dean'in izledikleri

Başlatan dean, 19 Ağustos, 2013, 15:53:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Mystic River



http://www.imdb.com/title/tt0327056/

Filmi oldukça beğendim. En güçlü iki yönü olduğunu düşünüyorum. Bunlar atmosfer ve oyunculuklar. Clint Eastwood, filminde çok etkileyici bir atmosfer kurmayı başarmış. Karakterlerle rahat empati kurduğumuz onların dertlerini, sıkıntılarını, acılarını hissettiğimiz bir film Mystic River. Tabi bunda oyunculukların da çok büyük bir yeri var. Sean Penn, Tim Robbins ve Kevin Bacon üçlüsü harika performanslar göstermişler.

  İlk etapta bakıldığında filmin çok özgün bir hikayesi olduğunu söyleyemeyiz. Üç arkadaş ve onların ilişkileri üzerinden bir cinayet araştırasına tanık oluyoruz. Özgünlükten ziyade filmin bunu seyirciye sunumu çok başarılı. Bunda da elbette yukarıda bahsettiğim atmosfer ve oyunculuklar çok önemli bir yer kaplamış.

  Filmle ilgili eleştirileri okuduğumda bir çok kişinin yer yer senaryo ile ve genelde sonu ile ilgili şikayetleri olduğunu gördüm. Filmin bizi götürdüğü noktanın tahmin edilebilir olduğu doğru. Ama bu filmi benim gözümde kötü hale sokmadı. Son olarak filmde geçen ve beğendiğim şu kısa diyaloğu da aşağı atayım;

  Brendan Harris: I loved her so much. I'm never gonna feel that again. It doesn't happen twice.

  Sean Devine: Doesn't happen once most times.

dean

Still Alice



http://www.imdb.com/title/tt3316960/

  Benim için Still Alice filmi izlemesi zor bir film oldu. Zira yakın bir dönemde çok yakından Alzheimer hastalığında tanık olmuştum. Zaten geç izleme sebebimde buydu. Film Alzheimer hastalığını hem başkarakteri hem de onun ailesi etrafında son derece güçlü bir şekilde anlatıyor. Bi'de işin genetik tarafı hikayeye dahil olunca aile içinde işler içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Zaten normalde de Alzheimer'ın hastanın ailesi üzerinde de çok büyük yıkıcı etkileri var. Film bunu seyirciye son derece inandırıcı ve güçlü bir şekilde anlatıyor.

  Julianne Moore harika bir performans göstermiş. En iyi kadın oyuncu Oscarını kesinlikle hakkettiğini düşünüyorum. Alec Baldwin, Kristen Stewart  gibi isimlerden oluşan yardımcı kadronunda başarılı performanslar sergilediğini söylemek mümkün. Genel olarak senaryosuyla  etkileyici, çok güçlü performansları olan bir film Still Alice, kaliteli bir aile draması izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

dean

Deepwater Horizon



http://www.imdb.com/title/tt1860357/

  Film 2010 yılında gerçekleşen ve 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan tarihin en büyük petrol sızıntılarından birine sebep olan gerçek bir olayı anlatıyor. Öncelikle şunu söylemek lazım filmin en büyük gücü atmosferi. Size o felaketi hissettiriyor. Sizi endişelendiriyor, geriyor hatta felaketin adım adım gelmesi ile korkutuyor. Yalnız benim açımdan bunu sinema dili ile yapamıyor. Ben filmi belgesel izliyormuşçasına bir ruh haliyle izledim. Film son derece gerçekçi ve dramatik dokunuşlardan kaçıyor. Karakterlerini tanıtmıyor. Onlarla empati kurdurtmuyor. Bu da işi sinema filminden çok yüksek bütçeli bir belgesel haline getiriyor.

  Filmi Deepwater Horizon ile ilgili bir film izlemek isteyenlere tavsiye edemem. Ama Deepwater Horizon ile ilgili son derece kaliteli bir belgesel izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

Ahmet Oktay

Still Alice'i geçen yıl hocamız izletmişti ünide. Gerçekten etkileyici bir filmdi, ben de tavsiye ediyorum. Yalnız merak ettiğim birşey var; hoca izletene kadar adını hiç duymamıştım filmin. Türkiye'de vizyona girmiş miydi film?

dean

Alıntı yapılan: Ahmet Oktay - 14 Şubat, 2017, 16:06:27
Still Alice'i geçen yıl hocamız izletmişti ünide. Gerçekten etkileyici bir filmdi, ben de tavsiye ediyorum. Yalnız merak ettiğim birşey var; hoca izletene kadar adını hiç duymamıştım filmin. Türkiye'de vizyona girmiş miydi film?

  13 Şubat 2015'te Türkiyede vizyon girmiş. Ama az salonda gösterilmiş. 33 salonda gösterilmiş. 30.000 civarı seyirci izlemiş.

Ahmet Oktay

Alıntı yapılan: dean - 14 Şubat, 2017, 16:22:39
  13 Şubat 2015'te Türkiyede vizyon girmiş. Ama az salonda gösterilmiş. 33 salonda gösterilmiş. 30.000 civarı seyirci izlemiş.

Bu seneki oscar adayı filmlerle aynı durum yani. Millet ilgi göstermiyor mu bu filmlere anlamıyorum ki. Çok saçma bu kadar az salonda gösterime girmesi.

dean

Alıntı yapılan: Ahmet Oktay - 14 Şubat, 2017, 16:43:34
Bu seneki oscar adayı filmlerle aynı durum yani. Millet ilgi göstermiyor mu bu filmlere anlamıyorum ki. Çok saçma bu kadar az salonda gösterime girmesi.

  Aynen öyle. Maalesef bu filmlere pek ilgi gösterilmiyor.

dean

Underworld: Blood Wars



http://www.imdb.com/title/tt3717252/

  Underworld serisini kağıt üzerinde severim. Özellikle Len Wiseman'ın çektiği ilk iki film türü içerisinde kaliteli filmlerdi. Üçüncü film ise bir prequeldi. Dördüncü film ile birlikte Kate Beckinsale'in dönüşü aslında seri için birçok yeni fırsat anlamına geliyordu. Lakin Wiseman'ın yokluğu dördüncü filmde çok hissedildi. Hikaye olarak da sıkıntı olunca dördüncü film kötü bir geri dönüş oldu.

  Underworld: Blood Wars ise ne bir ileri adım ne de bir geri adım. Evet dördüncü filmden biraz daha iyi. Ama ilk iki filmin yine çok altında. Undeworld serisinin son filmlerindeki esas sorun filmlerin ruhunu kaybetmiş olması. İlk iki filmdeki atmosfer son iki filmde yerini son derece sığ bir yoruma bıraktı. Sadece aksiyon sahneleri için çekilen bir filme dönüştü. İşin ilginç tarafı son iki filmde görsel efektlerinde kötüleşmesi güzel başlayan seriyi B filmi aksiyonlarına çevirdi.

  Hikaye olarak tükendiğini bas bas bağıran Blood Wars'un ardından 6. film gelir mi şu an belli değil. Ama gelirse artık seriye final yapmayı düşünmeliler bence. Yoksa Underworld komple kötü bir seri olarak anılmaya başlayacak.

dean

The Accountant



http://www.imdb.com/title/tt2140479/?ref_=nm_flmg_act_6

  Ben Affleck'in 2016 yılında oynadığı filmlere senenin başında bir baksak büyük ihtimalle The Accountant'ı beklenti olarak Batman v Superman: Dawn of Justice, Suicide Squad ve Live by Night'ın altına yazardık. Ama kesinlikle Ben Affleck'in 2016'daki en iyi işi The Accountant.

  Gavin O'Connor'ın yönettiği film Christian Wolff isimli bir matematik dâhisini konu alıyor. Wolff dışardan kendi halinde bir muhasebeci olarak görülse de dünyanın en tehlikeli suç örgütleriyle çalışıyor. Yetkililerin dikkatini çekmeye başladığı zaman low profile kalmak için daha basit iş alıyor. Ama işler beklediğinden çok daha farklı noktalara gidiyor.

  Filmin hikayesini oldukça beğendim. Yüksek tempolu, heyecan verici bir film. Son zamanlarda izlediğim en eli yüzü düzgün gerilim filmlerinden biri.

dean

Hell or High Water



http://www.imdb.com/title/tt2582782/

  Film bu senenin Oscar adaylarından. En iyi film dahil dört dalda Oscar adaylığı var. Diğer ödül törenlerinde ise çok sayıda adaylık kazandı. Hell or High Water, Texas'daki aile çiftliklerinin üzerindeki ipoteği kaldırmak isteyen iki kardeşin öyküsünü anlatıyor. Boşanmış baba Toby ve eski mahkum Tanner, önlerine gelen bankaları soyup, izlerini kaybettirmeye çalışıyor. Jeff Bridges'in oynadığı yılların eskitemediği kurt şerif Marcus Hamilton ise bu ikilinin peline düşüyor. Bridges'in çok başarılı bir performans sergilediğini ve Oscar'a aday olduğunuda belirtmeden geçmeyelim.

  Filmin Texas ruhunu çok iyi yansıttığını söylemek mümkün. Bazı yönetmenlerin bazı şehirlere aşık olması ve onu yansıtırken şehride bir karakter olarak ele alması gibi (akıllara bu noktada Woody Allen'ı getirtmeye çalıştım.) David Mackenzie'de Texas'ı bir karakter olarak kullanmış filmde. Bazı seyirci yorumları filmi sıkıcı olarak nitelemiş. Seyirciye hangi noktaların sıkıcı geldiğini anlayabiliyorum ama katılamıyorum. Howard kardeşlerin yolculuğunu bir bu kadar daha seyredebilirdim.

  Hell or High Water'ın teknik açıdan da iyi bir film olduğunu söylemek gerek. Özellikle benim penceremden film sinematografik açıdan ön plana çıkıyor. Filmi oldukça beğendim. Üst düzey bir tempo beklemeden, biraz durağan ama iyi oyunculuklarla dolu, kaliteli bir hikaye izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

dean

Batman vs. Robin



http://www.imdb.com/title/tt4324274/

  Öncelikle Dc animasyon evreninin film evreninden çok daha iyi işlediğini söylemek lazım. Animasyonları daha planlı, programlı devam ediyor. Batman vs. Robin evrenin dördüncü filmi. Bu filmlere ben birazda Damian Wayne özelinde bakıyorum. Zira Damian üzerinden anlatılan ciddi bir hikayede var.

  Animasyon New 52 öneminin ilk Batman hikayesi olan Court of Owls'u da ciddi şekilde konu alıyor. Çizgi roman ile kıyaslandığında kendi içerisinde çizgi romandakinin önüne geçtiği anlarda var, geçemediği anlarda var. Yine de animasyon evrenine güzel bir şekilde uyarlandığını belirtmeliyim. Örnek vermek gerekirse Owls'un Damian'ı kullanması bence çok iyi bir fikirdi.

  Film genel olarak güzel. Yalnız yer yer Damian'ın fazla overpowered yansıtıldığını düşünüyorum. Evet çok yetenekli olabilir. Evet çok güçlü de olabilir. Yanız ne olursa olsun Damian'ın küçük bir çocuk olduğu gerçeğini es geçiyorlar. Üstelik hiçbir özel gücü yokken.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: dean - 21 Şubat, 2017, 13:50:56
Batman vs. Robin

................................

  Film genel olarak güzel. Yalnız yer yer Damian'ın fazla overpowered yansıtıldığını düşünüyorum. Evet çok yetenekli olabilir. Evet çok güçlü de olabilir. Yanız ne olursa olsun Damian'ın küçük bir çocuk olduğu gerçeğini es geçiyorlar. Üstelik hiçbir özel gücü yokken.

önceki , "babasına nefret dolu oğul" çıkışlı fasiküller ve filmden sonra iş buralara gelmiş demek  :o ancak hem çizgi romanlarda hem de animasyonlarda bir sınıra dikkat etmek gerek diye düşünüyorum; bir karakterin "ruhsal" gerilimleri, "değerler" karmaşası vb yaşaması, bir "gerçeklik" efekti sunup; izleyiciyinin, "aksiyon" sahneleri dışında da,"heyecanlı" ve "gerilimli" kalmasına "fayda" vermelidir... bu sayede, böyle bir "karakterin" ve "yaşadıklarının" sonunun ne olacağı merakını "canlı" tutabilir...batman`in "fiziksel"den çok "duygusal" çaresizliğinin peşine de takabilir izleyiciyi... ama bir "çocuğa" yüklenen "hayali güçlerden" daha çok psikolojik dinamiklere dikkat etmek gerekir diye düşünürüm... çocukluk çağında bir "psikopatlığın" gelişim evresinden bahsedebilsek de, "yetişkin" bir "ruh durumunu  o yaşta, "çocuklara" yüklemek basit bir "ticari hesap" dışında anlamlı olmaz, tabii "içine şeytan kaçtığına!" inanmıyorsanız   ::)
not: çocukların kullanıldığı ve bir "villain" gibi sunulduğu öykülemeler, içinde "yetişkin dünyasının" kötücül yanlarının "deşifresini" taşıyacak bile olsa "bir çocuğa" bu kadar yüklenmemek gerek diye düşünüyorum  ;)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

dean

  Overpowered olarak kastettiğim işin direkt fiziksel kısmı. Psikolojik kısmından bahsetmiyorum. Mesela Deathstroke iki koluna kılıç sokuyor ve Damian'ı duvara mıhlıyor. Damian kılıçları çıkarıp hiçbir şey olmamış gibi dövüşe devam ediyor. Ya da 100 kilonun üzerinde bir adamı alıp duvardan duvara vuruyor. Bu da seyir sırasında biraz rahatsız edebiliyor. Rakibini zekasıyla yenerse anlarım. Ama Deathstroke, Nightwing ve Batman gibi karakterle fiziksel olarak bu derece mücadele etmesi inandırıcı gelmiyor.

yunusmeyra

"overpowered" yansıtıldığına şüphe yok... bu "aşırı" durumun, "nerden kaynaklandığı" ve "neye ve nasıl hizmet ettiğinin" açıklanamadığı öykülerde; "okuyan" veya "izleyen"de, "inandırıcılığı" zedelediğine de şüphe yok... zaten "hayal" ve "kurgu" olduğu bilinene "inanmanın" ilk şartı,  "inanmak" için kendini hazırlamış okuyucu veya izleyiciye vaat edilen evrenin "iç tutarlığının olması" değil midir? ancak bir "kurgusal gerçekliğe" inanılmasıyla beraber, "okunması-seyredilmesi" mümkün olan çizgi romanların, animasyon veya filmlerin "keyfi" böyle kaçmaya başlıyor zaten...

bir de bu olağanüstü "fiziksel kapasite" yanında, damian`in "nefreti" oranında bir "zeka"sının olup olmadığı gündeme gelecektir...robin olarak anılan karakterlerin ortak özellikleri sayıldığında(ailelerle yaşanılan "travmatik" anılar ve problemler hepsinde vardır) ve "zeka" konusu işin içine girdiğinde sanırım üzerinde uzlaşılan ("en zeki robin"...) karakter; damian`ın da bir dönem "nefret" ettiği "tim drake" idi ... damian`in, dc evreninde alacağı yollar olduğu bilindiğine göre, sanırım "superboy" tarzı nereden çıktığını anlayamadığımız güçlerine de açıklamalar getirilecek ve "zeka" ile daha fazla dengeleyecekler... eğer, "damian"da diğer "robin"lerin çoğu gibi günü geldiğinde-acı da olsa-"öldürülmek!" ve "yine öldürülmek!" sorununu yaşamayacaksa, dc okuyucusuna, "batman"in oğlu ve "günün birinde tamamen iyilik yapan" bir karakter olmaktan fazlasını sunmayı planlıyorlar demektir (planladılar ve yazdılar mı yoksa)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

dean

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 21 Şubat, 2017, 23:07:24
"overpowered" yansıtıldığına şüphe yok... bu "aşırı" durumun, "nerden kaynaklandığı" ve "neye ve nasıl hizmet ettiğinin" açıklanamadığı öykülerde; "okuyan" veya "izleyen"de, "inandırıcılığı" zedelediğine de şüphe yok... zaten "hayal" ve "kurgu" olduğu bilinene "inanmanın" ilk şartı,  "inanmak" için kendini hazırlamış okuyucu veya izleyiciye vaat edilen evrenin "iç tutarlığının olması" değil midir? ancak bir "kurgusal gerçekliğe" inanılmasıyla beraber, "okunması-seyredilmesi" mümkün olan çizgi romanların, animasyon veya filmlerin "keyfi" böyle kaçmaya başlıyor zaten...

  Aynen öyle. Uyarlama bütün karakterler için dediğiniz geçerliyken Damian gibi biraz daha zorlu karakterlerde inandırıcılık daha çok zedeleniyor. Zaten benim Damian eleştirim çizgi romandakine değil. Animasyondaki Damian yorumuna karşı yapılan bir eleştiri. Animasyonlardaki Damian, çizgi romana kıyasla çok yüzeysel bir karakter. Küçüklüğünden beri Ra's Al Ghul tarafından eğitilmiş, martial arts'da çok yetenekli ama devamı fazla yok. Çizgi romanlardaki "adam öldürmenin bin yolunu bilen." Damian değil.. Animasyon filmler kendi içerisinde işlese de çizgi romandaki Damian'ı yansıtmaktan çok uzak.