikaye.

    Sayı 7 'de yer alan tek sayılık "Higaşi 'nin Kılıçları" da bir önceki maceradan sonra ezber bozarak beni rutine sokmamayı başardı. Bu macerada beklemediğim tatta üstü yarı kapalı bir absürt mizah vardı ve çok hoşuma gitti. Giriş bölümü sakin gözükse de gelişme ve sonuç bölümlerinde o sükuneti bambaşka yerlere çekerek absürt sosuyla sonuca bağladı. Sanıyorum "Kahraman" 'dan sonra ikinci sıraya bu hikayeyi koyabilirim.

    7 fasiküle dağılmış 4 ayrı hikayenin 4 'ü de birbirini ne his olarak, ne de gidişat olarak tekrar etmedi. Her birinde ayrı ayrı tatlar vermeyi becerdi. Başta söylediğim gibi beklentimi epey düşük tutmuştum ama okuduktan sonra bu seriden ve karakterden hoşlanmaya başladım. İçerik beklediğimden çok daha iyi çıktı. Bundan sonraki sayılarda yaklaşımım daha bir merak ve beklenti içerecek, orası kesin.

    Bir de ufak bir detay; seride karakterler insan değil de insan formuna yakın kedi, köpek, tavşan, çakal vs. gibi hayvanlar olduğu için, bazı sokak hayvanları ya da doğadaki yaratıklar da dinozor benzeri tasvirlerle verilmiş. Yani sokak arasında gördüğünüz kaşınan ya da koşan ufak yeşil bir dinozor benzerinin, Usagi evrenindeki kedi-köpeğe ya da doğadaki av hayvanlarına tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Atlar yine binek olarak kullanılmış, pek bir değişim olmamış. Bunun haricinde farklı yaratıklar da kaçınılmaz olarak çıkmaya devam edecek.

    Şimdiye dek tanışmadığım ve uzaktan aşina olduğum Usagi Yojimbo ile beni resmi olarak tanıştırdığı için Presstij 'e teşekkür ederim. Bunu yaparken ihmal etmediği edisyon kalitesi ve Stan Sakai 'nin yazı karakterini koruyarak yaptığı balonlama için de ayrıca teşekkür ederim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

hanac

Alıntı yapılan: Mösyö Lejant - 08 Ağustos, 2020, 11:07:56
Eskiden forumun giriş sayfasında bir blog adresi olurdu. Bu tür uzun incelemelerin forumun blog sitesine eklenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Bir süre sonra çizgi roman başlığının üçüncü sayfasında unutulup gitmek yerine orada daha ön planda kalacaktır.

Blog işinden vazgeçtik gibi.

Sadece forum olarak devam ediyoruz.

ferzan

Alıntı yapılan: Mösyö Lejant - 08 Ağustos, 2020, 17:30:13
Üzüldüm, çok yerinde bir çabaydı. Blog sitelerinin sevdiğim yönü, mesaj sayısını artırmaya çalışan üye yorumlarına denk gelmeden asıl yazıyı okuma fırsatı sunması ve bu yazıların da uzun bir süre site girişinde yer almasıydı. Hem vakit tasarrufu oluyordu hem de foruma göre çok daha pratik bir biçimde okunabiliyordu yazılar. Örneğin ben ilk başlarda her gün bakıyordum siteye ama sonrasında buradan aşina olduğumuz hiçbir ismin yazmadığını anlayınca arada bir uğramaya başlamıştım. Bir süredir yeni yazı gelmeyince de ümidimi yitirmiştim. Madem ki netice bu yönde, internet tarayıcımdaki yer işaretlerinden kaldırayım.

Renkli çizgi romana yönelik ön yargınızın bu seriyle sonlanmış olması sevindirici. Birçoğumuz çizgi romana siyah beyaz Tommiks ve Teksas ile başladık ancak zaman içinde çizgi roman değişti. Televizyon örneği gibi bir durum bu, o dönemki yayın teknolojisi nedeniyle renk yoktu. Şimdi yüksek çözünürlüklü, geniş ekran ve renkli yayınlar yaygın. Çizgi romanda da gıcır gıcır kuşe kağıtlı comics ve frankofon çizgi romanlar var. Nostaljiyi geride bırakmak lazım, neyse ki yayınevlerimiz bu durumun farkında ve okurun talep göstermediği siyah beyaz fumetti yerine renkli serilere ağırlık veriyorlar.

    Önyargım renkli çizgi romana değil, Usagi Yojimbo 'nun renkli edisyonunaydı. Zira genel olarak siyah beyaz görücüye çıkan ve görsel dinamiği ona göre ayarlanan bir serinin güncel renkli serisinden başlanması ve bu serideki renklendirmenin de çok düz yapılmasından ötürü renkli seriden keyif alıp almayacağım konusunda endişeliydim. Genel olarak çizgi romanlarda renklilik - renksizlik olayını görselin ve içeriğin yaklaşımına göre ele alırım. Fumettilerin sonu çift sıfırlı sayılarındaki renklendirmeleri sevmem, çünkü bu seriler siyah beyaz dengesiyle renk gözetilmeden hazırlanır ve sırf sonu çift sıfırlı diye bu siyah beyaz dengesi yerinde olan sayfalara dümdüz renk atılması hoşuma gitmez. Öte yandan, renkli olarak tasarlanıp hazırlanan fumettiler vardır ki tadından yenmez. Orfani, Zagor Orijin, Tex Romanzi serisi ve Mister No Revolution gibi serilerin görsel planlaması renge göre ayarlandığı için sonu çift sıfırlı dalyaların aksine tek boyutlu renk ve sıfır tonlamayla değil, comics ya da frankofonlardaki gibi nitelikli bir renk yaklaşımıyla ve doyurucu tonlamalarla ele alınırlar. Bu yüzden de çok lezzetli görünürler.

    Profesyonel bir çizer ve ressam olarak hayatımdan rengi çıkarmam söz konusu bile olamaz ama benim Usagi numuneleriyle tanışmam siyah beyaz serisi üzerinden olduğu için, renkli serisindeki renk yaklaşımını da tıpkı sonu çift sıfırlı fumettilerdeki gibi suni ve yetersiz bulduğum için geçerliliğini yitirmiş şahsi bir temennide bulundum yalnızca. Okuduktan sonra da bunun bir önemi kalmadı zaten. Halen Usagi 'nin bu serisindeki renklendirmeyi kendi açımdan kötü buluyorum ama dediğim gibi okuyunca fazla bir önemi kalmadı. Sevilirse belki ileride siyah beyaz serisi de basılır, bir de onu tatmış oluruz ve Usagi 'deki renk yaklaşımına dair hep beraber bir kıyaslama yaparız. Diğer yandan bazı okurlar için siyah beyaz olmasındansa kötü bir renklendirmeye sahip olması yeğlenebiliyor, bunu da bir noktada anlayabiliyorum. Ben kendi adıma hikayeyi ve görsel anlatımı en iyi hangisi taşıyacaksa ona sığınıyorum. Renksiz düşünemeyeceğim çok sevdiğim renkli çizgi romanlarım olduğu gibi içine asla renk girmesini istemeyeceğim ve çok kıymetli bulduğum siyah beyaz grafik yoğunluğu yerli yerinde bazı favori yayınlarım var. Geçmişin aksine bugün renk de, siyah beyaz da sanatsal bir tercih. Geçmişte ise büyük ölçüde zorunluluktu ya da renkli yayınlar baskı tekniklerinin el verdiği ölçüde bir kaliteye sahipti. Bugün benim açımdan tek problem, bazı işlere rengin olması gerektiği gibi uygulanamaması. Usagi Yojimbo 'nun bu renkli serisi başka bir renk yaklaşımıyla ele alınmış olsaydı belki siyah beyaz haline prim vermekten vazgeçebilirdim ama bu haliyle siyah beyazını aramıyor değilim. Yine de okurken hiçbirinin önemi kalmadı, kapıldım ve gittim. Gözüm de alıştığı için bundan sonrasında dert edeceğimi sanmıyorum.

    Mesele siyah-beyaz nostaljisi ya da eskiye bağımlılık değil de söz konusu eserde rengin ele alınma biçimi ve bir illüstratör gözüyle bu renk yaklaşımına dair şahsi fikrimden ibaret.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

Sert kapaklısı ön siparişe açılmış. Fiyatı 80 TL. Hemen verdim siparişi. Yanına yine Presstij'den çıkan; Once & Future ve Gesar: Yokbol Başlıyor kitaplarını da ekledim. :D

https://www.presstij.com.tr/kitap/usagi-yojimbo-cilt-1-sert-kapak-ilk-7-sayi-birarada-978-625-7996-22-8
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

Nightrain



Usagi Yojimbo destanı kahramanımızın oyuncuların göründüğü gibi olmadığı bir kukla dramına karıştığı üç bölümlük "Bunraku" ile başlıyor. Doğaüstü bir müttefikin yardımı, Usagi'nin daha fazla ölümü önlemesi için yeterli olacak mı?

Ardından ünlü bir yazar olan Lady Mura tarafından yojimbo (koruma) olarak işe alınan Usagi, babasının evine yaptığı tehlikeli yolculukta ona eşlik ederken kendi köklerine geri dönüyor.

Ayrıca Stan Sakai'nin ilk Usagi hikâyesi olan 8 sayfalık "Adachigahara'nın Gulyabanisi" ni yeniden ele alarak 24 sayfa genişlettiği, olaylara ve karakterlere yeni anlayışlar ekleyerek Usagi'nin eve dönüş nedenini ortaya koyduğu 35.yıl dönümü özel macerası sizi bekliyor. Son hikâyede Usagi, Higashi Klanı'nın yadigârı olan çalıntı bir kılıcı kurtarmada ödül avcısı Gen ve Sokak Köpeği'ne katılıyor.

Edo Dönemi Japonya'sında yolculuk eden savaşçı tavşan, ronin Miyamoto Usagi'nin yeni ve tamamı renkli maceralarına siz de eşlik edin!

184 sayfa, 80 TL
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"