Swamp Thing Efsanesi - İthaki

Başlatan memospinoz, 14 Mayıs, 2020, 17:32:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

peder clemente

Swamp Thing Efsanesi
EV NERESİ?



Swamp Thing, yazar Len Wein ve art'ist (sanatçı) Berni Wrigtson tarafından yaratılmıştır. DC Comics'in "The House of Secrets" adlı periyodik yayınının Haziran-Temmuz 1971 tarihli 92. Sayısında ilk defa okurla tanışmıştır.
Basit hikaye olarak konusu: Kendisini kıskanan en yakın arkadaşı tarafından öldürülen ve ardından cesedi çürüyüp gitsin diye bataklığa atılan bir biliminsanı var. Ceset, bataklıkta metamorfoza uğrayarak bataklık tarafından diriltiliyor; çamurdan ve bitkiden oluşan bir canavara dönüşüyor; ardından, katilinden öç almak için intikam peşine düşüyor. "Swamp Thing=Bataklık Şeyi"ne , yani bir bitki-adama dönüşen yeni yaratığın kopan bir uzvu adeta bir bitki gibi hemen kendini yenilemektedir.




Aynı tarihlerde, Marvel da "The Man-Thing"i yayımlamıştır.



"Bataklık Şeyi", okuyucular tarafından tutulunca, Len Wein&Berni Wrigtson tarafından hazırlanan, kendi başlığıyla ilk "Swamp Thing" albümü 1972 Yılı Ekim-Kasım aylarında yayımlandı.



Swamp Thing ile The Man-Thing, nostaljik eserlerden Hillman mecmualarındaki "Heap=Yığın" adlı karakteri anımsatmaktadır. Çizgi romanın altın çağında 1942-1953 yıllarında Airboy ve Air Fighters Comics dergilerinin arka sayfalarında yer alıyordu "Heap" karakteri. "Heap=Yığın" karakteri, 1942'de Air Fighters Comics'in 3. Sayısında ilk defa görünmüştür.

Ne Marvel ne de DC, telif hakkı ihlâlinden dolayı birbirine dava açmadı; çünkü, her ikisi de kendi kahramanlarının, Harry Stein ve Mort Leav'ın yarattığı "Heap" karakterinin telif haklarını ihlâl ettiğini biliyorlardı. Aslında, "Heap" de kendisinden iki yıl önce yayımlanan, Theodore Sturgeon'un kısa fantastik öyküsü "It=O"dan esinlenerek yaratılmıştı. "It"in yaratıcı yazarı Sturgeon, 1975 San Diego Çizgi Roman Kongresinde: "Benim hikayendeki 'It=O'nun ufuk açıcı ve Swamp Thing ile The Man-Thing'in büyük dedesi olduğunu öğrendim" diye konuştu.
Daha 1971'de yayımlanan "Psycho"dan bahsetmedik; o da "Heap" benzeri bir karakter. Ayrıca, 1969'da yayımlanan "The Incredible Hulk #121"de Roy Thomas'ın yarattığı "Glob" vardı, Heap benzeri... En iyisi çizgi roman tarihinde yaptığımız arkeolojik kazıya burada son vermek.




Swamp Thing'in ilk yayımlanan hikayesine dönelim: "Sabahı artık hatırlamıyorum ama akşamı iyi biliyorum. Ben şimdi ona... Bataklığa aidim. O da karşılığında bana bakıyor...Bana sığınak oluyor...Beni besliyor...Beni sımsıkı sarıyor" diye düşünerek bataklıkta dolaşan Swamp Thing ile başlar hikaye. Flashback'le anlatılır olanlar. Aslında sonradan adı Alec Holland olacak olan biliminsanının adı ilk başta Alec Olsen'di. Alec'in güvendiği en yakın arkadaşı ve laboratuardaki iş arkadaşı Damian, hep sevdiği Linda ile Alec'in evlenmesini kıskanır ve Alec'i asla affetmez iç dünyasında. Alec ve Linda'nın evli kaldıkları bir yıl boyunca, bir yandan Alec'in dostu gibi davranmak, bir yandan  da Linda'ya bu kadar yakınken uzak olmak perişan eder Damian'ı. Damian, Alec'in çalıştığı deney kaplarındaki sıvıları patlayıcı sıvılarla değiştirir ve o gece Alec çalışırken "BOOOM!"... Laboratuvarda büyük bir patlama olur. Damian, Alec'in kanlı,yaralı ve hırpalanmış vücudunu sürükleyerek bataklığa götürürken henüz Alec ölmemiş...Alec'i bataklığa gömer ve bedenini çürümeye terk eder. Linda'ya olayı bir kaza olarak sunar ve dul kalan Linda ile evlenir. Fakat mutlu olamazlar. Linda bir türlü Alec'i unutamaz...

Bazı gecelerde, gotik tarzında inşa edilmiş malikanenin civarında bir gölge... bir hayalet... iri bir yaratık dolaşır; kehribar rengi gözleriyle evin ışıklarına bakar... varlığını katlanır hale getirecek tek şey olan Linda'nın tehlikede olduğunu hisseder. İçi boş bir yağmur yağmaya başlar... Bu iri yaratığın içindeki sancılar kadar soğuk ve içi boş bir yağmur... Linda'nın, ona dokunmasından bile hoşlanmamasından şüphelenir Damian. Linda'ın resmin parçalarını birleştireceğini ve kendisinin Alec'i plânlayarak öldürdüğünü eninde sonunda anlayacağını düşünen Damian, Linda'yı da öldürmeye karar verir. Alec'in ölümünden sonra evlendiği karısı Linda Olsen Ridge'i... Bir gece dinlenmeye çekilen Linda'ya,omuzlarına masaj yapma bahanesiyle arkadan yaklaşır... Tam zehirli bir iğneyle Linda'yı öldüreceği sırada , cam kırılır ve Swamp Thing girer içeri. Bir zamanların yakışıklısı Alec, Swamp Thing olarak dirilip intikam için geri dönmüştür. Swamp Thing, Damian'ı iri pençeleriyle boğarak öldürür. Linda, Alec'i tanıyamaz, korkar canavardan; bir çığlık atar ve bu korkunç canavarı kovar. Linda'yı sakinleştirmek isteyen Alec, ses tellerinin yok olması dolayısıyla konuşamaz. Swamp Thing... Eve... Evine döner... Ona karşı iyi olan tek şeye... Onu umursayan  şeye... Artık evi olan bataklığa. Anlatıcı Swamp Thing'in iç sesi: "Gözyaşlarım olsaydı eğer ve akabilseydi... Şu an akardı." Şair Robert Frose: "Ev, vardığınızda buyur edildiğiniz yerdir" demiş. Her evin sakladığı sırlar vardır (Çeviri için oğluma teşekkürler).




SPOILER VARDIR!



"Korku edebiyatı bir kaçış edebiyatı değil, kaçtıklarımıza dönüş edebiyatıdır"
-Yankı Enki  "Maskenin Düştüğü Yer"

"Gecenin içinde çakan şimşek, bugün bile, ensemizde serin bir ürperti, boğazımızda hafif bir kuruluk, kalp atışlarımızda hızlanma yaratır... Bir anlık da olsa."  -Güven Turan  "Korkunun Soğuk Eli"

Alan Moore'un senaryosunu yazdığı bir çizgi romanı okuduğumda: Yeni bir serüvene atılıyor, yeni evrenler keşfediyor ve dehasına şapka çıkarıyorum. Neredeyse pili bitmiş bir seriye el atıp, işlediği temaları sofistike bir gerilimle ele alıp, çok iyi bir iş çıkartmak saygıyı hak ediyor. Çizen ve çinileyen sanatçılar Stephen Bissette&John Totleben, hikayelerin yazı gücünün ürkütücü etkisini görsel olarak yansıtabilmek için ellerinden gelen tüm çabayı göstermişler. Bu eseri okumanın en basit gerekçesi, çok iyi bir yazar tarafından yazılmış ve iyi resimlenmiş olması. Konularının ve temalarının anlatımının güzelliği ve ilgi çekiciliği de bonusu.

"Swamp Thing", Ülkemizde 1973'de yayımlanan "Korku" dergilerinde ilk defa Türkçe konuşmaya başlamış, sonraki birkaç sayıda da görünmüş; ancak, kendi adı ve başlığıyla ilk defa yayımlandı.

Orijinal comic boyutunda, kuşe kağıda basılmış olarak ve uygun fiyatla yayımlanan "Swamp Thing Efsanesi" için İthaki Yayınevine çok teşekkürler. Yayının, bir kusuru veya noksanı var; ancak bu yayınevinden değil DC'den kaynaklanıyor, yazının sonunda açıklayacağım.
Bir teşekkür de güzel çevirisi için Yankı Enki'ye.
Yazıyı zenginleştirmek için kullandığım görseller bu eserle sınırlı değildir.


KİMLİK  KRİZİ!

"Sen benim tam tersimdin. İnsanlığım ellerimden alınmıştı benim... Ona tekrar sahip olmaya çalışıyordum. Sense halihazırdaki insanlığını elinin tersiyle ittin. Bile isteye yaptın bunu."; Bu sözleri Swamp Thing, düşmanı ve çılgın biliminsanı Anton Arcane'in çürümeye başlamış cesedine bakarak söylüyor. Anton Arcane'in tuhaf hava mekiği bir dağa çarpmış ve Arcane ölmüştür.



General Avery Carlton, Dwight adlı yaralı yüzlü bir adamla, Sunderland Binasında, plânladığı operasyonu konuşmaktadır. Sunderland  ve  Savunma İstihbarat Teşkilâtı hakkındaki gerçeği bilen kim varsa ortadan kaldıracaklardır; bu suretle "yarım kalan işler (sayı 20)" tamamlanacaktır; kamuoyuna açıklama olarak o sihirli kelimeler kullanılacaktır: "Milli Güvenlik konusu". Swamp Thing ve tanıdıkları dostları: Eski federal ajan ve şimdi psikolojik sorunlarla boğuşarak sürekli içen Matt Cable, Matt'in eşi Abigail yani kısaca Abby. Abby'nin de psikolojik sorunları var ve Abby, Anton Arcane'in yeğeni. Dennis Barclay ve Lisabeth yani Liz Tremayne. Diğerleri tesadüfen kurtulsa da Sunderland özel timi, operasyon sonunda Swamp Thing'i delik deşik eder ve Sunderland Endüstriyel Şirketinin binasında bir buz sandığında bedenini incelemek için korumaya alır. Doktor Jason Woodrue, gelip Swamp Thing'in buzdaki bedenini inceler ve bir rapor düzenler. "Anatomi Dersi (sayı 21)" başlamıştır...



Alec Holland, Swamp Thing'e dönüşmeden önce "biyo-güçlendirici formül" üzerinde çalışmaktaydı. Alec Holland, bedenine nüfuz etmiş formülle beraber bataklığın dibini boylamıştı. Bilinç ve zeka, besin formunda, Alec Holland'ı adeta bir planarya kurdu gibi yiyen bitkilere geçmişti. İçinde yaşadığı bitki hücrelerini daha rahat edeceği bir şekle sokan zeka, kendisine beden ve organlar inşa etmişti. Swamp Thing oluşmuştu böylece. Swamp Thing, bitkiye dönüşmüş olan Alec Holland zannedenler yanılmıştı; "O", kendini Alec Holland zanneden bir bitkiydi. Alec Holland olmaya çalışıyordu, insanlığını hatırlıyordu, tekrar insan olmaya çalışıyordu; ancak, bir daha asla Alec Holland olamayacağını, Dr. Jason Woodrue'nin düzenlediği rapordan anladı.

Nasıl mı? Akıllı ve tamamen elektronik bir bina olan Sunderland Binasında, kendisi de bir bitki-insan olan Dr.Woodrue, diğer adıyla "Floronic Man", "ihtiyar" dediği General Avery Carlton'a anlatamadığı gerçeği canlandırır; Carlton'a öfkesinden dolayı  termostatların ayarını değiştirir... "Bir bitkiyi kafasından vurarak öldüremezsiniz!"...Swamp Thing'in bedeni hızla kendini onararak dirilir.Swamp Thing, masanın üzerinde duran raporu okur...Ve o sefil hayatı boyunca aklını kaçırmamasını sağlayan tek şey olan 'bir gün insaniyetine yeniden kavuşacağına' dair umudunu kaybeder; bir daha asla Alec Holland olamayacağını anlar. Floronic Man'in, akıllı kapıların ayarlarını değiştirmesi sonucunda, tuzağa düşen General Carlton, Swamp Thing tarafından öldürülür. Swamp Thing, bataklıklara döner...Peşinden de Floronic Man.




Bu hikaye ile Alan Moore, Swamp Thing'in bedenini ve ruhunu adeta otopsi masasına yatırır...Swamp Thing'i yeniden yapılandırarak ona derin bir retcon işlemi yapar. Retcon: Retroactive Continuity, yani "geriye dönük devamlılık" anlamındaki kelimelerin "ret" ve "con"undan oluşturulmuş bir sözcüktür. Alan Moore, Swamp Thing karakterinin bataklıkta nasıl oluştuğuna yeni bir açıklama getirerek ve asla Alec Holland olmadığını, aslında Alec Holland olduğunu düşünen bir bitki olduğunu yazarak retcon işlemini gerçekleştirmiştir. Moore, karakterin ana konseptini temelde yeniden tasarlayarak en ikonik tasvirini yazdığı bu saga ile post-modernizm dalgasını da Amerikan çizgi roman piyasasına taşımakla kalmamış, kendisinden sonra gelecek olan çizgi roman yazarlarını derinden etkilemiştir.

DELİLİĞİN SINIRLARINDA...

Eserin, Ramsey Campbell tarafından yazılan önsözünde: "Alan Moore, bazı açılardan çizgi roman geleneğinin en kıymetli vasıflarına sahip; diyalog yeteneği, kısa ve öz öykü anlatma becerisi, tempo ve zamanlamanın nabzını tutuşundaki mükemmelliği..." denilmektedir.



Abigail'in bilinç altına, kâbuslarına ve çocukluk korkularına gideriz. Balkanlarda geçen çocukluğunda, diğer çocuklar Abby'yi beyaz saçı yüzünden sevmezdi; "Deli Abby!..Deli Abby!" diye bağırırlardı. Abby çocukken... Odasının tedirgin edici karanlığında uyanıp arkasında bir şeyin çömeldiğini fark ederdi... Gözlerini açıp bakardı... Ve orada hiç kimse olmazdı. Hiç kimse. Mesela...Bazen birilerinin onu izlediğini hayal ederdi... Yabancı ve saldırgan bir şeyin etrafta olduğunu hayal ederdi. Buna "paranoya" diyorlar. Paranoya berbat bir şey değil aslında, tabii gerçekten "paranoid şizofreni" söz konusu değilse. Paranoid şizofreni biraz berbattır. Bazen hayal görürsünüz... Olması mümkün olmayan şeyler. Tabii ki en önemli şey, eğer bunlara engel olamıyorsanız bağırmaya başlamamayı kendinize hatırlatmanızdır. Korkularınızla yüzleşmeye çalışmanızdır. Onlardan kaçmamaya çalışmanızdır (Moore, bir kitapla anlatılacak konuları iki cümle ile anlatıveriyor).


Forbidden Fruit=Yasak meyve

Abby, kocasından... Matt'den korkuyor. Sanki eşini bir kadınla fısır fısır konuşurken dinliyor gibi oluyor... Kendini yalnız hissediyor. En iyi arkadaşı Alec Holland, yani Swamp Thing... Aralarında arkadaşlığı aşan bir aşk ilişkisi olacak mı? Olacaksa "O iş" nasıl olacak? Swamp Thing'in bataklığa döndükten sonraki durumu pek iç açıcı değil. Swamp Thing bataklıkla bütünleşmiş, yumrular çıkartmış, depresyonda gibi kök salmış bataklığa...




KORKUNUN KISKACINDA...
"Evet, ister zengin ister fakir olsun, her çocuk için... karanlık bir yerden kaçma zamanı gelir... Ve bir çocuğun korkusunu anlatmak için kelimeler yetersizdir; ve bir kelime olsa bile yoktur onu duyacak kulaklar... Ve bir kulak duysa bile yoktur onu anlayacak insanlar. Tanrı küçük çocukları korusun! Onlar bekler ve katlanır için için..." –İngiliz Aktör Charles Laughton'un (1899-1962) yönettiği, 1955 tarihli, "The Night of the Hunter" filminin James Agee tarafından yazılan senaryosundan.



Swamp Thing, bir gözcü gibi izlerken bataklığı; gri, bulanık bir karaltının ağaçların tepelerinden Baton Rouge'a doğru ilerlediğini görür. Sonbaharla birlikte gelen karanlık şey "Korku"dur...
İblis Etrigan, bağlı bulunduğu insan olan Jason Blood adıyla Baton Rouge'a gelir. İblis Etrigan DC Comics'in bir karakteri olup 1972'de  Jack Kirby tarafından yaratılmış. Merlin, Etrigan'ı Jason adlı birine bağlamış. Etrafta Jason Blood'un vücuduyla dolanıyor. Jason Blood istemedikçe iblis haline geçiş yapamıyor. Etrigan, cehennemden gelmiş. Alan Moore, 25-27 'inci sayılarda işlenen kısmın sonuna: "Bu öykü, saygı ve sevgiyle Jack Kirby'ye ithaf edilmiştir" yazmış. Jason Blood, oteline giderken, "Üçüncü göz kitap ve teçhizat" dükkanına gider ve bir miktar kehribar özü alır. Duvarda asılı olan röprodüksiyon tabloyu görür ve sorar,

-Jason Blood: "Goya'nın değil mi bu?
-Satıcı : "Evet galiba. Aklın Uykusu..."
-Jason Blood : "...Canavarlar Yaratır."

Goya'nın (1746-1828), 1799 tarihli "El sueno de la razon produce monstrous=Aklın Uykusu Canavarlar Yaratır ya da Aklın Rüyası Canavarlar Üretir" adlı eseri.




İspanyol Ressam Francisco Jose de Goya y Lucientes veya  kısa sanat adıyla Goya, ya kendini uyuyakalmış vaziyette çizdiği ya da kendini çizerken uyuyakaldığı bu resimle, bir aydınlanma ressamı olarak, mantıksızlığın tehlikelerine karşı izleyiciyi uyarır: İnsanlık aklın sesini dinler ve budalaca batıl inançları kovarsa, geride daha iyi ve yaşanılacak bir dünya bırakır.
Jason Blood yani Etrigan, Baton Rouge'a gelmeden önce, Paul adlı çocuğun babası Chris ve annesi Jenny'nin, bir gece , ruh çağırma tahtasıyla buldukları harfleri bir araya getirerek "Kamara" demeleri, lanetli şeyin... Kamara ya da "Maymun Kral"adındaki korkudan beslenen iblisin bilinmeyenden... akıl ve mantığın dünyasına tırnaklarıyla kazıya kazıya ulaşmasına... Baton Rouga'a gelmesine neden olmuştur. Ebeveynlerinin korkudan ölümü sonucunda Paul,Cennet Bahçeleri Yatılı Okulu adlı Otistik Çocuklar Merkezine yerleştirilir; fakat Maymun Kral kendisine rehber olarak Paul'u seçmiştir. Sırayla, çocukların odasını ziyaret eder... Abby de bu merkezde çalışmaya başlamıştır. Dehşet içinde kalan çocukların yardımına Swamp Thing koşar. Jason Blood müzayade'den ruh çağırma tahtasını satın alır. Etrigan çağrı üzerine gelir ve Swamp Thing ile işbirliği yapar. Maymun Kral Kamara ile çok zorlu mücadeleler olur... Maymun Kral, korkudan beslenmektedir... Kurbanı ne kadar korkarsa o kadar büyür... Sınırların aşılması sonucunda oluşan bilinmezlikler korkutur insanları... yaşam-ölüm sınırları (Drakula'nın yüzü aynada görünmez)... maddi-manevi âlem sınırları... koyu karanlığın sınırları... Paul korkmayı reddedince ve dimdik dikilince karşısına... Maymun Kral Kamara küçülür... küçülür... bir böcek kadar küçülür...




EVE DÖNÜŞ...

Swamp Thing evine... bataklığa dönünce girdiği hareketsizlikten Abigail'in yardımlarıyla kurtulur. Abigail, Swamp Thing'e insanlığını hatırlatır... Gerçek dünyayla bağ kurmasını sağlar onun.
Swamp Thing'in bataklığa kök saldığı süre boyunca, Dr. Jason Woodrue, küçük kulübesinde deneyler yapar... Ve kendini tamamen Floronic Man'e dönüştürür. Yani bitki adam... bitkilerin ustası... bitkilerin hakimi Floronic Man'e.
Floronic Man, Laxroix kasabasını kasabasını yok eder. Sağ bıraktığı genç Billy Anslinger'in kamera kaydıyla insanlığa mesajını verir: 'kendisinin, yeşil milenyumu müjdelemek için gelen yeşil Mesih olduğunu, Dünyanın bitki nüfusunun oksijen üretimini on kat artırdığını, bir yıla kalmadan insanlar dahil tüm hayvanların öleceğini' söyler. Justice League üyeleri de duruma müdahale ederler...

Swamp Thing, Hamlet gibi, bir metafor olarak kendi insanlığını temsil eden kafatasıyla  konuşur.
-Kafatası : "Sonuçta ben yoksam senin devam etmenin de bir anlamı yok değil mi?" diye sorar,
-Swam Thing : "Yok" der... Kalan insanlığını korur. Moore, buralarda varoluşçu felsefeye vurgu yapar.




Kişiyi canavar yapan şey nedir? İnsan biçiminde canavarlar olabildiği gibi (Anton Arcane, Sunderland), canavar biçiminde olduğu halde insanlığını koruyanlar da olabilir. Floronic Man ile Swamp Thing benzer fizyolojiyi paylaşsalar da Floronic Man, bir canavara dönüşmüştür. Bataklığa gelen gençleri katleder. Abigail de bitkiler tarafından sımsıkı sarılmış ölmek üzeredir. Henüz insan tarafı ölmemiş olan Swamp Thing, hiç kimsenin durduramadığı Floronic Man'e: "No More! = Yeter!" der.



VE GÜNEŞLE TANIŞMAK...

Swamp Thing, Abigail'i kurtarır ve "Sen hastasın" der Floronic Man'e... Sonra sorar: "Peki insanlar ve hayvanlar öldüğünde, oksijeni ne değiştirecek de bizim hayatta kalmamız için gereken gazlara dönüştürecek?". Floronic Man, beyninde yenilmiştir...Çıldırarak koşmaya başlar... Swamp Thing, kırmızı dünya ve yeşil dünya arasındaki "Birlik ve Dengeyi" tekrar kurar. Neil Gaiman'ın yazdığı Siyah Orkide'de, Swamp Thing'in ağzından: "Dünya'nın tek bir şey olduğu... Her şeyin birbirine bağlı olduğu anlatılır. Budizmdeki "Özsüzlük" kavramı: Hiçbir şeyin ayrı bir varoluşu veya ayrı bir özü olmadığını, her şeyin başka her şeyle birlikte olmak zorunluluğunu anlatır. Herkes ve her şey aynı yaşam ırmağına aittir.

DC Comics, 24 sayı olan "Kökler"in son panelindeki, Moore'un orijinal senaryosunda yer alan: "...And Meet the Sun=Ve Güneşle Tanışmak" yazısını, renkleri daha canlı basmasına rağmen çıkartmış. Eserin, yurtdışındaki 4. Baskısında olan yazı, yurtdışındaki 7. Baskıda yine yok. Yani orijinal senaryo silinmiş.DC'nin bu önemli hatayı düzeltmemesi inanılmaz. Orijinal senaryodaki yazı, bizdeki baskıda da yok maalesef; ancak, kabahat İthaki'nin değil, DC baskı materyalini öyle göndermiş. Swamp Thing'in, silinen bu sözleriyle yazıyı noktalayalım:

-Abby: "Nereye gideceksin?"
-Swamp Thing: "Oraya...Evime. Oraya... Bataklığa. Neden burayı terk ettim ki ben? Sonsuza dek... Burada yürümek istiyorum...Timsahlarla boğuşmak... Çamurda yuvarlanıp durmak... İstiyorum... Yaşamak istiyorum... Ve büyümek... Ve yükselmek... Ve güneşle tanışmak...".





Nomad

Pederim yine bir efsaneye imza atmışsın.
Akşamıma renk kattı harika yazın.
Sağolasın varolasın güzel insan.

Abysmal

@peder clemente elinize sağlık, yazıyı keyifle okudum.

peder clemente

Alıntı yapılan: Nomad - 07 Ocak, 2021, 21:23:49
Pederim yine bir efsaneye imza atmışsın.
Akşamıma renk kattı harika yazın.
Sağolasın varolasın güzel insan.
Olumlu yorumunuz ve beğeniniz için teşekkürler.
Benim gibi "sadece insan olmaya ve insan kalmaya" çalışan biri için, "güzel insan" tanımınız çok değerli.
Sağol Nomad dostum.

peder clemente

Alıntı yapılan: Abysmal - 07 Ocak, 2021, 21:30:16
@peder clemente elinize sağlık, yazıyı keyifle okudum.
@Abysmal, ben teşekkür ederim, yazıyı okuduğunuz ve olumlu fikrinizi belirttiğiniz için.

worldman

Tüm yazılarınızı beğenerek okuyorum.Çok güzel ifade etmişsiniz.Teşekkürler.

yidar

Ellerine sağlık.Her yazın gibi buda muhteşem.

hercai

Sevgili Peder Clemente,
Bu paylaşımınız her yönüyle o kadar doyurucu ki; yorum eklemek şöyle dursun sadece, "mükemmel" diyebilirim!
Bir "Bataklık Yaratığı"nı da sevdirdiniz ya, bana...Goya'nın kadın temalı resimleri ve minyatürlerini de çok beğenirim...nihâyetinde bir kadın olarak "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ"nin de tamamen arkasındayım...bu yüzden bazı paylaşımlarınız ve içinden cımbızladığım görüşleriniz ilgimi çekiyor. Samimi fikrim gerçek insanlardan umudumu kestim!
Belki de HAYALÎ KAHRAMANLAR kurtaracak dünyayı, ne dersiniz?😊😊
Sevgiler sizinle olsun👏👏👏👏👏

kedidiro

Yine emek ve birikim dolu bir yazı peder'den.  Varolsun. Forum bu yazılarla zenginleşiyor. Sayılarının artması dileğiyle. Swamp thing'e gelince forumdaki dostlardan birinin yılbaşı hediyesi olarak geldi bana. Yoksa almayı ve okumayı düşünmüyordum. Ama yazınızı okuyunca kendimi şanslı hissettim. Okuma isteğini kamçılayan bir yazı olmuş çünkü. Bu vesileyle hem hennesy'e hem size tekrar teşekkür edeyim...

peder clemente

Resim boyutlarını ayarladığınız ve yazıyı yeniden düzenlediğiniz için teşekkürler Hanac dostum.

peder clemente

Worldman ve Yidar arkadaşlarıma olumlu görüşleri için teşekkürler.

peder clemente

Alıntı yapılan: hercai - 08 Ocak, 2021, 12:53:18
Sevgili Peder Clemente,
Bu paylaşımınız her yönüyle o kadar doyurucu ki; yorum eklemek şöyle dursun sadece, "mükemmel" diyebilirim!
Bir "Bataklık Yaratığı"nı da sevdirdiniz ya, bana...Goya'nın kadın temalı resimleri ve minyatürlerini de çok beğenirim...nihâyetinde bir kadın olarak "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ"nin de tamamen arkasındayım...bu yüzden bazı paylaşımlarınız ve içinden cımbızladığım görüşleriniz ilgimi çekiyor. Samimi fikrim gerçek insanlardan umudumu kestim!
Belki de HAYALÎ KAHRAMANLAR kurtaracak dünyayı, ne dersiniz?😊😊
Sevgiler sizinle olsun👏👏👏👏👏
Sevgili Hercai,
Bahsedilen temaları ve yazıyı beğendiğiniz, fikirlerinizi belirtiğiniz için ben teşekkür ederim.
Kadın-erkek eşitliğinden öte...kadınların daha üstün olduğuna inanırım.Yanınızdayım. Kadınlara bakış açısı, her kültürün ve toplumun medeniyet skalâsındaki yerini gösteren bir turnusol'dur benim nazarımda.
Ümit etmek için daima bir umut vardır...

peder clemente

Alıntı yapılan: kedidiro - 08 Ocak, 2021, 13:53:35
Yine emek ve birikim dolu bir yazı peder'den.  Varolsun. Forum bu yazılarla zenginleşiyor. Sayılarının artması dileğiyle. Swamp thing'e gelince forumdaki dostlardan birinin yılbaşı hediyesi olarak geldi bana. Yoksa almayı ve okumayı düşünmüyordum. Ama yazınızı okuyunca kendimi şanslı hissettim. Okuma isteğini kamçılayan bir yazı olmuş çünkü. Bu vesileyle hem hennesy'e hem size tekrar teşekkür edeyim...
Kedidiro dostum,
Yazıyla ilgili teşvik edici değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim.
Not:Bence Hennessy değerli bir hediye göndermiş.Sağolsun.

Single Action Army

ilk defa swamp thing okudum ve çok beğendim, bunun sebebi beklentimin düşük olması olabilir çünkü kötü yorumlar duymuştum çok beğenmediklerini söyleyenler vardı youtube da ama hoşuma gitti beğendim. çizimlerini de beğendim, ben zaten eski çizimleri çok seviyorum.

dayıcomics

İthaki diğer serileri çatır çutur basarken Swamp Thing'in ikinci cildi hala gelmedi.