Altın Madalyon

Yeni başlayan dizi oldukça gelecek vaad ediyor. Ben çok beğendim. Özellikle "kılıç ve büyü" + LOTR janralarını seven herkese şiddetle tavsiye ederim. Sean Bean' in de başrolde olması önemli bir etken tabii ki, ama bir kere prodüksiyon çok kaliteli. Kostüm, mekan, karakter ve detaylara bayağı kafa yorulmuş ve emek harcanmış.

Bu arada FB' li Uğur Boral' ın da dizide yer alması beni benden aldı :D

(https://live.staticflickr.com/65535/47942674048_0bc4ea9b13_o.jpg)

    Haftabaşı haberdar oldum,önceki gün de yayınlanmış 2 bölümü de izleme şansım oldu...Çok mu önyargılı yaklaşıyorum,bilmiyorum ama fantastik edebiyat ve fantastik içerikli anlatılara pek ısınamamışımdır oldum olası...Uğursuz ormanlar,büyülü yaratıklar,kraliyet zımbırtıları,hayali bir çağ ve evren,büyücüler vs...Halbuki efsaneleri,farklı coğrafyaların yerel hikayelerini,hurafelerini,mitolojilerini severim...Tarihi anlatılara da ilgim yüksek...Ama fantastik deyince tarifsiz bir his çörekleniyor içime,dönesim,bakasım gelmiyor...Oysa fantastik de saydıklarımı barındırmıyor mu?
    Robert E.Howard'ı ve dolayısıyla Hiborya Çağı'nın yeri apayrı elbette...Tarihi,tarih öncesi fanteziyi,epikliği böylesine güzel harmanlayan çok az eser olsa gerek...
    İzlemeden önce,arkadaşımı resmen sorguya çektim...''Kuzeyliler'' lafını duyar duymaz izleme kararı aldım...Bir de dizinin,roman serisinden uyarlandığını ve yazarından bağımsız olmadığını öğrenince oturup izledim...Bence kesinlikle şans vermeyi hakediyor...Bir de sanıyorum,aşırı derecede uzun,karmaşık,merak uyandırıcı,gerilimli ve zengin sezonlar izleyiciyi bekleyecek...Zira başladığı noktadan saçaklanarak öyle kollara ayrılmaya başladı ki öykü...2 bölümde sardım vallahi,ne yalan söyleyeyim...Bir de sıfırıncı bölüm var...10 dakikalık bir yapım belgeseli,bir parça da sonraki bölümlere ilişkin önemsiz spoiler içeriyor...Yazarı diyor,fantastik bir kurguda,tamamen hayal gücünüzle hareket edemezsiniz,varolmuş kültürlerden,birikimlerden yararlanıp onları kendi fantezilerinize uydurursunuz...Tam olarak böyle demiyor ama buna benzer şeyler söylüyor...Zaten Howard'ın Hiborya Çağı da bunun güzel bir örneği değil midir?
    Sanırım biraz da çevremde zaman zaman yer alan kazık kadar ama ergen bünyeli insanların da etkisi var fantastikten soğumamda...Olur olmaz her tatlı kızı elf prenseslerine benzetmeler,vs...Tıpkı bir vakitler,Matrix izlemiş bir sokak raconcusu ezik ergenin heyecanla:''Bilader,Kinu Riğvs nası çakıyo var ya..'' benzeri şeyler söylemesi de Matrix'e hiç bulaşmama kararı almama sebebiyet vermiştir(iyi halt etmişim)...Hele bir on yıl daha geçsin de... ;D
    Uzun oldu biraz ama bir parça günah çıkarayım dedim...Fantastik edebiyatı tam tanımadan atıp tutmak istemiyorum...Hiborya Çağı ve yeni tanıştığım bu dizi dolayısıyla türe yoğunlaşmak istiyorum...Yüzüklerin Efendisi serisine de artık başlama zamanı geldi heralde...Zira çoktan unutuldu ergen bünyelerce... :)

Serhan Abi tanitim icin cok tesekkurler.

Simdi biraz arastirdim George R.R. Martin adli yazarin oldukca ses getiren, bugune dek 5 romani yayinlanan "A Song of Fire and Ice" adli serisinin ilk romaninindan (Game of Thrones oluyormus bu ilk cilt) uyarlanmis dizi.

Diziyi HBO cekmis bu arada, ki bu adamlarin bugune dek kötu bir yapimi olmadi neredeyse.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942678338_d79c7f0526_c.jpg)

9. bölümü itibariyle büyük bir trajedi yaşanmış,  hepimizi üzmüş aynı zamanda olmaz böyle kalleşlik dedirtmiştir. Önümüzdeki hafta sezon finalini iple çekiyoruz. Bu arada 2. sezon çekimleri henüz başlamamış. İlk sezon çekimlerinin de uzun sürdüğünü düşünürsek 2. sezonu 2012 başlarında ancak izleriz herhalde.

Şu sıralar yaz ve kış TV sezonları ortasında kalan bereketsiz "ara-dönemi" yaşarken beğenerek izlediğim tek yeni dizi "Game of Thrones".

--İlerde azıcık spoiler olabilir de olmayabilir de--

Dokuzuncu bölüm beni canevimden vurmuş, küçük çapta ikinci bir Braveheart sendromu yaşamama sebep olmuştur. Yalnız Eddard'a da kızmamak mümkün değil. Yahu karşında Lannister sülalesi var, be hey yiğit kuzeyli. Defalarca hainliklerine şahit olmuşsun. Çocuklarına yapmadıklarını bırakmamışlar. Hala bunların oyunu kuralına göre oynayacaklarını düşünürsen olacağı budur.

Hele o son sahneler...küçük kızın yüz ifadesi...Yok arkadaş, iyilik-dürüstlük gibi kavramlar kalleşçe mücadele eden rakiplere karşı adamın elini kolunu bağlamaktan başka işe yaramıyor. Sonunda ne elinde kalıyor ne avucunda. Dikkat ederseniz Stark'ın oğlu Robb oyunu kuralına göre oynadı, belki zalimce bir karardı ama neticede galip gelen taraf olmasını sağladı.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942665527_43a3948205_o.png)

Finali heyecanla bekliyoruz. Kitabını da okumaya başladım ama muhtemelen haftaya kadar ilk cildi bitiremem, zaten TV'de tamamlamak daha iyi olacak.

Son not: Sibel Kekilli'yi görmek güzeldi  ;) Özlemişiz  :D

Dip not: Arkadaşlar bu seri 7 kitap olacak ama şimdiye kadar 4 tanesi çıkmış diye biliyorum. Hatta yazarın sitesinde bu yaz çıkacak beşinci cildin çıkış tarihine doğru gerisayım mevcut. 

türkçeye yalnızca ilk kitap mı çevrildi?

Bunca yazılandan sonra bu diziyi izlemek şart oldu artık  8)

İki kitap çevrildi.İlk kitabı okduktan sonra ikincisine elimi sürmemiştim. Herkesin de ortak kanısı kitabın çeviri ile katledildiği yönünde... Yepyeni bir çeviri ile yayınlanmasını bekleyen çok kişi var. Yani hani kitabı okumanız bir anda sizi öyküden soğutmasın manasında... Bu arada kitabı okuyp da diziyi yine de seyretmemek elde değil. Yani 10. bölümü izlerken olanları bilsem de seyrederken ağzımın bir karış açık kalacağının garantisi verilir.

Acaip itkilendim, bu dizinin saatleri ve günleri lütfen..  ;)

Henüz Türkiye'de oynamıyor Mesut Abi. Pazar akşamı ABD'de gösteriliyor, pazartesi sabahı internete linkleri düşüyor. Gerçi haftaya sezon finali. (www.dizimatik.com) Yalnız maaile seyredilecek bir dizi değil. Özellikle cüce çok tehlikeli ;D

Dun aksam ilk bölumunu izledim ve hemen serinin ilk 4 romanini ismarladim.
Ancak ilk cildi okuduktan sonra diziyi izlerim.

   Daha diziyi izlemedim, ama kitabı okuyanlar MUTLAKA ÖNCE kitabı okumak gerektiğini söylüyorlar.

Dun aksam bir arkadasa ilk bölumu göstereyim derken elimiz kaymis, 4 bölum izlemis bulduk kendimizi.
Ben hayatimda bu kadar guzel yaratilmis karakterler görmedim. Her bölumde yeni tipler eklendi, hepsi birbirinden guzel, hepsi birbirinden karizmatik. Helal olsun gercekten.

Bu seriyi izlemeyen cok sey kaciriyor bunu net bir sekilde belirteyim :)

Arkadaşlar,

Game of Thrones'da başrolde olan Sean Bean'a böyle kılıçlı filmler gidiyor. (bkz. LOTR)

Dün "Black Death" diye bir filmini izledim.

Tavsiye ederim.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942706876_1b4160c54e_o.jpg)

    Sezon finalininin son beş dakikasını arka arkaya 8-10 kez izlememe vesile oldu bu dizi...Değil 1 yıl,10 yıl bile bekleyebilirim sonraki sezonu...Tv uyarlaması böyleyse,romanları nasıldır kimbilir...Aldığım bir duyuma göre kitaplarında olaylar karakterlerin gözünden ve dilinden ele alınıyormuş...Anlatımını çok merak etmekle birlikte,keşke İngilizcem çok daha üst seviyelerde olsaydı da,dilin edebiyatının da tadına varsaydım diyerek orijinal kitaplarını aramıyorum bile...
    Emre'ye katılıyorum...Bu dizi,epik bir anlatı olarak seyredenine çok fazla şey katabiliyor...George R.R.Martin,şu güne dek hayal gücünü ve kurgu yeteneğini kıskandığım bir avuç anlatıcı arasında baş köşeye kuruldu...
    ''Birgün Pardaillan serisinin de bu dizide olduğu gibi başarıyla Tv'ye uyarlanışını görecek miyim?'' sorusunu da çok sık sordum izlerken...Dönem dizilerinde fazla el atılmamış bakir bir mecra var çünkü orada...Yalnız klişeleri de yok değil,o ayrı...
    Spartacus'ü tek geçerdim kurgusuyla,bölüm dağılımıyla,gerilimi ve heyecanı yerinde bırakmasıyla,karakterleriyle ve saire...Şimdi diyorum ki,her yeni işte bir önceki kalitelerini katlayarak ilerliyor bu batılı ''storyteller''lar...Karakterlerin çok fazla olması izlemeyenlerin gözünü korkutmasın...Birkaç bölüm sonra dimağlara kazınıyor zaten her biri...Henüz izleyecek olanlara da imrenmiyor değilim...Halihazırda koca bir sezon var,beklemek yok,merak etmek yok...
    Bu arada,Dar Deniz'in ötesindeki Dothraki halkı,fazlasıyla Eski Türkleri ve diğer doğulu kavimleri hatırlatıyor...Ahlaki anlayışlarını bir kenara bırakırsak,atları kutsal saymaları,oğlanların bile çocukluktan ata biniyor olmaları,zırhtan ziyade bireysel hız ve yetenekleri baz almaları,göçebe olmaları,inançları (aşırı ataerkil bir anlayışta olmalarına rağmen,Dağ'ın Anası'na tapmaları ve icraatları ile yeminlerine göğü tanık etmeleri gibi) ve örgülü saçlarının uzunlukları ile ifade ettiği anlam...Orak biçimli kılıçlarından bahsetmiyorum bile...George Martin kesinlikle doğu ve Asya kültürünü araştırmış dedirtiyor...Giyim,kuşam olarak da,özellikle Khal Drogo'nun pantol ve papuç kombinasyonu,doğrudan kızılderilileri anımsatıyor...Sanıyorum tarihin belirli dönemlerinde gerek doğudan,gerekse batıdan gelerek batılıları epey uğraştırmış halkların bir karışımı bu hayali ulus...Nitekim dizide de öyle olacağını sanıyorum...Vahşi ve barbar bir ırk için Türk-Moğol-Fars-Arap ve Kızılderili kombinasyonundan daha uygununu düşünülemezdi batılı gözüyle...İlk bölümden diziye bağlanma sebebim,Dothrakilere duyduğum sempati oldu vesselam...Dünya üzerinde hala konuşulan,mevcut 6-7 dilin karışımından da bir ortak dil yapmışlar Dothrakiler'e...Aksan olarak Arapça'yı ya da Arapça türevli dilleri,vurgu olarak da Ural-Altay dil kolunu hatırlatmadı değil... :)
    Böyle bir eserin ve kitaplarının varlığını diziden evvel duymayışımız (çoğumuzun),elbette bizim ayıbımız değil...Vakit bulursanız izleyin...Bence hayatın 10 saatini ayırmaya (1'er saatten 10 bölüm) saniyesi saniyesine değer...
    Daha duyup bilmediğimiz neler vardı kimbilir...Birini kurtarmış olduk hiç değilse... :)

    Doyamadım Dothraki'leri anlatmaya...Bir de örnek vereceğim dillerine ilişkin...
Khal : Khan-Kağan...
Khaleese : Katun-Hatun-Kadın...
Khal-Khaleese : Kral-Kraliçe
Khalasaar : Khanate-Kağanlık

    Tabi kendimce yaptığım bir çıkarım bu...Alakası olmayabilir de...Her bölüm en fazla 7-8,bilemedin 10-15 dakika ya gözüken,ya gözükmeyen bu hayali ırka çok da anlam yüklemeyeyim... :)

Alıntı yapılan: Blindman - 15 Haziran, 2011, 00:00:11
İki kitap çevrildi.İlk kitabı okduktan sonra ikincisine elimi sürmemiştim. Herkesin de ortak kanısı kitabın çeviri ile katledildiği yönünde... Yepyeni bir çeviri ile yayınlanmasını bekleyen çok kişi var.

Ben de önce öyle düşünmüştüm, ama orijinal baskının üçüncü kitabını alıp okumaya başlayınca' ilk orijinal kitabı ikiye bölerek bastıklarını fark ettim ve orijinalin ikinci sayısından okumaya devam ettim.
???
Tercüme de bu arada gerçekten iyi değil.
:(

Son bölumu de bitirdim, 10 uzerinden 10. Akil almaz bir hikaye, kusursuz bir yapim.
Ismarladigim kitaplar gelsin diye yana yana bekliyorum simdi.

HBO yapımları harbi harbi kaliteli oluyor.Tabi bu kalitenin bedeli de yüksek maliyet.
"Inside" isimli kısa bir belgeseli var dizinin.Nasıl titiz çalışıldığını,özellikle
set tasarımlarında her ayrıntıya nasıl dikkat edildiğini görmeniz lazım..

Şu sıcak günlerde kitap-çizgiroman okumaktan uzak durmama ve tabiatla haşırneşir olmama karşın, birinci ciltte 150 sayfa kadar ilerledim. Diziyle kıyasladığımda vardığım sonuç şu: Adamlar seriyi çok başarılı bir şekilde adapte etmişler. Hem de çok çok başarılı. Hem senaryonun kaleme alınışı hem de oyuncu seçimi kusursuz olmuş. Özellikle de Peter Dinklage (Bu arada Threshold'a da bir selam sarkıtmış olalım).

Genelde olayların büyük çoğunluğu diziye aktarılmış. Benim tavsiyem genel kanının aksine önce diziyi seyretmeniz, içinizde karakterlerin daha fazla diyaloğunu okuma aşkı ortaya çıkarsa kitaba başlamanız yönünde olacak. Ben Millenium'da öyle yaptım ve kitabı okurken hiç sıkılmadım.

Şu an bu konuda tek sıkıntım ikinci cilde başlama yönünde içimde büyüyen isteği önümüzdeki yıl dizinin ikinci sezonunu seyredene kadar nasıl dizginleyeceğim yönünde...Ekim'e kadar dayanabilirim ama sonrası zor görünüyor :) Malum..."Winter is coming"..

NOT: Black Mask biraz es geçilmiş olmasına karşın hiç fena bir film değildi. Adama o devirler hakikaten yakışıyor. Yalnız filmin sonu biraz muğlaktı diye hatırlıyorum. 

Kitaplar en sonunda elime ulasti. Aynen su fotograflarda gözuktugu gibi, kutulu guzel bir set:

(https://live.staticflickr.com/65535/47942716966_524f12ecf5_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/47942682697_fbfc7bbd48_o.jpg)

Gıcık oldum arkadaş sana şimdi ;D

 sibel Alaş'ın çevirisiyle Epsilon yayınevi ilk kitabı tekrar basmış tek cilt olarak. Ön siparişte şu an. yayın tarihi 12 temmuz gözüküyor. Devamı hızlı gelir diye tahmin ediyorum.

Sibel Alaş eski popçu olan mı ;D? Şimdi dizisi patlama yapınca yayınevleri de kaçırmadı tabi.. İnşallah daha iyi bir çeviri olmuştur bu sefer.

Dynamite Yayınevi Eylül'de "Game of Thrones" un çizgiroman serisine başlıyor.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942717283_561549ee1a_z.jpg)

Kapak: Alex Ross, Mike Miller
Yazar: George R.R. Martin, Daniel Abraham
Çizer: Tommy Patterson

Bu süper olmuş bence bizimkilerden biri bunu almalı acaip mantıklı olur ama cilt olarak yayınlamayı da beklemesi lazım kapak efsane olacak desenize mükemmel.Yayıncı abilerim bu çr size çok kazandırabilir ona göre derim...

 Kapak gerçekten çok güzel.

fantastik edebiyat çizgi roman uyarlamalarına çok yatkın tür olarak. Umarım yayınlanır buralarda da.

Alıntı yapılan: mandrake66 - 20 Haziran, 2011, 20:57:52

Alıntı yapılan: Blindman - 15 Haziran, 2011, 00:00:11
İki kitap çevrildi.İlk kitabı okduktan sonra ikincisine elimi sürmemiştim. Herkesin de ortak kanısı kitabın çeviri ile katledildiği yönünde... Yepyeni bir çeviri ile yayınlanmasını bekleyen çok kişi var.

Ben de önce öyle düşünmüştüm, ama orijinal baskının üçüncü kitabını alıp okumaya başlayınca' ilk orijinal kitabı ikiye bölerek bastıklarını fark ettim ve orijinalin ikinci sayısından okumaya devam ettim.
???
Tercüme de bu arada gerçekten iyi değil.
:(

Diziyi dün aldım. 600 dakikalık bir maratona zaman ayırmaya çalışıyorum. Bu arada aşağıdaki "çeviri" yazısını paylaştıktak sonra öğrendim ki çevirmenin yerinde adı ayzılı olan asıl çevirmen değilmiş hatta çeviriden haberi yokmuş! :( Merak edenler yazıyı ve yorumları Kayıp Rıhtım'dan http://www.kayiprihtim.org/portal/fantastik-bir-ceviri-taht-oyunlari/ okuyabilirler:

Fantastik bir Çeviri: Taht Oyunları

"Tolkien'in en büyük mirası olan fantastik edebiyat"dır demek yeterli midir bilmiyorum. Filolog olan Tolkien'in aynı zamanda "dil"ler icat etmesi de fantezi edebiyatının en önemli olaylarından, öncüllerinden, miraslarından biridir takip edenler bilir. Elfçe, Dwarfça, Ortak Lisan v.s. bu dillerden bazılarıdır. Usta, olmayan lisanlar yaratmış, onlara gramer de uydurmuştur. Bizdeyse çevirmenler ve yayınevleri yeni dil uydurmak bir yana kuralları belli olan Türkçe'nin canına okuyarak yeni garabet diller uyduruyorlar. Orkça'ya kaba bir dil deniyor ya "Taht Oyunları"nda kullanılan Türkçe ondan kaba ve kötü ötesi bir lisan olarak karşımıza çıkıyor.

Arkabahçe Yayıncılığın bastığı "Buz ve Ateşin Şarkısı / Taht Oyunları" George R. R. Martin'in ödül almış bir eseri. Nebulaya aday gösterilmiş, 1996 yılında da "Locus en iyi fantezi romanı" ödülünü kazanmış. İki cilt olarak yayınlanan kitap 1996 yılında Amerika'da, 2005 senesinde de ülkemizde basılmış (Daha doğrusu 2005'de basılan ilk kitap. İkinci kitabın basım tarihi künyesinde yok. Kapak imzasında ise 2008 yazıyor çizerin imzasının altında).

İlk cildin kapağı Yıldıray Çınar'a, ikincinin kapağı Kerem Beyit'e ait. İlk cildi yayına hazırlayan ve denetleyen ekiple ikinci aynı değil. Editör ilk ciltte Gamze Sarı iken ikincide Seda Ersavcı.

İlk kitabı çeviren Nazım Akman. İkinci cildi çeviren ise Özberk Uğurer.

Gelelim iki ciltteki güzel Türkçe'miz dersine. Ya da kısa bir açıklama daha yaparak başlayayım yazıma. İlk cildi okumaya başladığımda akmayan, yavan ve fazlaca düz bir anlatımın egemen olduğuna tanık oldum. Bu çevirmenden mi kaynaklanıyordu eserin orijinalindeki yazar dilinden mi bilemedim. Ancak dikkatimi çeken ve az sonra aşağıda yazacağım bir olay vardı ki çok sıkıcı olmasına rağmen eseri inatla okumaya devam etmek zorunda kaldım. İkinci cilde başladığımda ise katledilen Türkçe'ye yoğunlaşmak zorunda kalınca asıl takıldığım noktanın dışında da notlar almak zorunda kaldım. İşte bu yazının ortaya çıkış sebebi bu.

Kitabın öyküsü:

Bir zamanlar gerçekleşen bir istilayı ortadan kaldıran bir derebeyi mutlu mesut hayatını yaşarken tahtı ele geçiren arkadaşı Kral'ın onu ziyaret etmesi ve bir tür vezirlik teklif etmesiyle değişir. Kral ihanetlerden şüphelenmektedir. Derebeyi görevi kabul etmek zorunda kalınca ailesi adeta dağılır. Bu arada ülkenin kuzeyinde büyülü yaratıkların ülkeye girişini engelleyen "sur"un ötesinde hayaletler kol gezerken öldürülen işgalcilerin soyundan gelen iki kardeş müttefik bularak geri dönmenin hesabını yapmaktadırlar. Sonra, Bizans oyunları, suikastler, dürüstlerin kaybı, savaşlar ve taht'a çıkmaya çalışanlar...

Kuzeyinde sur bulunan "şövalyeli" ülke İngiltere'yi çağrıştırırken atlarla olan bağları ve gözlerinin çekik halkıyla Dothraki adlı ülke daha çok Moğol uyarlaması gibi geldi bana. Bununla birlikte hayli keyifli finali ve iki hayalet olayının dışında gönderme ve anlatılar dışında Fantastik hiçbir şey yok romanda. Unutmadan söyleyeyim finali okunduktan sonra eser "bu romanın devamı çok gürültülü gelecek gibi" dedirtiyor insana.

İlk ciltte takıldığım nokta:

Yazar, özellikle "cinsel" sahneleri betimlemekte hiç cimrice davranmamış. Sevişme sahneleri tüm ayrıntılarıyla adeta pornografik anlatımlarla aktarılmış kağıda. Ahlakçı davranarak buna takılmadım elbette. Bu yazarın seçimiydi ve cinsellik böyle de anlatılabilirdi. Ancak komik olan Arkabahçe Yayıncılığın sırf bu yüzden kitabın sırtındaki logosunun altına "yetişkin" ibaresini düşmesiydi. Kılıçların sallandığı, onlarca kişinin öldüğü, şiddetin ayrıntılı anlatıldığı bir edebiyat türünde "seks" görünce hemen önlem almaya kalkışılması bana tuhaf göründü. Sadece cinsellik midir "yetişkin" ibaresini zorunlu kılan? Kaldı ki ikinci ciltte böyle bir uygulama yok. Oysa seks sahneleri orada da ayrıntılı aktarılmış kağıda. Eseri "Yetişkin"lere yönelik olmaktan çıkaran ne oldu ki acaba?

İlk ciddi seks sahnesi "13 yaşındaki bir kızın yetişkin ve deneyimli bir erkekle sevişmesinin" ayrıntılı anlatımıydı. 109'uncu sayfada başlayan oynaşma 110'uncu sayfada doruğa ulaşıyor, deneyimli yetişkinin aşk oyunlarıyla küçük kızı nasıl azdırdığı, nasıl gaza getirdiği ve nasıl sekse razı ettiği anlatılıyor ayrıntılarıyla. Göğüslerine yaptıkları, parmaklarının nereleri ziyaret ettiği ve kızın erkeğin organına neler yaptığı anlatılıyor v.s.

Yazar 13 yaşındaki bir kızın cinselliğini anlatırken "eskiden erken evlenilirdi, ömür de kısaydı zaten"den yola çıkıyor romanda. Ancak ilginç olan iki cilt boyunca adeta "sübyancı" havasında hep bu kızcağızı seviştiriyor ayrıntılarıyla. Arkabahçe Yayıncılık da çeviride kısaltma yoluna gideceğine uzun uzun yukarıda ayrıntılarıyla aktaramadığım metni basmayı uygun bulmuş. "Yetişkin" ibaresi sübyancılığı meşruu gösterebiliyor mu yani?

Bu noktaya takıldım ve ikinci cilde geçtim:

Dil daha akıcıydı bir defa ve bunun hızlanan macera kurgusuyla bir ilgisi yoktu. Ama bu defa da ikinci çevirideki bozuk Türkçe ve iki çevirmen arasındaki iletişimsizlik ortaya çıktı. Kaldı ki iki metni ortak paydada birleştirmesi gereken editörlerin tam olarak ne iş yaptıkları belli değil metinde. Son okumaları kim yaptı? Yapıldı mı ki?

Yazım ve baskı hatalarıyla başlayan ikinci ciltte cümlenin bitmeden paragrafla ayrıldığını görüyoruz. Sola dayalı devam etmesi gereken cümle bir alt satıra atlayınca çoğunlukla paragraf başı gibi üç sütun içeriden başlıyor. Ardından ilk ciltte çevirmenin kararı olan kavram ve isimler aniden farklılaşıyor. "Cüce" olan adama "İmp" denmeye başlanıyor. "Karlakatili" "Kingslayer" oluyor. "Majesteleri" bir yerde "Grace" oluyor. "Kurbağa" "Toad" oluyor. "Bozneşe" "Grineşe" oluyor. "Kadimkurt" "Dehşetkurtları" olup duruyor. V.s. v.s.

İlk çeviriyle ikinci arasında bağ kurmak gibi bir zahmete girilmemiş adeta. Bununla birlikte nasıl oluyorsa ikinci çeviride sonlara doğru tekrar Türkçe kullanımlar göze çarpıyor. Ancak kelimelerin hatalı basımı bitip tükenmek bilmiyor. Bazı cümlelerdeki anlam bozuklukları da bunlara eklenince kitap okunmaz hale geliyor.

255. sayfada "Soğanın altındaki yüksek merkez odasına giderken bir dizi küçük odadan geçtiler" örneğindeki gibi bazı cümleler var ki "Soğan" kelimesinin aslında nesinin yanlış basıldığını bulamadım. Hani "Sokağın" olabilir, "Sofanın" olabilir, olabilir oğlu olabilir.

Yine 276. sayfadaki şu cümlenin Cem Yılmaz matematiğiyle bir ilgisi olup olmadığını merak ettim "Atını, Lorde Walder'ın Robb'dan iki yaş büyük ama on yaş daha genç ve gergin olan oğlu Oluyvar Frey tutuyordu".

277. sayfada ise "Uzaklarda bir kuş hafifçe öttü, Catelyn bu keskin hırlamayı boynuna buz gibi bir el.... Bir başka kuş cevap verdi..." Hırlayan kuş duyan parmak kaldırsın, çevirmenimiz duymuş!

Dilbilgisinden ve Türkçe cümle yapılarından hayli habersizmiş gibi görünen cümlelere bir örnek de 339. sayfadan "Mızrakçılarımız kalkandan bir duvar oluşturup ve ilk taarruzlarına karşı koydu...". "oluşturup ve"...

357. sayfada "doludizgin" ilerleyen bir "tekne" var.

359. sayfada ise en alt satırda bir dip not ibaresi olarak "1" rakamı konmuş ama sayfanın dibinde not yok. Kitap biterken görüyoruz ki "dip" not son sayfanın ortasında bekliyor okuyucuyu ve unuttuğu bir konuda "ç.n." (çevirenin notu) olarak aydınlatıyor.

İkinci cilde dair not aldıklarım arsından sadece bazılarını aktardım. Gerisini bu yazıyı okuyanlar 377 sayfaya yaysınlar anlatmak istediğimi tam olarak anlarlar.

***

Haftalar sonra sırf zaman geçirmek ve zevk aldığım bir alanda kitap okumak isteğiyle kapağını açtığım bu iki ciltlik eserin bir işkenceye dönüşmesi çok ciddi bir hayal kırıklığı yaşamama neden oldu. Yaşadığım hayal kırıklığı sadece bu esere mahsus değil onu da belirteyim. İş-güç arasında Fantezi edebiyatına az zaman ayıran birine dönüşmüş biri olarak daha önce de iki kez bu tarz baskı ve çevirilere maruz kalmış olmam açıkçası fantezi edebiyatındaki çeviriler açısından endişelenmeme neden oldu. Kalite bu derece düştü de her gün daha kötüye mi gidiyor? Yoksa ben hep farklı yayınevlerinin garabetlerine mi denk geldim? Yoksa garabetler çok mu var piyasada da bu kaçınılmaz bir durum mu?

Dilerim yanlış seçimler yapan hep ben olayım hem zaten kötü örnekler de sadece bunlardan ibaret olsun.

George R. R. Martin'in sitesi:

http://www.georgerrmartin.com/

Not – Yazarı, çevirmeni, editörleri tanımamaktayım ve onlara herhangi bir garezim bulunmamaktadır. Bu yazı kişilere değil, çalışmalarına yönelik bir eleştiriyi kapsamaktadır. Alınan olursa altına imza attığı işin kendisini savunması gerektiğini hatırlasın lütfen. Edebiyatımızın bir çok alanında yapılan eleştirilerin artık fantezi edebiyatı için yapılmasının yarar sağlayacağı ümidiyle bu yazıyı kaleme almış bulunuyorum.


--------------------------------------------------------------------------------

Çevirinin kötü olduğunu forumda birkaç yerde okuyunca ben de almaktan vazgeçtim. Hatta kardeşime de almamasını tavsiye ettim. Epsilon yayınlarının birkaç gün içinde çıkartacağını duyurduğu kitabı bekliyorum.

Bazı yerlerde Google Translate'den yardım alınmış sanırım :D

Valla ne yalan söyleyeyim bir de çizgiromanı bana fazla gelir. Zaten çok başarılı bir şekilde uyarlanmış dizisini seyretmişim/seyredeceğim, üstüne hızmı alamamışım romanlarını da okumaya başlamışım. Bu noktada ne görsellik (diziyi geçebileceğini sanmıyorum) ne de senaryo olarak (kitaba kıyasla) yeni bir katkı sağlamasını çok zor görüyorum.

Kapitalizm yakaladı mı sonuna kadar sağıyor. Yakında action figürleri, PC, PSP oyunları, board games, kartlar vs vs de gelir.

Alıntı yapılan: ümitkr - 08 Temmuz, 2011, 11:30:28Arkabahçe Yayıncılık da çeviride kısaltma yoluna gideceğine uzun uzun yukarıda ayrıntılarıyla aktaramadığım metni basmayı uygun bulmuş.

Bu kadar sansur meraklisi olmayalim, daha yeni Harakiri'yi kaybetmisken bir de Game of Thrones yasaklanmasin.

Kitapta 13 yasinda kizlar sevisiyor ama 12 yasinda erkek cocuklari da kafa kesip sövalyelik yoluna ilk adimlarini atiyorlar. Adam öldurmek gibi igrenc bir aktiviteyi herkes normal karsilarken, seksin detayli anlatilmasinin rahatsizlik vermesini anlamiyorum.

Epsilon Yayınevi "Taht Oyunları-Buz ve Ateşin Şarkısı I" romanı yayınlamış. 850 sayfa 29 TL. İnternet sitelerinde 21-22 TL'ye satıyorlar.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942733283_e95c84041e.jpg)

Bu arada çevirmen harbiden eski pop şarkıcısı Sibel Alaş'mış.

http://www.youtube.com/watch?v=SU-OMID26SA

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 08 Temmuz, 2011, 18:16:56

Alıntı yapılan: ümitkr - 08 Temmuz, 2011, 11:30:28Arkabahçe Yayıncılık da çeviride kısaltma yoluna gideceğine uzun uzun yukarıda ayrıntılarıyla aktaramadığım metni basmayı uygun bulmuş.

Bu kadar sansur meraklisi olmayalim, daha yeni Harakiri'yi kaybetmisken bir de Game of Thrones yasaklanmasin.

Kitapta 13 yasinda kizlar sevisiyor ama 12 yasinda erkek cocuklari da kafa kesip sövalyelik yoluna ilk adimlarini atiyorlar. Adam öldurmek gibi igrenc bir aktiviteyi herkes normal karsilarken, seksin detayli anlatilmasinin rahatsizlik vermesini anlamiyorum.

Emre merhaba,

Olayı iki yönden görmekte fayda olabilir:

1. "Kız sevişti" der geçer yazar, okuyucu 13 yaşındaki bir kızın seviştiğini, o hayat koşullarında o yaş için bunun uygun olduğunu v.s. anlar. Bu sorun olmaz bence.
Ha, ama bir de yazar küçük bir kızı neredeyse prngrafik ayrıntılarla seviştirir. İşte o zaman 2000 yılı edebiyatında bunun adı "sübyancılık" olur. Kitapta her yaştan insanın sevişmesi anlatılsa tamam. O zaman adam öldürme sahneleri herkes için anlatıldığı için 12 yaşındakilerin öldürmesinin anlatılması gibi batmaz. Herkes için değil de sadece 13 yaşındaki bir kız için anlatılınca "içine aldı, şöyle hissetti, v.s." bunlar fazla ve fetiş ve sapıklık olarak görülebilir. Nitekim ben çağdaş bir eserde bu detayları fazla buldum. Olay "Lolita" romanı değil ki anlatılmak istenene uygun bir dil kullanılıyor olsun. Fantastik bir eserde kılıç, öcük, böcük ve 13 yaşındaki bir kızın ayrıntılı seks deneyimleri... Bence fazla!
Kitabın amacı neyi anlatmak? Fantastik bir diyardaki büyü v.s. olayları mı, metne hiç katkısı olmayan sapıklık düzeyinde  mu? Bu detaylar cidden fazla.

2. Bu romanın dizi filmini izlemeye başlayamadım henüz. Ancak adım gibi eminim metne sadık kalma adına 13 yaşındaki bir kızı çatır çatır seviştirmemişlerdir! Buna uyarlama dediğimiz gibi çeviri sırasında da uyarlama yapılabildiği bir gerçek. Ülke koşullarına ve prensiplere göre davranmak gerekebilir. Köylerde hala kızları küçük küçük evlendirilen bir ülkede 13 yaşındaki bir kızın prngrafik sevişmelerini okumaya ihtiyaç duyduğumuza inanmıyorum açıkçası.

Bu söylediklerimin adı "sansür" değildir. Bu nedenle Harakiri ile yakından uzaktan ilgisi yok. Ha, ama yasaklanırsa da açıkçası içinde çocuk istismarı geçen bir eserin yasaklanmasına da üzülmem üzerine basa basa belirteyim.  ve çocuk asla yan yana gelmeyecek iki kavramdır bence ve bunu yapan zihniyeti eleştirmemek ve sonuna kadar karşısında durmamak her tür kıyamete davetiye çıkarmaktır.

Bundan iki yıl kadar önce Vivident reklamı vardı. Karpuz-çilek. Reklamında takım elbiseli bir adam birbirine bağlanmış meyvelere usturayla işkence ediyor, akan kanları birbirine karışıp sakız oluyordu. Reklam komik olmakla birlikte sadece çocuk programları ve çizgi filmler arasında yayınlandığı için kampanya başlatıp üç gün içinde yayından kaldırttım. Şiddet kullanımına evet ama nereye kadar ve işkence gibi insanlık dışı bir uygulamayı çocuklar neden kanıksasın?

Narnia günlüklerinin ilki de TRT'nin çocuk programlarından çıkarılmıştı görüşüm alındıktan sonra. "Elinde kılıçla kafa kesen ve can alan çocukların olumlanması doğru değildir" diye belirtmiştim raporumda. Fantastiğe karşı mıyım? Hayır! Seviyor muyum? Evet. Ama içinde çocuk olan eserlerin fazlasıyla porselen dükkanındaki fil gibi olmasına taraf olur muyum? ASLA!

Epsilon'un yeni baskısının durumu ne bilmiyorum. Ancak umarım bazı hassas konulara dikkat etmişlerdir. Yoksa buradan söylüyorum "bu kitap eskisiyle aynı yolu izliyorsa" karşısında ilk beni bulacak!

Yazarin ne anlatip anlatmayacagina biz karar veremeyiz, bu adamin sayfalari kendi özgur alanidir, kendisi hikayeye katki sagladigina inanmistir sevismeyi detayli anlatmistir, buna "bence fazla" gibi bir yorum yapabiliriz ama "yayinci bunu kessin, kirpsin, kisaltsin" dersek bu sansur'un sözluk tanimi olur, cevirmen yorumu olmaz.

Biz 13 yasinda kizin sevismesine takiliriz, baskasi siddete takilir, baskasi Targaryen'larin, ailenin safligi bozulmasin diye surekli kardesleri birbiriyle evlendirmesine, (ve kitapta daha bolca bulunan iliskilere takilir) o kisalsin, bu kesilsin diye bir baslarsak bu konunun sonu gelmez.

Sansurun her turlusune karsiyim, Tetikci yayinlandiginda Ermeni soykirimi hakkinda bir diyalog cikartilmisti, Genc Mustafa Ataturk'u dayak yerken gösterdi diye mahkemeye verildi, yazarina, cizerine 6 yila kadar hapis isteniyor.

Ülke koşullarına ve prensiplere göre davrana davrana anamiz agladi, o rahatsiz olmasin, bu alinmasin diye cok kalitesiz bir ortam yaratiyoruz farkinda degiliz.

Kimse kitaplarını zorla yayınlatmıyor Türk yayıncılarına. Beğenmezseniz, ya da örfünüze falan aykırıysa yayınlamazsınız ya da okumazsınız. Kimse kimsenin algılama seviyesine göre eserlerini düzenlemek zorunda değil.  Hoşunuza gitmiyorsa okumayın ya da basmayın ama bir yazarın eserini kendi dünyayı algılayış biçiminize göre değiştirmeye kalkarsanız onun adı sansürdür, hatta haddini bilmezliktir. O tarafı bu tarafı olmaz.

Burada bir önceki yayınevi doğru olanı yapmış. Emre beyin söylediklerine katılıyorum. Bu sansür meselesi yokuş aşağı bir süreç gibidir. Bir başladın mı sonu gelmez olur.

Eğer bir ahlaksızlıktan bahsedilecekse, o birilerinin sevişmesinden ziyade, bir eserin aslını bilinçli olarak değiştirmektir.
Umarım kimse böyle bir hataya düşmez.

Çocuk ve Prngrafi yan yana gelemez güzel arkadaşlarım! Bahsettiğim konu budur ve bir yazar olarak yazarın eserine, dünya görüşüne, kalemine değil metinle ilişksi olmayan ve işlevi "sıfır" olan fetişist düzeydeki olası sapkınlığına karşı çıkıyorum.

Aradaki ince ayrımı gördüğünüzde bana hak verirsiniz... Ama belli ki buna daha çoooook var! En azından üslubunuz o yönde izlenim bıraktı bende.

Her neyse!

"Kanıksatıcılık" ciddi bir sorundur. Kanıksamak bir zaman sonra yanlış olayları "normal"miş gibi algılamaya neden olur. Verdiğim örnekler de o yöndedir, karşı çıktığım şey de.

Yetişkin insanların bilinçli seçimi ve cinselliği ile çocuğa dayatılacak olan arasında fark vardır ve bir yazarın kanıksatıcı, normal saydırıcı, "e ne var bundalaştırıcı" anlatımı ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getirir. Bir gün küçük bir kıza veya oğlana tecavüz edildiğini duyduğumuzda içimiz cız etmezse işte o zaman her şey bitmiş demektir. Ve tekrar ediyorum bu  yetişkinlerin cinsel seçimi olarak görülemez.

Yazar ne yazar ne yazamaz? Bukowski okuyorsam, Marci de Sad okuyorsam ve rahatsız olmuyorsam bunun sebebi içinde çocuk ve prngrafi olmayışıdır. Robert Crumb, Şerafettin veya Timsah veya özellikle frankofonları okuyarak sanatsal keyif alıyorsam bunun sebebi başkadır, fantastik eserin hiç bir yerinde işlevi olmayan 13 yaşındaki bir çocuğun seks ayrıntılarına girilmesinden de rahatsız olmam bir başka sebeptir.

Eserin yeni halini ne zaman okurum bilmiyorum. Ancak okursam ve bazı detaylara takılırsam bilin ki sizin sansür,  benimse "oha çocukların istismarına dur diyelim az" dediğim noktaya ulaşırız. Olaya müdahale ederim. Durum bu kadar nettir!

Lütfen çocuk ihmal ve istismarına ilişkin yazılanları ve yapılan araştırmaları okuyun sonra bir daha konuşalım. Hassas olduğunuz konuyu anlıyorum. Sansür bir yerde başlarsa bir daha durmaz endişenize de hak veriyorum ama okumadıysanız Spawn serisine bakmanızı isterim: Kan, vahşet, şiddet, cinselliğin her türlüsü, iğrençlikler... Ama asla çocuğa zarar verdirmez Mc Fairlaine. Hem de tüm seride bu böyledir. Bir yerde "özgürlüğe dur" çeker.

Çizgi romanı ne kadar sevdiğinizi bildiğim için uzatıyorum lafı. Ne kadar samimi olduğunuzu da bildiğim için. Aşağıdaki yazı fi tarihinde kaleme alınmıştır. Bunlara Büyülü Rüzgar'daki "koşu yarışında kullanılan kızılderili çocuk", Doğan Kardeş'teki "Pelikan" gibi öyküler de eklenebilir.


Çizgi Roman'da "Çocuk İhmal ve İstismarı"

"Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Platformu yaklaşık bir yıl önce bir araya gelen o günden bu yana konuyu gündeme taşımak, toplumsallaştı rmak ve konuyla ilgili farkındalık yaratmak için yoğun çalışmalar yapmıştır. Platform yirminin üzerinde STK dan oluşmaktadır. Platforma adliye, sağlık ve polis teşkilatından ve başbakanlıktan gözlemciler katılmaktadır. ÇİKEDAD bu platformun kuruluşuna başından beri katılmış ve katkı yapmıştır. Çalıştayın gerçekleşmesinde de TÇYÖV'le birlikte ev sahipliği yapmanın onur ve mutluluğunu taşımaktadır." açıklamasını yapıyor sayın Doç. Dr. Nejdet Neydim ve devam ediyor:
"Kişilerden daha çok kurumsal kimliklerin öne çıktığı daha doğrusu odaklanılan çalışmanın öne çıkartıldığı bir çalışma yapılmaktadır. Çalıştay da bu çalışmanın bir parçasıdır. 22-23 Şubat 08 tarihlerinde gerçekleşen çalıştaya alanında uzmanlaşmış STKların konuya ilgi duyan ve bilgisi olan iki üyesi davet edilmiş ayrıca bu alanda çalışmaları olan uzmanlar da ayrıca davet edilmiştir. Çalıştaya çocuk ve aile mahkemelerinden yargıç ve savcılar, çocuk hakları alanında çalışan avukatlar, SHÇEK uzmanları, sosyal hizmet görevlileri, mahkeme pedagog ve psikologları, gazeteciler, eğitimciler, sağlık alanından doktorlar ve adli tıp uzmanları v.d. katılmıştır. Adalet, medya, sağlık, sosyal hizmetler ve diğer alanlarda paralel oturumlar yapılmış ve gruplar kendi raporunu oluşturmuştur."
ÇGYD üyesi yazarlarımız Nur İçözü ve Aysel Korkut'un da katıldığı toplantıların çocuklarımız açısından faydalı olacağı inancını ÇROP olarak taşımaktayız.

Çizgi romanda Çocuk İhmal ve İstismarı nasıl ele alınmış kısaca bakalım:

Fumetti'lerden başlamak istedim ama "çok ciddi dünyevi ve toplumsal yararları" kaşıyan öykülere rastlamadım. Daha masalsı, daha aksiyon merkezli, daha gerçeküstü, daha yaralara yüzeysel bakan öykülerle karşılaştım. Ken Parker, Julia ve Nathan Never (ilk 20 sayısı) gibi karakterlerde biraz daha melankolik entelektüel havasıyla bazı konulara değinildiği söylenebilir ancak birebir konumuzu ele alan pek az hikaye var desek yeridir. Julia'da bir-iki "çocukluk sorunları sendromu", Ken Parker'da "sanayi toplumunun işçi çocukları", Nathan Never'da "genç kızlar ve cinsellik" üzerine var birkaç hikaye ama ele almak istediğim konuya yeterince hizmet etmiyorlardı.

Belçika ekolünde ise ülkemizde basılan ve "toplumsal yaraları kaşıma" misyonu üstlenmiş esere rastlamadım (Ülkemizde yayınlanan)

Buna karşın elimde bulunan comicslerde bu çocuklara yönelik şiddet ve suçlarla, cinsel istismarı" ele alan kimi yüzeysel, kimi cesur örneklere rastladım. İşte üç tanesinin özet ve bilgileri:

GREEN LANTERN
"Ghost of Christmas Past"
SAYI 109
Şubat 1999
DC comics

Kimdir bu kahraman?

Basitçe söylenecek olursa dergiye adını veren şey bir güç. Bu güç yeşil bir şua, ışın. Evrenin bir yerlerinde OA adlı gezegende yaşayan minik mavi uzaylılar olağanüstü bir gücü bir ana Lantern'a yüklemişlerdir. Sonra da bu gücün kullanılması için yüzükler üretmişlerdir. İşte bu yüzükler bataryalardan şarj edilince ortaya çıkan şua kullananın hayal gücüne göre şekil alan (silah, top, araba, uzay gemisi...) bir güç olarak açığa çıkar ve kullananın irade gücüne bağlı olarak da etkisini korur. Bu güç uzayın her bölgesinde o bölgenin en iyi, erdemli, başarılı kişisine verilerek bir tür uzay ranger/polis gücü oluşturulmuştur. Bu yüzüğü takan kişi-lere Gren Lantern denmektedir. Serinin kahramanı dünyalı olduğu için diğer uzaylılarla karışmamaktadır ama dünyada bu gücü taşıyan kişiler değişebilmektedir. Bildiğim kadarıyla şu anda bu gücü elinde bulunduran 6 kişi bulunmaktadır.

Öykünün Özeti:

İçeriğiyle konumuza hizmet eden Green Lantern kuşağın dördüncüsü: Kyle Ryner. Ancak işimiz onunla değil, ilk Green Lantern'in kızı Jen Scot'la. Babadan miras güçleri olan Jen Christmas arefesinde alışverişe çıkmıştır. Yıllarca babasının kim olduğunu bilmeden yetimhanelerde yetişmiş olan kızımız şimdilerde çok mutludur çünkü artık babası ve erkek kardeşi yanındadır ve toplum tarafından kabul görmektedir. Yeşildir Jen! :)
(http://bp1.blogger.com/_rmxpkCAK6I4/R8Kfgv-LkMI/AAAAAAAAAzU/3n7OJSKflDU/s320/gl3-109.gif)
Alışveriş günü kardeşiyle alışveriş merkezinde gezerlerken geleneğe uygun bir manzarayla karşılaşırlar: Noel baba standı kurulmuş, çocuklar sıraya girmiş, Noel babanın dizine oturan dilek tutmakta, o sene yaramazlık yapıp yapmadığını anlatmaktadır. Bu etkinliğe yanaştıklarında Jen ani bir sinirle kontrolünü yitirir, gücü açığa çıkar ve Jen Noel babayı kaptığı gibi duvarı delerek gözden uzaklaşır. Bu olay gerçekleşirken tek söylediği "bu sesi tanıyorum, onu durdurmalıyım" olur.

Noel baba yüzüğün oluşturduğu sandalyeye bağlı olarak kendine gelir. Neler olduğunu sorar ve korktuğunu Jen'e bir şey yapmadığını söyler. Oysa bu adam bir çok kıza çok şey yapmış, Jen'e de yapmaya yeltenmiştir. Jen, kızlar yetimhanesindeki günleri anlatmaya başlar. Noel baba olan kişinin daha gençken yetim kızları cinsel olarak istismar ettiğini bildiğini flashbacklerle anlatır. Hatta kızları kucağına oturtmak için adamın o zamanlar da Noel baba olduğunu, Jen'in sakalını yolarak nasıl karşı koyduğunu hatırlatır. O gece adamın sarhoş kafayla onu yatağında sıkıştırışını ama tesadüfen açığa çıkan gücünün onu nasıl kurtardığını anlatır. Geçirdiği en iyi yılbaşı da o yılbaşı olmuştur.

Ve sorar Jen: "Sizin gibileri kim durduracak?"
Yanıt: "Ama sana bir şey yapmadım ki?"
"Peki ya sana benim gibi karşı koyamamış olan kızlara yaptıkların onlara neler oldu?" diye sorar Jen ancak yıllar sonra neyi ispat edebilir ki bu adam ceza alsın diye...?

Jen yüzüğüyle bir bıçak yaratır üzerine yürür korkudan çıldıran adamın veeee ipleri keser. Bıçak ve sandalye ve ipler kaybolur. Jen adamın korkusundan istifade ederek adresini alır, gitmesini söyler.

Adam :"Beni serbest mi bırakıyorsun?"
Jen: "Asla..." der ve uzun uzun adamı tehdit eder. "Bir daha bir çocuğa o gözle bakarsan..." tehdidiyle bitirir.

Adam çaresiz ağlamaya başlar. Jen uçar gider.

Birkaç sayfa sonra onu yine bir yılbaşı gecesi gülümseyerek uyurken görürüz.

SPAWN
SAYI 5
1995 (cilt basım yılı)
IMAGE Comics
Arkabahçe Yayıncılık bu sayıyı bastı Türkçe bulmak mümkün

Kimdir bu Spawn?

Spawn, Image comics'in baş kahramanlarından biridir. Öyküsüne geçmeden önce kısa bir not düşmek doğru olur. Amerikan çizgi roman sansür kurulunun egemenliğine karşı çıkan bir grup yazar-çizer bir araya gelerek sansür kurulunun yasakladığı bir çok kurala karşı çıkmaya karar vererek 1990'ların başında IMAGE comics'i kurarlar. Bana sorarsanız arkalarında diğer büyük yayınevleri vardır çünkü kısa bir süre sonra hepsi sansürü delmeye başlarlar okuyucu kaybetmeden, tepki çekmeden, ama o ayrı bir mevzuu. Evet, yayınevi kurulur ve bu yayınevi kalıplaşmış bazı klişeleri kullandığı gibi büyük yayınevlerinin kabul etmeyeceği fanzin dergileri de basarak bir çok el atılmamış konuyu gündeme taşırlar. Hayaller, , ırkçılık, sapıklık, rock müzik kültürü, alt kültürler v.s. konuları daha geniş okuyucu kitlesine ulaşır. Ancak elbette ırkçılık, istismar, sapıklık ve  gibi konular övülmez. Ama "yok sayılmaları" yerine gündeme taşınarak eleştirirler.

Spawn, Todd Mc Farlane'in Rock müzik-Metal müzik kültürü motifleriyle süslediği kahramanıdır. Afro-amerikalı paralı bir asker ölür ve cehennem şeytanının temsilcisi olarak mistik-olağanüstü güçlerle yeryüzüne döner. Ancak asil bir tiptir ve efendisine başkaldırır. Bu arada hafızasını geri kazanma, eşi ve çocuğuna ulaşma, geçmişiyle yüzleşme, hayattaki yerini belirleme, tanrısal güçlerle ve kötücül güçlerle savaşıp varolmaya devam etme maceraları yaşar.
Dikkatli bakılırsa; ki zaman zaman kapaklarda ve öykülerde bunun izi görülür, İsevi bir yapı üzerine oturtulmuştur Spawn. İsa gibi gettolarda "fareler ülkesinde" yaşar ve itilmiş, hor görülenlerin dostu, koruyucusu, yol göstericisidir. Bazı kapaklarda başında dikenli taçla diz çökmüş çizilir. Sayfalar akarken her sayfada görülen 9:9:8:7 rakamları işte "bilmem kaçıncı kitabın, kaçıncı duasının, kaçıncı ayetinin..." havasını yansıtır. Diğer bir çok şeyi de saymamayım ama kısaca Spawn için "şeytanın Peygamberi" demek mümkün.

İşte bu Spawn ırkçılık, masumiyet, çocukların cinsel istismarı, sapıklık gibi konuları işleyebilmiştir. Bol bol kanın aktığı, vahşi parçalanmalı ölümlerin resmedildiği, cinsel çizimlerin yer aldığı, bazı tabuların kırıldığı ve sansür kuruluna baş kaldıran bir seri olarak Mc Farlane yetişkin dünyasına hitap ederken bazı değerlerin ıska geçilmediğini, bazı konularda hassas davranıldığını bu şekilde göstermektedir. Nitekim Spawn'ın kilise tepelerinde haçlara tutunduğu veya bir çok binada asılı olan amerikan bayraklarına sarınması yine bunlardan ikisidir.

Öykünün özeti:

Billy Kincaid, daha önce öldürdüğü bir kız çocuğunun faili olarak kapatıldığı cezaevinde psikiyatrik tedavi görmüştür. Öykünün başında doktoru ona bazı kuralları da anlatarak yaptığı yanlışlıkları hatırlatır ve "iyileştiğini" söyleyerek artık serbest olduğunu bildirir. Onu yakalamış olan ve serinin gediklisi iki dedektif ise bundan kuşku duymaktadırlar.

Billy dondurma sattığı ve mahalleri dolaştığı kamyonetiyle gezerken bir kız çocuğunu öldürmüş, ceset de buzdolabında bulunmuştur. Şimdi de serbest bırakılmaktadır. "You scream, ı scream, we all scream for ıce cream" şarkısı dudaklarından dökülmektedir sevincinden.

Polisler onun peşini bırakmamaya karar verirken Spawn bir gazeteden 5 yıl önce peşine düşrüğü Billy'yi hatırlar. Tutuklanışını, sonra ortaya çıkardıkları ve Billy'ye ait olduğu anlaşılan onlarca çocuk cesedinin bulunduğu yer, sonra bütün delillerin ortadan yok edilişi... Onu durdurması gerekmektedir.

Bunlar olurken Billy serbest kalmış, kamyonetinin direksiyonuna oturmuş, bir çok çocuğu kaçırmaya başlamıştır bile. Birkaç ara sahneden sonra evine geçiyor öykü. Billy kadın gibi giyinerek süslenmiş, küçük çocuklarla konuşmaktadır ancak karelerde çocuk yoktur. Sonra anlaşılır ki Billy çocukların kestiği parmaklarını tutkalla duvarındaki panoya yapıştırmaktadır.

Spawn bu sahnelerde gelir. İkisi karşı karşıya dururlar. Dedektiflerimiz bir şeylerden şüphelenerek eve girerler kimse yoktur.

Daha sonra dedektif bürosuna girer ve son sayfa:
(http://bp0.blogger.com/_rmxpkCAK6I4/R8KdGf-LkLI/AAAAAAAAAzM/mr9VILR8wzU/s200/mtccbillykincaid11.jpg)
Billy Kincaid zincirlerle tavandan sarkmaktadır. Ölüdür. Çıplak şişman, yağlı vücuduna dondurma ve çubukları saplanmıştır. Kanlar akmaktadır. Billy'nin üzerinde bir not vardır: "Boys screamed and girls screamed, so I made him scream, scream, scream..."

*

Daha sonra Kincaid geri gelir... O başka bir hikaye tabii ve evet bu öykü birebir cinsel istismarı işlemiyor ama çocuğa karşı işlenen bir tür sapkınlığı ele alışı önemli.

CHILDHOODS END
SAYI 1
IMAGE comics

Öykü ismini Arthur C. Clarke'nin ünlü bilimkurgu romanından almıştır ve bilimkurgu değildir. Hatta fazlasıyla dünyevidir.

Sıradan insanların sıradan hayatlarını konu almıştır. Image'ın sadece 1. sayısını bastığı ve devamının hiç olmadığı bir seridir. Amatör çizer ve yazarların eseridir.

(http://bp1.blogger.com/_rmxpkCAK6I4/R8Kgxv-LkOI/AAAAAAAAAzk/01SemUnUvn8/s200/childhod.gif)

Öykünün Özeti:

Çocuklarını gezmeye çıkarmış olan bir grup kadın parkta banka oturarak sohbet ederken çocukları parkta oyun oynamaktadır. Kum havuzu, kaydırak, salıncaklar doludur. Her çocuk cinsiyetine ve annelerinin kişilik, eğilim ve konulara yaklaşımlarına göre davranışlar göstermektedir. Dedikodular ve sohbetler edilirken çocuklar arası gelişen olaylar ve çocukların davranışları bu anne-çocuk arası ilişkiyi göstermektedir.

Ancak asıl konumuz bu değil. Asıl konu parkın kapısından giren genç hamile kızdır. Kadınlar onu göstererek bir takım fikirler ileri sürerek çocuğun babasının kim olabileceğini konuşurlar. Kız reşit değildir ve bilinen resmiyette evliliği de yoktur. Erkekler ve oğlanlar yakıştırılarak konuşmalar sürer gider.

Son sayfada ancak konuşmalar bittiğinde salıncağa oturmuş olan kızın bileğine zoom yapılır ve bileklerinin kesik içinde olduğu görülür. İntihar etmeye çalışmıştır kız. Nedenini sorgulamaya başladığınız an son kareyi görür okuyucu:

Kızın gözünden çizilmiştir. Battaniye, yatağın ucu, odanın bakılan kısmı, sehpa, sehpanın üzerinde saat (sabahın bilmem kaçını göstermekte), sabahlık giyen bıyıklı yabani bir adam... Ve adam şunu söylemektedir: "Like you said, I am not your father"...

İkinci sayı hiç basılmadı, devamını bilmiyorum ancak "üvey baba" ve tecavüz olgusu ortada gibi duruyor.

"sorunlar üzerlerini örtmekle değil dile getirilerek çözümlenirler" diyor, çocuklarımızı ve masumiyetlerini korumak üzere daha çok eser üretilmesi temennisinde bulunmak istiyorum.

Yazan/Derleyen: Ümit Kireççi

    Ümit Abi,öncelikle Vivident reklamı konusunda yerden göğe kadar haklısın...İyi ki gerekeni yapmışsın,çünkü gerçekten çok manasız bir yol izlenmiş anladığım kadarıyla...Hiç gereği yokmuş gerçekten de...
    24 yaşında bir genç olarak,18 yaşında henüz reşit olmuş bir genç kızı bile çocuk olarak görebilen biriyim...İsterse 30 yaşında,yetişkin bir kadın gibi görünsün...Fikrim değişmez...Kaldı ki bir zamanlar özellikle kırsal kesimlerde 13-14 yaşında,biyolojik saati henüz başlamış olan kızların evlendirildiğini biliyoruz...Belki bir kısmımızın nineleri,büyükanneleri bile 15'ine gelmeden ilk çocuklarını kucaklarına almış olabilirler...Benim anneannem buna bir örnek mesela...Eskiden bu böyleydi deyip konuyu geçiştirebilir miyiz,elbette hayır...Yanlış,her koşulda yanlıştır...Alışkanlıklar ve kabul görmüş bir kısım anlayışlar,yanlışı doğruya katar,birbirine girer herşey...13 yaşında bir kız çocuğunun cinselliğini dillendirip göze sokmak,son derece çirkin bulduğum birşey...Ama gerçek hayatta...
    Diziyi izlemiş ama kitabı okumamış biri olarak belirtebilirim ki,dizide 13 yaşındaki sürgün prensesi canlandıran oyuncu 24 yaşında,hafif minyon göstermekle birlikte dizide 13 yaşında olduğuna dair en ufak bir belirtme yer almıyor...Yani mutfaktakiler kitabına uygun hareket etmişler...Şahsen 13 yaşında bir kız ile insan azmanı bir klan liderinin cinselliğini izleseydim,rahatsız olurdum pek çoğunuz gibi...Ama kitapta böyle bir tasvirin yer alması,tüm detayına rağmen beni çok rahatsız etmez...Hayalgücüm,kontrolüm dışında bazı imajları oldukça hafifleterek kafamda canlandırmamı sağlar...Tam anlatamadım,şöyle bir örnek vereyim...Denize gireceksiniz ve suyun çok soğuk olduğunun farkındasınız...Henüz ayağınızı sokmadan,kendinizi alıştırırsınız...Öyle bir alıştırırsınız ki,daha suyla temas etmeden olabilecek en soğuk halini ve temas anındaki irkilmeyi kafanızda yeterince belirginleştirdiğinizi sanarsınız...Ama ayak bileğine kadar bir anda soğuk suya girdiğinizde,kafadaki tüm kurmaca yok olur,ne denli gerçek hayal ederseniz etmiş olun,asıl gerçek olan suyla temas anıdır ve hayalinizde canlandırmış olduğunuz en kötü irkilmeden bile daha fazla ürpertir sizi...İşte ekranda söz konusu cinselliğin canlandırılması soğuk su etkisi yaratabilecekken,ne kadar ustaca anlatılmış olursa olsun kitapta yer alan detaylı tasvir,suya girmeden önceki kurmaca hissinden farksızdır benim için...
    İkinci olarak,anlatılarda beni rahatsız etme potansiyeli olan ve çok sık benzerine rastlamadığımız her türlü uç betimlemeler beni o anlatıdan soğutmaz...Tam tersi,farkını hissettirir...Bilindik ve güvenli bir yoldan gitmediği için eserin anlatıcısına saygı duyarım...Sivri anlatılar,bazen gerçeği gereğinden fazla hissettirip rahatsız olmamıza sebep olurlar ve bu genel kanının aksine,bir uyarı niteliği taşır...Bin nasihatten daha etkilidir...
    Kitapları hakkında epey araştırma yapmaya çalışmış,dizisini defalarca hatim etmiş ve yazarı hakkında da pek çok ayrıntının peşinde bir anlatı tüketicisi olarak,George R.R. Martin'in bu detaylı tasviri sırf iş olsun diye yaptığını düşünmüyorum...(sonrası spoiler içerebilir,dolayısıyla sonraki paragrafa geçmenizi rica ederim,henüz okuyup izlemediyseniz eğer)... Sürgün edilmiş,karaktersiz abisi tarafından taç ve güç hırsı uğruna izbandut tabirine uyacak vahşi bir klan liderine peşkeş çekilmiş ergenlik çağında ürkek ve hassas bir kızın,zamanla nasıl gerçek bir kadın ve kraliçe gibi davranmayı öğrendiği,başlarda çok korktuğu vahşi kocasının aslında göründüğü gibi olmadığı,birbirilerine gerçekten aşık olup sahiplenmeleriyle gelişen ve yavaş yavaş kızın,koca adamı etkisi altına almaya başlamasını anlatan bir süreç olduğunu düşünüyorum ve henüz okumamış olduğum o detaylı tasvirin,zavallı kızın masumiyet,teslimiyet,şaşkınlık ve yeni keşfedilmekte olan cinsellik kavramları eşliğinde bocalamasını ziyadesiyle ifade edebildiğini sanıyorum...
    Dediğim gibi,kitabı okumadım...Şu an elimde emanet olarak İngilizce basımı mevcut ve inceleyeceğim...Yine de fikrimin değişeceğini sanmıyorum...Bazı detaylar,ne kadar rahatsızlık verirse versin,iyi bir anlatıda eklem görevi görebilir...Ya da biz öyle anlarız veya anlamak istemeyiz...Bunu edebi bir anlatıda salt çocuk istismarı olarak kabul etmem,daha çok yanlışlarla dolu bir gerçek yansımasının yüzümüze vurulması olarak algılarım...Daha önce okurken tüylerimi diken diken etmiş olan,Cengiz Tuncer'in Kerkenez isimli eski bir romanında benzer bir tasvirin,çok daha acımasız ve kabul edilemez bir şekilde yer aldığını gördüğümde de aynı düşüncedeydim...Bu kez kız 13 yaşında bile değildi çünkü...
    Sanat,edebiyat ya da her ikisini de barındıran anlatılar,bazen sabrımızı deneyerek alışkın olmadığımız yollardan gerçekliği ve yanlışları yüzümüze çarparlar...Araya,pek de bilmek istemeyeceğimiz detayları sıkıştırarak bunu yaparlar...Ümit Abi'nin de sanat ve edebiyat emekçisi olduğunu,dahası bir baba olduğunu biliyorum...Çocuklara yönelik yaptığı çalışmaları,ısrarla yürüttüğü etkinlikleri ve engin çabayı internetten takip ediyorum...Bu konudaki hassasiyetine ve görüşüne son derece saygı duyuyorum...Çünkü bende birkaç aydır da olsa tamamen çocuklara yönelik bir alanda emek vermeye,birşeyler öğrenmeye,kendimi geliştirmeye ve hayatımı kazanmaya çalışıyorum...Evet,çocuk istismarı iğrenç birşey...Ama bu anlatıda amacın bu olmadığını düşünüyorum ve haklı bir hassasiyetin tetiklemesiyle de olsa,bu anlatıda yer alan fazlasıyla detaylı bir tasvir için meydan okunmaması gerektiğine inanıyorum...Yanlış olan,yanlış olduğuna inanılan ya da yanlış olarak algılanan bir durumu ortadan kaldırmak için başka bir yanlışın yapılmaması gerektiğini savunuyorum...Salt istismar amaçlı olmadığına,verilmek istenen ayrı birşeyin farklı bir yolla anlatıldığını düşünerek,durumun o kadar vahim olmadığını sanıyorum...Sırf bu yüzden gözden çıkarılacak tek bir paragrafın,noktanın,virgülün,beni tamamen tutumdan soğutacağını ve bu kez duruma kendince cephe alması gereken tarafın ben olacağımı biliyorum...

Game of Thrones dunyasi 2011 Turkiye Istanbul Valiligi sinirlari icerisinde gecmiyor, hayali bir dunyada, ejderhalarin yasadigi, coluk cocugun hayata daha erken basladigi bir dunyada geciyor. Adet görmeye baslayan bir kiz cocugunun evlendirilmeye cocuk yapmaya uygun göruldugu bir dunya olarak sunuluyor (Kralice ve Sanya arasinda gecen konusma), bu dunya yaratilirken de Ortacag Ingiltere'si örnek alinmis, 6 yasinda evlendirilen "prenses"lerin oldugu bir tarihi var bu ulkenin.

Simdi tum bunlari kabul edecegiz, hikayenin akisi icin, taht kavgasi icin 13 yasinda cocugun evlendirilmesini kabul edecegiz (ki aslina bakilirsa Eddard Stark da Kral Robert ile yaptigi bir konusmada bu haberi alinca "o daha cocuk" der) ama is cinsel detaylara gelince "ne geregi var?" diyecegiz. Yani kafamiz hikaye icin 13 yasinda kizin evlenmesini kabul ediyor ama Khal Drogo evlendigi Daenerys'in meme ucuna dokununca kitap kisaltilsin diyecegiz. Detay vermezken prngrafi olmuyor, meme, bacak arasi denilince prngrafi oluyor bir anda tehlike doguyor? Ben bu yaklasimi yanlis buluyorum.

Yani bu adam 1000 sayfalik kitabi cocuk istismarini kaniksatmak icin mi yazdi, tum amac bu mu? 50 tane karakterin oldugu 1000 sayfalik romani indirgemek, ve yargilamak bu kadar mi basit?

Turkiye'de insanlar edebiyat eserlerini okuyarak mi cocuk istismarini kaniksayip sacma sapan isler yapiyorlar? Köylerde cocuklar Lolita okunduktan sonra mi evlendiriliyor? Zaten dogruyu yanlisi bilen, egitimli bir insan icinde gereksiz(?) cinsel detay iceren bir kitap okudugu icin bir anda sapitacak mi?

Sansurun amaci (veya bahaneleri) her zaman aynidir. Toplumu korumak, ve sansur edilen eserin icerdigi fikirlerin yayilmasini (yani toplumca kaniksanmasini) engellemek.

Ben de tum bu sansurcu zihniyete diyorum ki, benim korunmaya ihtiyacim yok, devletin benim neyi okuyup izleyecegime karismasina gerek yok. Ben özgur dusuncemle neyin benim icin faydali neyin benim icin yanlis olduguna karar verebilirim. Devlet benim icin cinsel detayin gerekli mi gereksiz mi olmasina karar veremesin.

Henuz cocugum yok, ama olursa da onun kötu aliskanliklardan, kötu huylardan uzak durmasi, korunmasi devletin görevi degildir, benim görevimdir, onu en iyi yetistirmek ve korumak benim görevimdir, bir baskasinin degil. Bu sorumlulugu bir baskasina (devlete) yukledigim anda tembellik yapmis olacagima inaniyorum.

 Bu konu daha çok su götürür. Benimde söyleyeceklerim var deyip topa girişeyim

Alıntı yapılan: ümitkr - 12 Temmuz, 2011, 20:33:43
Çocuk ve Prngrafi yan yana gelemez güzel arkadaşlarım!

  Sevgili Ümit buna kimse karşı değil zaten. Evet çocukla prngrafi yan yana gelmez. Ve evet çocuk istismarı dünyanın her yerinde ciddi cezaları olan, ve genelde cezaevinden sağ çıkamadığınız , ciddi bir suç. O yüzden bir eseri ve dolayısıyla yazarını bunla suçlamadan önce iki değil on iki kere düşünmekte fayda var. Temelde yazdıklarına bir-  iki noktada itirazım var. Dilimin döndüğünce anlatayım.

  1-  Şimdi çevirmen ya da yayınevi kafasına göre bu sahnelerde  sapkınlık diz boyu , zaten kitabın edebi bütünlüğüne de bir katkısı yok deyip kesmeye başlarlarsa vay halimize. Biliyorum mevzu çocuk istismarı , başka herhangi bir şey değil ama yine de bunun varacağı yer burası. yayınevi eğer gerçekten bunun çocuk istismarı olduğunu düşünüyorsa yayınlamasın zaten seriyi, niye yayınlıyor.  Daha mayıs ayında başbakanlığa bağlı fuzuli bir kurum , Chuck Pallaniuk ve William Borrougs gibi şahsına münhasır iki edebiyatçıyı tam da bu gerekçelerle yasaklayıverdi güzel ülkemde. Pornografik satırların edebiyatla bir ilgisi yokmuş diyerekten. Karar veren kim. Edebiyatçılardan oluşmayan bir kurul. Eskaza böyle bir kurulda yer alsam ve Bukowski elime düşse yasaklıyıverirdim alimallah ( hazzetmem kendilerinden :) )

2-

Alıntı Yapmetinle ilişksi olmayan ve işlevi "sıfır" olan fetişist düzeydeki olası sapkınlığına karşı çıkıyorum.

  Toplamda 7 ciltte bitecek henüz tamamlanmış bir kitabın ilk cildinden bahsediyoruz. Suçlama, şakaya gelmeyecek bir konu : çocuk istismarı. Böyle bir yargıya varabilmek için öncelikle seriyi bitirmek lazım gibi sanki. Biraz aceleci verilmiş bir karar. En azından suçlamanın ağırlığı düşünüldüğünde.

3-

Alıntı YapYetişkin insanların bilinçli seçimi ve cinselliği ile çocuğa dayatılacak olan arasında fark vardır ve bir yazarın kanıksatıcı, normal saydırıcı, "e ne var bundalaştırıcı" anlatımı ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getirir.

Yanlış anladıysam affola. Ama bu cümleden ben bu eseri okuyan çocukların sübyancılığı normal bir şey olarak görebileceklerini anlıyorum. Evet ama bu eser çocuklar için değil zaten. Fantastik edebiyatın ve çizgi romanın genel algısı bu yönde olabilir ama yayınevi bu yönde uyarısını başta yapmış zaten yetişkinler için diye. ( onca yanlışın içinde yaptığı nadir doğrulardan biri bu)  Ha bu kitabı okuyup  etkilenecek yetişkinler varsa zaten problemlilerdir inan. Bu kitap olmasa sokaktaki çocuk etkileyecektir onu. Bu konuda yazarı suçlamaya gerek yok diye düşünüyorum.

4-

Alıntı YapBuna uyarlama dediğimiz gibi çeviri sırasında da uyarlama yapılabildiği bir gerçek. Ülke koşullarına ve prensiplere göre davranmak gerekebilir.

Evet bunun örnekleri çok ülkemizde. İlk bilim kurgu serisi olan Çağlayan Yeni Dünyalarda serisinde ,bir rivayete göre    A. İkinci mahlasını kullanan Kemal Tahir, kitapları çevirirken bilimsel kısımları sıkıcı bulup atmış , maceralara biraz ekleme yapmış, erotik sahneleri uzatmış ve ortaya bambaşka kitaplar çıkarmış. Kötü mü: kesinlikle değil , gerçekten çok eğlenceliler ama asıllarıyla alakaları yok. Hadi o ellilerde olmuş , emekleme yıllarımız deyip geçelim. Çok değil dah 10 yıl önce Altın Kitaplar Agahta seilerinden Roger Ackyord Cinayetin'de ki mah jong oyununu tam da bu gerekçeyle okeye uyarlayıvermişti. Bizim buralarda bilmezler bu oyunu diyerekten. Bu ülke koşullarının gelip dayanacağı yer burası işte. Çevirmenlerin bir lafı var tüm kadınlardan özür dileyerek yazayım buraya: "kadın gibidir çeviri: güzeli sadık olmaz, sadığı güzel " Tamam çeviri uyarlama, başka bir dilde tekrar yazmadır biraz ama bu ülkenin koşullarına değil , diline uyarlamadır sadece. Çevirmene uygun görmediği yerleri kesip atma hakkı vermez.

Selamlar   
Doğa

:)

Stephen Spielberg muhteşem Jaws filmi için "Çocuğum izledi korktu, bir daha böyle film çekmeyeceğim" demişti bir vakit. Prof. Arif Verimli de "Eskiden Heidi vardı çocuklar usluydu şimdi Terminatör çekiyorlar çocuklar bozuluyor" buyurmuş bir yerlerde...

Ne çocuğumu bahane edeceğim bir sonuca ulaşmak için ne de Prof gibi çok bilmişliğin arkasına sığınıp yukarıdaki gibi hödükçe bir "son sözü ben söylerim" havasına. Olay prensiplerle ilgilidir. Savaş ancak başımıza gelince nefret edilir bir şey değildir ve trafik kazasını sadece salaklar yapmaz başımıza her an gelebilir. Bir şeye ya karşısınızdır önlem alırısınız ya değilsinizdir ve özgürlükleri savunurken kırmızı ince çizgisiz ilerlemek son derece tehlikelidir söylediğim bu.

Alan Ford maddeler sıraladığı için kısaca görüşlerimi açmam gerekebilir sadece:

1 - Yayınevi "çocuk istismarını gördüğü halde yayınlayabilir"!

Bu ciddi ve dikkate değer bir noktadır. Ya farkında değildir (editörleri öyle ulvi adamlar olarak görmeyin lütfen. Yayınevleri hemen her ay okuldan yeni mezun editör değiştiriyorlar. Üç-beş eleman sabit, yayınevi sabit gerisi değişken olabiliyor çoğunlukla. Editör de bu işlerden ne anlarsa artık şeklinde yürüyebiliyor işler). Ya da farkındadır ama değilmiş gibi yapabilir. Mesela TİMAŞ Yayınlarından çıkan başta Don Kişot olmak üzere bir çok klasik eserin kahramanı müslüman olmak isiyordur bilmem hiç okudunuz mu? Orjinal eserde yoktur ama türkçelerinin bu versiyonlarında vardır. Bunun gibi onlarca farklı örnek sayabilirim. Özellikle kitap tanıtımı yaptığım dönemler elime ulaşan eserleri okusanız aklınız şaşar. Birileri yazmış, birileri de basmış! Yazar ve ciddi yayınevleri...! Gönül ister ki gözümüzde canlandırdığımız noktada olsun hepsi... Değiller!

2 - Kitap 7 cilt sürecek... Açıkçası kocası öldüğü için bu kızın bir daha sevişip sevişmeyeceğini bilmiyorum. Ancak bu kitapta hayli ayrıntılı sevişti arkadaşlar. Bir kez veya çok kez... Başkaları iki cümlecikle sevişirken bu kız her defasında bir-iki sayfa detaylı sevişti...!

Bununla birlikte... Bahsettiğimiz eser çok satan, ödül almış, fantastik dizilerden biri. Bu türü çok sevmekle birlikte "sanat eseri" tanımlamasına girmesi noktasında çekincem var. Drizzt gibi, Ejderha Mızrağı gibi ve onlarcası gibi belirli bir şablona oturtulmuş sıradandan biraz farklı bir eser dizisi hepsi bu. Bu bakımdan "büyük yazarının" olağanüstü sanatçılığı olduğuna inanmıyorum. Çevirisi kötü de olsa okuduğum cilt sıradanı aşıyor değildi. Bu bakımdan yazarın neler anlatmak isteyebileceği hakkında derin düşünceler içine girebileceğimden emin değilim. Dizinin devamında belki hoş atraksiyonlar olabilir ama ortaya dehasal bir sanat eseri çıkmasını beklemiyorum.

Hele üzerine konuştuğumuz arazı sayarsak hiç ummuyorum desem yeridir. Yine de keyif alır mıyım alırım... Ama hepsi bu olur. Hani, "yazar, sanatçı, özgürlük..."... Büyük laflar bunlar ve adı geçen eserin sahibi hepi topu ilk defa roman yazmış bildiğim kadarıyla.

3 - "Kanıksama" derken çocuğu kast etmedim. "Benim cici silahım" belgeseli gibi bir olay bahsettiğim. Herkesin silahı var ve "eee ne olmuş yani"ci anlayışın egemen olmasıyla ortaya çıkacak vurdumduymazlığı anlatmaya çabaladım. Bu bir süre sonra "bütün Bursalılar toptur" gibi bir yere götürür insanı. "Bütün İsrailliler aşağılık", "Bütün müslümanlar terörist", "türkler fesle gezerler"... Bir süre sonra yanlışa olan aşinalık doğru gibi gelmeye başlar. Sonra ne kadar anlatırsanız anlatın doğrusunu, doğrusu budur o insanlar için. Geçen Camelot dizisinde vardı: Köyün ileri geleni evlenen kızlarla ilk ilişkiye girermiş bir baba karşı çıkıp adamı öldürmüş. Köylüler babayı idam etmeye kalkıyorlardı geleneği bozdu diye. Kral Arthur hadi len sapıklar deyince kılıca sarılıyordu ahali. Kanıksama böyle bir şey. Hastalıklıları geçtim, asıl tehlike normal olanın kanıksamasıdır zaten, sorgulamayanın.

4 - Sansürsüz ve ahmakça olan çeviri ve uyarlamaları demiyorum ben. Onlar başka. Belki buna en iyi örnek "İlk Yenilmez" adaptasyonu. İntikamcıyı türk halkı bilmez diye değiştirmişler ben de filme gitmeyeceğim tepki koyup. Bunlar çok ve tartışılır. Ancak bahsettiğimiz konu hassas bir konudur ve satış amaçlı, esere sadık kalma kaygılı, yazara saygı v.s. arkasına sığınılmayacak bir sorundur!

Ferzan çok güzel anlatmış. Bu tarz bir kaç sayfa okuyarak sokaklara çocuk aramaya çıkmayacağı kesin bilinçli bir okurun. Burada sorun herkes bilinçli mi ve gerçekten o anlatıların metne yararı var mı kısımlarıdır.

Metinde "küçük bir kızın kadınlığa geçişi ve cinsellikle tanıştıkça aşık oluşu ve kocasına bağlanışı anlatılıyor".

Gördüğünüz gibi ben de yazarla aynı şeyi söyledim ve eminim bu şekilde yazılsaydı herkes bir erkek organına neler yaptığını, neler hissettiğini, neyi ne kadar aldığını, acısı, tatlısı gibi ayrıntıları okumadan da anlardı işin özünü. Başkahraman karısına özlemle sarılıp sevişmeye giderken biz neler yapacaklarını ve nasıl hasret gidereceklerini anlıyorsak detaysız eminim diğeri de anlaşılırdı. Nüans çok önemli diye düşünüyorum.

Emre... Düşüneceğim Emre bu yaz bol bol. Söz. Neden 13 yaşındaki bir kızın evlendirilmesine karşı çıkmıyorum da detaylı sevişme sahnelerinin yazılmasına takılıyorum düşüneceğim. Hatta neden bahaneler bulup sansürcülüğe doğru gittiğimi de sorgulayacağım. Hatta 10 gün sonra Bodrum'a gidiyorum bu hızla orada neleri düzeltebileceğime de bakacağım. Mayo şekli, şort uzunluğu, haremlik selamlık kumsallar, denize giyinik giren çocuklar... Neler yapabilirim o memleketi düzeltmek için bahanelere sarılıp uzun uzun düşüneceğim... Söz.
Eğleniyorum alınma.  ;D İyi niyetle yanlış noktadasın ve bunun çocuk sahibi olmayla ilgisi yok. Ya bazı kırmızı çizgilerin vardır veya sonradan olur olay bu.

Hay... İyi ki kısa kesmek istedim  ;) 

    Yazımı yazarken ne kitabı  okuduğumu ne de diziyi izlediğimi (şimdilik) söyleyerek başlamak istiyorum.
    Sanırım bu konuda yazılan yazılarda sansür ile duyarlılık çizgisi karıştırılmış durumda.
    Ülkemiz birçok ülkede olduğu gibi çocuk istismarının bolca olduğu ülkelerden biridir ve bu maalesef sevgili Ümit'in de bahsettiği gibi kanıksanmış görülmektedir. Mesele sadece çocuğa şiddet uygulanması ya da küçük kızların erken evlendirilmesi değildir. Bu çocuklarımız cinsel tacize de (evlenmeden) hem de sadece yabancılar değil akrabaları tarafından da uğramaktadır ve bunun birçok örneği vardır. Hele akrabaları tarafından yapılan taciz mutlaka diğer bireyler tarafından da bilinmekte ve göz ardı edilmektedir.
    2005 yılında iç hastalıkları uzmanı olarak Amasya'da çalışırken eşime 14 yaşında (yaşını yanlış hatırlıyor olabilirim ama ASLA reşit değildi) bir kız annesi tarafından karnı ağrıyor diye getiriliyor. Eşim durumdan şüphelenince yapılan ultrasonda kızın hamile olduğu ortaya çıkıyor. Bunu yapan da "sık sık" ziyaretlerine gelen dayısı ve kızın annesi de durumun farkında!!!!!
    Böyle bir örneği yazmamdaki amaç olayın vehametini göstermek. Bu nedenle bu konularda birşeyler yapmak şart! ABD'nde yayınlanan Law & order: special victims unit dizisi tamamen çocuk istismarı ve cinsel suçlar üzerine ağırlık veren bir dizi. Bu olay her yerde var ve insanın (bunlara insan denirse) olacağı her yerde de olacak.
    Bir kadına tecavüz edildiği için, ya da detaylı bir sevişme sahnesi tasvir edildiği için bir insanın bu noktaya gideceğine ben de inanmıyorum, ama bazı sınırlarda gezerken de daha dikkatli olunması gerektiğine inanıyorum. Mayınlı arazide ilerlemek gerçekten dikkat ister.
    Bir eser hakkında düşüncelerimizi paylaşırken büyük resmin ne verdiğine de dikkat etmemiz gerekiyor. Amaç ne, anlatılan amaca ne kadar hizmet ediyor? Beğenmek ya da beğenmemek, tepki göstermek ya da göstermemek elimizde. Ayrıca arkadaşlarımıza neden beğenmediğimizi açıklayıp negatif "itki" oluşturmak ta bizim elimizde. Bu da asla sansür olarak algılanmamalı.
    Sansür denen kavram bizi "big brother'ın" bizim için karar verdiği dünyaya biraz daha yaklaştırır. Gücü elinde tutanların her kim olursa olsun beğenmedikleri şeyi yasaklamaya çalışmaları kabul edilebilir bir nokta değildir, ama bireylerin gösterdikleri tepkileri de "sansürcü" diye kesip atmak ta o kadar kabul edilemez. Birbirimize ve fikirlerimize saygı göstermezsek birlikte ASLA barış içinde yaşayamayız. Toplum olarak ta bu barışa GERÇEKTEN  ihtiyacımız var.
    Sevgiler
   

Herkes kendince fikirlerini yazmis,ben cok kisa birsey yazmak istedim.
Hickimse benim ne okuyup ne okuyamayacagima,ne izleyip ne izleyemeyecegime karar veremez.Bunun yapilmasinin sansurden baska hicbir adi yoktur, olamaz.

"Bu bakımdan "büyük yazarının" olağanüstü sanatçılığı olduğuna inanmıyorum. "

Kisisel görusundur bu Umit Abi, bir baskasina göre de bu yazar belki buyuk sanatcidir. Sana göre yeterince buyuk olmayisi eserlerine mudahale hakkini hala bize vermez. James Joyce'un Ulyyses'i de yillarca Amerika'da yasakliydi pornografik bulundugu icin. Birileri yazarinin yeterince buyuk olmadigina karar verip yasaklamisti, bugun James Joyce edebiyat tarihinin en önemli isimlerinden.

"adı geçen eserin sahibi hepi topu ilk defa roman yazmış bildiğim kadarıyla. "

1977'de ilk romanini yayinlamis, Game of Thrones ise 1996'da yazilmis. Arada gecen 19 senede yazar George R.R. Martin pek cok Hugo, Locus ödulunu baska romanlariyla kazanmis.

"o anlatıların metne yararı var mı kısımlarıdır. "
Kimisine göre yoktur, kimisine göre yarari vardir bu kisimlarin. Ben okudugum kisimlari begendim, gidip de ortaokul önune pamuk helva tezgahi acmadim :) Dolayisiyla yine herhangi birisi "bana göre bu kisim gereksizdir, tehlikelidir, eserden atilmalidir" diyerek benim okuma hakkima, özgurlugume mudahalede bulunmamalidir. 


"İyi niyetle yanlış noktadasın"
Ayni seyi senin icin dusunuyorum dersem surpriz olmaz heralde :)

"Ya bazı kırmızı çizgilerin vardır veya sonradan olur olay bu."
Kirmizi cizgim var ve bu cizgim hic bir sanat eserine (önemli veya önemsiz) sansur yapilamaz da duruyor. Sanatci (buyuk veya kucuk) her turlu özgurluge sahiptir. Sanatta tabu olamaz, sanat belli kaliplar icerisinde, toplumun beklentisine göre yapilamaz. Sabahlara kadar tartissak da bu konuda fikrim degismez.

Daha da diyecegim yok bu konuda, kafa sisirdigim icin özur diler, herkese sevgilerimi, saygilarimi sunarim :)

:)

Sohbet için buradayız Emre, ediyoruz da. Birbirimzin fikrine katılırız katılmayız o başka ama en azından "adam gibi konuşuyoruz!". Ve :) Eminim benim kadar kafa şişireni yoktur burada şu anda...

Özgürlük... Hemen her sene kişisel olarak veya üye olduğum dernekler aracılığıyla tiyatro, kitap v.s. gibi sanatsal etkinlikler için uygulanan sansürlere karşı imza veriyor veya topluyorum. Her sene 8-10 tane. Geçen sene hatunun biri resim sergisinde lezbiyen sevişme izletti herkese, Polonya'da " tiyatrosu" segilendi hepsinin arkasındaydım. Sanatın sınırını çizecek olan kişiler olabileceğine bu bağlamda hiç inanmıyorum. İçinden ne alabileceğini bilen birinin sorun yaşamayacağına da inanıyorum.

Ancak... Ne politik söylem ne cinsiyet ne  ne anarşi ne başkaldırı ne eşcinsellik v.s. dile gelen çocuk cinselliğiyle aynı seviyede değildir diye düşünüyorum.

Kitabı tekrar okuyacağım kesinleşti. Ancak aynı sonuca varırsam kararım asla değişmeyecektir. Yazar, ressam, heykeltraş, çizgi romancı, bilmem ne... Hiç kimse masumiyetin ötesine geçen cinsellikle çocuk kavramını yan yana koymamalıdır! Bu eşik aşılırsa bunun geri dönüşü olamaz! Karşı durduğum nokta budur. Eminim hepimiz; ben kesin, bir kez daha düşüneceğiz bu konuyu. Hafife alınır bir mevzuu değil.

Ya, uzatıyorum ama hatırlarsınız BRATZZ kızları vardı bir ara. Şıllık gibi giyinen kızlar. Barbie karşıtı olarak çıkmıştıştı figürler ortaya. Bakın oyuncaklarını hoş buldum, çizgi filmini hoş buldum, filminde kızlar o derece sürtükçe giyindirilmemişlerdi ama ne demek istediğini harika vurguluyordu beğendim ama bizden geri zekalı bir giyim firmasının 12 yaşından küçük kızları sürtük gibi giydirip bir de (abartmıyorum) "şuh" pozlarla (elde şarap kadehi, dudaklar ilerde, bir diz sandalyede diğeri aşağıda, sandalyede ters oturma ve başı/saçları yana kaydırma gibi gibi) internette fotoğrafları paylaşınca çıldırdım. Nüans dediğim nokta bu. Hangi gerzek anne-baba izin verdi onlara bilmiyorum ama duyarsızlık ve sağduyudan uzaklık kısımları baş ağrıtıyor. iki maille o fotoğrafların sadeleri geldi olay bitti. Kostümler gene satıldı, çocuklar gene poz verdi, aileler para kazandı, herkes memnun. 

İncelik ksıımlarına bakmak lazım. Yukarıda heykeltraş ve ressam derken de bunu kast ettim. Hangimiz bir yetişkinle ilişki halindeki bir çocuğun resmine veya heykeline bakabiliriz tepki göstermeden? Yazıda olunca ve gözden uzak olunca iş değişmemeli bence. Sansür'e karşı olmak tamam ama... ama işte!

Ben de özür dileyeyim kafa şişirdiğim için. Konu hassas kaptırdım. Bu arada SVU'yu izliyorum rumar80. Kesinlikle sarsıcı bir dizi. Denk gelenler bir baksın derim ben de.

Bu konuyla ilgili değil ama kafa cimnastiği yaptığım bir başka fantastik eser DRİZZT dizisiydi. İlk kitaplarına adeta bayıldığım, bir ara fazla kurgu ve bunaltıcı olan yaratıcılıktan uzak ama sonra yeniden toparlayarak "ne olur bitmesin ama sonunu da öğreneyim" der hale getiren diziydi beni. Konuyu başka bir başlık altına açtım. İlginizi çeker de üzerinde konuşursak sevinirim:

Drizzt ve Faşizm
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,3490.0.html

  SVU denk geldikçe severek izlediğim dizilerden benimde. Özellikle bazı bölümler varki insanı gerçekten sarsıyor, etkili bir beyin fırtınası yaratıyor.

"Hangimiz bir yetişkinle ilişki halindeki bir çocuğun resmine veya heykeline bakabiliriz tepki göstermeden?"

Bu soruya "ben bakabilirim" diye cevap vermek istiyorum :)
Onun sanat eseri oldugunu biliyorsam, gercek bir aktivite olmadiginin farkindaysam bana koymaz bu. Yaraticisinin kafasi ilgincmis bu eserin derim gecerim, yasaklatmaya calismam.

Gectigimiz sene cikan bir film var, A Serbian Film diye, uzerine cok tartisildi, hayatimda gördugum en vahset iceren, en sapik filmlerden biri, icinde akliniza gelebilecek her turlu pislik var. Ama yönetmenine sorulunca adam benim burada anlatmaya calistigim savas zamani Sirbistan'in yasadiklari, ana karakter (basina filmde bir ton is gelen adam) Sirbistan'i temsil ediyor diyordu.

Bu adam bu yorumu yaptiktan sonra, icabinda isin icine cocuk prnsini sokarak savasi anlatiyorsa, bana buna karismak kalmaz, yönetmenin kendi yorumudur, izlerim veya izlemem, begenirim veya elestiririm ama film yasaklansin diye birsey hayatta agzimdan cikmaz.

Ki dusununce guclu bir metod bu aslinda, artik adam öldurmek, ekranlarda savas görmeyi o kadar normale indirdik ki, savas filmleri bizi etkilemiyor, istedigin kadar vahset koy seyirci yerinden kipirdamayacak hale geldi. Ölmek, öldurmek normal hale gelmis seyler. Adam da bunun aslinda ne kadar igrenc birsey oldugunu anlatmak icin seyirciyi en rahatsiz edecek yerinden vuruyor ve "Savas bu filmde görduklerinizden daha da pis birseydir" diyor.
Ve bence bu sanattir, bu tabulari yikmaktir, bu varolan durumu sorgulamaktir.

Ayni sey Gaspar Noe filmleri icin gecerlidir, icinde ensestinden, tecavuzune, prnsinden, siddete en sert sahneleri iceren filmleri ceker, ama onun da yorumu bunlar Fransa'nin öykusudur seklindedir. Her filmi beni iptal etmis, tokat yemise döndurmus, rahatsiz etmis, ulan niye izliyorum bu filmleri dedirtmis bir yönetmendir Gaspar Noe, ama o kadar guclu bir sinema dili var ki bu adam ne cekse izlerim. Filmleri toplumun %90'ini rahatsiz etse de, yasaklansin demem.

Tekrar Game of Thrones'a dönersek bir ek bilgi vermek istiyorum, Antik Yunan ve Roma'da ortalama insan ömru 28 yil. Ingiltere'de ancak 18. yy'da ortalama insan ömru 40'a yaklasmis. Kitabi yargilarken bu bilgileri akilda tutmamizin faydasi var. Kitapta da 13 yasinda oldugu söylenen Daenerys asla bizim aklimizdaki 13 yasinda bir cocuk gibi davranmiyor zaten, gucunun, asilliginin, prensesliginin, Ejderha irkindan geldiginin farkinda olan cok guclu bir karakter var, Khal Drogo'yu kendisine asik edip, ordularini ele gecirip, 7 kralliga savas acma planlari yapan bir karakter. Dolayisiyla ben bu karakteri asla cocuk olarak algilamadim, haliyle de sevismesinin detaylarina takilmadim. Bunu da belirtmek isterim. Sonra Emre cocuk prncisiymus diye laf cikmasin :)

Listemde yer alan serilerden. Ama beni daha çok şuan Rizzoli & Isles heyecanlandırıyor. :)

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 15 Temmuz, 2011, 14:13:31
Sonra Emre cocuk prncisiymus diye laf cikmasin :)

Bunu söyleyen karşısında ilk beni bulur!

Bununla birlikte söylediklerinin hepsinin altına imzamı atarım ve seni haklı bulurum ama duyarlılık ve prensip noktasında "objektif" olabileceğimi sanmıyorum ve bu "sansürcü zihniyetimin" verdiğin örneklerdeki yetişkin cinselliğiyle bir ilgisi yok. Farkındaysan LEON filmini tartışmıyoruz veya benzerlerini. Nüanslar arasında dolanıyoruz vals ritmiyle :)

Verdigim örneklerde yetiskin cinselligi yok sadece abi. Game Of Thrones'da görup görebileceginin, hatta aklina getirebileceginin cok ötesinde sahneler iceriyor bu filmler.

Filmlere dair agir spoiler bundan sonrasi:

[A Serbian Film ve I Stand Alone'a dair spoiler]
A Serbian Film'de baba farkinda olmadan, kendi 7-8 yasindaki ogluna tecavuz eder.
Diger filmde ise bir kiz cocugun ilk sevistigi kisi babasidir.
[/A Serbian Film ve I Stand Alone'a dair spoiler]

Arkadaslar bazi kelimeleri acik acik yazmayalim.

Mesela cocuk prn si diyelim.

Yoksa yasakli listesine gireriz ve filtrelere takiliriz.

Sansuru tartisirken, tam sansurluk oluruz.  :)

Aklima bir baska örnek geldi Alman edebiyatinin en guclu yazarlarindan Thomas Mann'in "Venedik'te Ölum" adli romani.

Hikayesini cok kabaca özetleyecegim:
Venedik'e tatile gelen yazar Aschenbach orada hasta olur, yasam ölum uzerine takintili bir hale gelir. Kaldigi otelde kalan Tadzio adli erkek cocugun safligi, guzelligi, basitligi karsisinda cocuga hayran ve asik olur. Eserde asla cinsel bir sahne bulunmaz ama ölum, ask, hayata dair cocuk uzerinden felsefeler yapilir. Yazar mantigin tanrisi Apollo'yu cocuk mantiksizligin/deliligin tanrisi Dionysus'u temsil eder. Bu karsilastirmanin kökeni de Nietzsche'den geliyor.

Dedigim gibi asla bir sanat eserine karsi cikmam ama illa birsey yasaklansin diyeceksem oyum bu buyuk edebiyat eseri yasaklansin seklinde olur. Hicbir cinsel detay verilmez, adam ve cocuk arasinda tek bir temas bile olmaz ama bu isin felsefesi yapilir, birileri cocuk istismarciligini kaniksayacaksa kitap okuyarak, bu romanin bunu basarma ihtimali daha yuksek.

Alıntı yapılan: ümitkr - 15 Temmuz, 2011, 11:56:01
:)

Bu arada SVU'yu izliyorum rumar80. Kesinlikle sarsıcı bir dizi. Denk gelenler bir baksın derim ben de.

Bu konuyla ilgili değil ama kafa cimnastiği yaptığım bir başka fantastik eser DRİZZT dizisiydi. İlk kitaplhttp://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,3490.0.html

  Biz hanımla beraber izlemeye başladık. Değişik olabilir dedik. Daha ilk bölümde vurdu. Bir de bakmışız 12 sezonu da devirmişiz. Sonbaharı 13. sezonu bekliyoruz.
  Bence de dikkatle izlenmesi gereken bir dizi

Alıntı yapılan: cankazmaci - 15 Temmuz, 2011, 14:16:13
Listemde yer alan serilerden. Ama beni daha çok şuan Rizzoli & Isles heyecanlandırıyor. :)

Rizoli ve Isles aslında kendisi bir doktor olan Tess Geristen'in Cerrah ile başlayan bir seri polisiye romanlarının iki karakteridir.
Ben dizi uyarlamasını da başarılı buldum

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Temmuz, 2011, 16:28:30

Alıntı yapılan: cankazmaci - 15 Temmuz, 2011, 14:16:13
Listemde yer alan serilerden. Ama beni daha çok şuan Rizzoli & Isles heyecanlandırıyor. :)

Rizoli ve Isles aslında kendisi bir doktor olan Tess Geristen'in Cerrah ile başlayan bir seri polisiye romanlarının iki karakteridir.
Ben dizi uyarlamasını da başarılı buldum

Ben geçen sezon cnbc-e sayesinde keşfettim, bakalım nasıl gidecek diyorum. Hoş ama bir türlü istediğim havayı yakalayamadım. Bu arada FX kanalında ingiliz polisiyeleri veriliyor sık sık. En anlaşılmazı "ashes to ashes". İnanılmaz kitç ama keyifli. Luther vardı kısa son derece acımasız. Yenilerde Thorne: Sleepehead sona erdi korkunçtu. İngilizler iyiler bu konuda...

    Ashes to ashes kadrosu ile (özellikle Gen Hunt karakteri ile mükemmel bir seyirlik. Kendisi daha önce 2 sezon yayınlanmış Life on Mars'ın bir tür devamı gibi.
   İngilizler dizi yaptı mı güzel ama kısa yapıyorlar

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Temmuz, 2011, 19:41:49
 
   İngilizler dizi yaptı mı güzel ama kısa yapıyorlar

  Black Books'u verdi bir arkadaşım geçenlerde. Aynen yukarıdaki tarif gibi :)

   CNBC-E yayınlayacağını açıkladı.

   Bu kadar yazının üzerine seyretmemek olmazdı. Bir çırpıda dört bölüm bitiverdi. Hedefim şu iki günde sezonu bitirmek. (Bu hafta nöbetçi olduğum için Hatay'dayım, evinden uzakta yalnız kovboy misali  :'()

Bu bir övgüdür:

ÇEKMİŞ ŞEREFSİZLER!

Taht Oyunları dizi ilk sezonunu az önce bitirdim ve tekrar söylüyorum "çekmiş şerefsizler". Hemen her cümlesi çekilmiş, hemen her detay yansıtılmış izleyiciye. Kitabı okumuş olmanın avantajıyla anlatılamayanları da görerek izledim elbette ama bu uyarlamanın değerini hiç düşürmedi.

Muhteşem diziyi izlemek isteyenlere önerim "bunu" izlemeleridir. Ama önce okursanız keyfi bine katlarsınız. 

   Ben de bitirdim. Gerçekten 9. bölümde biraz braveheart havası var ama gerçekten beğendim.
   Ortada bir sürü soru kaldı. Şimdi bir yıl bekle de sezon başlasın.

   Bu kadar "itki"den sonra seyretmemek olmaz

İlk sezonu bitirdim, pek beğendim.

Greçekten çok güzel bir dizi, seyretmeyenler pişman olur.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942734687_b892006b5d_o.jpg)

Diziyi bende yeni bitirdim,açıkçası önce sarmadı gibi derken bir baktım bağımlı olmuşum,çok beğendim.O Lannisterlerin sarışın veledinede çok gıcık oldum abicim.Ayrıca Kitabını okumam gerekiyor,ikinci sezonu bekleyemem.Birde şöyle birşey var;bu sibel ablamız cüceyle ateş oyunu oynarken eli yanmıyodu,yoksa odamı ejdarha kanından eğer öyleyse yakışır Sibel kekilliye,şahsen çok gurur duyarım ;D

Bu Sibel Kekilli'ye duyduğun şahsi gururun ve sevgi gösterin için acaba Behzat kardeşim hanımın Nergis ne der acaba? ;D

Güneş hocam bendeki  SANAT sevgisi,yanlış anlama olmasın ;)

Zaten bu sevgiyi benim değil hanımının yanlış anlamaması lazım.Bu arada beni msn den ekle resimleri buradan atayım müsait olunca gitmiyor yoksa maille.

Aynen hocam ekliyorum,game of thrones bahsinide msnye havale ediyorum 8)

''Winter is Coming'' demek istiyorum 8)

Yalnız dizide , gay, lezbiyen, cüceli seks ;D, sübyancılık gibi her türlü melanette var. O zamanlar cüceler revaçtaymış galiba ;D

Sırf Altın madalyon itkisi ile 1. bölümü izledim...Hemen saracak değil ya dedim 2. bölümüde yarısına kadar izledim sonra araya ne girdiyse yarım kaldı...Kalış o kalış...Bir daha elim varmıyor izlemeye...

Ama şunu test ettim eğer bir dizi ilk bölümden sizi bağlamıyorsa (Prison Break,Dexter,Lost,Oz v.b.)
diziye alışmanız zor oluyor...Gidin Leverage,Mentalist,Flashpoint,Monk,Fringe,Luther,Hustle izleyin...Kafa yormayan kim kimdi dedirtmeyen eğlenceli tek bölümlük (Fringe istisna) diziler...Keyfinize bakın...Ama biraz daha itkilerseniz "Game of Thrones" u da bitirmeyi deneyebilirim...İtki lazım. :)

Alıntı yapılan: BAHADIR - 09 Ağustos, 2011, 17:22:09
Sırf Altın madalyon itkisi ile 1. bölümü izledim...Hemen saracak değil ya dedim 2. bölümüde yarısına kadar izledim sonra araya ne girdiyse yarım kaldı...Kalış o kalış...Bir daha elim varmıyor izlemeye...

Ama şunu test ettim eğer bir dizi ilk bölümden sizi bağlamıyorsa (Prison Break,Dexter,Lost,Oz v.b.)
diziye alışmanız zor oluyor...Gidin Leverage,Mentalist,Flashpoint,Monk,Fringe,Luther,Hustle izleyin...Kafa yormayan kim kimdi dedirtmeyen eğlenceli tek bölümlük (Fringe istisna) diziler...Keyfinize bakın...Ama biraz daha itkilerseniz "Game of Thrones" u da bitirmeyi deneyebilirim...İtki lazım. :)

Sevgili BAHADIR, dizi ilk 5 bölümde bana da eee sonra falan dedirtmişti fakat 6ıncı bölümden sonra epey açılıyor hele 9. bölüm müthiş, biraz daha zorla bakalım. Dexter ve Oz başka alemlerdir beğenmeyen sıkılan tarafımca itina ile tartaklanır :)

   Her kitap en az 1000 sayfa. Aslında ilk kitabın adı Game of thrones. Okumak çaba gerektiriyor. Hele Türkçesi yokken...

   Sabır iyidir Ömer. Bayılmasan bile beğenirsin.
   Bu arada madem bahsettin Fringe'e de bir not düşsene. Aylardır neden seyretmediğimi kendime soruyorum.

Şu an uzun uzadıya bir şey yazacak vaktim yok ama sadece Olivia karakterini oynayan Anna Torv'un gülümsemesi (tebessüm) için bile izlenir diyebilirim. ;)

Ayrıca 3. sezon (Lost gibi demeyelimde) bir garip bitti...3. sezonun finali bir hayli farklıydı...Hadi hayırlısı...Böyle bir dizi için iptal söylentileri nasıl çıkar anlamak mümkün değil...

Sevgili Umar kaçıncı sezon ve bölümde kaldın bilmiyorum ama acele yetiş...

1. sezon Supernatural gibi her bölüm kendi içinde ilerlerken bütünün parçalarını oluşturuyordu...2. sezon bir takım sorulara cevap bulmuşken 3. sezon da olay koptu nereye bağlarlar orasıda meçhul...  ;)

Game Of Thrones'a girmek biraz zaman alabilir. Cok fazla karakter var bir kere. Kim kimdi, hangi kral kime dusmandi, daha önce ne entrikalar dönmus vs derken kafa kalmıyor ilk baslarda, ama insan hikayeyi kafaya oturttuktan sonra sahane bir iktidar kavgasina dönusuyor dizi.

Lost, Prison Break vs gibi dizilerin formulu farklı, cliffhanger kültürü uzerine kurulu yapimlar, seyirciyi son dakikada "önumuzdeki bolumde ne olacak acaba" seklinde buyuk bir merak icinde birakarak bagliyor kendine.

2.sezon 15 nisanda başlıcakmış :(

  CNBC-E Eylül ayında saat 23'de yayınlayacağını açıkladı. Sağlam bir sansür olur herhalde. Yine de hayırlısı

Game of Thrones  Çok Güzel Bir Dizi , Amerikada Şuan 1. Sezon   10.Bölüm Sezon Finali Oynadı Ve 2. Sezon Bekleniyor  ...
R.R.Martin'in Çok Satan A Song Of Ice And Fire Serisinden Uyarlanan Bir  Dizi , Bende  Dizi Port'tan İndirip  Devamlı İzliyorum  Herkese Tavsiye Ederim  ...

Bende bu harika diziyi seyretmiştim,yeni bölümlerini merakla bekliyorum.

epsilon hız kesmeden diğer kitapların da çevirisine başlamış,
ilk sezonun bence tek kusuru böyle güzelce bir meydan savaşı göstermemesiydi,şöyle kesit kesit göreydik bir iyi olurdu

2. sezon çekimlerine başlanmış.

http://www.makinggameofthrones.com/production-diary/2011/8/30/back-to-work-on-the-set-of-game-of-thrones.html

   Şu anda Emmy ödül töreninin tekrarını onucu bilmediğim için eğlenceli oluyor. Cüce Lannister ödül kazanmayı başardı.
   İlgi çekici bir not. ABD'nde Game of thrones gibi aykırı dizilerin kanalı HBO'nun sahiplerinden biri de Mark Wahlberg'miş. Donuk bir oyunculuğu vardır, ama zeka ve öngörüsü iyiymiş

Mark Wahlberg'i Jennifer Aniston'la beraber oynadığı ama ülkemizde gösterime girmemiş 2001 yapımı Rock Star filmiyle takdir etmiştim. 80'lerdeki Rock müzik piyasasını anlatan Judas Priest'ten, Queen'e çeşitli göndermeler ve enfes coverlarla dolu bir filmdi.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942758743_bb51038097.jpg)

http://www.imdb.com/title/tt0202470/

Alıntı yapılan: kalidor - 20 Eylül, 2011, 11:30:34
Mark Wahlberg'i Jennifer Aniston'la beraber oynadığı ama ülkemizde gösterime girmemiş 2011 yapımı Rock Star filmiyle takdir etmiştim.

2001 demek istedin sanırım ;)

(https://live.staticflickr.com/65535/47942777792_0f0d782ee8_n.jpg)

Dün ben de Emmy ödül törenini izledim. Rumar'ın dediği gibi Peter Dinklage, yani cüce Tyrion Lannister, "en iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülünü almayı başardı.  İkinci ödül ise jenerik tasarımı dalında geldi. Buraya kadar güzel ama nasıl olurda en iyi orjinal jenerik müziği dalında "Game of Thrones" aday bile gösterilmez? Bu dalda ödülü "Borgias" aldı. Bir dinleyin ve kendiniz karar verin. Büyük haksızlık. Bana kalırsa "en iyi casting" dalı başta olmak üzere daha fazla ödül alması gerekirdi ama olmadı. Yine de 13 dalda aday gösterilmek de ayrı bir başarıydı. Aslına bakarsanız zaten hiç ödül almasa bile dizinin pek çok unsuru sevenlerinin gönlünde "taht" kurmuş durumda.   

Peter Dinklage dizide işini bilen, nispeten sosyal bir karakteri canlandırmasına karşın, ödül töreninde son derece çekingen ve içine-kapanık bir tavır sergiledi. Dinklage'ın tutukluğu bana sağlam oyuncuların kendilerine uzak karakterleri daha başarılı canlandırdıklarına dair okuduğum bir yazıyı hatırlattı. Gerçi adam haklı belki de, o kadar insanın karşısına çıkmak kolay değil. 

Bir de değinmeden geçemeyeceğim, şu "In Memoriam" kısmını harika yapıyor adamlar. İnsan bir ürperti hissediyor ensesinden sırtına doğru inen. Stephen J. Cannell, Leslie Nielsen, diğerleri, hele gencecik Andy'nin son derece zamansız gidişi...

Laf ölümden açılmışken, diziye hayran olduktan sonra bu yaz kitabının ilk cildini okumuştum.Bir yerde Tyrion ile kardeşi Jaime arasında şöyle bir diyalog geçiyordu, zamansız gidenlerden bahsedince aklıma geldi:

Jaime: "Çocuk yaşasa bile sakat kalacak. Hatta daha da kötüsü, belki de bir ucubeye dönecek. Temiz bir ölüm en iyisi."
Tyrion: "Ucubeler demişken, ben sana katılmadığımı söylemek zorundayım. Ölüm o kadar kesin bir son, öylesine mutlak bir ayrılık ki, yaşam bir ucube için dahi sonsuz vaadlerle dolu bir cennet sayılabilir."

Hayatın en güzel taraflarından biri de bu herhalde, her an iyi bir şeylerin olabilecek olması. Yılmaz Erdoğan'a atıfta bulunacak olursak "sevecek ihtimallerin hiç tükenmeyecek oluşu"

NOT: Kalidor, bu "Rock Star" filmini nasıl kaçırmışım ben yahu. Hatırlattığın iyi oldu. Listeme aldım.

Epsilon'la kısa bir röportaj gerçekleştirdim temmuz gibi. Anca paylaşıma sokuyorum. İlginizi çekebilir:

http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2011/10/epsilon-yaynevi-ile-game-of-thrones.html

   Bugün last phantom'un yeni sayısını okurken gördüm. Dynamite Game of thrones'un çizgi romanını yayınlamaya başlamış. İlgilenecek arkadaşlara duyurulur.

Alıntı yapılan: rumar80 - 21 Ekim, 2011, 22:51:06
   Bugün last phantom'un yeni sayısını okurken gördüm. Dynamite Game of thrones'un çizgi romanını yayınlamaya başlamış. İlgilenecek arkadaşlara duyurulur.

Bkz. bu başlığın 2. sayfasına  :)

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,3110.msg27455.html#msg27455

   Gördüm adminim.  ;D

(https://live.staticflickr.com/65535/47942783172_f0218927bb_o.jpg)

2. sezona 2 ay kaldı..

Trailer:http://fansshare.tumblr.com/post/14125036202/game-of-thrones-season-2-trailer (http://fansshare.tumblr.com/post/14125036202/game-of-thrones-season-2-trailer)

Off! daha çok var yaa :(

Ben Dynamite'den çıkan çizgiromanlarıyla avunuyorum.

Aslında 2 ay çok değilde,10 bölüm olunca ne zaman başladı ne zaman bitti anlamıyorum.Dexter'da aynı şekilde sinir oluyorum,sonra bekle taa 1 sene daha

(https://live.staticflickr.com/65535/47942809373_4363728ecf_o.jpg)

1 Nisan'a az kaldı.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942801697_aa3b3e8c78_o.jpg)

Alıntı yapılan: hanac - 26 Mart, 2012, 16:33:31
1 Nisan'a az kaldı.

1 Nisan da tam baslayacagi sirada, acilisdan sonra kocaman bir yazi ile "April Fool's Day" yazacaklar ve aslinda 2. sezonu cekmemisler butce olmadigindan, bizle dalga geciyorlarmis aylardir diye bir sey yasayacagim diye odum kopuyor

kesinlikle son 2-3 senedir en heyecanla bekledigim dizi bu.

Bir blog sitesinde bulduğum müthiş şiir. Şairi ne yazıkki bilmiyorum. Eddard Stark... Üşüyoruz Reyiz...

WINTERFELL'DEN YOLA ÇIKTI YİĞİTLER

reyizin piçi çıktı büyük duvara
sarı cüce düştü karıya kumara
haber salın ceymi denen davara
winterfellden yola çıktı yiğitler

yola çıkın çadırları toplayın
atlarılan ovaları kaplayın
drogo derler yiğit öldü ağlayın
winterfellden yola çıktı yiğitler

kuzeyde mavi gözlü iblis ürüdü
winterfelli bembeyaz kar bürüdü
reyiz öldü bir boz kurt uludu
winterfellden yola çıktı yiğitler...

anan vermiş öz dayına meyili
yok nasılsa olsa zinanın delili
cofri piçi senin günlerin sayılı
winterfellden yola çıktı yiğitler

ibne imiş şol lordların hepisi
yılan imiş robert reyizin karısı
seni bulacaam olm cofri sarısı
winterfellden yola çıktı yiğitler

jorah reyiz ak saçlıya boş değil
taze dula bu yaptığı hoş değil
gönül sevmiş,gizli sevda suç değil
winterfellden yola çıktı yiğitler

Boşuna dememişler Türk insanı yaratıcı olur diye.
Diziyi özetliyen çok güzel bir şiir.

(https://live.staticflickr.com/65535/47942851051_c5d62af7cc.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/47942850991_5eb1df8cfc.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/47942817737_98d916417d.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/47942850976_c697a32a57.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/47942832503_91970d761f.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/47942817797_cdf203786d.jpg)

  Dün gece saat 01.00'de Star TV'de birinci sezon yayınlanıyordu.

 Torrent sağolsun ilk iki bölümü izledim,hikaye biraz yavan başladı ama normaldir fırtına öncesi sessizlik.Yalnız hikayede özellikle 2. bölümde cinsellik dozu baya bir artmış,Spartacus izlenimi uyandırdı bana.Bir de forumları takip edenler dikkat etsin,kitabı okuyan bazı aklıevveller spoiler demeden herşeyi anlatıp zevkinizi Jon Snow edebilirler aman deyim.

ilk 2 bölümde gena halde sıkıldım açıkçası. çok laf az iş bu 2 bölümün özeti. ama daha da yeni başladı 2. sezon daha da heyecanlanacaktır diye düşünüyorum.

beklentiler farkli insanlarda iste

ben ikinci bolumu henuz izleyemedim ama ilk bolume bayildim yine

aksiyondan cok politik, stratejik diyaloglar hosuma gidiyor sanki

iyi aksiyon olursa ona da hayir demem tabii

ilk bolum (saniyorum ikicnisi de) yaklasan firtinanin oncesinde biriken gerilimi anlatiyor ki, temel ne kadar saglamsa, ilerideki firtinadan o kadar zevk alinir

3. ve 4. bolumde boyle aksiyonsuz ilerlese sikayet etmem bu acidan :)

Yeni sezona nihayet başlayabildim. Şimdilik şu kadarını söyleyebilirim:
Peter Dinklage müthiş oynuyor.

Her sahne alışında bakalım ne diyecek dedirten bir karakter.
İkinci bölümde muhafızbaşıyla  bir diyaloğu vardı, bayıldım:

Dikkat spoiler etkisi olabilir..

Muhafızbaşı-He tried to buy my loyalty
Tyrion Lannister-A fool, he had no idea you were already bought
Muhafızbaş-You cant question my honor!
Tyrion Lannister-I'm not questioning it, I'm denying its existence..!

Alıntı yapılan: Peyami - 11 Nisan, 2012, 00:06:32
Yeni sezona nihayet başlayabildim. Şimdilik şu kadarını söyleyebilirim:
Peter Dinklage müthiş oynuyor.

Her sahne alışında bakalım ne diyecek dedirten bir karakter.
İkinci bölümde muhafızbaşıyla  bir diyaloğu vardı, bayıldım:

Dikkat spoiler etkisi olabilir..

Muhafızbaşı-He tried to buy my loyalty
Tyrion Lannister-A fool, he had no idea you were already bought
Muhafızbaş-You cant question my honor!
Tyrion Lannister-I'm not questioning it, I'm denying its existence..!

Kesinlikle katılıyorum adam çok iyi oynuyor bildiğim kadarıyla geçen sezon altın kürede kazandı bu role cuk oturmuş karakterde çok başarılı.

İlk iki bölüm neyse de 3. bölümde acaip derecede sıkıldım. Aynı şekilde devam etmez inşallah :P

4. bölumun final sahnesi cok ilgincti.

Bi de Daenerys Targaryen'in Qarth kapilari önundeki sahnesi cok hosuma gitti.

Bi de Stannis kardeslerin bulusmasi :)

Seviyorum bu diziyi, yavas da olsa, bizi özel efektlere bogmasalar da seviyorum :)

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 23 Nisan, 2012, 22:05:45
4. bölumun final sahnesi cok ilgincti.

Bi de Daenerys Targaryen'in Qarth kapilari önundeki sahnesi cok hosuma gitti.

Bi de Stannis kardeslerin bulusmasi :)

Seviyorum bu diziyi, yavas da olsa, bizi özel efektlere bogmasalar da seviyorum :)

gun gece bitirdim ben de 4. bolumu ve yukaridakilerin hepsine katiliyorum :)

Dizideki tek elestirebilecegim nokta, bazan bazi detaylarda gereginden fazla zaman harcayip, daha onemli olaylari anlatabilecekleri olaylara zaman birakmiyor olmalari. 2. bolumde mesela genelevde bir hayat kadinina 5 dakika eski ve onemsiz bir olay anlatildi ismini unuttugum genelev sahibi tarafindan. 4. bolumde joffrey in fahiselere eziyet ettigi yer de gereksiz uzundu.

Gereksiz gözüken sahneler belki ilerde bir konuya bağlanabilir belli mi olur? :)

Ben özellikle kostüm ve diğer konsept tasarımların kalitesini çok beğeniyorum. Bir dizi için oldukça kaliteli ve neredeyse bir film bütçesi harcanmış fikrini uyandırıyor.

Spoiler - İpucu - Supoyler - İpinucu

8. bölümün sonuna kadar izledim.

İlk sezona göre tempo daha düşük ama bu normal.

İlk sezonda 1 kral ve başrolde Ned Stark var idi.

Her ikisi de ölünce, başrol oyuncusu kalmadı.

Şimdi 4-5 kral var ama gidişat çok iyi.

Başrolde sevgili cücemiz var.

Adam muhteşem oynuyor vallahi.

Her turlu ihtimale karsi yukardaki mesajda önemli kismi beyaza cevirdim. :)
9. bölume basliyorum birazdan.

9. bölumde aksiyona doyacaksiniz arkadaslar, simdiden vereyim gazi.
Tum bölum savastan ibaret.

    Aksiyonu son iki bölüme saklamışlar demek ki

    Yahu ne vardı sene de 20 bölüm olaydı  :(

Nefis bir 9. bölüm. Aksiyon dozu yüksek tutulmuş olmsına karşın, önemli diyaloglar da vardı. Zaten bu dizinin en has taraflarından birisi akıllıca diyalogları bana kalırsa. Aksiyon hiç olmasa da çok aramam şahsen.

Tyrion'a saygım  katlanarak büyüdü bu bölümle. Hele o son sahnenin muhteşemliği ve bittiğinde çalan yüzlerce kez dinlenesi "The Rains of Castomere" parçası. Bu ne güzelliktir yahu...

En eğlenceli sahne ise  psikopat Joffrey'nin dut oluşunu görmekti. Bir pantolonuna ıslatmadığı kaldı küçük beyin.

"f..k the King..!"

Sakın kaçırmayın..

Alıntı yapılan: Peyami - 30 Mayıs, 2012, 17:41:39
Sakın kaçırmayın..

Bu akşam 9. bölümü izleyeceğim.

Bu bol itkili  bölümü yetişebilirsem seyretmek istiyorum.

9. bölümü izledim.

Aksiyon istediniz buyurun size aksiyon demişler.

Sadece bu bölümü ünlü yönetmen Neil Marshall'a yönettirmişler.

Daha ne olsun ?

Half Man, Half Man, Half Man

Ek olarak,

Bu bölümün imdb not ortalaması 9.8

Sanırım bu bile birşeyler anlatıyor.

İmdb, oyuncuları Peter Dinklage ve diğerleri diye ikiye ayırmış.

http://www.imdb.com/title/tt2084342/

Muhtesem bir sezon finali yapmislar. 2. sezonun duragan havasini son 2 bölumde toparlamis adamlar.

Sezon finalinin son sahnesine 10 uzerinden 15 veriyorum.

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 04 Haziran, 2012, 18:41:43
Muhtesem bir sezon finali yapmislar. 2. sezonun duragan havasini son 2 bölumde toparlamis adamlar.

Sezon finalinin son sahnesine 10 uzerinden 15 veriyorum.

2. sezonu bitirdim.

Şimdi işin yoksa Nisan 2013 e kadar bekle.

Emre sadece son sahne degil, son 10 dakikasina diyelim mi zira dracarys gibi bir efsanevi sahne de var malum

o ne sahneydi oyle, defalarca izledim arka arkaya

10 uzerinden 15 veririm ben de son bolume

Dizi 10 bölüm olunca tadı insanın damağında kalıyor. Ama kalitesini de bu şekilde koruduğunu düşünüyorum. Kitapları henüz okumadığım için, senaryo uyarlamasının karşılaştırmasını yapamam, ama hikayeye de belli oranda sadık kalmaları gerekiyor. Tıpkı LOTR gibi, her kitaba 3-4 saatlik bir film şeklinde de çekilebilirmiş.

Dün gece soluksuz izledim

Gerçekten de son sahne enfesti ama yinede benim favorim 9. bölüm

Kitabını forumda okuyan var mı?Şimdi 2. kitap bitmiş mi oldu?

Alıntı yapılan: NIC 39 - 05 Haziran, 2012, 08:53:25
Kitabını forumda okuyan var mı?Şimdi 2. kitap bitmiş mi oldu?

İşyerinde bir arkadaş okuyor.

Kitap ile % 95 uyumlu gidiyormuş ve evet şimdi 2. kitap bitti.

Kitapla hiçte uyumlu gitmiyormuş Behzat'ım bakma Hanac'ın dediğine.Tercümanı Sibel Alaş kitapla uyumlu gitmeye çalışsa da kitabın yanına yaklaşamamış bir yapım olduğunu söylemişti. ;)

Genel olarak ilk sezonun tadını yakalayamasam da son 2 bölümle zirve yapmayı başardı dizi. Hele hele o son sahne muhteeşm ötesiydi yahu  :D

Kitaptaki her şeyi yansıtamazlar zaten ama hiçte uyumlu olmamasına şaşırdım doğrusu (efektide verim tam olsun  :o :o :o)

Son iki kitabın halen yazıldığını öğrendiğimde de şaşırmıştım ( :o :o :o :o)

Sabah sabah altınmadalyona bu kadar katılım bu ne aşk maşallah buna daha çok şaşırıyorum  :o :o :o :o :o :o :o ,bende kızım kucağımda yazıyorum şu an  :D

Ben Sibel Alaş'ın röpotajını okumuştum.Orada çok önemli karakterlerin dizide ya çok az göründüğünü yada görevlerini yansıtamadıklarını söylemişti.

Ilk kitabi yarisina kadar okudum, sahne sahne, cumle cumle aktarildigini gördugumde kitabi okumayi birakmistim ama 2. sezon da baya bi degisiklikler yapmislar. Kimi önemsiz karakterler abartilmis, asil gorulmesi gereken tipler az gosterilmis vs. Sonucta ana olaylarin akisi ayni ama detaylarda baya bi oynama yapilmis.

Gerci tum bu degiiklikler yazar George RR Martin'in gözetiminde yapiliyor bildigim kadariyla. Dolayisiyla cok korkacak bisey yok.

Son iki bölümü henüz vakitsizlikten seyretmedim, ama sizin gazınızla dün son bölümün sonlarına baktım biraz,  :o  En kısa sürede seyredeceğim...

Biz 3. sezonu bekleyeduralım, HBO konsept tasarımları, Storyboardlar, karakter tanıtımlarının vs. yer aldığı bir kitap çıkartmış.
işte tanıtım filmi : http://www.hbo.com/game-of-thrones/about/video/inside-hbos-game-of-thrones-hardcover-book.html

Alıntı yapılan: BAHADIR - 09 Ağustos, 2011, 17:22:09
Sırf Altın madalyon itkisi ile 1. bölümü izledim...Hemen saracak değil ya dedim 2. bölümüde yarısına kadar izledim sonra araya ne girdiyse yarım kaldı...Kalış o kalış...Bir daha elim varmıyor izlemeye...

Ama şunu test ettim eğer bir dizi ilk bölümden sizi bağlamıyorsa (Prison Break,Dexter,Lost,Oz v.b.)
diziye alışmanız zor oluyor...Gidin Leverage,Mentalist,Flashpoint,Monk,Fringe,Luther,Hustle izleyin...Kafa yormayan kim kimdi dedirtmeyen eğlenceli tek bölümlük (Fringe istisna) diziler...Keyfinize bakın...Ama biraz daha itkilerseniz "Game of Thrones" u da bitirmeyi deneyebilirim...İtki lazım. :)

Demişim;

Alıntı yapılan: ErenKoyunoglu - 09 Ağustos, 2011, 17:30:23
Sevgili BAHADIR, dizi ilk 5 bölümde bana da eee sonra falan dedirtmişti fakat 6ıncı bölümden sonra epey açılıyor hele 9. bölüm müthiş, biraz daha zorla bakalım. Dexter ve Oz başka alemlerdir beğenmeyen sıkılan tarafımca itina ile tartaklanır :)

Demiş;

2. sezonu herhalde 1- 1-5 ay kada önce bitirdim...Denildiği gibi 4. bölümden sonra dizi bir çoşuyor, durdurabilene aşk olsun...Ben sözümü geri alıyorum...Harbiden tartaklanmayı haketmişim...Kalmışmış...Elim varmıyormuşmuş...Pöh!...Tam dayaklıkmışım...Hatta Murat abinin deyimi ile eşşeği suya gönderip başına da birini dikmek lazımmış...

Kesinlikle kitabını okuyun derim. Dizi ilk sezonunda kitaba sadık ilerlemiş, ikinci sezon bir kısım değişiklikler içersede konuya sadık kalınmaya çalışılmış gibi. Ama önemli sayılabilecek bazı karakterler ve olaylar dizide kullanılmamış. Gene de bir tv dizisi için başarılı bir uyarlama olduğu gerçeği değişmiyor tabi. Kitaba paralel gideceğini varsayarak müthiş bir üçüncü sezon beklediğimi belirtmeliyim.

3. Sezon yine Nisan' da mı başlayacak acaba? Bekle, bekle nereye kadar? :)

Kendi cevabımı kendim buldum. :D

"Game of Thrones Season 3 premieres March 31, 2013 on HBO."

   Demek ki bu sefer Nisan'a kadar beklemeye gerek olmayacak.  ;)

Bir gün, bir gündür değil mi? ;)

Alıntı yapılan: rumar80 - 30 Ağustos, 2012, 08:08:11
   Demek ki bu sefer Nisan'a kadar beklemeye gerek olmayacak.  ;)

amerika 31 mart, 1 nisan'da bizde torrente duser :)

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 30 Ağustos, 2012, 14:23:37
amerika 31 mart, 1 nisan'da bizde torrente duser :)

Çok ayıp, çok. Sanatçının emeğine saygı lütfen :)

Gece gündüz demeden yemeden içmeden 2. sezonu bitirebildim.Şunu diyebilirim adamlar yapmış arkadaş.Ne dizi ne kurgu ne görüntü.Enfes kelimesi yetersiz kalıyor.Dizi yavaş başlamasına karşın gümbür gümbür devam edip nefes kesici bir sonla bitti.3. sezonu nasıl bekleyeceğim bilemiyorum.Bence diğer sezon işin içine büyü,canavarlar ve doğa üstü güçlerin girmesiyle doruğa çıkacak.Bekleye bekleye göreceğiz artık...

Alıntı yapılan: NIC 39 - 05 Haziran, 2012, 08:53:25
Dün gece soluksuz izledim

Gerçekten de son sahne enfesti ama yinede benim favorim 9. bölüm

Kitabını forumda okuyan var mı?Şimdi 2. kitap bitmiş mi oldu?

ben de ikinci sezon finalindeki "dracarys" sahnesinden sonra "bu ne lan bu kadar karakter altyapi fantastik bilimkurgu lord of the rings allah allah" demek suretiyle bir hışım A Song of Ice and Fire serisini aldim box set olarak D&R'dan...
Turkce cevirisini almama sebebim cevremden duyduklarima gore oldukca egreti durmasi; örneğin bazı şehir isimlerini birebir çevirmişler ve siritmis.. dolayisiyla ingilizce bilenlere yazildigi dilde okumalarini tavsiye ederim..

kitaptan ipucu asla vermem merak etmeyin; sadece sunu soyleyeyim: diziyi çok mu sevdiniz? Hayran mi kaldiniz? UNUTUN! Bu kitap cooook coook daha fazlasi!!! Gunes demis ya adamlar yapmis diye :) esas soyle demek lazim; Martin yazmis arkadas :)))

ilk sezon neredeyse %95lik bir ilkkitaba sadik kalma orani var, ikinci sezon ise önemli oranda ikinci kitap A Clash Of Kings'i takip ediyor, ama hatri sayilir miktarda farkliliklar var. Lakin bence ana akışı bozacak düzeyde değil...

ikinci sezon bittiğinde nisana çok var diye üzülürken şimdi kitaplari yavaş okumaya calisiyorum zira şu anda 5. kitap yayinlandi ve insanlar 6. kitabı bekliyor...

bu arada bir yorum daha eklemek isterim; bence esas dizilik senaryo tüm Westeros halkının farklı ataları (First Men, Andals, Children of the Forest vb.) hakkında çıkar.. Özetle; adam bildiğiniz ayrı bir evren ve o evrene de kapsamlı bir tarih yaratmış...

Tex okumaya ara vermeme sebep oldu bu seri o kadar diyim siz anlayin :)

bu arada üçüncü sezon için; üçüncü kitabın ilk yarısını işleyecek diye okudum nette..
üçüncü kitap ilk kısım: A Storm of Swords: Steel and Snow (kiliclarin firtinasi: celik ve kar)

konyakfıcilari ben de kitaplara çok hevesleniyorum... da bir girersem, LOTR ve "Sword & Sorcery" hayranı olarak içinden çıkamam diye korkuyorum.

D&R'dan ben de İngilizce kitapları sipariş verdim. 3. Sezon başlayıncaya kadar bayağı meşgul eder

Alıntı yapılan: nacho_grande - 08 Eylül, 2012, 10:27:29
konyakfıcilari ben de kitaplara çok hevesleniyorum... da bir girersem, LOTR ve "Sword & Sorcery" hayranı olarak içinden çıkamam diye korkuyorum.

dun aksam itibariyle a storm of swords da bitti... a feast for crows'a baslayacagim; yeni sezondan once kitaplar bitmis olacak sanirim...
yalniz 6. kitap henuz yazilmadi ve G.R.R Martin de yazacaga pek benzemiyormus :)

        Wikide şöyle birşey var

#   Başlık                                          ABD baskısı
1.   A Game of Thrones                          Ağustos 1996
2.   A Clash of Kings                         Şubat 1999
3.   A Storm of Swords                           Kasım 2000
4.   A Feast for Crows                         Kasım 2005
5.   A Dance with Dragons              Temmuz 2011
6.   The Winds of Winter   (Çıkacak)
7.   A Dream of Spring           (Çıkacak)

The winds of winter'ın birkaç sayfası Martin'in web sayfasında yayınlandı. Son kitap içinse Martin ömrüm yetmezse şu şekilde bitirmeyi planlıyorum diye dizi yapımcılarına iletmiş. Kitap bitmezse de dizi biter yani :)

Alıntı yapılan: kalidor - 13 Eylül, 2012, 09:00:34
The winds of winter'ın birkaç sayfası Martin'in web sayfasında yayınlandı. Son kitap içinse Martin ömrüm yetmezse şu şekilde bitirmeyi planlıyorum diye dizi yapımcılarına iletmiş. Kitap bitmezse de dizi biter yani :)

Allah uzun ömür versin inşallah çünkü yayıncılara kalırsa diziye sulandırabilirler

Neme lazım öyle bir durumda son sezonlarda Bihter ve Behlül'ü bile görebiliriz  dizide  :P

"The Season 3 Battles Have Begun in Northern Ireland"

http://www.makinggameofthrones.com/production-diary/2012/9/13/the-season-3-battles-have-begun-in-northern-ireland.html?cmpid=ABC587 (http://www.makinggameofthrones.com/production-diary/2012/9/13/the-season-3-battles-have-begun-in-northern-ireland.html?cmpid=ABC587)

Romanı Türkçe okuyacaklar için duyuralım Kargaların Ziyafeti 1 ve 2 ön siparişte!

3. sezon için geri sayım başladı.İlk bölüm 31 Mart'ta.

http://www.dailymotion.com/video/xvkshw_game-of-thrones-in-3-sezon-ilk-fragamany_news#.URjIMfJDiCc (http://www.dailymotion.com/video/xvkshw_game-of-thrones-in-3-sezon-ilk-fragamany_news#.URjIMfJDiCc)

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=5m_53YZcDsg

3. sezon fena geliyor, ordular toplanıyor, saflar belirleniyor...az bir gün kaldı şunun şurasında :o

Adamlar ne dizi yapti be kardesim

Efsane

Ejderhalar da buyumeye devam ediyor ve cgi lar kusursuz iyi

Bir de şunu izleyin:

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=i4GkA6rIPDc

Şu yeşil perdeden bizim dizi yapımcılarına da versek, tüm iş oradan çıkıyor  :D

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=QVCnaXCmZLs

uzatılmış fragman.

Kaldı 14 gün  ;)

http://www.youtube.com/watch?feature=endscreen&v=lCQnSokNfXY&NR=1

http://www.youtube.com/watch?v=wfSXhMzWoA4

Game Of Thrones Season 3: Trailer #2

http://www.youtube.com/watch?v=R4XSeW4B5Rg

Alıntı yapılan: Mic-Har - 18 Mart, 2013, 16:21:41
Game Of Thrones Season 3: Trailer #2

http://www.youtube.com/watch?v=R4XSeW4B5Rg

Bagirta bagirta geliyor sezon 3

Iddialiolacak ama friends den gelmis gecmis en iyi fantastik TV serisi olur bu got

http://www.youtube.com/watch?v=0b3hx92Xqdc

Bekleme bitti diyorda daha 5 gün var.

Ejderhalar uçmaya başladı :D

Alıntı yapılan: designer73 - 01 Nisan, 2013, 13:24:08
Ejderhalar uçmaya başladı :D

...ve de balıklarını çok pişmiş seviyorlar.. :)

NTV Gece Gündüz programında Sibel Alaş yeni kitabın eli kulağında demiş. Diziyle alakası yok gerçi ama benim gibi kitabı bekleyenlere ufak bi müjde olsun. :)

Alıntı yapılan: designer73 - 04 Nisan, 2013, 12:31:35
NTV Gece Gündüz programında Sibel Alaş yeni kitabın eli kulağında demiş. Diziyle alakası yok gerçi ama benim gibi kitabı bekleyenlere ufak bi müjde olsun. :)

Programı izlemiştim eli kulağında dedide nerden baksan en az 2-3 ayı var gibi.

3. sezonun ilk 3 bölümünü geride bıraktık. Tempo geçen sezon gibi yavaş başladı ama bir taraftan da olayları bir bir örüyorlar. Son bölümde Jamie Reyiz'le beraber biz de dehşete düştük :o Bu kadar çok karakter ve olay olunca ve bunların çoğundan tek başına bir dizi çıkacağından 40-45 dakika az geliyor maalesef.

Sezonun 4. bölümünü izlemeyen kalmamıştır sanırım. Ne muhteşemdi o son sahne yahu.

-Valyria dili mi konuşuyorsun?
Daenerys Fırtınadadoğan:
-Ben Eski Valyria kanına sahip Targaryen Hanesi'nden Daenerys Fırtınadadoğan. Valyria dili benim ana dilimdir.
-Lekesizler!
-Öldürün sahipleri,
-öldürün askerleri,
-kamçısı olan kim varsa öldürün...
-ama hiçbir çocuğa dokunmayın.
-Gördüğünüz her kölenin zincirini çözün!
-Dracarys.

Ipad e attim 4. bolumu ve son 10 dakikalik kismi yaklasik 10 kere izledim son bir haftadir

İzlenir valla.  8)
Yalnız Corç amca ilerleyen vakitlerde Daenerys'inde başına bir işler açarsa pis söverim kendisine. Adam iyileri öldürtmekten zevk alıyor sanki. Gerçi şimdiye kadar yazılan kitaplarda (en azından benim okuduklarımda) Daenerys ile ilgili bir katakullisine rastlamadım ama gene de şüphe duyuyor insan.

Sezonu yarıladık artık düğünleri bekliyorum. Sezon finali kızıl düğün ile yapılır gibi geliyor bana.

Alıntı yapılan: Mic-Har - 30 Nisan, 2013, 20:25:41
Sezonu yarıladık artık düğünleri bekliyorum. Sezon finali kızıl düğün ile yapılır gibi geliyor bana.

Aynen, muhtemelen kızıl düğün olur. Yıllarca unutulmayacak bir sezon finali  :)

Alıntı yapılan: dean - 30 Nisan, 2013, 20:57:37

Aynen, muhtemelen kızıl düğün olur. Yıllarca unutulmayacak bir sezon finali  :)

Yeni sezonu beklerken düğünün coşkusuyla o mutluluk yeter bize :D

Alıntı yapılan: Gambit - 30 Nisan, 2013, 19:39:42
Ipad e attim 4. bolumu ve son 10 dakikalik kismi yaklasik 10 kere izledim son bir haftadir

3. sezonu biraz daha biriktirip izleyecektim ama şimdi çok merak ettim.

Bu hafta sonu izlemeye başlayayım bari.

8. bölümle ilgili interneti kurcalarken bunu buldum

Mahmud Asrar

(https://live.staticflickr.com/65535/47942890693_b065cb1f3a.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/47942890663_589fd71a91.jpg)

Birşey daha: Sibel Alaş çevirinin bittiğini, kitabın mizampaj aşamasında olduğunu duyurmuş ;)

Mahmud Asrar çalışmalara devam ediyor bu seferde Ygritte

You Know Nothing, Jon Snow

(https://live.staticflickr.com/65535/47942915741_cf5781fca5_z.jpg)

7. bolumu izledim,

ejderhalar gozle gorulur sekilde buyuyor, sirf su ejderhalar icin bile izlenir bu dizi

Adamın hası Jamie Reyiz'miş, 7. bölümde iyice anlaşıldı  :)

Mahmud Asrar'dan Kralkatili

Kingslayer

(https://live.staticflickr.com/65535/47942905783_f6324f3e10_z.jpg)

3. sezonu bitirdim.

İlk iki sezona göre tempo düşük idi.

Ama güzel bölümlerde olmadı değil;

Bence zirve 9. bölümdeki düğün ile yapıldı.

Bu düğünün etkileri yıllarca sürecektir.

--1.9 ve 3.9'a dair spoiler.
Arkadaş yazarın şu Stark'larla alıp veremediği nedir? Ned Stark'ın ölümünden sonra daha sarsıcı bir bölüm olamaz diyordum. Ama olabiliyormuş meğer... Ve olabilmesi için daha fazla Stark ölmesi gerekiyormuş :o

bir spoiler da ben vereyim kaynak vikipedi :D :D

joffrey ölüyormuş tahta o küçük velet geçiyormuş :D :D

Başlangıç tarihi duyuruldu ; 6 Nisan 2014. İki gün sonra da tam fragman yayınlanacak. Fragmandan görüntüleri de alttaki linkten görebilirsiniz.

http://www.comicbookmovie.com/fansites/notyetamovie/news/?a=92719 (http://www.comicbookmovie.com/fansites/notyetamovie/news/?a=92719)

Game of Thrones Season 4: Trailer #1 Announce Tease (HBO) (http://www.youtube.com/watch?v=Ih3WsEKmID0#ws)

Artık fragmanın fragmanını veriyorlar :D

Game of Thrones Season 4: Trailer #1 (HBO) (http://www.youtube.com/watch?v=xZY43QSx3Fk#ws)

Ve 4. sezon fragmanı.

paylaşım için sağolun :) ama ben galiba beğenmedim yeni sezonu :D

fragmani guzel yapmislar.

-spoiler-

İlk bölüm kitabı okumayanları şok edecek düğünle başlarsa efsane bir giriş olur. Tyrion'ın yargılanma bölümleri güzel olacaktır. Sör Gregor Clegane ve Kızıl Yılan Oberyn Martell dövüşünüde merakla bekliyorum. Ayrıca Sur'a saldırıda bu sezonun önemli olaylarından. Biraz da Arya'nın maceralarından gösterirse başkada bir şey istemem.

-spoiler-

Bu sefer gaza gelmedim.

Daha iyi bir fragman istiyorum.  :)

 Ben beğendim.

Fragmanın yayınlanma tarihi çok manidar.

Game of Thrones Trailer #2 - Vengeance (HBO) (http://www.youtube.com/watch?v=d2ZNaLQD60Y#ws)

A new season  begins April 6

4. sezondan yeni karakter afişleri yayınlandı. Linkten ulaşabilirsiniz.

http://hollywoodlife.com/pics/game-of-thrones-season-4-posters/# (http://hollywoodlife.com/pics/game-of-thrones-season-4-posters/#)!1/game-of-thrones-season-4-posters-4/

kitaplarını okuyanlar söyleyebilir mi?
>dizi ile kitabı arasında fark var mı?
>diziyi seyrettikten sonra kitabını okusam aynı zevki alır mıyım?

Alıntı yapılan: afu - 27 Şubat, 2014, 08:46:39
kitaplarını okuyanlar söyleyebilir mi?
>dizi ile kitabı arasında fark var mı?
>diziyi seyrettikten sonra kitabını okusam aynı zevki alır mıyım?

Ufak tefek birkaç da büyük değişiklik var. Ben kitapları okumaya 1. sezondan sonra başlamıştım nispeten ilk sezon kitaba daha sadık çekilmişti yinede kitaptan çok fazla haz alıyorsunuz kitapları şiddetle tavsiye ederim.

Evet kitabın yerini her zaman olduğu gibi hiç bir şey tutmaz Kitabı filmden öncede sonrada okuyabilirsin ve farkı daha rahat görceksin

Alıntı yapılan: afu - 27 Şubat, 2014, 08:46:39
kitaplarını okuyanlar söyleyebilir mi?
>dizi ile kitabı arasında fark var mı?
>diziyi seyrettikten sonra kitabını okusam aynı zevki alır mıyım?

  Kitap diziye beş basar. George R.R. Martin'in yeteneğine hayran kalmamak elde değil. Kitapları şiddetle tavsiye ederim.

Game of Thrones Season 4: Trailer #3 - Secrets (HBO) (http://www.youtube.com/watch?v=xIASaUUwklk#ws)

İlk gölüm dün ekranlara geldi. Aşağıda da ikinci bölüm fragmanı var.

Game of Thrones 4x02 Promo ''The Lion and the Rose'' (HD) (http://www.youtube.com/watch?v=YZd7okKkGmI#ws)

  Bölüm sonundaki olayla seyirciyi şoka sokan Game of Thrones 3. bölümü ile devam edecek. İkinci bölümü izlemeyen fragmanı izlemesin spoiler var.

Game of Thrones season 4 episode 3 promo ''Breaker of Chains'' (http://www.youtube.com/watch?v=QCi65nFm7Co#ws)

uff, bayaa SIKICI olmaya mi basladi bu sezon ne ?

izlerken SIKILMIYORUM ama beklentim cok yuksekti sanki bu sezondan ve su ana kadar oldukca yavas gidiyor

son 2 bolumdur ejderha goremedik, dogru durust bir savas, catisma goremedik

entrika izleyeceksek zaten Muhtesem yuzyil da adiligin bini bir para

Bu sezon dediğin gibi beklentinin altında yine. O kadar çok karakter var ki bazılarına sıra gelmiyor bile. Büyücüsüz, ejderhasız salt aksiyon için Vikingleri tek geçerim.

"All Hail King Ragnar Lothbrok"  :D

s04e06yi izledim simdi, harika olmus, bu sezon begendigim ilk bölum heralde.

Tyrion'ın tiradı sezona damgasını vurdu. Trial to combat. Allah Allah ! :D

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 13 Mayıs, 2014, 01:40:55
s04e06yi izledim simdi, harika olmus, bu sezon begendigim ilk bölum heralde.

harika olmasa da bu sezon adam gibi bir bolum izledik gibi oldu evet

en azindan ejderha vardi

Dun bu bölumun ustune dayanamadim kitaplarin özetlerine baktim, artik kim, nerde, ne zaman, nasi ölecek herseyi biliyorum :)

Arkadaşlar 8. bölümü demin izledim ya bunu yazan adam herhalde manyak.Gene manyak bir son hazırlamış tam sizin istediğiniz ve düşündüğünüz gibi giderken BAM!!!! noluya yav lan nasıl bir son bu falan oluyorsunuz.Bu akşam ki bölümü çok seveceğinizden eminim.Çok ama çok iyi bir sona hazır olun.

Bu son kitapta beni çok fazla etkilememişti ama izleyince feci oldum :)

Vay hayvanın emzirdiği vayyyy :o

!!!Ağır spoiler içerebilir, aman dikkat!!!

Yaw forumdaki doktorlar veya konuya karşı özel ilgili olan arkadaşlar, bir kafa öyle patlar mı ya, bilimsel açıdan var mı bunun doğruluğu?  :D Conan'ın hiç kafa patlattığını görmedim mesela ;D

Sezon 4 Bölüm 9'u izledim.

Baştan sona Duvar'da geçti, Jon Snow olaya el koydu.

Sırf aksiyon olan bir bölümdü, yönetmen olarak da hemen Neil Marshall görevlendirilmiş.

İlk 5 e girecek kadar iyi bir bölüm idi.

Henüz 9u izlemedim ama Hasan abinin yazdıklarına göre klasik 9. bölüm büyük ses getiren ölümü olmamış, demek ki 10. bölüme sakladılar.

10. Bölüm ile 4. sezonu bitirdik.

5. sezon Mayıs 2015 de başlayacakmış.

Şu kadarını yazayım, epey kişi öldü.

Ölenler arasında büyük sürprizler var.

Yazar kitabını death note gibi kullanıyor ;D ;D ;D

5. sezon fragman;

https://www.youtube.com/watch?v=A0pLbTXPHng

Fragman güzel, deli bir sezon olacak gene :o

Bu fragmanı izledikten sonra gelde Mayısa kadar bekle şimdi...

En güzel dizi bence ...Ama kitabı dahagüzel

Kitabı okuyanlar dizinin fragmanını biraz yorumlasa iyi olurdu(çokda spoiler vermeden)

Game Of'ta spoilersız yorum olmaz ama tek cümle ile "gerilim kaldığı yerden devam ediyor" gibi...

Alıntı yapılan: BAHADIR - 31 Ocak, 2015, 21:54:34
Game Of'ta spoilersız yorum olmaz ama tek cümle ile "gerilim kaldığı yerden devam ediyor" gibi...

Az önce yazdım sonra geri sildim. Ne yazsan spoiler ;D

Buzdan Taht ile Game of Thrones Tanıtımı

ABD'li HBO kanalında yayınlanan ve 2011 senesinden bu yana reyting konusunda hiçbir problem yaşamaksızın yoluna devam etmekte olan Game Of Thrones dizisi, hayranlarına ve diziyi izlemeye yeni başlamak isteyenlere yönelik yeni bir atılım daha yaptı. Dizi yapımcıları 4. sezon Blu-Ray ve DVD'sini yayınlamaya hazırlanıyor. Bu ürünün tanıtımı ise oldukça şaşaalı bir şekilde yapıldı ve birçok Game of Thrones takipçisi tarafından takdirle karşılandı.

Buzdan ve Metalden Tahtlar Her Yerde

23 Şubat tarihinde yayınlanacağı belirtilen Game of Thrones DVD ve Blu-Ray çalışmaları, buzdan ve metalden tahtların eşliğinde tanıtıldı. Heykeltraşlar yardımı ile yapılmış olan bu tahtlar, yedi krallığın da kralının oturduğu tahtın birebir kopyası. Londra'da yapılmış olan bu çalışma güvenlik şeridi ve koruma gibi yöntemlerle de koruma altına alınmadı ve hayranların istediği gibi dokunmasını, oturmasını ve hatta fotoğraf çektirmesi serbest hale getirildi.

İçinde Sadece Bölümler Olmayabilir

İçinde Game of Thrones oyuncuları ve set ekibiyle yapılan röportajların, kesilmiş bazı sahnelerin ve kamera arkası görüntülerinin de bulunacağı tahmin edilen DVD ve Blu-Ray'lerin sadece dizi bölümlerini barındıran basit bir çalışma olmayacağı düşünülmekte. Tanıtımın büyüklüğü de bunun bu kadar basit bir şekilde tasarlanmadığını kanıtlar nitelikte diyebiliriz.

#TakeTheThrone Tagı Twitter'ı Salladı

Üstelik yapılan tanıtım bununla da sınırlı kalmış değil. Twitter'da açılan bir hashtag sayesinde hayranlar da konuyla ilgili görüş bildirme ve çeşitli paylaşımlarda bulunabilme imkanına sahip oldular. #TakeTheThrone olarak ortaklaşan hashtagler ise farklı farklı yerlerde hem buzdan, hem de metalden yapılmış olan Game of Thrones tahtlarının üzerine oturan hayranların resimlerini de içermekte. Bu özel günü tahtlarla fotoğraf çektirerek ölümsüzleştirmek isteyen birçok kişinin fotoğrafı da sosyal medya içinde yerini bu şekilde aldı.

Hayranlarının DVD tanıtıma dahi gösterdiği bu ilgiye bakılırsa Game of Thrones daha uzun yıllar ekranda kalacak ve final yapsa bile yine de Breaking Bad, Friends gibi kült dizilerle birlikte bir klasik olarak anılmaya devam edilece

(https://live.staticflickr.com/65535/47943036278_5a7aa8bb8f_c.jpg)

Alıntı yapılan: dean - 27 Şubat, 2015, 23:40:06
(https://live.staticflickr.com/65535/47943036278_5a7aa8bb8f_c.jpg)

Dizideki nadir adam gibi adamlardan biri

https://www.youtube.com/watch?v=vwRdVw82Jd8

Başlasın artık :o

Başlamasın...

Başlayınca bitiyor... Böyle başlayacak olmasının heyecanı yeter...

Her zaman derim şimdi 8 sezon izlenmemiş bir Dexter olsa ne iyi olurdu...

Vay be :) Gerçekten etkileyici. Heyecanla bekliyorum.

sevgiliyi bekler gibi bekliyoruz...

Ejderhalar sonunda büyümüş. Akgezenlerden yine malumat yok sanırım.

Başlasın artık, yeterince sabrettik.   :P

Game of Thrones Üç Ayda 7 Milyon Kez İndirildi
Dünyanın en çok izlenen dizilerinden biri olan Game of Thrones yazılım korsanlarının hedefi olmaktan kurtulamıyor. Geçen yıl Bittorrent üzerinden en çok indirilen dizi olan diziyle ilgili çarpıcı bir bilgi paylaşan Hollywood Reporter'ın haberine göre Game of Thrones'un bölümleri son üç ayda 7 milyon kez illegal bir şekilde bilgisayarlara indirildi.

İLGİ GİDEREK ARTIYOR

Torrent Freak'in geçen yıl yayınladığı raporda ise dizi sadece 12 ayda 8 milyon kez indirilmişti. Yani diziye olan ilgi yeni bölümlerle birlikte oldukça artmış durumda.

KORSANI EN ÇOK İNDİRİLEN DİZİLER İSE ŞÖYLE:

The Walking Dead: 5 milyon 700 bin kez

Breaking Bad: 3 milyon 800 bin

Vikings: 3 milyon 400 bin

House of Cards: 2 milyon 700 bi

Bölüm:1 Cersei ile başlıyor (Gençliği ve şimdiki Zamanı ile)

Tyrion ile devam ediyor Sonra  bir Lekesizin(Beyaz Sıçan) dramına şahit oluyoruz

Ve diğer kişilerle entrika başlıyor.

Oyuncu değişikliği insanın gözlerini yanıltıyor.Geçen sezon Jamie Lannister , bu sezon Khallesinin sevgilisi

Game of Thrones'un yeni sezonunun 13 Şubat 2015 Pazartesi yayınlanması bekleniyordu, ancak torrent siteleri dizinin yeni sezonunu yapım şirketi HBO'dan önce internette paylaşmaya başladı.

Dizinin internete sızma nedeni henüz bilinmezken, diziyi yayınlayan kanallara gönderilen kopyalar aracılığıyla sızma yaşanmış olabileceği belirtildi

Hem de 4 bölüm ;D ;D

ilk 4 bölüm gayet iyi idi  ;D

Bölüm:2 Arya Stark ile başladı.Khalessinin durumuyla bitti.İlk bölüme  göre daha heyacanlıydı

Lider olmak zor hele adil olmak daha zor

Yeni karakterleri çok güzel tanıtmışlar

http://galeri.mynet.com/dizi/game-of-thronesun-5-sezonundaki-yeni-karakterler-30481/1

Bölüm; 3 Tyrion bir rahat dur adamım . Özel ev kapısındaki muhabbet beni kopardı. Seyrederken ve müziğini  dinleyince rahatlıyorum.İlaç gibi geliyor Dizi performansım çok düştü.Diziler birikmeye başladı.

Ben de diyorum nasıl 1 haftada hemen 4 bölüm birden yayınlandı:)

Bunu sevemeyen bir tek ben miyim?

5. sezon ilk dört bölümü izledim.

Açıkçası eski heyecanı bulamadım.

5. bölümde, jon Snow'un halkını, silah arkadaşlarını öldüren yabanıllara yaptığı teklif çok ilginç geldi bana ?
George R.R. Martin 1996 da yazmaya başladığı seriyi "bizimkiler" ne zaman okudu acaba.
Olayların gelişimini merakla bekliyorum, her iki tarafta da  >:(

5. bölümün sonu itibarıyla bir Conan havası esmedi değil  :D

.
.
Nalet olsun sana Stannis! Nasi bi insanmissin! Hatta insan bile degilsin! Sezon finalini merakla bekliyorum.
.
.

Alıntı yapılan: Nemo - 09 Haziran, 2015, 18:36:10
.
.
Nalet olsun sana Stannis! Nasi bi insanmissin! Hatta insan bile degilsin! Sezon finalini merakla bekliyorum.
.
.

Senaristler kitaptan bağımsız gitmeye başladıklarından beri s.çtılar iyicene. Karakter iyi ile kötü arasında bir yerdeyken son olaydan sonra sövmeyen kalmamıştır herhalde >:(

İnsanlığın umudu da aldı başını uçtu gitti ki sorma :-*

Henuz ilk kitabi okuyorum. 5. Sezonda kitaptan baya ayrilmis konu diye okudum Turkiye game of thrones forumunda. Kitaptan uyarlama dizi veya filmlerin kitapla ayni, ayni olmasa da cok yakin gitmesi gerek diye dusunuyorum(sahsi fikrim).

5. sezon finali ile yine ters köşe yaptı.

Nalet olsun sana George Martin.  :)

Spoiler...

Vay Arkadaş, Jon Snow'um pisi pisine gitti....

Harcayacak adam mı bulamadınız, lan, senaristler, Allah topunuzun belanızı versin...

Dehşet üzüldüm şu an....tüh ki ne tüh...

  Beşinci sezonu bitirdim. Açık konuşmam gerekirse beşinci sezonun en zayıf sezon olduğunu düşünüyorum. Olabildiğince uzayan diyaloglarıyla, olayların yavaş ilerlemesiyle. Diziye ivme kazandıracak Greyjoy'ların 6. sezona kalmasıyla felan derken beni biraz sıkmıştı. Lakin kabul etmemiz gereken bir gerçek var. Bu sezonun son 3 bölümü inanılmazdı. Her sezonda son bölümler belirli şekilde o zamana kadarki bölümlerden iyiydi. Ama bu sefer iş bambaşka bir level'a çıkmış. Ben bu sezona son üç bölüm bir film. Önceki bölümde ara sıcak olarak bakıyorum. Özellikle sekizinci bölümün son 15 dakikasının televizyon tarihinin en epic 15 dakikalarından biri olduğuna kimsenin itirazı olmayacaktır. Teknik ve atmosfer açısından birdizinin bir filmle en fazla eşitlendiği andı benim gözümde.

HOBAAAAAAAA!!!!!!!!!!!!!! 6.Sezon posteri yayınlandı, yoksa???

(https://farm2.staticflickr.com/1452/25348109190_13565af2d6_o.jpg)

Çakma gibi duruyor yahu ::)
Ama gerçekse dizi kitabın önüne geçip çok pis sıpoylar manyağı yapacak okurları.

Alıntı yapılan: designer73 - 23 Kasım, 2015, 21:06:57
Çakma gibi duruyor yahu ::)
Ama gerçekse dizi kitabın önüne geçip çok pis sıpoylar manyağı yapacak okurları.

Twitter'da resmi hesaptan yayınlandı: https://twitter.com/GameOfThrones (https://twitter.com/GameOfThrones)

Yapımcı şirketten yapılan açıklamaya göre, 6'ncı sezonun ilk bölümü 24 Nisan 2016'da ekrana gelecek.

Game Of Thrones (Taht Oyunları) dizisinin 5. sezonunun final bölümünde ölen Jon Snow'un, dizinin 6. sezon afişinde yer almış, bunun ardından Snow'un ölmediği iddiaları yeniden gündeme gelmişti.

Afişte Snow'un sezon finalinde saldırıya uğradığı sırada kürk giymediği, afişte ise kürkü giyiyor olması da dikkatli gözlerden kaçmamıştı.

Görünen o ki merakla beklenen sorunun cevabı yeni sezonun beyaz ekrana geri döneceği Nisan 24 Nisan 2016'ya kadar cevapsız kalacak.

İşte dizinin fanatiklerinin cevabını merakla beklediği diğer sorular:

Arkadaşlarının ihanetine uğrayan Jon Snow öldü mü? Melisandre onu diriltebilir mi? 

Myrcella Baratheon zehirlenerek öldü. Peki Jaime, ona ilk kez sarılan, ilk evladını kaybetmekle nasıl başa çıkacak? Myrcella'nın erkek kardeşi olan kralın bu konuda tepkisi ne olacak? Cersei intikamını nasıl alacak?

Brienne, savaşı kaybeden Stannis'i öldürdü mü? Amacı Sansa'nın güvenliğini sağlamak olan Brienne için intikam alma isteği, Sansa'yı kurtarabilecek yegane adamla ittifak yapma ihtiyacına baskın mı geldi?

Arya kör mü olacak? Yoksa o da Bran gibi bir becerisini kaybedip bir başkasına mı kavuşacak?

Cersei saçlarına veda etti ve bir Ana Kraliçe olarak yürüdüğü yollardan çırılçıplak bir şekilde, üzerine tükürülerek saraya dönmeyi başardı. Cersei'nin intikamı nasıl olacak? Kral oğlunun duruma tepkisi nasıl kendini gösterecek? Sarayda kimler Cersei ile ittifak kurup, kimler onu düşmanı ilan edecek? Ve en önemlisi Dağ'ın bütün bunlar olurken rolü ne olacak?

Daenerys Targaryen ve minik yavrusunun uçuşu pek hoş olmasına hoştu. Ama Daenerys'i savaşçılarla çevrili bir çölde, hiç de annesinin sözünü dinlemeye çalışmayan bir Drogon ile görmek içler acısıydı. Daenerys, hayatta kalmayı başaracak mı? Yoksa tarih tekerrür mü edecek?

Theon sonunda insafa gelip Sansa'ya destek olmaya karar verse de ikilinin atladığı yer daha önce Bran'in itildiği yükseklikte değil miydi? İkili yaşayabilecek mi

Alıntı yapılan: doktor1881 - 09 Ocak, 2016, 18:37:23
Yapımcı şirketten yapılan açıklamaya göre, 6'ncı sezonun ilk bölümü 24 Nisan 2016'da ekrana gelecek.

Brienne, savaşı kaybeden Stannis'i öldürdü mü? Amacı Sansa'nın güvenliğini sağlamak olan Brienne için intikam alma isteği, Sansa'yı kurtarabilecek yegane adamla ittifak yapma ihtiyacına baskın mı geldi?

Seriyi okuduktan sonra dizi biraz yavan kaldı ama 2 Ocakta George R. R. Martin sezon başlamadan 6. kitabı yetiştiremeyeceğini söyleyerek zaten serinin severlerini hayalkırıklığına uğratmıştı. Neyse Martin Dede upuzun özür yazısında "Zaten diziyle roman ayrıştı. Romanda ölen birçok kişi dizide yaşıyor veya tam tersi ve romandaki önemli bazı karakterlerin dizide adı dahi geçmedi o sebeple diziyi seyredenler için 6. kitap çıktığında çok spoiler olmayacak" minvalinde yorum yapmıştı. Neyse bu özür yazısını okuyanların gözünden kaçmayacaktır, Martin Dede farketmeden diziye de spoiler vermiş. Şöyle ki :

"Just consider. Mago, Irri, Rakharo, Xaro Xhoan Daxos, Pyat Pree, Pyp, Grenn, Ser Barristan Selmy, Queen Selyse, Princess Shireen, Princess Myrcella, Mance Rayder, and King Stannis are all dead in the show, alive in the books. "

"Stannis Baratheon ne zaman öldü yaw?" dizide diye adama sorarlar. Orada Brienne'in Stannis'i öldürüp öldürmediği belli değildi ki? Hah hem kitabı yetiştiremedin hem de spoileri dayadın.

5. sezonu yeni izledim ve bitirdim, ve hosuma gitti. Ilk ciktiginda olusan diziyi öven veya yeren hype'in etkisi gecince izlemek daha guzel oluyormus bunu kesfettim. Isin tek kötu yani Jon Snow spoilerini yemekti.

Bunun disinda bence Stannis öldu, Brienne isini yarim birakacak biri degil. Sözune her daim sadik bir sövalye, Stannis de delikanli, ölmeyi hakettigini bilecek bir adam, dolayisiyla ordan bi surpriz beklemiyordum ben.

https://www.youtube.com/watch?v=OmrA8nOZF2Q

Güzel, çok güzel.

Çok yüzlü tanrının mabedinde merhumları görüp bir de bazı sufleler aldık. Sabırsızlıkla bekliyoruz.

Ben hiçbir şey anlamadım! :)

6. sezon fragmanı geldi. 5. sezonu henüz bitirmemiş olanlar kesinlikle izlemesin.

https://www.youtube.com/watch?v=CuH3tJPiP-U

Alıntı yapılan: dean - 09 Mart, 2016, 10:44:22
6. sezon fragmanı geldi. 5. sezonu henüz bitirmemiş olanlar kesinlikle izlemesin.

https://www.youtube.com/watch?v=CuH3tJPiP-U

Seyrettim amabu yüzden  5.sezonu tam bitirmediğimi anladım ??? 6.sezondan önce bir dönüp tamamlamak lazım

Dizi hakkında haber sitelerinden bir yazı;
Dünyanın en çok izlenen dizilerinden biri olan "Game Of Thrones"un 6. sezonunun bir fragmanı daha yayınlandı. Dizinin dün yayınlanan uzun fragmanını 15 saatte 6 milyondan kişi izledi
6 MİLYON KİŞİ İZLEDİ
George R. R. Martin'in epik fantezi serisi "Buz ve Ateşin Şarkısı"ndan uyarlanan "Game of Thrones"un 2 dakikaya yakın süren fragmanı yayınlandı. Fragmanı, 15 saatte 6 milyonun kişi tarafından izlenerek rekor kırdı
İLK BÖLÜM 24 NİSAN'DA
Yeni fragmanda fonda İrlandalı şarkıcı James Vincent McMorrow'dan "Wicked Game" şarkısı çalıyor. 5. sezonun sonunda öldürülen "Jon Snow" karakterinin bu sezonda geri dönüp dönmeyeceği hakkında bir ipucu verilmeyen fragmanda, "Daenerys Targaryen" (Khalessi) karakterinin esirler arasında yürüdüğü görüntüler de "Ejderhaların Annesi'nin" akıbeti konusunda izleyicide merak uyandırıyor. Serinin 6. sezonunun ilk bölümünün 24 Nisan'da yayınlanması bekleniyor.

Wicked Game'in orjinalini Chris Isaak abimiz söylemiyor muydu? Hani şu Helena Christensen'li video klip. Hanac daha iyi bilir  ;D

https://www.youtube.com/watch?v=XXmlJQN5Pm8

Yeni fragman;

https://www.youtube.com/watch?v=EI0ib1NErqg

Mahmud Asrar ve Manara'nin Daenerys yorumlari:

(https://farm2.staticflickr.com/1685/26478295236_b0076396aa_c.jpg)


        Manara link +18         (https://scontent.fphl1-1.fna.fbcdn.net/hphotos-xta1/v/t1.0-9/13000338_1011661745579311_1652597335125126471_n.jpg?oh=eab5d1ee63119d3fe579e057ab3c2e41&oe=57B60834)

CNBCE'nin kapanıp TLC' nin açilmasiyla dizilerin birçoğu da bu kanala geçmişti. Game of Thrones'un akibeti ise yeni belli oldu. 6. Sezon Digitürk'te yayınlanacak. Fakat bir dizi kanalinda değil, "Dilediğin Yerde" ve "Dilediğin Zaman"  uygulamaları ile internetten veya bunu destekleyen Tv'lerden izlenebilecek. Tabii bunun için de Digiturk abonesi olmak gerekiyor.

Sonra korsan neden yaygınlaşiyor demesinler...

Dizi 7. Sezon onayını almış.

6. Sezonun ilk bölümü internet sitelerine düştü. Bu arada ben 5. sezonun ilk 3 bölümünü izledikten sonra diziden kopmuşum.Forumda dizinin sayfasını inceledikten sonra farkettim (O kadar çok dizi seyredince bazen mükemmel diziler kaynıyor) Ben 5. sezonu bitirdikten sonra izleyebileceğim
Diğer arkadaşlara iyi seyirler :o

Bölüm:5/4 Dizide o kadar çok karekter mevcut ki hepsinden ayrı bir dizi bile çıkabilir.Bunları harmanlayıp harika bir dizi ortaya çıkarıyorlar
Jaime Lannister en güvendiği adamıyla Dorne'de
Jon Snow Kara kalede Stannis Baraethon ile birlikte.Ancak ikisinin beklentileri farklı
Bölüme sonlara doru ortaya çıkan Harpys'in oğulları damga vuruyor

Bölüm Notu:9/10

Bölüm:5/5 Bölüm sonlarına doğru tempo birden artıyor.Bu bölüm sonu Mormont-Tyrion başından geçenlerle alakalı
Stannis Kara kaleden ayrılırken Jon Snow kimsenin onaylamadığı bir hamle yapıyor
Khalessi cephesi daha karışık

Bölüm Notu:9/10

Bölüm:5/6 Cersei arkasına kendi kurduğu din ordusunu alınca tutulamaz oluyor
Tyrion en kıymetli organını zor kurtarıyor
Diziyi arka arkaya seyredince insan daha çok mest oluyor
Martin usta gerçekten bir destan yaratmış
Bu dizinin en çok zulum çeken ailesi Stark'lar

Bölüm Notu:9/10

Bölüm:5/7 Arkadaşlar bazı sitelerde 6. sezonun ilk iki bölümü dublajlı olarak yayında.İsteyenlere özelden msj la site ismini verebilirim Forumda yasak
Bu bölümde mükemmeldi.Cersei oynadığı planın meyvelerini alırken,Tyrion de elinden geleni yaparak zor durumdan kurtulmaya çalışıyor
Sam de kara kalede yaptığı onurlu direnişin mükafatını aldı :o :o
Dünyadaki en güzel kadın kim sahnesinde nefesimi tuttum
60 dklık bölüm su gibi geçti ve bölüm sonunda Cersei'nin başına  gelenler beni mest etti

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:5/8 Onlarca dizi takip ediyorum İçlerinde çok güzelleri olduğu kadar çok kötüleride var
Ama bu dizi bir efsane.Terettüt etmeden 1 numaraya yerleştiririm.Hikayede ki karekter çeşitliliği ve her birinin diğerinden düşmeyen temposu...
Bu bölümde Akgezenlerle özgür halkın dövüşü görülmeye değer

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:5/9 Senaristler harika bölüm çıkarıyorlar 8. bölüm sonu gibi 9.bölüm sonunuda harika bağlamışlar.Bu bölüm sonu Khalessi ileydi
Stannis ve kızı Shereen ile aralarında geçenlerde bölüme damga vurdu

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:5/10 (Sezon Finali) Cersei cersei olalı bu kadar zulüm görmemiştir
Sezon her tarafta bilinmezler ile sona erdi ve müthiş bir final yaptı
Yazar Starklara gıcık herhalde her final sonunda birini harcıyor

Bölüm Notu:10/10

6/1 Bu sezon başlangıcını daha tempolu beklerdim ama tempo düşüktü.Hatta bölüm sonu bile zayıftı
Her krallık gardını almış bekliyor ve kendi içişleri ile uğraşıyor.Krallıkların lordları düşüyor yeni lordlar doğuyor
Ama efsane devam ediyor

Bölüm Notu:8.5/10

10
Bölüm:6/2 (GünceL) Dizi de günceli yakaladığıma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.Artık bende beni yeni bölümü beklemek zorundayım
Ramsay nin sonu çok kötü olacak bekle Ramsay azrailinyakında seni ziyaret edecek
Lanister ların rahiplerden intikamı çok kötü olacak gibi görünüyor
Daenerys her seferinde kötü yola düşmeyi nasıl başarıyorsun  bu sefer paçayı nasıl kurtulacaksın göreceğiz
Arya ve Bran artık evrimlerini tamamladığına göre bu sezon daha aktif olabilirler
Yine bölüm sonu atraksiyonu mükemmeldi

Bölüm Notu:10/10

2
Bölüm:6/3 (GünceL) Bölümde çok hareket olmasa da su gibi aktı. Tahminimce bölüm sonunda yeni bir kral adayı doğuyor
Bu diziyi izlerken ne kadar zaman kaldı diye kontrol etmiyorum hiç bitmesin istiyorum

Bölüm Notu:9/10

1
Bölüm :6/4 (GünceL) Tüm bölüm her yerde politika ile geçti derken Daenerys Tergaryan'ın tekrar küllerinden doğması sahnesi tüm bölümü kurtardı

Bölüm Notu:8/10

    Neden bilmiyorum ama 5 sezondur istisnasız her bölümünü çok başarılı ve yerli yerinde bulduğum, hikaye akışını, anlatım temposunu ve karakter işlenişini çok beğendiğim ve ele avuca sığdıramadığım bu diziye yönelik 6. sezon itibariyle ilk kez tanımsız duygular beslediğimi fark ettim...Herşey çok mu hızlı gidiyor, çok mu oldu bittiye geliyor olaylar, eskiye nazaran mantık ve sebep-sonuç ilişkilerinin önem vurgusu geri plana mı itiliyor, en az üç-dört bölüm sürmesi gereken önemli anlar tek bölüm içerisinde çok mu hızlı harcanıyor diye kendi kendime sormadan edemiyorum...Gene severek izliyorum, gene etkileniyorum ama daha öncesinde hissetmediğim birtakım yeni ve olumsuz hislere sahibim...

    Böyle düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi ama 6. sezonla birlikte asla delinip hasar almayacak bir duvar gibi gördüğüm dizide, benim nezdimde ilk çatlaklar oluştu...Bunda kitaplara yetişilip de dizinin, kitap serisinin önüne geçmesinin bir rolü var mı acaba?..Ya da 7 sezonda seriyi bitirme söylentileri adına anlatılacak onca şeyi bu sezondan itibaren mi toparlamaya çalışıyorlar, bilemedim...Umarım bu hislerim baki olmaz...

Buralar hep spoiler:

Daenerys sahnesini ben begenmedim. Tum mekan aninda alev aldi. Her tarafa benzin dokulmus olsa, ancak bu kadar olur. Daenerys'in mekandan cikmasiyla herkesin secde etmesi de abarti. Ilk sezon sonunda atesten ejderhalarla birlikte ciktigi icin, secde olayi daha anlasilabilirdi.

Jon Snow'un "geri gelmesi" de dunyanin en normal seyiymis gibi karsilaniyor ya... Bir Allah'in kulu da Melisandre'ye "Bacim, sen naptin? Kimdir senin bu tanrin?" diye sormuyor.

Bu sezon, gecmise kiyasla daha cok aksiyon var; ancak bu sefer de diyaloglar zayif. Nerede "power is a curious thing", "chaos is a ladder", "spokes on a wheel" tiradlari.

1
Bölüm:6/5 (GünceL) HBO kanalında yayınlanan dizinin bu sezon ki en harika bölümü yayınlandı.
Sabahleyin 10 dk bakayım diye bilgisayarın başına oturdum,bir baktım bölüm bitmiş
Bölüm Ned Stark'ın 3 çocuğu Sansa,Bran,Arya'nın durumlarını gösterip Meeren kentine daha sonra Khalessi'ye göz attı
Ağırlık noktası Bran ve Hodor'du bölümün
Bu arada HOLD THE DOOR ne demek :o :o :o

BÖLÜM NOTU:10/10        10/10      10/10

Alıntı yapılan: doktor1881 - 23 Mayıs, 2016, 10:05:28

Bu arada HOLD THE DOOR ne demek :o :o :o

BÖLÜM NOTU:10/10        10/10      10/10

"Orada dur! "

"Orda dur!"

"Ordur!"

"Hodor!"

Eşekherif'in çevirisi independent'da bile yer almış.

http://www.independent.co.uk/arts-entertainment/tv/news/game-of-thrones-hodor-name-reveal-made-absolutely-no-sense-to-viewers-watching-it-dubbed-in-spanish-a7044636.html

Doktorum "Kapıyı tut" demek ama bizim çeviri de iyi olmuş :)

Alıntı yapılan: kalidor - 25 Mayıs, 2016, 19:57:22
Doktorum "Kapıyı tut" demek ama bizim çeviri de iyi olmuş :)

Biliyorum arkadaşım o sahne beni çok etkilemişti ??? Forumdaki arkadaşlarda itki yaratmak amaçıyla öyle bir şey yazdım.
Dönüş olmayınca arkadaşlar herhalde daha seretmedi dedim Bölümün o sahnesinde ve Hodor'un konuşmayı unuttuğu sahne dede senarist
Hold The Door(Kapıyı tut) kelimesini sık sık tekralatıp Hodor'u ortaya çıkarmışlar.Dizinin başından beri Dev adam Hodor'dan başka söz söylemiyor.Ona ta o zamandan beri yıllar sonra yapacağı işin görevi verilmiş
Bizim çevirmen eşekherif'ide tebrik etmek gerek.Büyük yaratıcılık yapıp ''Orda Dur'' dan Hodor'u üretmiş

Sn Kalidor  o sahneleri seyrederken sizde ağladınız mı :'( :'( :'(

Yedi, bin belasını versin bu Stark hanesinin (Arya hariç), ki vermiş zaten bolca. Selam verdikleri iflah olmuyor bir daha. Koca kurtlar mı harcanmadı bunların yoluna, ormanın çocukları mı telef olmadı. Çoluk çocuk, kadın erkek yedi krallıkta uğursuzluklarını bulaştırmadık insan bırakmadılar, ne uğursuz haneymiş arkadaş.

Alıntı yapılan: designer73 - 25 Mayıs, 2016, 21:17:20
Yedi, bin belasını versin bu Stark hanesinin (Arya hariç), ki vermiş zaten bolca. Selam verdikleri iflah olmuyor bir daha. Koca kurtlar mı harcanmadı bunların yoluna, ormanın çocukları mı telef olmadı. Çoluk çocuk, kadın erkek yedi krallıkta uğursuzluklarını bulaştırmadık insan bırakmadılar, ne uğursuz haneymiş arkadaş.

Niye Arya hariç ;D ;D ;D

Tek şanssızlığı bu hanede doğmuş olması. Çok çekti garibim, ki hala da çekiyor. Kurdu da dahil, şimdiye dek kimseye zararı olmayan, her daim adaletli, yapmış mis gibi listesini temizleyecek Yedi'nin izni ile alayını. Gerçi Cofri veledi paçayı sıyırdı ama iğneyi saplamıştı vaktinde, ona sayarız artık. Kuzeydeki orduyu Arya yönetse böylemi olurdu o güzelim topraklar allahaşkına :D

Targaryen hanesinden olaydı şimdiye dek krallıkta huzuru ve güvenliği çoktan sağlamıştı ;)

Olay en baştan Ned Stark'tan başlıyor. Adam sandık o da kolpacı çıktı. Arthur Dayne'i öldürüş biçimleri içime oturdu.

Beni en çok etkileyen anne Stark ve oğlunun düğün de öldürülmeleri olmuştu.
Şok olmuş ekrana baka kalmıştım.

Arya benim de favori karekterim,kör olduğun da çok üzülmüştüm.
Onun da b.k yoluna gittiğini düşünüp  yazarın sülalesini anmiştim.

Alıntı yapılan: doktor1881 - 25 Mayıs, 2016, 20:31:48

Sn Kalidor  o sahneleri seyrederken sizde ağladınız mı :'( :'( :'(

Doktorum kalbimiz taşlaşmış, ağladım desem yalan olur ::) Kitapta Hodor'un asıl adının Walder olduğu birkaç yerde geçiyordu. Ne yazık ki bu 6. sezon, kitabı okuyanlara acayip spoiler oluyor. Farklılıklar olsa da ana tema olarak kitapla dizinin değişiklik göstereceğini düşünmüyorum. Bu arada kitapta Dorne prensi, Cersei'nin kızı prenses Myrcella, Robb'un karısı, Stannis, Stannis'in kızı, ve ulu kurtlar ölmedi. (Sansa ve Robb Stark'ın kurtları hariç) Dizi senaristleri bu konuda çok patavatsız gidiyorlar. Bir de Catelyn Stark'ı Rhollor'un müritleri geri döndürdü şimdi Nehirova'da çetesiyle bol bol Frey avlıyor ;) Dizide bu mevzu çok fantastik kaçacağı için işlenmeyecek herhalde.

Alıntı yapılan: kalidor - 26 Mayıs, 2016, 08:32:09
Doktorum kalbimiz taşlaşmış, ağladım desem yalan olur ::) Kitapta Hodor'un asıl adının Walder olduğu birkaç yerde geçiyordu. Ne yazık ki bu 6. sezon, kitabı okuyanlara acayip spoiler oluyor. Farklılıklar olsa da ana tema olarak kitapla dizinin değişiklik göstereceğini düşünmüyorum. Bu arada kitapta Dorne prensi, Cersei'nin kızı prenses Myrcella, Robb'un karısı, Stannis, Stannis'in kızı, ve ulu kurtlar ölmedi. (Sansa ve Robb Stark'ın kurtları hariç) Dizi senaristleri bu konuda çok patavatsız gidiyorlar. Bir de Catelyn Stark'ı Rhollor'un müritleri geri döndürdü şimdi Nehirova'da çetesiyle bol bol Frey avlıyor ;) Dizide bu mevzu çok fantastik kaçacağı için işlenmeyecek herhalde.

Fantastik olmasindan ziyade hikaye akisina hicbir katkisi olmadigi icin koymazlar. En azindan 5. kitap itibariyle oyleydi. Gerci en son Brienne ve Jamie Lady Stoneheart'in kucagina gidiyordu orada bitmisti. Jamie dizide nehir topraklarina hic gitmedi. Brienne de Sansa ile birlikte. O nedenle Lady Stoneheart olmayacak sanirim.

Gerci yazarken hatirldim. Dizide Sansa Brienne'i amcasini bulmasi icin Nehirova'ya gondercek sanirim. Orada Lady Stoneheart cikar mi bilemem. Dusuk ihtimal tabi.

6. sezon 6. bölüm itibarıyla Kral Tommen dayısını Nehirova'ya Karabalık'ın üzerine gönderdi. Olaylar romandan farklı bir silsileyle ilerliyor. İleriki bölümlerde bir  Brienne ve Jamie buluşması göreceğiz büyük ihtimal. Lady Stoneheart'ın bu sezon çıkacağını ama IMDB'de spoiler olmaması için başka bir oyuncu tarafından canlandırılacağını düşünüyorum.

1
Bölüm:6/6 (GünceL) Dizinin her bölgesindeki olaylar önemli olmakla beraber benim en çok merak ettiğim kısım akgezenler
Bölümde tüm oklar Nehirovasını işaret etmekte
Ayrıca Din-siyaset ilişkilerinin her daim populer olduğunu görüyoruz

Bölüm Notu:9/10

Bu diziyi ikinci sezondan sonra sebepsiz yere bırakmıştım. Daha sonra bir çok spoiler aldığım için(Red Wedding, Joffrey ve Jon Snow'un ölümü gibi) diziye karşı da soğumuştum. En son Hodor'dan sonra nedense içim de izle artıııkk gibisinden sesler yükselmeye başladı. İnternetten ilk iki sezonun özetini izleyip 3. sezondan başladım. 6. bölümle güncele yetiştim. En çok merak ettiğim karakterlerden biri olan Mad King'i ve ölümünü bir kaç saniyede olsa görmek çok iyiydi.

Velhasılıkelam bir çok spoiler yememe rağmen diziye fena halde bağlandım. Şimdiye kadar en sevdiğim sezon da 4. sezon oldu.

Digitürk'ün bastırmasıyla birçok büyük site diziyi yayınlamayı bıraktı.Ama arayınca bir sitede buldum

1
Bölüm:6/7 (GünceL) Bölüm öldü sanılan bir kişinin dönüşü ile başladı
Jon'un ordu kurma çabaları Stark ailesinin geçmiş hataları ile karşılasıyor
Bölüm sonu sitedeki bir çok arkadaşı üzeceğine eminim
Bu arada çeviri Arthion'dan (Eşekherif yapmamış)

Bölüm Notu:8/10

Neyse ki torrent var.

Alıntı yapılan: Nightrain - 06 Haziran, 2016, 12:39:17
Neyse ki torrent var.

Digiturk torrenti yasaklasana  :D

Bu hırs ve azimle onu da yaparlar, beklerim. O değil de, şu diziyi sitelerden izleyemenlerin Digitürk almasını falan mı bekliyor bunlar?

Alıntı yapılan: Nightrain - 06 Haziran, 2016, 14:33:09
Bu hırs ve azimle onu da yaparlar, beklerim. O değil de, şu diziyi sitelerden izleyemenlerin Digitürk almasını falan mı bekliyor bunlar?

Tam tersi halihazırda açık olanı kapattırasım geliyor. Bir de bunlara kapattırmak istediğini söylediğinde sebebini soruyorlar. Orada vereceksin işte ağızlarının payını. Ama ah işte babam da ben de fanatik Galatasaraylıyız. Maçları izlemeden duramayız.

Hayır sanki diziyi tam yayınlayabiliyorlar da interneti yasaklatıyorlar. Ulan sırf Mezzo yüzünden üyeyim ama bu kaçıncı vukuatları yahu.

http://cdn.vol.io/14971/060620161139557100412.mp4

Bölüm:6/8 (GünceL) Heyacanın hiç düşmediği bölüm Arya ile başladı ve Arya ile sonlandı.
7 kralıkta bazı bölgelerde yaşanan olaylara karşılık ödeşmelerin bol olduğu ve her karektere ait sürenin daha uzun olmasını dilediğiniz bölüm su gibi aktı

Sitelerde bir arkadaşın yazdığı şiir hoşuma  gitti.

Brienne tarth abla hükümet gibi
Kılıçta usta , şövalyenin dibi
İnkar etse de tam Jamie'nin tipi
Winterfell'e yakındır yiğitler.

Suikastçi abimiz jagen h'ghar
Zehir, kılıç, bıçak her türlü yakar
Yüzünden sıkılır yeni yüz takar
Winterfell'e yakındır yiğitler.

Jon, Ygritte'i gördü mala bağladı
Ölümüyle , yürekleri dağladı
Tekrar doğdu , ortalığı salladı
Winterfell'e yakındır yiğitler.

Akgezen mızrağı dikmiş yürüyor
Geçtiği yolu cesede bürüyor
Diriltip onu da öne sürüyor
Winterfell'e yakındır yiğitler

Bölüm Notu:9/10

Fake değil; haberi de var, video ortalığı salladı.

Bu ne lan?  :) Allah, müstehakınızı versin.

Khaleesi ve Khal Moro'dan "Günah Benim."

https://www.youtube.com/watch?v=ueZSNDyFceA&app=desktop

Alıntı yapılan: Mrtekin - 14 Haziran, 2016, 18:32:58
Fake değil; haberi de var, video ortalığı salladı.

Bu ne lan?  :) Allah, müstehakınızı versin.

Khaleesi ve Khal Moro'dan "Günah Benim."

https://www.youtube.com/watch?v=ueZSNDyFceA&app=desktop

Abi fake  :D bu da orjinali https://www.instagram.com/p/BGCQEpTI1DT/ (https://www.instagram.com/p/BGCQEpTI1DT/)

http://m.karar.com/hayat-haberleri/khaleesi-gunah-benim-videosu-145850

Sorma; fena yediler... :)

Bölüm:6/9 (GünceL) Strateji,savaş,kan, intikam Kısacası sizi her şey bekliyor ve ekranın başından mest olmuş kalkıyorsunuz

Bölüm Notu:10/10

9. bölümde bir televizyon dizisinin çekebileceği en iyi savaş sahnesini çekmişler belki de. Daenerys sahnelerini de düşününce bölüme ayrılan bütçeyi merak ettim.

Sezonun en iyi bölümüydü. Belki de tüm sezonlardaki en iyi bölüm bile olabilir.

SPOILER ŞEYSİ!!!!!!  BÖLÜMÜ SEYRETMEDİYSEN OKUMA!
SPOILER!!!!
SPOILER!!!! SPOILER!!!! SPOILER!!!! SPOILER!!!! SPOILER!!!!

Bu mal Sansa milletin başına daha ne dertler açacak merak ediyorum. Onca yiğit telef oldu bunun gizli saklı işlerine.O güzel, koca devin bacağı değsin senin bitarafına! Evrendeki tek devdi lan o! Ne kadar malsın, keşke ölsen!

Khaleesi'nin ufaklıkların nefesi baya bi kuvvetliymiş, bizim buralara uğrasa parsayı toplarlar üfürükçülükten.  Ne sahip kaldı ortada ne harpiya! Haftaya Westeros'a doğru yollanırız artık kısmetse :D

Bence kitaplara yetisilmis olmasinin olumsuz etkisi cok fena hissediliyor bu sezon. Diyaloglar acisindan en zayif sezonu izliyoruz. GoT'u GoT yapan elementler, yani taht oyunlari, politik kavgalar, diyaloglar zayiflarken, Hollywood style kavga-dovuse abanilmis. Daenerys icin de, Jon icin de, Arya icin de bu boyle. Estetige diyecek bir seyim yok, savas cekimleri bayagi guzeldi, Arya'nin kovalamacasi da oyle. Ama "Chaos is a ladder", "A small man can cast a very large shadow" gibi tiradlarin soyu tukenmis durumda. 5 sezon gidim gidim ilerleyen dizide her sey ve herkes isik hiziyla ilerlemeye basladi. Brienne, Greyjoy'lar, Dothrakiler, herkes paldir kuldur her yere yetisiyor maasallah. Neyse bitmesine bir iki sezon kaldi sanirim.

Alıntı yapılan: nikopol - 20 Haziran, 2016, 23:14:07
Bence kitaplara yetisilmis olmasinin olumsuz etkisi cok fena hissediliyor bu sezon. Diyaloglar acisindan en zayif sezonu izliyoruz. GoT'u GoT yapan elementler, yani taht oyunlari, politik kavgalar, diyaloglar zayiflarken, Hollywood style kavga-dovuse abanilmis. Daenerys icin de, Jon icin de, Arya icin de bu boyle. Estetige diyecek bir seyim yok, savas cekimleri bayagi guzeldi, Arya'nin kovalamacasi da oyle. Ama "Chaos is a ladder", "A small man can cast a very large shadow" gibi tiradlarin soyu tukenmis durumda. 5 sezon gidim gidim ilerleyen dizide her sey ve herkes isik hiziyla ilerlemeye basladi. Brienne, Greyjoy'lar, Dothrakiler, herkes paldir kuldur her yere yetisiyor maasallah. Neyse bitmesine bir iki sezon kaldi sanirim.

Aynen katılıyorum, bu sezon senaryo cidden sıkıntılıydı. Her şey dümdüz ilerliyor, o eski kompleks olay gelişimden eser yok. Özellikle Arya ve Daenerys bölümleri çok kötü, basmakalıp ve mantıksız. Gelecek 2 sezon George Martin'in yazdıklarının peşinden gider de böyle olmaz inşallah.

Ya aslinda ben bunu anlayabiliyorum biraz. Kitaplarda Martin inanilmaz kompleks bir olaylar zinciri yaratti. Dizide gosterilenler Essos'ta normalde olanin ceyregi bile degil.

Kltapta olay orgusunun bu kadar karmasik olmasinin ana nedeni karakter bollugu. Oyle ya da boyle bu karakterler bir sekilde isleniyor 1000 sayfalik kitapta. Ama dizide bu karakterlerlere yer verilemiyor. Sezonda 20 bolum gerekir. Bunun icin de korkunc bir butce gerekir.

Yapimcilar hikayenin sonunu ana hatlariyla biliyor. Bu sezonu 5 sezon boyunca sactiklari hikayeyi toparlama sezonu olarak gormusler. Arya'nin. Dany'nin Essos'taki varliklari artik sona geldi. Bunun cok hizli bir bicimde yapildigina ben de katiliyorum. 2 sezona yayilsa daha iyi olurdu.

Ama iste gunumuzde izleyici kitlesi sabirsiz. Hep bir seyler olsun istiyor. Kitapta Arya en son biraktigimiz yerde daha kapsamli bir egitim almak uzere bir yere gonderiliyordu. Daha neler olacak kim bilir. Ama iste dizide kesmek zorunda kaldilar buyuk ihtimalle cunku insanlar sikildi. Yapimcilar da hayalkirikligi yaratmamak icin oldu bittiye getirdi biraz. Cok da kizamiyorum. Tuketici bu hale getirdi diziyi.

Son bölüm, Çoğu fantastik filme taş çıkartacak kalitede aksiyona sahipti kesinlikle... (10/10)

  Yukarıdaki senaryo ve özellikle diyaloglar açısından bu sezonun aşağıda kalması eleştirisine kesinlikle katılıyorum. Ancak temponun 1-2 tık artmış olmasından da memnunum. Zira artık altıncı sezondayız. Artık bi'şeylerin olduğunu görmek zorundayız. Dizi neticede 15-16 sezon sürmeyecek bir noktada bitecek. Bu bağlamda dizinin hikayesini biraz hızlandırması normal bence.

6. sezon finali efsane bir bölüm oldu. Her ne kadar reddit tabanlı kehanetler tutsa da yine de şaşırttı ve bize inanılmaz keyifli bir bölüm izletti. Müzikleriyle, diyaloglarıyla da unutulmaz bir bölümdü. Son 2 bölüm ile yine 12'den vurdular.

---King in the North!---

Cersei'li kismi, basli basina bir bolum sayiyorum (Red Wedding ya da gecen sezonki arena sahnesi gibi). kalidor'un dedigi gibi muzik ve muzigin kullanimi efsane olmus. Bana gore tum sezonlar icerisindeki en iyi 15 dk idi. GoT'u, GoT yapan her seye yer verdiler.

O ilk 15 dakikadaki müzik kullanımı ve sinematografi benim gözümde Daredevil'deki tek çekim dövüş sahneleri gibi klasik olanın dışına çıkan, dizi sektörünün çıtasını çok yukarılara çıkaran harika bir bölümdü.

Game of Thrones o birkaç sezondan sonra sonunda beklediğimizi bize son iki bölümle vermiş oldu.

Benim bölümde tek anlamadığım kısım Varys, Dorne'dayken son sahnede tekrar Meereen'e Daenerys'in yanına dönmesi oldu.Ne ara gitti, ne ara geldi, yoksa birden fazla Varys mi var, ne iş peşinde oraya kafam takıldı.

Iste o muzik:

https://www.youtube.com/watch?v=pS-gbqbVd8c

    Efendi gibi bitti vallahi...Sezon geneli için bazı memnuniyetsizliklerimi yine bu başlıktaki bir önceki iletimde paylaşmıştım ( bknz. sayfa 20, ileti no:287 )ama son iki bölümde kısmen de olsa o kuruntularımdan uzaklaşmış olmamdan mütevellit dimağımda hoş bir tat bıraktı...Çok çok büyük tepkiler vererek son bölümü coşkuyla izleyeceğimi sanıyordum ama öyle çok abartılı olmamakla beraber coşkuyu efendi efendi verdi, aynı efendilikle de bu yılki kapanışı yaptı...Bana da gülümseyerek sessizce arkasından bakmak kaldı... :)

Cersei'nin yaptıkları son 1-2 bölümdür geliyorum diyordu. Keza Jon'un kimliği de bekleniyordu. Ama Arya ve Kuzeyde olanlar sürpriz oldu. Muhteşem bitirdiler. Lyanna Mormont bacımız bir orduya bedel yalnız. Adamı karısı yapar bu kız  ;D

Son iki bölümün ve benim herhalde en beğendiğim bölüm olan geçen sezonki Hardhome bölümünün yönetmeni Miguel Sapochnik. Adam bayağı iyi. Bayağı bi dizide yönetmenlik yapmış(House, True Detective vs), Iron Fist'te de bi bölüm yönetecekmiş.

Taze bitti :o Koşa koşa geldim.

BÖLÜMÜ İZLEMEYEN OKUMASIN!!!!

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Küçük leydi kaç bölümdür adamlık dersi veriyor vallahi. Umarım Stark sünepeleri azıcık örnek alırlar.
Yalnız kuzey kralları hep böyle mal olmak zorunda mı arkadaş, bilemedim ::) kadın yarı analık yapmış can vermiş sana, kovmak ne demek dümbelek?! Gece Kralı kafanı patlatınca çok aramazsın inşallah.
Arya listeden birini daha eksiltti nihayet. Diyarın en rezil hanesinin en rezil, en şerefs... neyse geberdi layık olduğu şekilde. Daha nicelerine inşallah. Bir de kurdunu bulabilirse çok şahane işlere imza atarlar ki tadından yenmez :)
Cersei'ye sempati duyacağımı söyleseler "hadi oradan!" derdim en kibar haliyle. Ama o yakması yokmu sinsi din tacirlerini... anam anam... içimin yağları eridi yeminle.
Andallar'ın, İlk İnsanlar'ın, Rhoynar'ın ve Yedi Krallık'ın Kraliçesi, Çim Denizinin Khaleesi'si, Meereen Kraliçesi, Zincir Kırıcı, Ateş Geçirmez, Daenerys Fırtınadadoğan... Nihayet ittifakları tamamlayarak donanmasının başında ve küçük yavrularının eşliğinde Yedi Krallık'a doğru yelken açtı. R'hollor yolunu açık, kılıcını keskin etsin.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yeni sezon başlamadan G.R.R. Martin amca yeni kitabı yetiştirse ne güzel olurdu.

  Ejderhagiller kanı bozulmasın diye kardeş evliliği yapıyorlardı ya bu durumda bir Snow - Daenerys izdivacı da görebiliriz

Alıntı yapılan: alan ford - 28 Haziran, 2016, 00:25:38
  Ejderhagiller kanı bozulmasın diye kardeş evliliği yapıyorlardı ya bu durumda bir Snow - Daenerys izdivacı da görebiliriz

Onlar kardeş değil  :D Daenerys, Jon'un halası oluyor. Jon, Danny'nin büyük abisi son gerçek ejderha Rhaegar Targanyen'in oğlu oluyor.

9. bölümün üzerine çıkamazlar artık derken fena halde yanıldım. Hele o ilk 15 dakika ve muhteşem Light of The Seven parçası.... :D

Alıntı yapılan: kalidor - 28 Haziran, 2016, 09:16:58
Onlar kardeş değil  :D Daenerys, Jon'un halası oluyor. Jon, Danny'nin büyük abisi son gerçek ejderha Rhaegar Targanyen'in oğlu oluyor.

Alan Ford abimizin demek istediği sanırım hükümdarlık kanını aile içinde tutmak istedikleri için Jon'dan başka evleneceği Targaryen kanı taşıyan erkek yok zaten :)

Alıntı yapılan: BulentT - 28 Haziran, 2016, 10:10:37
9. bölümün üzerine çıkamazlar artık derken fena halde yanıldım. Hele o ilk 15 dakika ve muhteşem Light of The Seven parçası.... :D

O müthiş 15 dakikada çalan parçanın adını öğrenmiş oldum. Teşekkürler :)

https://drive.google.com/folderview?id=0B9psIzrPz74EVGQtQ0FSZGNVOU0&usp=sharing

6. sezon soundtrackinin tamamı. Her biri birbirinden güzel. Ama iyinin iyileri;

Blood of My Blood
Light of the Seven
Hold the Door
Khaleesi
Maester
Reign
Winter Has Come
The Winds of Winter (Bölüm sonunda çalan)
The Tower

Alıntı yapılan: Animvader - 28 Haziran, 2016, 12:47:10
Alan Ford abimizin demek istediği sanırım hükümdarlık kanını aile içinde tutmak istedikleri için Jon'dan başka evleneceği Targaryen kanı taşıyan erkek yok zaten :)

Söylentiye göre bir kişi daha var. 3 ejderha 3 binici ki ejderhalar bu üçüncü kişiye gayet candan davranmışlardı ;)

Bölüm:6/10 (Sezon Finali) Cerseili müthiş bir başlangıç ve hiç bitmesin diye istediğim ama biten bir bölüm
Şimdi çok uzun bir bekleyiş

Bölüm Notu:10/10

    7. sezon her sene olduğu gibi bahar aylarında değil, yaz aylarında yayınlanacakmış ve yine her sene olduğu gibi 10 değil, 7 bölümden ibaret olacakmış...Yani 2017 Temmuz'unda 7 bölümlük bir 7. sezon izleyeceğimiz kesinleşti gibi...Bunun haricinde 8. sezonda bitmesi planlandığından, henüz vedalaştığımız 6. sezon sonrası maksimum 15 bölüm sonra finallenecekmiş...Bu doğrultuda 8. ve son sezon da 8 bölümden oluşacakmış gibi görünüyor...Bundan sonraki iki sezon için sezon numaralarıyla bölüm numaralarının aynı olması (şimdilik) tesadüf de olsa garip geldi... :P

HBO 8. sezonun final sezonu olacağını açıklamış.

(https://c4.staticflickr.com/6/5586/29496089043_caaf073b1b_b.jpg)

  Oyun 16 Temmuzda tekrar başlıyor.

https://twitter.com/GameOfThrones/status/839931931076628480

Jon Snowlar'dan, Tyrionlar'dan ziyade Game of Thrones'ta ejderhalarda izleyici tarafından ilgi görüyor.

7. Sezonda top-tüfek Westeros'a dalacak olan Daenerys kızımızın ejderhaları yeni sezonda daha bir heybetli olacak.

Dizinin yönetmeni Matt Shakman, yeni sezonda ejderhaların 70 metre uzunluğunda ve 7 metre ateş püskürtme yeteneğine sahip olacaklarını söyled

Tweet
7. Sezonu 16 Temmuzda başlayacak olan Game Of Thrones'un "Uzun Yürüyüş" isimli yeni promosyon tanıtımı yayınlandı

https://youtu.be/JxWfvtnHtS0

4 Yeni Game Of Thrones Geliyor!

Game of Thrones gün geçtikçe yaklaşıyor. Şu sıralar "Game of Thrones is coming" diyerek kendimizi avutuyoruz Yeni haberler gelmeye devam ediyor.  Yapımcımız HBO, geçen senede zaman zaman gündeme gelen spin-off projesinin gerçekleşeceğini duyurdu.

Projenin ne zaman geleceği belli değilken, HBO sözcüsü konuyla ilgili "Yapımcılara ihtiyaç duydukları kadar zaman vereceğiz. Bu tür devasa bir evrenin incelik gerektirdiğinin farkındayız. Her adımlarında yanlarında olacağız." dedi

7. sezon fragman.

https://www.youtube.com/watch?v=giYeaKsXnsI

Gelsin artık :o
Tontiş George amca da yeni kitabı bitirsin artık >:(

  Yeni fragman.

https://www.youtube.com/watch?v=1Mlhnt0jMlg

çok beklettin bizi hadi ama gel
gerçi 24 gün kalmış ama

(https://farm5.staticflickr.com/4324/35943249845_ef0d74a4ea_c.jpg)

Vatan toprağına ayak basmamıza az kaldı :)

Winter is coming  :)

Merakla beklenen yedinci sezonu başlayan fenomen dizi 'Game of Thrones'un bölümlerini sızdıran bilgisayar korsanları, dizinin yayıncısı HBO'dan fidye isteyerek üç gün süre verdi.

Bilgisayar korsanları, geçen haftalarda dizinin içeriklerini çaldıklarını duyurmuştu. 8.Sezon bilgilerini yayınlamış ve 'The Spoils of War' adlı bölümü sosyal medya platformu Reddit'e yeüklemişti. HBO, sızıntının siber saldırıyla ilgili olmadığını açıklamıştı.

HBO'nun dosyalarını ele geçiren bilgisayar korsanları 1.5 terabaytlık veri çaldıklarını GOT dışına diğer dizilerin bölümleri, TV programları, oyuncuların iletişim bilgileri filmler ve gelecek yıllarda planlanan tüm detayların yayımlanmaması için milyonlarca dolar fidye istedi.

"Mr. Smith" kod adıyla HBO Üst Yöneticisi Richard Plepler'a atfen bir video yayınlayan bilgisayar korsanları, istedikleri fidyenin 3 gün içinde ödenmesini, aksi takdirde çaldıkları 1,5 milyon terabaytlık HBO yapımlarını ve özel şirket verilerini internetten yayımlama tehdidinde bulundu.

Hackerlar, şirketlere yaptıkları şantajlarla yılda 12 ila 15 milyon dolar arası kazanç sağladıklarını ve HBO'nun network'üne sızmak için altı ay ve 500 bin dolar harcadıklarını iddia etti. Hackerlar HBO'dan bu hesap üzerinden altı aylık 'maaş'larını bitcoin olarak ödemesini istiyor.

*Son edinen bilgilere göre hackerların bazı oyuncuların iletişim bilgilerini paylaştıkları söyleniyor.

HBO fidyeyi ödemezse önümüzdeki günlerde yeni yeni sızıntılar göreceğiz belli ki. Bakalım neler olacak.

Bu arada forumda Peyami'nin başına gelenlerden bu gurup sorumlu olabilir mi ??? ??? ???

Bölüm:7/1 Forumdaki arkadaşlar diziyi izleyip bitirmiş ve bir fikirleri oluşmuştur
Ben biraz sona bırakıp ağız tadıyla izliyeyim dedim
Dizi muhteşem bir Arya Stark sahnesi ile başlarken,İlerleyen sahnelerde dizinin diğer karekterleri ile ilgili sahneler geldi
Dizide karekter bolluğu nedeniyle nereye dönse kendini seyrettiriyor

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:7/2 Khalessi ile başlayan bölüm Cersei'nin politik manevraları ile devam edip Demir Adalıların muhteşem deniz savaşı ile bitti
John Snow dizide en sıkıntılı lider çünkü Akgezenleri gördü ve onun için çabalıyor

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:7/3 Güçlü haneler savaşlarda tek tek silinirken,her iki Kraliçede politikayı  kullanarak destekçi arayışında
Tabiki bu alanda Cersei'nin eline kimse su dökemez

Bölüm Notu:10/10

Bölüm:7/4 Dizide 38. dk da başlayan savaş sahnesi ,Ejderhaların katılması ile görsel şölene dönüştü Sahnelerin gerçekliği hiç sırıtmıyor
Herkes satranç oyununda kendince piyonları ortaya sürüyor

Bölüm Notu:10/10

  Yeni teaser.

https://www.youtube.com/watch?v=wA38GCX4Tb0

Yeni fragman

https://youtu.be/rlR4PJn8b8I

8 yıl sonunda dizi bitti.

İzleyen izledi, biraz tartışalım mı finali ?

Beğenen var mı ?  ;D

Dizi çok güzel katledilmiş. Yeterli kış yok diye 2 sene bekletildik ve herşey oldu bittiye getirildi.Tonla yazılcak şey vardır lakin uyumak daha mağkul böyle bir final için yazı yazmaya bile değmez. Benim düşüncem bu yönde.

Ben son sezonu beğenen azınlıktayım :) Daha doğrusu önceki 7 sezondan çok da farklı olduğunu düşünmüyorum. İnternette çılgınlık halini almış bir nefret var, imza kampanyaları falan yapıldı yeniden çekilsin diye. Millet bir dizi için birbirine küfrediyor. Hayret ediyorum, gerçekten psikologların, sosyologların falan incelemesi gereken bir durum.

Elbette kusurlar mevcut, hatta final bölümünde baya baya kötü iki sahne var. Ama genel olarak, dizinin bu zamana kadar taşıdığı alt metine uygun bir son sezon olmuş bence.

Final ile ilgili mini bir anket ekledim.  :)

Final idare eder diyerek oyumu kullandım.

    Tam bir fiyasko diyenlerdenim...

    Başka platformlarda uzun uzun ve ayrı ayrı çok muhabbetinde bulunduğum için burada da nefret saçacak enerjim yok ama şunu demeden geçemeyeceğim; senaristleri demiş ya herkesi memnun edemezdik elbette falan diye...Mesele memnun olup olmama ya da beklentiye göre sonlanıp sonlanmaması değil...Mesele durumdaki ayan beyan amatörlük, aymazlık ve anti-profesyonellik...Yoksa on ayrı final yaparsın, onu da ayrı ayrı makul ve kabul edilebilir olabilir ama bu tavırla ve yaklaşımla değil...İzleyenler, bölüm sonu belgesellerini de izlemişse ve dizinin mimarlarının çocuksu açıklama ve savunmalarına denk gelmişse daha iyi anlayacaktır demek istediğimi...Oyuncuların bile yapım sonrası söyleşilerde kızara bozara renk vermemeye çalışmalarına rağmen dumura uğradıkları ve memnun olmadıkları çok absürt bir amatörlük örneği söz konusu...

    Yazık oldu bize, yazık oldu yıllarımıza, yazık oldu yarınlara...Umudum kitaplarda, tamamlanırsa tabi...

Olay final ve dizinin nasıl bittiği değil. Tahta kimin oturduğu ve diğer her şey tamamen yazara bağlı zaten. Nasıl biterse bitsin beğenmeyen illa olacaktır. Mesele son sezonun çok kötü yazılmış olması, senaryo tutarsızlıkları, karakter gelişimlerinin hiçe sayılması, mantıksızlıklar...

Alıntı yapılan: noir - 27 Mayıs, 2019, 15:34:43
Nasıl biterse bitsin beğenmeyen illa olacaktır. Mesele son sezonun çok kötü yazılmış olması, senaryo tutarsızlıkları, karakter gelişimlerinin hiçe sayılması, mantıksızlıklar...

Alıntı yapılan: ferzan - 27 Mayıs, 2019, 15:27:28
  senaristleri demiş ya herkesi memnun edemezdik elbette falan diye...Mesele memnun olup olmama ya da beklentiye göre sonlanıp sonlanmaması değil...Mesele durumdaki ayan beyan amatörlük, aymazlık ve anti-profesyonellik...Yoksa on ayrı final yaparsın, onu da ayrı ayrı makul ve kabul edilebilir olabilir ama bu tavırla ve yaklaşımla değil...İzleyenler, bölüm sonu belgesellerini de izlemişse ve dizinin mimarlarının çocuksu açıklama ve savunmalarına denk gelmişse daha iyi anlayacaktır demek istediğimi...Oyuncuların bile yapım sonrası söyleşilerde kızara bozara renk vermemeye çalışmalarına rağmen dumura uğradıkları ve memnun olmadıkları çok absürt bir amatörlük örneği söz konusu...

Arkadaşlar gerçekten merakımdan soruyorum, neyi bu kadar "amatörce" ve "berbat" buldunuz, son sezon itibariyle ?
Bir şeyleri kaçırdım/anlamadım herhalde, nerede farklı düşünüyoruz acaba ?

Açıkçası ben beklentimi yüksek tutmadım. O yüzden "idare eder" dedim.

  Final tam bir fiyasko dedim bende. Ferzan'ın dediği gibi çeşitli platformlarda bende çok yazdım ve konuştum. Üzerimde bir Game of Thrones yorgunluğu var. Özellikle kitaplardan ayrıldıktan sonra dizi bütün tutarlılığı yitirdi. Neredeyse bütün karakterin arc'ları özellikle son sezon yok sayıldı. Tekil bölümlerin mantık hatalarından ziyade dizinin geneline yayılan ve karakterleri doğrudan etkileyen "out of character" davranışı benim açımdan dizinin çökmesine sebep oldu. Sekiz sezonun altyapısı hiçe sayan ve dizinin alt metnine uymayan uyduruk final ise tabuta çakılan son çiviydi. Maalesef dağ fare doğurdu.

'Finali İzlemedim' ve 'Diziyi İzlemedim' seçenekleri eklenecek mi?

Alıntı yapılan: pizagor - 27 Mayıs, 2019, 16:47:05
'Finali İzlemedim' ve 'Diziyi İzlemedim' seçenekleri eklenecek mi?

Hayır, eklenmeyecek.

Çok ama çok kötüydü. Zaten dizi 6. sezon ile birlikte düşüş trendine girmişti, 7 kötüydü, 8 ise fiyasko idi. Ve bunun tek sebebi berbat senaryo. Yoksa efektler, sinematografi, oyunculuk, müzik vb. her zamanki gibi muhteşemdi. Dünyanın en popüler dizisine yazık oldu. 2 tane tecrübesiz yazara koca diziyi bırakırsan böyle olur. Hiç HBO'luk bir hareket olmadı.

Alıntı yapılan: ZGeralt - 27 Mayıs, 2019, 09:41:18
Arkadaşlar gerçekten merakımdan soruyorum, neyi bu kadar "amatörce" ve "berbat" buldunuz, son sezon itibariyle?

Söylenecek şeyler var da, spoiler oluşturmamak adına sadece şunu söyleyebilirim, Targaryen'in   Missandei sevgisi aklımı başımdan aldı. Sen neymişsin be Missandei abla diyesim geldi. :) Dizi boyunca  kendi halinde sıradan bir karaktere finalde Truvalı Helen misyonu yüklemek amatörlük değilse nedir?

Alıntı yapılan: ZGeralt - 27 Mayıs, 2019, 09:41:18
Millet bir dizi için birbirine küfrediyor. Hayret ediyorum, gerçekten psikologların, sosyologların falan incelemesi gereken bir durum.

Bi' dönem Zengin ve Yoksul dizisindeki Tom'un ani ölümüyle adeta her evden bir cenaze çıkmış, karalar bağlamıştık. "ellerin kırılsaydı Falconetti" diye başlık atan gazeteler bile vardı. :) ... yazdıklarınızı okuyunca aklıma geldi.

Alıntı yapılan: Gabby - 27 Mayıs, 2019, 19:57:59
Söylenecek şeyler var da, spoiler oluşturmamak adına sadece şunu söyleyebilirim, Targaryen'in   Missandei sevgisi aklımı başımdan aldı. Sen neymişsin be Missandei abla diyesim geldi. :) Dizi boyunca  kendi halinde sıradan bir karaktere finalde Truvalı Helen misyonu yüklemek amatörlük değilse nedir?

Ben diziyi henüz bu hafta sonu izledim, bitmesini bekledim. Bu süre zarfında yorumlardan ve eleştirilerden özellikle sakındım. Bugün ilk defa biraz sosyal medya'da biraz da youtube'da yorumları okudum/izledim. Genel itibariyle en çok rastladığım eleştiriler için şöyle düşünüyorum :

Dikkat Spoiler içermektedir !!!! ----------------

Öncelikle en çok rastladığım Deanerys'in katliam yapmasına olan eleştiri. Deanerys'in bu hale gelmesini adım adım işledi dizi, güçlendikçe daha acımasızlaştı. İlk eylemleri "kötüye" karşıydı, her defasında şirazesi birazcık daha kaydı, yaptıklarının arkasında "köleleri özgürleştirmek" gibi bir amaç olunca da sorgulanmadı, o zamanlardan beri yaptıkları etik olarak tartışmaya açıktır. Ejderhaları (gücü-silahı)büyüdükçe, eylemlerinin şiddeti arttı. Ve yeni bir dünya yaratma arzusu asla taht üzerindeki iddiasından bağımsız bir ideal olmadı, aksine sezonlar ilerledikçe tahtı ve konumu hakkında daha histerik olmaya başladı. Tarly'leri katletmesi ile bence yönü kesin olarak belirlendi, kalan sadece bir kıvılcımdı. Son sezonda üstüne basa basa 7 Krallıkta sevilmediğinin hatta tanınmadığının altı çizildi. Savaşta Mormont'un ölmesi, Missandei'nin katli ve ejderhalardan birinin de ölmesi ile psikolojik çöküşü sonuçlandı. Snow ile akraba olduğununu öğrendiğinde ilk olarak tepkisi taht varisliği için endişesi oldu.  Özetle ben Daenerys'in mad queen'e dönüşünü uzun zamandır bekliyordum, hırs, güç zehirlenmesi, yalnızlık hissi ve psikolojik çöküş, katman katman verdiler, E.Clarke'ın da rolünü çok iyi kotardığını düşünüyorum, bütün hissiyatı bana geçti.

Bir ikincisi Tyrion'un ispiyonculukla suçlanması.  Burada bir karakter değişimi yok. Tyrion kraliçesine güvenmekle hata etti ancak bir karar vermek durumundaydı, o Snow ile Daenerys'in beraber hükmedebileceklerine inandı, ya hiç bir şeye karışmayıp Varys'ın darbesine göz yumacak ve inandığı şeyin yıkılmasın izleyecekti ya da müdahale edecekti. Seçimini yaptı. Burada da bir boşluk göremiyorum ben.

Üçüncü en sık gördüğüm eleştiri ,Night King'in bir darbeyle ölmesi.  Çok açık söylüyorum  Akyürüyen ordusu başka nasıl yenilirse bence büyük saçmalık olacaktı. Çünkü karşılarında teknik olarak yenilmesi imkansız bir ordu var. Ejderha camı kullanmadan ki çok sınırlı bir madde veya yakmadan rakibi yok edemiyorsun, üstelik kaybettiğin her adam karşı ordunun sayısını bir artırıyor. Matematik olarak imkansız. Ayrıca senin ordun insanlardan oluşuyor, korkabilirler ve umutsuzluğa kapılabilirler. Yoruluyorlar ve acıkıyorlar. Hem motivasyon hem lojistik problemlerin var, karşı taraf bunlardan muaf. Elindeki yegane artı kuvvet iki adet ejderha, karşı orduda da bir tane var. Bir zayıf noktası olmak zorundaydı, yoksa dizi Akyürüyenlerin  bütün dünyayı istilası ile sonuçlanmak zorunda.
İnsanlar da plan yaptı, Bran'ı dışarıda yem olarak bıraktılar, tek şansları vardı o da  Bran'ı almaya geldiklerinde Night King'e bir suikast yapmak. Bunu yapanın Arya olması da en doğalı. Dizi geçmiş sezonlarda bilmem kaç bölümü sırf Arya'nın bir süikastçiye dönüşmesini işlemiş. Burada da senaryo çok düzgün şekilde kapanıyor bence.

Şimdilik en çok karşılaştığım üçünü kendimce yazmakla yetineyim. Benim de eleştirilerim var elbette. İlk olarak savaş sahneleri gerektiğinden daha karanlıktı. Sanırım hem biraz kusur örtmek hem de CGI masrafını kısmak için yaptılar bunu, izlerken yordu.
Finaldeki konsey sahnesi, diyaloglar çok kötü yazılmıştı. Evet yine senaryo gereği Bran'ın kral olması tutarsız değil ancak Bran'ın sadece son sezon değil, 8 sezon boyunca yeteri kadar işlenmediğini düşünüyorum. Burada izleyiciye sunulan sahne sığ kalmış, kötü diyaloglarda eklenince tatminsizlik ortaya çıkıyor. Bu eleştiriye ben de katılıyorum.

8 sezon itibariyle Snow dışında güç sahibi herkesin, gücünü korumak veya gücü elde etmek için türlü kötülüklere başvurduğu, her türlü katliamın, entrikanın "taht" için yapıldığı, halkları kimsenin umursamadığı, soyluların güç kavgasında "ezilen çimenler" olduğunu defalarca gösterdiler. En nihayetinde bir ejderha tarafından yakılarak katledilenler de onlar oldu. Game of Thrones 8 sezon boyunca bu çizgisini hiç bozmadı, asla klişe mutluluklar yaşatmadı. Sadece Snow bütün yükü ve sorumlulukları ,insanların iyiliği için yüklendi, nihayetinde sevdiği kadını hançerlemek zorunda kalsa bile doğru olanı yaptı, kişisel hırslarından arınmış, güç zehirlenmesine maruz kalmamış tek soylunun sürgün edilmesi ile bitti dizi.

Ayrıca kimse pek umursamıyor ama son sezonda kullanılan muazzam müzikler, oyuncuların performansı, sinematografi hepsi üst düzeydi. İşte tüm bunlardan dolayı ben son sezonu beğendim.
Ancak G.O.T. hiç bir zaman benim izlediğim en iyi dizilerden biri olmadı, onu da söyleyeyim :)

Dikkat Spoiler Bitti  :) -------------------

Başlığın kendisine !!! Spoiler içerir !!! yazdım.

Tek tek spoiler uyarısına gerek yok.  ;D

Alıntı yapılan: ZGeralt - 27 Mayıs, 2019, 23:24:53
Öncelikle en çok rastladığım Deanerys'in katliam yapmasına olan eleştiri.

Seninle aynı fikirdeyim. Katliama kesinlikle şaşırmadım. Özellikle ejderha'nın kaybı sonrası bunalıma girmişti.

Alıntı yapılan: ZGeralt - 27 Mayıs, 2019, 23:24:53
Bir ikincisi Tyrion'un ispiyonculukla suçlanması.

Bu bölüm çok zayıftı. Tam bir temele oturtulamadı. Tyrion'dan başka bir hamle beklerdim.

Alıntı yapılan: ZGeralt - 27 Mayıs, 2019, 23:24:53
Üçüncü en sık gördüğüm eleştiri ,Night King'in bir darbeyle ölmesi.

Burası da bana tutarsız gelmedi. Sonuçta olay Night King'de bitiyor.

ilk 5 sezon keyif almıştım. çok güzel işleniyordu bir ciddiyet vardı bir olay olunca voah çekebiliyordum. ama sonralara doğru bir heyecan hissi uyanmadı izlemiş olmak için izledim resmen. yakın zamanda kitap evrenine girip yoluma bakıcam artık. dizi evreni tam bir fiyasko oldu benim için. kitaplar için daha büyük umutlarım var ama kısa vadede okumak için zaman ayırabileceğimi sanmıyorum.

Beğenmediğim ilave bölümler

- Cersei ve Jaime'nin ölümleri çok dandik oldu

- Daenerys Targaryen'in ölümünden sonra bir anda konsey ile karşılaştık. Arada ne oldu ?
  Konseyin Jon Snow kararı da inandırıcı değildi

- Brienne of Tarth Jaime tarafından şövalye ilan edildi, hop konseyde yeri hazır

- Tazı ve abisinin dövüşünü beğenmedim, daha iyi olabilirdi

Final değil final sezonu toptan fiyasko.

Bir sürü kurgusal hata yanında kahve bardağı, pet şişe su vb ile de harikalar yarattılar.

2 yıl ara verilen dizinin senaryosu üzerine bell ki hiç çalışılmamış. Son gece sınava çalışan öğrenci misali oturup çala kalem bir şeyler yazmışlar gibi duruyor.

Bu dizi Sons of Anarchy'nin kurgusu yanında çırak çıkar.

Toplam Oy Verenler: 30

Finali çok beğendim ................... 1 (3.3%)

Final idare eder ......................... 8 (26.7%)

Finali beğenmedim ..................... 3 (10.0%)

Final tam bir fiyasko .................. 17 (56.7%)

Kararsızım ................................ 1 (3.3%)

Haberlere göre HBO yeni Game of Thrones dizisi için yazar aramaya başlamış.