İrmina - KaraKarga

Başlatan hanac, 27 Şubat, 2021, 14:46:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac



İrmina Kitap Açıklaması
Bir Modern Tarih Hikâyesi -

1930'ların ortasında, Irmina adlı genç ve hırslı bir Alman, Londra'ya yerleşir. Bir kokteylde, Oxford'a giren ilk siyahi öğrenci olan ve tıpkı Irmina gibi kendi bağımsız varlığını yaşamaya çalışan Howard Green ile tanışır. Ancak ilişkileri, Irmina'nın Hitler Almanyasına dönmek zorunda kalması yüzünden beklenmedik bir şekilde sonlanır. Savaş çıkıp Howard'la iletişimi tamamen kopunca, Irmina aradığı refaha kavuşmak için hayallerinden vazgeçmekten başka çaresinin kalmadığını anlar. Barbara Yelin, ödüllü çizgiromanı Irmina'da gerçek bir hikâyeye dayanarak olaylara geniş açıdan bakabilmeyi başarıyor. Eşsiz bir sanat eseri olan bu eser, savaş zamanı Almanyasının baskıcı atmosferini mükemmel bir şekilde yansıtıyor ve şu can alıcı sorunun izinden gidiyor: Hayaller kuran, mutluluk pırıltıları taşıyan sıradan insanlar, nasıl oldu da bu katil sisteme göz yummakla kalmayıp onun hayata geçmesine olanak sağladı?

(Tanıtım Bülteninden)

Hamur Tipi : 2. Hamur

Sayfa Sayısı : 280

Ebat : 19 x 24

İlk Baskı Yılı : 2021

Baskı Sayısı : 1. Basım

Dil : Türkçe

Etiket Fiyatı: 85 TL

hercai

IRMINA

Yazar/Çizer: Barbara Yelin
Çeviri : Emre Yavuz
Ödül   : 2015, Peng En İyi Çizgi Roman



Irmina von Behdinger Howard Green'e şöyle dedi;
- Babam seyahâte çıktığı zaman saatlerce o küreye bakardım. Egzotik isimli yerlerin hepsini büyük bir şevkle öğrendim. Ve yeterince büyüdüğümde kaptan olup denizlere açılacaktım. Bilinmeyen adaları keşfedecek, hazine bulacak, Atlantis'in gizemini çözecektim... böyle hayâllerim vardı işte.
- Tutku dolu planlarmış küçük hanım.



Oxford Üniversitesi'nde burslu Hukuk eğitimi alan Howard'la tanışmaları böyle olmuştu. Yıl 1934, yer ise Londra'da bir davetti.
Irmina, değişim programıyla geldiği Londra'yı çok beğenecek fakat insanların kendisine "yabancı" olduğunu hissettirmelerinden kaçamayacaktı... amacı ticaret lisesine gitmek ve para kazanmaktı oysa ki! Bu ötekileştirme Howard için de geçerliydi tabi.
"Alman sekreter ve fakir öğrenci", ikisine yakıştırılan buydu.

Geçen haftalarda izlediğim bir filmi hatırladım;
The Man Who Knew Infinity ( Sonsuzluk Teorisi )
Film, gerçekte yaşamış olan matematikçi Srinivasa Ramanujan Iyengar'ın hikâyesini anlatıyor:

Hindistan'da zor şartlarda yaşamını sürdüren Sinirivasa, 2. Dünya Savaşı esnasında Cambridge Üniversitesi'ne kabul edilir ve burada hocası G.H.Hardy'nin de teşfikiyle matematik teorileri ve kuramlarının önde gelen isimlerinden biri olur... izlenesi bir film... dahîyane bir zekâyla, o ana kadar çözülememiş bir teoriniz/teorinizlerinizle gitseniz bile, sadece bir Hintli olduğunuz için, herkesin basabildiği üniversitenin çimlerine dahi basamazsınız!

Irmina için Oxford'u görebilmek, içinde dolaşabilmek heyecan verici ve imķansızdı.. bu isteğini Howard'a ilettiğinde denemeye karar verdiler...

Howard:
-Deneyelim, görelim. Ama dikkatli ol...girişi koruyan bir ejdarha var, dedi

-Evet, siz! KÜÇÜK HANIM!! Durun!
Howard devreye girdi;   
Hanımefendi..."itibar boş ve yanlış bir dayatmadır, çoğu zaman haksız yere alınır ve hak edilmeden kaybedilir.
Hoşgeldin hep gülümser ve elveda iç çeker.
-Howard Green! Ah, keşke İngiliz öğrencilerin yarısı, senin okuduğun kadar çok okusa...
-O eski İngilice de neyin nesiydi? dedi Irmina,
-Othello yunundan alıntı yaptım.
-Ah, ejderhayı Shakespare ile mi evcilleştirdin?
-Bayan Bedwin, Oxford'a kabul edilen ilk kız öğrencilerden biriymiş. Onun Shakespare bilgisi, bir çok profesörden daha üstündür. Ama yakın tarihe kadar kadınların okumasına izin verilmiyordu. Onun için de biraz geç oldu.

Irmina'nın 1934 yılında Londra'ya gidişiyle başlayan, sonrasında Berlin'de devam eden hikâyesidir bu... kitap 3 bölümden oluşuyor... Londra, Almanya ve Barbados...
Hitler Dönemi Almanyası'na ve Avrupa'daki etkilerine götürüyor bizi...
Bir kadının hayallerinin değişmesi, fikirlerinin değismesi, gerçek yaşamında yaptığı tercihlerin değişmesi...
Bazen bu durumlar için '' akıntıya kapılmak" da denebilir...



Gregor sordu Irmina'ya:
-Peki size Londra, Berlin'in veremediği ne verdi?
-Ben orada özgürüm! Kim istersem olurum, ne istersem yaparım.

19 Yaşındaki Irmina'nın düşünceleriydi bunlar... hayat, insana en bitkin ve yorgun anında küçük bir kapı aralar mıydı?
Kimbilir belki de Karayip'lerdeki küçük bir adadan, neden olmasın.

Kitabın ön kapağında 2 ayrı çizim yer alıyor... üsttekinde Howard ve Irmina'yı Londra'da bisikletle dolaşırken; alttakinde ise Hitler döneminin sonu Irmina ve bebeği Berlin'i terkederken...
Kitabı çok beğendim... dahası bir solukta okudum... şiddet içeren, iç acıtıcı çizimlere yer vermeden gerçekçi bir anlatımla Hitler Dönemi başarıyla irdelenmiş... kitaptan alıntılarımı spoiler saymayın, son bölüm asıl süpriz olan!

Sevgiler Sizinle Olsun...

nicholaihel

Karakarga'nın en sevdiğim kitapları arasına girdi Irmina.

Muhteşem bir kapağı var. Çok kendine has, tablo gibi çizimlerle bezeli. Aslında çok fazla film, dizi, kitap ile işlenmiş bir tarihi dönemi ele alıyor olmasına rağmen benim gördüğüm en özel yaklaşımlardan biriydi. Bu sebeple hiç klişe hissettirmedi. Siyahi baş karakter, bir Alman ve önce londra sonra Almanya atmosferi bana tamamen yeni bir bakış açısı ve daha önce tarihin bu döneminde empati kurmadığım kimliklerle bağlantı kurmamı sağladı.

Ortalara doğru bir parça tempo ağırlaşsa da bir ömrün geçtiği finalde hüzün ve melankoli ile kitabın kapağını beğeniyle biraz da buruk kapatıyorsunuz. Sonunda da ciddi bir tahlil yazısı var.

Tahlil yazısı daha çok dönem bağlamında ve nazizime vurgu yaparak yazılmış. Ama ben daha evrensel ve zamansız kümede çıkarımlar yaparak etkilendim öyküden. Zira aynı yoğunlukta veya bazı bazı daha yumuşak da olsa benzer haller yaşanmaya devam ediyor.

Hayalleri olan insanların, önce kesişen fakat sonra kopmuş tespih taneleri gibi dağılan hayat hikayeleri.

Doğulan zaman, mekan ve tarih çizgisinin neresinde olduğumuz gibi isteğimiz dışında içine düştüğümüz olguların, varlığını göstermeye çalışan "ben"imize o kaçınılmaz etkisi. Kimileri şanslı, kimileri ise potansiyelini gerçekleştirmek şöyle dursun, hiç akıllarına yatmayan sistemlerin önce içine düşmüş, hatta parçası olmuş insanlar. Bugün de böyle değil mi...

Ve yıllar geçer, gönüller küllenir, en üzücüsü ise zarf eskise de tazecik kalmış mazruflar ukdelerle dolu...

Şartlar ne olursa olsun, hayallerimizi, potansiyelimizi gerçekleştirebileceğimiz ve nihayetinde minimum ukdeli bir hayatı tüm forumdaşlar için diliyor, bu güzel eseri tüm grafik roman severlere öneriyorum.

KenParker

Grafik romanlar tekdüze geçen çizgi roman hikayeciliğine farklı tatlar katıyor. Benim için Irmina buruk hikayesiyle hüzünlü bir tatdı. Çizimlerini çok beğendim. Belki konusu itibariyle sıkıcı gelebilecek hikaye anlatımı, çizim güzelliğiyle sonuna kadar doyum kattı. Irmina'nın ardından ordan oraya sürükledi.

V

Son dönemde okuduğum en iyi grafik romanlardan birisiydi.. Çizimleri şahane, kapağı çok iyi...Duygusal yoğunluğu üst düzeyde..

Yaşanmış ve yaşanmamış (yaşanamamış) hayatların tutku, sevgi, mücadele, varolma ve son kertede vazcayma çizgilerindeki duruş ve

ellerimizden kayışlarına kayıtsız kalabilişimizin dramatik öyküsü.. Hayat; telafasi olmayan tercihlerle yüründüğümüz yoldur

çoğunlukla..
"İstemem,eksik olsun.."

ZGeralt

Ben aldığımı zannediyordum İrmina'yı, kitaplığa baktım yok. Excel'e de kaydetmemişim :)
Bugün okumaya niyetlenmiştim halbuki. Bu kadar övgüden sonra iyice kıvama gelmiştim. Neyse artık en kısa zamanda alacağız :))

pearl jam

Bu kadar övgüden sonra almak şart oldu.