Yargıç Dredd - Presstij Kitap (IDW)

Başlatan İlhan Yılmaz, 14 Mayıs, 2017, 17:32:53

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

OZAN BALIM

Cilt 1 satıştan çekilmiş sanırım. Önsatışta tükendi mi yoksa?


Darkopal

Alıntı yapılan: OZAN BALIM - 06 Ocak, 2021, 02:50:24
Cilt 1 satıştan çekilmiş sanırım. Önsatışta tükendi mi yoksa?
Ön sipariş sonrası bağlantının yeni sayfa düzenine göre ayarlanması gerekirken eski haliyle kalmış. Şu an ayarlandı, herhangi bir sıkıntı yok. Uyarınız için teşekkürler.

OZAN BALIM

Rica ederim. Şu an okuyorum, umarım sonraki ciltleri de çok beklemeyiz.

Alıntı yapılan: Darkopal - 06 Ocak, 2021, 11:40:30
Ön sipariş sonrası bağlantının yeni sayfa düzenine göre ayarlanması gerekirken eski haliyle kalmış. Şu an ayarlandı, herhangi bir sıkıntı yok. Uyarınız için teşekkürler.

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

worldman


Darkopal



7-12. fasikülleri içeren Yargıç Dredd Cilt 2 sert kapaklı olarak ön siparişe açıldı.

Ön sipariş için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Abysmal


ferzan

    Fasikül yayını başladığından beri alıyordum da, bir türlü okumak nasip olmamıştı. Birkaç sene önce başlamıştım gerçi ama araya başka şeyler girdi, okuduğum birkaç sayı da yarım kaldı. Aslında benim meylim oldum olası İngiliz haftalık 2000AD dergilerindeki Judge Dredd 'lerdeydi. 32 sayfa haftalık 2000AD 'de 5 'er sayfa yayınlanırken ayrıca bir de aylık dergisi vardı 132 sayfalık Judge Dredd Megazine diye. Sevgili Kharon 'un hediyesi sayesinde eski 2000AD dergilerine ve bazı derleme albümlere sahip olmuştum. IDW 'nin Amerikan varyasyonu çok da ilgimi çekmemişti, İngiliz büyük boy ve enine geniş sayfa formatındaki tadı vermez diye düşündürttü ama bir seri fasikül olmaya görsün, hemen damlarım. Hiç okumayacağımı bile bile ve zerre kadar ilgim olmadığı halde Star Trek 'i bile fasikül fasikül almıştım. Dolayısıyla Judge Dredd 'in de ilk 13 fasikülünü çıktığı zaman sırasıyla almıştım. Nitekim okuması bu haftaya kısmet oldu. Son çıkan #14, #15 ve #16 'yı da yakında almayı planlıyorum.

    İngiliz Judge Dredd 'lerinde yine İngiliz usulü hafif soğuk bir kara mizah var gibi gelmişti bana. Yalnız o kara mizah ciddiyet sosuyla servis ediliyordu sanki. Bu da serinin sertliğini absürtlükle harmanlayıp bambaşka bir hava katıyordu. Amerikan versiyonunda ise tamamen kara mizaha ve absürtlüğe teslim olmuş. Fena mı olmuş, hiç de fena olmamış. Bazı dinamikleri bana eski L-Manyak / Lombak dönemi absürt-psikopat çizgi öyküleri hatırlattı. Vazgeçilmezim olamayacağını daha okumadan anlamıştım ama öyle ya da böyle keyifli zaman geçirtip değişik tatlar verebildi. Ben oldum olası ABD dışı üretimlerin (film-dizi-çizgi roman vs.) ABD versiyonlarına gıcık olurum. İlla orijinal yapımlarını bulup izlemeyi severim, daha anlamlı gelir bana. Sadece Shameless dizisi gibi birkaç istisnada esnetirim bu tutumumu, onlarda ABD versiyonlarını daha sivri ve uyumlu bulurum. Judge Dredd benim için kesinlikle ikinci kategoriye girmiyor, yani ABD versiyonunu seçeceğim bir çizgi roman değil ama bu başlığa konu olan ABD versiyonunu okuduğuma pişman mıyım? Hayır, değilim. İngiliz orijinalini gözümde yıprattı mı? En azından frankofon Conan 'daki gibi yıpratmadı. İki versiyonu ayrı tutup ikisini de tat almaya değer bulabildim mi? Sanırım buldum. Judge Dredd 'in ABD versiyonunu okumasaydım incilerim dökülür müydü? Hayır, dökülmezdi. Muhtemelen hiç de eksikliğini çekmezdim ama okuduğum için fazladan boncuğum olacağını da tahmin etmezdim.

    Fasikül yayınındaki 24 sayfanın 22 sayfası çizgi roman (comicslerin %90 'ında olduğu gibi). Bu 22 sayfanın 16 sayfası ana akışa odaklanırken, devamındaki 6 sayfası da o sayıdaki ana akışla ilgili bağımsız bir arka plan öyküsünü ele alıyor ve yine ana akışın aksine sonraki sayıya sarkmıyor, 6 sayfada başlayıp bitiyor. Şimdi, ne oluyoruz diyorsunuz önce. Hatta o 6 sayfalıklara uyuz oluyorsunuz. "Ulan ne gerek vardı, ana hikayenin suyu mu çıktı da çok lazımmış gibi bir de 6 sayfasını kısa hikayeye ayırmış ABD 'deki yayıncısı." demiştim ama o kısalardan da ayrıca tat aldım. Biraz ekşi, biraz tuzlu, biraz tatlı olsa da tat, tattır. Tabağıma geleni yerim her zaman.

    Mega Şehir 1 'in içinde cereyan eden ve güncel pek çok şeye göndermelerde bulunan, saçma gibi görünen ve aslında gayet saçma da olabilen çeşitli olaylarla akış başlıyor ve devam ediyor. Yapay zekalarını fazla geliştirip hak hukuk mücadelesine giren ve bağımsızlığını ilan edip kentin bütün elektronik aksamının aklını çelen robotik formlar mı dersiniz, bir AVM 'nin bahçesinde çeşitli teknolojik oynamalar sonucu organik döngüye girip yetişme ve meyve verme süreçlerini hızlandırılmış olarak dekoratif bir şekilde sunan masum bir ağacın terör saldırısına alet edilmesini mi ararsınız, yoksa popüler bir görsel içerik üreticisinin (şimdiki Youtuber 'ların birer author yönetmene evrildiklerini ama telmaşalıklarından bir şey kaybetmediklerini düşünün) koruma robotunun ihanetine uğrayarak ipliğinin pazara çıkarılmasını ve başlık vizörüne birebir gerçek cinayet ve katliamları kaydetmek zorunda kalıp farkında olmadan hayatının malzemesini kayda almasını mı... Yargıçlar, Mega Şehir 1 'in polisi, jandarması değil de fazla yetkiyle donatılmış ve özenle seçilip yetiştirilmiş bekçileri (istem dışı olarak aklıma bizim mahalle bekçileri geliyor). Yargılamayı da, infazı da aynı anda gerçekleştirebiliyorlar. İyi yetiştirilmişler ama ütopik bir polis devleti despotluğunu pembe şekerlikte sunarak kendi içinde belli belirsiz dalgasını geçmeyi bilmiş. Yargıçlar da çeşitli departmanlara ayrılıyor, psişik departman da bunlardan biri. Suçu daha zihindeyken keşfedip suç işlenmeden önce hapse mahkum ettikleri henüz masum insanlar bile oluyor. :P Ayrıca her biri birer konsantre şiddet tutkunu adeta. Dredd en göze çarpanları. Bana kontrolden çıkmış ve kendi kara mizahını oturtmuş psikopat bir Batman 'i hatırlattı. Kanun koruyuculuğunu abartılı bir ciddiyetle ele alıp ortalığın canına okuduğundan, bu kanun koruma coşkusu yer yer gülümsetiyor. Belli bir klası yok, mutant teröristle çöp öğütme robotuna eşit düzeyde şiddet uyguluyor. Hani, şiddetinin ayarı yok. Muhtemelen sakız da çalsanız o anki coşkuyla kafanızı patlatabilir. Kanunlar da tavizsiz, hapis yerine izo-küpten (izolasyon küpü) bahsediyor ama henüz görmediğim için izo-küplerin neye benzediğini bilmiyorum. Her halükarda serinin bu abartılı dünyasını sevdim demeyeyim de, kısmen eğlendirici buldum. Tabi kayıtsız bir kısmi eğlendiricilik değil. Çok da uzak olmayan bir geleceğe dair karamsar tahayyülümden ötürü buruk gülümsemeden ibaret bir eğlendiricilik diyebilirim.

    Kısa hikayelerde de atıyorum o sayının 16 sayfalık devamlı akışında bir yargıç suça karıştı diyelim. 6 sayfalık hikayede o yargıcın suça karışma arifesini kısa öykü olarak görüyorsunuz. Ya da misal veriyorum ana akışta mantıksız bir klon mevzusu işlenmişse, devamındaki kısa hikayede sadece ailesini gördüğümüz ergen irisi bir klonun hikayeyle alakalı olarak bir yan etkiden muzdarip oluşunu yine o 6 sayfalık kısalarda okuyoruz. Kısalar bitiyor ama 16 sayfalıklar sonraki sayılarda ardışık bir şekilde akmaya devam ediyor.

    Çizeri de hikayelerdeki rüzgara kapılmış sanırım. Belki çizerleri demeliyim, bilmiyorum. İlk defa yazar-çizerine hiç dikkat etmeden, görsel üsluba da kafa yormadan dümdüz bir okuma gerçekleştirdim ama serinin olayı da bu olsa gerek. Öyle aman aman detaylı tasvirler, ayrıntılı çizimler yok. Pratik bir şekilde hikayesini resmedip geçmiş. İngiliz versiyonunda ben daha fazla detay ve atmosfer hatırlıyorum ama bunda detaysız bir atmosfer var. Zaten hikaye ve görsel bir araya gelince anlıyorsunuz ne ölçüde ciddiye alıp okumanız gerektiğini. Bir absürtlük silsilesi ve meşrebince ayak uyduruyorsunuz. Bu esnada da aslında eğlenmiş olduğunuzu okurken olmasa bile sonradan fark ediyorsunuz. Önce "bu neydi şimdi, niye okudum ki ben bunu?" derken "hımm" sesi eşliğinde duraksayıp "fena da olmadı hani" diyebiliyorsunuz. Bende öyle oldu en azından. Muhtemelen tat alamayıp, üstüne sinirlenip bir daha dönmemecesine yarıda bırakacağımı düşünürken aradan biraz zaman geçince ve kafası arkadan yavaş yavaş gelince "devamı olsa okurdum şimdi" diyebildiğimi fark ettim.

    İçerik dışında şunu belirtmeden geçemeyeceğim; Türkçeleştirme esnasındaki görsel uygulama ve inisiyatif kullanılarak yapılmış bazı değişiklikler, seriye olan sempatimi artırdı. Bunu bilhassa 7. sayı için söylüyorum. O sayının 3. sayfasındaki el çizimi başlığın orijinalinden farksız bir görsellikle Türkçeleştirilmesi (Veli Okulan faktörü) ve 6. sayfadaki arka plan neon yazılarındaki göndermeler beni benden aldı. O yazıların orijinallerine bakınca anladığım kadarıyla IDW 'deki Judge Dredd ekibinin isimleri neon yazılarda yer almış. Öyle yazar-çizer-editör bilgisi falan da değil. Sırf arka planda neon yazı dolsun diye kendi adlarını kullanarak kendi aralarında saçmalayıp eğlenmişler, birbirileriyle dalga geçmişler. Hani, bizim için gerçekten bir şey ifade etmeyecek birkaç tabeladaki isimler değiştirilmiş. "Willer & Carson Dericilik", "Durango Yolu" ve "Volkan" gibi eklemeler yapılmış. Biri Tex okurlarına, diğeri Durango okurlarına, sonuncusu da Yüzbaşı Volkan 'a selam gibi olmuş. Normalde orijinalliğe tutucu düzeyde bağlıyımdır ama buradaki gibi konuşma balonlarının bile arkasından yarım yamalak görünen ufak değişikliklerden aldığım keyfi anlatamam. Benim açımdan bu detaylar hikayenin bile önüne geçti, bana zevkten maymun gibi el çırptırdı. Bu zararsız müdahale, kendi üreticilerinin bile ciddiye almadığı ve eğlene eğlene yazıp çizdiği bir serinin Türkçe edisyonuna adeta renk katmış. Kimin fikri ve emeğiyse kendi adıma teşekkürü borç bilirim.  :)

    Sırf fasikül olduğu için aldığım ve kaç zaman sonra bin bir nazla okumaya ikna olduğum bu seriye yine fasiküller halinde gittiği yere kadar devam edeceğim. Yalnız şunu itiraf etmeden geçemeyeceğim, cilt hali çok albenili olmuş. Seri gözümde daha bir değerlendi. Hiç almamış olsaydım büyük ihtimalle ben de cilt olarak alırdım. İleride kalırsa belki fasiküllerin yanına ciltlerini de alabilirim, üzerine düşünmem lazım ama seri adeta küllerinden tekrar doğmuş gibi olmuş.

    Bu başlığın 2. ve 3. sayfalarında örnek görseller paylaşıldığı için ben ekstra görsel paylaşmıyorum. 7. sayı için bahsettiğim sempatik detaylar ve harika başlık Türkçeleştirmesi de (çeviri anlamında değil, taştan yontulmuş ve çizerin elinden çıkmış bir başlığın orijinalinden farksız bir şekilde dilimize uyarlanmasını ve sanki çizere bir de Türkçe versiyonunu çizmesi rica edilmiş gibi görünmesini kastediyorum) muhtemelen 2. cildin ilk fasikülünde yer alıyordur. Alacak olanların 3. ve 6. sayfalara ayrıca dikkat etmesini öneririm.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com


memospinoz

Fasikül alanlar unutulmaz umarım ve cilt - fasikül arası iyice kapanmaz çünkü ilk olarak fasikül olacak seri denilmişti biz de o şekilde başladık seriye. Sonradan tamamen cilde dönerse bırakırım seriyi maalesef.  :(

kahramanlarsinemada

Seri hem fasikül hem de cilt olarak mı devam edecek?

Sanırım ilk 12 fasikülü satın almıştım da. Nasıl devam edeceğime karar veremedim.

Darkopal

Daha önce de birkaç yerde sorulmuştu ve cevap verilmişti diye hatırlıyorum ama gözden kaçmış veya internet deryasında sürüklenip gitmiş olabilir.

Önceliğimiz her daim fasiküller oldu ve bundan sonra da öyle olacak. Bu toplama ciltleri, uzun zamandır yayınlanan hikayeleri cilt halinde alıp okumak isteyen okurlarımızın taleplerine karşılık olarak hazırladık. Bundan sonra da fasiküllerimiz yayınlanmaya devam edecek. Aradan makul bir zaman geçtikten sonra da bu şekilde toplama ciltler olacak. Yalnız toplama ciltlerde kapaklar veya kapak galerisi vs olmayacak, bu sadece fasikül biriktiren okurlarımızın ayrıcalığı olmaya devam edecek.

dayıcomics

ben her iki formatta da alıyorum Dredd'leri. Presstij yükselen yıldız olmaya devam ediyor.

Darkopal

13 ölü yargıçla dolu morg, yalnızca sonun başlangıcıydı! Dredd'in en acımasız ve durdurulamaz düşmanları olan karanlık yargıçlar, onu yeni bir ölüler şehrine dönüştürmeye kararlı bir şekilde Mega-Şehir Bir'e doğru pençe atıyorlar. Bu doğru: Yargıçlar Ölüm! Mortıs! Ateş! Korku! (ve bazı yeni arkadaşları!) Ancak karanlık yargıçların saldırısından daha korkunç olan tek şey, Adalet Bakanlığı'nın onları püskürtmek için almaya istekli olduğu aşırı sert önlemler...

Yargıç Dredd 17. ve 18. sayılarıyla çok yakında raflarda...

[IMG]https://cdn-thumbs.imagevenue.com/e9/c3/bc/ME13NUER_t.png[/img] [IMG]https://cdn-thumbs.imagevenue.com/d6/73/a3/ME13NUEU_t.png[/img]

Not: Resimlere tıklayarak görsellerin büyük boyutlu hallerini inceleyebilirsiniz.