(https://farm1.staticflickr.com/894/27621121417_e9e8db7d23.jpg)
20 yılı aşan banka müdürlüğü görevinin ardından Emilio, Alzheimer olduğu gerekçesiyle çocukları tarafından bir bakım evine gönderilir. Zihninin karanlık dehlizlerinde şimdiki zamanla geçmiş zaman arasında gelgitler yaşayan yaşlı adam, bir yandan yeni hayatına alışmaya, bir yandan da hastalığını kabullenmeye çalışmaktadır. Neyse ki oda arkadaşı Miguel vardır da gündelik yaşamı bir nebze olsun renk kazanır.
Bakımevleri kimilerine göre uzun ve yorucu bir yolun sonu, kimilerine göreyse yeni bir hayatın başlangıcı sayılır. Paco Roca, günümüz gençlerinin ebeveynlerine karşı tahammülsüzlüğünü eleştirdiğiKırışıklıklar'da, çocukları tarafından bakımevlerine yollanarak yalnızlığa teslim edilen çaresiz yaşlıların kimselerin konuşmaya, yazmaya, anlatmaya cesaret edemediği yaşam mücadelelerine ayna tutuyor. Öyle ki, her gün başka bir oyunla bakımevini birbirine katan Miguel'in, Doğu Ekspresi'yle İstanbul'a seyahat ettiğini zanneden Rosario'nun ya da Marslılar tarafından kaçırılmaktan korktuğu için hiçbir yere yalnız başına gidemeyen Carmen'in hem "tanıdık" hem de "bizden" hikâyeleri okurları kâh güldürüyor kâh hüzünlendiriyor.
Boyut: 19.4x25.5 cm
Sayfa Sayısı: 104
Etiket Fiyatı: 45 TL
https://www.bdgest.com/preview-252-BD-rides-histoire-complete.html?_ga=2.151715772.485175607.1527844108-1549367347.1506161195
2011 yapımı animasyonu da var. Televizyonda rastlamış ama 10 dakikadan fazla izlememiştim.
https://www.imdb.com/title/tt1407052/
(https://farm2.staticflickr.com/1723/42491527521_3b1f463b34.jpg) (https://farm2.staticflickr.com/1735/41768907274_143947d90d.jpg)
(https://farm2.staticflickr.com/1752/42491525761_43347f5864.jpg) (https://farm2.staticflickr.com/1734/40683823030_cc7266accb.jpg)
Konusu ilgi çekici geldi.
Yidar bence acele etme. Birileri alsın sorup alırsın. Daha iyi olur.
Alıntı yapılan: tommikser - 01 Haziran, 2018, 13:30:17
Yidar bence acele etme. Birileri alsın sorup alırsın. Daha iyi olur.
Evet acele etmiyorum.Beklemedeyim.
Yok daha almadım. İlk defa duydum yazarı. Bir ara alırım
Alıntı yapılan: tommikser - 01 Haziran, 2018, 14:08:03
Yok daha almadım. İlk defa duydum yazarı. Bir ara alırım
Bu cevap kime Sn. Tommikser ?
Yidar a yazdım abi. Özelden sormuş ama genel bir soru olduğu için genelden cevap verdim. Genelde böyle yapıyorum.
Yidar diğer soruna da cevabim aynı. Yazarın diğer kitaplarını da almadım.
teşekkür ederim.Konu burda olmadığı için yazdım kardeşim özelden yoksa konu ile alakalı olsa yazardım.
104 sayfa 45 lira pahalıymış sanki
Filmini izlemiştim çok da beğenmiştim
Filmi için de zamanında başlık açılmış forumda...Buraya da kopyalayalım;
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,5819.0.html
Alıntı yapılan: haziran00 - 01 Haziran, 2018, 17:17:26
104 sayfa 45 lira pahalıymış sanki
özellikle bu yayın ve yayınevi için değil söyleyeceğim, ama fiyat konusu çığırından çıkmış :-X
Mükemmel bir çizgi romanmış. Hem kalite anlamında mest etti, hem de böğrüme öküz oturttu. Yazısından çizisine, renginden kaligrafisine, edisyonundan grafik uygulamasına, her şeyiyle dört dörtlük, harika bir eser.
Böyle anlatıcılar olduğu sürece çizgi roman sanatı ihya olacaktır, eminim.
Ben de kitabı bugün okudum ve çok beğendim. Aklıma takılan bir konu var sf 98-99 bilerek boş bırakılmış diye düşündüm fakat sayfa numaraları neden yazılmış acaba? Ya da bendeki baskı hatalı mı?
Bende de aynı sayfalar boş.
Merak ettim baskı hatası mıdır?
Bende de o iki sayfa boş. Öykünün gidişatı ile uyumlu olduğundan baskı hatası gibi düşünmedim. O kısımlarda bilâkis alzheimer hastalığına vurgu olduğundan hiç hata gibi gelmedi. Eve gidince bir daha bakayım, belki yanlış hatırlıyorumdur. Ayrıca filminde de sonda öyle bir boşluk var mı, izleyenler bizi aydınlatabilir belki. :)
Yoksa kral çıplak mı? ???
Kitabın orijinalinde de o 2 sayfa boştu.
Alıntı yapılan: Thunderbird - 23 Temmuz, 2018, 01:29:28
Kitabın orijinalinde de o 2 sayfa boştu.
Ben de orijinal kitabın soft versiyonunu bulmaya çalışmıştım kontrol için (bulamadım), teşekkürler bilgi için.
Bugün kitabı bitirdim. Yaşanmışlıkları çok güzel anlatmış. İki insandan birisi hasta da olsa sevgisi ilk günkü gibi devam ediyor. Bu çok etkileyici. Her sayfası çok derin izler bırakarak bitti. Çok güzel bir eser.
Okumayanlar bir an önce okusunlar.
Alıntı yapılan: yidar - 09 Ağustos, 2018, 11:50:04
Bugün kitabı bitirdim. Yaşanmışlıkları çok güzel anlatmış. İki insandan birisi hasta da olsa sevgisi ilk günkü gibi devam ediyor. Bu çok etkileyici. Her sayfası çok derin izler bırakarak bitti. Çok güzel bir eser.
Okumayanlar bir an önce okusunlar.
İşte beklediğimiz tarzda yorumlar. :)
İtkileyici oluyor okumayanlar için.
Alıntı yapılan: hanac - 09 Ağustos, 2018, 15:32:17
İşte beklediğimiz tarzda yorumlar. :)
İtkileyici oluyor okumayanlar için.
Hasan abi artık okudukça yorum yazacam :))
Alıntı yapılan: yidar - 09 Ağustos, 2018, 11:50:04
Bugün kitabı bitirdim. Yaşanmışlıkları çok güzel anlatmış. İki insandan birisi hasta da olsa sevgisi ilk günkü gibi devam ediyor. Bu çok etkileyici. Her sayfası çok derin izler bırakarak bitti. Çok güzel bir eser.
Okumayanlar bir an önce okusunlar.
Teşekkürler güzel yorumun için. ;) Devamını bekliyorum.
Alıntı yapılan: memospinoz - 09 Ağustos, 2018, 17:00:58
Teşekkürler güzel yorumun için. ;) Devamını bekliyorum.
Rica ederim. Ben de teşekkür ederim.
Fiyattan ötürü maalesef eledim :-[
Alıntı yapılan: gamlıbaykuş - 14 Ağustos, 2018, 00:10:45
Fiyattan ötürü maalesef eledim :-[
Bence elemeyin. Gerçekten çok güzel bir eser.Başka alternatifleri eleyin derim.
(https://farm1.staticflickr.com/894/27621121417_e9e8db7d23.jpg)
Ünlü İspanyol yazar Paco Roca'dan bizlere güzel bir armağan; KIRIŞIKLIKLAR...
Uzun zamandır böylesine etkileyici ve insan yüreğini titreten bir yapıt okumamıştım.
Bir çok duyguyu biz okurlara yaşatan; insan hayatında gençken hiç umursanmayan, ama yaşamın ilerleyen safhalarında bizler için en gerekli olan bir çok kavramı acı bir şekilde hatırlatıyor.
Yalnızlığın ne kadar yıkıcı ve sarsıcı olduğunu anlıyoruz her şeyden önce. Şu anda farkında olmadan yaşadığımız güzel günlerimizin ilerideki olası hayatımızda ne kadar yıpratıcı olabileceğini kavrayabiliyoruz sayfalar ilerledikçe.
Yaşlanmanın ne kadar uzakta ve bizden ne kadar ayrı bir gerçeklik olduğunu düşündüğümüz gençlik ve orta yaşlılık dönemlerimizde; hayatımızın ne değişikliklere uğrayabileceğini, şu anda ne olursak olalım, ileride nasıl bir duruma gelebileceğimizi sağnak şeklindeki bir duygu fırtınasıyla iliklerimize kadar hissediyoruz.
Bizlere bir şey olmayacağını sanıyoruz sağlıklı ve güçlü iken. Ama hayatımızın ne kadar kolayca bir işkenceye dönüşebileceğini ürpererek kabullenebiliyoruz sayfalar ilerlerken; benim de başıma gelebilir diyoruz, ve bizler için aslında en değerli olguların neler olduğunun bilincine varabiliyoruz. Aslında bu yıpratıcı hayat çarkının içinde yuvarlanıp törpülenirken farkına varamadığımız, bilsek de sık sık unuttuğumuz en değerli kavramları yeniden ve çarpıcı bir anlatımla beynimize kazıyoruz.
Kitabın girişinde Buda'nın belirttiği gibi; Bulut yok olmaz, yağmura dönüşür...
Ne kadar varlıklı olursanız olun, ne kadar genç ve sağlıklı olursanız olun; bu kitabı mutlaka okuyun. Elinizdekilerin değerini çok iyi anlayın ki, yaşamınızı bu bilinçle çok daha iyi şekillendirin. Boş şeyler için canınızı çok fazla sıkmayın, hayata biraz daha gülümseyerek bakmaya çalışın; ileride bunun için çok fazla fırsatınız kalmazsa eğer, şiir tadında gülümsemeler kalsın dudaklarınızda...
KIRIŞIKLIKLAR
DESEN-TUDEM YAYINLARI
100 SAYFA
Alıntı yapılan: aaciltan - 12 Eylül, 2018, 22:08:32
Ünlü İspanyol yazar Paco Roca'dan bizlere güzel bir armağan; KIRIŞIKLIKLAR...
Uzun zamandır böylesine etkileyici ve insan yüreğini titreten bir yapıt okumamıştım.
Çok güzel bir yazı olmuş Ahmet.
Eline sağlık.
Paco Roca'nın bizde yayınlanan eserleri radarımda değildi. Neden bilmiyorum ancak yorumlarına da hiç bakmadığımı farkettim. Sanıyorum ki direkt olarak kitap kapağından elemek gibi bir hata yapmışım. Bu yıl ülkemizde yayınlanacak yeni eseri Ev'e olan yorumlarla birlikte Kırışıklıklar'ın ve Kumdan Sokaklar'ın incelemelerini okudum ve okumam gerektiğini düğündüm. En son söyleyeceğimi şimdiden söylemiş olmak adına Sn. ferzan'ın şu mesajını alıntılamak isterim:
Alıntı yapılan: ferzan - 21 Temmuz, 2018, 10:09:50
Mükemmel bir çizgi romanmış. Hem kalite anlamında mest etti, hem de böğrüme öküz oturttu. Yazısından çizisine, renginden kaligrafisine, edisyonundan grafik uygulamasına, her şeyiyle dört dörtlük, harika bir eser.
Böyle anlatıcılar olduğu sürece çizgi roman sanatı ihya olacaktır, eminim.
Herkesin bu hayatta bazı korkuları ve endişeleri mevcut. Kitabı benim için değerli kılan bir etmen de benim korkularımla paralellik göstermesi oldu. Korktuğum şeylerden ilki yaşlanarak ya da bir rahatsızlıktan ötürü bir insana muhtaç hale gelmek, bir diğeri hatıralarımı yitirmek. Diğer bir deyiş ile Alzheimer.
Elbette bir gün sağlığımızı yitireceğiz, yaşlanacağız ya da ikisi birden gerçekleşecek. Sevdiğimiz insanlara yük olduğumuzu hissettiğimi günler gelecek. Hayatın başında bize bakılması için yaşıtlarımızla bir araya koyulduğumuz anaokulları, yaşlandığımızda bize bakılması için verildiğimiz bakımevleri oluyor. Yaşlılar için "kocaman bebekler" denildiği zaman aslında hakaretten çok bir gerçeklik sunuluyor.
Kitap da böyle başlıyor. Her ne kadar ailesi tarafından senede belki bir belki iki gün ziyaret edileceği aşikar olan bir adam, sürekli ziyaret edileceği telkini ile bakımevine bırakılıyor. Kitap bakımevi dünyasına iyimser bir bakış aslında. Bu dünyanın nasıl bir tek düze akışı olduğunu yansıtıyor bize. Bununla birlikte bir de karakterimizin başlangıç evresinde ve ilerleyen bir alzheimer hastalığı mevcut.
Hikayedeki asıl vurucu nokta burda başlıyor. Gerçekliği yitirmenize kadar size eşlik eden bu hastalık, sizi sadece başkalarının zihinlerinde yaşayan bir karakter olarak bırakıyor yeryüzünde. Bu aşamada belirtmem gerekir ki Alzheimer hastalığı hikaye akışında bir anda ilerliyor ve çok ekstrem bir hâl alıyor. Hikaye, bir bölümünde sıkılıp ileresindeki bir dakikasına atlanan dizi bölümü gibi arada bir boşluk ile ilerliyor hissiyatı yarattı.
Dilerim ki her birimiz birer hilebaz olabilir ve bulut götürebileceğimiz bir kişi bulabiliriz. Çünkü sanıyorum ki bu kararan dünyanın tek dayanak noktası bu oluyor. Her birimizin unuttuğu hatıraların sadece bizi üzenler olmasını umarak, zihninizde biraz hüzün biraz da tebessüm duygularını harmanlayarak sonlandıracağınız bu eseri ben de okumanızı (şiddetle olmasa da) özenle tavsiye ediyorum.
Sevgili forum dostları;
Paco Roca'nın "Kırışıklıklar" adlı eseri şu an elimde...kapağını açtığımızda,
BUDA'dan şu alıntıyla karşılaşıyoruz;
"Bulut yok olmaz, yağmura dönüşür."
Kitabımızın bir de ödülü var,
En İyi Çizgi Roman Ödülü-2008 Uluslararası Barcelona Çizgi Roman Festivali
Cilt, baskı, çizimler, anlatım ve renkler hârika gerçekten...kitabın temasına gelince; son yıllarda herkes tarafından bilinen, ailesinde veya yakınlarında bire bir tanık olduğu, kendisi adına da yakalanma korkusu taşıdığı nörolojik bir hastalık; yani,
ALZHEİMER!!
Kitabın kahramanı Emilio, yirmi yıllık banka müdürlüğünün ardından, çocukları tarafından bakımevine bırakılan ve Alzheimer olduğunu kabullenmeyen biri.
Bu hastalık kişiyi sinsice yakalıyor...yakalandığınızı farkettiğinizde, o sizden 8-10 yıl öncesinden oltasını atmış ve yakalamış oluyor. Yakalandıktan sonra pek bir düzelme sergilemiyor, fakat yakalanmadan önce uygulanabilecek tavsiyeler var...
Kahramanımız Emilio ile aynı kaderi paylaşan bir tanıdığım var...Uzun yıllar bir kamu bankasında müdürlük yapmış, yurt dışında dahi ,uzun yıllar banka adına görevlerde bulunmuş.
Bu arada çok güzel bir eşi ve 2 evlâdı olmuş...evlâdının biri Fazıl Say'la konser veren bir müzisyen...Oda Orkestrası niteliğinde, bizlere ufak çapta konser veren iki evlât...
Önünde havuzu, karşısında körfezin muhteşem manzarası, envayi çeşit çiçekleri, doğanın bol yeşilini ve oksijenini esirgemediği bir ev almışlar kendilerine, hâttâ yaptırmışlar...sırtını Kaz Dağları'na yaslamış ve konforlu??
Alzheimer'e yakalanmak; istenilen en son şey, tam da hayatın tadına varabilmek için emeklilikte!
Aile dostlarımız...ne sohbetler edildi yemek masalarında...
Şimdi Bakımevinin Yemekhanesindeyiz: konuşamıyordu, arada gözleri yaşarıyordu...oğlunu tanımıyordu...eşini tanımıyordu...fulârsız gezmeyen, beyefendiliğinden ödün vermeyen bu kişi, artık hasta bezine mahkumdu!
En yürek yakan da, eşinin âşık olarak evlendiği bu kişiyi, bu sefer çocuğu gibi sevmesiydi...dayanamadı bakımevinde bırakmaya sevgili eşini...yuvasına, yanı başına aldı; artık hem bakıcısı, hem eşi hem de vasisiydi...ve kadın severse, böyle severdi!
Hayat kırgınlıklara, dargınlıklara, öfkelere yenilmeyecek kadar kısa ve süprizlerle dolu...Alzheimer beynimizin resetlenmesi belki, geri gelmemek üzere...resetlenmek forumdaki paylaşımlarımız, eleştirilerimiz, beğenilerimiz için olsa ne yazar, olmasa ne? Maksat bir hoş seda bırakabilmek değil mi, bu kubbede?
Kitap okunmayı hak ediyor, fazlasıyla...
Sevgiler Sizinle Olsun...