Uykusuz ekibinden 84 sayfa aylık olarak çıkacak yeni çizgi roman dergisi Hortlak 1 Ocak'da yayımlanmaya başlıyor.
Daha önce Uykusuz ekibinin çıkardığı Uykusuz Yaz ve Kış dergileri gibi birşey bekliyorum tabii tamamen çizgi öykülerden oluşan bi' dergi olacak.
Dergi için Büstün'ün yeni bir Şero macerası çizdiğini biliyoruz. Ersin ve Kenan Yarar'ın çizeceklerini de merak ediyorum. Kadro tam bi' yıldızlar geçiti, Galip Tekin gibi efsane isimlerde var bu dergiden çok umutluyum.
(https://c8.staticflickr.com/9/8276/28843706575_08af255fbb_c.jpg)
güzel,alınacak,okunacak ;D
Ama bu tarz öyküler genç olduğum zamanlar gibi çoğunlukla tatmin etmiyor
Kadro güzelmiş, mutlaka alırım ama şu devasa çr dergisi formatını sevmiyorum. Keşke okuması, saklaması daha kolay bir boyutta basılsa...
Şero varsa ben de varim. Alırım bir dal.
Insan ortaya L-Manyak'la Lombak'in hortlamis hali mi cikacak, merak ediyor.
Basarili olmalarini umit ederim.
Karikatür-Mizah çizgisinden farklı bir yerde olursa alırım, değilse gerek yok.
Alıntı yapılan: nikopol - 22 Aralık, 2015, 21:40:39
Insan ortaya L-Manyak'la Lombak'in hortlamis hali mi cikacak, merak ediyor.
İnşallah öyle olmaz... Adı geçen dergilerdeki gibi %70'i "ucube" şeyler olacaksa, 84 sayfa yerine 48 sayfa falan olsun daha kaliteli olsun...
Bu çizerlerin çizgisi, öyküleri belli. Eskilerinden farklı birşeyler beklemek iyimserlik olur. Benim ilgimi Galip Tekin, Kenan Yarar ve Ersin Karabulut isimleri çekiyor ama alır mıyım kuşkulu.
Dergiyi aldım.84 sayfa, 7,5 tl.Boyut olarak bizde basılan çizgiromanlardan enine boyuna 1-2 cm daha büyük.Bu boyutlarda olması okunma açısından daha güzel olmuş.Otlak Dergi gibi değil sırttan zımbalı bildiğimiz dergi formatında.
Şöyle bir göz gezdirdim bu sefer olmuş gibi duruyor, çizgiromana daha yakın işler çoğunlukta.
10 sayfa Şero var daha ne olsun ;D Gerçi yeni hikaye mi eski mi okuyalı yıllar olduğu için hatırlamıyorum ama yenidir heralde.Ayrıca Levent Cantek'in de iki sayfalık Memleket Çizgisi isimli yazısı var.Bir şans verilebilir bence.
İlk sayısı fena değil. Çeşitlilik tatmin edici. Baskısı boyutu da güzel. Genel olarak hoşuma gitti.
Hortlak'ın Temmuz sayısı çıktı mı arkadaşlar?
Alıntı yapılan: pizagor - 21 Temmuz, 2016, 12:53:37
Hortlak'ın Temmuz sayısı çıktı mı arkadaşlar?
Çıktı. Ben Migros'ta görmüştüm lakin Yabani'yi bulamadım hiçbir yerde.
Emrah Ablak - Hamsiyi Beklerken
(https://c1.staticflickr.com/9/8556/28226242464_900403c0ff_z.jpg)
Hortlak dergisinde 8. sayı itibariyle finallenen 54 sayfalık ''Hamsiyi Beklerken'' ile henüz 26 sayfa üretilmiş ve devam etmesini beklediğim ''Kıyamet Kuşağı'' isimli iki çizgi romanın incelemeleri için :
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,10941.msg166147/topicseen.html#msg166147
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,10942.msg166148/topicseen.html#msg166148
Ferzan'ın,şu an 9. sayısı çıkan derginin yayınladığı 2 "devamlı" öyküsü üzerine ayrıntılı yazılarını okumanızı öneririm.bu yazılardaki değerlendirmelerin de bir bölümünü sahiplenerek biraz kendi eleştirilerimi aktarayım:
öncelikle not edelim;uykusuz dergi ve "mürekkep" basım yayın ekibi beraber çalıştığı ve ürettiği (bazen de geçmişte üretilmiş ama çizgi roman ve karikatür-mizah açısından değerli gördükleri) pek çok yazar ve çizerin kitabını-albümünü yayınladı,yayınlayacak...Emrah Ablak'ta ,"hamsiyi beklerken" ile bir albüm sahibi daha olacaktır (veya benzer uzunlukta veya daha kısa bir kaç bağımsız çizgi romanı daha katılıp toplu basılabilir,kimbilir...) yayınevinin bu tarz çalışmaları; süreli yayınlarda "yitip" gitmesine karşı ,aktüel olarak okuyanların dışında da kalıcı hale getirilmesi çabasını takdirle izliyoruz. ama bağımsız bir albüm olarak, "aktüel" ve "mizah" olmasının dışında, pek çok çalışmanın tek başına bir üretim olarak(yani kitap-albüm olarak üretilip okuyucuya sunulması durumunda...) çok ilgi çekici olduklarını söylemek- en azından şahsi olarak- mümkün görünmüyor.açıkçası öykünün "sürprizleri"ne rağmen ,anlatım "akıcılığına" ve "merak" unsuruna rağmen bu üretim içinde fikrim bu...
ancak bu öykünün benim özelimde hissettiğim bazı "yenilikleri" var...Emrah Ablak hem çizim hem hikayecilikte (senaryo,metin...) farklı bir yöne doğru evriliyor gibi..ve ona bu aşamada sayfalarını açacak en garanti alanlar halâ mizah dergileri... çizgi roman albüm okurlarının bir yazar çizeri, satın aldıkları albümlerle finanse edemeyeceği bir tarihsel süreç boyunca Emrah Ablak gibi ustaların arayışları "temkinli" olmaya devam edecek gibi...
" Hortlak dergisinin benim için şaşırtıcı yanı, bugüne dek frankofon boy (21cm x 29,5cm) ve her sayfada bol miktarda panel içeren kısa soluklu çizgi öyküler barındıran dergiler üretmiş bir ekibin, bu kez Amerikan comics ölçülerinde (17cm x 26cm) görücüye çıkmış olması oldu...Böylelikle senelerdir kendilerine ayrılan az ama büyük boy sayfalarda en az 15-20 panelde anlatılan hikaye formatının, bu kez ana akımda alışılagelen, sayfa başı maksimum 8-10 panel mantığına dönüşmesi aslında öteden beri fantezimdi...Comics formatında Şerafettin okumak, üstelik de devam eden uzun bir kurguda karakterin maceralarını takip etmek değişik bir his oldu...Burada en çok Emrah Ablak sayfaları dikkatimi çekti, zira Tübitak serisinde ayda 6 sayfa, her sayfada da 24 karelik şablonlar kullanan bir çizerden normal sayıda çizgi roman paneli kullandığı bir öykü görmek, rahatlatıcı bir etki yarattı...Tübitak serisinde yaptığı her sayfadaki panel sayısı, ortalama 6 adet fumetti ya da 4 adet comics sayfasında yer alan panel sayısına eş değerdi...Bu noktada aylık 6 sayfa ürettiği Tübitak, aslında dünya standartlarında 24 sayfalık bir akışa tekabül ediyordu...Hortlak sayesinde belki ilk kez bu denli astronomik panel sayısına ulaşmamış ve dünyadaki diğer çizgi romanlar kadar panel kullanmış oldu..." (Ferzan)
Ferzan'a katılıyorum, 17*26 cm boyutlarında bir derginin sayfalarında Ablak çizimleri daha farklı durmuş...
şimdi "bence"lere geçeyim ;)
çizgideki hissedilir yeni arayışlar (hele ki öykünün son 2 hafta yayınlanan bölümlerindeki farklı arayışlar ve nihayet son haftada iyice kendini rahatlatan yeni diyeceğim çizgileri) bu sayfa ve panel planında daha "rahat"lamış,ifadesini bulmuş..."dramatik" anlatım için kullanılan araçlar (ışık-gölge,sahneler,kadrajlar...) yeni sayfa düzeniyle kendini daha çok belli edip,metnin anlatımıyla bütünleşmiş... mizah dergisi veya bu altyapı üzrine bina edilen çizgi roman dergiciliğinin "okurları" izin verirlerse buradan çok farklı bir Ablak çizgi romancılığı doğar...yoksa kafasındaki (öyle bir evrilme bekliyorum açıkçası) çizgi roman anlatıcılığı için başka medya veya olanakları zorlaması gerekecek...
''kıyamet kuşağı'' ve Oky konusunda yine Ferzan'ın yazısından bir bölüm alıyorum:
"Oky'nin hemen her eserinde olduğu gibi inandırıcı ve hikayeyi sırtlayan diyaloglar ile gerçekçi bir jargon hakim anlatıya...Hikaye klişeden yola çıkma gibi görülse de çok tatlı ilerliyor ve hikayenin başlangıcı Savaş ile olsa da, asla ana karakter kontenjanı ondan ibaret kalmıyor...Çoklu bir karakter anlatımı söz konusu ve başrıol her bölümde değişse de ana olaylar Savaş ve Yağmur etrafında gelişiyor...Serideki gerilim unsuru ise, bu linki göndermiş bulundukları ve hiç de tekin isteklerde bulunmayacaklarını tahmin ettikleri diğer tanıdıkları etrafında sağlanıyor...
Öykü, Hortlak'ın ilk 6 sayısı boyunca toplamda 26 sayfa üretildi ama ne hikmetse son iki sayıdır dergide yer almadı...Bunun dışında 26 sayfa boyunca anlatılanlar, sanki çok uzun sürecek sağlam bir kurgunun giriş bölümü niteliğindeydi ve bu da beni epey heyecanlandırdı...Umarım iki sayılık molanın ardından 9. sayı ile kaldığı yerden devam eder...Bunun dışında, büyük boy dergilerde bir sayfada 15-20 panel kullanan Oky'i, nispeten daha küçük bir ölçü olan Amerikan comics formatında (26cm x 17cm) 5-6 panellik sayfalarda okumak da epey rahatlatıcı ve güzeldi..." (Ferzan)
bu konuda ekliyeceğim tek şey aylık bir dergide "hoş görülemez" ve "kabul edilemez" bulduğum "atlama","ara verme" gibi üretimin sekteye uğraması sonucu "sürekli" bir çizgi romanın yayınının aksatılması... yazarlardan mı,çizerlerden mi,editörden mi ??? aynı şey Galip Tekin öyküsünde de oldu..."kibrit kutusundaki ceset" 8.sayıda yayınlanmadı ,9.sayıda devam ediyor :-X ve üstelik açıklamada okuduğumu hatırlamıyorum >:( hadi diğer şikayetimi de buraya ekliyim Memo'nun "ölü,diri ve deli" öyküsü neden 2'şer sayfa ,bu kadar mı üretebiliyor?hiç sanmıyorum ama 2 sayfalık bir üretimde, aylık bir dergide "çizgi roman" takip etmek için çok az değil mi?Memo'nun editörlük sorumlulukları çok zamanını alıyor galiba (halbuki "hortlak kerizleri" adlı sayfa da yazar ve çizerlerin dergi yaşantıları çizilirken Memo gayet "rahat" çizilmiş ;) ;D )
-devam edelim-
"kunteper canavarı"da bölümü bitiriyor gibi ama aslında yarım kalıyor ;) fakat bu karakter "aksiyon" komiği, yani öyküde bir aylık-2 aylık atlama çok sinir bozucu olmaz ...bilirsiniz ki bir yunan adasında da olsa ülke topraklarında da olsa kunteper,"cezalandırıcı" aksiyon :-X işine devam edecek... burada bizim için "yeni" olan; sadece kunteper'in içine düştüğü durumlardaki tiplerin ve aksiyonun "aktüel okuru" şaşırtma ve "güldürme","bildik tekrarlarla rahatlatma" kapasitesi olacaktır...yeniden ve yeniden "şaşırtma" ve "bilindik davranış tekrarlarıyla güldürme" potansiyelini satın alır,talep ederiz...onun için Cengiz Üstün,Bülent Üstün (kötü kedi şero...) ve Hakan Karataş'ın ("horti") "tipleri" mizah tabanlı bir çizgi roman dergiciliğinin "ana ayakları"dır bizde...en azından ülkemiz açısından derginin "düzeni" ve okur açısından satın alınabilir kabul edilmiş içeriğinin en önemli unsurları bunlardır...Hakan Karataş'ın "ilk ihsan"ı da bu potansiyelde,adeta "cave man"in anadolu versiyonu :) Cengiz Üstün "macerayı seven adamı" ile yine bizle :) ve son sayının (9.sayı) sürprizi :artık "super hero" kostümü de olan kahramanin ; "hulk" gibi değişebilen "dayısı" ile olan kavga-aksiyon panellerinin konuk çizeri, Yıldıray Çınar !(ehh,güzel bir bonus!)...
her ay tamamı sürpriz tipleme ve konulardan oluşacak sayfalar ise ikinci sırada gelir; ama 60-80 sayfa arası dergilerin dolgusu açısından önemlidir,vazgeçilmezdir...burada da çoğunluk mizah dergilerinden esprilerine,çizimine,öykü anlatıcılığına aşina olduğunuz imzaları ararız...bunlar takriben 10-15 senede yeni jargonlara,triplere ve sosyal alışkanlıklara aşina ve bunları belli bi "hünerle" okuyucularına yansıtan üreticileridir.onun için her daim dönemin popüler çizer ve mizahçıları vardır...
dergide haftalık mizah dergisi okurlarının da aşina olduğu pek çok yazar ve çizer mevcut,farklı ve şimdilik sürekli olması arzu edilen pek çok sayfa çiziyorlar.içlerinden bazıları belki de "kötü kedi" gibi, "cihangir'de bir ev" veya diğer oky sayfaları gibi on yıllara yayılacak... belkide üretildikleri tarihi kesitte "farklı" notlar düşerek ve "gülümseterek" ve bir "mizah dalgası"na yazmanın-çizmenin doğallığıyla yeni dalgayla silinip gidecekler..o zaman dergideki bazı sayfaları ve üreticilerini not edelim
"tankut" Ömer Göksel
"rihanna'nın sevgilisi" Cihan Ceylan
"yanık" Yetkin Gülmen
"çarşambalar güzeldir" Ömer Göksel
"kaya" Kubilay Odabaş
"çağatay" Kubilay Odabaş
ve ayrıca Cansın Çağlar,Nisan Hakan,İltem Dilek,Murat Karadan,Göksu Gül
yukarıda bahsi geçen üreticilerin kimi "kendi gözlem ve anılarını" not ediyor,kimi "nevi şahsına münhasır" tiplemeler ve psikolojilerine yoğunlaşıyor,kimi bir "grubu" ele alıyor ve onların hayattaki duruşları ile "uğraşıyor",bizi haberdar ediyor veya "aynayı" bize tutuyor ("aynayı bize tutuyor" nasıl bir klişedir di mi :D )...kimi absürd takılıyor :) kimi durum "komiği"...şahsen bir 30 yıldır aralıklı olarak mizah dergiciliği ve mizah tabanlı çizgi romancılığa "göz atan" biri olarak "hortlak"ta da pek çok sayfa "alışıldığı" gibi,"alışıldık" tarzlarda...eminim ilk deneyimini bu dergiler üzerinden ve "bu zamanda" yaşayacaklara "ilaç" gibi gelen yanları,"efsane" diye tanımlanacak üreticileri olacaktır (10'lu yaşların ortasından itibaren mizah dergi ve çizgi roman yayınlarının künyelerini,okuyucu mektuplarını bile eksiksiz okuyan bir bünyemiz vardı zamanında ;) heyhat! yaş 50'ye dayanmış :) ) ama benim bu dergilerde artık okuma önceliklerim var: ben Kenan Yarar'ın Hilal'ini merak ediyorum fakat daha çok yeni ve farklı hikayeler çizer mi derdiyle "takip"teyim...Galip Tekin benim için "çizgi romancı" ve her yeni üretimi ülkemde çizgi roman üretimine inancımı destekliyor...Emrah Ablak ne anlatacak,nasıl anlatacak benim için önemli...Memo 2 sayfa çizse de "radar"ımızda ...
"TUVOFİ"! tabiî ki "ilginç" ve "komik" ve "meraklandırıcı"...Cihan Kılıç "aymar,tombi,michelin adamı vs" gibi bir tip yaratmış ve güncel dertleri, güncel ilişkileri mizahi tatlarla bize anlatıyor...nereye gider izleyelim,görelim.
sonuçta dergi bir çizgi roman dergisi ama aynı zamanda "mizah" dergisi...dolayısıyla "mizah" köşeleri ve yazılarıda olmazsa olmaz di mi ;) keyfinize göre
-Fırat Budacı'nın "yaşayan ünlü yazar ve şairlerimiz köşesi"
-Barış Uygur "ajan 50'nin doğuşu-ilk görev" (devamlı öykü)
-Erman Çağlar "geride kalanlar"
-Alpay Erdem "saykodeliko"
-Hakan Karadeniz
-Deniz Gençer
-Hakan Karakaş
not1: bizde bir kesim, mizah dergisi tabanında yapılan çizgi romancılığı "çizgi roman" saymama eğiliminde oldu hep...bu yargı ne kadar kırıldı bilmiyorum ama "çizgi roman"ın türleri olduğu konusunda kafası net insanlar yapıyor "hortlak" dergisini.belki asıl sorulması gereken "diğer" iddialara sahip üretici ve yayıncıların neden farklı "çizgi romanlar" ve "dergiler" ortaya çıkarmadıklarıdır.zaten bu başarılabilmeli ve farklı içerikli çizgi roman dergileri varolabilmeli,yoksa Memo ve diğer tayfadan "çizgi roman" adına yapılabilecek herşeyi beklemek haksızlık olur.(neyse ki ot dergi,yabani gibi arayışlar ortaya çıktı ve umarım ısrarla ve çeşitlenerek devam edilir)
not2:(not1'deki mevzuyuda akılda tutarak...) Nisan Hakan tam bir hortlak dergi sayfasına istiflediği 40 "minicik" panel içinde "merak" ve "gerilimi" sürekli tutan ve "gülmeden"de edemeyeceğiniz bir "çizgi roman" çizmiş ki harika! (8.sayıda "gözaltı" adında)
ve benim için dergideki 2 özel sayfadan bahsetmek istiyorum (umarım sürekli olurlar)
Levent Cantek'in hazırladığı "memleket çizgisi"
Cantek,8. ve 9.sayılarda da mizah dergiciliğimizin geçmiş yıllarına götürüyor bizi...iyi ki de yazıyor,bahsini geçiriyor... "canavar koyun orhan" ile yaratıcısı Latif Demirci'nin ve "mikrop" dergisinin, o yılların mizah dergiciliğinin dünyasına kısa bir yolculuk yapıyorsunuz...
"iki üşütük"te ise yolculuğumuz,Altan Erbulak ve Orhan Alev ile eski gır gır dergisi üretimlerinin ve sanatçıların dünyasına...hem 70'li yılların genç ve yaratıcı çizerlerine,mizahçılarına hem de "usta"lara dair notlar alıyor, yaptıkları işlerin bugüne yansımalarından bahsediyor...hortlak dergiside dahil pek çok güncel işe esin kaynağı olmuş önceki dergi ve üretimlerin,sanatçıların,özgün fikirlerin bugüne uzanan izlerini gösteriyor usulca.
diğer özel sayfalar "çizgi roman okulu" sayfaları...ayda bir dergide toplanan tüm hevesli çizgi roman meraklılarıyla yapılan eleştiri ve muhabbetlerinde kısa kısa dahil edildiği 1-2 sayfa...ama hep olmalı...çünkü "yaratmaya" hevesli her çizgi roman sevdalısı işin mutfağını ve "usta"lardan gelecek bilgileri,eleştirileri merak ediyor...ve unutulmamalı dergileri yaşatacak yazar ve çizerler bu sayfalarla,toplantılarla daha çok hevesleniyor ve çizgi roman yapmaya ilk adımları atıyorlar
Levent Cantek'in blogunda gordum, Hortlak kapanmis! Inanilmaz. 80 milyonluk ulke, tek aylik cizgi roman/mizah dergisini yasatamadi. Devrim Bey'in Yabani'si de kapandi, kapaniyor. Farkli yabanci cizgi romanlarin Turkcede yayinlandigini gorup seviniyoruz, ancak yerli uretim acisindan isler iyi gitmiyor. Hortlak da, Yabani de onemli kosebaslarini tutuyordu; her ikisinin yeri de bos kalacak.
Hortlak bildiğin karikatür dergisiydi. İlk sayısından sonra devam etmedim. Yabani ise hiç ilgimi çekmedi maalesef.
Üzüldüm. Hortlak'ı severek okurdum. Şimdi Çizgi roman dergisi olarak geriye bir tek kaldı Otlak.