Bilka örümcek adamı okuyan dostlar bilir. Derginin içinde örümcek adam dışına başka çizgi romanlara da yer verilirdi. Bunlar Hulk, örümcek kadın ve indiana jones idi. Ama en önemlisi ve ilk göz ağrım denizaltı prensi Namor'du
Uzuun yıllar önce kuzey kutbunun altında yaşayan Atlantis imparatorluğu yeryüzünden gelen sarsıntılarla zarar görmeye başlar. Kral Thakor olayı incelemek için kızı Fenn'i görevlendirir. Fenn olayın kaynağının bir gemi olduğunu fark eder. Gizlice gemiye girmeye çalışırken yakalanır ve kaptana götürülür. Kaptan Leonard McKenzie ve Fenn ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar ve Fenn geri dönmez. Ancak kızını merak eden Thakor askerlerini yüzeye yollar. Çıkan çatışmada kaptan McKenzie ve adamları öldürülür. Fenn imparatorluğa geri döner. Kısa süre sonra hamile olduğu ortaya çıkar ve oğlu doğar: Namor. Beyaz teni nedeni ile mavi tenli Atlantisliler tarafından hor görülen Namor zamanla imparatorluğun varisi olduğunu herkese ispatlar. Ayak bileklerindeki kanatlar sayesinde uçabilmekte ve su sayesinde inanılmaz güçlü olabilmektedir. Ancak sudan uzun süre uzakta kalması kurumasına ve gücünü kaybetmesine yol açmaktadır.
Kraliyet içinde Namor'a karşı husumet besleyenler de vardır: Kuzeni Byrahh içten içe onu kıskanmaktadır. Savaş lordu Krang da Namor'un mevcut konumunu haketmediğini düşünmektedir.
İkinci dünya savaşı sırasında olayların Atlantis'i de etkilediğini fark eden Namor insanlarını korumak amacı ile müttefiklere katılır. Müttefiklerin oluşturduğu "istilacılar" (The invaders) takımında Captain America, Bucky, gerçek Human torch ve Toro ile birlikte savaşıp müttefiklerin kazanmasına yardımcı olurlar.
Namor'un yeryüzü insanları ile barışıklığı fazla uzun sürmez. Bu kez olayın sebebi Destiny (kader) adında biridir. Bu da başka bir yazının konusu.
Şimdi aklına nereden Namor geldi diye soran dostlara şu cevabı vereyim: Bu aralar Namor'un 6 sayılık "Revolution" adlı mini serisini okuyorum. Bunu paylaşmadan önce de bu eski dostu biraz daha detaylı hatırlayalım dedim.
Namor ile tekrar buluşmak üzere....
Rıza abi, ben Bilka Örümcek Adam'ları okurken en çok ilgimi çeken karakterlerden biriydi Namor. Yahu hakikaten ne güzel maceralardı onlar. Ve ne güzel günlerdi o günler.
Değil mi abi...
Bilka Namor'un maceralarını aydıngere kopyalatıp yayınlamıştı.İndiana Jones'ı da aynı şekilde yayınladılar.Çokta cazip değildiler..Ama Hulk çok az macerası hariç orjinal çizgileriyle yayınlanmıştı.
Namor Marvel'in ilk çizgi roman serilerinden birisi.Red Skull'a karşı savaşan
robot Human Torch,Captan ve Bucky ile aynı ekipte yer aldı.Ama savaştan sonra
olağanüstü güçlere sahip,dünyanın dörtte üçünde egemenlik süren bu kahraman Marvel'in unutulan kahramanlarından birisi oldu.
Sami abi dediğin gibi güzel olan Namor değil o günlerdi. :)
Aslında çok unutulmadı Engin. Bu gece galibiyetin tadını çıkarayım. Marvel'daki Namor tarihini yazmaya devam edeceğim
İkinci dünya savaşı bitmiş Namor krallığına dönmüştür. Günler sakince geçerken buzullar tekrar kırılmaya başlar. Thakorr inceleme görevini Namor'a verir. Buzulların üstüne çokan Namor başında acayip bir taç olan biriyle karşılaşır. Bu kişi Destiny'dir. Başındaki de Lemurya'nın efsanevi yılanlı tacıdır (serpent crown) Destiny tacın gücü ile Namor'u durdurur ve ona krallığının yok oluşunu seyrettirir. Namor'un anne ve dedesi birçok Atlantis'li ile birlikte ölür. Diğerleri de okyanuslara dağılır. Destiny bunun ardından Namor'un hafızasını siler ve New York'a yollar.
Namor yıllarca başıboş olarak yaşar. Ta ki fantastik dörtlü dördüncü sayıya kadar.Ekibi ile kavga eden ve ayrılan Johnny Storm tesadüfen Namor'un da yaşadığı eve gelir. Orada Namor'un inanılmaz gücünü farkedince alev güçlerini kullanıp onu traş eder. Karşısındakinin Namor olduğunu farketse bile Hafızası kaybolan Namor durumu kabul etmez. Bunun üzerine Johnny Namor'u uçurup okyanusa atar. Suya giren Namor hafızasını kazanır, ama yeryüzü insanlarının krallığına yaptıklarını da hatırladığı için onları yok etmeyi planlar. Bu planının karşısında dört kişi durmaktadır: Fantastik dörtlü. Savaş sırasında Namor görünmez kıza aşık olur yine de saldırıya devam eder ancak planı başarısızlığa uğrar. Okyanusa dönen Namor yeni planlar kurar. Hulk, DR Doom ile de ortak hareket eder ancak hep başarısız olur.
Son denemesinin de başarısız olması üzerine kuzey kutbuna giden Namor orada eskimoların buz içindeki bir kişiye tapındıklarını görür. Büyük bir sinir ile onlara saldırır ve totemlerini denize atar. Buzul Gulfstream akıntısı ile sıcak sulara gider ve erimeye başlar. Oradan geçen avengers buzulun içindeki kişiyi kurtarırlar. (Avengers #4) Bu kişi Namor'un ikinci dünya savaşında sırt sırta çarpıştığı Captain America'dır
Nmaor'un marvel evreninde çok geniş yeri vardır. Kalanları da başka bir yazıda yazmak üzere hoşçakalın.
Alıntı yapılan: rumar80 - 18 Mart, 2011, 22:31:18
Şimdi aklına nereden Namor geldi diye soran dostlara şu cevabı vereyim:
Bu aralar Namor'un 6 sayılık "Revolution" adlı mini serisini okuyorum.
Bunu paylaşmadan önce de bu eski dostu biraz daha detaylı hatırlayalım dedim.
Kapak doğru mu ?
(http://media.comicvine.com/uploads/2/22664/977262-nmr_large.jpg)
Doğru. Kapakların her birini farklı bir usta çizmiş. Bu kapak Witchblade'in yaratıcısı Michael Turner'a ait
Alıntı yapılan: rumar80 - 18 Mart, 2011, 22:31:18
Beyaz teni nedeni ile mavi tenli Atlantisliler tarafından hor görülen Namor zamanla imparatorluğun varisi olduğunu herkese ispatlar. Ayak bilekleri sayesinde uçabilmekte ve su sayesinde inanılmaz güçlü olabilmektedir. Ancak sudan uzun süre uzakta kalması kurumasına ve gücünü kaybetmesine yol açmaktadır.
Bilka'nın renksiz baskılarında Namor'un pembeliğinin Atlantislilerden farklı olduğunu anlayamamıştım. Belki konuşma balonlarında falan geçmiş olabilir bu bilgi ama bunu farketmem seneler sonrasına denk gelir...
Namor yıllar boyunca sık sık yeryüzü insanları ile kapışmıştır. En fazla savaştıkları da Fantastik dörtlüdür, ama her zaman savaşlar bittikten sonra geri döneceği bir evi olmuştur: Atlantis. Krallığın başında içten ve dıştan tehditlere karşı hep mücadele vermiştir. Atlantis'te en büyük destekçileri ona yol gösteren Lord Vashti ve nişanlısı Dorma olmuştur. Dorma ona seven kalbin gücünü göstermiş ve Namor'un düzgün bir kral olmasında destek olmuştur. Ancak comics'lerin temel düsturlarından mutlu aşk yoktur kuralı burada da geçerli olacaktır.
Batık bir diğer krallık olan Lemurya'nın kraliçesi Lyrra (örümcek adam okuyan dostlar hatırlar) Namor ile evlenip iki krallığı birden yönetmeyi planlar. Bu nedenle Leydi Dorma'yı kaçırır ve yerine geçer. Düğün sonrası gerçek yüzünü gösterir. Ancak Atlantis kanunları açıktır: Namor Leydi Dorma ile evlenmiştir. Bunun üzerine Lyrra Dorma'yı yeryüzüne götürüp bir su tankının içine hapseder ve Namor'dan kendisi ile evlenmesini aksi taktirde Dorma'yı öldüreceğini söyleyip tankı deler. Sular yavaşça boşalırken Namor Lyrra ile dövüşüp onu yener. Ancak geç kalmıştır. Susuz kalan Dorma ölür. Namor krallığına geri döner.
Pembe dizimizin ;) bu bölümünün de sonuna geldik. Yarın Namor'un diğer maceralarından bahsetmek üzere hoşçakalın.
Namor krallığına döndükten sonra değişik kahramanların kitaplarında konuk olmaya devam eder. Bir süre sonra meydana gelen olaylar Namor'u Dr Strange, Hulk ve gümüş kayakçı ile bir takım kurmaya iter. Bu takımın diğerlerinden farklı olarak sabit bir kadrosu ve buluşma yeri yoktur. Takım olmayan takım diye anılan bu takımın adı Savunucular (defenders) idi. Yıllarca Namor bu ekibin bir parçası olarak çalıştı. Taa ki öğrendikleri bir kehanete göre dördünün bir arada olmasının dünyayı yok oluşa getireceğini öğrenene kadar. Bunun üzerine ekip dağılır.
Bütün bu olaylar oluşurken Kanada'da da süper insanlardan oluşan bir grup oluşmakta idi: Alfa uçuşu (Alpha flight) Efsanevi yazar ver çizer John Byrne tarafından X-men'e alternatif olarak yaratılan bu grubun başında wolverine'in olması planlanırken wolverine'in X-men'e katılması üzerine yakın arkadaşı, bilim adamı James McDonald Hudson zoraki olarak bu göreve gelir. Kanada bayrağını üzerine kostüm olarak giyer ve Gardiyan adını alır. İlk görevi de wolverine'i geri getirmektir, ancak iki kere denemesine rağmen başarısız olur.
Alfa uçuşunun gardiyan dışındaki üyeleri şunlardır:
Sasquatch: Kanada'da ormanlarında yaşadığı inanılan koca ayak benzeri yaratıktan ismini alan süper güçlü kahraman.
Northstar: Marvel'ın ilk gay kahramanı. Uçma ve süper hıza sahip
Aurora: Northstar'ın ikiz kardeşi. Kişilik bölünmesi yaşıyor. Süper hızlı. Kardeşi ile el ele tutuştuğunda göz kamaştırıcı bir ışık yayıyorlar
Puck: Akrobatik yetenekleri ve taktik zekası olan bir cüce
Snowbird: Kanada'nın yerli tanrılarının yeryüzüne inmiş yaratıkları öldürmek üzere yolladıkları kızları
Shaman: Yanında taşıdığı keseden başka boyutlardan nesneler çıkarabilen, büyü gücü olan bir tıp doktoru
Marinna: Suda yaşayan Namor'a benzer güçleri olan uzaylı yaratık
Alfa uçuşu ve Namor'un yollarının nasıl kesiştiği, neler olduğu bir sonraki yazımızda.
Valla bize bu ıslak arkadaşı da Green Lantern gibi zorla sevdireceksin.
Bu Sasquatch de ilginç bir karaktermiş.
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/6/60/Walter_Langkowski_.jpg/250px-Walter_Langkowski_.jpg)
Bunda amacım green lantern gibi değil Hasan.
Sadece Namor bazında Marvel'ın bazı eski öykülerini oku(ya)mayan arkadaşlarla paylaşmak. Bunu aralıklarla diğer kahramanlarda da yapmayı planlıyorum.
Namor olmasının nedeni kitabını okumuş olmam ve daha kısa bir özet grubu yazabilmem. Düşünsene fantastik dörtlü, Thor ya da diğerlerinden birini yazmaya başladığımı...
Yaz yaz bitmez
Ama belki birgün....
Neden olmasın
'Neden Namor'a ilk mutant payesi verilmiştir?' konusunu merak edince bir miktar okudum, sizlerle de paylaşayım...
Karakterlerin Marvel evreninde okura sunulma sırasına göre bakıldığında Namor gerçekten de ilk mutant. Ancak Marvel evrenine kronolojik olarak baktığımızda Namor'dan çok önce ortaya çıkan mutantlar var : Apocalyse (MÖ. 30.yüzyıl), Selene (en azından MÖ. 10.yüzyıl), Exodus (MS. 12.yüzyıl), Wolverine (MS.19.yüzyılın sonlarına doğru), Mystique (doğum tarihi bilinmese de 20.yüzyılın şafağından beri ortalarda), Destiny (aynen Mystique gibi doğum tarihi bilinmiyor ancak 100 yaşını devireli bayağı olmuş), Azazel ve Externals...
Bu listede benim farkedebildiğim en azından bir eksik var, Sabretooth... Bazı yazarlara göre Wolverine'in babası, bazılarına göreyse ağabeyi olarak gösterilen bu karakter de her halükarda Namor'dan yaşlı olmalı...
Temmuz 1964 tarihli X-Men'in 6.sayısında Namor'un bir mutant olabileceğinin ilk kuşkularını duyar Xavier ve Magneto. Ancak sonrasında Namor, karakteri ele alan yazarlar tarafından bir mutant olarak değil de bir yeryüzü insanı (Homo sapiens – Şu an için homo sapiens ama değişen köken hikayeleriyle baba Kaptan Leonard McKenzie'nin aslında bir homo sapiens superior olması her an bir yazarın aklına gelebilir :) ) – Atlantisli (Homo mermanus) melezi olarak sunulur. Ta ki 1990 yılına kadar... Bu yıl okura merhaba diyen serinin alt başlığı şu şekildedir:
'Marvel'in İlk ve En Güçlü Mutantı!'
Her ne kadar Namor'un ilk mutantlığı tartışmalı olsa da Marvel'ın ilk anti kahramanı olduğu kesin gibi :)
Alfa uçuşu kendi dergisine sahip olduğu zaman ilk sayılarda John Byrne takım üyeleri daha iyi tanınabilsinler diye takım maceralarından çok bireysel maceralar yazar. Bu maceralardan birinde Marinna "Dünyanın efendisi" adındaki uzaylı yaratık tarafından esir alınır. Dünyanın efendisinin amacı doğal olarak dünyanın hakimiyetini ele geçirmektir. Bunu engellemesinde Marinna'ya Susan Storm ve Namor yardımcı olur ve Marinna ile Namor arasında bir yakınlaşma başlar. Ancak alfa uçuşunun tarihi 12. sayısı sonrası uçuş dağıtılır (dergi devam eder). Marinna da denizlerde dolaşmaya başlar.
Yanlış hatırlamıyorsam 15. sayıda Dünyanın efendisi tekrar ortaya çıkar ve Namor ile Puck'ı esir alır. Burada Marinna'nın gerçek öyküsü anlatılır. Marinna dünyaya gönderilen uzaylı yaratıklardandır. Yumurta içinde beklerken kapak açıldığında ilk gördüğü canlının şekline (bir insanın) bürünmüştür. Oysa onun gibi gelen diğer arkadaşıtam bir canavara benzemiştir ve bu canavar Dünyanın efendisine hizmet etmektedir. Marinna da gerçek DNA yapısının farkına vardığı için değişmeye başlar. Yine de Namor ve Puck'ın kurtulmasına ve efendinin yenilmesine yardımcı olur. Ancak çirkin biri olduğunu düşünerek kendine öldü süsü verir. Marinna'yı kaybettiğini sanan Namor krallığına döner.
Umar abi sanırım geçen günlerde bu öyküyü bilka örümcek içinde okumuştum.Hatta bir sayıda neredeyse örümcek adam yoktu.Sadece Namor vardı.O dönem ilginç şeyler yayınlayıp insanlara okutmuşlar.
Birde Namor ile Rom'un ortak bir macerasını okudum geçen gün.Cilt4 te denizin altında saklanan Dorkan'lara saldıran Rom Namor ile karşılaşır.İkisi bu tehdide karşı birlikte mücadele eder.
Alfanın ara verdikten sonra tekrar başladığı serideki ilk yeni maceralardı. Rom'un koruduğu kör kız ve Rom Namor'la birlikteydiler. En sonunda kızı atlantisli yapıyordu Namor. ama DARKON'larla Güneş DARKON'larla
"O" yerine "A" ya gitmiş elim abi ;D
Önesinde de "A" yerine "O"ya ;D
Alıntı yapılan: gunessemerci - 22 Mart, 2011, 08:44:30
Umar abi sanırım geçen günlerde bu öyküyü bilka örümcek içinde okumuştum.Hatta bir sayıda neredeyse örümcek adam yoktu.Sadece Namor vardı.O dönem ilginç şeyler yayınlayıp insanlara okutmuşlar.
Bu arada sevgili Güneş hatırladığım kadarı ile Namor'un Marinna ile olan maceraları bilka örümcek adam içinde yayınlanmadı. Yanılıyorsam bana sayısını söylersen sevinirim.
Bir sonraki yazımda Bilka örümcek adamda yayınlanmış 4 sayılık bir Namor limited serisinden bahsedeceğim
Namor'un en büyük sorunu iki dünya arasında (yeryüzü ve atlantis) sıkışıp kalmış olmasıdır. Her ne kadar Atlantis'in kralı olsa da kan bağı nedeniyle yeryüzü ile de ilişkilerinde bir karmaşa yaşar. İki dünya arasında bir barışı tercih eder. Bu nedenle Atlantis'in Birleşmiş Milletler'e üye olmasını planlar. Bu amaçla da başvurular yapılır. Ancak iki dünyada da düşmanları bunu engellemeye çalışırlar. Namor iki dünyanın sorunlarını da eş zamanlı çözemediği için (bir de kadın meselesi olduğundan) yeryüzü ile ilgilenir. Ancak yine de herşeyi eline yüzüne bulaştırır. Birleşmiş Milletlerce Atlantis tanınmazken, Atlantis konseyi ihtiyaç anında yanlarında olmadığı için Namor'u tahttan indirir.
Taçsız bir kral olan Namor dünyada dolaşırken ona kollarını Avengers açar. Captain America önderliğinde Avengers Namor'a üyelik teklif eder. O da bunu kabul eder.
Su altı dünyasının yeryüzünden farkı yoktur. Gelişmiş krallıklar olduğu gibi (Atlantis, Lemurya), başıboş dolaşan vahşiler de vardır. Bunların başında da Attuma bulunur. Attuma ve orduları Namor'un yokluğundan istifade ederek Atlantis'i ele geçirirler. Halkın ümit ve sevgisini kırmak için de Marinna'yı yakalayıp teşhir ederler. Atlantis'liler gerçekten kraliçe olarak bir "canavarı" seçen krallarına kızarlar. Ancak Namor'a destek beklenmedik birinden kuzeni Byrahh'dan gelir. Byrahh Namor'u bu durumdan haberdar eder. Namor yanına Avengers ve Alfa uçuşunu da alarak Atlantis'e saldırır. Attuma'yı devirip hem krallığı hem de Marinna'yı kurtarırlar. Namor Marinna ile olmak için Avengers'tan ayrılır.
Bir süre sonra Marinna'da değişim kontrol edilmez hale gelir. Artık tam bir deniz canavarına dönmüş ve ortalığı yıkmaktadır. Namor'a yardıma yine Avengers gelir. Uzun süren mücadele sonrası yaratık zayıflamışken onu öldürmek için Kara şövalyenin her şeyi kesen kılıcına ihtiyaç duyulduğu anlaşılır. Ancak ortada bir sorun vardır. Kılıç kanı tatarsa kullanıcısı lanetlenecektir. Bunun üzerine Namor kılıcı kendi kullanır ve Marinna'yı öldürür, ancak lanet kılıcın sahibine yani kara şövalyeye döner. Avengers arkadaşlarına yardım için uzaklaşırken Namor da denizlerde tek başına kalmıştır.
Namor özetinde sona yaklaşırken sizlere şunu da ifade etmek istiyorum. Bu özetleri yazarken amacım siz comics seven ama değişik nedenlerle okuyamayan arkadaşlara Marvel evrenini kahraman bazlı anlatmaya çalışmaktır. Bunu yaparken de doğal olarak kendi okuduğum kitaplardan yararlanıyorum. Ansiklopedik bilgi yerine böylesinin daha eğlenceli olabileceğini düşündüm. Mutlaka eksiklerim vardır. Bunları da tamamlayacak dostlara şimdiden teşekkür ederim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere....
Marvel her zamanki yayıncılık "başarılarından" birini göstererek tüm dergilerin yıllık (annual) özel sayılarını tek bir macerada birleştirir bir dönem. Bu maceralardan biri de "Atlantis saldırıyor" (Atlantis attacks) adındadır. Bu macerada Lyrra, Attuma ve Lemurya'lı rahip Ghaurr güç birliği yaparak yılan tacının gücünde yararlanıp tanrı Set'i dünyaya getirmeye çalışırlar.
Maceranın hemen başında (Iron man annual) Namor Iron Man'e yardım ederken bir patlamanın içinde kalır ve herkes öldüğünü sanır. Aylar sonra Caleb ve Carrie Alexander adlı bab kız Namor'u yarı çıldırmış halde bulurlar. Caleb Namor'un sık sık yakalandığı bu çılgınlık nöbetinin hem insan hem de Atlantis DNA'sı taşımasından olduğunu ve nerede olursa diğer yanının kanında bir çeşit zehirlenmeye neden olduğunu iddia eder. Bir çeşit diyaliz makinası ile Namor'un kanı temizlenir. Sakinleşen Namor baba ve kızın da yardımı ile arka planda kalarak Oracle adında bir şirket kurar. Şirketinin kaynakları denizin dibindeki batıklardan çıkarılan hazinelerdir ve çevreye zarar verenlere karşı mücadeleye başlar.
John Byrne'ün yazıp çizmeye başladığı bu seri ciddi ümit vaat ederek başlar ancak Byrne Marvel'dan ayrılınca diziyi devralanlar pembe diziye döndürürler ve bir süre sonra da dizi biter.
Yazımızın sonuna yaklaşıyoruz. Son bölümde Namor'un son dönem yaşamından bahsedeceğiz.
Görüşmek üzere
Artık yazımızın sonuna geldik.
Namor Iron man'in çağrısına uyarak Illuminati'nin bir parçası olur. Onlarla süper kahramanlar hakkında karar verir, ancak Hulk konusunda ters düşerler. Hulk'a yapılanı haksız bulur ve Hulk'un ne olursa olsun döneceğine inanır (haklı da çıkar)
İç savaşın başlamasında tetik görevi yapan Stamford faciasında Namor kuzeni Namorita'yı kaybeder. Bunun üzerine olaya sebebiyet veren Nitro'nun aranmasında etkili olur ve onu yakalar. Bu arada iç savaşta Captain America'nın yanında yer alır ve orduları ile de onu destekler, ancak Captain AMerica'nın teslim olmasının ardından geri çekilir. Bu arada 12 vatandaşını yeryüzü dünyasına "uyuyan" ajan olarak yollar. Onlar insan gibi yaşayacak, davranacak ancak gerektiğinde müdahale edeceklerdir.
ABD hükümeti Namor'un iç savaşta yaptıklarını unutmaz. Bu arada Kansas'da Atlantis'li bir ajanın sebep olduğu terörist saldırısı üzerine SHIELD'i Atlantis'i ablukaya almakla görevlendirilir. Namor ise bu olayları araştırır. Olayların arkasında onu devirme planı olduğu ve suçlulardan birinin de oğlu olduğunu ortaya çıkarır. Sorumluların çoğunu öldürür. Askerleri hariç tüm halkını "uyuyan" hale getirir ve yeryüzüne salar. Hain oğlunu tahta bağlar ve nitroyu patlatarak SHIELD ekiplerinin gözleri önünde ikisini öldürür ve Atlantis'i yıkar. Askerleri ile birlikte de eski bir "dostuna" Dr Doom'a sığınır.
Aylar sonra Namor San Fransisco'da X-men'e ada devlet Utopia'nın kurulmasında yardımcı olur ve onlara katılır. Atlantisliler de Utopia'nın altında yaşamaya başlarlar.
Böylece Namor ve onun kişiliğinde marvel'ın bir dönemine kısaca baktık.
Umarım bu özet hoşunuza gitmiştir. Başka kahramanlarda da görüşmek üzere hoşçakalın
Jae Lee imzalı kapak falan çok güzel de esas kemer merakımı cezbetti ???
(http://i.annihil.us/u/prod/marvel/i/mg/7/e0/4ccaca8bbdc7d/detail.jpg)
Namor artık X-men ailesinin de bir parçası. O gördüğün seride de X-men'ler için oğlu tarafından öldürülmüş Dracula'nın ya kafasını ya da vücudunu arıyor (diğer kısmını Storm ve Gambit arıyorlar) ve sualtı vampirleri ile mücadele ediyor.
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1593.0.html
Dracula konusundan Rıza abiyle beraber bahsetmiştik.
Namor : The First Mutant haziran ayında yayınlanacak 11. sayıyla sona eriyor. Sebep oldukça bilindik : satış rakamlarının düşüklüğü...
Yine aynı nedenle haziran ayında sona erdirilecek diğer dizi ise Spider Woman...
Alıntı yapılan: pizagor - 21 Mart, 2011, 10:13:53
'Neden Namor'a ilk mutant payesi verilmiştir?' konusunu merak edince bir miktar okudum, sizlerle de paylaşayım...
Karakterlerin Marvel evreninde okura sunulma sırasına göre bakıldığında Namor gerçekten de ilk mutant. Ancak Marvel evrenine kronolojik olarak baktığımızda Namor'dan çok önce ortaya çıkan mutantlar var : Apocalyse (MÖ. 30.yüzyıl), Selene (en azından MÖ. 10.yüzyıl), Exodus (MS. 12.yüzyıl), Wolverine (MS.19.yüzyılın sonlarına doğru), Mystique (doğum tarihi bilinmese de 20.yüzyılın şafağından beri ortalarda), Destiny (aynen Mystique gibi doğum tarihi bilinmiyor ancak 100 yaşını devireli bayağı olmuş), Azazel ve Externals...
Bu listede benim farkedebildiğim en azından bir eksik var, Sabretooth... Bazı yazarlara göre Wolverine'in babası, bazılarına göreyse ağabeyi olarak gösterilen bu karakter de her halükarda Namor'dan yaşlı olmalı...
Temmuz 1964 tarihli X-Men'in 6.sayısında Namor'un bir mutant olabileceğinin ilk kuşkularını duyar Xavier ve Magneto. Ancak sonrasında Namor, karakteri ele alan yazarlar tarafından bir mutant olarak değil de bir yeryüzü insanı (Homo sapiens – Şu an için homo sapiens ama değişen köken hikayeleriyle baba Kaptan Leonard McKenzie'nin aslında bir homo sapiens superior olması her an bir yazarın aklına gelebilir :) ) – Atlantisli (Homo mermanus) melezi olarak sunulur. Ta ki 1990 yılına kadar... Bu yıl okura merhaba diyen serinin alt başlığı şu şekildedir:
'Marvel'in İlk ve En Güçlü Mutantı!'
Her ne kadar Namor'un ilk mutantlığı tartışmalı olsa da Marvel'ın ilk anti kahramanı olduğu kesin gibi :)
Bu yazımın bir miktar zenginleştirilmiş halini bloguma da ekledim. İlginize ve bilginize...
www.pizagorgunlukleri.blogspot.com