TÜYAP 2011 - Gerekli Şeyler

Başlatan michel, 18 Kasım, 2011, 00:58:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

essegesse

Arkadaşlar,ben de Mişel beye hak veriyorum.

Bir kere her yayınevi öyle kendi büro veya mağazasında devamlı olarak yüksek iskonto ile satış yaparsa,hiç bir satıcı veya dağıtım firması o yayınevinden kitap almaz ve yayınevi kısır döngü içine girer.

Tabii ki siz de kendi çıkarlarınız doğrultusunda hareket ediyorsunuz.Ama olaya geniş açıdan bakmayı deneyin lütfen.Sizin dediğiniz gibi olursa,bütün kitapları gidip kendi yayınevlerini dolaşıp almak zorunda kalabilirsiniz.

Fuarlarda yapılan indirimler ilk defa yapılmıyor.Bir çok yayınevi hem reklam amaçlı hem de stok eritmek amaçlı fuarda bunu yapıyor.Yani bunu doğal karşılamak gerekiyor.Ayrıca fuar senede bir kere yapılıyor.Yeni çıkan yayınlar için bir sene beklemek çok da cazip değil.Sonuçta bu bir zevk işi.

Yani herkes nerden alacağı ve kaç para vereceği konusunda özgürdür.

Sürç-i lisan ettimse affola.


essegesse

Bu arada çizgiroman fiyatlarının neden pahalı olduğu daha önce de tartışılmıştı.

Siz sanıyormusunuz ki bu kadar pahalı olduğu halde ÇR yayınevleri ihya oluyor.Yapmayın arkadaşlar,ben de bu piyasanın içindeyim.İnanın ÇR çıkaran firmalar eğer başabaş geliyorsa kendilerini mutlu hissediyorlar.ülkemizde bu iş hakikaten gönül işi.

Zamanında (1993-1994) Tay yayınları tiraj 8000 (sekizbin)'e düştü diye yayınevini kapattı.Şu anki tirajları yazmama gerek yok.

Takdir sizin.

drfuhrer

keşke kapanmasaydı tay... o değerli logoya sahip yayınevinin kapanması,hakkaten benim için çok üzüntü vericidir.

HacıGeraltEmmi

Bu "gönül işi" muhabbetini bir kenara bıraksak artık. Para kazanılmayan hiç bir işe kimse para yatırmaz. Ortada bir gönül mevzusu varsa; her türlü zorluğa ve maddi sıkıntılara rağmen para verip okuyana aittir. Yayıncı kitabı 5-6 liraya mal eder, etiket fiyatını 25-30 lira koyar, dağıtımcı veya satıcıya %50 iskonto ile satar, okuyucu gider kitabı satıcıdan %20-25 iskontoyla alır. Ortada zarar eden göremiyorum yani.

Yoksa bu işten yayıncısı da, dağıtımcısı da, satıcısı da para kazanıyor. Aksi olsaydı kazandırmıyor diye yayından kaldırılan kitaplar gönül işi hasebiyle devam ediyor olurdu şimdi. Yani gönül işi değil ticaret yapılıyor, her ticari kuruluş gibi kazandıran ürün devam ediyor, kazandırmayanlar sonlandırılıyor.

Kısaca her sıkıntılı durumda veya başımız her sıkıştığında "ben gönül işi yapıyorum, aman ha gıkınızı çıkarmayın" diyerek aba altından sopa gösteren söylemler bana ağa rolündeki Şener Şen'in "Sataram bu köyü haaa!!" repliğini hatırlatıyor.

rumar80

   Bizim kurum ya da kişiler ile birebir sorunumuz yoktur. Burada itiraz ettiğimiz nokta aracı olmadığı zaman bu kadar uygun fiyata çizgi roman satılabiliyor ise bu konuda bir çözüm bulunmasıdır. Sonuçta bu parayı zorlukla bulan insanlar var ve uygun fiyatlarla çizgi roman okumak hepimizin hakkı.
   Sevgiler

Mister NO

Kitapların yayınevlerinden aracısız temin edilmesi durumunda indirimin %20 den fazla yapılabileceği bu yazışmalardan da çok net ortaya çıkıyor.

Yaklaşık olarak 25 yıldır sadece çizgi romanları değil diğer kitapları da yayınevlerinden kendi yerlerinden almaya çalışıyorum.Eskiden toptan dağıtıcılar vardı.Bu kuruluşlar %35-40 indirimli kitap satarlardı.Yayınevlerinin kendi yerinde ise %40-50 indirim olurdu.

Artık bu indirimleri kendi yerinde yapan yayınevleri de azaldı.Örneğin YKY kendi ofisinde %20 indirim yapıyor.Aracı dağıtımcı yok.İndirim oranı yine de az.Ya da çizgi roman basmayan İMGE Yayınları.Ankara'da kendi mağazasında %0 evet yazıyla sıfır indirimle satıyor.

Çizgi roman yayınlayan bazı yayınevlerinin kendi ofislerinde de indirim %20.Her türlü koşulda yayınları takip etmeye çalışan kalkıp yayınevine kadar gidip peşin para ile kitap alan okuyucunun hakkı neden %20 oluyor da %35-40 indirim olmuyor?
Bu şekilde yapılan satış hem okuyucunun yükünü hafifletir hem de yayınevlerinin nakit ve aracısız satış yapmasını sağlayarak onlara katkı sağlar.Elbette herkes bu şekilde kitap alamaz ancak bu gayreti ödüllendirmek de yayınevlerine düşmez mi?

Bu yazdıklarım sadece çizgi roman yayınevlerini değil bütün yayınevleri için geçerlidir.

Yukarıda yazdığım İmge yayınları indirim yapmayınca "İstanbul'da çok kolay %20 indirimle alabilirim kitabınızı,burası sizin kendi yeriniz indirim yapmanız gerekmez mi?"soruma "O halde İstanbul'dan alın"cevabını almam üzerine"Zaten İstanbul'da yaşıyorum ordan alırım"diyerek çıktığım bir yerdir.
Sonrasında bu yayınevi Tüyap'ta %20-25 indirim yapsa ne olur?

Yazdıklarımın özeti şudur.Yayınevleri sadece fuarda değil bildiğimiz nedenlerle kendi ofis,büro vb yerlere gelen okurlarına da nakitte %40-50 indirim yapabilirler. ;)

poe

arkadaşlar, valla ben geçen sene de gerekli şeylerden fuarda yarı fiyatına kitap aldım, bu senede...
almayacağım kitapları varsada "kötü günlerde okurum" niyetine aldım. iki fuar arasında gerekli şeylerin dükkanına gittim %15 indirim yaptılar. yüzyüzeydik. "neden fuarda indirdiniz de burada indirmiyonuz" diye bile sormadım.  kendimi kazıklanmış da aldatılmış da hissetmedim. fuarda birçok kişi bu sayede çizgi romanlarla tanışıyor. yanımda kaç tane okul çocuğu x-men leri kaptı sayamadım. hatta "ahmet, senin imkanın var, burda kick-as kalmadı dükkana geldiğinde alırsın" dediler "yok ben böyle iyiyim burdan alim" diye tutturdum.
birtek oradan değil, pek çok yerden yarı fiyatına alışveriş yaptım. uykusuzdan zar zor aldım kitapları. adamlar emrah ablak ve galip tekini (ve nerede ise tüm fiyatlar böyleydi) 7.5 tl ye veriyorlar ve büyük izdiham vardı. galip tekinin 1. albümünü bir kitabevinden  üzerinde yazan fiyattan aldığıma da üzülmedim.
birçok yerden de 3-5 kitap alınca yanında kitap hediye ettiler.
fuarlar zaten bunun için yok mu? adam dükkanda kira ödüyor, eleman çalıştırıyor, bir ayda 10 kitap satacak da o dükkan çevrilecek... zor bu işler. ben fuardan da alırım dükkandan da. ama toplu almak ve indirimli almak işime geliyor. umarım yayıncılar da depo boşaldı deyip bizim için yeni kitaplar basarlar... bu arada fuarda x-men kitaplarını alan çocuklar da çizgi roman okumaya başlar diye umalım ;)

yalcinerol345

Yayıncı kuruluş kendi yerinde %50 indirim yaparsa dağıtımcı kuruluş kitapları dağıtır mı acaba?Ya da parakende satan esnaf o kitapları satar mı?

ümitkr

Nazik bir konu... Sanırım yayınevlerinin "yatırım" yapması noktasında bir şekilde cebinde para bulundurması kısmı atlanıyor bu %50 indirim talebiyle. Sadece bir matbaa'nın "çok ucuza imal edip hepinizi kazıklıyorlar" gazı sohbeti bu yönde götürüyor.

Satışların çrlerde 400-2000 olduğu ve bunun da düzensiz olarak yayınevlerinin kasasına girdiği bilinirken yayınevinin çeviri, ofis, telefon, olası reklam giderlerini hepten görmezden geliyoruz. Telifi, grafikeri, v.s.ler hariç bir de bu sabit giderler var sabit gelirleri yokken. Olay sadece bastım, kirasız dükkan açtım, elektrik, su, telefon parası ödemiyorum deli kar elde ediyorum olayı değil ki yayınevleri için. Fanzin gibi de basılmıyor ki bu çrler. Vergisi, faturası, irsaliye faturası, muhasebecisi... Herhangi bir telif talebi için yapılan onlarca yazışma, görüşme, harcana mesai ve saatler...

Fuar olayı ise bambaşka bir olay. Bir çrnin satışı yerlerde sürünmeyle biraz üstündeyken yayınevleri 1.500 - 6.000 TL ve üzeri para bayılarak fuarda yer kiralıyorlar. Nakliyat, paketleme, taşıma, çalışanların (varsa) ücretleri, yemekleri, içecekleri...

Yayınevi bir ticarethane olarak "yatırım" yapmak için onlarca kalemin altına imza atarken belli bir kazancı garanti altına alarak satışa gidiyor. Yukarıda saydıklarım ilk aklıma gelenler. Kıytırık bir ajansım var ve kazancı belliyken her sene devlete kazanmadığım para üzerinen vergi veriyorum sabit olarak. Fatura kestiğim zaman ise kazancın yaklaşık %60'ını devlet alıyor elimden. Çalışanın sigortası, maaşı, ikramiyesi, ofis giderleri, aidatlar, bilmem nelerle iş çığırından çıkıyor.

% 50 indirim yapılsın... Yapılsın tabii... de... Ne kazanıyorlar ki niye yapsınlar?

İşi kötü basarlar eleştiri, dağıtım sorununu çözmezler eleştiri, çeviri kötüdür, yayınevinin ciddiyeti yoktur, sallama işler yapılmaktadır, editörlük sistemi yoktur, v.s. eleştiri... Hepsine tamam, sonuna kadar desteklerim kendi adıma ama fiziki koşullar sadece bir matbaa baskı işi değildir ve yayınevlerinin analarını ağlatan sadece bu değildir. Bu noktada kurumları yıpratmaktan ve gaza gelmekten imtina etmekte fayda olduğu düşüncesindeyim.


Gandalf

Alıntı yapılan: ArAmAS - 20 Kasım, 2011, 18:49:46
keşke kapanmasaydı tay... o değerli logoya sahip yayınevinin kapanması,hakkaten benim için çok üzüntü vericidir.

Dostlarım Tay yayınları kapanmadı sadece devroldu.
Sezen beyden sonraki sahipleri ilk okul çocukları için sevimli hikayeler çıkartıyorlar.
Gerçi bu durum biz Tay dostları için çok vahim bir durumsa da , o logonun ve şirketin bir şekilde hala var olduğunu bilmek insana mutluluk veriyor. :)

 

pearl jam

Ben de bu konuda Mişel beye hak veriyorum. Fuarlarda aracısız satış yaptıkları için yüzde elli indirim zaten fuar için olması gereken bir indirimdir, aksi halde fuara katılmanın daha doğrusu orada kitap satmanın bir anlamı kalmaz bence.

Fuar dışı zamanlarda bu kadar indirim yapmamalarını da doğal karşılıyorum, zaten daha önce de söylenmiş bu durumda kitaplarını sadece elden satmak zorunda kalabilirler, kimse satmak için kitaplarını almaz.

kalidor

Tay Yayınları'nın farklı şekilde de olsa devam etmesine sevindim :)
Crom! Ölüleri Say...

labirent

Bugünden sonra İlyas 'tan veya Kaan 'dan kitap alırken kendimi %50 kazıklanmış hissedeceğim. Bunun sorumlusu da yayınevleri. 5 lira maliyeti olan kitabı 20 liraya almaya, ne kadar devam edeceğim soru işareti.

ümitkr

Alıntı yapılan: labirent - 21 Kasım, 2011, 08:28:54
Bugünden sonra İlyas 'tan veya Kaan 'dan kitap alırken kendimi %50 kazıklanmış hissedeceğim. Bunun sorumlusu da yayınevleri. 5 lira maliyeti olan kitabı 20 liraya almaya, ne kadar devam edeceğim soru işareti.

Bütün yayınevlerini bir kuyuya atıp yakmak lazım :)

2008 yılına dair bazı veriler -

Un maliyeti içerisindeki buğdayın payı % 70 civarındadır.
Ekmeğin maliyetindeki unun payı % 30 civarında olup, geri kalan % 70'lik kısmı ise genel imalat giderleri, işçilik giderleri, fırıncı karı, bayi ücreti oluşturmaktadır.
Ekmeğin maliyeti içerisindeki buğdayın payı % 21'dir.
50 Kg. bir çuvaldan unun kalitesine göre 66-72 kg ekmek elde edilmektedir.
300 gr. ekmeğin piyasadaki satış fiyatı 60 YKr olup, içerisindeki buğdayın maliyeti 13 YKr'dur.
2007 yılı borsaların ortalama buğday fiyatı 0,464 YTL/Kg. olmuştur. 2008 yılı şubat ayı ortalamasına göre buğdaydaki artış oranı % 24'dür. Bu artışın un fiyatına yansıması % 17 olmalıdır.
2007 yılı ortalama 50 Kg.'lık bir çuval un fiyatı 33,1 YTL olmuştur. 2008 yılı şubat ayı ortalamasına göre 50 Kg.'lık bir çuval undaki fiyat artış oranı % 16.4'dür.
Ekmeğin içindeki unun payı % 30 olduğundan ve un fiyatlarında % 16.4 artış olduğundan bu artışın ekmek maliyetine yansıması % 5 olmalıdır.
2007 yılı 1 Kg ekmeğin ortalama fiyatı 1,56 YTL olmuştur. 2008 yılı şubat ayı ortalamasına göre 1 Kg. ekmek fiyatındaki artış oranı % 12,8' dir.
2008 yılı şubat ayı ortalama buğday fiyatının 2007 yılı ortalama buğday fiyatındaki % 24'lük artış;
Un fiyatına %17 olarak yansıması gerekirken % 16.4 artış olarak,
Ekmek fiyatına ise % 5 artış olarak yansıması gerekirken % 12,8 olarak yansımıştır.
Kaynak:TMO

Ekmek de yemeyelim, kahrolsun fırıncılar :0)

Pulluk

Gerek bu forumda, gerekse takip ettiğim  diğer çizgi roman forumlarında yıllardan beridir yayın evlerinin acımasızca eleştirildiğini görüyorum. Elbette ki yayın evleri hatasız değiller ve onların da yıllardan beri bir çok hatalı kararlar aldıklarını gözlemliyoruz. Öte yandan eleştirirken ölçüyü kaçırmamamız ve eleştireceğimiz konuda az buçuk fikir sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum. Yıllar öncesini hatırlıyorum da; neredeyse tüm yayın evi sahipleri forumlardan okuyucu ile irtibata geçerlerdi ama hepsi birer ikişer küstürüldü. Yeri geldi mi (en son Demirbaş) ben de bir çok eleştiride bulunuyorum ama dediğim gibi bunun bir üslubu olmalı. Hele ki, ticaret hayatına dair pek bir şey bilmeden, bolca laf üretmenin pek de doğru olmadığını düşünüyorum. Gerekli Şeyler, geçmişi 1995'e kadar (Büyük Mavi'yi sayarsak) uzanan bir oluşum. Renkli ve orijinal formatında  Amerikan çizgi romanlarını onların sayesinde okuma şansı yakaladım. Mişel ve Ahmet Bey yıllardan beri bu işi severek yapan ve çabalayan insanlar. Elbette ki onları da yeri geldi mi eleştirelim ama ölçüyü de iyi belirleyelim.


Herkese bol çizgi romanlı günler...
Hayallerine giden yol kutuplardan bile geçse vazgeçme!