Altın Madalyon

Prestij Yayın frankofonlara ve Yves Swolfs'a devam ediyor.

Durango'dan sonra Swolfs'un başka bir eserinin de telifini almışlar, LEGENDE (Efsane)

Avrupa'da şu ana kadar sadece 5 sayı yayınlandı. İsimlerini ben google çeviri ile çevirdim, hata var ise kabul etmem.  :)

1. sayı (Mayıs 2003) - Kurt Çocuklar

(http://fildediane.files.wordpress.com/2010/06/legende-1.gif)

2. sayı (Aralık 2004) - Derin Ormanlar

(http://www.decitre.fr/gi/22/9782845657922FS.gif)

3. sayı (Nisan 2006) - Büyük Sürek Avı

(http://ecx.images-amazon.com/images/I/51BC7BZDH3L._SL500_.jpg)

4. sayı (Ekim 2008) - Rüyaların Ustası

(http://photos.froggytest.com/d/39207-2/Legende+tome+4.jpg)

5. sayı (Şubat 2011) - Yüksek Arazi

(http://ecx.images-amazon.com/images/I/61wM9o1GwXL.jpg)

Kapaklar süper abi.Tam kapak olmuş.Peki iç çizimler nasıl acaba?Konu nası translate fransızcanla bir baksana abi?

15. yüzyılın başlarında Avrupada geçen bir ihanet, entrika hikayesi gibi anladım.

Sanki fantastik unsurlarda yer alacak gibi.

bkz. Rüyaların Ustası

Konuyu okuyunca aklıma geldi. Bir ara tarihi çizgi romanlarımızla ilgili tartışmalar vardı. Tarihi konuların dışına çıkamıyoruz, nedir bunlar terkedilmeli artık filan diye. Konu, tarihi konuların dışına çıkamamak değil yeni ve çağdaş çizgi roman eserleri yaratılamamasıydı aslında. Ancak hiç bir gerekçe tarihi konulu çizgi romanların modası geçmiş ve artık üretilmemesi gerektiğini açıklayamaz. Bakın Avrupa çizgi romanlarına, hala dünya kadar tarihi konulu çizgi roman üretiyorlar. Fantastik ögeler katıyorlar, geliştiriyorlar. Doğan Kardeş'te bir dolu örneğini gördük, yaşadık. Marvel karakterleri bile tarihi kişiliklere dönüştürüldü.

Tarihi konulu çizgi romanların modası asla geçmez. Elimizdeki en kıymetli çizgi romanlarımızın hala tarihi konulu olmalarıda bunun en iyi kanıtıdır.

Selamlar
Lami

Valla Lami abi Tarkan'ı siz çok beğeniryosunuz.Ama şimdi sası geliyor insanlara.Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Alıntı yapılan: gunessemerci - 30 Mart, 2011, 11:29:51
Valla Lami abi Tarkan'ı siz çok beğeniryosunuz.Ama şimdi sası geliyor  insanlara.Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Ne geliyo, ne geliyo?..  ??? sası ne dimek ya?...

Selamlar
Lami

Ha ha ha

Güneş'in yazdıklarından bende hiçbirşey anlamadım.

Aman karışma dedim kendime, Lami anlamıştır dedim.  :)

Sası bizim oralarda-Manisa civarında- üzümlerin tadı güzel olmadığında söylenir.Yavan tadsız manasında  ;D

Alıntı yapılan: gunessemerci - 30 Mart, 2011, 11:29:51
Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Zagor'un Kandraks ile 3 macerası var zaten. bkz.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1040.msg1298.html#msg1298

Güneş, konudan sapmayalım 

Bazıları "sası" sever Güneş'im. Sevmeyenlerin alamadığı tadı alırlar.

Selamlar
Lami

Tarkan'a sası (yavan) diyenin kellesi tiz vurula. Herkes beğenmek zorunda değil ama Tarkan benim için vazgeçilmez. Hatta lezzetlerin en güzeli.

Bu arada konuyu dağıtmadan kapakları çok beğendiğimi de ilave edeyim.

Tarkan elbet güzeldir.Karağolan,Yüzbaşı Volkan...Ama Türk çizgiromanlarının en büyük sıkıntısı bence zaman içinde sasılaşması.Yani sasılaşmasa bir Zagor bir Teks gibi neden olamadı?

Bizim yazarlık kısmında büyük sıkıntımız var.Bakın dediğim çrlere bir nokatadan sonra çıkmaza girerek sasılaşıyorlar.Biz sevenleri sevmeye devam ediyoruz ama diğer kesim yenilik arayışında olduğundan uzaklaşıyor.

İşte bence bu yüzden Tarkan ve diğerleri sası.Yoksa karaktere ve güzel çizimlere laf yok.Senaryo kısmındaki kısırlığa lafım sadece.

İç Sayfalar

(http://www.lambiek.net/artists/s/swolfs_y/swolfs_y_legende) (http://www.sceneario.com/Planche_bd_3424_LEGENDE.jpg)

Ben bu detaycı çizimleri çok seviyorum.Franız ekolünün güzelliğide burada bence.Aslında ekollere bakıldığında diğerlerinden daha güzel görünüyor göze.Amerikan çizgi romanının grafik tarzı güzel olmasına karşın,bazen reklam afişi okuyormuş hissi uyandırıyor insana.

İtalyan ekolünde de en büyük sıkıntı bence renkten uzak kalmaya çalışması.Zaten renkli 100. sayılarda da renkle ilgili sıkıntılar göze hemen çarpıyor.Renkten bu kadar uzak kalan ekol,kendi renklendirme sitilini yaratamamış görünüyor.

Amerikan ekolünde renklendirme çok güzel olmasına karşın dediğim gibi sanki biraz havada kalıyor.Fransız renklendirmelerinde yaprakların tonlamaları dahi göze çarpıyor.

Ülkemiz çizgi romanının bir ekolü olmadığı ortada.Zaten yeni çizim denemeleri de oldukça az.Bizim en çok etkilendiğimiz ekol ister istemez İtalyan ekolü.Renklerden uzak,taramalarla verilemeye çalışılan bir derinlik anlayışı hakim.

Bu kuralın dışında kalan vede göze çarpan Çapa Grubu.Çapa açık açık Amerikan ekolünün etkisinde olduğunu bize gösteriyor.Renklendirmeli son çalışmasını okumadığımdan bir yorum yapmam doğru olmaz ama Amerikan renklendirmenin etkisinde olduğundan eminim.

Bence Türk çizgi romanı ekollerin içinde daha çok Fransız ekolüne yakınlaşmalı.Renklerden fazla uzaklaşmamalıyız.Conan gibi mükemmel konulu ve çizimli bir karakter dizayn edebilirsek o zaman itirazım olmaz.Onun gibi enfes tarama ve çizimlere kimin itirazı olabilir ki?

Birde bence kitap boyutunda sıkıntımız var.İtalyan ekolünün diğer handikapı da kitabın küçük olması.Fransız ve Amerikan ekolündeki gibi büyük boyutta yapılmayan basım,detayların kaybolmasına neden oluyor.Çizer daha ziyede kontur çizimlere odaklanıyor.Fraznsız ekolünde yan çizimler de öndeki çizimler kadar mükemmeldir.Bu yüzden yeni nesil çizgi romanlarımızın Fransız ve Amerikan ekolünün sentezi olması gerektiğini düşünüyorum.İtalyan ekolününde yazınsal kısmının bizi etkileyeceği zaten ortada.

Bence sası çizgi romanlardan kurtulabilmenin yolu,kendi yolumuzu en güzel şekilde bulmak.Diğer ekolleri reddetmeden kendi yazım ve çizim sentezimize ulaşmaktan geçiyor.

Saygılar...

Sayın gunessemerci, Türkiye'de uzun zaman sadece EsseGesse ve Bonelli yayınlandığı için bu düşünceye kapıldığınızı düşünüyorum. Oysa, İtalyan ekolünü renk anlamında eleştirirken Serpieri, Manara gibi ustaları da göz önüne almak lazım. ;)

Bunun yanı sıra Fransız ekolü hakkındaki fikirlerinize de can-ı gönülden katılıyorum. Jean Giraud, Mezeries, Enki Bilal ilk aklıma gelen üstadlar. Pek bilinmeyen, ama benim çok çok sevdiğim Vincent Dutrait' in örneklerini de incelemenizi tavsiye ederim. Kendisi Güney Kore' de ikamet eden bir Fransız. Şu aralar ağırlıklı olarak illüstrasyon yapmakla beraber, çok kaliteli çizgi romanları da mevcut. Akriliği en iyi kullanan sanatçılardan bir tanesidir.

http://www.vincentdutrait.com/

Asında dediğiniz ustalara baktığımızda-bence özellikle Manara- fransız ekolünden etkilenmiş görünüyor.İtalyan çizimlerden ziyede ilk okuyan insana Fransız etkisini yaşatıyor.Birde gözlemlerim Bonelli ve EsseGesse ile sınırlı dediğiniz gibi.Bunun da nedeni açık.Normal Bonelli'leri bile okuyamıyorken diğerlerini okumamız hayal gibi görünüyor.

İtalyan ekolünden etkilenen çizerlerimiz sonuçta ülkemize gelenlerden etkileniyorçİtalyancası olanlar zaten bence buradaki işkenceye katlanmazlar.Gider orjinalinden okurlar.

Bu husular göz önünde alındığında bence Franzsılaşalım  ;D

Bizim çizgi romanlarda yazan da çizen de aynı kişiler. Tarkan, Karaoğlan, Tolga, Yüzbaşı Volkan ve hatta Venüs... Bu eserleri bizlere kazandıran ustalar zaten verebileceklerini verdiler. Çizgi roman diye bir sektörün (belki yerli çizgi roman sektörü demek daha doğru olacaktır) olmayışı onların peşinden gidecek olanların yetişmesine engel oldu. Yeni şeyler üretilmeyince de yeni neslin ilgi alanları farklı yönlere kaydı (bkz. mizah dergileri birer okul gibi çalışarak yeni yeteneklerle gayet güzel yollarına devam ediyorlar). Yabancı kahramanlara bakarsak dönem içerisinde onları yenileyecek yazar ve çizer kadrolarının sürekli yenilenme içinde olduğu, çoğaldığı gerçeğini gözardı etmememiz gerekir. Atalarımız boşuna dememiş " bir elin nesi, iki elin sesi"...

Asıl başlığımıza dönecek olursak; kapaklar çok güzeller. Özellikle 3. sayının kapağı şahane. En kısa sürede yayınlansın bizlerde alıp okuyalım inşallah. 

"El Turco" nun oluşabilmesi için sanatçıların ve yayıncıların bu işten para kazanıyor lazım. Gırgır çizerleri holding genel müdürü kadar para kazanıyorlardı ve bu dergide bir çok değerli çizgici yetişti. Kaldı ki, bırakın çizgi romanı, gazete bile okumayan bir milletiz. Bence çizerlerin kendilerini burada bir müddet sınadıktan sonra yurt dışı pazarına açılmaları lazım. Bu bağlantıları da tek başlarına yapmaları mümkün değil, dolayısıyla bu iş için yine yayınevlerinin aracı olup, bu gençleri Avrupa' ya, Amerika' ya pazarlaması gerekir diye düşünüyorum. Yoksa yetenekli Türk genci kirasını, faturasını vs nasıl ödesin? ;)

Fransız-Belçika ekolü yayınlamak bu ülkede cesaret ister. Bu açıdan Prestij yayınları alkışı hak ediyor. Yalnız onlar nezdinde bir eleştirim olacak. Mesela madem Durango'yu yayınlıyorlar, niçin bunun hakkındaki bilgileri derleyip benim bildiğim sadece 4 tane olan çizgiroman forumunda duyurmuyorlar? Niçin insanların meraklarını kabartacak grafikler hazırlayıp dağıtmıyorlar? Ne bileyim bir forumda bir yarışma düzenleyip neden ürünlerinin tanıtımını yapmıyorlar? Günümüzde bunlar hiçte zor değil. Bu dediğim tüm yayınevleri için geçerli aslında. Eski usul pazarlama tekniklerinin de aşılması gerektiğini düşünüyorum. Yetersiz tanıtım sonucu işler kötü giderse bu ekolün Türkiye'de yayınlanmasını kötü etkileyecektir bence.

Alıntı YapBakın Avrupa çizgi romanlarına, hala dünya kadar tarihi konulu çizgi roman üretiyorlar.

Bu kıyasa katılmıyorum. Tamam Fransa'da yığınla tarihi konulu çizgiroman çıkıyor ama bunlardan çok daha fazla sayıda güncel, özgün, eli-kılıçlı olmayan çizgiromanlar da üretiliyor. Tarihi olanlarda bunların arasında ayrı bir tad olarak kalıyor. Oysa bizde neredeyse tüm üretim eli-kılıçlılar üzerine kurulu ve onların da çoğu 30-40 yıl öncesinin kahramanları. Bu duruma şöyle bir örnek verebiliriz: Bir masada her gün etlisinden sütlüsüne her çeşit yemek sergileniyor. Diğerinde ise sürekli makarna veriliyor. Artık makarna istemiyoruz deyince verilen cevap "ama bakın onların sofrasında da hala makarna var" şeklinde oluyor. Bizim dileğimiz onların sofrasındaki diğer tadların da masamızda yer bulması.

Konu hakkaten başlığın dığına taştı ama önemli.
Hatıraları günümüze uzanabilmiş en popüler iki çizgi romandan Karaoğlan'ın(diğeri Volkan) yaratıcısı Suat yalaz önemli ölçüde Hal Foster'dan etkilenmiştir. Tarkan derseniz fransız etkileri baskın olsa da kendine has bir üslubu vardır ve bence-biraz abartalım-benzersizdir. Diğerlerinden Malkoçoğlu, Alpago, Tolga, Kara Murat vs vs... her ne kadar İtalyan ekolünü andırıyorsa da aslında dönemin moda çizgilerine sahiptirler. Bu moda çizgiler ABD, Avurpa ve diğer ülkelerde de benzerdir. Eski dönem DC marvel çizgilerine bakın, İtalyanlar çizmiş zannedersiniz. Bana göre öne çıkmış Türk eserleri kendi tarzlarını yaratabilmişlerdir. Belli bir esinlenme sözkonusu olsa da giderek bize özgü bir havaya sahip olmuşlardır. Tek istisna Ali Recan ürünlerinde görülen bariz Frankofon etkileri ve hatta birebir uyarlamalarıdır. Aslan Şükür'ün kapak illüstrasyonlarının bir benzerini dünya literatüründe görmedim ben. Adam tek başına ekol yaratmıştır. Bunları gözden kaçırmayalım.

Bütün bunlar 40-50 yıl öncesinde başlayan ve 20 küsur yıl sürüp sona ermiş bir dönemin betimlemeleridir. Sonrasında bir şey çıkmamış ortaya. O nedenle bu eserleri kendi dönemleriyle sorgulamak lazım. o dönemleri gözönüne alınca da öyle İtalyan mitalyan değil mis gibi bir Türk ekolünden söz edebiliriz. Devam edememişiz o başka tabii. Biz okuyucu zevki olarak baskın İtlayanlardan esinlenmiş bir grubuz eser üreticileri olarak değil(o dönemleri yaşaıyopta İtalyanlardan etkilenmeyen Avrupa ülkeside yoktur aslında). Günümüz tek tük eser yaratıcılarına baktığınızda da maalesef Leman ekolünden çokça etkilenme göze çarpyıor. Bana da bu tarz sası geliyor ve bu tür çizimler bana çizgi roman gibi gelmiyor.

Selamlar
Lami   

Arkadaşlar Frankofonun yeri ayrıdır, Fumettinin yeri ayrıdır, Comicsin yeri ayrıdır.

Frankofonlarda yayın periyodu belli değildir, en iyi ihtimalle yılda 1 albüm.

Eee, haliyle güzel olur tabii. Sen 48 sayfa için 1-2 yıl çalış.

Ama bunu beklemeye tahammülümüz var mı bizim ? Biz aylık yayın istiyoruz değil mi ?

(Bakın Legende'ye 8 yılda 5 albüm)

Ben hepsini seviyorum,

Konumuza dönersek  :)

İlhan'ın toplantıda bize aktardıkları:

Prestij Yayın olarak frankofonlara yöneleceğini söyledi.

Durango bu hafta satışa  çıkacak, herşey yolunda giderse Legende'ye sıra gelecek.

Ama şu an için belirlenmiş bir yayın tarihi yok.

Alıntı yapılan: peyami - 30 Mart, 2011, 13:48:03

Alıntı YapBakın Avrupa çizgi romanlarına, hala dünya kadar tarihi konulu çizgi roman üretiyorlar.

Bu kıyasa katılmıyorum. Tamam Fransa'da yığınla tarihi konulu çizgiroman çıkıyor ama bunlardan çok daha fazla sayıda güncel, özgün, eli-kılıçlı olmayan çizgiromanlar da üretiliyor. Tarihi olanlarda bunların arasında ayrı bir tad olarak kalıyor. Oysa bizde neredeyse tüm üretim eli-kılıçlılar üzerine kurulu ve onların da çoğu 30-40 yıl öncesinin kahramanları. Bu duruma şöyle bir örnek verebiliriz: Bir masada her gün etlisinden sütlüsüne her çeşit yemek sergileniyor. Diğerinde ise sürekli makarna veriliyor. Artık makarna istemiyoruz deyince verilen cevap "ama bakın onların sofrasında da hala makarna var" şeklinde oluyor. Bizim dileğimiz onların sofrasındaki diğer tadların da masamızda yer bulması.

Ben de tam tersine bu fikre katılmıyorum. Bir önceki mesajım da dikkatle okunursa bu tür eserlerin 40-50 yıl önce başlayıp 20 yıl öncesinde bittiğini belirttim. Dönemiyle değerlendirilmeli. Bizde günümüzde popüler eli klıçlı çizgi roman yayınlanmıyor. Ya da yayınlanıyor da benim haberim yok. Ha kasdedilen kitap fuarında satılan iki adet çizgi romansa onlar da çok eski örneklerin yeniden basımıydı, yeni üretim değildi. Kaldıki tarihi konulu çizgi romanlar basılmayacak diye bir kural yok. Bizde de hala yapılabilir, çokda güzel olur. Şimdi aklıma geldi Hipnoz son sayılarda bir örnek denemesi var ve tadından yenmez bir şey.

Fransadaki çizgi roman piyasasını iyi bilirim. Tarihi konuların dışında bilim kurgusundan erotik olanına, politik olanından polisiyesine kadar hakikaten dünya kadar tür vardır. Ama klasikleri ve tarihi konulu çizgi eserlerini tekrar tekrar öyle çok basıyorlarki vitrinlerde ister istemez bunlar ön planda kalıyor. Sofralarının makarnası değil "bifteği" durumunda bu tür eserler. Blueberry'nin yeni bir sayısının çıktığı gün Bordeaux'daydım. Caddelere boydan boya afiş asmışlardı ağzım açık kalmıştı.

Arkadaşlar,
Bu yanıtımla bu konunun "uzantısını" izninizle kapatıyorum akadaşlar, çünkü konu ekol tartışması gibi algılaınp o minvale çekilmeye başlandı ki bu forumumuzda yasaktır. Lütfen artık başlık harici mesaj yazmayalım. 

Selamlar
Lami

Bence çizgiromanları İtalyan gibi yazıp, Fransız gibi çizip, Amerikalı gibi satın alıp Türk gibi okumalıyız :D

   Bence iyi bir çizgi romanın Amerikanı, İtalyanı, Avrupa'sı, Türk'ü olmaz. İyi çizgi roman kendini okutur.
   Sevgili Lami'nin de dediği gibi bu konuyu uzatmanın yararı yok. Bence de Legend'a yazık etmeyelim ve konunun başlığında devam edelim.

İlk olarak Doğan Kardeş dergisinde yayınlanan Gecelerin Avcısı adlı öyküyle birlikte Türk okurlarıyla buluşan Yves Swolfs'un, Durango'dan sonra, hikayesi ve çizimi kendisine ait olan bir diğer şaheseri Legende yakında sizlerle. Gerek çizimleri, gerek renklendirmesi, gerekse okuyucuyu içine çeken hikayesiyle, ortaçağ'dan günümüze uzanan yeni bir "Efsane" doğuyor.

Çizimler gerçekten muhteşem.

Ne zaman baskıya giriyor ?

Paylaşımımızdaki örnek çizimlerini beğendiğim ve konu olarak gerçekten ilgi çekici görünen, bu yayını merak ile bekliyoruz.
Verdiğiniz linklerde sanırım bir sorun mevcut. 4 adet x işaretli kutuyu açabilirsek sanırım, bir parça daha itki yaratabilirsiniz.  8)

Ben resimleri görüyorum.

Üzerine tıklayınca büyük resimler geliyor.

Sevgili Hasan, diğer arkadaşlar görebiliyormu bilmiyorum ama sana kıyak yapıyorlar sanırım. Ben kutuları tıklayınca büyük birer boş kare geliyor.  :)

Resimleri göremeyen arkadaşlar için doğrudan linklerini veriyorum.

http://postimage.org/image/1xq8kq1ic/
http://postimage.org/image/1xqa89e04/
http://postimage.org/image/1xqbvsqhw/
http://postimage.org/image/1xqdjc2zo/

@hanac
Dizgi işlemi bitti ancak baskı için düşündüğümüz bazı şeyler var. O yüzden şu an için net bir tarih veremeyeceğim. Ancak Legende'nin ilk albümü Haziran ayı içerisinde sizlerle olacak, buna emin olabilirsiniz.

Haziran ay ı içerisinde yayınlanacak olması çok güzel bir haber. Legende ile ilgili bu düşünceleriniz içinde, umarım Durango gibi kabartmalı güzel bir kapak yapmakta vardır.  :)

Linkleri denedim sonuç aynı, acaba bilgisayar ayarları ile ilgili bir sorunmu var. Arkadaşlar siz linkleri görüntüleyebiliyormusunuz.  ???

Resimlerde sorun yok. Legende'i konu ve çizimleri itibari ile daha çok seveceğim galiba. Keşke Durango'da yaptığınız gibi 2 sayı birden çıkarıp bizlere sürpriz yapsanız. Şahane olurdu  ;D

Nedendir bilmem ben resimleri göremedim. Legende, beklediğim önemli yayınlardan biri benim benim için. Umarım bu zevki yaşamak için çok da fazla beklemeyiz. Ben de Durango'daki gibi kabartma kapak istiyorum :)

Resimleri ben de göremiyorum. Hem evden, hem işten iki ayrı bilgisayarla baktım sonuç olumsuz.

Resimleri göremeyen arkadaşlar için.

[IMG]http://www.hizliupload.com/img/63479764940428769418.jpg[/img]
[IMG]http://www.hizliupload.com/img/93082064049673849296.jpg[/img]
[IMG]http://www.hizliupload.com/img/47157964567049793519.jpg[/img]
[IMG]http://www.hizliupload.com/img/52470281971302678390.jpg[/img]

Buradan görüldüğü kadarıyla Thorgal'in aksiyon sahneleri Legende'ye göre birkaç gömlek daha üstün. Conan'ı karşılaştırmıyorum bile.

Ben işyerindeki sabit bilgisayarımdan resimleri göremedim. Sonra laptoptan açtığımda görüntüleri açabildim. Bilgisayar ayarları ile ilgili bir sorun olmalı diye düşünüyorum.
Thorgal veya başka kitaplar ile bu kitabı veya diğer kitapları kıyaslamayı doğru bulmuyorum. Kaldıki çoğu arkadaşımız bu kitabı çizimlerinden dolayı beğendi.  :)
Her kitabı, hatta her macerayı kendi içinde edisyon, çizim ve hikayesi ile değerlendirmek gerekir. Aksiyon sahnesini beğenmediğimiz bir kitabın, diğer yönleri, hikayesi çok iyi olabilir. Örneğin karakterler veya sahnelerinin çizimi mükemmel olabilir. Bunun örneklerini daha önce çok gördük. Aynı çizer diğer aksiyon sahnesini çok iyi çizebilir.
Veya bir sonraki macera farklı bir yazar-çizer kadrosu ile çok değişik şekillerde çizilebilir.

Öncelikle resimleri göremeyen arkadaşlarımız için farklı bağlantılar verelim. Hâlâ göremiyorsanız, ya internet ayarlarınızda ya da AdBlock tarzı eklentiler kullanıyorsanız, onlardan kaynaklanan bir sorun olabilir.


Gelelim diğer meseleye. Thorgal ve Legende birer atlet olabilir ama diyelim ki biri uzun mesafe koşucusu, diğeri de sprinter. Bunları aynı kulvarda koşturmak ikisine de haksızlık olur. Thorgal, Vikingleri arkasına alan ve o çağın gereklerini (ki buna savaş, aksiyon sahneleri de dahil) sunan bir çizgi roman. Legende aksiyondan çok, hikayesiyle ön plana çıkan bir seri. Mesela 4. sayıda, burada gördüğünüz ilk karelere bağlanıyor hikaye. Ama bu adım adım gerçekleşiyor. Arada pek çok entrika, mücadele, çekişme vs. dönüyor.

Sanırım Legende'yi anlatmak için en iyi örnek, bu albümü çıkaracak kişi olan İlhan abi'den olur. (Tabii onun da affına sığınarak)  :) İlhan abi hikayeyi ilk okuduğunda, hep bir sonraki sayfayı merak ederek ve giderek artan bir ilgiyle okudu. Hatta bazı yerlerde çeşitli tahminlerde bulunmaya çalıştı. Ancak sürprizi bozmamak için ser verip sır vermedim tabii ki.  ;D Kaldı ki, bir de bunun devamı var. O yüzden, doğrudan başka bir çizgi romanla kıyaslamak yerine her çizgi romanı tek başına ele almak daha doğru olur kanaatindeyim.

Sevgili arkadaşlar, haziran geçeli çok oldu biz hala beklemedeyiz. Çaldınız ağızlara bir parmak bal sonrası gelmedi ::)

ah ah hem efsane hem durango iyice artık beklemekten çöllerde susuz kaldık :) sanırım durango ağustos ta çıkacakmış ya efsane bu çizimlerden ne zaman mahrum kalmaktan kurtulacağız sevgili Hipnoz :)

Yahu hakikaten nerede kaldı bu Legende. Çıktı da bizim mi haberimiz olmadı yoksa...

Hadi bu kadar beklettiniz madem, Durango'da yaptığınız gibi çiftli basın affettirin kendinizi ;D

   Adı gibi efsane olmasın da.  ;)

Alıntı yapılan: rumar80 - 23 Temmuz, 2011, 23:01:25
   Adı gibi efsane olmasın da.  ;)

Hahaha... İyi espriyi her zaman takdir etmişimdir Rıza abim.

Sevgili İlhan yine 2.cilt birden hazırlıyor olmasın sakın.  ;)

Alıntı yapılan: darkwood - 23 Temmuz, 2011, 23:30:52
Sevgili İlhan yine 2.cilt birden hazırlıyor olmasın sakın.  ;)

Bana da öyle yapacak gibi geliyor. İlhan abimizin şanına da o yakışır zaten.

İlhan Bey, şu fuar bir an önce başlasa diyorum :)

İyi güzelde fuar la ne alakası var,3-4 ü çıkaracak fuarda 5-6 çıkardı ,aylar oldu Demirbaş yayıncılık kötü örnek oldu,dediği gibi nefis kapaklı çıkardılar ama hala ne saklama kabı  var ne kendisi,kaç ay oldu unuttum,eh!!! bide legandadan sonra çıkarsa valla burdan veryansın edecem,bu rötar moda oldu ya....güvensizlik yaratıyor.

Hadi bakalım, hayırlı olsun.

İnşallah başarılı olursunuz.

Güzel bir seri olduğu ortada; ama keşke önce Durango'yu tamamlasaydınız. Hayırlısı olsun bakalım...

orjinalini görmüştüm çizimlere hayran olmuştum artık kendi dilimde okuma fırsatımda olacak tekrar teşekkürler arkadaşlar

sevgili hipnoz'a bir sorum olacak sert kapakmı olacak efsane?

Kapak ve çizimlerini beğendiğimiz bu kitabın satışa çıkmasını bekliyorduk, bu güzel haber için teşekkürler.

Uzun zamandır beklediğimiz efsaneye kavuşacağız demek ki. 8)

İlhan'la en son İlyas'ın açılışında konuşmuştuk uzun süreli bir muhabbetten sonra ne oldu Durango'lar dedim,yakında hazırlanıyor ama kararsızım yine 2 sayımı çıkarayım diye demişti.Bende insanlar çok bekledi Durango'yu Bir sayı ondan bir sayıda efsane çıkar iyi olur demiştim.
Aklın yolu birdir. Saol İlhan sabırsızlıkla bekliyoruz.

Efsane, gerçekten de efsane olacak gibi görünüyor.

Tam kendi kendime tercüme edip biraz Efsane'leşeyim dediğim bir sırada gelen müjde için teşekkürle... Sabırsızlıkla bekliyorum.

cok cok iyi gozukuyor kapakdan, kesin aliyorum
tebrikler Ilhan, eline saglik

Sert kapak basma imkanin varsa, en azindan 50 -100 adedini, cok makbule gecer, arsivlik guzel bir cizgi roman a benziyor zira

selamlar

(http://b1202.hizliresim.com/u/9/2kwnc.jpg)

(http://c1202.hizliresim.com/u/9/2kwph.jpg)

Hasan abi Legende'yi de Diğer Frankofonlardan çıkaralım ne dersin artık yayınlanmaya başladı

Alıntı yapılan: hennessy - 09 Şubat, 2012, 20:45:18
Hasan abi Legende'yi de Diğer Frankofonlardan çıkaralım ne dersin artık yayınlanmaya başladı

Tamam Murat, ayrı bir başlık açalım.

Nihayet, Legende ilk sayısıyla görücüye çıktı.  :)

Bizler büyük bir zevkle hazırladık. Umarım sizler de, büyük bir zevkle okursunuz.   :)

Emeğinize sağlık,başarılı bir çalışma olmuş belli. Umarım devamı yakın zamanda gelir. Şöyle güzel bir kutusu falan olur inşallah :)

Bu gün gündüz vakti Kadıköy'e uğradığımda kitap satışta değildi.
Sanırım benden sonra gelmiş, bu iyi bir süpriz oldu.
Murat sağolsun hiçbir yeni kitabı kaçırmıyor, yoksa bir yerlerden sağlam tiyo mu geliyor.  :D

Murat sağolsun hiçbir yeni kitabı kaçırmıyor, yoksa bir yerlerden sağlam tiyo mu geliyor.  :D
[/quote]

Abi ev yolum üzerinde İlyas'ın dükkan olunca haberdar oluyoruz :) Yalnız sabah ilyas msn den Murat dün legende'yi almamışsın deyince üzerime kaynar su indi nasıl dedim şaka şaka dedi akşam kitap geldi :)

Ayın 15nden sonra ben de alacağım.okumak için serinin birinci kısmının bitmesini beklemek niyetindeyim.ama bitene kadar da zaman zaman severim. :D

Kitabı demin bitirdim.Renklendirme çok hoşuma gitti.Yves Swolfs durango'dan sonra efsanede çizim olarak bayağı yol kat ettiğini sizde göreceksiniz.Konu bana başka bir hikayeyi anımsattı ama adı bir türlü aklıma gelmedi.Zaten Yves Swolfs bir yerlerden alıntı yapmayı seven biri.Çizimler karaler içindeki büyüklükleri ve geçişleri ile güzel bir çalışma olmuş efsane devamınıda inşallah uzun aralar olmadan görürüz.

Efsane, gerçekten de efsane olacak gibi. Tek bir şey söylemek istiyorum bu çr ile ilgili: Müthiş! Her bir karesinde bir tablo saklı, çizimler de, renklendirme de 4x4 lük. Baskı kalitesi de aynı şekilde mükemmel. Prestij çalışanlarına ve İlhan kardeşimize teşekkür eder, daha sık aralıklarla görmek isteğimi ısrarla belirtirim. ;)

Efsane başlangıç kitabı olarak sırlarla dolu,gizemini tam aralamamış,insanı müphem duygulara gark eden,zahiri bir devirde zuhur eden enfes bir çizgi roman.Ellerine sağlık İlhan abi

Alıntı yapılan: gunessemerci - 24 Şubat, 2012, 11:47:53.........müphem duygulara gark eden,zahiri bir devirde zuhur eden .........

;D ;D

Alıntı yapılan: gunessemerci - 24 Şubat, 2012, 11:47:53
Efsane başlangıç kitabı olarak sırlarla dolu,gizemini tam aralamamış,insanı müphem duygulara gark eden,zahiri bir devirde zuhur eden enfes bir çizgi roman.Ellerine sağlık İlhan abi

Güneşim edebiyat hocam gibi konuştun bunun Türkçe mealinde yazar insan :)

 o " zahiri " olmamış 8)

Hasan abi yapsın diye yazdım abi habire düzeltiyo ya kendini geliştirsin diye tercüme edebileceği bir şey yazdım ;D

Hasan abi onu tercüme edersen bunu da etsene


Ah minel ışk-i halatihi ve ahraka kalbi bi harareti hi aşk ;D

Zahiri kelime anlamı olarak Doğa abicim"Asıl ve Hakiki olmayan" anlamına geliyor.Zahiriyye'den ;D

Alıntı yapılan: gunessemerci - 24 Şubat, 2012, 13:12:53
Zahiri kelime anlamı olarak Doğa abicim"Asıl ve Hakiki olmayan" anlamına geliyor.Zahiriyye'den ;D

Türk Dil Kurumunun Büyük sözlüğünde zahiri: sf. (za:hiri:) 1. Görünen, görünürdeki. 2. mec. Yapmacık. olarak açıklanıyor. Yani zahiri sıfat olarak kullanıldığında "Görünen, görünürdeki" anlamına geliyor. Mecaz olarak kullanıldığında ise "yapmacık" anlamına geliyor. Güneş'in kullanımında sıfat olarak kullanıldığına göre "görünen, görünürdeki" anlamına geliyor ki bu durumda Güneş'in sözü tamamen anlamsız oluyor.  ;D

O zaman zahiri görüntü ne oluyor?Görünürde ki görüntü mü deriz yoksa gerçek olmayan görüntü mü deriz?

Zahiriyi sanal anlamında da kullananlar var ama Türk Dil Kurumu böyle bir anlamının varlığından bahsetmiyor. Ben TDK nın yalancısıyım.

Ben o zaman bir örnek vereyim abi gemicilik terimleri sözlüğünden aldım.


Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) den

Eyüp abi yanlış sözlüğe baktığından kaynaklanıyor bence.Büyük sözlüğü bakmışsın.Büyük sözlük türkçe bir sözlük.Osmanlıca sözlüklere baksaydın (ki ben şimdi nettekilere baktım) sanal anlamının da kullanıldığını görürdün.Sorun TDK kabul etmek burada bence yetersiz bir sözlük olduğundan konu buralara geldi ;D

Yves Swolfs boşuna yazmış çizmiş, başrolde Güneş'in olmadığı bir çr efsane olabilir mi ;D ;D

Alıntı yapılan: gunessemerci - 24 Şubat, 2012, 13:12:53
Zahiri kelime anlamı olarak Doğa abicim"Asıl ve Hakiki olmayan" anlamına geliyor.Zahiriyye'den ;D

  Asıl ve hakiki olmayan bir devirde ???  diyorsun yani.  Olmadığında ısrar ediyorum.  ;D 

Legende'yi ben de okudum bşraz evvel. Zahiri, batıni bilmem de dükün karısına hasta oldum vay dedim gençlik.. Ayın ödüllü sorusunda oyum dükün karısına ;D

İlk sayısıyla bir Efsane olduğunu ispatlıyor. O ne müthiş resimler öyle. Çizgiromalardaki resimler bu kalitede olursa büyük boy olarak yayınlanması çok iyi oluyor. Ancak kalite düşük olunca büyük boy yayınlanması iyi bir görüntü olmuyor.

(https://farm2.staticflickr.com/1629/24020560086_02bb8c5254_z.jpg)

İlhan abi, uzun süre beklemeyelim 2. sayı için.

Alıntı yapılan: s.b - 03 Mart, 2012, 23:49:58
İlhan abi, uzun süre beklemeyelim 2. sayı için.

Aynısını temenni ediyorum. Hatta Durangoseverler bana kızsalar bile Efsane'ye öncelik verilmesini istiyorum ;D

hikaye efsanevi olmasa da cizimler, baski, boyut 10 numara

ben de ikinci sayisinin cikmasini bekleyenlerdenim

Bravo Ilhan, devam

çizimler şahane, hikaye fevkalede dükün karısı efsane:)

Alıntı yapılan: kalidor - 04 Mart, 2012, 12:03:58
çizimler şahane, hikaye fevkalede dükün karısı efsane:)

Vallahi güldürdünüz beni. Son günlerin en hit yorumu senden geldi dostum... Bence bu yorum da efsane olmaya aday  ;D

Efsaneyi okuyup bitirdim. Bülent ERSOY'un deyimiyle "fevkaladenin fevkinde" olmuş. Özellikle çizimler mükemmel ötesi. İnanılmaz kalitedeki baskı ve kapak için de ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. Bununla birlikte inşallah ikinci sayı için fazla beklemeyiz. Fazla bekleyince insan kitaptan soğuyor.

Alıntı yapılan: Gambit - 04 Mart, 2012, 11:38:39
hikaye efsanevi olmasa da cizimler, baski, boyut 10 numara

ben de ikinci sayisinin cikmasini bekleyenlerdenim

Bravo Ilhan, devam

   Süleyman'ın yazdıklarına kelimesi kelimesine katılıyorum.
Tek korkum bir de "Atıl kurt"derse...

Geçen gün bir kitapçının dergi reyonunda her biri poşetli olarak üst üste dizilmiş Efsaneleri görünce şaşırdım. Poşetleri elime alıp baktığımda poşetlerin içinde Yeni Macera isimli küçük bir dergi gördüm. Meğerse Efsaneler bu dergiciğin hediyesi olarak veriliyormuş :) Sanırım Prestij Kitabın dergi reyonlarında da gözükmek, daha çok kişiye ulaşmak için bulduğu bir yol. Derginin fiyatı 15-TL Bildiğim kadarıyla Efsane'nin etiket fiyatı 18-TL. Kitabı bu şekilde alanlar indirimli almış oluyorlar yani.

Kapağında bir Durango çizimi olan dergi toplam 8 sayfadan oluşuyor. Derginin 3 sayfasında Prestij Kitabın yayınlarının reklamı var. Bir sayfa da kapağı sayarsak geriye kalan 4 sayfada da bir editör yazısı, efsanenin yazar-çizeri Yves Swolfs'un tanıtıldığı bir yazı ve Hızır Bey'in yaratıcısı Talat Güreli ile yapılmış iki sayfalık bir roportaj var.

Editör yazısında her ay dergiyle beraber yeni bir kitap verileceği belirtiliyor. Anladığım kadarıyla Prestij kitap artık her ay bir Efsane veya Durango kitabı çıkartacak. Umarım ileride başka seriler de eklenir ve bu aylık periyodu uygulamayı başarabilirler.

Efsane' yi henüz okumadım ama baskısı Durango'larda da olduğu gibi muhteşem. Jbc ile beraber en kaliteli çizgi roman basan iki yayınevinden biri Prestij Kitap bence.

Böyle devam ettikleri sürece hep destek tam destek diyorum  :)

Bu arada Yves Swolfs aynı zamanda müzisyenmiş ve hard rock grubu varmış. Daha da ilginci ise Yves Swolfs parçalarından birini izinsiz kullandığı için zamanında Michael Jackson' a dava açmış. İlginç bir şahsiyetmiş kendisi  :)

Alıntı yapılan: pearljam - 17 Mart, 2012, 15:15:10
Editör yazısında her ay dergiyle beraber yeni bir kitap verileceği belirtiliyor. Anladığım kadarıyla Prestij kitap artık her ay bir Efsane veya Durango kitabı çıkartacak. Umarım ileride başka seriler de eklenir ve bu aylık periyodu uygulamayı başarabilirler.

İlhan'ın elinde Orbital, Sky Doll ve ismini veremeyeceğim başka yayınlarında telifi var.

Keşke her ay bir yayın çıkarabilse.

Bugün okuduğum diğer Prestij yayını Legende idi ve Swolfs'un zaten iyi olan çizimlerinin

Legende ile zirve yaptığını gördüm.Öykü de klişe öğelere rağmen insanı hiç sıkmıyor ve kitap

bir solukta okutuyor kendisini..

Son olarak İlhan dostumuz Orbital için çok bekletmez inşallah bizi  ve eğer mümkünse

Orbital'in 4 sayısını birden basarlar ise harika olur diyorum kendilerine..

Efsane'yi okudum bugün. Çizimlerin Durango'ya göre daha iyi olduğunu söyleyebilirim ben de. Genel olarak da daha çok beğendim zaten.

Durango'dan da Efsane'den de gayet memnunum ama Orbital'i bunlara göre daha bir heyecanla beklediğimi söyleyebilirim. 

İlhan'ın sesi soluğu duyulmuyor bu aralar. Efsane'nin 2. cildini sabırsızlıkla bekliyoruz. Ayrıca birkaç sürpriz yayın sözünü de unutmadık ;)

İlhan abi site gördüm kaçmak yok sorarım.Yayın nerede kaldı abi?Yayın beklemekten yakında kuruyacağız haberin olsun.

Yakın bir zamanda bizden bişey çıkmaz. :-[ İyi bir ihtimalle Kasım ayı diyelim.

Alıntı yapılan: hipnoz - 06 Haziran, 2012, 20:42:54
Yakın bir zamanda bizden bişey çıkmaz. :-[ İyi bir ihtimalle Kasım ayı diyelim.

iste aranan yayinci. Bravo Ilhan. Boyle devam et kardesim.  Her ne ise durum, adam gibi acik acik soyle. Su gun cikiyor bugun cikiyor diye millete yalan atma hic bir zaman (zaten yapmayacagini biliyorum)

Kasim olsun bizim olsun.

Sevgiler

Alıntı yapılan: hipnoz - 06 Haziran, 2012, 20:42:54
Yakın bir zamanda bizden bişey çıkmaz. :-[ İyi bir ihtimalle Kasım ayı diyelim.

Sağlık olsun İlhan'cığım.

Kasımdaki fuara Legende 2, Durango 5 ve Orbital 1 i isteriz.  :)

kasım çok uzak oldu :'( hayırlısı olsun gene de, ne diyelim

İlhanım durango ve efsaneyi çıkar yılda iki kere razıyım senede 10 kere çıkarsan dua ederim ama çıkar

İlhan yavaş olsun ama kaliteli ve temiz olsun.

Bu işi nasıl ve ne zorluklarla  yaptığını hepimiz biliyoruz.

O yüzden sıkma canını.

Alıntı yapılan: haysat - 07 Haziran, 2012, 00:32:55
İlhan yavaş olsun ama kaliteli ve temiz olsun.

Bu işi nasıl ve ne zorluklarla  yaptığını hepimiz biliyoruz.

O yüzden sıkma canını.

Güzel abim, Kasım ayıda fazla yavaş olmuyor mu? :)

Alıntı yapılan: hipnoz - 06 Haziran, 2012, 20:42:54
Yakın bir zamanda bizden bişey çıkmaz. :-[ İyi bir ihtimalle Kasım ayı diyelim.

Bu güzel yayınlara bizi alıştırıp bu kadar uzun aralar ile inanıyorumki ilhan bizi üzmeyecektir.
Hiç olmazsa Ekim sonu Tüyap fuarına yetişir gibime geliyor. ;)

Alıntı yapılan: designer73 - 06 Haziran, 2012, 21:05:30
kasım çok uzak oldu :'( hayırlısı olsun gene de, ne diyelim

Kasım'a uzak demişim, aralık bitti nerdeyse. Legende isterim Durango'dan önce. Tamam Durango da çıksın ama önce Legende çıksın.

(http://i.hizliresim.com/L242dz.jpg) (http://hizliresim.com/L242dz)

http://www.cizgiromanoku.com/efsane-ormanin-derinlikleri-on-okuma/

Rüya mı görüyorum?

Yok,yok gerçek

çok mutlu oldum ama burada da defalarca belirtildiği gibi Fransız ve İtalyan türü çizgi roman maalesef bu ülkede satmıyor leğende,durango ve yapı kredinin bastıkları çok çok iyi seriler olmasına rağmen bu ülkede satmıyor

efsanenin ilk sayısının fiyatı 18,00 TL bakalım yeni sayı çıkınca zamlanacak mı

Presstij' in güven vermeyen yayın anlayışı neticesinde bir de yüksek bir fiyat çekilirse çok büyük bir kayıp yaşar...

Valla oyle ya da boyle alirim, hic arkama bakmam

teks ve zagor okumakdan bay geldi resmen, hep ayni hep ayni

İkinci kitap kaldığı yerden devam ediyor. Seride Orta çağ Avrupa'sında, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu sınırları içinde kalan topraklarda mutlak güce sahip olmak için yanıp tutuşan birkaç insanın sebep olduğu bir takım dramatik olaylar anlatılıyor. Yves Swolfs her sayfada çizimleri tablo gibiydi. Renklendirmesi olsun çizimleri olsun gerçekten harika bir eser. Tek üzüntüm böyle güzel bir serin senede bir yayınlanması....

Ben çizgi-romanda asla fiyata bakmam, küçük boymuş büyük boymuş hiç takmam. Orijinal baskısından çok uzak olanları etiket fiyatlarını ile alırken Prestij'in kaliteli yayınlarını fiyatları ne olursa olsun alırım. Devamı gelmez düşüncesiyle almazsam zaten binbir zorlukla basılan yayınların devamının gelmemesine ben sebep olacağım diye düşünürüm... Alır beklerim, devamı gelirse mutlu olurum gelmezse ben görevimi yaptım diye sevinirim. Umarım amatör ruhla ve kısıtlı imkanlarla biz çizgi-roman severlere kaliteli yayınlar vermeye çalışan tüm yayıncılar emeklerinin karşılığını görür de bizde çizgi-romansız kalmayız...

Efsane 2. cildi dün bitirdim.
Hikayenin devamı Game of thrones'u aratmadı doğrusu, işin içine baskı kalitesi ve orijinal boyutta eklenince okuma keyfi üst düzeydeydi.
3. sayıyı merakla bekliyorum.  8)

Bugün dayanamayip, uzunca bir süredir uzak durduğum serinin ilk iki cildini aldim. Prestij'in kampanyasi güzel; ama serinin devami gelmeyecekse anlamsız olur.

Başlığı görünce bir heves yeni sayıdan haber vardır diye girmiştim :'(

Alıntı yapılan: designer73 - 16 Eylül, 2018, 00:54:23
Başlığı görünce bir heves yeni sayıdan haber vardır diye girmiştim :'(

Aynen ben de.

O zaman özür arkadaşlar :) Malum, forumun acemisiyim, ayrica mevcut sayilari edinince gaza geldim galiba :(

Alıntı yapılan: eysude - 16 Eylül, 2018, 01:50:30
O zaman özür arkadaşlar :) Malum, forumun acemisiyim, ayrica mevcut sayilari edinince gaza geldim galiba :(

Özür dileyecek bir durum yok, mümkün olduğunca yazılmasını istiyoruz.   :)