Teks Özel Seri (Dev Albümler 25.Cilt sonrası)- Çizgi Düşler

Başlatan köstebek, 26 Şubat, 2016, 11:14:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hennessy

Year One tadında bir hikaye. Tex kanun kaçağı olarak adlandırılıyor. O da adını temizlemek için tüm düşmanlarını yakalamaya çalışıyor. Eski bir anı anlatımı tarzı ile başlıyor hikaye.

Tex'in acemilik zamanında ne kadar hatalar yaptığını görüyoruz. Fena bir hikaye değildi. Çok iyi mi eh işte. Ama çizimler gene çok sağlamdı.

Son sahnede Tex'in dostuna veda edişi gerçekten iyi aktarılmış.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

dean


Mrtekin

They drew first blood...

BAHADIR


Mrtekin

Alıntı yapılan: BAHADIR - 05 Ocak, 2019, 16:44:35
Teks okuyoruz Mehmet bey... O kadar farkı olsun... ;)

Olsun bakalım, Bahadır Bey. Ne de olsa gurme Teks fiyatı:-)
They drew first blood...

memospinoz

Alıntı yapılan: dean - 05 Ocak, 2019, 13:27:48


  Sayfa Sayısı: 240
  Etiket Fiyatı: 40 TL

Senaryo: Mauro Boselli

Çizer: Stefano Andreucci

Kapak: Stefano Andreucci

ferzan



    Dev albümler bitti, sıra geldi mini-dev albümlere...Neden sonra başlayabildim sonunda, arayı hızla kapatacağımı düşünüyorum yaza kadar...

    Oregon' a Doğru adlı bu maceraya dair fazla beklentim yoktu, sadece bir süredir sosyal medya üzerinden de hayranlıkla takip ettiğim Carlos Gomez 'in çizgilerinin tadını çıkarma düşüncesindeydim, metin de ortalama ise pişman etmeyecek bir pazar okuması daha olacak diyordum ama okumaya başlayınca lafımı yuttum...

    Baştan sona hem çizim, hem de metin kalitesi olarak çok sevdim...Manfredi yazmış zaten, daha ne olsun...Göstermiş gene farkını...Gomez de keşke aylık seriye transfer olsaymış, gerçek bir kayıp bence Teks için...Muhtemelen teklif etmişlerdir ama o Dago ve diğer işleri için istememiş olabilir...Her şey bir yana, gerek hikâye gerek çizim, muazzam bir iş çıkmış ortaya, tam örnek bir çalışma olmuş...Teks okumayan birine dahi vermelik, tertemiz bir macera olmuş...Ben pek sevdim, bayıldım hatta...

    Bir Manfredi klasiği olarak aynı öyküde paralel birden fazla hikâyeye yer verip ana yola bağlanmış, onu da ayrıca sevdim...Sıra dışı bir katilin (üniversite okumuş ve miras sahibi çok hassas ve kırılgan bir zengin çocuğu) peşinde dört eyalet boyunca nal teperken kuzeye evlilik için giden ve önceden beri beklenen bir grup kadın ile yol üzerindeki asi yerli güruhunun bağdaştırılma şekli ile ana damarı besleyen yan hikâyelerin ana kurguyla olan bütüncül uyumu, sinema filmlerini aratmadı...Çizgi roman için değil de sinema için yazılsaydı, muhtemelen The Searchers ya da Rio Bravo tarzı harika bir film olabilirmiş bu hikâye...

    Mini-dev albüm okumalarımı yorumlamaya bu başlık altında devam edeceğim...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

caretta

Yorumlarınıza aynen katılıyorum Dorukhan Bey.3 kez okuduğum harika bir macera.Sizin dediğiniz
gibi bir western film tadında...

ferzan



    Pazar Teks 'im bu albüm oldu...

    Dev albümlerde (bizde mini-dev oldu) senaryoları bir süredir Boselli sırtlanmıştı (geçen bölüm Manfredi idi), bu albümde Nizzi yeniden devreye girdi...Giriş yazısından anlıyoruz ki aslında çok daha önceden hazırlanıp rafta bekleyen ve ara ara revizyonları yapılan bir maceraymış...Nizzi adını görünce yine ortalama bir beklenti hasıl oldu bende...Ne var ki okudukça gayet de aktı gitti...Sıkıcı değil, çok klişe değil, kendi devrinde akıp giden ve sürükleyen bir hikayeydi...Hiç bir zaman favori hikayelerimden olamayacak ama hakkını da yememek lazım...Çizer Seijas için de zaten diyecek laf yok...Aylık seride de sinematik üslubunu severek takip ediyorum şahsen...

    Yine de Seijas gibi bir çizere bence Ruju gibi bir senarist daha iyi gidiyor...Nasıl ki Boselli - Font, Segura - Ortiz, Nizzi - Villa, ikilileri bir araya geldiğinde gayet sıradışı maceralar ortaya çıkıyorsa aynı şekilde Ruju - Seijas ikilisini de birbirine yakıştırıyorum...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Dünkü pazar Teks 'im bu albümdü...

    Müthiş bir macera değildi, nispeten alışıldık ya da tahmin edilebilir öğelerle doluydu ama okurken her zaman olduğu gibi bir an olsun sıkılmadım...Serinin senaristliğini bir süredir devralan Boselli gene ince detaylara girmiş kültürel açıdan, ayrıca El Morisco 'yu ve uşağı Eusebio 'yu yeniden görmek güzeldi...Anladığım kadarıyla orijinal 388. sayıda başlayan (bizde Aksoy Yayıncılık son 8 sayı) ''Pilares 'e Geri Dönüş'' adlı çok uzun (aynı zamanda da çok sevdiğim) maceranın üzerinden çok zaman geçmemiş bu hikayeye göre...Oysa her iki maceranın üretimi arasında nereden baksak 20 yıl var ama ne gam, çok iyi bildiğim o macerayla ilgili bazı muhabbetlerin geçmesi hoşuma bile gitti diyebilirim...

    Civitelli, Teks için yeni bir isim değil elbette...Yıllardır çizdiği maceraları aylık seride görüyoruz, okuyoruz...Yalnız bu albüm için ekstra özenmiş sanırım, o tertemiz ve detaycı grafiksel üslubu en üst seviyede idi...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

caretta


ferzan



    Dünkü pazarın westerni de bu Teks albümü oldu...

    İyi olmakla birlikte standart bir Teks kalite çıtasında olduğundan ne hayal kırıklığı yarattı, ne de şaşırttı...Her zamanki ideal, akıcı ve okunası Teks maceralarından ama ayrıca özel kılan bir yanı yok sanıyorum...Yazar Boselli gene de son kertede karakterin ezberini bozacak ufak çaplı denemeler yapmış...Maceranın son sayfasının son panelinde Teks 'in söyledikleri, en tutucu Teks okurunu bile hafifçe gülümsetecek nitelikteydi...Bu tarz rutin kırmaları sevmekle birlikte karakteri olduğundan daha gerçekçi kılıyor...

    Çizer Andrea Venturi 'nin hikayesini de öğrenmiş olduk macera öncesindeki röportaj kısmında...Açıkçası aylar önce okumuş olduğum bir Dylan Dog macerasının (Hoz 25. cilt) , Venturi 'nin ilk ciddi çizgi roman projesi olduğunu öğrenmek beni şaşırttı...Büyülü Rüzgar 'ın ilk 31 sayı kapaklarında falan çok büyük bir yetenek gibi gelmezdi bana, hatta aylık Teks serüvenlerinde de onun çizdiği öykülerde pek heyecanlanmazdım ama bu albümün girişindeki takdimi okuyunca anladım ki büyük bir yetenekmiş...Zaten yıllardır Teks kadrosunda olmasına rağmen (aşağı yukarı 24 yıl) nispeten daha yakın tarihli bu albümde gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış...İlk kez Teks çiziyormuş gibi özenle ele almış her sayfayı...

    Gelecek haftanın Teks okumasını iple çekiyorum, zira çok sevdiğim çizer Corrado Roi 'nin kasvetle resimlediği bir albüm var sırada...Üstelik metinler de Pasquale Ruju imzası taşıyor...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Dünkü pazar Teks 'im bu albümdü...

    Her zamanki gibi fena olmayan ama yer yer tahmin edilebilir olmaktan kaçınamayan, Teks genel kalite çıtasını düşürmeyen hikayelerdendi...

    Bu albümün getirisi benim için hikayeden ziyade çok sevdiğim çizer Corrado Roi 'nin çizgilerini Teks gibi bir konseptte 240 sayfa boyunca seyretmekti...Roi 'nin mesleğe başlarken kendi kuşağının harika çocuklarından olduğunu giriş yazısında öğrendiğimde şaşırmadım ama senarist Pasquale Ruju 'nun aslında mimar olduğunu, TV dünyasının mutfağında yer alıp profesyonel bir dublaj sanatçısı olduğunu öğrendiğimde epey şaşırdım...Teks serilerinde bir süredir nitelikli öykülerini okuduğumuz bu yazarın Bonelli ailesine katılması ise geçmişte, yazmış olduğu kısa bir Dylan Dog öyküsünü alıp kapıyı çalmasıyla gerçekleşmiş...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Bu pazarın Teks 'i bu albüm oldu...

    Öncelikle albümün çizeri Massimo Rotundo 'dan başlayayım...Bizde de yayınlanan Volto Nascosto, Shangai Devil ve Brendon serilerinden aşina olduğum bir çizerdi ama favorim değildi asla...Hatta bu pazarın albümündeki çizgilerin sahibi olduğunu görünce bir parça burulmuştum bu pek çekici bulmadığım ismi...Ne var ki evvelâ albümün başındaki takdimi ve röportajı okuyunca bir parça toparladım ve çizgilerinden keyif alabileceğimi düşündüm...Evet, gerçekten özel bir sanatçı ama benim favorim olmayacak...Buna rağmen Ruju 'nun senaryosu da albümü okumama yardımcı oldu ve son sayfayı okuyup kapağını kapattığımda gayet memnundum...Teks serisinde adını görmek istemem, zaten kendisi de western türüne çok az bulaşmış, başka türlerde harikalar yaratan usta bir bilek ama bu albümde Teks 'e yakışan bir işçilik de çıkarmış, yalan değil...Profesyonelliğini konuşturmuş...

    Hikâyeye gelirsek...Gayet sıradan bir hikâye olacakken aslında barındırdığı çeşitlilik ve üç ayrı hikayeyi tek hikaye haline getirmesi dolayısıyla o sıradanlık hissini okuma esnasında kırdı...Ruju 'nun gayet tahmin edilebilir ve alışıldık konular işlerken ki özgün yaklaşımı ve mevzuları iç içe geçirme yeteneği, albümü gözümde bir parça daha özgün kıldı...Yalnız sonlara geldikçe anladım ki albüme adını veren fırtına, bir mecaz değil de gerçek bir fırtınaymış...Bu bakımdan albümün ruhu, bana Büyülü Rüzgar 'ın çok sevdiğim maceralarından biri olan ''Chicago Yangını'' 'nı hatırlattı...Orada yapay bir afet vardı, bu albümde ise doğal bir afet...

    Sözün özü, gayet sıradan ve herhangi ayırt edici özelliği olmayacak bir okuma yaptığımı sanıyorken, çok büyük olmasa da makul düzeyde sürprizlerle gene çıtayı korumasını bildi...Senarist Ruju, bir Boselli olmasa da kendine has çözümlemeleri ve klişeleri ele alış şeklindeki orijinalliğiyle bundan sonra hep radarımda olacak...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Bu pazar Teks 'leri çiftledik...Aynı zamanda da mini dev albümlerde güncele yetişmiş, arayı kapatmış oldum...Darısı klasik serinin başına...

    Yüzbaşı Jack

    Bu albümün esas adamı çizer Enrique Breccia...Öteden beri işlerine bayılırdım, bu albüm İtalya 'da çıktığı sıralar da hemen dijitallerine ulaşmıştım şans eseri de olsa...Bakmaya doyamadığım, Latin coşkusunu dibine kadar veren bir stili var ustanın...Aynı zamanda da çok yönlü bir abimizmiş...At yetiştiriciliği, belediye başkan yardımcılığı gibi alanlarda da boy göstermiş, çok yönlü çizerliğine çok yönlü yaşam şeklini de ilave etmiş...

    Yalnız anlamadığım bir nokta var...Enrique Breccia, Latin Ekolü 'nün en önemli çizerlerinden Alberto Breccia 'nın oğlu ama albümdeki röportajda babasından hiç bahsetmiyor...Üzerinde pek fazla kimsenin etkisi olmadığını belirtiyor, nadiren etkilendiği isimleri sayıyor ama babasının adı geçmiyor...Oysa adını ilk duyurduğu çalışmasını (bizde de yayınlanmış olan çizgili Che Guevara biyografisini) babasıyla birlikte resimlemişti ve şu an kaynağı hatırımda olmayan başka bir bilgiden hatırladığım kadarıyla çizgi romancı olmasında da babasının etkisi büyüktü...Bu vefasızlık örneği garibime gitti...Basit bir ihmal olmasını dilerim...

    Tito Faraci 'nin hikayesi fena değildi...Sürükledi, okuttu ama yer yer atlama hissi yaşattı...Doygun ve derin bir Teks okumadığımı biliyorum...Hatta Enrique Breccia çizmeseydi bu denli ilgi çeker miydi diye düşünmedim değil ama sanki bazı yerlerde 8'er, 10'ar sayfalık ekstra anlatımlar ve geçişler olmak suretiyle kitap toplamda bir 40-50 sayfa daha fazla olsaydı, hikaye de daha dişe dokunur geçişlerle atlama hissi yapmazdı diye düşünüyorum...Breccia 'nın anlatımı yorumlama şekli yer yer yadırgatsa da o güzelim çizgileriyle bazı alışılmadık yaklaşımları telafi ediyor, hatta aşırı detaylı tanımlamalar ve ufak eylem ilaveleri (özellikle silah doldurma-boşaltma panellerinde) ayrıca lezzet katmış...

    --------------------------------

    Muhteşem Kanun Kaçağı

    Çizer Stefano Andreucci 'nin tüm yeteneğini konuşturduğu bu hikayeye dair beklentim yüksekti...Klasik Seri ilk sayıda, Teks 'in birilerinden kaçtığını ve kanunsuz biri olduğunu görmüştük...İşte bu macera da o dönemlerde başlıyor ve bir açığı daha kapatıyor...Ne var ki okuması biraz sorun oldu benim için...

    Çok sevdiğim Mauro Boselli yazmış, yeteneğine iyiden iyiye hayran olduğum Andreucci çizmiş ve hikayenin merkezinde 20'li yaşlarındaki genç Teks, bilekliği, püsküllü gömleği, koyu renk blue-jean 'i ve sevgili atı Dinamit ile boy göstermiş...Keyif alınmaması imkansız bir macera diye düşünmüştüm ama bitsin diye zorladım kendimi...Kötü değildi elbette ama çok da bayılarak okuduğumu söyleyemem...

    Bu öyküde beni zorlayan bir diğer unsur da balon yazıları oldu...Bilirsiniz, normalde dev albümler de küçük boy fumettiler gibi balonlanırdı ama çok azında büyük boya göre uygun bir balonlama yapıldığı oluyordu...Çoğunlukla küçük boya göre balonlandığından, albümün ebatları bizde ufaldığında da çok sorun olmamıştı ama bu albümü orijinalde büyük boyda doygun duracak şekilde balonlamışlar, dolayısıyla ebat küçülünce yazılar da nispeten küçüldü...Büyükte okusaydık o balonlar yormazdı ama küçükte okuduğumuz için bir daralma hissi yaşadım...Yüzbaşı Jack 'i bir saatte su gibi bitirmişken bu albümü iki buçuk saatte zor bitirdim...

    --------------------------------

    Bundan sonra Çizgi Düşler Aylık Seri ile pazar okumalarım devam edecek...Şu an için çıkmış 36 kitap var ikişer sayıdan, beni epey bir süre götürecek sanıyorum...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com