dean'in izledikleri

Başlatan dean, 19 Ağustos, 2013, 15:53:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Insidious: Chapter 3



http://www.imdb.com/title/tt3195644/

  İlk iki filmin aksine bu sefer yönetmen koltuğunda serinin ikinci adamı Leigh Whannell var. Lakin James Wan'ın yokluğu kendisini son derece hissettiriyor. James Wan gerçekten korku sinemasından yaratıcılık açısından anlayan bir adam. Becerisini klişelere gömülmüş bu türde farklılık yaratacak şekilde kullanmayı bilen bir yönetmen. Chapter 3 ise türevlerinden gram farklı olmayan bir film. Daha önce milyonlarca kez gördüğümüz herşeyin farklı oyuncular tarafından oynanmış bir başka versiyonu diyebiliriz kısaca. İlk iki filmi seven illaki filmi izleyecektir ama ilk iki filmin çok çok gerisinde olduğunu belirtmek lazım.

dean

The Hateful Eight



http://www.imdb.com/title/tt3460252/

  Benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Film kesinlikle kötü değil. Lakin yönetmen koltuğunda Quentin Tarantino olunca insan daha güçlü bir film bekleyebiliyor. Filmin senaryosu en iyi tarafı. Bu tabi ki Tarantino'nun büyüsü. Hayal kırıklığı olan taraf ise bence filmin yönetmenliği. Tarantino yazar olarak yeteneğini konuştursa da bu filmde yönetmen olarak son derece sinik kalmış. Filmin tek mekanda geçmesi de yönetmenin elini kolunu bağlamış. Ama arada Jennifer Jason Leigh attığı tirattaki gibi yönetmenliğinin ön plana çıktığı anlar olsa da bence önceki filmlerinden geride.

  Oyunculuklar son derece başarılı. Rolüne inanmamış tek bir oyuncu bile yok. Sinematografi açısından da önceki Tarantino filmlerinden geride buldum. Son olarak Tarantino'nun en önemli özelliklerinden biri olan müzikler ise yine beni hayal kırıklığına uğrattı. Sonsöz olarak şöyle diyebilirim. Film iyi bir film ama Tarantino için zayıf bir film. Muhtemelen Tarantino listemin en altında olacaktır.

dean

Pan



http://www.imdb.com/title/tt3332064/

  On yaş küçük olsaydım. Peter Pan ile ilgili hiçbir şey bilmeseydim ve filmi sinemada izleseydim belki keyif alabilirdim. Yalnız bu üç kritere de uymuyorum. Film ilk duyurulduğunda Warner Bros. için iddaa'lı bir projeydi. İyi bir yönetmen, iyi bir kadro toplanmıştı. Bütçe yüksekti. Hedef yaz sezonuydu. Hatta rakipde Ant-Man'di. Ama prodüksiyon aşamasında bir çok şey ters gitmişti. Film ertelendi ve yeniden çekimler yapıldı. Zaten bunlar olduğu zaman filmden tamamen umutları kesmek gerekiyor. (Not: Filmin çekimleri başlamadan ertelenmelerde sorun yok. Lakin filmin çekimleri başladıktan sonra film ertelendiyse kaçın !) Neyse film ertelendikten sonra Warner Bros.'da filmin marketing sürecinden vazgeçti. Sonuç olarak film battı.

  Neyse filmin içeriğine dönersek bende filmi beğenmedim. İlk sorun filmin ciddi ciddi iyi bir konusunun olmaması gerçeği var. Ardından sanki son 6 saatte yazılmış gibi duran son derece basit ve son derece tahmin edilebilir, kesinlikle şaşırtmayan ve eğlendirmeyen bir senaryosu var. Bu ikisinin ardından Joe Wright'ın dıştan renkli ama içten son derece sıkıcı tasarladığı bir Neverland var. Ben hayatımda Neverland'in bu derece zayıf tasarlandığını görmedim. Oyunculuk konusunda filme tek inanan kişi ise Peter'ı oynayan Levi Miller. Geri kalan kadro bitsin gidelim havasında.

  Son olarak iki karakterden bahsetmek lazım. Biri Blackbeard. Blackbeard son derece kötü bir Jack Sparrow taklidi gibi duruyor. Zaten filmdeki korsan kısımlarını hepsi Pirates of the Carribbean taklidi gibi duruyor. Diğer karakter ise Hook. Bence Peter ve Hook'un ilişkisine son derece yanlış bir yaklaşım olmuş. Ana hikayenin öncesine gidilip ikilinin ilk tanışmasına odaklanmak kağıt üzerinde güzel duran bir fikir. Ama işleyiş son derece başarısızdı bence.

Ahmet Oktay

Ben ettim siz etmeyin, boş yere izlemeyin diyorsun yani :)

dean

Alıntı yapılan: Ahmet Oktay - 04 Ocak, 2016, 11:16:01
Ben ettim siz etmeyin, boş yere izlemeyin diyorsun yani :)

  Ben aslında sevmediğim filmi de seyretmeyi seviyorum. Neyin ters gittiğini, Neleri beğenmediğimi, filmde hangi elementlerin işlediğini ve ya işlemediğini görmek benim için değerli. Ama tabi ki kimseye Pan'ı izle diye bir tavsiyede bulunamam.

  Not: Ya film gerçekten kötü :(

dean

The Hunger Games: Mockingjay - Part 2



http://www.imdb.com/title/tt1951266/

  Geldik işkencenin ikinci ayağına. İlk part ne ise ikinci part'da o. İlk part'ı beğenmemiştim aynı şekilde ikinci part'ı da beğenmedim. Kurgu masasında en azından biraz filme tempo kazandırırlar diye düşünüyordum. Zira ilk part hikayesini türk dizilerinden bile daha ağdalı anlatmıştı. Ama nafile tabi ikinci part'da ilk part'ın aynı ruhsuzluğuna, temposuzluğuna, ritmsizliğine, sıkıcılığına sahip.

  Zaten kaynak kitabı da sevmiyorum. En azından part I ve part II saçmalığı yerine hikayeyi bir bütün olarak görebilseydik kitabın zayıf yönlerini filmde kapatma imkanları olurdu. Onun yerine 4.5 saatlik bir Mockingjay, tek kelime ile sıkıcı.


dean

The Ring



http://www.imdb.com/title/tt0298130/

  Şu filmi bir türlü izleyememiştim. Dün finallerim için tüm gün Türk Sinema Tarihi çalıştıktan sonra gece yatmadan izlemek için çalıştıklarımın tam aksi yönünde bir tür film seçmek istedim. Aklıma uzun zamandır listemde olan ama izlemediğim The Ring geldi.

  Filmi beklediğimden çok daha iyi buldum. Film gerçekten seyircisini ürkütmeyi çok iyi biliyor. Bunu iğrenç görseller ve aniden suratımızda patlayan yaratıklarla yapmıyor. Güçlü bir hikaye çatısı oluşturmayı başarıyor. Bu da kendisini türevlerinden ayırıyor. Aynı zamanda filmin görsel işçiliği çok iyi. Kurulan atmosfer bir saniye bile inandırıcılığını kaybetmiyor. Ben filmi çok beğendim.

dean

Black Mass



http://www.imdb.com/title/tt1355683/

  Filmi beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Filmin çok ciddi bir odak sorunu yaşadığını düşünüyorum. James 'Whitey' Bulger'ın yükselişini mi anlatıyor ? Yoksa kişisel yaşamını mı anlatıyor ? John Connolly ve polislerin mi hikayesini anlatıyor ? hiçbir şey belli değil. Hele Bulger'ın adamlarıyla yapılan flashback ve Flashforward hikayeye gram katkı sağlamıyor.

  Filmi izlerken görmeyi beklediğim herşeyin diyalogla geçmesi ama görmekten bıktığımız herşeyinde saatlerce gösterilmesinden de çok sıkıldım. 25 dakikada bir Bulger'ın birini vahşice öldürmesini dakikalarca izliyoruz. Ama filmdeki en önemli kırılma noktalarını ya telefondan duyuyoruz, ya  da televizyondan görüyoruz. Mayfaya vurulan darbe muhbir aracılığı ile Connolly üzerinden bize ulaşıyor. Ama Connolly ve üstlerinin kavgalarını saatlerce dinliyoruz. Karakterlerin annesi, çocuğu, kuzeni, metresi şusu busu derken ciddi ciddi filmin kaçırdığımızı düşünüyorum.

  Özetle hikaye anlatım tercihlerini filmin hiç beğenmedim. Bu yüzden de filmi beğenmediğimi söyleyebilirim. Aslında filmle ilgili bir çok şey kağıt üzerinde çok iyi duruyordu. Özellikle yönetmen Scott Cooper 'ın önceki iki filmi düşünüldüğünde böyle bir kadro ve hikaye ile daha iyi bir iş çıkarması gerektiğine inanıyorum.

dean

Gods of Egypt



http://www.imdb.com/title/tt2404233/

  Fragmanları izlediğimizde Clash of Titans serisinin Mısır versiyonu olduğunu düşünmüştük. Film için gerçektende Clash of Tinans'ın Mısır versiyonu diyebiliriz. Ama Clash of Titans'a göre daha fazla Tanrılara odaklanılmış. Filme sanatsal açıdan bakarsak film baktığımız her açıdan elde kalıyor aslında. Lakin filmin zaten böyle bir derdi yok. Fragmanda ne gördüysek o. Bize vaat edilen film bu. Bu bağlamda ben tahmin ettiğim filmi izledim. İzlerken keyif aldım. Ama film bittikten sonra geri dönüp film üzerinde düşünmeye kalkarsanız düşünecek hiçbir şey bulamayabilirsiniz. İzlemeyi düşünen varsa iyi bir film izleme gibi bir amaçla izlemesin. Büyük bütçeli, sadece görsel efekt ve aksiyon vaat eden bir film izleyeceğini unutasın.

  Son olarak Clash of Titans kıyası ile açmıştım yazıyı öyle kapatayım. Bence Gods of Egypt, Clash of Titans ve Wrath of Titans'dan bir tık daha iyi.

kalidor

Jamie Reyiz için izlemeyi düşündüğüm filmlerden. Fragmanlardan kötü bir film bekliyordum. Clash of Titans'dan bir tık daha iyiyse seyredilir. Teşekkürler Dean.
Crom! Ölüleri Say...

dean

Teenage Mutant Ninja Turtles: Out of the Shadows



http://www.imdb.com/title/tt3949660/

  İlk filme oranla daha iyi buldum ikinci filmi. Ama tabi ki sinema sanatının güzide bir örneğini izleyeceğim kafasıyla oturmamak lazım filmin başına. Zira filmin hikayesi neredeyse korkunç. Out of Shadows, çocukluğunda Ninja Kaplumbağalar çizgi filmini izleyen insanlar için çok büyük bir eğlencelik. Sinemada Rocksteady, Bebop ve Krang gibi karakterleri görmek son derece keyifli. Ama bunun ötesine gidemediğini de söylememiz gerekiyor. Film ne zaman aksiyonu bıraksa metindeki sorunlar üzerimize üzerimize geliyor. Hiçbir karakterin hikayesi hiçbir noktaya bağlanmıyor. Plot hole'lar almış başını gidiyor. Bütün bunlara rağmen bence ilk filmden daha iyi bir film. En azından hikayeye daha sadık bir uyarlama olmuş Out of Shadows.

 

dean

Star Trek Beyond



http://www.imdb.com/title/tt2660888/

  Peşin peşin beğenmediğimi söyleyeyim. Filmi Star Trek karakterleri gibi giyinmiş insanların oynadığı vasat bir aksiyon filmi havasında izledim. Justin Lin'in hiçbir şekilde Star Trek filmi çektiğinin farkında olduğunu düşünmüyorum. Yeni filmler içindeki en zayıf ve Star Trek olmayan film Star Trek Beyond kesinlikle. Önceki iki filmdeki J.J. Abrams haterları acaba bu film için ne düşünüyor merak ediyorum.

  Kafama en fazla takılan noktaların başında elde Star Trek gibi sınırsız bir evren varken tek bir gezegene bağlı kalmanın anlamsızlığı. Film yer yer önceki film Star Trek Into Darkness ve Guardians of the Galaxy'i kopyaladığını da düşünüyorum.

  Filmin kötü adamı Krall bence filmin en zayıf halkası. Eric Bana'nın Nero'su ve Benedict Cumberbatch'in Khan'ı ile kıyaslanamaz bile bence. Hiç değilse Idris Elba'ya benzeseydi diyeceğim o kadar.

  Benim filmde tek sevdiğim nokta Spock ve McCoy arasındaki ilişki oldu o kadar.

dean

The Conjuring 2



http://www.imdb.com/title/tt3065204/

  Uzun zaman sonra önceki filmin ekmeğini yemeyen ve endi ayakları üzerinde durmayı başarabilen bir korku filmi izledim. 2013 yılında ilk film vizyona girdiğinde The Conjuring türe yepyeni şeyler katmasada kalite katmayı bilmişti. The Conjuring 2'nin de önceki film gibi kaliteli yazıldığını, iyi çekildiğini ve son derece başarılı bir atmosfere sahip olduğunu söylemek mümkün.

  Film bu sefer tarihin kaydedilmiş en ünlü poltergeist (musallat diyebiliriz) olayı Enfield'ı konu alıyor. Filmin başkarakterleri Ed ve Lorraine Warren gerçekten yaşamış kişiler. Film gerçek hikaye ile kurguyu bir birine çok başarılı bir şekilde yedirmiş.

  Yönetmen James Wan korku türüne son yıllarda resmen damga vurdu. Gerek ilk Saw filmi olsun gerekse de çektiği ikişer The Conjuring ve Insidious filmleri olsun türün son zamanlardaki eksiği olan kaliteyi geri getirdi. James Wan'ın Aquaman'e neler katacağı benim için ciddi bir merak konusu.

  Bu arada The Conjuring'in çaktırmadan bir evrene dönüştüğündende bahsetmek lazım. İlk filmde karşımıza çıkan Annabelle bebeğin 2014 yılında spin-off'u çekildi. 2017'de de Annabelle 2 vizyona girecek. The Conjuring 2'de tanıtığımız "Nun" karakteri içinde şu an senaryo yazılıyor. Herşey yolunda giderse tahminim 2018'de vizyona girebilir. The Conjuring'in de üçüncüsü planlanıyor. İlk gelen detay ise bu sefer kurtadamlarla ilgili olabileceği.

dean

The Jungle Book



http://www.imdb.com/title/tt3040964/

  The Jungle Book'u sinemada izleyememiştim. Etrafımdaki sinemalara hep düblajlı versiyonu geldiği için Blu-ray'e bırakmıştım. Şimdi diyorum keşke altyazılı versiyonu biraz daha kovalayıp sinemada izleseymişim. Filmi çok beğendim. Filmin görsel işçiliği muazzam. Başta yönetmen Jon Favreau olmak üzere ekip harika bir iş çıkarmış. Ormandaki bütün canlıların CGI olduğuna inanmak mümkün bile değil. Bu sene Oscar'da görsel efekt dalında kesinlikle aday olacaktır. Favreau'nun hikaye anlatıcılığı da başarılıydı. Lakin hikaye olarak orijinal animasyona son derece sadık olduğunu belirtmek lazım. Kesinlikle herkese tavsiye ediyorum.

dean

The Purge: Election Year


http://www.imdb.com/title/tt4094724/

  Önceki iki filmden daha iyi buldum Election Year'ı. Öncelikle bu filmde sosyolojik ve politik alt metin önceki iki filminden çok daha fazlaydı. Bunun filme yaradığını söylemek mümkün. Filmin adından da anlaşıldığı üzere şu anki Trump ve Clinton (Cumhuriyetçi ve Demokrat) rekabetine de bolca gönderme var. Bütün bu alt metni mantıklı bir öz eleştiri biçiminde işlemesi ve bunu işlerken ki cesur tavrı filmin bence en pozitif yönü. Özellikle klise sahnesi bunun güzel örneklerinden biri.

  Filmin alt metni iyi olsada hikayesi türün klasik örneklerinden biri. İkinci filme daha yakın bir konsepte film ilerliyor. Yine ikinci filmden Leo Barnes karakterini merkeze alıyor. The Purge filmlerini seven herkes Election Year'dan da keyif alacaktır.