DCeased - YKY

Başlatan İnancomic, 17 Ekim, 2021, 23:16:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain

YKY cilt olarak basmış. 5 farklı varyant seçeneği ile satışa çıkmış; Joker, Harley Quinn, Wonder Woman, Superman ve Batman.

https://www.yapikrediyayinlari.com.tr/arama/Dceased?
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

pizagor

Cilt olarak basıma özel birseyler, fasikül baskısına göre farklı güzellikler - ekstralar yapmışlar mı?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


BAHADIR

İçerisinde fasikül olarak basılmamış  DCeased: Ölmek İçin Güzel Bir Gün – 1 sayısı var... Başka görsel materyal var mıdır aldığımızda göreceğiz...

Hafta içi elimde olan ilk 6 fasikülü yatmadan önce uzanırken okudum... Fasikül okumayı seviyorum... Ki bunu cilt olarak okusaydım sanırım bir akşam da bitmezdi...

Yapı Kredinin İnsört kağıt kalitesinden hallice edisyonu (ki bizim burada dönercilerin dağıttığı insört reklam kağıtları daha kaliteli oluyor) okumaya çok engel teşkil etmese de edisyon olarak çok keyif vermedi...

Neyse bunları geçtim...

Hikaye, renklendirmesi ve çizimleri ile göze hitap ediyor. Ama konu itibari ile baktığımızda klişelerden ve standartlıktan kurtulamamış bir yapı var...

Spoiler değil ama spoiler olarak atfedecek olanlar bundan sonrasını okumasın...

Tom Taylor'ın yazdığı hikayede pandemiden sonra virüs olgusunu ileri boyuta taşıyan kurgusu ve hızlı finali ile dün akşam ne okuduğumu açıkcası tam idrak edemedim... Böyle bir hikaye için 6 fasikül çok sınırlı kalmış...

Hikaye de olması gereken adrenalin, heyecan, zamanla yarış, dram, karakter derinliği gibi temel öğeleri kullanamıyor ve yediremiyorsan sıkıntı var demektir...

Kahramanların ölmeleri, destansı cümleler, çözemeyecekleri kadar büyük ve evrensel sorunlar ile karşılaşmaları, bu evren öldü hadi yeni evrene geçelim kurgusu, gerek DC gerekse de Marvel de artık aşılması gereken bir sorun gibi duruyor.

Cilt konusuna gelirsek 200 küsür sayfalık bir cilt fasiküllerde kullanılan aynı kağıda basılmışsa (ki sanırım aynı kağıt çünkü fiyat gerçekten gene çok uygun...) abartı olacak ama fasikül gibi duracak... Fasiküller de hiç 32 sayfalık fasikül gibi durmuyordu zaten...

Sonuçta ekolün ve karakterlerin takipçisi olarak alınacak bir seri... Cilt kapakları da birbirinden güzel...

Yukarıda da dedim ya hikayeden bağımsız olarak çizim ve renklendirmesi ile göze hitap eden bir cilt... Birde eskisi gibi orijinal boy olsaydı daha güzel olurdu ama her halukarda Supi kapağını alırım sanırım...

İnancomic

Fiyat uygun yky uygun basıyor sağ olsun

gamlıbaykuş

6 fasikülü bir solukta okudum. Harika değildi ama kötü de değildi. Okurken keyif aldım. Zombiler, kıyamet sonrası senaryoları falan severim. Bu seride bu sayede kurtardı kendini.
Batman ve Superman hüzünlendirdi, Green Arrow güldürdü bazı karelerde. Ama şu bir gerçek; konu çok kısa tutulmuş. Yan serilerle konu nerelere uzanacak okuyabilirsek göreceğiz. Kapaklar ve çizimleri de beğendiğimi belirteyim. Sadece 4. sayının kapağındaki temayı anlamadım. Kapaktaki asker Vietnam Savaşı'ndan kalma gibi ama içerikte böyle birşey yok.
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

Kauss

Cildinin çıkmasını bekliyordum, okumak ancak yeni nasip oldu. Beklentim yüksekti çünkü goodreaste 3800 den fazla kişinin oyuyla 4.19 luk bir ortalaması vardı. Benim için tam bir hayal kırıklığıydı.

Dünyayı saran bir salgın ve bunun için mücadele eden kahramanlar var. Bu normal olabilir fakat çok fazla kahraman vardı ve gelen gidiyordu. Bir derinlik filan yoktu. Karakterlerle de bir bağ kuramadım. Çizimleri de pek hoşuma gitmedi. Kısacası tatmin etmedi.

battlehammer

Geçen ay DCeased okumuştum, hiç sevmedim ama yorum için de bir türlü sıra gelmedi buna onca kitap arasında. Bugün nihayet review yazabildim GR'e, elbette gömü festivali oldu ^^ buraya da gönderiyorum.
Rate 2/5




İnsanı çizgi roman sevdiğine utandıracak ayarda bir DC kitabı. Geek alemi olarak, yeri geliyor hepimiz çizgi roman karakterleriyle ilgili ipe sapa gelmez geyikler yapıyor, incir çekirdeğini doldurmayacak fikirleri birbirimize anlatıp gülüyor, bazen de şakaları gereğinden fazla uzatıyoruz. Ama ne yapmadığımızı söyleyeyim, tutup da insanı en fazla elli saniye eğlendirecek şakayı kitap yapmıyor, katı kaka kıvamında hikayeleri yirmi dilde kırk edisyonla basmıyoruz.

* * * Bu arada uyarı. Spoiler vermeme kaygısı gütmedim, hikayesi olmayan bu kitap hakkında herhangi bir şeyi saklamaya tenezzül etmedim. "Vay sonunu söyledin, pis adam!" draması yaşamayalım lütfen. * * *

Harf oyunlu cin isimle gelen kitap, "Süpo ve arkadaşları zombi olsa ne fena olurdu değil mi?" fikri üzerinden hareket ediyor, bize DC dünyasında zombi felaketi olsaydı neler olurdu anlatma sözü veriyor. Gel gör ki hareket ettiği yerden pek de uzaklaşamıyor, kitap boyunca ilk cümlenin üzerine herhangi bir şey koyamıyor.

Aslında hikaye falan yok, kitap por-no gibi bir şey ama adettendir, ben yine de bir özet geçeyim. Çizgi romandan anlamayan edebiyat tayfa da paniklemesin, kıyamam. Ben çok güzel anlatacağım şimdi mevzuyu size. Şimdi bu dünyada Süpermen diye bir abi var, onu biliyorsunuzdur zaten (filmi var, bıyıkları CGI'la silindi) bir de Batman var (düz adam ama zengin, yarasa fetişi var, sesi çatallı) Bunların da bir sürü yancısı var, hepsi tayt giyiyor, sapık sapık güçleri var. İşte kimi hızlı koşuyor, öbürü çok büyüyor, diğeri küçülüyor; sirk gibi düşünün ama etrafta uçup birbirlerini dövüyorlar.

Şimdi bunlar süper olduğu için, düşmanlarının da süper olması gerekiyor. Yoksa hemen dövüyor Süpermen zaten, zevki çıkmıyor. Onun için de Darkseid diye bir tip var, zerre önemi olmayan sik-sok bir yerlerdin lordu mordu bu, butik Allah gibi bir şey. Süpermen'e de kıl tabii biraz.  Bu Darkseid'in işi gücü karşı-yaşam denklemi, habire onu arıyor. Denklem de bir transandantal matematik formülü, (Ulan, bir tane vektör uzaylı lineer cebir sorusu versem eline, masanın altında ağlayarak baş parmağını emecek tipler şöyle şeyler yazıyor ya, gerçekten bazen...) işte bu meğersem öyle bir formül ki, denklemi bilen tüm akıllı ırkları domine ediyor, önünde diz çöktürüyor. Otostopçu'daki 42'nin tersi gibi düşünün işte. Darkseid denyosu, bir şekilde buluyor denklemi. Virüs gibi de bir şeymiş aslında bu denklem, sen birden canlan. Önce Cyborg'a bulaşıyor(bu da robot adam ama kahraman, bok gibi şaka yapıyor) Cyborg'dan zıplayıp bir de internete bulaşıyor üstüne. Cep telefonuna, bilgisayar ekranına, akıllı saate falan musallat oluyor, gören zombiye dönüşüyor. Dur yere dünyanın sonu sana. Standart zombi felaketi ama komikli video izlenerek de zombi olunabiliyor yani. Başta anlattığımız kahramanlar da diyor ki, "biraz da birbirimizi zombi olarak dövelim."

Aslında buna benzer bir kitabı geçtiğimiz yıllarda Marvel yapmış, İlk on saniyede güzelmiş gibi gözüken zombi süper kahramanlar zıkkımının, ne kadar sıkıcı olabildiğini bize ispatlamıştı. Ha, en azından Marvel paraya kıyıp hikayeyi, zombiden anlayan adama, Walking Dead'den tanıdığımız Robert Kirkman'a yazdırmıştı. Bok gibi hikayeydi ama hedef kitle olarak zeka yönünden dezavantajlı ergen oğlanları almıştı, bu yüzden hayvan gibi sattı.

Warner kardeşler de Marvel'in her yaptığını tekrarlamazsa ölecek hastalığından muzdarip olduğundan malum, geçtiğimiz yıllarda fikri hemen çaktı, zombi salgınını DC'nin dünyasına da saldı. Tabii Marvel'den süreç iyi gözlemlenmiş, rakiplerinin hareketlerinden dersler çıkarılmış belli ki. Bu DC'ciler bakmışlar ana akım çizgi romancılar zerre seçici değil, önüne uçan bok koysan beğeniyor, okuyor, üstüne " bu uçan pelerinli bokun Adalet Takımı'yla ortak maceraları çıkacak mı?" diye soruyorlar, daha da uğraşmamışlar yazar aramaya, zombisiyle ünlü adam bulmaya. Hikayesizliğiyle ünlü Tom Taylor'a vurmuş piyango.

Aslında tam bu kalibrede bir yazar Tom Taylor. Injustiice serisinden tanıyoruz bu ütü kafalı yeteneksiz adamı. Kısaca hatırlatmak gerekirse; onlarcasını gördüğümüz, illallah ettiğimiz, "kötü Süpermen" serilerinden biriydi Injustice. Aslında çizgi roman değil video oyunu olarak tasarlanmıştı en başta Injustice; DC kahramanları birbirini dövüyordu. Ara demolar dışında konusu olamayan bir Street Fighter-Mortal Kombat kolajıydı. Ama oyunun satışları azalmasın diye çizgi romanını yapmak gerekmiş, görev de Tom'a düşmüştü. Yazarın daha sonra kişisel imzası haline gelen, iyi başlayan bir hikayeyi sıkıcılaştırmanın iyi bir örneğiydi, sündükçe sündü, bitmek bilmedi. Tom Taylor ise bu ana akım çizgi roman pazarında kötü işin de sattığının öz güveni ile kariyerine, benzer sıkıcılıkta işlerle devam etti.

Şimdi Dceased de, aslında Injustice ile aynı kodları izliyor; başta bir konu var gibi yapıyor, araya ilginç üç beş sayfa serpiştiriliyor, sonra çeşitli kombinasyonlarda taytlı adam ve kadınlar birbirini dövüyor. Kitap olabilecek her türlü klişeyi içinde barındırıyor.  Kimsenin umrunda olmayan Darkseid sayfalarıyla başlıyor, ardından sağda solda kahraman grupları zombiye dönüşüyor veya zombilerle savaşıyor. Her şey olağanüstü derecede sıkıcı. On sayfada bir başka taytlı adam ve kadınlar zombiye dönüşüyor, yakınlarındaki dönüşmeyenlerle "döğüş ediyor." Sonra, diğer bir grup aynı şeyi yapıyor. Klasik Süpermen embesillikleri elbette eksik olmuyor. Çizgi romanlarda en çok nefret ettiğim "İyi ki bilmem neyimi yanıma almışım" açıklamasıyla problem çözülüyor. Louis Lane'e elbette bir bok olmuyor, çünkü Süpermen'in manitası ve Tom'a drama lazım. Zombileri öldürüp öldürmemek etik sorun oluyor ama maşallah bu konuşulana kadar tarihin en büyük kitlesel katliamları yapılmış oluyor. Adını öğrenmeye tenezzül etmeyeceğim çerez kahramanlar görünüp görünüp kayboluyor. Arada Süpermen'in ezik babasına üzülmemiz gerekiyor.

Kitap gerçekten aptallıkla dolu. Mesela Bu Batman dediğimiz adamın tüm esprisi kostümüdür, "milyon, milyar dolar... Batman, sen ne yaptın?" dedirten ekipmanlar alır bu zengin piç, götünden başından fırlayan zamazingo ile hava atar. Batman'i çıtır çıtır yiyorlar o kostümün üzerinden, marula sarılmış çiğ köfte gibi harş diye dişliyorlar götünü. Vay yaratıcı yazarlığa bak, oğlum ateş falan açıyorlar bu herifin kostümüne, aşiret düğünü gibi keleşlerle girişiyorlar normalde Gotham'da buna da yine bir bok olmuyor Batman'a. İlla 7.62, 39mm mühimmatın sahip olduğu kinetik enerjiyi mi hesaplayayım ben size burada?  Siz niye ısırtıyorsunuz lan adamı, aptal mısınız? Hayır, bir de tekno-biyolojik virüs yazmışlar, catwomandan sms gelsin, ona bakarken zombi olsun işte, biz de diyelim "bak, uçkurunun derdine gitti dağ gibi Batman." Niye zombiye yediriyorsunuz oğlum adamı?

Ardından uzun uzun Harley Quinn anlatıyor kitap bize. Poison Ivy ile takılıyor bunlar, yaşadıkları maceranın en ufak bir önemi yok, hikayeye tırnak kadar katkısı yok ama mütemadiyen Harley karşımıza çıkıyor, ne kadar çılgın, ne kadar çapkın olduğunu anlatıyor. Bir yerde bu, zombi Batgirl, zombi Black canary, zombi Catwoman, Batman'in yancısı ne kadar kadın varsa hepsiyle birden karşılaşıyor. Ya ben gerçekten bu Amerikalı, beyinsiz, cinsel açlık içinde erkek yazarların, ereksiyon halindeyken yazdığı anlamsız fantazileri, çizgi roman başlığı altında okumaktan rahatsız oluyorum. Bunlar zombiyken de beraber geziyormuş meğer, Harley Quinn'in ile güreşiyorlar. Sırf otuz birci incel embesiller kitabı alsın diye eklenmiş anlamsız sahneler birbirini kovalıyor. Bu Tom Suicide Squad da yazıyor bu arada, şah değil şahbaz yani aslında. Yani karaktere de yabancı değil aslında ama karakterin yapısını da sallamıyor bir noktada.. Harley Quinn, Joker takıntısı etrafında oluşmuş ve bu yüzden delirmiş bir karakter normalde. Buradaysa, ilk kareden zombi Joker'i öldürmeye gidiyor Harley, sorf fan service için. Ulan zaten anlamsız, sadece mastürbasyon malzemesi olduğu için popülerleşmiş bir karakter yazıyorsun. Tek bir ilginç özelliği, bir tane ayırt edici yönü var karakterin, onu da yazmayı beceremiyorsun. Daha sen ne işe yarıyorsun?

Kitapta biraz ilgi çekici olan tek kısım Constantine'in yaşadığı bir iki macera, onlar da kitabın bütünlüğüne uymadığı için kendi içinde idare eder olsa da kitapta sakil duruyor. Büyülü, iblisli bir anti-hero karakter bu Constantine. DC'nin, çizgi romanını yayınladığı tüm karakterleri tek dünyada toplama aptallığından dolayı (çünkü Marvel öyle yapıyor, daha çok para kazanıyor. DC de öyle yapmak zorunda) tüm esprisi kaçmış karakterlerden biri bu arada. Burada da aynı şey oluyor, tek başına yazılsa makul olabilecek sayfalar, elini sallasan süpere değen, dizayn olarak hatalı bir dünyada, gereksiz ve anlamsız kalıyor.

Zaten bütün itibariyle sıkıcı olan hikayede, detaylara indiğiniz zaman da kayda değer bir şey bulamıyorsunuz. Yazarın yetersiz zekaya ve ergen zihnine sahip oluşunu sıklıkla hatırlatan lüzumsuzluklar, mütemadiyen gözümüze sokuluyor. Dünya yanmış bitmiş, ahraz herifler hala espri yapma çabası içinde, şakalar ise tabii ki komik değil. Gerçekten şunları yazan insanın on altı yaşından büyük olduğuna inanmak o kadar zor ki. Dışarıda zombiler dışarı çıkanın götünü yiyor, justice league'dekiler Batman'a trip atıyor. "Ne yani Batman? Sen bize güvenmiyor musun? Hepimize izleyici mi taktın?" diyorlar zombiye dönüşen herifi takip edebildiği için. Ya, bütün çizgi romanlarınız sırayla birbirinizle dövmenizle geçiyor, devamlı denyoluk peşinde tiplersiniz, herif takip etmesin de ne yapsın? Hem Niye bu yeni ve alışılmadık bir şey gibi davranıyorsunuz ki her seferinde. Batman de öyle bir insan yani biraz, onu da öyle kabul edeceksiniz bir yerde.

Bolca, Louis Lane dramasıyla, "duygusalllaşmamızı" talep ediyor kitap ama bunun için gerçek bir sebep verme gereği de duymuyor. Louis gösteriyor, diyor ki "Supermen aha bunu seviyor işte, yazık ne tatlılar." Louis Lane'de de lüzumsuz bir öz güven var bu arada. Bir yerde Süpermen diyor ki buna, "Balım, Smallville daha korunaklıdır, seni oraya götüreyim" Louis diyor "Bana Burada ihtiyaç duyulacağını biliyorsun." Ya sana tarih boyunca kim, niye ihtiyaç duysun ahraz karı? Bu güne kadar herhangi bir işe yaramışlığın mı var senin? Çocukları da koşuyor hemen, "baba baba geri döneceksin di mi?" dramaya bak...

Lex Luthor geliyor, diyor "böyle durumlarda eski düşmanlıkları unutmak lazım. Olur mu böyle ya, hepimiz kardeşiz bu felakete karşı." Neşeli günlerdeki gibi aileyi birleştirelim falan diyor,  sonra hemen ihanet ediyor şerefsiz. Vay bu nasıl twist, hiç çaktırmadın kardeşim, şeytanın aklına gelmez Lex Luthor'un hain çıkacağı, bravo. Arada kim olduğunu hiç bilmediğim kahramanlar geliyor, arada Darkseid'ın gezegenine gidip bakılıyor, Cyborg gereksiz drama yaratıyor, Wonder Woman boş boş konuşuyor, o kadar hiçbir şey olmuyor ki kitap boyunca...

Ama muhtemelen kitabın en gereksiz kısmı yine Aquaman. Ya artık anlayın şu herifi, kimse balık adam bu sefer ne yaptı acana diye düşünmüyor, Aquaman'in maceralarıyla ilgilenmiyor. Bir şey de olmuyor ha, onlara da zombi bulaşmış evet. Zombi Aquman balığa, ahtapota biniyor. İnşallah Japonlar bütün okyanusu avlayıp bitirir! Bana ne lan Atlantis'ten? Filmi başarılı oldu diye mi bu malı hala çizmiyorlar hiç anlamıyorum. Oğlum, Jason Momoa oynadı diye izledik biz o filmi, kaslı maslı diye izledik, Aquaman'e bayıldığımızdan değil. Cthulhu çıkmıyorsa ilgilenmiyoruz okyanusla falan, yeter ya! Tüm bu Aquaman sayfaları yerine tek bir panel koyup, yarısı yenmiş bir balık kılçığının üstüne "Aquaman..." yazma fırsatının kaçtığına gerçekten inanamıyorum.

Bu bir "Süpermen kötü olsa ne tatsız olurdu di mi?" çizgi romanı olduğu için elbette bir noktada Süpermen de zombiye dönüşüyor. Her ne kadar "kötü Süpermen" konseptinin Boys ve Invinsible gibi güzel örnekleri gelmiş olsa da, artık boku çıkmış durumda. İyisinden çok kötüsü var Süpermen'in, ya bırakın şu adamı biraz kahramanlık yapsın, hemen yakıyor dünyayı. Bu da aslında bir kötü Süpermen fikri olduğundan, kitap boyunca Süpermen'den inceden bir korkuluyor aslında. Diyorlar ki "aman Süpo, sen gitme istersen, şimdi sana komikli video gösterip zombi yaparlar. Senin kedi videolarına zaafın var" Ama bu diyor "yok yok, hep x-ışınlı bakışımla bakıyorum ben artık, dönüşmem." Çünkü zombiden kurtulursak kanser olalım bu pezevenk yüzünden, biz harcanabiliriz tabii. Neyse, yazar aptal olduğundan Süpo'nun zombi oluşu da muazzam bir aptallıkla gerçekleşiyor. Flash virüs kapınca çok hızlı koşa koşa milleti ısırmaya başlıyor (ne yalan söyleyeyim bir süre güldüm buna), bu da diyor ki "ben yetişemeyeceğim Flash'a, bari dünyanın öbür tarafından dolanayım da çarpayım" "Lan sen normalde yetişemediğin adama, nasıl 40,075 km çaplı kürenin öbür tarafından dolaşarak denk gelecek ve çarpacaksın?" kısmına girmiyorum artık bu noktadan sonra, mantık bu toprakları terk edeli çok oldu.  Bu aptallar çarpışıyor, Flash parçalanıyor, parçaları da Süpermen'in götüne kaçtığı için Süpo, zombi oluyor. Bununla ilgili o kadar uzun süre söylenebilir, o kadar çok şey sorabilirim ki. Gerçekten şuna harcadığım zamanın ötesinde, bunu okumak için para verdiğime, bu çizgi romanı almak için emeğimi kiraladığıma inanamıyorum.

Kitabın hiçbir şeyi düzgün olmadığı gibi çizimleri de değil. Bu aptallığı çizmeye Alex Ross'u falan ikna edememişler normal olarak, Trevor Hairsine ve Stefano Guadiano ikilisi üstlenmiş görselleri. Aslında fena çizerler değiller normalde, daha önce mükemmelden uzak ama  başarılı işleriyle bilinen de adamlar.  Ancak anatomik hatalar, aşırı kötü mimikler, tuhaf pozlar, mütemadiyen "götüm var duruşu" sergileyen kadınlar, "bu sakat galiba" dedirten adamlar, iyice tadını kaçırıyor hikayenin. Ne zaman çizimlere detaylı baksanız mutlaka bir terslik buluyorsunuz. Aslında kitap, sadece ara demo gösteren, konusuz aksiyon oyunlarına benziyor biraz. Sayfa ve fasikül kapaklarına ikonik zombi sahnelerini ve korku filmi göndermelerini, süper kahramanlarla çizebilmek için yapılmış. Almadan önce göz boyamak için her şey yapılmış ama içi kaka festivali, çeşitli Dc kahramanları neşeyle kakadan melekler yapıyor kahverengine boyanmış mekanlarda. Tema olarak seçtikleri zombileri görselleştirme biçimleri de son derece başarısız bu arada. Düz biçimde çiziyorlar zombileştirilecek kahramanı, normal gölgelendirmenin ardından ekstra bir katman, çok da iğrenç gözükmeyen kan ekliyorlar, zombimiz hazır. Sen vücut salgıları, çürümüş et, parçalanmış bedenler çizemeyeceksin madem ne halt etmeye zombi çizgi romanı çizmeye soyunuyorsun? Ben bu kadar temiz zombi görmedim hayatımda. Artık yayın politikasına mı takıldı, öfkeli anneler çok kanlı olursa laf ederler diye mi korktular veya tamamen çizerlerin beceriksizliği miydi bilmiyorum ama hiç ellerindne gelmemiş zombi çizgi romanı yapmak. Ama kimse de dememiş ki "You have one job ulan," övmüşler de durmuşlar bu dingilleri.

Hemen her kötü DC hikayesi gibi arada bir sürü konudan bağımsız, ufak tefek tip görünüyor, hikaye yazmayı beceremedikleri için de her sayfada random kavga ediliyor. Ne zaman biraz idare eder bir diyalog yaşansa, mesela Green Arrow'un kamptaki konuşmasından sonra (Bu arada süper ok atıyorum ben diyen kahraman mı olur, ben de excel'de süper formül yazıyorum, hemen pelerin mi giyeyim?), hemen saçma ve klişe bir şey oluyor. En son Green Lanternlar gelip hiçbir şey yapmıyor. Kalan son fizik kanunları kapıyı çarparak çıkıp gidiyor, Süpermen de güneşi yemeye gidiyor. Sonunda çok da bir halt etmişler gibi hikaye ucu açık bitiyor. Dolduruyorlar kim varsa gemilere -o demiler nasıl yapıldı, hangi iş gücü, hangi kaynak falan sormuyorum artık, manık bu çizgi romanda aranabilecek bir şey değil- defolup gidiyorlar. Tom Taylor da ekmeğinde tabii, mayış yatmaya devam etsin istiyor.

Uzun zamandır okuduğum en kötü DC çizgi romanıydı Dceased. Herhangi bir nedenle hiç kimseye önermiyorum. Aldığı puan ise gerçekten inanılmaz. Goodreads'in puanlama algoritmasının ne kadar basit ve kötü olduğunu, çöp oyların elenmesi için bir şey yapılmadığı sürece puanlamanın ne kadar güvenilmez olduğunu gösterdiği kadar, demokrasinin neden dandik bir yönetim biçimi olduğunu da ispatlıyor şu puanlama. Ha, ille de canınız zombileşmiş süper kahraman görmek istiyorsa, Google'dan fasikül kapaklarına falan bakın kitabın. Geri kalanında zaten daha iyi bir şey görmeyeceksiniz. Bu kitabı herhangi bir insanın satın alması için inanın hiçbir sebep yok.



Benim diğer kitap aktivitelerim ve edebiyatlı küfürlerim için: https://www.goodreads.com/user/show/43280720-rygard-battlehammer

hanac

Alıntı yapılan: Lemarchand - 09 Kasım, 2021, 12:21:102022'de ciltli hali çıkacakmış. Ama hangi ay onu belirtmediler.

Ağustos 2022 de çıkmış, 5 ayrı kapakla.
Fiyat: 130 ₺  Ağustos 2022 Fiyatı 90 ₺







2021 de çıkan 6 adet fasikülü de yeniden hatırlayalım






Rossi