dean'in izledikleri

Başlatan dean, 19 Ağustos, 2013, 15:53:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Lord of War



https://www.imdb.com/title/tt0399295/?ref_=rt_li_tt

  Yuri Orlov bir silah taciridir. 80'li yılların başında yerel çetelere silah temin eder. 90'lı yıllara geldiğinde ise artık Dünya'daki silah ticaretinin lideri konumundadır. Afrikalı bir diktatör ve onun psikopat oğlu ile iş yapmaya başladığında hayatı sonsuza kadar değişecektir.

  Öncelikle filmi çok geç izlediğimi itiraf etmem lazım. Üstelik filmin DVD'sini 12-13 yıl önce arşivime koymuştum. Vizyona girdiği zaman ve ev sinemasına geldiğinde aslında baya popülerdi. Bu kadar neyi beklemişim bilemedim. Ama izlenmeyen her film yeni filmdir sözüne sadık şekilde hareket etmek lazım.

  Film Dünya'daki silah ticaretine güçlü bir altmetinle son derece çarpışı bir şekilde ışık tutuyor. Yuri Orlov'un hayat hikayesini izlerken yükselen ve sönen hayatları onun yanındaymışçasına izliyoruz. Filmin içinde barındırdığı ve başkarakterinin kişiliğinden de aldığı hafif kara mizah filminin çarpıcılığı arttırırken seyircisin film boyunca ilgisini ayakta tutmayı başarıyor. Yönetmen Andrew Niccol bu konuda çok başarılı bir iş çıkarmış.

  Nicolas Cage benim için 2'ye ayrılıyor. 90'lardan önce ve sonra diye. 90'lardan önce ne kadar başarılıysa 2000'li yıllarda her şey tersine döndü. Bu filmde onun son iyi işlerinden biri. Jared Leto ve Ethan Hawke'nin performanslarını da es geçmemek lazım.

  Filmi benim dışımda izlemeyen kaldıysa tavsiye ederim.

ZGeralt

Alıntı YapFilmi benim dışımda izlemeyen kaldıysa tavsiye ederim.

Sabah sabah güldürdün dean :)

Cage'in oynadığı en iyi filmlerden biri bence de, Ethan Hawke zaten hemen her oynadığı filmde iyi performans gösteriyor.

dean

Game Night



https://www.imdb.com/title/tt2704998/

  Hayatlarındaki en büyük tutku oyun oynamak olan Max ve Annie, yine bir oyun gecesinde tanışıp evlenmişlerdir. Kısa aralıklarla kendileri de oyun geceleri düzenlemektedirler. Bir gün Max'in ağabeyi Brooks çıkagelir. İki kardeş hep rekabet halindedir. Brooks hayatlarının oyunlarını oynatacağını söyler. Max, Annie ve oyun grubu Brooks'a gider. Brooks müthiş bir cinayet oyunu planı yapar. Lakin oyun grubunun bilmediği bi'şey vardır; Bu bir oyun değildir.

  Game Night ile ilgili olarak öncelikle filmin son derece eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Daha önce gerek komedi gerekse de dram olarak benzerlerini gördüğümüz bir hikaye olsada özellikle oyuncularının enerjisiyle ayakta durmayı başarıyor. Jason Bateman ve Rachel McAdams başarılı bir ikili olmuş. Özellikle Gary rolüyle Jesse Plemons ise baya bi' sahne çalmış.

  Türü seven insanları ortalama bir beklentiyle filmden keyif alacaklarını düşünüyorum.

dean

A Wrinkle in Time



https://www.imdb.com/title/tt1620680/?ref_=nv_sr_1

  Bilim adamı Alexander Murry çok önemli bir buluşun eşiğindedir. Sona yaklaştığı sırada ortadan kaybolur. Herkes öldüğünü düşünmektedir. Kızı Meg buna asla inanmaz. Günün birinde 3 varlık Meg'e görünür. Babasını kurtarması için bir yol sunarlar. Meg, kardeşi ve arkadaşıyla hayatının en büyük macerasına çıkar.

  Film vizyona girdiğinde çok eleştirildi. Gişe olarak da battı. Bende filmin başına beklentilerimi çok düşürerek oturdum. Ama ne kadar düşürürseniz düşürün yaşanan hayal kırıklığını kurtaracak kadar düşüremezsiniz. A Wrinkle in Time gerçekten çok kötü bir film.

  Bunun başlıca iki sebebi var. Biri filmin senaryosu. Senaryo son derece yüzeysel ve ilgi çekmekten uzak. Kendisini bi'şey zanneden ikinci sınıf Türk dizisi kıvamında aforizmalarla dolu. İkinci sebep ise yönetmen Ava DuVernay. Kendi sinemasına bu kadar uzak bir filmi neden çekmiş pek anlam veremedim. Büyük bütçe ve bu kadar komplike bir CGI uygulaması Ava DuVernay'in boyunu çok aşmış. Warner Bros neye güvenerek kendisine New Gods filmini verdi bilmiyorum. A Wrinkle in Time'dan sonra New Gods'ın da çok iyi olacağını düşünmüyorum.

  Bu tür filmlerde şuna çok dikkat etmeye çalışıyorum. Film yarattığı evreni ne kadar ve ne kadar iyi şekilde kullanabiliyor. Benzer şekilde yine bir Disney yapımı olan Tomorrowland filmini de sevmemiştim. Bu filmde aynı o film gibi yarattığı evreni kullanmaktan son derece aciz. Sadece arkada fon olarak duruyor o kadar.

  A Wrinkle in Time'ı kimseye tavsiye etmiyorum. Ben ettim siz etmeyin diyorum.

haziran00

Alıntı yapılan: dean - 26 Ocak, 2019, 14:10:46
Game Night

  Hayatlarındaki en büyük tutku oyun oynamak olan Max ve Annie, yine bir oyun gecesinde tanışıp evlenmişlerdir. Kısa aralıklarla kendileri de oyun geceleri düzenlemektedirler. Bir gün Max'in ağabeyi Brooks çıkagelir. İki kardeş hep rekabet halindedir. Brooks hayatlarının oyunlarını oynatacağını söyler. Max, Annie ve oyun grubu Brooks'a gider. Brooks müthiş bir cinayet oyunu planı yapar. Lakin oyun grubunun bilmediği bi'şey vardır; Bu bir oyun değildir.

  Game Night ile ilgili olarak öncelikle filmin son derece eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Daha önce gerek komedi gerekse de dram olarak benzerlerini gördüğümüz bir hikaye olsada özellikle oyuncularının enerjisiyle ayakta durmayı başarıyor. Jason Bateman ve Rachel McAdams başarılı bir ikili olmuş. Özellikle Gary rolüyle Jesse Plemons ise baya bi' sahne çalmış.

  Türü seven insanları ortalama bir beklentiyle filmden keyif alacaklarını düşünüyorum.

Listeme aldım teşekkür derim :)

Ek: Teşekkürler, Dean gayet ortalamanın üstünde kara mizahın güzel örneklerini veren bir film olmuş, önerin için teşekkürler.

dean

What Happened to Monday



https://www.imdb.com/title/tt1536537/?ref_=nm_flmg_act_9

  Genelde arkadaş gruplarıyla film izlemeyi çok sevmiyorum. Kusursuz sessizlikte film izlemeyi seven bir insanım. Filmin tamamen içine girmeye çalışıyorum. Bunu yanı sıra arkadaş grubu olarak film seçileceği zamanda bir adım geride durmayı tercih ediyorum. Neyse grup olarak What Happened to Monday seçildi.

  Film ilgili çok şey söylemek istemiyorum. Zira film son derece kötü. Bu film üzerinden genel bir Netflix eleştirisi olacak bu. Netflix, orijinal içerik üretmeye başladığı zamanlarda ki bunlar dizi ağırlıklıydı benim için çok kaliteli bir markaydı. House of Cards, Orange is the New Black vb. Ama zamanla nicelik niteliğin önüne geçmeye başladı. Zaten büyük stüdyoların kendi streaming service'lerini kurmaları Netflix bu hamlesini şart hale getirdi. Kötü dizilerin sayısı artsa da dizi olarak yine her sene hit diziler yakalamayı başarıyorlar. Ama işin film ayağı çok can sıkıcı.

  Netflix'in kendi finanse ettiği filmlerin ezici bir çoğunluğu direkt DVD'ye çıkan film kalitesinde (kalitesizliğinde) diğer bir kısmı ise vizyonda batacak filmlerin Netflix'e postalanmış hali (The Cloverfield Paradox, Mowgli: Legend of the Jungle) bunların arasında çok çok azı gerçekten kaliteli (Roma, The Ballad of Buster Scruggs) Bu şartlar altında Netflix logosunu ben bir filmde görünce direktman yüzümü buruşturur hale geldim. Bir film haberi duyurulduğunda Netflix tarafından yapılacak dendiği zaman benim bütün keyfim kaçıyor. Netlflix direkt DVD'ye çıkan B film merkezi haline geldi.

   

Saint2

Netflix'ten başyapıt beklemek yanlış zaten. Bir filmin yapımı 50 milyon dolar olsa ki birçok film bu fiyatı geçer, her ay bir film yapılsa, senede sadece film için ödeyeceği yapım masrafı 600 milyon dolar eder. Bu kadar paranın altına girmez.

dean

Alıntı yapılan: Saint2 - 28 Ocak, 2019, 14:54:43
Netflix'ten başyapıt beklemek yanlış zaten. Bir filmin yapımı 50 milyon dolar olsa ki birçok film bu fiyatı geçer, her ay bir film yapılsa, senede sadece film için ödeyeceği yapım masrafı 600 milyon dolar eder. Bu kadar paranın altına girmez.

  Bu paranın ve hatta daha fazlasının altına bile giriyor aslında. Netflix 2018 yılında orijinal içerik dizi ve filme 8 Milyar dolar para ayırdı. En büyük hit filmimiz olacak dedikleri Bright filminin sırf produksiyon bütçesi 90 milyon dolar. Yani istedikleri zaman güzel para harcayabiliyorlar. Böyle bir iklimde Netflix'in daha iyi filmler yapması beklenebilecek bir durum. Netflix'in belki de en iyi filmi olan Roma'nın bütçesi ise 15 milyon dolar. Yani önemli olan iyi projeleri desteklemek. İyi sinemacılarla çalışmak. Netflix çoğunlukla bunu yapmıyor.

ZGeralt

Alıntı yapılan: Saint2 - 28 Ocak, 2019, 14:54:43
Netflix'ten başyapıt beklemek yanlış zaten. Bir filmin yapımı 50 milyon dolar olsa ki birçok film bu fiyatı geçer, her ay bir film yapılsa, senede sadece film için ödeyeceği yapım masrafı 600 milyon dolar eder. Bu kadar paranın altına girmez.

Netflix'in 2018 içerik bütçesi 13 milyar dolardı. Netflix'in ne kadar büyüdüğü gözünüzden kaçmış sanırım sayın Saint2. Yanlış hatırlamıyorsam dünya çapında en son 136 milyon aboneye ulaşmıştı.

Netflix elindeki imkanları düşük bütçe-çok sayıda içerik olarak harcamayı uygun görüyor gibi düşünüyorum ben. İlla her sene birkaç büyük bütçeli film veya dizi çekiyor ama (Bright yanlış hatırlamıyorsam 80 milyon dolara çekilmişti) sonuçta bir servis sağlayıcısı her yaştan, her zevke göre içerik bulundurmak ve hedef pazarını büyütmek zorunda.

Amazon'un bu işe girmesi ve bu sene Disney'in de gireceğini düşünürsek kızışacak rekabet kaliteli içeriği artıracaktır diye düşünüyorum. Veya  belirli bir izleyici grubunu Disney'e kaptırmayı göze alarak daha "niş" bir kitleye içerik sağlayabilirler de , bekleyip göreceğiz.

Bu arada ben Netflix'den  memnunum, ama Dean'e katılıyorum filmlerin çoğu kötü, dizilerde durum daha iyi, belgesel ve stand-up gibi diğer işlerde ise çok iyi buluyorum. Özellikle Netflix Special stand-up içeriği rakipsiz şu an.



Saint2

Alıntı yapılan: ZGeralt - 28 Ocak, 2019, 15:15:42
Netflix'in 2018 içerik bütçesi 13 milyar dolardı. Netflix'in ne kadar büyüdüğü gözünüzden kaçmış sanırım sayın Saint2. Yanlış hatırlamıyorsam dünya çapında en son 136 milyon aboneye ulaşmıştı.

Netflix elindeki imkanları düşük bütçe-çok sayıda içerik olarak harcamayı uygun görüyor gibi düşünüyorum ben. İlla her sene birkaç büyük bütçeli film veya dizi çekiyor ama (Bright yanlış hatırlamıyorsam 80 milyon dolara çekilmişti) sonuçta bir servis sağlayıcısı her yaştan, her zevke göre içerik bulundurmak ve hedef pazarını büyütmek zorunda.

Amazon'un bu işe girmesi ve bu sene Disney'in de gireceğini düşünürsek kızışacak rekabet kaliteli içeriği artıracaktır diye düşünüyorum. Veya  belirli bir izleyici grubunu Disney'e kaptırmayı göze alarak daha "niş" bir kitleye içerik sağlayabilirler de , bekleyip göreceğiz.

Bu arada ben Netflix'den  memnunum, ama Dean'e katılıyorum filmlerin çoğu kötü, dizilerde durum daha iyi, belgesel ve stand-up gibi diğer işlerde ise çok iyi buluyorum. Özellikle Netflix Special stand-up içeriği rakipsiz şu an.

Merhaba;
Ben kendimi iyi ifade edemedim sanırım. Ben o maliyeti kaldıracak finansal gücü yok demek istemedim. Benim anlatmak istediğim, çok geniş bir yelpazede abonesi olduğu için o kadar parayı çok çeşitli diziler, belgeseller için kullanır demek istedim.
Sevgiler

ZGeralt

Alıntı YapMerhaba;
Ben kendimi iyi ifade edemedim sanırım. Ben o maliyeti kaldıracak finansal gücü yok demek istemedim. Benim anlatmak istediğim, çok geniş bir yelpazede abonesi olduğu için o kadar parayı çok çeşitli diziler, belgeseller için kullanır demek istedim.
Sevgiler

O zaman hemfikiriz :) Ama dizi kalitesi film kalitesinden daha üstte benim gördüğüm kadarıyla, filmlerinde - çoğunlukla - bir çiğlik, bir olmamışlık var, bu da bütçe ile çok alakalı değil gibi. Dizi formülü ile film formülü farklı şeyler, belki zamanla film standartlarını da yukarı çekerler, özellikle Roma'nın getirdiği prestijden sonra ben her sene bu tip 2-3 filme para ayıracaklarını düşünüyorum.

dean

Alıntı yapılan: haziran00 - 26 Ocak, 2019, 15:32:46
Ek: Teşekkürler, Dean gayet ortalamanın üstünde kara mizahın güzel örneklerini veren bir film olmuş, önerin için teşekkürler.

  Beğenmenize sevindim.

dean

Solo: A Star Wars Story



https://www.imdb.com/title/tt3778644/

  Filmi geçtiğimiz yaz izledim. Ama üzerine yazacak enerjiyi ancak bulabildim. Artık öyle bir dönemde yaşıyoruz ki hiçbir film tek başına tatmin etmez hale geldi. Her şey bir franchise içerinde ve devamı gelmeyecekse ya da başka filmlere hizmet etmeyecekse önemini yitiriyormuşçasına bir iklim var. Solo: A Star Wars Story'de biraz böyle.

  Solo: A Star Wars Story maalesef battı. 275 milyon dolarlık saçma sapan bütçesine(ki bunun sebebi filmin yönetmenlerinin kovulup, ciddi bir kısmının başka bir yönetmen tarafından yeniden çekilmesi) 392 milyon dolar kazandı. Bu çok ciddi bir zarar demek. Disney'in bu filmden kar elde etmesi için 600 milyon doları geçmesi gerekiyordu.

  Bu ekonomik zarar hem Han Solo filmlerinin iptal olmasına hem de A Star Wars Story konseptinin askıya alınmasına sebep oldu. Her şey yolunda gitseydi üçlemeye dönüşecekti, aynı zamanda şu anda Boba Fett filminin çekimleri sürüyor olacaktı.

  Solo'nun batmasının sebebini ben Lucasfilm'in Episode filmleri dışındaki bu filmlerde evreni genişlet yerine daha da daraltmaya gitmesi olduğunu düşünüyorum. KOTOR filmi yapmak varken neden solo ? Seneler sonra Harrison Ford role dönmüşken öyle ya da böyle karakter yeni dönemede etkisini bırakmışken hemen gençliğine gidip, yeni oyuncu cast etmenin ne gereği var. Üstelik Alden Ehrenreich rolü oynayacak son insanlardan biri olsa gerek.

  Tek başına bakıldığında aslında Solo kötü bir film değil. İzlerken sıkan bir film değil. Lakin Disney'in her sene bir Star Wars filmi olacak diye çıktığı yolda filler bölüm olmaktan kurtulamayan bir film. Aynı zamanda şunu da düşünüyorum. Belki de her sene bir Star Wars filmine gerek yoktur. Hem Disney-Lucasfilm'in önce hikaye anlamında yerlerde sürünen Episode 7 ve 8'i doğru düzgün çekmesi lazımdı.

dean

The Nun



https://www.imdb.com/title/tt5814060/

  Korku filmlerini çok severim. Evrene dönüşen film serilerini de sevdiğim aşikar. İki sevdiğim şeyi başarılı şekilde biraraya getiren The Conjuring evrenini de çok seviyorum. The Conjuring 2 filminde tanıdığımız Valak karakteri fanlardan çok olumlu tepkiler almıştı. Karaktere bende bayılmıştım. Solo filminin geleceği haberi de sevinçle karşılanmıştı.

  The Nun filmi tek başına bakıldığı zaman beklentilerin altında kalan bir film. Korku filmleri adına Hereditary gibi kaliteli ve yaratıcı filmler çıksa da, artık iyi hikayesi olan korku filmleri seyrek karşımıza geliyor. Korku filmlerinin kendine has klişeleri kaçınılmaz şekilde kullanılıyor. Buradan bir filmin kendisini kurtarması için iyi bir yönetmene ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Klişelere dokunsa da insanı sıkmayan, başarılı atmosfer yaratabilen ve film boyunca bunu sürdürebilen, hikayesiyle seyirciyi korkutabilen bir yönetmen. İşte The Nun filminin yönetmeni Corin Hardy böyle bir yönetmen değil. James Wan böyle bir yönetmen. Ki zaten kendisi The Conjuring evreninin yaratıcısı ve ana serinin yönetmeni.

  Sonuçta The Nun filmini ben keyifle izledim. Dediğim gibi The Conjuring evrenine bayılıyorum. Ama beklentinin de altında kaldığını söylemek zorundayım. Valak karakterinden çok çok daha iyi filmler çıkacağını düşünüyorum. Aynı evrende geçen Annabelle filmlerine baktığımız zaman ilk film ile ikinci film arasında korkunç bir kalite farkı var. İkinci film ilk filmden 3-4 gömlek üstün bir film. Umuyorum ki The Nun'ın devam filmi çok daha güzel olur. Tabi ki yönetmenin değişmesi gerekiyor.

dean

Predator



https://www.imdb.com/title/tt3829266/

  Predator'ü severim. Ama Geek kültüründe yeri olduğu için severim. Zira ilk film dışında elle tutulur bir Predator filmi yok. İkinci film olsun, Predators olsun ziyadesiyle kötü filmler. Alien vs. Predator sularına ise hiç girmeyelim zaten. Yeni Predator filmi ise beni yönetmen seçimi ile baştan kaybetmişti.

  Sevgili Shane Black yapma. Bak rica ediyorum yapma. Bu tip filmler yapma. Iron Man yapma, Predator yapma. Olmuyor. Beceremiyorsun işte.   Lethal Weapon yaz. Kiss Kiss Bang Bang, The Nice Guys çek. Suç Dünyası ve Buddy cop filmleri çek. Seve seve izleyelim. Onlarda çok iyisin. Ama bu büyük prodüksiyonlu, bilim kurgu filmleri OLMUYOR. İşin ilginç tarafı filmin yazarı da Shane Black. Bu adam bundan çok daha iyi bir yazar. Nasıl bu kadar kötü bir film yazmış anlamak mümkün değil.

  Bir filmin senaryosu bu kadar kötü olabilir mi ? Filmin tamamı boyunca akla mantığa uygun tek bir diyalog yok. Film karizmatik olmaya çalışırken espri yapma uğruna şaklabana dönüşen karakterlerle dolu. Karakter gelişimi sıfır. Kimin, neyi, neden yaptığını anlamak imkansız. Aksiyon ortalama. Filmin sonu saç baş yoldurur. Bariz şekilde insan aklıyla dalga geçen bir film.