Tommiks Tatilde

Başlatan DAMPYR, 10 Haziran, 2012, 17:31:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

DAMPYR

Arkadaşlar internette dolaşırken Aynur Akarın Çizgi roman kahramanları ile ilgili çok güzel bir yazısına rasladım işte yazı:

Tommix, Zagor ve Kızılmaske

Tommix:10
Zagor:9
Kızılmaske:8

Evin duvarında 2-3 gün asılı kalmıştı galiba bu liste. Listeyi hazırlayan sevgili babam artık nasıl bir hiddet ve hayal kırıklığıyla döndüyse eve, oturup bana asıl uzmanlık alanımla ilgili ( Yani öğrencilik değil çizgi roman okurluğu) bir karne hazırlamıştı.

Bizim zamanımızda veli toplantıları vardı. Cümbür cemaat bütün sınıf önünde bu öğrenci iyi, şu öğrenci berbat, aha da notları görün bakın işte gibi havadisler verilirdi ortaya.

Çocuğunun durumu iyi olanlar gururla karışık bir mutlulukla sınıftan çıkarken, zavallı babam gibi şanssız olanları da, eve gidip, bir icabına bakarım haleti ruhiyesiyle ayrılıyorlardı herhalde sınıflardan.

İstikrarlı bir öğrenci olamadım, bütün eğitim hayatım tezatlarla geçti. Sınıfta da kaldım teşekkür de aldım. O yıla nasıl başladıysam öyle gidiyordu tek istikrarım buydu niyeyse.

Bizimkiler de ders çalışmayan, sadece ve sadece bulduğu her kitabı okuyan ve çizgi romanlara erkek çocuklarından bile daha çok meraklı olan benim hesabımı kitaplar üzerinden kesiyorlardı.

Bu kadar istikrarsız bir öğrencilik hayatından sonra çocuklarımdan olağanüstü karneler ve başarılar beklemiyor, bekleyemiyorum Allah için. Gerçi önlerinde başarılı bir eğitim geçmişiyle babaları var ama hani bana çekerlerse kızmamamız lazım yani.

Bugün Derin'in öğretmeniyle olan toplantıma giderken içimde en ufak bir huzursuzluk veya şüphe yoktu. Oh be ne güzel bir ruh hali bu!

Hani sırf bu yüzden oğlumla gurur duysam yeter. Aman yanlış anlamayın Allahıma şükürler olsun, sınıf veya okul birincisi bir oğlum yok. Ödülleri, başarı belgeleri filan da yok.

Dersleri fena değil, herhangi bir problemi arızası yok budur durumu...

Bizimki sınıf veya okul birinciliği gibi hedefleri olmayan bir çocuk. Mutlu, sosyal ve ortalamada giden bir öğrenci.Gerçi bizim de aile olarak böyle bir hırsımızın olmamasıyla mı ilgilidir bu durum onu da bilmiyorum. Kaşık kadar çocuk durduk yere ne diye okul birincisi olmak istesin ki?

Çok sebebi var, nedenlerini biliyorum ama anladınız siz beni işte...

Gerçi Amerikan Okullarının da gözlerini seveyim. Öncelikler bizdekilerden başka şeyler zaten. "Çok iyi sorular soruyor, kendini çok iyi ifade ediyor" kritik noktalar mesela öğretmenimizin değerlendirmesinde.

"İyi soru soruyorsa konuyu iyi anlamıştır. Anladığını aynı kalitede yazabiliyorsa, zaten budur amacımız, çabamız" diyor.

Matematik testinden ne aldı diye düşünmeyip, "Acaba güzel sorular soruyor mu bizimki?" durumuna kilitleneceğiz takıntılı tiplerden olsak yani...

Okul yaşamı huzursuz etmemeli ne öğrenciyi ne ailesini. Tamam, biliyorum her anı lay lay lomla geçemez, meşakkatli zamanları, zor konuları da olur illaki ama genel olarak diyorum.

Kişilikten korkmak yerine onu geliştirmeyi hedeflemeli eğitim sistemi.

Okulumuzu çok seviyorum. Hiçbir sınavdan ne sonuç aldığını bilmiyoruz çocuklarımızın.

Ders kitaplarını ve defterlerini görmeden geçiyor bütün yılımız. Sene sonunda eve getirince veya yıl içindeki büyük toplantıda ancak karşımıza çıkıyor o sınıfta tutulan defterler.

Yıl içinde 3 defa karne geliyor eve. Notlardan çok öğretmenin o dersteki Derin'i cümlelerle anlattığı açıklama önemli benim için.

Yine şükredeyim en iyisi yatağa gidince. Girilecek kazanılması, iyi puanlar alınması gereken sınavlar olmadığı için çocuğumun önünde.
Gönderen Aynur Akar zaman: 11:16