Eskisi Gibi - KaraKarga Yayınları

Başlatan memospinoz, 06 Eylül, 2018, 18:57:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

memospinoz



- Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Festivali / En İyi Çizgi Roman Albümü Ödülü (2014) -

Fabio ve Giovanni kardeşler, bir Fiat 500'ün direksiyonunda derin bir yolculuğa başlar. Giovanni, Fabio'yu ölen babasının anısını onurlandırmak için eve, İtalya'ya dönmeye ikna eder. Uzun yıllar birbirini görmeyen kardeşlerin hesaplaşması her kilometrede biraz daha gün yüzüne çıkar.

Usta çizer Alfred'in bu eşsiz çizgi romanında Fransa'daki günbatımıyla İtalya'daki günbatımının hissettirdikleri birbirinden çok farklı. Yolların ıssızlığını, yaz sıcağını, tatlı esintileri çizgi ve renklerle hissedecek; görmediğiniz İtalyan kasaba ve kırlarını bizzat göreceksiniz.

Boyut: 19.5x26 cm
Sayfa Sayısı: 232
Etiket Fiyatı: 39.90 TL

nicholaihel

Yine lezzetli bir eser seçimi gibi. Çok yaşa Karakarga!

Nightrain

Bunu okumayı çok istiyordum. Kayıptıhtım'ın forumunda basacaklarını dile getirmişlerdi. Çok yaşa Karakarga.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"


ferzan

    Birkaç saat önce bitirdim...

    Bir müddet sade geldi okurken...Beklentimi karşılamayacağını düşünmeye başladım...Yolculuk hikayesiydi ve ilk anda karakterlerden birinin yola çıkış motivasyonu tam anlamıyla ikna edici gelmemişti...Mantıklıydı ama tatmin edici değildi...Daha içli bir yoğunluk arayışındaydım...Kötü değildi, gayet güzeldi ama bir parça yüksek beklentimin altında kalacağını düşünerek okumaya devam ettim...Taa ki 184. sayfaya kadar...

    225 sayfalık albüm, 184 'te öyle baş döndürücü bir şekilde yükselmeye başladı, öyle güzel bağlandı ki, bitirirken etkilemeyi de, kendini ekstra sevdirmeyi de başardı...Okuduktan birkaç saat sonra bile kafası arkadan arkadan gelmeye devam ediyor...Ne güzel, ne nitelikli bir okuma yaptım ben öyle diye okuduğum ankinden daha güzel gelmeye başlıyor...

    Baştan sona çok güzel, çok tutarlı, duygudan duyguya sokan, çok kaliteli bir albümdü...Salt hikayesiyle değil, görsel anlatım biçimi, renk tercihi ve çizerinin başarılı üslubuyla da aldı götürdü...Angouleme En İyi Albüm ödülünü fazlasıyla haketmiş bence...Türün meraklılarına gözü kapalı tavsiye ederim...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

Alıntı yapılan: ferzan - 15 Eylül, 2018, 19:59:59
    Birkaç saat önce bitirdim...

    Bir müddet sade geldi okurken...Beklentimi karşılamayacağını düşünmeye başladım...Yolculuk hikayesiydi ve ilk anda karakterlerden birinin yola çıkış motivasyonu tam anlamıyla ikna edici gelmemişti...Mantıklıydı ama tatmin edici değildi...Daha içli bir yoğunluk arayışındaydım...Kötü değildi, gayet güzeldi ama bir parça yüksek beklentimin altında kalacağını düşünerek okumaya devam ettim...Taa ki 184. sayfaya kadar...

    225 sayfalık albüm, 184 'te öyle baş döndürücü bir şekilde yükselmeye başladı, öyle güzel bağlandı ki, bitirirken etkilemeyi de, kendini ekstra sevdirmeyi de başardı...Okuduktan birkaç saat sonra bile kafası arkadan arkadan gelmeye devam ediyor...Ne güzel, ne nitelikli bir okuma yaptım ben öyle diye okuduğum ankinden daha güzel gelmeye başlıyor...

    Baştan sona çok güzel, çok tutarlı, duygudan duyguya sokan, çok kaliteli bir albümdü...Salt hikayesiyle değil, görsel anlatım biçimi, renk tercihi ve çizerinin başarılı üslubuyla da aldı götürdü...Angouleme En İyi Albüm ödülünü fazlasıyla haketmiş bence...Türün meraklılarına gözü kapalı tavsiye ederim...

Güzel yorumların için teşekkür ederim. Ben de dün sipariş verdim. Bu tarz kardeş çatışmaları, iç hesaplaşma türevi hikayeler aşırı hoşuma gidiyor.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

pardus88

kitabın baskı kalitesi konusu iyi ama çizimler çok kötü yeni tarz böylemi bilmiyorum ama biz hep çizgiroman da estetik çizimlere alıştık bu cin ali tarzını beğenemedim

Nightrain

Çizimler benim çok hoşuma gitmişti ilk gördüğümde.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ferzan

Alıntı yapılan: pardus88 - 18 Eylül, 2018, 10:58:18
kitabın baskı kalitesi konusu iyi ama çizimler çok kötü yeni tarz böylemi bilmiyorum ama biz hep çizgiroman da estetik çizimlere alıştık bu cin ali tarzını beğenemedim

    Bu konudaki soru işaretlerinizi gidermek için naçizane açıklamalar yapmak istiyorum...

    Bu yeni tarz değil...Sizin bahsettiğiniz, estetik bulduğunuz, hepimizin çok sevdiği o çizgi romanlar bir noktada ana akıma dahil oluyor...Ana akım kalitesinde alternatif çizgi romanların da çıktığı oluyor ama bir de esnek tarzlar var...Amerikan alternatifleri, bağımsızları, bazı grafik romanlar ile frankofon eserlerinin bir kısmında bu esnek tarzları görmek mümkün...Emin olun kötü değiller, en az ana akım çizimleri kadar değerliler...Çizer başarısız olduğu için değil, hikaye anlatım tercihi bu yönde olduğu için bu şekilde çiziyor...Kendini bu çizgi stili ve renk anlayışı ile, sinematik bir özgünlükte ifade edebiliyor ve bu onu biricik yapıyor...Eserini daha sıra dışı ve sanatsal kılıyor...

    Maus, Cenaze Evi Şenlik Evi, Persepolis, Ayvali, Arkadaşım Dahmer, Epileptik, Essex County, Oğulların Diyarı ve daha saymaya üşendiğim pek çoğu emin olun çok başarılı, üst düzey ve çoğumuzun alışmış olduğu ana akım sanatçıları tarafından da çok beğenilen özgün albümler...Sinemanın Hollywood değil de bağımsız tarafı gibi düşünebilirsiniz bu durumu...

    Ana akımı da, alternatifi de, hepsi çok değerliler...Biz son yıllarda daha fazla tanıştık böyle eserlerle ve bazılarımız eminim halen şüphe içerisinde; ''Ulan bunlar laf olsun, entellik olsun diye mi övüyorlar bunları, aferin budalası mı bunlar?..'' diye düşünenlerimiz vardır eminim... :) Bu noktada diyebileceğim tek şey, çizgi roman çok geniş bir alan ve pek çok sanat formunda olduğu gibi bu alanda da zaman içerisinde algılar, anlayışlar değişebiliyor, çeşitlemeler çıkabiliyor...Çizim çok geniş bir evren...Sadece harika anatomi çizip fotografik mekanlar resmedenler değil, bir fırça darbesi ya da tek bir renk geçişiyle, minimum çizgi ve maksimum deformasyonla değme realist çizerden daha iyi bir şekilde hikayesindeki atmosferi, duygusal arka planı yansıtabilen sanatçılar mevcut...İşte Alfred de bunlardan biri...

    Çekinmeden şans verin bu özgün çizgilere derim...Eğer içiniz alıyorsa, oradaki hissiyatı ve özgünlüğü yakalayabiliyorsanız yanınıza kar kalır...Aksi takdirde bir şey kaybetmezsiniz, bildiğiniz türlerden devam edersiniz ama emin olun, Cin Ali 'den hallice çizgiler ve eserler değil bunlar...Bu esneklik sayesinde ana akıma taş çıkaracak çok özgün sanatçılar ve çok kaliteli hikayeler kazanmıştır çizgi roman dünyası... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

pizagor

Başlıkta çok fazla yorum yok ama genel olarak insanda olumlu bir intiba bırakıyor buraya yazılanlar. İşte tam bu noktada huysuz ihtiyar yanım kıpırdanmaya başlıyor maalesef. Mesela aklımdan ilk geçen 'Çok sıradan bir hikaye değil miydi?' sorusu. İç ve dış hesaplaşmalarla dolu olacağı daha ilk sayfalarından açık, hatta sonu başından aşağı yukarı belli bu hikayede paneller anlatıyı desteklemekte zayıf kalmamış mı? Kitabı okurken bir yandan da metnin kamera önünde sahnelenen hali canlanıyor gözümde. Fabio'yu Erdal Beşikçioğlu canlandırıyor, Giovanni'yi de Aras Bulut İynemli. Yolculukları da hala bakir kalabilmiş Karadeniz kıyısında ufak bir kasabaya. Yoksa bunu hali hazırda seyrettim mi, Altan ve Nuri kardeşler Bodrum'a doğru giderlerken. Peki ya Charlie ve otistik ağabeyi Raymond'ın unutulmaz yolculuk öyküsüne ne demeli. Türev durmuyorlar mı bunlar? Yıllar sonra karşılaşan kan yoluyla bağlı ama kanlı bıçaklı iki erkek nasıl da sevilen bir konu. Babam ve Oğlum, o da benzer durmuyor mu? Sorunlu bir ilişki içerisindeki aynı aileden iki erkeğin belirli bir amaçla belirli bir noktaya yaptığı uzun bir yolculuğun hikayelerine Yeşilçam'dan Hollywood'a ya da dünya edebiyatının binbir tonunda denk gelmemiş olabilir miyiz? Her ne kadar alalade de olsa elimizde güzel anlatılırsa beğeni garantili bir metin elimizdeki ama her ne kadar beyaz sayfanın ehil ellerde daha etkileyici ve sınırsız yaratım bahşedici olduğunu düşünsem de beyaz perdenin çok gerisinde kalmış bu sefer görsellik. İyi öykü iyi çizgiromanın gerek şartı ama panellerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Şaşırtmayan, yatağında ilerleyen bu öykünün gerek metin gerekse çizim olarak Angouleme ödüllülerinden birisi olması ilginç.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


KenParker

Babalarını kaybeden iki kardeş yıllar sonra babalarının küllerini gömmek üzere bir araya geliyorlar. Küçük kardeşin Fransa'dan italya'ya ağabeyini götürmesi için ikna etmesi gerekiyor. Ve beklenen yolculuk başlıyor. Ufacık bir Fiat 500'ün koltuğunda yol alırken geçmişleriyle hesaplaşmaya girişiyorlar. Kitap tam vaad ettiği üzere bunun üzerine kurulu. Ağabey daha sert karakterli, daha serseri ruhlu biri. Küçük kardeşse daha sorumluluk sahibi gözüküyor. Aradan geçen uzun yıllar bir çok şeyi değiştirmiştir ve ağabeyin hayatıyla ilgili, geri döndüğünde ne olacağıyla ilgili sıkıntıları vardır. Yolculuk boyunca başlarına gelen şeylerle beraber çatışmalar ve çözülmeler yaşanıyor. Evet, kitap tam kapak görselinde gözüktüğü gibi bir yol hikayesini anlatıyor.



Anlatım hiç bir yerde sıkıcı değildi. Başından sonuna kadar belili bir akıcılıkla devam etti. Bunda panellerin ferah tutulmasının, uzun paragraflar yerine görselliğin ön plana alınmasının payı büyük. Hatta kimi yerlerde anlatım boşveriliyor ve karelerde manzaradan gayri hiç bir şey göstermiyor. Aslında tam da bu anlarda yolculuğun içine okuyucu da dahil oluyor ve Fiat 500'ün arka koltuğunda Giovanniyle, Fabio'yla beraber Fransa ve İtalya'nın ince kıvrımlı yollarında seyehat ediyor. Oralarda duble yollar yok elbet. Ancak yollar ince olsa da trafiğin azlığı, yol kenarlarında dikilmiş ağaçlar ve manzaranın güzelliği dikkat çekiyor. Manzara demişken; benim bu çizgi romanı sevmemin bir nedeni manzaraların güzelliğiydi. Büyük şehirlerin beton görünümü dışında kasaba görünümleriyle bezeli, kenarında ağaçların sıralı olduğu yollarıyla, üzüm bağları ve buğday tarlaları arasında çiftlikleriyle, taş binalı köy evleriyle, ışığın alabildiğine mavi gökyüzünden süzüldüğü Güney Fransa ve İtalya coğrafyası. Gidip görmek istediğim, fırından peynirli pizza almak istediğim yerler.



O coğrafyada bisikletimle kamp yapa yapa turlamayı çok istiyorum. Neden bisikletle? Çünkü Hemingway'in dediği gibi: Bir coğrafyayı en iyi bisikletle yolculuk yaparak tanırsınz. Dağlarını, akarsularını, bitkilerini, kadın gibi kavisli kıvrımlarını en iyi bisikletle görürsünüz.

Kapak ve kağıt kalitesi iyi, kitap büyüklüğü yerinde, fiyat etiketi eh işte, normal sayılabilecek, ortalama çizgileriyle belki mest etmeyecek ama renkleriyle içine çekecek, manzaralarıyla beraber yolculuk yapacağınız, çizerin anlatım şekliyle konunun içine alan bir grafik roman. Son söz: bence çok duygulanacaksınız

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

KenParker

Görseler harika görünüyor. Çizer zaten yazmayı iyi beceriyor. Umarım basarlar.

Phyron

Alfred çok sevdiğim bir kitap ülke değiştikçe renklerin değişmesi harika bir atmosfer katıyor.

memospinoz

Alıntı yapılan: Phyron - 06 Mart, 2020, 10:17:25
Alfred çok sevdiğim bir kitap ülke değiştikçe renklerin değişmesi harika bir atmosfer katıyor.

Alfred yazar-çizer, kitabın adı "Eskisi Gibi".  :) ;)

Aklıma bu geldi hemen:
https://youtu.be/IgAJ-mvB7QE

NOT: Lütfen darılmayın. Sadece şaka.  :-*