dean'in izledikleri

Başlatan dean, 19 Ağustos, 2013, 15:53:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

The Legend of Tarzan



http://www.imdb.com/title/tt0918940/

  Yeni Tarzan filmini David Yates'in yöneteceği açıklandığından beri zaten filmle ilgili büyük bir beklentim yoktu. Zira bu şahsın Harry Potter filmlerinden nefret etmiş bir insan olarak David Yates'i son derece yetersiz ve vizyonsuz bir yönetmen olarak buluyorum. The Lagend of Tarzan'da Yates'in yetersizliğinden payına düşeni almış. Öncelikle son derece zayıf ve mesaj verme kaygısı altında ezilen bir hikayesi var. Ki bu mesajıda düzgün bir şekilde verdiğini söylemek mümkün değil.

  Hikaye tercihi olarak çizilen Tarzan profilininde izlemek için heves ettiğimiz Tarzan'dan uzak olduğunu düşünüyorum. Filmin yarısına kadar gömlek ve pantolonla gezen, Afrika'ya dönmek istemeyen, şehir hayatına alışmış Tarzan beni pek etkilemedi. Ana hikayeye yapılan flashback'ler ise hikayeyi geliştirmekten ziyade Alexander Skarsgård'ın karın kaslarını göstermeye yönelik sahneler. Tarzan kimliğini kabul ettiğinde ise hikaye Tarzan, Leon Rom ve Chief Mbonga arasındaki yavan çatışmayı bize sunuyor.

  Filmin cgi kullanımı, Tarzan'ın ormanla ve hayvanlarla etkileşiminin de başarışı olduğunu söylemek mümkün değil. Bu konuda son yıllardaki en iyi film The Jungle Book olsa gerek. The Jungle Book cgi kullanımı konusunda ders niteliğinde bir filmdi.

  Sözün özü filmi beğenmediğimi söylemek durumundayım. Önümüzde Yates'in Fantastic Beasts and Where to Find Them filmi var. Onunda bütün Yates filmleri gibi tatsız, tuzsuz, yavan bir film olacağını düşünüyorum.

dean

Independence Day: Resurgence



http://www.imdb.com/title/tt1628841/?ref_=nv_sr_3

  Son yıllarda eski filmlerin devamlarının çekilmesi artık alışkın olduğumuz olaylardan biri haline geldi. Kimi son derece kaliteliyken (Mad Max) kimi de son derece kötü (Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull) olabiliyor. Independence Day: Resurgence'da kesinlikle ikinci seçenekteki gibi bir film.

  Uzun zamandır izlediğim en ruhsuz film herhalde Independence Day: Resurgence. Bu furyadan payına düşeni almaya çalıştığı her halinden belli. Dünyanın en zorlama hikayesi, ucuz espriler, sadece görselliği düşünen bir yönetmenlik anlayışı. Hele ki karakterler arasındaki çatışmalar içler acısı. Roland Emmerich'in içi boş felaket filmlerine alıştık ama bu film onun için bile son derece kötü. İlk filmin altında kaldığını belirtmeye bile gerek yok. Senenin izlemesi en keyifsiz blockbuster filmlerinden biri.

dean

Ghostbusters



http://www.imdb.com/title/tt1289401/

Independence Day: Resurgence için "senenin izlemesi en keyifsiz blockbuster filmlerinden biri" demiştim. Ghostbusters içinde senenin en kötü, tarihinde en kötü blockbuster filmlerinden biri demek zorundayım. Neresinden tutarsanız orasından dökülen bir film bu. Sony filmin kötü olduğunu bildiğinden cinsiyetçilik üzerinden vurmaya çalıştı. Fragmanı beğenmeyen herkes hemen kadın düşmanı ilan edildi. Neden beğenilmediği dinlenmedi bile. Ayrım basitti fragmanı beğenmediysen kadın düşmanısın. Ama tabi film vizyona girince ne olduğu ortaya çıktı.

  Öncelikle şunu söylemek lazım. Filmin tercih ettiği mizah korkunç derecede kalitesiz. Bildiğiniz kusmalı, osurmalı affedersiniz s*çmalı bir mizah var filmde. Recep İvedik'in bütçeli hali gibi film. Hele üzerine bu kadar tatava yaptıkları konuda, insanları ayrımcılıkla suçladıkları konularda yani cinsiyetçilik ve ırk konularında yapmaya çalıştıkları espriler ise çekilecek gibi değil. Film boyu süren çorba muhabbetleri ise sinema tarihinin kara lekelerinden biri.

  Melissa McCarthy, Kristen Wiig, Kate McKinnon ve Leslie Jones dörtlüsünün kimyalarının tutmaması ise ayrı bir vaka. Birlikte ve tekil olarak son derece itici karakter portreleri çizmişler. Yalnız Sezar'ın hakkı Sezar'a filmdeki belki de tek tahammül edilecek karakter Kate McKinnon tarafından Jillian Holtzmann sayılabilir. Orijinal kadronun cameo'ları ise benim açımdan korkunçtu.

  Devamının gelmeyecek olması benim açımdan sevindirici bir haber. Zira bir insan böylesine bir işkenceye ömrü hayatı boyunca bir kez katlanabilir.

hbegec

Alıntı yapılan: dean - 19 Ekim, 2016, 14:39:54
Ghostbusters

Kesinlikle katılıyorum.Birde verdiğim linke göz atarsan sevinirim dean.  ;)

https://www.youtube.com/watch?v=MBA3_lM7Eno


dean

Alıntı yapılan: hbegec - 19 Ekim, 2016, 16:39:44

Kesinlikle katılıyorum.Birde verdiğim linke göz atarsan sevinirim dean.  ;)

https://www.youtube.com/watch?v=MBA3_lM7Eno

  İzledim. Güzel video olmuş. Hemen hemen filmle ilgili aynı şeyleri düşünmüşüz. Yakın zamanda diğer videolarını da izleyeceğim. Gördüğüm kadarıyla samimi, keyifli, güzel bir youtube kanalı olmuş.

hbegec

Alıntı yapılan: dean - 19 Ekim, 2016, 16:55:18
  İzledim. Güzel video olmuş. Hemen hemen filmle ilgili aynı şeyleri düşünmüşüz. Yakın zamanda diğer videolarını da izleyeceğim. Gördüğüm kadarıyla samimi, keyifli, güzel bir youtube kanalı olmuş.

Çok teşekkür ederim. :) Bende zaten neredeyse aynı şeyleri düşündüğümüz için görmeni istedim.Elimden geldiğince doğal,hiç ezbersiz,samimi ve robot bir anlatım tarzı olmayan kanal için uğraşıyorum.Bundan da vazgeçmeyeceğim.Düşüncelerin ve yorumların için çok teşekkürler.Abone olmanı da bekliyorum :)

dean

3 Idiots



http://www.imdb.com/title/tt1187043/

  Filmi beklediğimden çok daha fazla beğendim. İsmini uzun zamandır çokça duyuyordum. Ama nedense garip bir önyargı vardı sanki.

  Filmin en güzel özelliği son derece sürükleyici bir film olması. 3 saatlik uzun süresini seyircisine neredeyse hiç hissettirmiyor. Ana hikayesinin yanında bir çok yan hikayede barındırıyor. Bunları uzun uzun işliyor. Ama kesinlikle sıkmıyor. Film insanı hem eğlendiren, hem güldüren, hem hüzünlendiren hem de düşündürten bir film.

  Hindistan özelinden genel eğitim sistemini, kalıplara takılmış ezberci eğitim anlayışını, ailenin başta olmak üzere toplumun insanlara çizdiği rolleri son derece başarılı şekilde eleştiren bunu yaparken seyirciye bir çok duygu yaşatan son derece başarılı bir film bence 3 Idiots.

  Filmdeki oyunculuklarda oldukça başarılıydı. Bütün kadronun filme inandığı ortada. Zaten 3 Idiots'da vizyona girdiği dönemde Hindistan'ın yurt içi ve yurt dışı en başarılı filmi olmuş.

dean

Hunt for the Wilderpeople



http://www.imdb.com/title/tt4698684/?ref_=nm_knf_t2

  Yönetmen Taika Waititi bilindiği üzere Thor: Ragnarok filminin yönetmeni. Bununda etkisiyle filmlerini izlemeye başladım. İlk film olarak Hunt for the Wilderpeople'ı izledim. İyi ki de izlemişim. Filmi çok beğendim. İzlemesi son derece keyifli bir film. Bu filmle birlikte Waititi'nin çok iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunu görmek mümkün. Filmde komedi, dram, hüzün, aksiyon her şey çok güzel bir şekilde dengeye oturtulmuş. Hikaye son derece sıcak ve samimi.

  Thor: Ragnarok'un yönetmenliğine Waititi'nin gelmesine filmi izledikten sonra çok daha fazla memnun oldum. Sıradaki Taika Waititi filmim ise What We Do in the Shadows olacak.

dean

What We Do in the Shadows



http://www.imdb.com/title/tt3416742/

  Hunt for the Wilderpeople'dan sonra Taika Waititi'nin bir diğer filmi What We Do in the Shadows'u da izledim. Bu filmi de beğendim. Film çeşitli yaşlardaki dört ev arkadaşı vampirin başından geçen olayları anlatıyor. Farklı, samimi, değişik bir atmosferi var. Mockumentary tarzı şekilmiş olması filmin en büyük özelliği. Filme çok şey kattığını söylemek mümkün. Filmin mizah anlayışı klasik komedi filmleri tarzında değil. Daha farklı. Yer yer bazı seyirciye çok absürt gelebilir. Ama filmin atmosferi bunu kaldıracak şekilde tasarlanmış. Film için türe yeni şeyler kattığını söylemek bile mümkün.

dean

Jason Bourne



http://www.imdb.com/title/tt4196776/

  Çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Bu sene zaten çoğu efsane serinin devam filmi bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Ama serinin önceki filmlerini düşündüğümüzde Jason Bourne için tabi ki daha çok heyecanlanıyorduk. Ben serinin açık ara en zayıf filmi olduğunu düşünüyorum. The Bourne Legacy filmi bile bu filmden çok daha iyi bir filmdi. En azından filmdi. Jason Bourne ise bu konsepte olabilecek en zayıf metne sahip. Yıllarca düşünsem Paul Greengrass'ın bu derece uyduruk(bu seri için bu kelimeyi kullandırtanlar utansın) bir hikaye anlatacağına inanmazdım. İlk üç filmi yapan insanların aynı insanlar olduğuna inanmak gerçekten çok güç. Tamamen ruhunu ve enerjisini kaybetmiş bir Bourne filmi var karşımızda. Zaten Bourne filminden çok Bourne filmi taklidi gibi.

  Seri devam eder mi, etmez mi. Şu an belli değil. Ama kötü para kazanmadı. Devam edebilir. Şayet ederlerse 6. filmde bu filmden çok daha fazlasını sunmalılar. Las Vegas'ta yüksek bütçeli aksiyon sahnesiyle Bourne olunmuyor maalesef. Bir Bourne filmini bu kadar heyecansız ve sıkıcı asla tahmin edemezdim. Bourne'u özlediyseniz ve bu filmi izlemediyseniz bence çok iyi bir noktadasınız. İlk üçlemeyi ya da o üçlemeden herhangi bir filmi seyrederseniz bunu seyretmekten çok daha iyi bir karar vermiş olursunuz bence.

dean

Don't Breathe



http://www.imdb.com/title/tt4160708/

  Film benim için yılın en güzel sürprizlerinden biri oldu. Artık bu derece klişeleşmiş bir türe yeni bir soluk getirmek pek kolay değil. Fede Alvarez bunu başarmış ve oldukça başarılı bir gerilime imza atmış. Fede Alvarez daha önce 2013 yapımı Evil Dead remake filmini çekmişti. Ben o filmi de başarılı bulmuştum. Yalnız bu filmde çıtayı biraz daha yükseltmiş.

  Film tek evde ve dört kişi arasında geçiyor. Bu noktada hikayeye ve oyunculuklara çok iş düşüyor. Özellikle The Blind Man rolüyle Stephen Lang çok iyi bir iş çıkarmış. Esas kızımız Jane Levy'de ondan aşağı kalır değil. Hikaye olarak film ilgi çekici ve farklı. Filmin temposunun filmin görece kısa süresiyle bağlantılı olarakta son derece başarılı ayarlandığını söylemek mümkün.

  Don't Breathe, türü içerisinde kesinlikle eli yüzü düzgün, seyredilmeye değer bir film.

dean

The Fugitive



http://www.imdb.com/title/tt0106977/

  Filmi yeni izleme imkanı buldum. The Fugitive'in aslında bu kadar geniş bir evreni olduğunu bilmiyordum. Film 1963 yılında yayınlanmaya başlayan ve dört sezon süren dizininin film versiyonu. Daha sonra 2000 yılından tek sezonluk bir dizi daha gelmiş. Bi'de U.S. Marshals filmi var. Onu da izlerim bir ara.

  Filme gelirsek filmi çok beğendim. Temposu asla düşmeyen, canavar gibi bir 90'lar aksiyonu. Oyunculuklarında çok iyi olduğunu söylemek lazım. Zaten Tommy Lee Jones bu filmde Oscar kazanmıştı. Filmin en iyi film Oscar adaylığı var. Akademinin bir aksiyon filmini böyle ödüllendirmesi taktire şayan gerçekten.

dean

La La Land



http://www.imdb.com/title/tt3783958/

  La La Land bu seneki ödül törenlerinin tartışmasız şekilde yıldızı. Dün Oscar adayları açıklandığında ise film 14 adaylık kazandı. Oscar dışında ise 134 ödülü ve 182 adaylığı var. Film her kesimden son derece olumlu eleştiriler aldı. Arada ufak tefek bu derece yükseltilecek bir film mi ? gibi eleştirileri de okuyorum. Ama ben filmi izlerken şunu gördüm. Film sizin sinemayı sevmenizi sağlayan duygularınızı tekrar ortaya çıkartıyor.

  Ben sinemayı takip etmeye çok küçük yaşta başladım. Daha önce bahsettiğimi hatırlıyorum ama dört-beş yaşlarında felandım. Gece annem ve ağabeyimle eski american filmleri izlerdim. Bunların ciddi bir kısmı da müzikaldi. La La Land beni yirmi sene öncesine götürdü resmen. Sinemanın büyüsünü tekrar hatırlattı. Sırf bu yüzden bile son yıllardaki en değerli filmlerden biri olabilir. Bu misyonu üstlenen ama benim gözümde başarılı olamayan The Artist'den çok daha iyi bir film La La Land.

  Filmin yönetmeni Damien Chazelle. Kendisi Whiplash filminin de yazarı ve yönetmeniydi. Chazelle potansiyeli itibari ile çok büyük bir yetenek. Önümüzdeki senelerde adından sıkça söz edeceğimize eminim.

  Filmin iki yıldızı Ryan Gosling ve Emma Stone'dan da bahsetmesek olmaz. Öncelikle Gosling ve Stone'un birbirleriyle muazzam derecede kimyaları tutuyor. İkili bir çok kez birlikte kamera karşısına geçtiler. İkili izlemek çok büyük bir keyif. La La Land ise belki de bunun zirvesi olmuş. İkili olarak uyumlarının yanında bireysel olarak da çok başarılı performanslar sergilemişler.

  Film halen vizyonda. Kesinlikle kaçırmayın diyorum.

dean

Hacksaw Ridge



http://www.imdb.com/title/tt2119532/

  Hacksaw Ridge uzun zamandır izlediğim en iyi savaş filmlerinden bir tanesi. Film eline hiç silah almamış ama Medal of Honor ile ödüllendirilmiş  asker Desmond Doss'un gerçek hayat hikayesinden uyarlanıyor.

  Mel Gibson'ın yönetmenliğinde çok etkileyici bir film olduğunu söylemeliyim. Özellikle savaş sahneleri insanı koltuğuna mıhlatacak cinsten. Bunun benzeri bir tecrübeyi en son Saving Private Ryan'da yaşamıştım. Yalnız savaş sahneleri ve atmosfer dışında Saving Private Ryan kadar kusursuz değil. Hikaye bazında olgunlaştırılması gereken bazı temel şeylerin olduğunu düşünüyorum Yalnız bu filmi çok düşürmüyor. Elimizdeki film son derece başarılı

  En iyi erkek oyuncu dalında Oscar adayı olan Andrew Garfield'ın çok iyi bir performans sergilediğini söylemeliyim. Diğer taraftan Casey Affleck olmasaydı belki de Oscar'ın en büyük favorisi olabilirdi. Muhtemelen bu daldaki Oscar bu ikili arasında gidip gelecektir.

dean

Arrival



http://www.imdb.com/title/tt2543164/

  Arrival ilginç bir bilim kurgu filmi. Öncelikle film boyu gerçekçilik neredeyse hiç elden bırakılmamış. Film diğer uzaylı istilası konseptine sahip filmlerin hiç önemsemediği ama oturup düşündüğümüzde en önemli olacak konuya odaklanıyor. O da iletişim konusu. Amy Adams'ın oynadığı karakter yani Louise Banks bir dil bilimci. Uzaylılar geldikten sonra onlarla iletişime geçmenin yolarını arıyor. Lakin bu süreçte kimsenin beklemediği kişisel olaylarla karşılaşıyor.

  Film ilk etapta fena sayılmayacak bütçesi, özenli efektleriyle, oyuncu kadrosuyla ilk etapta Hollywood blockbusterlarını andırsa da ilk dakikadan bu fikirleriniz değişiyor ve çok daha farklı bir film izleyeceğinizi anlıyorsunuz.

  Denis Villeneuve gelecek vaadeden bir yönetmen. Özgün bir tarzı var. Benim açımdan Villeneuve'nun en en önemli özelliği filmlerinin ardından filmleri okuma yapılabilmesi. Sıradaki filmi Blade Runner 2049. O filmden de alnının akıyla çıkarsa kendisini kimse durduramayacaktır.

  Arrival'ı farklı ve gerçekçi bir bilim kurgu izlemek isteyen herkese tavsiye ederim.