İki Yaşam - Desen

Başlatan TKnKT, 13 Haziran, 2022, 16:43:28

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

TKnKT



Özgün Adı: Les Deux vies de Baudouin
Yazan/Çizen: Fabien Toulmé
Renklendiren: Valérie Sierro
Çevirmen: Damla Kellecioğlu
Yayın Tarihi: Haziran 2022
Sayfa Sayısı: 272
Ebat: 23 cm × 16,5 cm
Etiket Fiyatı: 99₺
Tadımlık: Burada!


Tanıtım Metni
    İki yaşam tek bedene sığar mı?

    "Hepimizin bu dünyada yapacak tek bir şeyi var ve mutluluğu ancak bunu gerçekleştirerek elde edebiliriz."

    "Hakim'in Yolculuğu" üçlemesiyle tanınan Fransız çizer Fabien Toulmé'nin elinden çıkan İki Yaşam, okurları sarsıcı bir kendini arama yolculuğuna çıkarıyor.

    Hayallerimizi gerçekleştirmek için ne kadar ileri gidebileceğimizi sorgulatan kitap, sahte mutluluklar uğruna "icat ettiğimiz" yersiz ihtiyaçların hayatımızı nasıl da tükettiğini gösteriyor.

    Geleceğe dair düşlerimizi ertelemememiz gerektiğini hatırlatan Toulmé, bizleri konfor alanlarımızdan çıkmaya ve yaşamdan beklentilerimizi mütevazı tutmamaya çağırıyor.

    "Korkmuyorum artık... Kendime ait olmayan bir hayat sürmek için ne kadar zaman kaybettiğimi fark ediyorum."

    Çocukluğundan bu yana müthiş bir özveriyle hayallerini hep askıya almak zorunda kalan Baudouin, otuzlu yaşlarında, yalnız bir adamdır. Sanatla ve felsefeyle ilgilenen, kadınları baştan çıkarmakta kimsenin eline su dökemeyeceği, seyahat tutkunu abisi Luc'ün tam aksine monoton ve sıkıcı bir yaşantısı vardır. İyi bir eğitimi, dolgun maaşlı bir işi ve güzel bir evi olmasına rağmen aşka, sıkı dostluklara ve küçük uçarılıklara karşı hep mesafelidir. Sakin dünyası, hiç beklemediği bir anda aldığı sarsıcı haberle başına yıkılır: Sadece birkaç aylık ömrü kalmıştır. Genç adam, hayalini kurduğu hiçbir şeyi gerçekleştirememiş olmanın pişmanlığı ve öfkesi ile baş başadır. Hastalığını öğrenen Luc, kardeşinin her şeyi geride bırakıp kendisiyle Afrika'ya gitmesi konusunda onu ikna eder. Düşlediklerini yapmaya bir türlü cesaret edemeyen Baudouin için artık kozasından çıkma vaktidir. İkinci hayatını yaşayabilmek için önünde uzanan yolda bu kez zamanı sınırlı olsa da hayalleri sınırsızdır...

    Yıllarca kendisine ait olmayan bir hayatın figüranı olarak yaşayan Baudouin'ın hüzünlü ama ilham verici hikâyesini anlatan bu dokunaklı grafik roman, sürpriz sonuyla okurunu ters köşeye yatırıyor.

    Çizgilerindeki sinematografik unsurlarla anlatımını güçlendiren Fabien Toulmé bu kitabıyla, hayatı ıskalamadan doyasıya yaşamaya ve herkesi kendi hikâyesinin peşine düşmeye davet ediyor.
"The man who opens topics faster than his shadow"

TKnKT

    Her birimiz çizgi roman adına bir araya geliyor olsak da bu arzumuzun yanında dünyamızı oluşturan birbirinden bir hayli farklı taşıdıklarımız var. Kimimiz endişeleri ile, bazılarımız heyecanlarıyla, birçoğumuz ise hayatın olağanca stresi ile günlerimizi geçiriyoruz. Nasıl ki hayatımızı ele geçiren bu duygulara ortak olan insanlar ile aynı çatıda buluşmak bizde özel bir yere dokunuyorsa, bu duygulara hitap eden kitaplar da mutlaka bizlerde hassas bir yer ediniyor. Her şeyi bir yana, bir kitap sizin hayatınızda bir yere dokunuyorsa o kitap zaten bir adım önde başlıyor sizin beğeninize sunulurken. İki Yaşam ile birlikte Fabien Toulmé de öyle bir konuya odaklanmış ki büyük çoğunluğumuzun geçmişine, bugününe ve de geleceğine dokunma şansı elde etmiş.

    Eserin ana temasında bir sürpriz kaçıran olmadığı kanaatinde olduğum için konusuna açıkça değineceğim. Zaten tanıtım metni de kabaca değiniyor. Genel tema yaptığımız ancak içten içe pişmanlık hissetsek de vazgeçemediğimiz kararlar üzerine ya da sürekli aklımızın bir kenarında kalan yapamadıklarımıza yönelik bir yaşam öyküsü barındırıyor. Bir diğer deyiş ile bizlerin "konfor alanından" dışarıya adım atma konusunda ödlekliklerimizi konu alıyor diyebiliriz. Bu durum sosyal ilişkiler için, yaşadığınız yerler için, mesleğiniz için ve hatta keyiften uzaklaşarak alışkanlığa dönüşmüş hobileriniz için dahi geçerli olabilir. İçten içe mutlu olmadığınız, ancak sürekli olarak kendinizi bu koşullar ile mutlu olmaya zorladığınız durumlardan bahsediyorum. İki Yaşam bunu mesleki bir tercih üzerine konumlandırarak bütün hayata yaymış. Bu şekliyle sizlerin de hikâyeden bir parça alarak kendi yaşantınıza ekleme şansını elde edebiliyorsunuz. Her ne kadar ana kahramanımız Baudouin, abisi aracılığıyla kendini konfor alanı dışına itebilse ve gerçek mutluluğunu yakalayabilse de bunun aslında azınlık bir grup tarafından yakalanabilir bir gerçeklik olduğu da aşikâr. Bilemiyorum, belki de Fabien Toulmé, İki Yaşam'ı sizin hayatınızdaki Luc (Baudouin'in abisi) olmasını hedefleyerek bizlere sunmuştur. Ancak bu tarz eserle bu kadar güçlü bir itki yaratmak mümkün mü emin değilim. Yine de kafanızı kurcalamayı, Baudouin'in ters yüz ettiği düzeninin akıntısında sürüklenirken kendi yaşantınıza küçük git-geller yapmanızı sağlıyor. Hadi ama dürüst olalım, aranızda sadece konfor alanından çıkmaya çekinen ve düzenini bozmadan yaşantısına devam edip hikâyeden etkilenebilecek tek kişi ben olamam değil mi?

    Eserde sade ve berrak bir şekilde ilerleyen bir anlatı ile hikâye pürüzsüz bir şekilde ilerliyor. Anlatıyı güçlendirmek adına eklenen "flashback"ler ise içeriği güçlendirmek ve bir dayanağa oturtmak anlamında gayet yerinde ve kararında yerleştirilmiş. Hatta anlatılan hikâyenin sadeliğine ve gerçekçiliğine oranla çok iyi bir sürükleyicilik yakalandığını da dile getirebilirim. (Bir de çok alakasız olacak ama Rolling Stones'dan Paint It Black eserini biliyorsanız kitabın ilk sayfasının nedense eğlendirici başlangıç olduğunu düşünüyorum. Bu benim şarkıya olan tutkumla alakalı olabilir ama çok basit görsellere kareler arasında şarkının melodilerini yerleştirebilince bir hayli keyif aldım. Hayattan ufak keyif alma anları diyelim.)

    İki Yaşam tarihsel olarak, "Beklediğim Sen Değildin" ve "Hakim'in Yolculuğu" eserleri arasında yayınlanmış bir esermiş. Bu iki eser üzerine okuduğumda Fabien Toulmé kalitesini oturtmuş olarak düşündüm. Ancak yayın tarihlerine baktığımda sade, keyifli ve akıcı anlatısını sandığımdan daha erken yakaladığının farkına vardım. Artık Desen mi el atar, yoksa BAOBAB mı bilmiyorum, ancak "Suzette"nin de bir an önce bizlere kazandırılmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
"The man who opens topics faster than his shadow"

kedidiro

 Fabien Toulme de artık benim yazarım, çizerim diyebileceğim yaratıcılar arasına katıldı. Hakim'in Yolculuğu da Beklediğim Sen Değildin de nefis çizgi romanlardı. Bu da son derece güzel anlatılmış bir hikâye. Çok klişe bir konuyu kendince küçük sürprizlerle, sade bir anlatımla ve yormayan çizgilerle anlatmış. Yazdığı çizdiği herşeye talibiz.Buyursun gelsin

nicholaihel

Toulme dan ne çıksa yerimcilere beni de yazın :)

pizagor

Ciddi ciddi sorguladığım bir konu: bir tarafta pop, hızlıca tüket gitsin, birbirinin ve daha öncesinin ya da diğer büyük piyasa oyuncularının aşağı yukarı tekrarı çizgiromanlar; diğer tarafta da basit dahi olsa anlatacak güzel bir hikayesi olan ya da basit de olsa hikayesini çok güzel aktarabilenler, duygusal yönü kuvvetli olup sıradan insanı anlatanlar; peki neden bu kadar birbirine tezat akımlar hayatımda yer alıyor? Misal, Marvel'in son büyük olayında Eternals, Avengers ve X-Men birbirine girecekti (artık Avengers vs. X-Men ya da X-Men vs. Inhumans gibi sadece iki taraflılar okuru kesmemeye başladı herhalde); bu hikaye mi yoksa ölüme giden genç sayılabilecek bir insanın hayatındaki keskin dönüşü anlatırken sanatçının hepimize getirdiği eleştiriyle defalarca durup düşünmeme neden olan İki Yaşam mı? Pek de iz bırakmayacak bir süper kahraman hikayesi mi yoksa İki Yaşam'ın finalinde yaşattığı duygu yoğunluğu mu? Bir taraf bu kadar kofken, diğer anlatı insanı alıp götürüyor; çizgiromanın neden bir sanat dalı olduğunu yeniden okura hatırlatıyor. Bir taraf bu kadar ağır basarken neden hakkında bunca olumsuz düşünmeme rağmen diğer tarafı hayatımdan çıkaramıyorum? Frankofon bana göre çizgiromanın zirvesidir; İki Yaşam da bu türün kalburüstü bir örneği; kesinlikle okunmalı. Birkaç gün önce bu platformda 'yine hiçbir şey okuyamıyorum' diye dert yanarken harika bir çizgiromanla günüm aydınlandı.

Yayıncılarımızdan birisi Frankofon yayıncılığı için 'direkt batış' demişti bana bir zamanlar; umuyorum bu algıyı okur olarak değiştirebiliriz. Çünkü bu işin membaı o taraflarda.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


gunes21

Pas geçtiğim bir cizgi roman idi , çizgilerine bakıp...
Sn Pizagor un yorumunu  müteakip  sipariş ettim bugün geldi aksam okuması olacak.......

ardarda gelen olumlu yorumlar neticesinde ve nihayetinde Pizagor un
krosesi ile nakavt oldum))))

KenParker

Bu adamın çizimlerini normalde sevmiyorum ama İki Yaşam hikayesiyle her şeyi unutturuyor. Çok iyi be.