OLEG - Frederik Peeters (BAOBAB)

[TKnKT]

OLEG


Özgün Adı: Oleg
Yazan/Çizen: Frederik Peeters
Çeviri: -
Yayın Tarihi: Yakında!
Sayfa Sayısı: 184 sayfa
Boyut: 17 x 24 cm
Etiket Fiyatı: 140₺
Tanıtım Metni: Mavi Haplar'dan yirmi yıl sonra Frederik Peeters hikayesini yeniden anlatıyor, ancak özneyi "ben" yerine "o" olarak değiştiriyor ve Oleg avatarını kullanarak çizgileri bulanıklaştırıyor ve önemsizlik tuzağından kaçınıyor. Komik, keskin, dokunaklı ve hatta şaşırtıcı olan günlükler aracılığıyla karikatüristlik mesleğinin ve günlük yaşamının üzerindeki perdeyi (kısmen) kaldırıyor ve böylece zamanımızın peşini bırakmayan bir takım çelişkilere dikkat çekiyor: teknolojik ultra modernlik ve gerici/tutucu düşünce, yüzeysellik kültü ve özgünlük, aşırılık ve kargaşa arayışı.

Ancak Oleg, yazarın kendisine en yakın olanlara güzel bir aşk ilanı olarak da okunabilir - ve banalı yüceltmemize ve zorluklara karşı koymamıza izin veren şeyin bu güç olduğunu, huysuzluktan uzak bir hatırlatma olarak da okunabilir.

Sayfa Örnekleri:

[KenParker]

Mavi Haplar'ın linkini koymanız çok iyi olmuş. Forumda link konabiliyor muydu ya?

[TKnKT]

Mavi Haplar'ın linkini koymanız çok iyi olmuş. Forumda link konabiliyor muydu ya?

    Herhangi bir linki -bu durumda forumdaki mesaj başlığının linkini- (url=link)Link bağlanacak kelime(url) (köşeli parentez olacak fonksiyondakiler) olacak yazarak ekleyebilirsiniz. Uzunca bir süredir kullandığım bir fonksiyon.

[TKnKT]

    Aktardığı mesajlar elbette var ancak bir hikaye anlatısı yok. Böyle bir derdi de yok. Biraz ilintili biraz da bölük pörçük ilerliyor. Birazı hayal dünyası ama çoğunlukla yaşantıdan kareler. Hikayesizlikten/yaratıcılıktan dert yanan çizerin banal bulduğu otobiyografiye dönüşü de diyebiliriz. Hayata karşı olabildiğince karamsar ama ait olduğu en küçük toplumsal birime sıkı sıkı bağlanmış bir karakter Frederik Peeters aka OLEG.

    Oldukça sade bir anlatısı var, zaten çoğunluğu bir dış ses anlatısı. Sayfaları çevirirken hissedilen kalabalık ve yoğunluk okurken hissedilmiyor. Esasında beklentisiz girilmesini tavsiye edeceğim bir eser. Ben hem Frederik Peeters hem de BAOBAB gazı ile bir miktar yüksek devirden çevirdim kapağını ama eser o iklimde değil. Spoiler vermek gibi mi olur bilemedim ama kitap içerisinde de vurgulanan bir anagram var. EGOlu bir karakter olan OLEGin, LEGO misali hayatından parçalarla birlikte oluyoruz. Çizer ağzıyla bu anagramı söylemese dikkatimden kaçardı, görünce hoşuma gitti. Bu kadar düşük tondan kitabı ele alınca da beğenmedim gibi duruyor ama memnuniyetsiz ayrıldığımı da söyleyemem. Beğeninizi yine de sizin takdirinize bırakırken beni keyiflendiren şu güzel alıntıyı aşağıya bırakmak isterim:

+Hay sıçayım Oleg! Sol kulağım duymuyor galiba!
-Siyasi bir duruş mu yoksa bu?