Her şey göz açıp kapayıncaya kadar olmuştur. Halk ne olduğunu anlayamadığı için katil kalabalığın arasına karışıp kolaylıkla ortadan kaybolmuştu. Neşe içinde eylenceye devam eden halk şeref locasında cereyan eden acı olaylardan habersizdi.
Zagor ise emektar dostunun bu işi nasıl yapabildiğini düşünüyordu.
-- Olamaz. İnanamıyorum. Oysa çok iyi gördüm oydu. Körkütük sarhoş olmalı. İyi ama o subayı neden vurdu? Nereye gitti acaba? Askerler yakalamadan bulmalıyım onu!
Askerlerin koşuşması arasında kalan halkın çoğu olup bitenden habersiz eğlenmeye devam ediyordu.
Zagor endişe içerisinde dostunu aramaya devam ederken dostunun sesini duyar.
-- Karamba karambita. Hey Zagor!
Baltalı ilah sese doğru döndüğünde aradığı dostunu görür. Zagor dostuna biraz evvel olanları anlatır. Çiko ise başındaki ağrıdan başka bir şey hatırlamamaktadır. Ve işin aslı anlaşılır. Çiko'yu bayıltarak onun elbiselerini giyen biri bu çinayeti işlemiştir. Çiko bu durumda yapılması gereken ilk şeyi yapmaya, yani, üzerindeki siyah kostümü çıkartmaya başlar. Ama ne yazık ki o anda askerlere yakalanırlar. İtirazları bir işe yaramaz ve tutuklanırlar.
Kalede, Albayı neden öldürdüğü sorusuna Çiko ne kadar bunu kendisinin yapmadığını o kendine has saf tavrı ile söylemeye çalışsa da çavuşu ikna edemez. Ardarda dostuna inen tokatlara seyirci kalamayan Zagor elleri bağlı olmasına rağmen müdahale etmek ister. Zagor biraz tartaklanır ve yere düşer. Onun işini bitirdiklerini düşünen askerler tekrar Çiko'ya dönerler. Zavallı Çiko elleri ve kolları bağlı bir vaziyette oturtutduğu sandalyede tokatları yemeye devam ederken Zagor bağlarından kurtulur. Tahmin edeceğiniz gibi bu, çavuş ve odada bulunan diğer işkenceci askerler için hiç iyi olmaz.
Askerlere temiz bir sopa çeken Zogor'un o muhteşem savaş çığlığı kalenin içinde yankılanır. Ve bu çığlık oraya eski bir dostu çeker.
-- Haykırmanı nerede duysam tanırım Zagor. New Orleans'a hoşgeldin.
Zagor
-- Vay canına... Kimi görüyorum?! Teğmen Ellis. Edward Ellis.
-- He he! Yanılıyorsun dostum. Teğmen değil Yüzbaşı.
Eski dostuyla karşılaşan Zagor ve Çiko'nun konumu değişir. Albayın ölümünden sonra kaledeki en yüksek rütbeli subay Ellis'tir. Artık onlar tutuklu değil misafirdirler. Hazırlanan akşam yemeği masasının etrafında üç arkadaş olanları birbirlerine anlatırlar. Yüzbaşı Ellis, son zamanlarda adına "nehir çocukları" denilen bir örgütün bu gibi faaliyetleri olduğundan bahseder.
Yzb. Ellis
-- Amerikan ordusuna karşı kurulmuş geniş bir örgütün üyelerine verilen ad bu! Bu bölge, yakın zamana kadar Fransızların yönetimindeydi. Birleşik Devletler'e yeni katıldı. Fakat eski Fransız kültür ve gelenekleri halk üzerindeki büyük etkisini hâlâ sürdürüyor.
Zagor, Ellis'e yardım etmek ister. Karnavalı durdurmasını ve şehirde sürekli devriye gezdirmesini söyler. Ancak Ellis bunun imkansız olduğunu söyler. Çünkü kalede şu anda sadece 75 asker vardır ve bunların arasında ahçılar, sıhhiye erleri ve ömürlerinde eline silah almamış askerlerde bulunmaktadır. Asıl askeri kuvvet ise ikiyüz mil Kuzeyde nehir kıyısındaki Natchez'e yeni bir kale inşası icin Albay tarafından gönderilmiştir.
Zagor ve Ellis o askerleri geri çağırmak üzere ertesi gün tanyeri ağardığında yola çıkarlar. Missisipi'nin üzerini kaplayan sisin arasında bir nehir gemisi ağır ağır yol alırken, kıyıdaki fakir insanlara ait derme çatma kulübelerde ve yeşillikler arasında yükselen küks binalarda gün yeni başlıyordu. Zagor, Çiko, Ellis ve birkaç asker nehir gemisinde yol almaktadırlar. Başlayan sağanak yağış ve yoğun sis sebebiyle görüş mesafesi düşmüştür. Son anda önlerine çıkan sandalı ferkettiklerinde çarpmamak için yaptıkları hamle yeterli olamamış ve sandal sulara gömülmüştür. İçindeki iki kazazedeyi kurtarmak üzere Zagor ile Çavuş Rourke nehre atlarlar. İki zenci kurtarılarak gemiye çıkartılırlar
Gece olup herkes uykuya çekildiğinde sıçaktan bunalıp uyuyamayan Çiko'nun gürültüsüne Zagor'da uyanır ve temiz hava almak için güverteye çıkarlar. Karşılarına Çavuş Rourke çıkar, sendelemektedir.
-- Zenciler!.. İkisi... Çabuk olun!
Çavuş sözünü tamamlayamadan sırtına gömülmüş bıçakla Zagor'un ayaklarının dibine serilir. O sırada iki zenci ambardan çıkmaktadır ve Zagor durumu kavrayarak hemen üzerlerine atılır. Zencilerden biri suya atlar diğerini Zagor yakalar. Amaçlarını öğrenmek istemektedir ama, bunu anladığında artık çok geç kalmıştır. Tam o anda geminin kıç tarafında bir patlama olur ve alevler her yeri sarar. Askerler suya atlamaya çalışırlarken büyük bir patlama daha olur. Etrafa savrulan parçalardan biri Ellis'in kafasına isabet ederek bayılmasına sebep olur. Ellis'i kucaklayan Zagor suya atlar. Nehir çocuklarının saldırısı gene pahalıya mal olmuştur.
Bu güzel maceranın devamını merak ediyor musunuz ?
556-58 sayılarda Zagor eski dostu Binbaşı Ellis,Marcel Dutronc ve azılı düşmanı Alphonse de Marigny ile tekrar karşılaşacak.
Ayrılıkçı "Nehir Çocukları" örgütü yeniden faaliyete geçiyor. Bu ay Lal 544.sayıyı yayınladı.
Demek ki tam bir yıl sonra Lal bu macerayı yayınlayacak. Zagor dostlarından birileri belki örnek sayfalar yüklerler.
Kapaklar için teşekkürler Hasan Bey. Meğer macera 48 sayfa daha devam ederek 559.sayıda bitiyormuş.
Gerçekten ilk macera kadar sürükleyici uzun soluklu bir macera. Marcello Mangiantini de çok güzel çizmiş.
bunlarda iç sayfadan
ellerinize saglik