Altın Madalyon

Mahler'in (Dogumu, 7 Temmuz 1860, Bohemya - Ölümü, 18 Mayis 1911, Viyana),  Titan senfonisini ilk olarak Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi'ndan yillar önce canli olarak dinlemistim. Senfoni daha baslar baslamaz adami alip öyle bir fantastik havaya sokuyorki insan neye ugradigini sasiriyor. Yaylilarin en tiz tarafindan uzun ve derin bir girisi var. Insani mest eden had safhada bir gerilim ve hüzün duygusu ile baslayan eseri dinleyip çiktiktan sonra üzerinde uzun uzun arastirma yaptim. O zamanlar üniversiteliyiz tabii, ilgilendigimiz her seyi dünyanin merkezi saniyoruz. Mahler'de benim için dünyanin merkezi olmustu. Arastirdikça Mahler'in tüm eserlerine hayatindaki karanligi mutlaka yansittigini ögrendim. Titan'da da böyle olmustu. Macaristan'in sefil ve fakir insanlarindan biri olan besteci, 11 kardesinin hastaliklardan vb nedenlerden dolayi ölümlerini bizzat yasamis. Besteci ve orkestra yöneticisi olmasina ragmen hayatini kazanabilmek için oldukça sefil bir hayat yasamis. Üstelik son derece duyarli bir psikolojik yapiya sahip bestecinin eserlerine yansittigi karanligi, bu bilgilerle daha iyi anliyor insan. Titan'in birinci bölümünün girisindeki karanlik seslere arada bir, bir gece kusunun ötüsü eslik ediyor. Eserdeki aydinligi temsil eden kus sesi bile gece kusuna ait yani. Sadece klasik müzik severlerin degil New Age sevenlerin de bayilacagi bir eser Titan.

Ruhu karanlik üzerine kurulu böyle bir adamin mizah anlayisi da oldukça ironik. Senfoninin 3. bölümünde bir mars var. Hayatimda dinledigim en eglenceli ve etkileyici marslardan biridir. Moritz Schwind'in bir tablosundan esinlenerek yazdigi Mars'in adi, Avci'nin Cenaze Töreni. Tabloda ormandaki bütün av hayvanlari avcinin cenazesini tasiyorlar. Bölümü dinlerken önce hafif vurmalilar uazaktan gelen davul sesleri veriyor. Sonra yavas yavas orkestra samataya katiliyor. Dinlerken uzaktan hayvanlarin yavas geldigini, önünüzden geçit yaptiklarini trampetler esliginde hissediyorsunuz. Nefis bir esinlenme. Hayvanlarin ironik mutluluklarini avcinin cenazesinin karanligiyla birlestirdigi bu mars agizlara nakarat olacak cinsten bir ritme sahip.

Ruhu karanlik olan insanlarda cosku had safhada olur. Mahler'in eserlerinde de bu özellik olanca siddetiyle göze çarpar. 8 numarali Binler Senfonisi 118 kisilik orkestrayla çaliniyor. O nedenle adi Binler Senfonisi. Eserlerindeki cosku ve gösteris içindeki karanligi haykirmanin en muhtesem yolu olmus Mahler için. Ilk izlenim benim için hep belirleyici oluyor galiba. Mahlerin'de ilk dinledigim eseri olmasindan midir nedir Titan'i hep ayri bir yere koyarim. Titan'i bu tür müzik eserlerini sevenlerin mutlaka dinlemesini öneririm. Kendinizi Ferri'nin karanlik çizimleriyle dolu fantastik ve hüzünlü bir Zagor macerasinda gibi hissedeceksiniz.

Selamlar
Lami 

 Bu topraklarin en nevi sahsina münhasir topluluklarindan Baba Zula son albümleri Gecekondu'nun açilisini Abdülcanbaz adli sarkiyla yapiyor.Zen gurubuyla basladigi müzikal yoculuguna Baba Zula ile devam eden Murat Ertel son albümde merhum dayisi Turhan Selçuk'a sik bir selam çakmis ve açilisi Abdülcanbaz ile yapmis.Her ne kadar bu  albümü pek begenmesem ve gurubun Zen yillarini çok daha fazla sevsem de ilk defa bir kahramanimiza bir sarki yapilmis. Sirf bunun hatirina bile alinabilir :)

Yillar önce ARB adinda bir müzik grubu vardi; açilimi Abdülcanbaz Rock Band idi ve grubun solisti telefon edip, canli yayinda, TRT'de yayimlanan bir programa konuk olan Turhan Selçuk'tan sifahen izin almisti...

Tabii ki Rock tarzi müzik  yapiyordu bu Ankarali grup...

Hey gidi günler!

Iced Earth metal aleminin en guzel rifflerini uretip en talihsiz sekilde ortadan kaybolan gruplardandir heralde. 98 senesinde bu album walkmanimi fazlasiyla mesgul etmisti. :)

Bence...

Iced Earth ne bundan önce, ne de bundan sonra THE DARK SAGA kadar baasarili bir albüm yapamadi.

Bu tür müzige ilgi duymayanlarin bile - hiç degilse bir "uzman" esliginde - bu albümü dinlemesini tavsiye ederim.

"Uzman", kendilerine parçalardaki melodi ve vokallerin ne derece özel oldugunu ve hangi bölümlerin daha bir dikkatle dinlenmesi gerektigini isaret edecektir.

Arkadaslar....
Benim için önemli bir haberi sizlerle paylasmak istedim...
Belki atlayanlariniz vardir..
Bugün Hürriyet gazetesi BLUES BROTHERS'in orijinal DVD'sini veriyor...
Izleyemeyenler veya arsivlemek isteyenler kaçirmasin...

Irfan'i yeni kesfettim. Bulgar new age müzik grubu. Isimlerini sufi terminolojisinden almislar, Aynen bildigimiz "Irfan". Solistleri Denitza Seraphimova'nin benzersiz sesiyle müthis müziklerinin birlesimi sizi tahmin edemeyeceginiz mistik havalara sokuyor. Grubu kesfedisim Nathan Never'in Büyük Tehdit albümünü dinlerken oldu üstelik. Hani tam bir sekilde hayatin ne oldugunu sorguladigim bir öyle bir ana denk geldiki zihnim altüst oldu desem yeridir. Inavocato, Fei, Hagia Sophia müthis sarkilar. 2007 tarihli Seraphim albümünün hit parçasi Star of the Wings ise günlük bir defa dinlemeden geçemeyeceginiz bir parça. Müziklerinde def'den, kavala, el davluna kadar çesitli otantik enstrümanlar ve tabiiki elektronik ekipmanlarin muhtesem birlesimi var.

Irfan, biri 2003, digeri 2007 tarihli iki albüme sahip ve benim gibi New Age sevenlerin bas taci olarak basucuma geldi oturdu. Bir daha gidecege de benzemiyor. Özellikle Star of the Wings'i bir kez olsun dinlemenizi tavsiye derim. Dinleyin ve bu dünyadan baska diyarlara gidin...

Selamlar
Lami

[IMG]http://img842.imageshack.us/img842/226/irfan.th.jpg[/img] (http://img842.imageshack.us/i/irfan.jpg/)

[IMG]http://img10.imageshack.us/img10/7765/irfan2.th.jpg[/img] (http://img10.imageshack.us/i/irfan2.jpg/)

http://www.youtube.com/watch?v=DCyuq-ofnPc

Dinleyin rahatlayın.

Hoca alıp nerelere götürdün bizi yahu. Rahmetli'nin Cartwright'ların Panderosa çiftliğinden başlayıp... Hay klavyene sağlık.

Selamlar
Lami

Bu da Bonanza'nın müziği:
http://www.youtube.com/watch?v=kA-PdP4k4Xw&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=kA-PdP4k4Xw&feature=related)

 paylaşım için çok teşekkürler...şaşırarak farkettim ki bu müziği belki onlarca yıldır duymadığım halde sanki dün bonanza'yı izliyordum da şarkısı dilime takılmış gibi oldum.bilinçaltı dedikleri şey bu galiba

  Yine ters zaman.  Bir zamanlar çok severek dinlediğim bir gruptu. İlk iki albümleri özellikle muhteşemdir. Stuart Staples'in etkileyici vokali , yaylı orkestrasyonlar , biraz Nick Cave biraz da Leonard Cohen havaları. Şimdilerde pek dinlemiyorum ama canlı performanslarını merak ediyorum. Heyhat ters zamanda geliyorlar. Başka bahara artık

İki gündür Erkin Koray şarkılarına bir takıldım ki anlatamam. Of! Ne güzel sözler! Ve Yarabbim ne şahane  bir müzik bu. Of, nasıl özlemişim Erkin Koray'ın şarkılarını meğer. Şimdi... Şu anda.. Ne dinliyorum biliyor musun? "aşktan yana şansım yok.. ağlıyorum derdim çok.. aşkımı kaybetmişim.. sordum sordum bulan yok.. dün gece çok aradım.. aradım bulamadım... kör olası çöpçüler... aşkımı süpürmüşer.." Bu şarkıyı bilirsin değil  mi? Hemen dinlemelisin hemen... Of! Ne hoş bir şarkı bu sahiden! Kimbilir kaçıncı  kez dinliyorum. Döne döne... Ya Yalnızlar Rıhtımı... Hani var ya... "bir ben miyim perişan.. gecenin karanlığında.. yosun tuttu gözlerim.. yalnızlar rıhtımında..." Yeni  nesil bilir mi  Erkin Koray şarkılarını acaba? Ne büyük kayıp bilmiyorlarsa...Yooo.. Dinlemek beni kesmeyecek.. Şimdi birşeyler okumalıyım Erkin Koray hakkında... Ama sanal ansiklopediden okumasam keşke diye düşündüm. İyi de Erkin Koray hakkında şu anda hangi kitaptan birşeyler okuyabilecektim? Heyy! İşte o anda Cumhur Canbazoğlu'nun Kentin Türküsü adlı kitabı aklıma geldi. Evet. Hemen buldum  kitaplarımın arasından... İşte kitabın Anadolu Pop-Rock bölümünün Barış Manço'dan sonra gelen isim Erkin Koray. 108. sayfa. Hemen açtım ilgili sayfayı. Cumhur Canbazoğlu Erkin Koray hakkında beş sayfa yazı yazmış. Önce mutfağa gidip kahvemi aldım. Sonra Erkin Koray şarkılarını  tekrar dinlemeye başladım.  Hem okuyorum... Hem dinliyorum... Bu arada  keyifle kahvemi içiyorum.


Cumhur Canbazoğlu "Hep"kendini söyleyen" ozan" diye bir başlık atmış. 1941 doğumluymuş Erkin Koray. Şimdi 69 yaşında öyle mi? Vay canına sayın seyirciler. Yıllar böyle hızlı geçer mi? İnanamıyorum. Şimdi hangi şarkısını söylüyor biliyor musun?  "öyle bir geçer zaman ki.. dediğim aynı ile vaki.. birden dursun istersin seneler olunca mazi.. yollara bakarsın katı katı.. üzerine çekersin perde..  yoldan geçenler var  da.. her akşam gelenler nerde.. öyle bir geçer zaman ki.. "  Of! Ömrüne bereket... Çok yaşasın, çok söylesin Erkin Koray, e mi? Uzun uzun anlatmış Cumhur Canbazoğlu. Erkin Koray'ın eğitimini, askerliğini, müziğe nasıl başladığını, 1967 yılında sanatçıyı memleket çapında üne kavuşturan Kızları da Alın Askere adlı 45'liğini, müzikteki arayışlarını, Fransa'ya gidip gelişini, 1975 yılında Elektronik Türküler adlı ilk uzunçalar çıkardığını, halk müziğine yönelişini ve bu albümde ilk kez rock, beat, ve türküyü birleştirmeyi nasıl denediğiyle ilgili  yazdıklarını zevkle okuyorum. Bu arada gitar, bağlama ve vurmalıların sürüklediği, Nazım Hikmet'in sözleri ve bestesi Ruhi Su'ya ait olan Türkü diye bir parçadan söz etmiş. Merak ettim. Hemen buldum sanal dünyadan. Hey! Bağlama vurdu  gene beni... Hatırladın mı bu şarkısını? Hani der ya.. "Dört nala gelip Uzak Asya'dan... Akdeniz'e bir kısrak gibi uzanan.. Bu memleket bizim! Bizim dostlar... Bizim!" Hey! Nazım Hikmet ve Ruhi Su'nun yattıkları yer nur dolsun. Ne güzel bir  müziktir, ne güzel bir parçadır bu..

Erkin Koray bir söyleşisinde türkünün geçmişinde elektrikli aletlerin yeri olmadığını, türkülerde daha çok doğal denilen seslerin hakim olduğunu, bu durumun da türkülerimize özgü hoş ve karakteristik bir hal olduğunu, ancak Türkülerimizin güzelliğini ve doğal dokusunu kaybetmeden elektonikleştirmeye gayret ettiğini bunun da son yıllarda gelişmekte olan akımlara yol göstereceğini söylemiş. Sürekli arayış peşinde olan sanatçı bir ara Hindistan'a gitmiş. Dönüşte mucidinin kim olduğu hala tartışılan elektro bağlamayla iyice arabeske yönelmiş. Ve bu türde tamamen kendi tarzında bir ekol haline gelmiş. Tüm birikimleriyle ortaya o güzelim şarkıları çıkarmaya başlamış. Bilirsin hepsini mutlaka.. "Arkası gelmez dertlerimin bıktım illahlah! Biri biterse öbürü başlar vermesin Allah!" Hatırladın mı? Fesuphanallah! Sonra.. Estarabim.. Şaşkın... Sevince.. Gönül Salıncağı... Yalnızlar Rıhtımında... Heyy... Arap Saçı peki?  Atilla Atalay'ın Ebekulak adlı öyküsünde geçer hani... "gönlüm söz dinlemiyor.. sevdiğimi ver diyor.. kim görse şu halimi.. bir daha sevme diyor.. aaah aşk yüzünden.. arap saçına döndüm.. çivi çiviyi söker.. budur bunun ilacı" İki sevgili küsmüşlerdir hani eften püften bir sebepten. Kimse kimseden af dilemez. Aradan zaman geçer. Üç yıl sonra karşılaşırlar. Bir çay bahçesinde otururlar. Birbirlerini halen sevdiklerini belli etmeyecekler ya öyle muhabbet ederler ki sürekli birbirlerini acıtırlar. Hep biri diğerinin pes edeceğini umar. İkisi de pes demez. İkisi de içindeki zaiyatı belli etmez.  İşte tam bu sırada, onların şarkısı Arapsaçı çalmaya başlar. İkisinin hali de çok tatlıdır. Şarkıdan etkilenmemek için çocuk içinden "gün doğdu hep uyandık.. siperlere dayandık" marşını söylerken, kız ise kafasını daldırıp çantasında birşeyler ararmış gibi rol keser. Ya da çocuk öyle zanneder. Neyse, öykünün devamını merak eden isterse,  alır Atilla Atalay'ın Ebekulak adlı kitabını ve okur. Şarkılar ne kadar önemlidir hayatımızda öyle değil mi? Bazı şarkılar nasıl ruhumuza işlemiştir. Cumhur Canbazoğlu yazısının sonunda söylediği gibi "Erkin baba" sevabıyla günahıyla sıcacık işler yapmış ve dağarcığındaki her şeyi dinleyicileriyle paylaşmış bir sanatçıdır. Ve o güzelim şarkılarıyla halen dimdik ayaktadır. İşte büyük bir beğeniyle dinliyorum şarkılarını şu anda. Bana göre şarkıları  lezzetinden bir şey yitirmiyor. Bilakis ben yaş aldıkça onun şarkıları gençleşiyor.


Cumhur Canbazoğlu'nun yazdıklarını okumak çok hoşuma gitti. Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock adında iyi ki böyle bir başvuru kitabı hazırlamış. Bence bu tip başvuru kitapları çok önemli ve çok değerli. Keşke  pek çok alanda böyle başvuru kitapları olsa. İlgisi olanlar faydalansa. Ben müzikle çok ilgili biri değilim. Keşke yeteneğim olaydı da müzikle ilgili bir iş yapaydım. Nerdee? Son zamanlarda karınca kararınca bağlama çalmaya ve türkülerin menzilinde dolanmaya heves ettim. O kadar. İyi de peki ben bu kitabı acaba  neden almıştım? Bak şimdi.. Bu kitap  Aşık Veysel, Barış Manço, Fikret Kızılok, Hümeyra, Yunus Emre, Cem Karaca, Üç Hürel, Edip Akbayram, Karacaoğlan, Ruhi Su, Haluk Levent, Volkan Konak, Kurban, Neşet Ertaş benzeri  memleketimizde gelenekseli evrensele taşımaya emek sarfetmiş isimlerin müzik serüvenlerinden bahsediyordu. Ve çok doğru bir kitaptı, fark etmeyi sağlıyordu. Bu kitabı okuyunca anlamıştım ki, ben belki türküyü bağlamadan dinlememiştim ama türkünün Cumhur Canbazoğlu'nun dediği gibi Anadolu- pop halini, yani Türk folklor temaları, şiirleri ve çalgılarıyla Pop müziğin elektronik olanaklarının kaynaşmasından doğan şehir türküsü halini yıllardır sevmiş ve dinlemiştim. İşte galiba şimdi aslına döndüm. Orijinal haline. Bazı türküler hiç yabancı gelmiyor. Üstelik bağlamanın sesi, yüreğimi derinden etkiliyor.  Sanıyorum Anadolu ezgilerini zamanında bana sevdiren Erkin Koray gibi sanatçılar nedeniyle şimdi türkülerin menzilinde dolanmaktan hoşlanıyorum. Anadolu Pop Rock mı denir, Anadolu Pop Rock Arabesk mi denir bilemeyeceğim ama Erkin Koray'ın şarkılarını  hep sevdim. Biliyorum, ömrüm oldukça hep seveceğim.

Erkin Baba'nın bütün şarkıları güzeldir de,"Akrebin Gözleri" bir başkadır benim nazarımda...

Akrebin Gözleri Şarkı Sözleri

Akrebin gözleri her an üstümde sanki
Akrebin gözleri öyle yaman ki
Öylece bakıyor hiç göz kırpmadan
Bekliyor beni kımıldamadan
Bekliyor beni kımıldamadan

Akrebin gözleri akrebin akrep
Akrebin gözleri akrebin akrep

Hainlikle dolup boşalan bakışları
Sanki bitmez bir kin nefret soluyor
Yavaş yavaş yandan yaklaşışları
Belli ki küçük bir fırsat kolluyor
Belli ki küçük bir fırsat kolluyor
Akrebin gözleri akrebin akrep x4

Akrep akrep            Akrep akrep

a a a  a a  a a a a

a a a  a a  a a  a a

Sen oradasın ben buradayım
Sanma ki ben korkulardayım
Bundan böyle ben kuşkulardayım

Akrebin gözleri akrebin akrep
Akrebin gözleri akrebin akrep

Akrebin gözleri zaman böyle geçerken
Bekleme boşuna eyleme beni
Bir yerlerden gelip bir de giderken
Var olmak yok olmak ne farkeder ki?.....

Akrebin gözleri akrebin akrep
Akrebin gözleri akrebin akrep

Dinleyen çoğu kişi beğenmese de benim en çok sevdiğim şarkısı Bir Eylül Akşamı. Telin alarmı bu şarkı ile çalıyor kaç aydır. Bir eylül akşamı Erkin Koray'ın ilk plağı aynı zamanda.

Dave Brubeck'in meşhur Take Five yorumlarını tanımayan yoktur. Geçtiğimiz günlerde daha önce inlemediğim bir versiyonu ile denk geldim ve sizlere tanıtmak istiyorum; We're All Together Again For
The Fırst Tıme. Albümü plak formatından dinledim. Plak çalmaya başladığı an içimden bu başka bir duygu dedim. Saksafonda Gerry Mulligan ve Paul Desmond bir ön giriş yaptılar, sonra piyanonun
efendilerinden Dave Brubeck bize Take Five'i hissetmemizi  sağlayacak notaları dökmeye başladı. Tam bu anda Alan Dawson davul ile giriş yapıyor. Davulda gösterilebilecek ne kadar hüner var ise duymak mümkün! Dave Brubeck ve Alan Dawson karşılıklı kapışmaya başlıyorlar. Albüm sadece bu
parçası ile bile insanı mest ediyor. Sonra Alan Dawson ipleri eline alarak (o an orada olmak için neler vermezdim) bir davul resitali çekiyor ki  anlatılmaz yaşanır.

Ziller ve ritm o kadar bir birine yapışmış gidiyor ki seyircide sonunda coşuyor. Muhteşem bir resital sunuyor.O kadar konuştum ama birazda albüm hakkında ufak bilgiler vereyim.
68-72 arasında Brubeck, Mulligan, Dawson ve Six  zaten Dave Brubeck Quartet adıyla çalmaktadırlar. 72 yılında Paul Desmond gelir ve bu albümü birlikte kaydederler. Ben başlığa Quintet yazdım ama aslında tam da belli değil. Bir dolu isimle anılıyor bu albüm.
Albümün tamamen canlı  kayıtlardan oluştuğunu belirteyim. Take Five bitti kendimize
geleceğiz derken Rotterdam Blues çalmaya başlıyor. Jazz bu ya aşk bu ya müzik bu
kısaca. Canlı yapılmış en sevdiğim birkaç albümün yanında ilk beşte olacak bu şaheser albümü alın demiyorum. Koltuğunuzun yanından ayırmayın. Ufak bir röportaj ile sözü
bitireyim. Grubunun başarılı olmasıyla beraber doğal olarak daha büyük, sağlam
ücretli kulükulüplerde çıkmaları icap etmiş.

Bu kulüplere de gerçekten müziği seven gençler, sıkı dinleyicilerden çok orada
olmayı "fiyakalı" gören,müzik dinlemekten çok içki içen, paralı tiplerin gelmesinden yakınıyormuş.Buna tepkisini göstermek için bir akşam yaptığı eylem Brubeck'in başını belaya sokmuştur. Piyanosunun başından kalkar ve seyirciye seslenir: "müzisyenlerimden
birinin yapacağı sıra dışı bir gösteriyi izlemek ister misiniz?" Trompetine kerosen dökeceğiz, amuda kalkacak,trompetin ağzını ateşe vereceğiz ve ateşli bir parça
çalacak. Bunu yapmasını istiyorsanız tek yapmanız gereken alkışlamak. Salonda
kıyamet kopar. seyirci çılgın gibi alkışlar. bunun üzerine Brubeck ben de öyle
düşünmüştüm diyerek grubuyla beraber sahneden ayrılır. Brubeck farklı ritmleri
keşfetmeye, kullanmaya önem verir. cazın Afrikalı olduğuna inanmaz, beyazdır.
Her daim müzik ile kalın...
Şarkı Listesi
1 - Truth (10:29)
2 - Unfinished Woman (7:25)
3 - Koto Song (5:10)
4 - Take Five (16:07)
5 - Rotterdam Blues (6:51)
6 - Sweet Georgia Brown

stero dergisine yazdığım yazıdır.

Bende de "Jazz, Red, Hot and Cool" ve 2 CD' lik "Time Out" albümleri var. Çok başarılı müzisyen tabii ki, tartışmasız.

(http://c1301.hizliresim.com/15/z/jlu2h.jpg) (http://bit.ly/c25MCx)

"Şeytanın Kemancısı" olarak da anılan Roman keman sanatçısı Roby Lakatos, klasik bir keman virtüözü, bir besteci, bir caz doğaçlamacısı ve aynı zamanda da bir aranjör olarak çok yönlü ve evrensel bir müzisyendir. 1965 yılında doğan, Roman kemancılarının kralı Janos Bihari'nin soyundan gelen sanatçı; çocukluk yıllarından başlayarak hep müzikle ilgilendi. 1984 yılında Budapeşte'deki Bela Bartok Konservatuarı'na devam etti, klasik keman dersleri aldı.  1986 ve 1996 yılları arasında grubuyla beraber "Les Ateliers de la Grande İlle" Brüksel'de konserler verdi, oda müziği yaptı. Lakatos, Vadim Repin ve Stephanie Graphelli ile ortak konserler verdi. Roby Lakatos, Liszt, Brahms ve diğer Macar klasik bestecilerinin müziğiyle, Macar Romanlarının müziğini başarılı bir biçimde harmanlamasıyla çok geniş bir müziksever kitlesi tarafından beğeniyle takip edildi.
Bu konserde Roby Lakatos; seyircileri çok yönlü kemanıyla farklı bir müzik yolculuğuna çıkaracak.   

Muhteşem bir performans onu iki kere canlı izlemek ve tanışma şerefine eriştim kesinlikle dinleyin

http://www.amazon.com/Lakatos/dp/B00002436E/ref=sr_1_2?ie=UTF8&qid=1301809307&sr=8-2

bunu izleyin

http://www.facebook.com/video/video.php?v=1901213459730&oid=162807030430877&comments

İtiraf etmeliyim ki geçen yıl merak sarıp türkülerin menzilinde dolandıkça yakın takibe almıştım Neşet Ertaş'ı... Hele bir ara Neşet Ertaş'ın "Gönül Dağı" şarkısını  sürekli arka arkaya dinlemeye başlayınca, Neşet Ertaş'ın babasıyla ilgili okuduğum  bir hikaye aklıma gelmişti. Hikaye 20. yüzyılın başlarında geçiyor. Ve biliyoruz ki "Dünyalılar hiçbir yüzyılda 20.yüzyılda çektiği kadar acı çekmedi. "  20. yüzyılın ilk yarısı tamamen savaşlarla geçmişti ya işte gene o savaş yıllarını hayalimizde canlandıracağız şimdi. 

Memleketimizdeyiz. Anadolu'dayız. Savaşın bin bir türlü hallerinden biri olan, savaştan kaçan, savaş cephelerinden dağların karanlıklarına gizlenen asker kaçaklarının durumunu hayal edeceğiz. Bu  kaçak askerlerin kendilerini aramaya çıkan askeri birliklere yakalanmamak için oldukları yerde sessizce beklediklerini düşünelim.  Neşet Ertaş'ın ailesi Kırşehir'liymiş. Bu bölgedeki dağlarda asker kaçakları olduğu duyulmuşsa, askeri birlikler dosdoğru Neşet Ertaş'ın babasının dayısı olan Bulduk Usta'ya giderlermiş. "Haydi bakalım, al bağlamanı gel bizimle," derlermiş. Dağda görünmez bir köşeye otuttururlarmış Bulduk Usta'yı. Otutturduktan sonra vurup bağlamanın  tellerine türkü söylemesini isterlermiş. Bulduk Usta'nın öyle olağanüstü, öyle yürek titreten bir sesi varmış ki, bağlamasını çalıp türkü söylemeye başladığında, dağ taş türkü olurmuş. Bu sesin güzelliğine kimse dayanamazmış. Bu sesin güzelliğine dayanamayan asker kaçakları adeta hipnotize olmuşcasına yerlerinden çıkar, gizlenmeyi unutur, birer birer Bulduk Usta'nın bulunduğu yere doğru yürümeye başlarlarmış. Eee... Yürümeye başlayınca da tek tek yakalanırlarmış.



Bulduk Usta, Neşet Ertaş'ın babasının dayısı. Neşet Ertaş memleketimizin en değerli bağlama ustası, türkü derleyicisi ve kendine has türkü söyleyen sanatçılarından biri. Ben  o günlerde, döne döne Neşet Ertaş'tan özellikle Gönül Dağı'nı dinliyordum. Gönül Dağı'nı döne döne dinledikçe, yüreğimi titretiyordu bağlamanın sesi. Bu durumda içimdeki kuytuda gizli kalmış, yıllardır saklanmış bağlama çalma hevesi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı iyi mı? Eyvah!.. Evet, Eyvah, ne olacak benim sonum diye düşünmüştüm önce... Bu gönül gene bir şeyi  daha öğrenmeye heves ediyordu işte.  Sonra Kocaeli Belediyesi'nin bağlama kursu duyurusu, bu hevesimin ortaya çıktığı  günlere tam denk gelince... Haftada bir gün iki saat bağlama kursuna devam etmiştim. 


Bugün duydum ki İstanbul Teknik Üniversitesi  Türk Musikisi Devlet Konservatuarı değerli sanatçımız Neşet Ertaş'a fahri doktora ünvanı vermiş. Ne hoş bir sanatçının yaşarken milletinden değer görmesi... Çok sevindim.  Peki ben artık bağlama çalabiliyor muyum? Nerdee?  Zorlarsam kendimi bir türkü çalabilirim tabii. Gitarla da bir şarkı. O kadar. Bundan sonra aklımda kemençe var. Karadenizlilik var da serde...  Anlatabildim mi yani kemençe öğrenme istemem tamamen bu sebeple... Fakat... Ben sanatın her dalına  heves eden ama  hiçbir sanata kabiliyeti olmayan biriyim.  Olsun. Deniyorum kendimi. Elbet bir gün neye yeteneğim olduğunu öğreneceğim. Misal yarın fotoğrafçılık kursuna başlıyorum. Fotoğraf sanatının hastasıyım. Bazı fotoğraflara nasıl ilgiyle bakarım. Öyküler anlatır bazı fotoğraflar bana... Keşke ben de öykü anlatabilen fotoğraflar çekebilsem... Keşke... Neyse anlatırım zaten fotoğraf kursu maceralarımı...  Şu kursa bir gideyim de.

Güzel albümdür. Manowar'ın İskandinav mitolojisi ağırlıklı Gods of War albümü de dinlenebilir.

Albüm 8 parçadan oluşuyor.

01 - All Men Play On Ten
02 - Animals
03 - Thor (The Powerhead)
04 - Mountains
05 - Sign Of The Hammer
06 - The Oath
07 - Thunderpick
08 - Guyana

Benim favorilerim:Thor, Mountains,Sign of the Hammer,Thunderpick ve eşsiz Guyana parçaları.

Joey demaio,8 telli bas gitar,Thor, daha ne ister insan..

Thor-Powerhead

black clouds on the horizon
great thunder and burning rain
his chariot pounding, i heard the heavens scream his name

i watched as he shouted
to the giants that died that day
he held up his hammer high and called to odin for a sign
thor the mighty, thor the brave
crush the infidels in your way
by your hammer let none be saved
live to die on that final day
gods, monsters and men
we'll die together in the end

god of thunder, god of rain
earth shaker who feels no pain
the powerhead of the universe
now send your never ending curse

i watched as he shouted
to the giants that died that day
he held up his hammer high and called to odin for a sign
thor the mighty, thor the brave
crush the infidels in your way
by your hammer let none be saved
live to die on that final day
gods, monsters and men
we'll die together in the end

swing your hammer to crack the sky
lift your cape so that you might fly
back to odin and the gods on high
and leave this mortal world

thor the mighty, thor the brave
crush the infidels in your way
by your hammer let none be saved
live to die on that final day
gods, monsters and men
we'll die together in the end






Ufukta kara bulutlar
Büyük gök gürültüsü ve yanan yağmurlar
Savaş arabası yaralanıyor,
Cenneti duyuyorum, ismimi haykırıyorlar

Bağırışını duyuyorum
Devlerin öldüğü bugün
Çekicini yukarıda tutuyor
Ve işaretiyle Odin'e sesleniyor

Kudretli Thor, Cesur Thor
Yolundaki arazileri sıkıyor
Çekicinden kurtuluş yok
Son gününde ölmek için yaşıyor

Tanrılar, canavarlar ve insanlar
Hep birlikte öleceğiz sonunda

Şimşek tanrısı, yağmur tanrısı
Kim dünyayı bu denli sallayabilir acı hissederken
Evrenin güçlü kafası
Seni asla bitmeyen lanete yollarken

Çatlayan göğe çekicini salla
Pelerinini kaldır, kudretli uçuşuna
Odin'e geri dön, yukarıdaki tanrılara,
Ve veda et bu ölümlü dünyaya

Dinlemek için:

Guyana:http://www.youtube.com/watch?v=0NanRJuz5PY (http://www.youtube.com/watch?v=0NanRJuz5PY)

Thor:http://www.youtube.com/watch?v=fZfeTb9fhA4 (http://www.youtube.com/watch?v=fZfeTb9fhA4)

Mountains:http://www.youtube.com/watch?v=qL1xDNrYTSo (http://www.youtube.com/watch?v=qL1xDNrYTSo)

Thunderpick: http://www.youtube.com/watch?v=fm78nqohdvM (http://www.youtube.com/watch?v=fm78nqohdvM)

(http://2.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wStbJiBMI/AAAAAAAAGag/QTNSzEg-D0s/s320/madonna_256410g.jpg)


Ne yazık ki sesim pek güzel değildir. Güzel şarkı söyleyen insanlara bir bilsen nasıl imrenirim. Kimi zaman araba kullanırken içimden şarkı söylemek gelir. Söylerim. Özellikle yalnızken tabii. Aslında şöyle billur gibi sesim olsa... Ah! Durur muydum acaba? Mütemadiyen şarkı söylerdim. Hem de nasıl abartırdım kim bilir? Abartma sanatında usta olduğum bilinir. O nedenle demek ki bana güzel ses bahşedilmemiş. Araba kullanmayı da severim. Eğer gidiyorsam uzak bir yere... Önce ususl usul başlarım şarkı söylemeye... Sonra... Sonra... Abartırım dedim ya... Kaptırırım kendimi bildiğim şarkıların ezgilerine ve dizelerin büyüsüne.. Şarkıları bir zincir gibi birbirine ekleyerek söylerim. Pek çok şarkı söylerim söylemesine de en çok sevdiklerim, içinde İstanbul geçen şarkılardır. Ve harikulade İstanbul şarkılarımız vardır. Bak dinle..

(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wRNboQgtI/AAAAAAAAGaY/m7ydQYIE1N8/s320/ist+1.jpg)

Önce Münir Nurettin Selçuk'un bestelediği Yahya Kemal'in o güzelim şiiri "Sana bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer." ile başlarım İstanbul şarkılarına. Büyük bir saygıyla... Bu söylediğim işin başında, toptan bir bakıştır İstanbul şarkılarına. Sonra Hicaz makamından Yesari Asım Arsoy'un sözleri ve bestesi olan "Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde, Bülbül sesi var şarkıların nağmelerinde" şakısına geçmek yakışır. Gene bir Münir Nurettin Selçuk şarkısıyla devam ederim ağırdan ağırdan... "Yok başka yerin lütfü ne yazdan ne de kıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamıştan, Ah Kalamıştan , Istanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar, Düşsün suya yer yer erisin eski zemanlar, Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar, Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan Ah kalamıştan " Bu şarkıyı söyledikten sonra da "Ah! Münir Nurettin Selçuk'dan dinlemek vardı"diye rahmetle anarım ünlü sanatçıyı arkasından.

(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wRM3dyJJI/AAAAAAAAGaQ/OXl_dzwrxag/s320/ist2.jpg)

Artık günümüze gelinmelidir.  "Kız sen İstanbul'un neresindensin?" şarkısı söylemelidir. "Duruşun andırır asil soyunu, Hisar, Kuruçeşme, sahil boylu mu? Arnavutköylü mü Ortaköylü mü? Kız sen İstanbul'un neresindensin? Bilmem sözlü müsün, ya nişanlı mı? Sevgilin yaşlı mı, delikanlı mı?Emirgan, Bebekli, Aşiyanlı mı?Kız sen İstanbul'un neresindensin?" şarkısıyla tüm İstanbul semtlerini dolaşırım bir bir.. Hey! Haydi Ajda Pekkan 45 liklerine geçeyim!... Fecri Ebcioğlu'nun sözleriyle Türk pop müziğinin resmi açılış şarkısı olarak kabul edilen şarkıyı söyleyemeliyim... "Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde, Tatlı bir kız yaşarmış, Boğaziçi'nde. İşte bir sabah erken, masal böyle başlamış Delikanlı genç kıza, iskelede rastlamış Bakışmışlar göz göze, gören kimse olmamış Fakat denizde dalga, oynamaya başlamış!" Ne şahane şarkılardır! Bu şarkıları söylüyorken, unutulur günlük dertler kasavetler birer birer... Peki şu şarkıya ne diyeceksiniz? "Ay beyaz deniz mavi eylenin kızlar Yarinden ayrılanın yüreği sızlar Sandalimiz sanki ucan bir kuştur Hayat dalgalar gibi bazen yokuştur Emirgan'dan Marmara'ya Kınalı Büyükada'ya, Aşkımızı mavi suya gizleyelim yah yah!"

(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wRMaEw3HI/AAAAAAAAGaI/DY2kDsl_k_I/s320/ist+3.jpg)

Şimdi sıra artık köprülü şarkılara gelir. "Boğaz köprüsü, İnci gerdanlık, Altından geçtik, Kahkaha attık. Çek kayıkçı kürekleri Gezdir seven şu kalpleri Mavi deniz martılardan Ayırma sevenleri" diye bağıra bağıra söylerim bu şarkıyı şimdi de. Peki içinde ada geçen İstanbul şarkılarımız yok mu? Olmaz mı? Tabi ki var. Melih Cevdet Anday'ın o şahane şiiri, Sezen Aksu'nun Şinanay adlı şarkısının sözleridir. "Ada vapuru yandan çarklı Bayraklar donanmış cafcaflı Simitçi, kahveci, gazozcu Şinanay da şinanay. Müslümanı, yahudisi, urumu İsporcusu, ihtiyarı, veremi, Kiminin saçı uçar, kiminin eteği, Şinanay da şinanay. Estirir de ada yeli estirir Seni sevindirir beni küstürür Lüküs kamarada kimler oturur Şinanay da
şinanay."

(http://2.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wRMCjfYDI/AAAAAAAAGaA/CdxQyzBKC-k/s320/ist+4.jpg)

Ahh! Ya Mazhar Fuat Özkan'ın o en güzel İstanbul'lu şarkısı.. Ah! Hem de şarkının sözleri içinde yağmur varsa... Ağlatmaz mı bu şarkı insanı... "Bu sabah yağmur var İstanbul'da, Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmezliğe, Anne sözü dinler gibi masum, Ağladım bu sabah" Peki gene bir hüzünlü şarkı ile devam etmelidir. Demelidir ki: "Uzanıp Kanlıca'nın orta yerinde bi taşa, Gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar'a doğru, Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti, Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti, Bi lodos lazım şimdi bana, bi kürek, bi kayık, Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı, Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp, Düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı, Ah İstanbul İstanbul olalı, Hiç görmedi böyle keder, Geberiyorum aşkından, Kalmadı bende gururdan eser"

(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S3wRL6m2pRI/AAAAAAAAGZ4/qxqNqr7WJTE/s320/ist+5.jpg)

Şimdi bir Edip Akbayram şarkısına geçmek "Salkım salkım tan yelleri estiğinde, Mavi patiskaları yırtan gemilerinle uzaktan seni düşünür düşünürüm İstanbul "demek lazım... Bir Levet Yüksel şarkısıyla sonuna gelmeliyiz artık İstanbul seyahatimizin... Demeliyim ki : "Saçlarını dağıtır rüzgar, Yeditepe üzerinden, Hatıralar tarihin küllerini savurur, Kadın gibi, kısrak gibi sarılayım gel ince beline, Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından" Heyy! Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından!" Yollar biter, içinde İstanbul olan şarkılar bitmez! Hele bir de Türkülerimiz vardır İstanbul'a ilişkin. Başlamayayım... Bu yazı uzar da uzar.. Bitmek bilmez! Böyle işte. Bugün de durumlar bu merkezde! Aaa! Ben mehtaba çıkmaz mıydım Heybeli'de?! Yok yok, Heybelide değil! Bizim köyde:))

Öyke albümler vardır ki gerek sözleri,gerekse soundları ile bir bütün olarak
"Albüm"dürler.Bu albümleri baştan-sona dinlediğiniz de hakkıyla dinlemiş sayılırsınız.
Bu başlık altında baştan-sona her bir parçasını aynı hazzı alarak dinlediğim albümleri tanıtmaya çalışacağım.

1)MOONSPELL-Sin Pecado-1998

(http://www.zenial.nl/pic/sinpecad.jpg)

1. Slow down 
2. Handmadegod
3. 2econd skin
4. Abysmo
5. Flesh
6. Magdalena
7. V.C. (gloria domini)
8. Eurotica
9. Mute
10. Dekadance
11. Let the children cum to me...
12. The hanged man
13. 13

Portekizli Gotik Metal grubu Moonspell'in 1998 yılında çıkarttıkları
3. albümleri "Sin Pecado"yu henüz dinlememiş olanlar bir denesin derim.

Albümden Parçalar:
http://www.youtube.com/watch?v=DeaI2MgV5_k&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=DeaI2MgV5_k&feature=related)
http://www.youtube.com/watch?v=r9E3Q7eFPJQ&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=r9E3Q7eFPJQ&feature=related)
http://www.youtube.com/watch?v=uWCuzg9Np7U (http://www.youtube.com/watch?v=uWCuzg9Np7U)
http://www.youtube.com/watch?v=GEpwdGSWslk (http://www.youtube.com/watch?v=GEpwdGSWslk)

Cover versiyon ya da kısaca Cover, popüler müzik alanında önceden plağı çıkmış bir şarkının yeni bir yorumla farklı şarkıcılar tarafından yeniden icra edilmesi veya plağının çıkartılması anlamına gelmektedir.

Genelde pek bilinmeyen cover'ları veya orjinalleri buraya taşımaya çalıştım....


Go West   http://www.youtube.com/watch?v=1wc-AQJ2MYo    /  http://www.youtube.com/watch?v=LNBjMRvOB5M
Beggin'    http://www.youtube.com/watch?v=qN3kC_4xURA   /   http://www.youtube.com/watch?v=8YVrnLa8V8M 
Can't Take My Eyes Off You   http://www.youtube.com/watch?v=PzpWKAGvGdA    /   .......
Always On My Mind  http://www.youtube.com/watch?v=Za8cpM6cGYk     /    http://www.youtube.com/watch?v=wDe60CbIagg
Comment Te Dire Adieu   http://www.youtube.com/watch?v=s7wIzUOaJ4I    /   http://www.youtube.com/watch?v=fNZnBk87nZo
Whiter Shade Of Pale   http://www.youtube.com/watch?v=Mb3iPP-tHdA    /    http://www.youtube.com/watch?v=v3UMpBqzVW4
Sacrifice   http://www.youtube.com/watch?v=NrLkTZrPZA4   /   http://www.youtube.com/watch?v=9uLo8ZgsjTQ

Creep    http://www.youtube.com/watch?v=XFkzRNyygfk    /     http://www.youtube.com/watch?v=axrqVfuGHh0

sinan baba sizi burada görmek güzel dünyanın belkide en fazla cover edilen parçası ile gireyim bende beatles i hiç sevmem bir floyd tutkunu olarak ama bu şarkısızda olmuyor be :)

yesterday http://www.youtube.com/watch?v=lwS_YDzxH3M and http://www.youtube.com/watch?v=cLCedCj4uXU

Come together http://www.youtube.com/watch?v=jaZzZactGQU ve http://www.youtube.com/watch?v=N8LZGQ4MkvQ

Evet, yesterday dünyada en çok cover'ı yapılan şarkıymış. Ben özellikle eklemedim. Nispeten bilinmeyenleri ortaya koymak için.

Cover konusunda rekor sahibi parçalardan birisi de "paint it black"
Onlarca coverını dinledim,en ilginci Apocalyptica'nın coverıydı tabiki..

http://www.youtube.com/watch?v=NOEI67pXA6w (http://www.youtube.com/watch?v=NOEI67pXA6w)


U2 coverı da iyidir..

http://www.youtube.com/watch?v=7UwvYHT23Us&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=7UwvYHT23Us&feature=related)

En uçuğu The Black Dahlia Murder'ın coverı..

http://www.youtube.com/watch?v=h2jDGqy0p3U (http://www.youtube.com/watch?v=h2jDGqy0p3U)

  ekşi sözlükte Navajo başlığında rastladığım bir şarkı. Doğru mudur bilemem. Ama çok sevdim izinsiz olarak buraya ekledim. "Ussuz" nickli yazara ayrıca teşekkür ederim.

" şööle de, nefis bi şarkıları vardır sevgili sözlük."

iki tavşan bir ırmağa dalmışlar.
biri; "aslında adetimiz değil.
biz derede yüzmeyiz." demiş.
"doğru" demiş diğeri;
"ama beraberiz ve buradayız."

irmak kıskanmış iki tavşanı nedense.
ve ölümüne köpürtmüş,
dalgalandırmış suları.
coşmuş, taşmış
sürükleyip ayırmış tavşanları.

biri bağırmış;
"bak gördün mü, ayrıldık."
"olsun" demiş diğeri;
"beraberdik ve buradaydık..."

  nefismiş...bazen - bazen değil çoğu kez- basit şeyler en güzel şeyler oluyor...bir irlanda çocuk şarkısında dediği gibi: ''hayat kısadır kuzucuklarım- yine de uzundur kuzucuklarım''

sizlerle paylaşmak istediğim işte sanatçı ruhu bu dünyca ünlü iki keman ustasının dinleyicisine ve yazıştığı insana saygısı bu bizdeki sanatçılara duyrulur

(http://www.yukleresim.com/images/79140089155227147041.jpg)

Geçtiğimiz haftalardaydı hiç unutmam İstanbul'daydım. Benim için mühim bir toplantıya katılmıştım... Okadar berbat geçmişti ki toplantım, görüşmeden çıktığımda resmen karman çormandım. Bir hışımla binmiştim arabama. Sanki öfkeyle aracın kapısını çarpmazsam kendime gelemeyecektim. Çarpmıştım... "Müzik!" demiştim "Müzik! Hemen bana bir müzik gerek! İmdadıma hangi müzik yetişecek?" Bakmıştım arabamın müzik çalarında Julio İglesias'ın cd'si takılı... Tabii ya, İstanbul'a gelirken farklı bir ruh ritmindeydim! Şimdi... O halimle... "Kadife sesli bir erkekten şarkı dinlemek, öyle mi? Mümkün değil, aslaa olmaaz!" demiştim. Julio'nun cd'sini çıkardığım gibi, arabanın arka koltuğuna fırlattıp atmıştım... Torpido gözünü açmıştım... "Bana farklı bir ses gerek..." demiştim. "Bir kadın...  Ancak etkili bir kadın sesi beni kendime getirebilecek."  Hızla bakmıştım cd'lerime... Tamam !"demiştim. "İşte!" Amy Winehouse ve Back to Black... Hem de direk "Back to Black" şarkısından girmek gerek. Kaç numaraydı? Beş... Tamam... Sesi iyice aç! Bir daha "Back to Black"...


Sonra bir numara... "Rehap"... Rehabilitasyon yerine geçecek... Ardından yedi numaraya geç! "You Know I'm No Good"... Sesi sonuna kadar aç!!! Tamam... Amy Winehouse'nin tüm şarkılarına biteviye devam! Devam!... Sanki ruhum bu müziklere açtı... "Müzik ruhun gıdası" derler ya... Kim dediyse çok haklı!!!


Bu güzel şarkıların sahibi Amy Winehouse ne yazık ki  içki ve uyuşturucunun kurbanı oldu. Çok genç yaşta.. 27 yaşında dün  odasında ölü bulundu.Ne fena!

"Icki ve uyusturucunun kurbani oldu" demek ne kadar dogru olur bilmiyorum.
Bana suclu daha cok medya, paparazzi basiniymis gibi geliyor.
Zamaninda Britney Spears'i da delirtmislerdi, South Park da medyanin tavrini guzelce elestiren bir bölum yapmisti.

Alan Moore'un da söhret, unlu olmak uzerine guzel bir konusmasi vardir, tavsiye ederim.
http://www.youtube.com/watch?v=95M2cgwWpI0

Daha da bol vaktim var diyen olursa, su kitaba da bir göz atabilirsiniz:
http://www.idefix.com/kitap/sohret-chris-rojek/tanim.asp?sid=KMEXNOZD38HJNHLS8RMY

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/2/22/ElvisPresley-OneNight.jpg)

koltuğa yaslanalım ve rock ın efsanesini analım


http://www.youtube.com/watch?v=VI94AsuvUUA

http://www.youtube.com/watch?v=do5DlKnkJJM&feature=share

http://www.youtube.com/watch?v=HZBUb0ElnNY&feature=share

http://www.youtube.com/watch?v=jXPXkkEN1lA&feature=share

http://www.youtube.com/watch?v=EMVjtycV3p8

http://www.youtube.com/watch?v=OlKJ-0bnxdA

hennessy, güzel bir anma programı olmuş.. Ellerinize sağlık.

bunun arkasından ben de

"ölümlü dünya ölümlü insan
ha elvis presley olsan ha amy winehouse olsan"

diyeyim..

çizgi roman sevdalılarına selam ve sevgilerimi göndereyim  :)

Kralın son sahne performansından. Sene 1977. Unchanied Melody

http://www.youtube.com/watch?v=Jnr0u5z04kk&feature=related

Elvis Presley'in en sevdiğim şarkısı, sözleri ve melodisiyle "In the Ghetto'dur. Sırf bu şarkı bile o dönem Krallığını ilan etmesine yeterdi .

Bu arada, Elvis Presley filmleri de gayet iyi birer seyirliktir. Geçenlerde "Blue Hawaii"yi tekrar seyretmiştim. Vallahi hiç sıkılmadım. Şarkıcılıkla kıyaslanamaz olsa da, aktörlük yönünü de unutmamak lazım. 

Hala tam anlamiyla bir caz dinleyicisi degilimdir ama caz muzige ilk bulasmami saglayan grup Esbjörn Svensson Trio'dur.
Maalesef grubun piyanisti ve asil adami Esbjörn Svensson'u da cok genc yasinda bir dalis kazasinda kaybettik bir kac sene önce.

Bir parcalarini paylasiyorum begenirseniz devam edersiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=XMCkSuaBMbU

(http://www.lillelanuit.com/photos/photos_descriptions/E_S_T_2.jpg)

 Türkiye'ye de sık sık uğruyorlar yamulmuyorsam. Güzel parçaymış.

Turkiye'ye gelmislerdi, bi konserleri daha olacakti ama öncesinde vefaat etti iste Esbjörn abi.

(http://www.medyakolik.org/content/mod_images/news/item/large/zeki_muren_m.jpg)

Zeki Müren (d. 6 Aralık 1931[1], Bursa (İncirli) - ö. 24 Eylül 1996, İzmir), Türk bestekar, ses sanatçısı ve oyuncu. Makedonya Üsküp'ten Bursa'ya göç etmiş bir ailede dünyaya gelmiştir. Sanat Güneşi ve Paşa olarak da anılan Müren, Türk sanat müziğinin en büyük isimlerinden kabul edilir. Türkçeyi güzel konuşması ile meşhurdur.Bursa'da başladığı orta öğrenimini İstanbul'da Kirami Refİa Alemdaroğlu lisesi'nde tamamladı. İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Süsleme Bölümü (Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı)Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pekçok kez sergiledi.Zeki Müren, Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken Agopos Efendi (sinema yönetmeni ve senaryo yazan Arşavir Alyanak'ın babası) ile Udi Krikor'dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan yararlandı.1950'de sınavla İstanbul Radyosu'na girdi. İstanbul Radyosu'nda 1951'de, canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bundan sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak okumaya başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar'ın "Bir muhabbet kuşu" güfteli şarkısıdır. Müren 1955'te "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez erilen Altın Plak Ödülü'nü[2] kazandı. 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı seçildi.1958 yılında yedek subay olarak Çankırı'da askerliğini yaptı. 1961-69 arası bir aşk yaşadı daha sonra hiç evlenmedi.300 dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen", "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur. Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne almıştır.Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle yaşamının özellikle son 6 yılında sahne hayatından ve medyadan uzaklaştı. Bodrum'daki evinde kendi deyimiyle "kendini dinledi"[4]. 24 Eylül 1996 Salı günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Cenazesi görülmemiş bir halk kalabalığının katılmasıyla büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa'da Emirsultan Mezarlığı'ndadır.

http://www.youtube.com/watch?v=naelTTix1dQ
http://www.youtube.com/watch?v=73M1TIK7tnA
http://www.youtube.com/watch?v=5d_3sBDa8Rg

Allah rahmet eylesin , Önemli bir değer di.

Allah rahmet eylesin...Türk müziği ve bizler ona çok borçlandık.. zeki müren 20.yüzyılda ve ertesinde,bu topraklarda bir müzik standardı olarak seviyeyi yüksekte tutmanın adıdır..

(http://www.klassiskjulekonsert.no/Portals/0/samuelsen/Mari_sh_300.jpg)


Mari ilk kemanını üç yaşında aldı. On yıl boyunca dünyaca ünlü Norveçli keman sanatçısı Arve Tellefsen tarafından eğitildi. Ondan sonra, prestijli müzik akademileri ve konservatuarlarından biri olan Stephan Barratt gitti,

İyi bir sanatçı olarak, Mari, dünyanın en iyi orkestraları ile ve New York Carnegie Hall, Théâtre des Paris'te Champs-Elysées, Cenevre'de Zürih, Victoria Hall Tonhalle, Monte Salle Garnier de dahil olmak üzere en önemli mekânlarında çaldı.Carlo, Wolf Trap Center, Washington DC, Vladimir Spivakov Vakfı'nın daveti üzerine Moskova'da Kremlin ve Çaykovski Salonunda keman çaldı.

Mari Samuelsen üç Norveç kültürel onur ödül de dahil olmak üzere çeşitli ödüller aldı. Aynı zamanda birçok ulusal ve uluslararası bursu var ve Meister Vakfı, İsviçre, 2009 Crecendo ödül kazandı.Kardeşi ile birlikte, Mari Samuelsen komisyon Tom Wilhelmsen Vakfı, büyük ödülü, dünyanın en önde gelen bestecilerinden biri tarafından yeni bir çift konçertosu aldı.

http://www.youtube.com/watch?v=Yu6Hr9kd-U0&feature=share

http://www.youtube.com/watch?v=g65oWFMSoK0&feature=share

İsmini The Doors'un parçasından alan 1995 çıkışlı yapımcılığını ve senaristliğini James Cameron'un, yönetmenliğini ise eski eşi Katryn Bigelow'un yaptığı kadrosunun ise coştuğu futuristik müthiş film. Bu film bana her zaman bir çizgiroman havası yaşatmıştır. Imdb'den oyuncu kadrosuna bakarsınız da asıl Juliette Lewis'in muhteşem yorumuyla "Hardly Wait"'i sesi açarak dinleyin...

Strange Days - Juliette Lewis "Hardly Wait" (http://www.youtube.com/watch?v=HKnlo7sLfa0#ws)

Uzun zaman önce alıp dinlemeden  bir kenara koyduğum bir grup  S.ex Willer (araya  nokta koymak zorunda kaldım  ;). İtalyan menşeyli anarko punk grubu her çizgi roman okurunun merakını cezbedecek bir ada sahip. Müzikleri ise herkese göre değil, baştan uyarayım.

  "Twenty minutes against the normality" adlı demoları bir süredir sette dönmekte. Ben sevdim. Albümden Toto is a punk şarkısı aşağıdaki linkte :

http://www.youtube.com/watch?v=wNMK1OO4CIE (http://www.youtube.com/watch?v=wNMK1OO4CIE)

Anathema Acoustic Night with Danny Cavanagh

(http://www.progarchives.com/progressive_rock_discography_band/1038.jpg)



Anathema grubunun kurucu üyesi ve grubun bir çok şarkısının yaratıcısı olan Danny Cavanagh, Anathema şarkıları ve Pink Floyd, Massive Attack, Metallica gibi grupların 'cover'larından oluşan akustik seti ile yeniden İstanbul'da. Daha önce akustik set ile ülkemize 3 kez gelen ve büyük ilgi ile karşılanan Danny Cavanagh, 2 yıl aradan sonra tekrar İstanbul Jolly Joker sahnesinde sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatacak.

http://www.biletix.com/etkinlik/NLFB1/ISTANBUL/tr

Kaçırmayın Türkiye aşığı bu grubu kesinlikle gidin izleyin o akşam ben ordayım ya siz?

http://www.youtube.com/watch?v=GWJudZnENT0

snowboard sezonu acilmamis olursa ben de ordayim

Anathema harbiden Turkiye'ye cok geldi gitti, Ankara'yi benden cok gezmis olabilir grup uyeleri : )

Zamaninda bu grubu cok dinledim, konserlerine de gitmistim, gonlumde ayri yeri olan gruplardandir kesinlikle.

new york ve londra'da ki "işgal et!" ("occupy!")eylemleri için yazdığı balad tarzında bir şarkı,"the decline of english murder"..eylemciler günlerce süren eylemlerinde alan moore'un çizgi romanı "v for vendetta'nın" baş karakterinin taktığı maskeyi takmışlardı..
http://www.youtube.com/watch?v=FRBG9u2i9Oo (http://www.youtube.com/watch?v=FRBG9u2i9Oo)

(http://heathersjoy.files.wordpress.com/2011/10/occupylansing.jpg)

(http://3.bp.blogspot.com/-R4a5Qh7G6cg/Tt2E1H2zmhI/AAAAAAAAdA8/0XUkQu4QQYM/s400/dave_brubeck952.jpg)

Caz' tarihinin en büyük piyanistlerinden Dave Brubeck bugün 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. En ünlü şarkılarından biri olan Blue Rondo à la Turk'le kendisini uğurluyoruz..

http://www.youtube.com/watch?v=faJE92phKzI
http://www.youtube.com/watch?v=kc34Uj8wlmE

Stereo mecmuasına zamanında yazdığım yazıyı burda ustamızı anmak için tekrar yazıyorum..

(http://www.losslessjazz.net/wp-content/uploads/2010/08/Dave-Brubeck-Were-All-Together-Again-For-The-First-Time-1973.jpg)

DAVE BRUBECK QUINTET
Dave Brubeck / Piyano
Gerry Mulligan / Bariton Saksofon
Paul Desmond / Alto Saksofon
Jack Six / Bass
Alan Dawson / Davul
WE'RE ALL TOGETHER AGAIN FOR THE FIRST TIME
1 - Truth (10:29)
2 - Unfinished Woman (7:25)
3 - Koto Song (5:10)
4 - Take Five (16:07)
5 - Rotterdam Blues (6:51)
6 - Sweet Georgia Brown (1:12)

Sevgili abimiz Halit'in evindeydik. Müzik ortamına öyle bir dalmıştıkki sohbet güzel  abi dedim konu Jazz'dan açılınca take five dinlermisin halit abi öyle bir baktıki suratıma hala bakışı gözlerimden gitmez. Sen hastaya ilaçmı sorunyon oğlum dercesine. Demez olaydım bu seferde demesinmi hangi versiyonunu dinlemek istersin diye. Onu sayıyor bunu söylüyor abi dedim en çok hangi versiyonunu dinlersin. Olum dedi elimde bir türk basımı bir albüm var 5 kafadar yan yana gelmişler alemi mest etmek için. Albüm hemde plak of abi dedim takta kulaklarımız mest olsun. Take Five çalmaya başladığı an içimden bu başka bir duygu dedim. Saksofonda Gerry ve Paul şöyle bir ön giriş yaptı sonra piyanonun efendilerinden Dave bize take five'i hissetmemizi sağlayacak notoları dökmeye başladı. Kulaklarımın pası gitti derken Alan Dawson davula asılmasınmı of allah'ım dedim işte kaliteli müzik bu. Davulda yapılacak ne kadar hüner var ise zirvede. Dave ve Alan karşılıklı kapışmaya başlıyorlar. Albüm sadece bu parçası ile bile insanı mest ediyor. Sonra Alen sazı eline alıyor o an orda olmak için neler vermezdim bir davul resitali çekiyorki anlatılmaz yaşanır. Ziller ve ritim o kadar bir birine yapışmış gidiyorki seyircide sonunda kopuyor.Muhteşem bir resital sunuyor. O kadar konuştum ama birazda albüm hakkında ufak bilgiler vereyim. 68-72 arasında Brubeck, Mulligan, Dawson ve Six zaten Dave Brubeck Quartet adıyla çalmaktadırlar. 72 yılında Desmond gelir ve birlikte kaydederler bu albümü. Ben başlığa quintet yazdım ama aslında tam da belli değil. Bir dolu isimle anılıyor bu albüm. Albümün tamamen canlı kayıtlardan oluştuğunu belirteyim. Of diyorum size mest olacaksınız diyorum size tam Take Five bitti kendimize geleceğiz derken Rotterdam Blues çalmaya başlıyor Jazz bu ya aşk bu ya müzik bu kısaca. Canlı yapılmış en sevdiğim birkaç albümün yanında ilk beşte olacak bu şahaser albümü alın demiyorum koltuğunuzun yanından ayırmayın. Ufak bir röportaj ile sözü bitireyim grubunun başarılı olmasıyla beraber doğal olarak daha büyük, sağlam ücretli klüplerde çıkmaları icap etmiş. bu klüplere de gerçekten müziği seven gençler, sıkı dinleyicilerden çok orada olmayı fiyakalı gören, müzik dinlemekten çok içki içen, paralı tiplerin gelmesinden yakınıyormuş. buna tepkisini göstermek için bir akşam yaptığı eylem brubeck'in başını belaya sokmmuştur. Piyanosunun başından kalkar ve seyirciye seslenir: - müzisyenlerimden birinin yapacağı sıradışı bir gösteriyi izlemek ister misiniz?* trompetine kerosen dökeceğiz, amuda kalkacak, trompetin ağzını ateşe vereceğiz ve ateşli bir parça çalacak. bunu yapmasını istiyorsanız tek yapmanız gereken alkışlamak.Salonda kıyamet kopar. seyirci çılgın gibi alkışlar. bunun üzerine brubeck ben de öyle düşünmüştüm diyerek grubuyla bereber sahneden ayrılır. Farklı ritmleri keşfetmeye, kullanmaya önem verir. cazın afrikalı olduğuna inanmaz, beyazdır.Her daim müzik ile kalın................

jazz seven ve sevmeyen herkesin başı sağolsun..eminim "usta"nın bir çok kaydını onun ismini bilmeden dinlemişizdir..eski Türk filmlerinden  özellikle 70-80 arası avantür filmlerde , arka fonda çalan "take five" tınıları herkese tanıdık gelecektir..

Gelmiş en büyük Rock gruplarından Queen'in 24 şarkısından oluşan "We Will Rock You" Rock müzikali Mayıs ayında 16 gösteriyle Ülker Sports Arena'da.

"Londra'nın en ünlü müzikali dünya turnesinin 10. yılında İstanbul'da!
17 ülkede 12 milyondan fazla kişi tarafından izlenen ve Queen'in en iyi 24 şarkısından oluşan, ödül rekormeni muhteşem müzikal, Avrupa Turnesi kapsamında Bkm Organizasyonu ile ilk kez Türkiye'de olacak!"

Biletleri aldık, bekliyoruz.

Alıntı yapılan: kalidor - 09 Aralık, 2012, 12:53:42
Biletleri aldık, bekliyoruz.

Nasıl yani ? Bana bilet mi aldın ?  :)

Sahne arkası aldım hem de Hasan Abi;)

Maestro tekrar İstanbul'da...........

Roby Lakatos - Cihat Aşkın
http://www.biletix.com/etkinlik/P1M09/ISTANBUL/tr

Pazar günü öğlen müzikale gittim ve beklentilerimin çok çok ötesinde olduğunu gördüm. Youtube'dan birkaç videosunu seyretmiştim ve biraz teenage tarzı bulmuştum ne yalan söyleyeyim. Fakat kesinlikle öyle değilmiş. Queen'in en hit şarkılarının yer aldığı baştan sona tam bir rock festivali. Arkada daha doğrusu yukarıda parçaları çalan müzisyenleri de zaten müzikal sonrası ayrı alkışladık. Robert De Niro'nun da yapımcıları arasında olduğu müzikalle Queen üyeleri de direkt olarak ilgilenmişler.  Müzikalin 2002'den beri yayınlandığını da hatırlatalım.

Konu gerçek müziğin yasaklandığı, boy-band ve girl-bandlerin dinlendiği, insanların tek tipleştirilip sadece tüketime yönlendirildiği ve herşeyin dijitale indirgendiği ütopik bir dünyada geçiyor. Tabi sahnenin 2 yan tarafında da Türkçe çevirileri anlık olarak okuyabiliyoruz. Şarkıların çevirileri de yapılmış tabi ki. Müzikal muhteşem Innuendo ile açılıp efsanevi Bohemian Rhapsody ile son buluyor. Bilet fiyatları makul. Kredi kartı kampanyasıyla felan 50 TL'ye almıştım. Bir de en ucuz yerden almama rağmen genel itibariyle pazar gündüz olduğundan oldukça boştu ve görevliler bize en pahalı yer olan sahne önünde izleyebileceğimizi söylediler. Şimdiye kadar paraya kıyıp sahne önünde konser felan izlemediğimden bu deneyim oldukça iyi oldu. Ülker Sports Arena'nın da ses düzeyi bence iyiydi. Queen'in müzikali böyleyse bir de kendisini izleseymişiz ne olurdu bilemiyorum.

Queen dedik aşağıdaki paneli de unutmamak lazım. 90'larda Marvel'da kimliği belirsiz bir çizer tarafından yapılmış. Chris Aley olabileceğinden kuşkulanılıyormuş  ;)

Wolverine Meets Freddie Mercury

(http://www.blogcdn.com/www.comicsalliance.com/media/2012/05/freddie00.jpg)

(http://www.blogcdn.com/www.comicsalliance.com/media/2012/04/cooverwolvmercury.jpg)

Sonra bazı fanlar da değişik bir kaç versiyonunu yapmışlar, güzel olmuş  ;)

(http://www.resimagaci.com/img/v023ptt.jpg)

(http://www.resimagaci.com/img/83tr09t.jpg)

(http://www.resimagaci.com/img/t14vntn.jpg)

(http://www.resimagaci.com/img/lrvdhh.jpg)

Bilen bilir, Harlan Draka'nın yüzü Ralph Fiennes'in bu filmdeki rolünden esinlenerek tasarlanmıştır. Dylan'ın Rupert Everett'den esinlenilmiş olması gibi. Sanki klibin ortasında Dampyr'i görmüş gibi oluyoruz  :)

Müthiş bir bilim kurgudur.Bilim kurguda ilk on tercihime girer.Film boyunca çalan müzikler filmin atmosferinin en değerli parçalarıdır.

(http://j1309.hizliresim.com/1f/p/swhqn.jpg) (http://bit.ly/c25MCx)

Benim için çok değerli olan bir müzisyen iyi bir dost. Kemanı ile duygularını aktara bilen ender insanlardan biri. Roby Lakatos gibi dünyaca ünlü bir kemancının hem dostu hem partneri. Sayesinde Lakatos ile tanışma şerefine erdiğim Luciano Pavan röportajı yakında altınmadalyon sayfalarında...........

Roby Lakatos, Luciano Pavan, Robert Féhèr ...improvvisazione !...besame mucho... (http://www.youtube.com/watch?v=qnEkxlW11MA#)

BESAME MUCHO - violin: Luciano Pavan, music: Consuelo Velazquez (http://www.youtube.com/watch?v=T2EbVL-zy14#)

More - violin: Luciano Pavan (http://www.youtube.com/watch?v=J8woD1kry-M#)

"May way" violin: Luciano Pavan music:Reveaux arrang: M. Zarantonello (http://www.youtube.com/watch?v=MY2YLlSlIiQ#)

merakla bekliyoruz  :)

Vay anasına!!! Kültürel Güncel felan hak getire maşallah. Abi senden bir Van Hamme röportajı istiyorum.  :)

Alıntı yapılan: kalidor - 22 Eylül, 2013, 00:32:50
Vay anasına!!! Kültürel Güncel felan hak getire maşallah. Abi senden bir Van Hamme röportajı istiyorum.  :)

Olayı büyütmeyelim, facebook dan mesaj atan herkesin röportaj isteğini kabul ediyorlar.

Hadi bakalım Van Hamme röportajı yap da tebrik edelim.

Alıntı yapılan: hanac - 23 Eylül, 2013, 13:09:57
Olayı büyütmeyelim, facebook dan mesaj atan herkesin röportaj isteğini kabul ediyorlar.

Kesinlikle haklısın Hasan abi ama mesele üşenmeyip sevdiğim sanatçılara mesaj atmaya bakıyor

Burada bize pekte yabancı olmuyan ama bazılarını ilk kez duyduğumuz bazılarınında kulağımızın duymaya alışkın olduğu hareketli ve slow parçaları paylaşacağım.bazı Klipler +18'dir o yüzden aykırı parçalar dedim.. 8) :D ;)

Silva Gunbardhi ft. Mandi ft. Dafi - Te ka lali shpirt (Official Video HD) (http://www.youtube.com/watch?v=t4-Xz_Lt2p4#ws)

Bulgarca Evlenmeliyiz / Hadise / Anna - Obeshtavam / Bulgarian Version / Hadise Cover (http://www.youtube.com/watch?v=aFzz6tgISvg#ws)

Ya habibi Bulgarca versiyon (http://www.youtube.com/watch?v=ZSbWrYnP-g0#)

Tania Boeva - Noshta na chujdite 2011 DVDRip (http://www.youtube.com/watch?v=SfP72oHvnZg#ws)

Djena - Zadrash Sartseto Mi (2012) (720P HD) (http://www.youtube.com/watch?v=DDix54xXfis#ws)

Sinan Hoxha - Gili Gili (Official Video HD) (http://www.youtube.com/watch?v=DIRe60xX6gs#ws)

Esil Duran - zabavlqvash me (http://www.youtube.com/watch?v=vMREwhs_6DI#ws)

[HD] Malina - Ne Se Sramuvan (http://www.youtube.com/watch?v=AQBRKt5rCXM#ws)

Neler Oluyor Hayatta Bulgarca (http://www.youtube.com/watch?v=HXBJ8vijeNU#ws)

Таня Боева feat. Lady B - За доброто старо време (http://www.youtube.com/watch?v=X0JO1aaVAYo#)

Andrea (SAHARA) - "Izlaji me" Official Video HD produced by Costi (http://www.youtube.com/watch?v=eMT0rHM6yas#)

karam bulgarca (http://www.youtube.com/watch?v=vb7MG1i5-pc#)

Esil duran Bulgarca Aramazsan arama Cok super (http://www.youtube.com/watch?v=-Hi7OlOen3g#)

Azar Azar Birde bulgarca dinleyin Harikaaa (http://www.youtube.com/watch?v=A7KKemXZ4bc#)

Son yıllarda kaybolmaya yüz tutan Halk müziğimizin inadına kapsamlı güzel bir çalışma, "Karyolamın Demiri" muhakkak izlemenizi tavsiye ederim.


https://www.youtube.com/watch?v=DQPaqCx6N64 (https://www.youtube.com/watch?v=DQPaqCx6N64)

Evet Bu konu altında size her fırsatta eğlenceli (Hareketli ve güzel melodili) şarkıları paylaşacağım.

İlk şarkımız Claydee feat. Ruby - Do It

Claydee feat. Ruby - Do It (Official Video Clip) (http://www.youtube.com/watch?=vHTff-AueDA#ws)

Gayet hareketli ve eğlenceli bir şarkıdır :)

Gene aynı sanatçımız Claydee ile devam edeceğim

-Dimension-X & Claydee - Watching Over You

Dimension-X & Claydee - Watching Over You (Official Video) (http://www.youtube.com/watch?v=P1dUHOx1yDU#ws)

Bir diğer şarkımız Bang La Decks'den.Özellikle Bunu zagorla ormanda gezinirken Dinleyebilirsiniz yada kızılmaske ile :)
Kabile müziğinin remix versiyonu :)

Bang La Decks Utopia (Official Audio) (http://www.youtube.com/watch?v=51nafDR-CcY#ws)

Bugünlük son şarkımız :) Çok mükemmel melodisi vardır Öneririm :)

Cristi & Housetwins - Don't Let It Go (Official Video) (http://www.youtube.com/watch?v=ufrtEsDSY5g#ws)

Tekrar tam gaz devam :) İşten geldim ve hemen paylaşmaya geçiyorum Melodisine en bayıldığım şarkılardan biri

Phatjak feat. Drew - Sunshine (Official Video) (http://www.youtube.com/watch?v=-I03pw4fGM4#ws)

Dans etmeyi seven dostlar için geliyor bu şarkı :) Zumbaaa!

Zumba He Zumba Ha - Zumba Fitness (http://www.youtube.com/watch?v=U5gVV2xpHnU#ws)

tekrardan şarkılara devam :) Şöyle eğlenceli bir şarkıyla selam diyelim :)

Contiez Feat. Treyy G - Trumpsta (Djuro Remix) [Safari Music] (http://www.youtube.com/watch?v=0RiQDCWsk-U#ws)

Yeni keşfedip Bağımlısı oldum şiddetle öneririm :)

https://www.youtube.com/watch?v=SCLQy89UAzw#t=42 (https://www.youtube.com/watch?v=SCLQy89UAzw#t=42)

https://www.youtube.com/watch?v=F_rEHfLgdcY (https://www.youtube.com/watch?v=F_rEHfLgdcY)

Guerssen Records adlı bir İspanyol müzik şirketi var. Meraklısı bilir. Bu firma psychedelic rock, progressive rock ve folk rock tarzlarında birçok ülkenin önemli isimlerinin işlerini plak ve cd olarak yeniden basıyor. Bunların arasında bizden de Barış manço, Cem Karaca, Edip Akbayram ve Fikret Kızılok gibi isimler var.  Adamların ayrıca eserlerin ses kalitelerini düzeltip, plak ve cd'ye aktardıklarını da belirtelim.

Bazı görseller:
(https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/v/t1.0-9/s720x720/560118_754022534614105_1034110720_n.jpg?oh=dd555b5e7130e006aec0d88cf65c927b&oe=54913777&__gda__=1419356044_d154d03a8468d88f470b2fbae763a547)

It's been a really exciting week here, with many great new releases reaching us as you know. Another one of them is by one of my favourite artists ever, BARIS MANÇO. We finally have here "Yeni bir gün", his 1979 album; a killer prog-folk album Turkish way.

(https://scontent-b-cdg.xx.fbcdn.net/hphotos-xpa1/v/t1.0-9/s720x720/1456580_752773478072344_1020207674_n.jpg?oh=a9dafcb0b47e578fc11deba77125022e&oe=5492EC06)

(https://scontent-a-cdg.xx.fbcdn.net/hphotos-xfp1/v/t1.0-9/10478019_912302998786057_2342216464002309279_n.jpg?oh=e126e45d947165c00cf18c96f88fa43b&oe=548DD777)

(https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xap1/v/t1.0-9/10609709_935249313158092_9218276893163781413_n.jpg?oh=abf9131f95a3fdfe7ab6d0cf79e8c110&oe=54891D31&__gda__=1418694893_d8b9fa9d1892c9d059513b3cc072edcb)

(https://scontent-b-cdg.xx.fbcdn.net/hphotos-xfp1/t31.0-8/10562677_933087290040961_1052356993053926606_o.jpg)

CEM KARACA's "Nem kaldi" vinyl in stock now! CD comes tomorrow or Monday.

Web siteleri için:
http://www.guerssen.com/

Bak şimdi neler hatırlattın.

Benim aşağıdaki başlıktaki projeyi yeniden canlandırmam lazım ;

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,7859.0.html

http://consequenceofsound.net/2014/09/pink-floyd-reveals-details-of-new-album-the-endless-river/

http://www.pinkfloyd.com/theendlessriver/

Roger Waters ve Rick Wright'sız albüm benim hoşuma gitmiyor açıkçası. Nick Mason da "21. yy'a uygun bir albüm oldu" tarzı bi şey demiş, iyice kıllandım. Bekleyip göreceğiz artık.

Alıntı yapılan: lampard - 23 Eylül, 2014, 21:35:47
Roger Waters ve Rick Wright'sız albüm benim hoşuma gitmiyor açıkçası. Nick Mason da "21. yy'a uygun bir albüm oldu" tarzı bi şey demiş, iyice kıllandım. Bekleyip göreceğiz artık.

Üzülerek katılamıyorum. Roger benim için rock tarihinin en iyi söz yazarlarından biridir. Geldi The Wall gittim harika idi. Ama egosu ve kendini bilmezliği seyirci ile arasına duvar kurması ve seyirciye tükürmesi kadar Floyd'u bitirmiştir. Gilmour ona iki kere suratına çarpar gibi cevap vermiştir. biri division bell öbürü de bu evrende benim için yapılabilecek en iyi konser pulse.

Rick keşke olsa idi ama aşağıda da dinleyeceğiniz promo tanıtımında Rick ruhu geri gelmiştir."The Great Gig in the Sky"  gibi bir şarkıyı anca o yaratabilirdi.

Nick için David'in söylediği sözü her daim söylerim. 'Nick yüzde 90 şansı ile Floyd elemanı olarak kalmıştır'. one of these days performansı iyi olsa da her zaman ortalama bir rock davulcusunu aşamamıştır.

Bu albüm için tek söz söylerim ben onları bu yaşta cesaret edip bir albüm çıkardıkları için zaten kutluyorum. David yıllar önce dedi. Floyd albümü yapmak istemiyorum artık üzerimde büyük yük ve başarılı olamaz isem ona yakışmaz demişti. Rİck ölümü onu etkiledi belli gitmeden bir eser daha bırakmak istedi. Yoksa cesaret edip bu işe girmez.

http://www.rollingstone.com/music/videos/david-gilmour-on-pink-floyd-its-a-shame-but-this-is-the-end-20141009

Alıntı yapılan: hennessy - 09 Ekim, 2014, 21:16:02
Üzülerek katılamıyorum. Roger benim için rock tarihinin en iyi söz yazarlarından biridir. Geldi The Wall gittim harika idi. Ama egosu ve kendini bilmezliği seyirci ile arasına duvar kurması ve seyirciye tükürmesi kadar Floyd'u bitirmiştir. Gilmour ona iki kere suratına çarpar gibi cevap vermiştir. biri division bell öbürü de bu evrende benim için yapılabilecek en iyi konser pulse.

Rick keşke olsa idi ama aşağıda da dinleyeceğiniz promo tanıtımında Rick ruhu geri gelmiştir."The Great Gig in the Sky"  gibi bir şarkıyı anca o yaratabilirdi.

Nick için David'in söylediği sözü her daim söylerim. 'Nick yüzde 90 şansı ile Floyd elemanı olarak kalmıştır'. one of these days performansı iyi olsa da her zaman ortalama bir rock davulcusunu aşamamıştır.

Bu albüm için tek söz söylerim ben onları bu yaşta cesaret edip bir albüm çıkardıkları için zaten kutluyorum. David yıllar önce dedi. Floyd albümü yapmak istemiyorum artık üzerimde büyük yük ve başarılı olamaz isem ona yakışmaz demişti. Rİck ölümü onu etkiledi belli gitmeden bir eser daha bırakmak istedi. Yoksa cesaret edip bu işe girmez.

http://www.rollingstone.com/music/videos/david-gilmour-on-pink-floyd-its-a-shame-but-this-is-the-end-20141009

Nick Mason konusunda katılıyorum tamamen, ben de Ummagumma'nın canlı albümü dışındaki işlerini ortalama olarak görüyorum ve Pink Floyd'a pek yakıştıramıyorum doğrusu.

Ama her ne kadar David Gilmour'u birey olarak daha çok sevsem de bence Pink Floyd'u Pink Floy yapan adam kesinlikle Roger Waters'tır. Sadece söz değil, bütün müziğiyle.

Uzun süre sonra geri dönen bazı efsanelerin tarihi başarısızlıkları yüzünden çekincem var albüm konusunda, ne bileyim Frank Miller'ın The Dark Knight Returns'den sonra gidip The Dark Knight Strikes Again'i gibi mesela. Umarım siz haklı çıkarsınız :)

AC/DC'nin kırkıncı yılı şerefine hazırladığı yeni albümü "Rock or Bust"ın çıkış tarihi netlik kazandı.

Malcolm Young'ın hastalığı sebebiyle gruptan ayrılmasının ardından yeni bir albüm için stüdyoya giren AC/DC, beklenenden çok daha erken olarak yeni albümünü piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Rock or Bust ismiyle piyasaya sürülecek olan yeni albüm 28 Kasım 2014 tarihinde Avustralya'da, 1 Aralık 2014 tarihinde Amerika'da ve son olarak 2 Aralık 2014 tarihinde Avrupa'da piyasaya sürülecek.

AC/DC'nin plak şirketi Columbia Records'tan yapılan açıklamaya göre bu albümde yer alamayan Malcolm Young, bir daha asla gruba geri dönmeyecek. Onun yerine Stevie Young hem kayıtlar hem de turnelerde grubun ritim gitaristi olarak kadroda yer almaya devam edecek. Tüm bunlara ek olarak albümün prodüktör koltuğunda Brendon O'Brien'ın yer aldığı bildirildi.

Daha önce grubun kırkıncı yılı kapsamında büyük bir dünya turnesinin hazırlıklarının başladığını duyurmuştuk fakat Malcolm Young'ın ani ayrılışı sanıyoruz ki bu hazırlıklara da gölge düşürdü. Konuyla ilgili halen yeni bir gelişme yok. Her neyse, büyük bir heyecanla yeni albümün çıkmasını bekliyoruz.

Albümden yayınlanan bir parça. Play Ball
http://www.youtube.com/watch?v=cIE8F_OL_Ds

Alıntı Yap-Ama her ne kadar David Gilmour'u birey olarak daha çok sevsem de bence Pink Floyd'u Pink Floy yapan adam kesinlikle Roger Waters'tır. Sadece söz değil, bütün müziğiyle.

buna sadece aşağıdaki solo ile cevap vereceğim katılmıyorum....



Dediğim gibi Roger Pink için muhteşem bir yazar idi. Ama sound konusunda David'in eline su dökemez. Comfortably Numb solosu yüzünden David ile kapıştı. Şimdi eli mahkum o soloyu attırıyor konserlerinde tuttuğu için

Alıntı Yap-Uzun süre sonra geri dönen bazı efsanelerin tarihi başarısızlıkları yüzünden çekincem var albüm konusunda

Yukarıda dediğim gibi David zaten bunu seneler önce dedi. Bu bize veda albümü olarak göreceksiniz.

Yeni şarkı güzel fakat albümdeki şarkıların çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Malcolm Young'un hastalığını burada öğrendim. Hastalığı nedir? :(

Alıntı yapılan: Neco - 10 Ekim, 2014, 20:58:56
Yeni şarkı güzel fakat albümdeki şarkıların çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Malcolm Young'un hastalığını burada öğrendim. Hastalığı nedir? :(

Bazı siteler bunama diyor, bazıları felç ama bence büyük ihtimal bunadı çünkü çok alkol kullanıyordu.
Edit: Ailesi bunadığını doğrulamış.

Çok içmemek lazım demek ki :( Eksikliğini hissedilir tabii ki ama grubun dağılmaması iyi olmuş.

Alıntı yapılan: Neco - 11 Ekim, 2014, 19:19:26
Çok içmemek lazım demek ki :( Eksikliğini hissedilir tabii ki ama grubun dağılmaması iyi olmuş.

Malcolm yerine Stevie Young geldi. En azından akrabalar.

Çıkmadan Türkiye ye gelmiş çıksa da benim eve gelse...

(http://i.hizliresim.com/m89PlV.jpg) (http://hizliresim.com/m89PlV)

Çocukluğumdan beri dinlediğim grup. Beni hiç bir müzik grubu etkilemedi onlar kadar. Kulaklığımdan hiç bir zaman eksik olmayan tek gruplardı. Ve belki Floyd eski Floyd değil kim eskisi gibi ki. Benim hayatıma damga vurdular ve veda ediyorlar. Rick gitti. Roger yok. Ama David ve Mason sahnede bana son kez veda etmek için çıktılar. Size Floyd albümü vermek değildi amacımız size veda etmekti dediler.İyi ki vardın Pink ve son nefesime kadar her zaman kulaklığımdan ayırmayacağım sizler..

Play Ball adlı şarkının yeni yayınlanan klibi.
http://www.youtube.com/watch?v=TT8e7i0ccLQ

Audio CD
The Vikings II - Original Motion Picture Soundtrack
Trevor Morris
Sony Music /



Bu cd yi dinleyen var mı almayı düşünüyorum yorumlarınız


 



Dizi tutkunlarının gözdesi son yılların en sevilen Tv serilerinden The Vikings'in ikinci sezon müziklerinden oluşan albüm müzikseverler ile buluşuyor!

Senaryosu, görsel efektleri, kurgusu ve en çok da müzikleri ile beğenilen ve dünyada en fazla takipçisi olan Tv serilerinden biri olan "The Vikings"in geçtiğimiz aylarda 2. sezonu yayınlandı. 3. sezonu da yakında hayranlarının karşısına çıkacak

Takipçilerinin merakla yeni sezonunu beklediği dizinin, çok sevilen müzikleri, birer Tv efsanesi olmuş "The Tudors" ve "The Borgias" dizilerinin de müziklerine imza atan Emmy ödüllü Kanadalı şarkı yazarı ve prodüktör Trevor Morris tarafından yapıldı.


Albüm içeriği
War Is Coming 
Battle Of Brothers 
Bjorn's Choice 
Vikings Return Home 
Rollo's Trial 
Ragnar Says Goodbye To Gyda 
Rollo Tries To Regain Ragnar's Trust 
Vikings Attacked 
Jarl Borg Attacks Kattegat 
Ragnar Reunites With Family 
Ragnar, Bjorn Sneak Into Kattegat 
Battle For Kattegat 
Jarl Borg And Ragnar Make Peace 
Aslaug In Pain 
Ragnar Describes The Blood Eagle 
Ragnar Meets Ingstad 
Aslaug Gives Birth 
Athelwulf Is Ambushed 
Athelstan Translates Scrolls 
Vikings Retreat 
Vikings Mourn Their Dead 
Porunn's Metaphorical Swim 
Horik Propositions Floki 
Horik Asks Floki To Kill 
Horik Watches Game 
Feeding Rollo Poison Mushrooms 
Erlendur Shown Sword Of Kings 
Horik's Forces Attack 
Killing Horik - King Ragn

hiç kimse dinlemedi mi :'(

Alıntı yapılan: doktor1881 - 05 Aralık, 2014, 22:39:12
hiç kimse dinlemedi mi :'(

Ben dinlemedim  8)

Müzik, acayip şahsi bir olaydır, ne desek?

Ben beğenmedim. Eğer, mutlaka soundtrack alacaksanız:

1- breaking bad,

2- interstellar,

3- guardian of galaxy, awesome mix 1,

4- rocky the musical'ı tavsiye ederim.

Gece kitap okurken biraz rahatlıyım diyorsanız, moby nin, destroyed'u da çok iyi gidiyor.

Çok sevdiğim bir sesi daha kaybettim şu an şok oldum.....

http://www.cnnturk.com/haber/dunya/unlu-sarkici-joe-cocker-hayatini-kaybetti

ruhu şad olsun..

Allah rahmet eylesin :'(

Ardında iz bırakıp göçenlerden oldu, ışıklar içinde uyusun...

Çocukluğumda ilk bildiğim yabancı şarkı olan "Unchain My Heart" coverıyla benim için de unutulmaz solistlerden biridir. Toprağı bol olsun.

İşte geldik ve gidiyoruz rahat uyu usta

kulaklardan yüreklere geçmiş anılar,hoşçakal usta..

http://plakisohbetler.blogspot.com.tr

Plaki Sohbetler geri dönüyor TRT radyo çok yakında................

İlk iki program Pink Floyd ayrıldı. 2010 olduğu gibi tekrar Floyd hakkında yayına bağlanıp sohbet edeceğim.......................

(http://i.hizliresim.com/aMm3gg.jpg) (http://hizliresim.com/aMm3gg)

Dokuzuncu Senfoni, insan sesinin Kullanıldığı ilk senfonidir. Ludwig van Beethoven bunu icra eder iken sağırdı. Sadece sonunu izleyip bir dehanın nasıl olduğunu görün...... İyi ki vardın maestro.....

https://www.youtube.com/watch?v=Xkj0TeZeZuo&feature=share

Ludwig van Beethoven (d. 17 Aralık 1770, Bonn - ö. 26 Mart 1827, Viyana), Alman klasik müzik bestecisi. Kendisi Viyana Klasiği denilen türün temsilcilerindendir. Çalışmalarıyla Romantizm müziğinin yolunu açmıştır.

Ailede müzikle ilgilenen ilk kişi kendisiyle aynı isimde olan dede Ludwig van Beethoven'dır. Dede Ludwig van Beethoven opera sanatçısıdır ve Bonn'da aynı zamanda orkestra şefliği de yapmıştır. Ludwig van Beethoven'ın babası da müzikle ilgilenmiş ve aynı orkestrada tenor olarak çalışmıştır. Aynı zamanda müzik öğretmeni olarak dersler de vermekteydi. 12 Kasım 1767'de  Maria Magdalena Leym ile evlenmiştir. Bu evlilkten olan 7 çocuğun 4'ü bebeklik dönemindeki hastalıkları atlatamamış ve sadece 3'ü (Ludwig, Kaspar Karl ve Nikolaus Johann) hayatta kalmışlardır. Babasının Beethoven'a piyano eğitiminde çok sert ve acımasız davrandığı bilinir. Beethoven, küçük yaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için kilisede piyano çalarak çalışmaya başlamıştır.

1787 yılında Mozart'la çalışmak umuduyla Viyana'ya gitti. Mozart ile bir süre çalışma fırsatı bulsa da annesinin hastalığı nedeniyle Bonn'a döndü. Annesinin ölümünden sonra 1792'de Viyana'ya geri döndüğünde Mozart'ın ölmüş olduğunu öğrendi.

1792 yılında Viyana'ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn'ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven'ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkiledi.

Beethoven'ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera, Fidelio, bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 3. senfonisini, Eroica olarak da bilinir, Napolyon'a Avrupa'ya demokrasi getirdiği için adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.

Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart'tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu. Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemini başlatmıştır.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801'de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817'de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.

1827 yılında 56 yaşındayken dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle vefat etmiştir ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.

https://www.youtube.com/watch?v=bhbi8GSsqrU
Marcus Miller - Moonlight Sonata (Live)

http://www.biletix.com/etkinlik/TLEKB/ISTANBUL/tr

Galidor gelmez isen kızarım o kadar.....................

https://www.youtube.com/watch?v=yqKrrGAqGn4

2007'de Parkorman'da veda turuna gitmiştim.

2012'de Küçükçiftlikpark'ta emeklilik konserlerine gitmiştik.

2016'da da 50. sene diyorlar. Daha da gelmem Scorpions'a... :D

Let me take you far away
You'd like a holiday...

Gidilir yav :)

Unutulmaz şarkıyı, unutulmayacak bir şarkıcı söylüyor. Billy Joel'den Just the way you are... Olduğun gibi görün, tavrını değiştirerek beni memnun etmeye çalışma.

https://youtu.be/tJWM5FmZyqU

"Bütün yapraklar kahverengi ve gökyüzü gri" diye başlar The Mamas & The Papas grubunun söylediği bu güzel şarkı.

https://youtu.be/N-aK6JnyFmk

Alıntı yapılan: Levent Suberk - 15 Haziran, 2017, 21:48:09
"Bütün yapraklar kahverengi ve gökyüzü gri" diye başlar The Mamas & The Papas grubunun söylediği bu güzel şarkı.

https://youtu.be/N-aK6JnyFmk

güzel şarkı