Cubitus (Zıpır veya Ponpon)

Başlatan BlackBishop, 25 Ocak, 2012, 18:43:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

BlackBishop

Cubitus bizde yayınlanan isimleriyle Zıpır veya Ponpon.


Tercüman Çocuk'tan bir tek sayfalık macerası...

Birer sayfalık mizahi çizgiromanlarıyla ilk kez 1968 yılında yayınlanan Cubitus/Zıpır, kısa sürede yayınlanmakta olduğu Tintin dergisindeki diğer başlıkların popülaritesini yakalamıştır. Dupa'nın hazırladığı Zıpır, çizerinin Achille Talon'da ustası Greg'e asistanlık yaparken edindiği çizim stili ve deneyimlerin sonucu ortaya çıkmıştır. Zaten Zıpır karater olarakta Achille Talon'a çok benzer: Geveze bir karakterdir Zıpır, ukalalığı elden bırakmaz, vakur tavırlarıyla ortalıkta salınıp durur. Bembeyaz tüylerle kaplı, tombalak vücuduyla büyük bir paradoks oluşturan siyah renkli minik burnuyla kendisini besleyen Semaphore adında eski bir denizciyle aynı evi paylaşmaktadır. Daimi efendisi Semaphore'un hayatı, -kendisini hiç durmadan komik duruma düşürmesine rağmen- yanından ayırmadığı Zıpır ile yoğun bir mücadele içinde geçmektedir. Ancak neyse ki, Zıpır'ın hayattaki tek eğlencesi bu yaşlı adam değildir. Onun tek gıcık olduğu ve birbirlerinin hayatını karartmak için olmadık komplolara giriştikleri komşu bahçenin kara kedisi Senechal'dir. Başlığın bünyesindeki mizah öğesini doruk noktaya ulaştıran bu kedi, Zıpır'ın yeri geldiğinde en önemli müttefiki, bazen de en zorlu rakibidir. Birbirleriyle dalaşmaları esnasında giriştikleri ağız kavgasında sürekli yeni argo söz ve küfürler uydurmaları, başlığın kayda değer bir başka özelliğidir. Başlık, tek sayfalık maceralarının haricinde Dupa'nın gelen önerilere sıcak bakarak yazdığı uzun metrajlı serüvenlere de evsahipliği yapmıştır.

(Bu yazı Alfa Yayınlarının çizgiroman karakterlerini tanıttığı eklerden yararlanarak hazırlnmıştır.)

Ülkemizde ilk kez 1970'lerin hemen başında Türk Ticaret Bankası tarafından basılan aylık Çocuk Yuvası ve Doğan Kardeş adlı dergilerde Ponpon başlığıyla yayınlanan Cubitus, asıl şöhretini Eylül 1978 tarihinden itibaren yayınlanmaya başladığı Tercüman Çocuk dergisinde yapmıştır. Bu dergide Zıpır adı altında, genelde ön kapak içinde ve tek sayfalık öyküleriyle en uzun süre yayınlanan çizgiroman başlıklarından biri haline gelmiştir.


hanac

Benim çocukluğum Almanya'da geçti.

Bu ÇR dergileri furyasına yetişemedim.

Ama günümüzde 3 tane dergi yayınlanıyor(du)

İki tanesi yayınına son verdi; Doğan Kardeş ve Heavy Metal

Hipnoz da ağır aksak, düzensiz periyotlar ile devam ediyor (mu İlhan ?  :) )

Açıkçası yeterince destek olamadık.

Ayrıca bir maceranın aylık 6-8 sayfa arası yayınlanması beni sarmadı.

Ama ona rağmen bütün sayıları aldım.

Sizce bu dergilerin modası geçti mi ? Yoksa umut var mı ?

yalcinerol345

Bence öyle aylık,yada üç-beş aylık yayınlamakla olmaz.Bas bakalım haftalık dergi, satıyor mu satmıyor mu?Dağıt bakalım her bayiye.(Bunun için muazzam bir güç gerekir sanırım)
Tabii dergi dağıtımı da eskisi gibi değil ki.Benim bulunduğum ilçeye o zamanlar her türlü dergi gelirdi.Şimdi bir tek dergi yok.Sadece gazete satılıyor.

BlackBishop

Alıntı yapılan: hanac - 25 Ocak, 2012, 19:50:32
Benim çocukluğum Almanya'da geçti.

Bu ÇR dergileri furyasına yetişemedim.

Ama günümüzde 3 tane dergi yayınlanıyor(du)

İki tanesi yayınına son verdi; Doğan Kardeş ve Heavy Metal

Hipnoz da ağır aksak, düzensiz periyotlar ile devam ediyor (mu İlhan ?  :) )

Açıkçası yeterince destek olamadık.

Ayrıca bir maceranın aylık 6-8 sayfa arası yayınlanması beni sarmadı.

Ama ona rağmen bütün sayıları aldım.

Sizce bu dergilerin modası geçti mi ? Yoksa umut var mı ?

Kaliteli yapılan her iş için umut vardır?
Ama bizim ülkemizde biraz daha fazla çaba gerekiyor.
Ülkemizde sadece çizgiroman veya çocuk dergilerine olan ilgi sönmüyor.
Resmen kitaptan uzak bir toplum olmaya gidiyoruz.
Yeni nesil ödevlerini bile internetten bulup kopyala-yapıştır, yazıcıdan çıkar mantığıyla hazırlıyor.
Kitaplara yaklaşmıyorlar, okumayı sevmiyorlar.
Bu da basılı olan her şeyin başarı şansını düşürüyor.
Ama yurt dışında hala ayakta kalmayı başaran çocuk dergileri var.
Bizden çok daha az nüfusa sahip olmalarına rağmen iyi satış rakamları var.
Bu durumda cevap basit...
Bizde ki genç kitleye okumayı sevdirmek gerekiyor.
Ama okumuş insanı gütmekte zor tabi...
O yüzden bu ülkede bazı şeylerde zor...

Peyami

Blackbishop fırtınası devam ediyor... :) Son zamanlarda ilk kez Fransa-Belçika ekolünün bir çok koldan forumu domine ettiğine şahit oluyorum. Uzun süreli olacağını sanmam ama yine de güzeldi.

Hasan'ın sorguladığı konuya olumlu bir cevap vermek çok isterdim ama
çocuklar arasında bu tarz bir derginin günümüzde tutacağını düşünmüyorum. Çok daha renkli ve içerikli alternatifleri var bugünün çocuklarının. Zaten tutması da doğal olmaz bana sorarsanız.

O zamanlar bırakın İnternet'i tek kanallı TV dönemiydi, yok gibi birşey yani. Çıkan dergiler son derece sınırlıydı. Oyun bilgisayarları yaygınlaşmamıştı. Yani alternatifi yoktu ÇR'ın.
Bugünkü şartlar ise çok farklı.

Bence ancak daha yaşı ileri bir kitleye ve diğer alanlarla (Dizi, film, sinema, resim, edebiyat, belgesel) beraber harmanlanarak sunulursa çizgiroman dergilerinin bir şansı olabilir.

Aksi takdirde günümüzdeki oyun endüstrisiyle rekabet etmeleri mümkün olmayan Commodore/Amiga oyunlarını tekrar piyasaya sürmek gibi bir durum olur.

NOT: Aslında o oyunları da özlemiyor değilim. Hele sabahlara kadar Lucasfilm'in point and click adventure'larını oynadığım zamanları...

V

Alıntı yapılan: Peyami - 25 Ocak, 2012, 20:35:29


NOT: Aslında o oyunları da özlemiyor değilim. Hele sabahlara kadar Lucasfilm'in point and click adventure'larını oynadığım zamanları...

Fate of Atlantis,Full Throttle,Maniac Mansion vs.Ahh,ah..
"İstemem,eksik olsun.."

Peyami

Vay sayın editörüm..sen de mi!  :D

Last Crusade, Zac Mc Cracken, Monkey Island serisi...

Fate of Atlantis'ten önce "Last Crusade" ile o kadar çok uğraşmıştım ki...Bilgisayarcı bozuk çeker 3.5 disketlere,  defalarca Yazıcıoğlu'ndan değiştirirsin, bilmeceleri çözeceğim diye sabahlara kadar oturup zombi olursun...Hey gidi hey...
Alıntı yapılan: V - 25 Ocak, 2012, 20:39:46
Alıntı yapılan: Peyami - 25 Ocak, 2012, 20:35:29


NOT: Aslında o oyunları da özlemiyor değilim. Hele sabahlara kadar Lucasfilm'in point and click adventure'larını oynadığım zamanları...

Fate of Atlantis,Full Throttle,Maniac Mansion vs.Ahh,ah..

V

Her pazar arkadaşlarla birimizin evinde buluşur,(hatta evler müsaitse Cumartesi akşamdan Pazar gecesine kadar)

cips,kola,kuruyemiş,bisküvi,kraker çeşitleri getirilir(ilerleyen yıllarda votka ve bira da dahil oldu) dursuz-duraksız

oyunlar bitirilir,çizgi romanlar,mizah dergileri okunur,kült filmler izlenir,muhabbet-şamata gırla giderdi.

Hayatımın en güzel yıllarıydı kesinlikle.Her güzel şey gibi birgün bitti tabiki :'(

Last Crusade,Monkey Island,Fate of Atlantis,Full Throttle,Maniac Mansion bu dönemimde arkadaşlarla beraber

bitirilmiştir.Hele bir Worms turnuvaları vardır ki skorları halen saklarız.Wors'un 2 levelli demo sürümünü

3 yıl oynadığımızı biliyorum. ;D

Mevzu Zıpır'dı bu arada.Kendisini çok severim.. :)
"İstemem,eksik olsun.."

yalcinerol345

Alıntı yapılan: yalcinerol345 - 25 Ocak, 2012, 20:01:08
Bence öyle aylık,yada üç-beş aylık yayınlamakla olmaz.Bas bakalım haftalık dergi, satıyor mu satmıyor mu?Dağıt bakalım her bayiye.(Bunun için muazzam bir güç gerekir sanırım)
Tabii dergi dağıtımı da eskisi gibi değil ki.Benim bulunduğum ilçeye o zamanlar her türlü dergi gelirdi.Şimdi bir tek dergi yok.Sadece gazete satılıyor.

Örneğin, Doğan Kardeş büyük bir gazetenin haftalık pazar ilavesi olarak verilseydi gazete satışına bir  hayli etkisi olurdu kuşkusuz.En azından NTV'nin çizgi klasiklerinin satışı kadar etkilerdi.

rumar80

  Grimm Fandango'yu hatırlayan var mı?
  Bir de adventure değil ama Lucas arts'ın Outlaws'u vardı. Bilgisayarın başından kalkmazdı

V

Grimm Fandango'nun konusu harikaydı.Tim Burton filminin içinde gibiydim.



Yine Lucas'ın Day of the Tentacle'ı vardı.Zamanda yolculuk yapılıyordu.Grafikleri süperdi.

Bu oyunların senaryoları da harikaydı hani..

"İstemem,eksik olsun.."

kalidor

Abimlerden kalma Tercüman Çocuk dergilerinden Zıpır'ı çok net hatırlıyorum. Genelde en arka sayfasında yer alırdı hatırladığım kadarıyla. Yukarıdaki 30 Nisan 1982 tarihli dergiyi kapağı görünce hatırladım :)
Crom! Ölüleri Say...