Altın Madalyon

Popüler Kültür => Edebiyat => Konuyu başlatan: ümitkr - 15 Temmuz, 2011, 12:01:50

Başlık: Fantastik Edebiyat
Gönderen: ümitkr - 15 Temmuz, 2011, 12:01:50
Umarım doğru başlık altına açmışımdır konuyu... Değilse özür!

Şu anda elimde R. A. Salvatore'nin Unutulmuş Diyarlar (Forgotten Realms) serisinde yer alan Drizzt Do'Urden maceralarından "Ork Kral" var ve daha 12. sayfadayken kitaba hayran oldum. Salvatore, daha önceki romanlarında da Drizzt üzerinden çok ciddi konulara el atmıştı ama bu defa işi sıkı tutuyor, fantezi edebiyatındaki bir alışkanlığı alaşağı ediyor: Faşizm.

"Faşizm, fantezi edebiyatının alışkanlığı" ifademi bir çok kişi yadırgayacaktır şüphesiz ama vereceğim örneğe bakıp yeni bir değerlendirme yapılmasını rica ediyorum okuyandan.

Geriye dönüp fantezi edebiyatının yaratıcısı Tolkien'in eserleri hakkında yazılanlara bakarsak "faşizm" fantezi edebiyatının alışkanlığı olarak değil eleştirdiği iddiasını görürüz. Doğrudur da. Tolkien, Saruman ve Sauron üzerinden faşizmi eleştirmiştir. Ancak farkında olmadan fantezi edebiyatına bir başka faşizmi miras bırakmıştır. Hobbit ile başlayan macerayı gözümüzde canlandıralım. Hobbit Biblo, Dwarflarla yola çıktığında tehlikeler atlatır ve bir çok yaratıkla karşılaşır. Bu yaratıkların arasında yer alan insansı Troll ve Ork'lar hesapsızca öldürülürler. Hatta kuşatmada bunların binlercesi katledilir. Ölen her cüce ve insanın arkasından ağlayan sevenlerine rastlanırken satırlarda Ork ve Trollerin ölülerinin arasından ağıt yakıldığını hiç görmeyiz.

Yine Yüzüklerin Efendisi'nde Uruk Hai'ler savaşmak üzere yaratılırlar. Dişileri yoktur, çocukları yoktur. Doğudan gelen savaşçılar hep erkektir ve "sevgi" kavramını tanıyıp tanımadıkları belirsizdir. Orklar ve Troller gene harcanmak üzere vardırlar, harcanırlar. Hem de binlercesi. Hayvansı özellikleri olmakla birlikte Elf ve İnsan'sı özelliklere de sahip olan Ork ve diğerlerinin bu kadar "öteki"leştirilmeleri zamanla tüm fantezi edebiyatına miras kalmıştır işte. Ve bu faşizmi eleştiren yapı kendi içinde yeni bir harcanabilir "öteki" yaratmıştır.

Salvatore, Drizzt efsanesi ile saf ve erdemli Elf ırkının karşısına kara ve kötü bir Kara Elf türü koyarak oldukça büyük bir yenilik getirdi öncelikle. Sonra da bu kara ırkın içinden bir kahraman yaratarak tüm bu alemi ters yüz etti. Drizzt, önyargıların, faşizmin, ötekileştirmenin karşısına kahramanca dikildi. Hem de doğduğu kara büyü diyarına rağmen. Daha ilk romanlarda Drizzt Do'Urden serinin yönünü belli etmiş oldu. Gerek yer altında, gerekse yer yüzünde ırkının düşmanlarına "onlar gibi olabileceğini" kurduğu empatiyle göstererek hem kendi ırkını ret etti hem de onların ön kabullerini sarstı.

Dwarf, İnsan, Barbar, Buçukluk, Kara Elf, Elf gibi farklı ırk ve kabilelere ait yaratıklar bu seride bir araya gelerek aynı amaç doğrultusunda mücadele ederken aralarında barış sağlayarak global bir barış dünyasına yelken açtılar. "Ork Kral" romanıyla da bu global barışa Ork'lar katılmış oldu.

Romanın başlangıcında Drizzt, Dwarf ve İnsanlardan oluşan bir çeteye baskın yapıyor ve onları öldürüyor. Bunun sebebi de can düşmanları Orkları öldürüyor olmaları. Kafa karıştırıcı değil mi? Çete, geceleri baskın yaparak Ork köylerindeki çocuk, kadın, yaşlıları öldürüyor ve bunu yaparken de Ku Klux Klan gibi üniformalı kukuletalar takıyor. Haydi bakalım. Bu adamlar yiğit ve dürüst savaşan Drizzt'le aynı yolda olabilir mi? Hatta Ork Kralının aynı romanın ilk sayfalarında bir Ork genç kızıyla bir İnsan erkeğinin evlenmesine izin vermesine ne buyurulur? Bunca zaman çirkin olarak resmedilen bir Ork'un bir insanla evlenmesini mideniz alıyor mu? Hatta fantezi edebiyatı okurlarının kaçı Orkların dişilerine dair bir cümle okudu? Hatta sevgilerine ve onurlarına dair... Tek bildiğimiz aptal ve çirkin oluşları. Şimdiyse yaban domuzu dişli, bedeni kıllı, iri ve aptal bir Ork bir İnsanla evlenecek. Öteki gidecek, bizden gelecek.



Salvatore, Drizzt Do'Urden üzerinden bilinen ve fark edilmeden alışkanlık haline gelmiş olan faşist eğilimleri her yönüyle eleştirmeye devam ediyor. Kimi zaman fazla kurgu ve fazla laf salatası okusak da seride ana fikrin değişmemesi seriyi okumamı sağlamaya devam ediyor. Umarım bozulmaz, serinin okuyanı da çok olur.

Bu arada amerikalı yayınevi Devil's Due Publishing bu seriyi çizgi romana dönüştürmüş. Geçenlerde onlarca sayısını okuma fırsatı buldum ve çok beğendim. Dileğim Türk yayıncılarından birinin bu çizgi romana bir göz atması olur. Arkabahçe'nin başlattığı Laika'nın da Kayra Küpçü'nün editörlüğünde sürdürdüğü seri belki çizgi romanla taçlanabilir. Edebiyat uyarlamaları revaçtayken fantezi edebiyatına da göz kırpılması hiç yanlış olmaz. Gerekli Şeyler yayınlarının yakında okuyucuyla buluşturacağı "World of Warcraft" çizgi romanına da bir kardeş gelmiş olurdu hem.

Yorumlar da vardı yazının altında: http://www.kayiprihtim.org/portal/drizzt-do%E2%80%99urden-ve-fasizm/
Başlık: Ynt: Drizzt Do’Urden ve Faşizm
Gönderen: alan ford - 15 Temmuz, 2011, 13:14:00
 Seriye çok sevrek başlamış ama bir süre sonra sakız gibi uzamasından sıkılmıştım.
( yanlış hatırlamıyorsam 10 kitapta kaldım) Yine de Drizzt'in alemdeki tek onurlu kara elf olmadığını belirteyim. Raymond Feist'in Gediksavaşları serisinde de bir kara elfin ardından gözyaşlarımı sildiğimi hatırlıyorum. Hangi kitap önce yazıldı bilmiyorum ama.

Tolkien konusunda ise tartışmalı. Evet orklar fazla kötü , elfler ise fazla kusursuzdur. Ama orkların elf kökenli olduklarını, Sauron'un da efendisi olan kudretli Melkor tarafından yapılan ve yıllar süren karanlık ve işkence sonucu bu hale geldiğini unutmamak lazım.

  Yine de bu konularla ilgili zihin açıcı bir kitap önereyim bende. Fantastik ve bilimkurgu aleminin anarşist kraliçesi LeGuin'den :Kadınlar Rüyalar Ejderhalar. Metis yayınlarından. Fantastik edebiyat üzerine zihin açıcı denemeler. Kitapçınızdan ısrarla isteyiniz  :D
Başlık: Ynt: Drizzt Do’Urden ve Faşizm
Gönderen: emre ozdamarlar - 15 Temmuz, 2011, 14:01:50
Alıntı yapılan: alan ford - 15 Temmuz, 2011, 13:14:00
Fantastik ve bilimkurgu aleminin anarşist kraliçesi LeGuin'den :Kadınlar Rüyalar Ejderhalar. Metis yayınlarından. Fantastik edebiyat üzerine zihin açıcı denemeler.

Le Guin'i tek gecerim harbiden. Kalemi cok kuvvetli bir yazardir.

Drizzt'in ilk 3 kitabini okudum galiba veya 4, ana seri neyse artik. Isin siyasi boyutuna cok takilmadim ama hikaye anlatimi, aksiyon ve akicilik kusursuzdu, elimden birakamamistim kitaplari.

Bu arada Tolkien'in Yuzuklerin Efendisi'nde 2. Dunya Savasi alegorisi yaptigi söylenir ama yanlis hatirlamiyorsam kendisi karsi cikmistir bu yorumlara. Öyle bir amaci olmadigini söylemistir.
Başlık: Ynt: Drizzt Do’Urden ve Faşizm
Gönderen: ümitkr - 15 Temmuz, 2011, 14:34:32
Alıntı yapılan: alan ford - 15 Temmuz, 2011, 13:14:00
Seriye çok sevrek başlamış ama bir süre sonra sakız gibi uzamasından sıkılmıştım.
( yanlış hatırlamıyorsam 10 kitapta kaldım) Yine de Drizzt'in alemdeki tek onurlu kara elf olmadığını belirteyim. Raymond Feist'in Gediksavaşları serisinde de bir kara elfin ardından gözyaşlarımı sildiğimi hatırlıyorum. Hangi kitap önce yazıldı bilmiyorum ama.
Tolkien konusunda ise tartışmalı. Evet orklar fazla kötü , elfler ise fazla kusursuzdur. Ama orkların elf kökenli olduklarını, Sauron'un da efendisi olan kudretli Melkor tarafından yapılan ve yıllar süren karanlık ve işkence sonucu bu hale geldiğini unutmamak lazım.
  Yine de bu konularla ilgili zihin açıcı bir kitap önereyim bende. Fantastik ve bilimkurgu aleminin anarşist kraliçesi LeGuin'den :Kadınlar Rüyalar Ejderhalar. Metis yayınlarından. Fantastik edebiyat üzerine zihin açıcı denemeler. Kitapçınızdan ısrarla isteyiniz  :D

Gedik savaşlarını hemen okuma listeme ekledim :)

Orkların oluşumu yazar tarafından gerekçelendirilmişse de kale kuşatmalarında v.sde ot gibi biçiliyorlardı hatırladığım. Onu geçtim Drizzt'deki Ork yaklaşımı tamamen başka bir pencere açıyor aleme. Kaldı ki Moğol-Türk kılıklı ve gürzlü ahmak Orklarla fillere binmiş Hintsiler ve arap kılıklı tiplemeleri yok eden Tolkien dünyası II. Dünya Savaşını anlatmasa da farklı bir açıdan yine de ırkçı bir yaklaşım sergiliyor gibidir. Bilinçli veya deği bu bana Tenten!in oryantalist ve ırkçı suçlamasını da hatırlattı. Sanatçı farkında olmadan bir şeye karşı çıkarken yine onun kucağına oturuyor gibidir. Hani eminim "dünyayı seviyorum" diyen bir türk fantastiği veya çizgi romanı da bu defa kendi kültürünü korumaya çalışan sanatçının farkına varmadan ulaşacağı noktayı işaret edebilir.

Kaldı ki bir dönem ırkçı olan Heinlein veya Gogol gibi muhafazakar bir dindarın eserlerinin değeri nasıl düşmüyorsa bahsi geçenlerin de değeri düşmez. Ama tartışılır... Tartışılmalıdır.
Başlık: Ynt: Drizzt Do’Urden ve Faşizm
Gönderen: emre ozdamarlar - 15 Temmuz, 2011, 14:50:56
Tolkien edebiyatinin beslendigi ana kaynak Iskandinav mitolojisidir.
Guzel elfler, cirkin orklar/troller bu mitolojilerden cikip gelmistir.

Misal Aurgelmir'in hikayesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/Ymir
Yeraltinda yasayan karanlik gucler (bu mitolojide cuceler) Ymir'in topraga gömulen cesedindeki kurtlardan turemislerdir.
Başlık: Ynt: Drizzt Do’Urden ve Faşizm
Gönderen: ümitkr - 15 Temmuz, 2011, 19:03:53
Tek başına İskandinav'ın viking tarafı yoktur bildiğim kadarıyla. Finlandiyanın "Kalavela" destanından da çok alıntı yaptığını okumuştum bir eyrde. Sonra da iki ciltlik destanı bulana kadar amma uğraşmıştırm :)

Bir de aklıma iskandinav mitolojisi ile ilgili yaptığım bir çeviri geldi. Orada Alb adı verilen karanlık tipler vardı. Yer altında yaşıyorlardı. Yer yüzüne çıkınca taş kesiliyorlardı. Troller gibin yani. Aklıma geldi...

Hobbit'teki taşa dönüşenlerle Yüzüklerin Efendisindeki ilk ciltte tekrar karşılaşıyorlardı ya onu hatırladım da güldüm şimdi. Tabii hala taşlardı  :P
Başlık: "Efsun"u mutlaka okuyun!
Gönderen: kültürelgüncel - 07 Ağustos, 2011, 19:57:24
(http://2.bp.blogspot.com/-9ufcBvBZJBs/Tj6gOjKQfRI/AAAAAAAAC68/4IVLsKO4OOQ/s1600/efsun-kapak+detay-sebnem-piskin-k%25C3%25BClt%25C3%25BCrelg%25C3%25BCncel+yorum.JPG)

"Bu, iyilerle kötülerin savaşı. Aslında insan bu savaşı kazanması için gerekli olan ilahi bilgiye doğuştan sahip. Ama insan unutur. İnsan kelimesi üns ve nisyan kelimelerinden türemiştir. Yani unutan ve hatırlayan. Her insan unutmuş olarak doğar, ölene dek unuttuklarını hatırlamaya çalışır.
Bu kitap, size unuttuklarınızı hatırlatacak!"
Şebnem Pişkin - Efsun
     Bir, Tuğra, İsrafil'in Aynası ve Kırklar Diyarı'ndan sonra, bu yaz, iki yeni yapıtıyla okurlarıyla buluşan Yazar Şebnem Pişkin'in birkaç ay önce çıkmış "Efsun"u yazın okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.

     Efsun'un satışa sunulduğu haberini aldıktan itibaren yaklaşık iki hafta kapısının önünü aşındırdığım "adı lazım değil" kitabevinden; nihayet mutlu mesut ayrılmıştım. Ama o sıralar okuduğum başka bir kitap vardı, yine aynı yazara ait "Sevgili Abdülhamit Han"! (...)

Devamını okumak isterseniz Kültürel Güncel'e buyrun:

http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/08/efsunu-mutlaka-okuyun.html (http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/08/efsunu-mutlaka-okuyun.html)
Başlık: YOKYER - Neil Gaiman
Gönderen: tommikser - 19 Ağustos, 2011, 14:48:07
"Londra'da eski zamanlara ait küçük kovuklar vardır, oralarda şeyler ve yerler, kehribardaki kabarcıklar gibi aynı kalır. Londra'da çok fazla zaman var ve bu zaman bir yere gitmek zorunda -tek seferde tamamı kullanılamaz."

(http://www.sanatlog.com/wp-content/uploads/2010/05/kapak.jpg)         

Neil Gaiman, en sevdiğim yazarlardan biri, belki de
en baştakidir. Uzun zamandır Türkçe'ye çevrilmesini beklediğim "Yokyer (Neverwhere) nihayet İthaki yayınlarından okuyuculara sunuldu. Ben de çoğu kişi gibi yazarı sonradan tanıdığım için Sandman grafik noveliyle iyice ünlenmiş Gaiman'ın 1996 tarihli bu ilk kişisel romanını ancak 2000′li yıllarda bir çizgi roman versiyonu sayesinde tanıdım. Nitekim yazarın üslubunun zevkine varabilmek için romanını beklemek gerekiyormuş.
Aslında bu kitap gerçek bir roman değil. BBC 2 kanalı için hazırlanmış aynı adlı kült dizinin yazar tarafından romanlaştırılmış şekli (dizi senaryosu da kendisine ait). Londra'daki evsizler hakkında yazılacak bir öykü fikrini ele alıp, eşsiz hayal gücü sayesinde dönüştürerek yine "acayip" bir iş çıkaran Neil Gaiman; büyük kentin göz ardı edilen karakterlerinin hüküm sürdüğü alternatif bir Londra yaratmış. Bu "Aşağı Londra (London Below)" adlı alternatif boyuta bazı çıkmaz sokaklardan, kanalizasyon kapaklarından, ama daha çok metro tünellerinden ulaşılıyor.
Bir sonraki ve en önemli romanı olan "Amerikan Tanrıları"ndaki "Amerika'ya gelen her göçmen kendi tanrısını da yanında getirdi" fikrine benzer bir fikirle yola çıkan Neil Gaiman'ın bu seferki kurgusu Londra'nın şimdi bir metro istasyonu haline dönüşmüş eski köylerinin üzerine inşa edilmiş. Aşağı Şehir'de hala feodal sistem devam ediyor; beylikler ve kontlar var. Kendine özgü kanunları olan bu dünyada mecaz diye birşey yok! Bunu açıklamadan önce küçük bir kentken büyüyerek civardaki köyleri içine alan eski Londra'yı yazarın kendi kelimeleriyle aktarayım: "Tıpkı bir civa birikintisinin daha ufak civa damlalarıyla karşılaşıp onları bünyesinde toplaması gibi, hepsini içine çekmişti ve köylerden geriye yalnızca adları kalmıştı."

(http://www.sanatlog.com/wp-content/uploads/2010/05/metro-600-x-450.jpg)

İşte bu isimler Yokyer'de bizzat cisimleşiyor. Mesela batı Londra'daki Shepherd's Bush (Çoban Çalılığı) evlerin, mağazaların, yolların ve bir de BBC'nin olduğu bir semt değil. Aşağı Londra'da ismi geçen bölgede gerçekten çobanlar var (ve çok ama çok tehlikeliler)! Antikacılar ve yeme içme mekanlarıyla dolu bir semt olan popüler Islington'daki "Angel" (melek) metro istasyonu sizi aldatmasın; romandaki kilit karakterlerden birisi Islington adında bir melek! Knightsbridge (şövalye köprüsü) yolu aslında Night's Bridge (telaffuzları aynı; gece köprüsü) adında, karanlığın cisimleştiği ve bazen acı vergiler alan bir köprü. Kitabın sayfaları ilerledikçe, Earl's Court (Kont'un sarayı) adlı semt istasyonunda, yaşlı Kont'un derbeder askerlerinin koruduğu tren vagonuna rastlayıp beceriksiz soytarısının hiç de komik olmayan şakalarına gülmek zorunda kalabilirsiniz.

Konu şöyle: Londra'da stabil bir işe ve dominant bir kız arkadaşına sahip, kimine göre şanslı sayılabilecek Richard Mayhem adlı genç bir adam sıkıntılı bir akşamüstü sokakta yaralı bir kıza rastlıyor. Nişanlısı Jessica'nın itirazlarına rağmen zavallı kızı evine taşıyor ve yarasına bakım yapıyor. Door (kapı) adındaki bu kıza yardımcı olma pahasına başına gelecek belalardan habersiz, Marquis de Carabas isminde bir rehber ve Hunter (avcı) adlı siyahi bir kadının eşliğinde Door'un katledilen ailesinin üzerindeki sırları aralamak için adım attığı Yokyer evreninde hem (istemeden) maceradan maceraya atılıyor hem de envai çeşit karakterle karşılaşıyor.

(http://www.sanatlog.com/wp-content/uploads/2010/05/Marquis-de-Carabas.jpg)

Neil Gaiman yarattığı benzersiz karakterlerle ünlüdür. İstediği her yere kapı açabilen Door ve gayet normal bir adam olan Richard'ı bir tarafa bırakırsak roman akılda kalıcı irili ufaklı kahramanlarla dolu. Bunların içinde en lezzetlisi olan Marquis de Carabas karaderili bir züppe. Hırsız, entrikacı, güvenilmez ve komik bir karakter. Çizmeli Kedi'yi andırıyor ki yazar tarafından bu benzerlik birçok yerde destekleniyor: "Ele avuca sığmaz ama etli butlu kanaryaların olduğu bir evin anahtarları az önce kendisine emanet edilmiş bir kedi gibi gülümsedi..." Ben kendisini daha çok Oscar Wilde'ın karakterlerinden birine benzetiyorum; özellikle de Door'a bir koruma ararken gerekli olmayan özelliklerin altını çizerken: "Bir korumada hoşluk, ıstakozları bütün bütün kusma becerisi kadar kullanışlıdır." Zaten romanın çoğu yerinde benzerlikler ve atıflar mevcut. Öykü "Alice Harikalar Ülkesinde" ve "Oz Büyücüsü"nün daha şiddetli ve kanlı halidir diyebilirim.

Karakterlerden bahsediyordum; Hunter (Avcı) kafayı Londra'nın Canavarı'na takmış etnik bir savaşçı. Lezbiyen olduğunu hissettiren çeşitli ipuçları var. Her romanda olduğu gibi burada da kötüler var elbette (hatta kimin tam olarak iyi, kimin kötü olduğunu tam olarak söyleyemiyorum. Kusurlu karakterler bunlar). George Milton ve Lennie Small'ın katil versiyonları şeklinde tarif edebileceğimiz tilkiye benzeyen Bay Croup ve yumuşak tüylü hayvanları okşamak yerine yemeyi tercih eden Bay Vandemar, o kadar becerikli suikastçiler ki Truva'nın düşmesinde bile parmakları olduğu söyleniyor.

(http://www.sanatlog.com/wp-content/uploads/2010/05/Neil-Gaiman1.jpg)

Kitap çok kolay okunuyor ve hızla bitiriliyor. Bunda Neil Gaiman'ın alaycı, hınzır ama dokunaklı anlatımı kadar çevirmen Evrim Öncül'ün de rolü var kuşkusuz. Yine de keşke daha çok asteriks kullansaydı ve göndermeler daha anlaşılabilir olsaydı. Ayrıca İranlı ilüstratör Azadeh Ramezani Tabrizi'nin kapak resmini çok beğendim ki kendisini Dave McKean ile kıyaslıyorum, az değil. Bunlar bir tarafa, Neil Gaiman'ın o tanıdık tarzını bir kere daha deneyimlemek bende güvenli kollara geri dönmüşüm hissini uyandırdı. Gerçekten çok ilginç saptamaları var adamın. Bu yazıda birkaç yerde örneklerini verdim ama daha fazla misal vermek gerekirse; nişanlısı Jessica için olumlu düşünceler besleyen ve onu gözünde büyüten Richard'a karşılık (her ciddi ilişkide rastlanabileceği gibi) kadının tutumu hayli ince bir espriyle aktarılmış: "Jessica da Richard'da muazzam bir potansiyel görüyordu; bu potansiyel, doğru kadın tarafından düzgün bir şekilde dizginlendiğinde, Richard'ı muhteşem bir evlilik ortağı haline getirebilirdi."

"Richard olayların korkak şeyler olduğunu fark etmişti: Tek tek değil, topluca gerçekleşip birden üstüne atlıyorlardı" gibi hoş sloganların yanında benzetmeleri de insanı büyülüyor doğrusu. Obez ve Rastafaryan bir dövüşçüyü tarif ederken: "Ruislip, Bob Marley şarkıları eşliğinde televizyonda sumo güreşi izlerken uykuya dalmış birinin göreceği türden kötü bir düşe benziyordu" demesi gibi... Bunların yanında o keskin ve acımasız tarzı da insanın canını yakmıyor değil. Kısacık 18. bölümde, insanın damağında garip bir baskı hissi uyandıran tarifsiz bir burukluk yaşatıyor. Belki de ben tüm kitaba hakim olan o "artık asla eskisi gibi olamama huzursuzluğu"ndan hoşlanıyorumdur, bilemiyorum...

"Her zaman istediğin birşeye hiç sahip oldun mu? Ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?"

Yokyer, hayatınızı değiştirecek bir roman değil. Kitabı bir kaçış edebiyatı, bir yol öyküsü, polisiye, fantastik veya sembolik bir hikaye olarak okuyabilirsiniz. Hatta ayrımcılığa ve sosyal tabakalara karşı duruşu olan komün hayatını yücelten politik bir roman olarak da ele alabilirsiniz. Ama bunlar için önermiyorum Yokyer'i. Neil Gaiman okuyucusuyla dalga geçmeyen, onu ciddiye alan bir yazar. Çok tanıdık ve akla yatkın bazı gerçek saptamalarda bulunuyor ve bunları o kadar tereyağından kıl çeker gibi yapıyor ki, şu ana kadar aklınızdaki bu gerçeği bu şekilde aktarılabileceğini hiç düşünmemiş olduğunuzu fark ediyorsunuz. Bir yazarın gerçekten anlatacak birşeyleri olması çok önemli. Beynimi oyalamaktan başka bir işe yaramayan ağır betimlemeler, uzun ve düşük cümleler, daha sanatsal görünsün diye (atıyorum) "evcimen bir duygu değildi ki aşk, beni papatyalarla ezen devinimli, kapılarımı sarsan korkak ve görkemli -ki yalancı bir kuştan daha sevgili; o ayrıca en dışımda değil midir akarsu gibi şırıl şırıl..." gibi saçma salak laflarla benim üzerimden mastürbasyon yapan kitapları hiç tercih etmem. Bunu yazan kişinin anlatacak birşeyi yoktur. Ben onun yerine "Bay Vandemar... Bay Croup'un son söylediğini, tek aşkını kesip inceleyen bir anatomistin dikkatiyle düşündü.." şeklinde bir betimlemeyi tercih ederim. Bu kitabı tavsiye etmemin nedeni Neil Gaiman'ın boşa harcayacak vakti yokmuş gibi kompakt bir doku işlemesidir; her işinde olduğu gibi insanı sarmalayan bir samimiyeti ve uçuran bir hayal gücü vardır. Geleneksel anlatımı yoktur ya da geleneksel temaları değiştirerek kendisine malzeme eder. Her karakteri (büyük küçük ayırdına varmadan) çok boyutlu bir şekilde yer alır öykülerinde. Bir süre sonra onlarla hareket edip onlar için endişelendiğinizi hissettiren "gerçek" karakterlerdir bunlar. Bir yazarın Neil Gaiman'ın eserleri için yaptığı yorumu hatırlıyorum: "Bu edebiyat değilse, edebiyat nedir?"

(http://www.sanatlog.com/wp-content/uploads/2010/05/Karakterler-600-x-588.jpg)

Böyle bir konu bu kadar kolay ve bu kadar gerçekçi aktarılabiliyorsa neden tercihimi Neil Gaiman'dan yana kullanmayayım ki?

Yokyer; Neil Gaiman, İthaki yayınları / 2010

Neil Gaiman's Neverwhere; Graphic Novel. Mike Carey&Glenn Fabry/ (1-9 single magazine 2005, 2006)- 2007

Kaynaklar:

www.neilgaiman.com

http://en.wikipedia.org/wiki/Neil_Gaiman

http://en.wikipedia.org/wiki/Neverwhere_(novel)

http://www.loony-archivist.com/neverwhere/frames.html

Yazan: wherearethevelvets


Bu güzel yazıyı yazan arkadaşımızın eline sağlık.



Başlık: Ynt: YOKYER
Gönderen: hanac - 19 Ağustos, 2011, 14:51:53
Alıntı yapılan: gunessemerci - 19 Ağustos, 2011, 14:48:07
Bu güzel yazıyı yazan arkadaşımızın eline sağlık.

Yazıyı yazan kim ki ?

Burada yayınlamak için izin aldın mı ?
Başlık: Ynt: YOKYER
Gönderen: tommikser - 19 Ağustos, 2011, 15:29:49
İzin alacak kimse yoktu. Anonim bir yazardı anladığım kadarıyla.

İsim  olmadığından izin alamadım umarım aldığıma kızmaz.

Kızarsa da hoş görür, okuyabilmesi için çünkü Altınmadalyon ailesine katılması gerekir  ;D
Başlık: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: kalidor - 13 Eylül, 2012, 13:32:33
(http://3.bp.blogspot.com/_V4w18ZWaPas/TMMONs6TTNI/AAAAAAAAG5c/3QalRhTvDa8/s1600/Almuric-03.jpg)

Robert E. Howard'ın ölümünden sonra 1939'da Weird Tales'te 3 bölüm halinde yayınlanmış olan bilim-kurgu eseri Başka Dünyalar yayınları altında MonoKL Edebiyat olarak Yosun Erdemli'nin çevirisiyle birkaç ay önce ülkemizde yayınlandı. İlk defa 1964'te roman olarak yayınlanan eserde Almuric gezegenin adı ve ana karakter  Esau Cairn adını taşıyor.  Ayrıca John Carter of Mars ile benzerlikler olan eseri 1980'de Marvel Roy Thomas'ın yazdığı ve Tim Conrad'ın çizdiği 4 fasiküllük bir mini serisini de çıkartmış.

Henüz yeni alıp okumadığım için yorum yapamayacağım ama bence Howard'dan bir bilim-kurgu romanı okumak oldukça heyecan verici.

(http://www.hermeskitap.com/catalog/images/monokl_almuric_tn.jpg)

--Tanıtım bülteninden--

Kendisini bekleyen kesin ölümle yüzleşmektense uzayda bir uçuş riskine girmesi için onu teşvik ettim. Ve kabul etti. Evrende insan hayatını destekleyecek hiçbir yer yoktu. Ama insanın bildiklerinin ötesine, evrenlerin ötesindeki evrenlere bakmıştım. Ve üzerinde bir insanın varlığını sürdürebileceği tek gezegeni seçtim - isimlendirdiğim yabani, ilkel ve garip gezegen: "Almuric". Cairn riskleri ve belirsizlikleri benim kadar iyi anlıyordu. Ama hiç korkusu yoktu ve Esau Cairn doğduğu gezegeni terk ederek uzayın derinlerinde yüzen, yabancı, soğuk, garip bir dünyaya gitti...

Hayatım boş değildi; zeka ve fiziksel gücün her bir zerresine ihtiyaç duyan maceralarla doluydu. Şafakla beraber seçilmiş yuvamdan aşağı sallandığımda, güneşin batışını sadece kişisel becerim, gücüm ve hızım sayesinde görebileceğimi biliyordum. Dalgalanan her bir çimenin, her bir maskeleyici çalının, her bir yüksek kayanın anlamını okumayı öğrenmiştim. Her salkımda, ölüm bin bir kılıkta gizleniyordu. Uykuda bile tedbiri elden bırakamıyordum. Gece gözlerimi kapattığımda, sabah açacağımın garantisi yoktu. Tümüyle canlıydım. Bu cümlenin anlamı göründüğünden de fazla. Ortalama bir medeni insan asla tamamen canlı değildir; körelmiş doku kütleleri ve faydasız şeylerin yüklerini çekmektedir. Hayat içinde zayıfça titreşmektedir; duyuları körleşmiş ve uyuşmuştur. Zekasını geliştirirken fark ettiğinden daha fazlasını feda etmiştir.
Başlık: Ynt: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: kalidor - 13 Eylül, 2012, 13:35:30
Kayıp Rıhtım'da Hakan Tunç tarafından yazılmış inceleme yazısı için:

http://www.kayiprihtim.org/portal/inceleme/almuric-inceleme/

Başlık: Ynt: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: kalidor - 04 Ekim, 2012, 14:49:37
Dün gece soluk soluğa bitirdim. Açıkçası beklediğimden daha iyi bir roman. 192 sayfa ama alttaki ve üstteki boşlukları atıp sıkıştırırsanız 110-120 sayfaya iner. Çevirisi de oldukça akıcı. Bilimkurguyla alakası sadece kahramanın dünyadan (arz diye bahsediliyor) Almuric'e olan yolculuğu ki bu birkaç satırla geçiştirilmiş. Diğer yandan asıl konu bir adamın vahşi doğaya, düşmanlarına ve canavarlara karşı mücadelesi.  Barbarlar, kuleli kentler, kanatlı yamyam harpiler, türlü çeşit mahlukat, narin ve güzel kadınlar  ve bolca çelik. Büyü olayına da değinilse uzay Conan'ı diyebilirdim :) Howard'ın yine bol bol barbarlığa övgülerini ve müthiş hayalgücünü görebilirsiniz. Büyük prodüksiyonlu bir yapımla gişe filmi olabilecek bir hikayeye sahip. Conanseverlere ısrarla öneririm.
Başlık: Dresden Files
Gönderen: Solomon Kane - 09 Aralık, 2012, 17:29:34
[IMG]http://img19.imageshack.us/img19/296/dresdendosyalari.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/19/dresdendosyalari.jpg/)



Bir büyücünün başından geçenlerin anlatıldığı bir roman serisi. Türkçeye yalnız 3 tanesi çevrilmiştir ( 4. yoldaymış sanırım) . Jim Butcher tarafından yaratılmıştır. Okurken Vampir kadına aşık olabilirsiniz. (görmenize gerek yok :P ) Herkesin okumasını tavsiye ederim. İlk kitap amatör bir büyücü, mafya çatışması arasında gidip gelmektedir. İkinci kitap ise kurt adamlar hakkındadır. Üçüncü kitap ise hayaletler ve vampirlerle ilgilidir. Bu kitap serisinin birde 12 bölümlük dizisi yapılmıştır. Ben kitabı okuduktan sonra izledim ve işin açıkçası çok hoşuma gitmedi. Ama kitapları okumadan izleseydim şunu derdim evet izlenebilir. Yalnız dizede kahramanımıza yardımcı olan ve bir kafatasında yaşayan Bob karakteri çok çok iyi oturtulmuş. Beni çok eğlendirdi işin doğrusu. Kahramanımızın adını hala söylemediğimi fark ettim ama bunun özel bir sebebi var :) onun adının tamamını bildiğinizde ona istediğiniz büyüyü yapabiliyorsunuz. Ve tahmin edersiniz ki büyücülerin dünyasında bu çok tehlikeli :) ama siz yabancı değilsiniz kahramanımızın adı Harry Blackstone Copperfield Dresden. Babası amatör bir sihirbaz. Ve profesyonel sihirbazların adlarını ona vermiş. :) birazdan Türkiyedeki kitap kapaklarını da koyucam.
http://www.jim-butcher.com/books/dresden (http://www.jim-butcher.com/books/dresden) buradan seriye bakabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: rumar80 - 09 Aralık, 2012, 17:34:24
   Ben zamanında izleme gafletinde bulunmuştum. Yok sayılacak bir dizidir.
Başlık: Dresden Files
Gönderen: Solomon Kane - 09 Aralık, 2012, 17:40:55
[IMG]http://img21.imageshack.us/img21/1301/frtnabycs490x690.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/21/frtnabycs490x690.jpg/)

Fırtına Büyücüsü 1. Kitap

Harry Dresden işinin en iyisiydi. Eh, teknik olarak o işi yapan tek kişiydi. Dolayısıyla Chicago Emniyet Müdürlüğü fanilerin yaratıcılığını ya da kapasitesini aşan bir vakayla karşılaştığında cevaplar almak için onun kapısını çalıyordu. Çünkü 'günlük' dünya aslında tuhaf ve büyülü şeylerle dolup taşıyordu ve bunların büyük bölümünün insanlarla arası iyi değildi. İşte Harry burada devreye giriyordu. Sorun çıkaran tuhaf şeyleri enselemek için bir büyücü gerekiyordu.

Tek bir sorun vardı. Harry tabiri caizse sinek avlıyordu. Bu yüzden polis kara büyüyle işlenmiş bir çifte cinayet vakası için ondan yardım isteyince Harry'nin gözlerinde dolar işaretleri belirdi. Ama kara büyünün olduğu yerde onu yapan bir kara büyücü de vardır. Ve o kara büyücü Harry'nin ismini biliyordu. Olaylar işte o noktada... ilginçleşmeye başladı. Büyü. İnsanı ölüme götürebilir.

"Heyecan verici, iyi kurgulanmış, karmaşık, sürükleyici ve şaşırtacak kadar iyi bir ilk roman." - Chris Bunch

[IMG]http://img515.imageshack.us/img515/2272/kurtadamlardresdendosya.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/515/kurtadamlardresdendosya.jpg/)

Kurtadamlar 2. Kitap

Dresden'e pek iş gelmiyordu...

Daha doğrusu hiç gelmiyordu.Chicago telefon rehberine kayıtlı tek aktif büyücünün oldukça meşgul olduğunu zannedebilirsiniz. Oysa son zamanlarda Harry Dresden ne büyüyle ilgili, ne de günlük bir iş bulabilmişti. Ama tam da güzel bir yemek yemeye yetecek kadar parası bile kalmamışken, onun özel uzmanlığını gerektiren bir cinayet işlendi. Vahşice parçalanmış bir ceset. Tuhaf görünümlü pati izleri. Dolunay. Üç tahmin hakkınız var ve ilk ikisi sayılmayacak..

[IMG]http://img854.imageshack.us/img854/6969/kitap820289.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/854/kitap820289.jpg/)

Harry Dresden kariyeri boyunca pek çok ürkütücü düşmanla karşılaştı. Dev akrepler. Seks düşkünü vampirler. Psikozlu kurtadamlar. Eh, Chicago telefon rehberine kayıtlı tek profesyonel büyücüyseniz böyle şeylerle yüz yüze gelmeniz gayet normal.

Ne var ki, doğaüstü hafiyemiz Harry bu sefer daha önce hiç şahit olmadığı bir durumla karşı karşıyaydı: küplere binmiş bir ruh dünyası. İşkence görmüş, vahşi ve amansız hayaletler tüm Chicago'da akla hayale gelmeyecek sorunlara yol açıyorlardı.

Birisi –ya da bir şey– ortalığı birbirine katmak için onları kışkırtıyordu. Ama neden? Ve onca kurbanın Harry'yle bağlantısı neydi? Eğer hafiyemiz bunu tez zamanda çözmezse, kendisi de bir hayalet olacaktı...

"Fantazya, korku ve dedektiflik romanlarının mükemmel bir birleşimi... Eğlenceli ve bağımlılık yaratan bir macera..."
The News-Star

[IMG]http://img841.imageshack.us/img841/2685/butcherjimdresdenfiles0.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/841/butcherjimdresdenfiles0.jpg/)

Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: Solomon Kane - 09 Aralık, 2012, 17:42:31
Alıntı yapılan: rumar80 - 09 Aralık, 2012, 17:34:24
   Ben zamanında izleme gafletinde bulunmuştum. Yok sayılacak bir dizidir.

ben meraktan izlemiştim :) 300 sayfalık bir kitabı bir bölümde anlatmaya çalışmışlar o yüzden baya sıkıcıydı :) karakterler farklı bölümlerde vardı. Ama kitapta hemen hemen her kahraman her kitapda vardı.
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: hanac - 09 Aralık, 2012, 19:02:50
Çok güzel bir tanıtım, ilgimi çekti.

Beynimin bir tarafına yazdım.
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: Solomon Kane - 09 Aralık, 2012, 20:12:58
Kitapların arka kapağında :) Dresden ' ın gazeteye verdiği ilanın bir kopyası var. :) izmite döndüğümde onuda yazıcam :) o zaman daha çok ilgini çekecektir abi :) bu kitap serisini arada bir ilknokta sitesi kargo ücretsiz çok ucuza vermektedir. % 50 gibi bir indirimle haberiniz olsun :)
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: dean - 09 Aralık, 2012, 22:30:58
2-3 gün önce ilk kitabı almıştım. Şimdi burda da yazıyı görünce okuma sıramda atladı üst sıralara bakalım nasılmış.
Başlık: Ynt: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: kalidor - 11 Ocak, 2013, 17:21:15
Aydınlık Gazetesi'nin Haziran kitap ekinde Almuric tanıtılmış:

http://aydinlikgazete.com/pdf/kitapEki/2012/HAZIRAN/8%20Haziran%20Kitap%20Eki.pdf


Bu arada tanıdık gelecektir, Almuric Conan'da da bir Koth Prens'inin adıydı.
Başlık: Ynt: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: yunusmeyra - 11 Ocak, 2013, 17:51:46
"Uygar insanlar, barbarlardan
daha kabadırlar çünkü
genel olarak, kafatasları parçalanmadan
da kabalaşabileceklerinin
farkındadırlar."
Robert E. Howard
kalidor yazıyı okudum ve Howard'ı tanıtabilen,kitaplarını haber veren "ciddiyette" tanıtım yazıları yazılabildiği ve bunlar basında az da olsa yer bulabildiği için çok memnun oldum..şöyle denmiş yazının bir yerinde:
"..En nihayetinde MonoKL yayınlarından dilimize yeni tercüme edilen, Robert E. Howard'ın Almuric'i de türün
önemli örneklerinden sayılır. R. E. Howard'ın edebiyattaki en büyük etkisi hiç şüphesiz yarattığı Conan karakteridir. Bilindiği
üzere, çok az yazar dünya çapında yerleşik bir üne sahip bir karakteri yaratabilme başarısına sahip olmuştur. Ün olarak
bakıldığında, en az Dracula, Sherlock Holmes, James Bond, Tarzan, Hercule Poirot'la yarışan Conan karakteri yazarın
ölümünden sonra dahi çeşitli yazarlar tarafından kaleme alınmaya devam edilmiştir, çizgi romanları hâlâ üretilmektedir..."

:)  :)  :)
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: gamlıbaykuş - 22 Haziran, 2013, 01:38:49
Serinin 4. kitabı Yaz Şövalyesi idefix' de satışta...

Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: Solomon Kane - 28 Haziran, 2013, 00:11:46
Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 22 Haziran, 2013, 01:38:49
Serinin 4. kitabı Yaz Şövalyesi idefix' de satışta...

işte bu son iki haftadır aldığım en güzel haber :) teşekkür ederim
Başlık: Ynt: Robert E. Howard'dan Almuric
Gönderen: Solomon Kane - 19 Ocak, 2014, 12:02:44
Birazdan gidip alıcam o kadarrrr  8)
Başlık: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: kalidor - 04 Kasım, 2015, 09:24:29
Rüzgarın Adı ismindeki ilk roman 2007 yılında, Bilge Adamın Korkusu isimli ikinci roman ise 2011 yılında yayınlanmıştır. Türün sevenleri tarafından sabırsızlıkla beklenen serinin üçüncü ve son kitabı olacak olan Taş Kapılar ise henüz yayınlanmamıştır. Bu arada Kralkatili Güncesi'nin Peter Jackson tarafından yok filme çekileceği, yok diziye uyarlanacağı gibi iddialar atılsa da şimdilik bu rivayetlerden somut bir şey çıkmamıştır.

(http://www.ilknokta.com/u/ilknokta/img/c/k/r/kral-katili-guncesi-seti-2-kitap-takim20141120084523.jpg)

Serinin 3 kitap olmasının anlamı serinin kahramanı Kvothe'nin başından geçenleri bir tarih yazıcısına, sahip olduğu handa 3 günde anlatmasında yatıyor. Biz ilk kitapta ilk 2 günü dinlemiş olduk. Yaklaşık 2.000 sayfalık ilk 2 kitabın kalınlığı başlamadan önce biraz tedirgin etse de özelikle ilk 70-80 sayfadan sonra genel olarak yalın diliyle su gibi akan oldukça sürükleyici ve mantıklı bir kurgu üzerinden ilerleyen bir eserle karşılaşıyoruz. Her ne kadar fantastik bir seri olsa da eserden bu türü sevmeyenlerin de genel olarak hoşlanacağını düşünüyorum. Mesela serinin kahramanı müzisyen kızıl saçlı Kvothe'nin hayatta ve ayakta kalabilmek için şehrin arka sokaklarında giriştiği mücadele  Dickensvari  müthiş bir anlatıma ve görselliğe sahip. Bunun dışında Kvothe'nin üniversitede geçirdiği dönemler o kadar çocuksu ve sihir/büyü işi olmasa da Harry Potter serisini hatırlatıyor.

(http://1.bp.blogspot.com/-cDfdzbVuhKk/VYQq8flauXI/AAAAAAAACck/ba51NGjLkg8/s400/Kvothe_by_Kim_Kincaid_painted_by_predom.jpg)

Öncelikle seri Medeniyetin Dört Köşesi isimli fantastik bir dünyada (haritası bile var) geçmektedir. Bu çağ bize daha çok klasik erken dönem Avrupa Orta Çağı'nı hatırlatmaktadır.

(http://vignette3.wikia.nocookie.net/nameofthewind/images/2/2a/The_kingkiller_chronicles_map_by_xxtayce-d659pmf.jpg/revision/latest?cb=20141125183749)

Serinin kahramanı Kvothe'yi biraz tanıyıp kısaca bahsedersek; Kvothe ve sonra öyküyü bize anlatan kendini dünyadan gizlemiş ama bir efsaneye dönüşmüş olan Kote, bir Edema Ruh (diyarda genel olarak önyargılı yaklaşılan bu halk çingenelere atıf olsa gerek) olarak kumpanyacı bir ailenin çocuğu olarak doğmuş ve aileden gelen müzisyenlik ve oyunculuk yeteneklerini geliştirmiş ve serinin ilerleyen zamanlarında oldukça usta bir lavta çalgıcısı olmuştur. Kumpanyada misafir ettikleri birisinden etkilenerek ve daha sonra gelişen olaylar neticesinde kendisini önce Tarbean isimli şehirde çok zor bir durumda daha sonra da üniversitede bulmuş ve burada cebirden, kimyaya, simyadan tıpa kadar geniş bir eğitim görüp başarılı bir öğrenci olmuştur. Kvothe her ne kadar yetenekli ve azimli bir karakter olsa da işi her zaman rast gitmiyor ve birçok yerde hüsrana da uğruyor. Bu da onu daha gerçekçi kılan özelliklerinden biri zaten. Seri karakterin çocukluğundan başladığı için onunla beraber büyüyor ve birçok ilkine şahit oluyoruz. Seriyi okurken karakteri birçok yönüyle benimseyeceğinizi düşünüyorum.

İlk iki kitabı Kvothe'nin bize anlattığı yaşamöyküsü üzerinden ve fazla bozgunculuk yapmadan şu evrelere ayırabiliriz:


--Öykünün anlatıldığı ve zaman zaman yönlendirildiğimiz han
--Kumpanyada geçen çocukluk dönemi
--Tarbean isimli şehirde geçen dönem
--İmre isimli şehir ve Üniversite dönemi
--Maer namlı bir bir yöneticinin mahiyetinde Vintas isimli diyarda geçirdiği dönem
--Peri kızı Felurian ile yaşadığı fantastik Fae dönemi
--Silah kullanmayı ve dövüşmeyi öğrendiği Ademre diyarındaki dönem


Her bölümde çok önemli karakterler var. Bunlardan Kvothe'nin (Kote) handaki yardımcısı ve asistanı Bast, Kvothe'nin platonikten öte  esrarengiz sevdiceği Denna, üniversitede gizli isimleri söyleyebilen kafadan çatlak Elodin Hoca, küçük bir anlaşmazlığın büyük bir düşmanlığa dönüştüğü üniversiteden Ambrose Jakis,  üniversitenin altındaki dehlizlerde yaşayan ve çok az kişinin bildiği sevimli kız Auri, efsanevi peri kızı Felurian ve Ademreli paralı asker Tempi öne çıkan bazı karakterler. Tabii  tüm olay örgüsünün başlangıcı olan ama birkaç bilgi kırıntısı dışında malumatımızın olmadığı kötücül Chandrianları (Yediler) da atlamamak lazım.

(http://vignette1.wikia.nocookie.net/nameofthewind/images/1/10/Chandrian_by_sir_heartsalot-d4tckm7.jpg/revision/latest?cb=20121125032232)

(http://fantasy-faction.com/wp-content/uploads/2014/01/Kvothe.jpg)


Seriyi ülkemizde İthaki yayınladı ve halen oldukça uygun fiyata edinebilirsiniz. Serinin çevirmeni ise Yaşlı Adamın Savaşı ve Mongoliad gibi serilerin de başarılı çevirmeni olan  Cihan Karamancı.

İlk 2 kitapta anlatılan olay örgüsüne ve hikayenin akışına bakarak yazar Rothfuss'un seriyi 3. kitapta nasıl bitireceği, 3. kitabın 4.000 sayfadan az olması durumunda açıkçası biraz şüphe uyandırmıyor değil. Mesela serinin kahramanına neden Kralkatili dendiğini henüz öğrenmiş değiliz. Artık bekleyip göreceğiz.

(https://hirtopolis.files.wordpress.com/2013/07/name_of_wind_art.jpg?w=600)

Yazarın ayrıca ülkemizde Sessizliğin Müziği adıyla yayınlanmış ve serideki ana karakterlerden biri olan Auri'yi anlatan "öykümsü" bir kitabı daha var. Auri'nin orjinine veya seriye dair çok az şey anlatan bu kitap ne yazık ki seriyi tamamlayan bir yan eser olmaktan oldukça uzak. Bunun dışında Rothfuss, George R. R. Martin'in editörlüğünü yaptığı fantastik bir öykü derlemesinde serideki karakterlerden Bast için de bir öykü yazmıştır.

(https://epubpdf.files.wordpress.com/2015/06/2015-06-28-01-04-01-yandex-disk-google-chrome.png)


(http://www.wired.com/wp-content/uploads/2014/10/rothfuss-inline.jpg)
Serinin yazarı ve ABD'de bir ünivesitede İngilizce öğretmenliği yapan Patrick Rothfuss

İnternette seriye dair birçok güzelleme,video, illüstrasyon vs bulabilirsiniz. Baş karakter Kvothe'nin müzisyen olması sebebiyle romanda oldukça sık geçen -ki bazılarını yazar öyle betimlemiş ki sanki iyice kulak kabartsanız dinleyecekmişiniz hissine kapıldığınız- şarkıların fanlar tarafından youtube'da yapılmış versiyonlarını dinleyebilirsiniz. Ha bir "Rains of Castemere" değiller o ayrı tabii ;)


Eserin arka kapağında yer alan ve romanı okudukça spoiler içerdiğini anladığınız tanıtımı da ekleyip yazımı sonlandırıyor ve forumda bu seriyi okuyan diğer arkadaşlardan da bu konu başlığı altında seriyle ilgili  yorumlarını bekliyorum.


"Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım.
Trebon kasabasını yakıp kül ettim.
Felurian'la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim.
Çoğu insanın alındığından daha küçük bir yaşta Üniversite'den atıldım.
Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim.
Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım. Benim adım Kvothe.
Belki beni duymuşsunuzdur.
"

[/list]
Başlık: Ynt: Kralkatili Güncesi
Gönderen: hanac - 04 Kasım, 2015, 10:28:34
Çok güzel bir tanıtım olmuş kalidor adminim. Emeğine sağlık.

Ben de şu aralar "Silo" adlı bilimkurgu kitabını okuyorum ve çok çok iyi gidiyor.

Sizden özenerek aynı şekilde ayrıntılı bir tanıtım yapmayı düşünüyorum.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: emre ozdamarlar - 04 Kasım, 2015, 11:01:41
Direk gaza geldim yav, alip okuyasim geldi.
3. kitap da yayinlansin bi bakarim ben buna :)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: alan ford - 04 Kasım, 2015, 11:14:34
 her kitabı çıkar çıkmaz alıp okuduğum şahane bir seri. Rothfuss'un özellikle Leguin'in Yerdeniz serisini çok sevdiği belli ve fırsatını buldukça saygısını sunuyor. Leguin'de övgüyle bahsediyor zaten Kızılsakal'dan. Tenay'ı bir aralar Eşek Ambrosse şarkısıyla ( melodisini hanımın uydurduğu) yatırırdık. Kıkırdaya kıkırdaya uykuya dalardı. Hâlâ aklına geldikçe mırıldanıyor :D Sessizliğin Müziğini'de aldım ama hâlâ okuyamadım. en kısa sürede onu da okuyayım bari.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: emre ozdamarlar - 04 Kasım, 2015, 13:01:28
LeGuin dedin bana kitabi ismarlattin Doga hocam :)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: Harun Ça - 04 Kasım, 2015, 13:18:44
Güzel tanıtım itkiledi. İlknokta'da 2 kitap set %50 indirimli listeme ekliyorum.
Başlık: Ynt: Kralkatili Güncesi
Gönderen: kalidor - 04 Kasım, 2015, 15:56:03
Alıntı yapılan: hanac - 04 Kasım, 2015, 10:28:34
Çok güzel bir tanıtım olmuş kalidor adminim. Emeğine sağlık.

Ben de şu aralar "Silo" adlı bilimkurgu kitabını okuyorum ve çok çok iyi gidiyor.

Sizden özenerek aynı şekilde ayrıntılı bir tanıtım yapmayı düşünüyorum.

Teşekkürler @Hasan abi :) Silo Almuric'i yayınladığı için ayriyeten büyük sempatim olan Monokl'dan çıkmıştı sanırım. Devamı da gelecek herhalde.

Bu arada yapılan kitap, film ve dizi tanıtımlarıyla forumun o ana konu başlığı da bayağı doldu maşallah.

@Doğa Abi Sessizliğin Müziği beklentilerimi karşılamadı. Açıkçası bir orijin öyküsü bekliyordum ama öykü boyunca çatlak bir kızcağızın 6 gün boyunca eşyalarını dehlizlerde bir oradan bir oraya taşımasını, yerleştirmesini ve elini, yüzünü, ayağını yıkayıp durulamasını okudum :D Haa eşyaların ruhuna vakıf olması, onlara karşı gösterdiği nezaket ve koyduğu kurallar neticesinde hareket etmesi vs ilginç tabii. Bir de 3. gündeki o tek kelimelik cümle beni etkiledi. Spoiler olmasın okuduktan sonra konuşuruz. Zaten kitabın son 4-5 sayfasında Rothfuss öyküyle ilgili endişesini açık yüreklilikle anlatmış.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: alan ford - 04 Kasım, 2015, 19:09:23
 Fatih kitapta da Auri'yi çok sevmiştim ben. Ama açık söyleyeyim ben de bir orijin öyküsü zannediyordum. Neyse hafta sonuna kadar elimdekileri bitirir hafta sonu başlarım. Sonra konuşuruz.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 04 Kasım, 2015, 19:29:30
Ben de aldım ama okumadım henüz. Yalnız kitaptaki desenlere baktım biraz. Çok güzeller
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: battlehammer - 04 Kasım, 2015, 19:34:06
kitabı okuyup patrick hayranı olduktan sonra, biraz da rpglere ilginiz varsa youtube'dan acquisitions incorporated Dnd celebrity meta gamelerini de izleyin. Çok eğlencelidir.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: lampard - 04 Kasım, 2015, 21:33:38
Seride çokça bahsi geçen Tenekeci Tanner şarkısı :)

https://www.youtube.com/watch?v=B_Jbzl2Vkv8
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: dean - 04 Kasım, 2015, 23:14:34
  İki sene önce Tüyap'tan almıştım ilk cildi. Ama daha okuyamadım. Zaten ben nedense saçma sapan bi' şekilde kitap okuyamaz oldum. 2014'e kadar ayda 5-6 hacimli kitap okuyan ben, neredeyse iki senedir kitap yüzü görmedim.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: kedidiro - 04 Kasım, 2015, 23:21:21
Klavyene sağlık fatih bey. Gayet doyurucu bir tanıtım yazısı olmuş. Okuduğum dönem watsapta belirtmiştim. İlk kitabın özellikle müzikle ilgili bölümlerini çok sevdim. O bölümlerde ve denna ile olan iliskisinde kitap gücünü hissettiriyor. Ancak fantastik edebiyatta ursula teyze veya tolkien çıtayı o kadar yükseğe koyuyor ki en azından benim okuduğum ilk kitabın fantastik dünyası bunların yanında sönük kalıyor. Tavsiye eder miyim; evet... Ama fantastikten çok müzikle aşkla ve büyümekle ilgili bir kitap olarak
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: kalidor - 05 Kasım, 2015, 10:43:23
Evet Selami Hocam haklısınız. Zaten o sebeple 21. yy olarak belirttim. Geçen yüzyıldaki fantastik eserlerle karşılaştırma yapacak birikimim de yok zaten.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: pikofarad - 05 Kasım, 2015, 11:11:35
Bu güzel inceleme için teşekkür ederim. Ben de bu serinin ve Patrick Rothfuss abimizin sıkı bir hayranıyım. Her ne kadar kendisine 3. kitabı bir türlü bitirmediği için son derece kızsam da yine de kendisini seviyorum. :) Kitabı okuyalı o kadar uzun zaman oldu ki muhtemelen 3. kitap çıktığında seriyi en baştan okuyup 3. kitaba öyle başlayacağım.

Kitap sizin de dediğiniz gibi kalınlığıyla göz korkutsa da, bir anda bitmesiyle de adeta göz yaşartıyor. :)

Yeni, özgün fantastik dünya ve sağlam, farklı, gizemli karakterleriyle bu seri gerçekten okunmayı hak ediyor.

Son olarak Patrick Abimize bir sözle yazıma son vermek istiyorum. Patrick Rothfuss abim, şu 3. kitabı bitir be adam!!! :)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: Nightrain - 05 Kasım, 2015, 11:55:25
Askere gitmeden önce ilk kitabın yarısına gelmiştim fakat n'oldu ne bitti hatırlamıyorum bile. Baştan başlamam lazım fakat kitap çok kalın. 2.kitap daha kalın. :-\
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: emre ozdamarlar - 07 Aralık, 2015, 11:44:55
Dun basladim, ilk 100 sayfayi okudum.

Gideri var, ama kitabin bu kadar unlu olmasini saglayan faktör nedir tam cözemedim henuz. Neyse, Kvothe'nin cocukluguna taniklik ediyoruz simdilik, ilerde olaylar gelisir isalla.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi
Gönderen: pizagor - 07 Aralık, 2015, 12:04:23
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 07 Aralık, 2015, 11:44:55
Dun basladim, ilk 100 sayfayi okudum.

Gideri var, ama kitabin bu kadar unlu olmasini saglayan faktör nedir tam cözemedim henuz. Neyse, Kvothe'nin cocukluguna taniklik ediyoruz simdilik, ilerde olaylar gelisir isalla.

İlk kitabı bitirirken de aynı şekilde hissedeceksin Emre :)

Bakalım aradığımı ikinci kitapta bulabilecek miyim!
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: emre ozdamarlar - 07 Aralık, 2015, 13:38:09
Abi okumayayim o zaman?
Ugrastirmayin beni 2000 sayfa kitapla, kötuyse kötu deyin :)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: pizagor - 07 Aralık, 2015, 14:40:12
Kötü değil ortalama, sadece abartıldığını düşünüyorum. Harry Potter okurken de aynı şey olmuştu, bundan çok daha iyilerini okudum, bu niye böylesi bir ün kazanmış acaba diye diye ikinci kitabın ortalarında bırakmıştım. Harry Potter'a göre daha yetişkin bir tarzı var ama yedi kitap olsa okumazdım. Üç kitap olmasının hatrına devam ediyorum. Esas beğenenlerin görüşlerini almak lazım...
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: hanac - 07 Aralık, 2015, 14:50:41
Ayrıca olaya şu açıdan da bakmak lazım;

Pizagor ormanda hiç bir şeyi (Cat-Woman hariç) beğenmemesi ile de bilinir   :)  8)  ;D
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: pizagor - 07 Aralık, 2015, 15:15:49
Alıntı yapılan: hanac - 07 Aralık, 2015, 14:50:41
Ayrıca olaya şu açıdan da bakmak lazım;

Pizagor ormanda hiç bir şeyi (Cat-Woman hariç) beğenmemesi ile de bilinir   :)  8)  ;D

BLACK CAT!
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: emre ozdamarlar - 08 Aralık, 2015, 11:20:54
Dun devam ettim kitaba. Tarbean'da gecen kisimlar hosuma gitti. Orada Kvothe'nin basindan gecenler ister istemez Oliver Twist'i hatirlatti.
Lanre'nin orijin hikayesi de guzeldi.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: kalidor - 08 Aralık, 2015, 17:21:15
Kitap zaten Kvothe'nin çocukluğu ile devam ediyor. En fazla 4-5 sene geçiyor. Asıl mevzuyu 3. kitapta okuyacağız inşallah  :)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: emre ozdamarlar - 18 Aralık, 2015, 00:53:20
Ilk cilt bitti. Bekledigimden cok farkli bir hikayeydi. Bugune dek okudugum fantastik seriler, Yuzuklerin Efendisi, Ejderha Mizragi, Drizzt ve Yerdeniz'den ibaretti ve bu hikayelerde genelde buyuk ölcekte Epik olaylar yasaniyordu. (Yerdeniz bu konuda farkli, az ama öz olayin gectigi bir seri, felsefi yani cok guclu)

Kralkatili ise epik bir hikaye degil, ilk cilt itibari ile. Cok az sayida karakter var ve hikaye fazla dallanip budaklanmiyor, yasanan olaylar 2-3 dk.da özetlenebilecek bir seviyede neredeyse.

Ama bir sekilde kendini okutuyor, yazarin sade ve akici bir dili var. Insani kendi dunyasina cekiyor, hafiften Stephen King'i hatirlatti, onun da hikayeleri, cumleleri basit gibi durur ama sayfalar farkinda olmadan akar gider.

Neyse 2. cilde basliyorum simdi. Onu da okuyayim yine paylasirim fikirlerimi.
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: emre ozdamarlar - 04 Ocak, 2016, 19:00:51
Ikinci cilt bitiyor, son 40 sayfa kaldi ve kitabi artik tamamen sevdigimi soyleyebilirim. Fae ve Ademre de gecen kisimlar cok hosuma gitti. Bu kitabi okumaktan ve Kvothe'yle tanismaktan fazlasiyla memnun kaldim. 3. kitabi yana yanan bekleyenler kervanina ben de katiliyorum.
Başlık: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: kalidor - 26 Aralık, 2016, 14:37:54
Levent Cantek'in 10 yıl önce yayınlanan 4 sayılık "Tam Macera" çizgiroman dergisinden ve Deli Gücük albümlerinden beri hayranlıkla takip ettiğim bir yazar olan Murat Başekim geçen yıl da "İskit" adlı romanıyla "GİO" yılın romanı ödülünü kazanmıştı. Korku-fantazi türünde verdiği Deli Gücük, Cinhan ve Hayalet Öyküleri,  Hayalet Öyküleri'nden birkaç öyküsünü okuyup çok sevdiğimiz ve oradan devşirilen Demir Abi'nin korku-gerilim ve biraz da mizah yüklü "Demir Dövme Öyküleri", Epik tarihi kurgusuyla "İskit" ve fantastik-tarihi kurgu romanı "Karanlık Çağ" ile birçok türde  eserler veren Başekim İletişim Yayınları'ndan çıkan ve hatta bugünlerde 2. baskısını yapan "Dünyalılar" adlı bilimkurgu öykü derlemesindeki "Salyangoz" adlı öyküsüyle bilimkurgu türünde de eserler veren oldukça üretken bir yazar.

Murat Başekim'in Anadolu korku folklorüne hakim olduğu eserlerinden açıkça anlaşılabiliyor.  Önce bir kısmı Deli Gücük albümlerinde daha sonra ise "DG" adlı Deli Gücük öykü kitabında yer alan Deli Gücük öyküleri ile tekinsiz ve ıssız Anadolu bozkırlarını ve taşrasını mesken edinen bir Anadolu korku öyküsünün nasıl yazılacağını gösteriyor. Özellikle yazar, "Kaynana" adlı bir nevi Deli Gücük orijin öyküsüyle Türkçede yazılmış en iyi cin öykülerinden birine imza atmış. Bu öyküyü yazarken hangi eserleri okuyup ilham aldığını bilmek isterdim. Bu arada  Başekim'in öykülerinde, romanlarında saydığı çeşitli iblis ve ifrit isimleri ve göndermeler ile sadece Anadolu değil, genel olarak korku edebiyatına aşina olduğunu anlıyoruz. Zaten googleda yazar ile ilgili ufak bir araştırma yaparsanız yazarın bu konuda malumat sahibi biri olduğunu görüyorsunuz.

(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/2016/05/murat-basekim-karanlik-cag.jpg)

Burada kendimce bahsedeceğim ise Olasılık Yayınları'ndan çıkmış olan son romanı "Karanlık Çağ". Öncelikle kitabın kapağı çizgiromanseverleri çekecek nitelikte. Bana Dark Horse'un son dönem yayınladığı Truman-Villarebua ikilisinin imzası olan yeni adaptasyon Kral Conan öykülerindeki uzun aksakallı Conan tasvirini anımsatmadı değil.

Roman, düşmanın takvimiyle 776 senesinde Avrupa'nın kuzeydoğu dağlarına zar zor tutunabilmiş halen Orta Asya geleneklerine ve dinlerine bağlı günden güne eriyen "Avar" kavminin 50 kış geçirmiş komutanı ve romanın kahramanı alper "Çungar"ın uyanışıyla başlıyor. İlk bölümlerde ve romanın genelinde kahramanın kendisi ve etrafındaki karakterler aracılığıyla oldukça sık tekrarlanan (ve ne yazık ki bazen sıkan) Alper Çungar'ın gençliğine olan özlemini, Constantinopolis'te Bizans'ın emrinde paralı askerlik yaparken sahip olduğu gençlik, coşku, cesaret, şehvet anılarına ve ömrü tükendikçe güçten düştükçe aklını yitirecek derecede hiddetlenip kendisine ve çevresine zarar veren iç hesaplaşmalarına tanık oluyoruz. Yazarın bu minvalde gençlik, ihtiyarlık ; yaşam ve ölüm üzerine kurduğu cümleler, tasvirler gerçekten de yer yer oldukça düşündürücü ve derinlikli ifadeler.

Yazarın kendisi kitabın arka kapağında "spoiler" vermeye yanaşmamış. O sebeple ben de fazla uzatmadan devam edecek olursam; roman, kahramanın bu iç hesaplaşmaları sırasında Güney Avrupa'dan bir Emevi askeri kafilesinin, başlarındaki Asaf adlı Arap prensin Avar Han'ını, Şarlman'a karşı gizli bir görev için çeşitli hediyelerle ikna edip Çungar'ın komutasında 100 Avar askerini alıp, batıya Öropa'nın tam kalbine götürmesiyle devam ediyor. Asaf'a karşı haklı/haksız büyük kin besleyen Çungar'ın amacı Arapların neyin peşinde olduklarına dair gizemi çözüp yanında daha ömürlerinin baharında olan 100 Avar gencini ve bunu tam olarak itiraf edemese de kendisini sağ salim obalarına geri götürmek. Karanlık Çağ, Öropa'nın balta girmemiş ormanlarında onları takip eden esrarengiz sarı ışık, Şarlman'ın sağ kolu büyülü kılıcı Durendal ile erdemli ve efsanevi şövalye Roland, ölüm kitabı, ceset kent, veba, yedi aziz, şeytanın kızı ve çeşit çeşit ifritin geçtiği tarihi-kurgudan, epik fantaziye uzanan sürükleyici bir roman.

Romanın asıl teması ise dünyanın gramerine yönelik. Eğer "ölüm kitabında saklı olan A'dan önceki 29, Z'den sonraki 10 ve M ile N arası 9 harf bilinirse ve bunlardan oluşan kelimeler seslendirilirse Doğu'nun ve Batı'nın grameri nasıl değişirdi" sorusuna cevap olarak gençlik ve ihtiyarlık, yaşam ve ölüm, Doğu ile Batı, yedi günah ve yedi erdem üzerine etkileyici ve farklı bir eser.

Yedi Aziz ve ölüm kitabı tasvirleri de Türk korku edebiyatı üstüne bence ders nitelikte cümleler barındırıyor.

Murat Başekim'in daha çok yazması dileğiyle...

(http://www.kayiprihtim.org/portal/gorsel/2016/05/karanlik-cag-ust.jpg)

(http://time.maya.k12.tr/wp-content/uploads/2016/01/murat47029771c325c17e1-300x300.jpg)

https://twitter.com/muratbasekim
Başlık: Ynt: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: gamlıbaykuş - 26 Aralık, 2016, 15:19:58
Karanlık Çağ kitabını alıp almama konusunda kararsızdım. Daha doğrusu ha bugün ha yarın derken epey erteledik. Kalidor     un bu tanıtımından sonra hemen sepete eklemeye karar verdim. Bașekim ' in tarzını seviyorum, Hikayelerini büyük bir beğeni ile okumuştum. Bir ara yine bir gözden geçirsem iyi olacak...
Başlık: Ynt: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: gamlıbaykuş - 26 Aralık, 2016, 15:27:27
Sevgili Kalidor, Cinhan bir öykü mü yoksa yayınlanmış bir kitap mı? Kitap sitelerinde göremedim de...
Başlık: Ynt: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: kalidor - 26 Aralık, 2016, 15:38:03
Cinhan, Tam Macera çizgiroman dergisinde yayınlanmış bir nevi okültist/exorcist Kara Oğlan çizgiroman serisiydi. Murat Başekim, senaryosunu yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
Başlık: Ynt: Dresden Files
Gönderen: dean - 26 Aralık, 2016, 16:57:10
  Yarım kalan serilerden biri oldu maalesef. En son beşinci kitap Ölüm Maskeleri 2014 yılında çıkmıştı. Devamı gelmedi. Normalde en son 15. kitap çıktı. Ama biz beşinci kitapta kaldık.
Başlık: Ynt: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: pizagor - 26 Aralık, 2016, 16:59:58
Ne güzel oluyor böyle lezzetli yazılara dalmak. Kalemine kuvvet sevgili Kalidor. Tek sıkıntı yine bir yerlerden Conan'a çıkan yollar :)
Başlık: Ynt: Karanlık Çağ-Murat Başekim
Gönderen: kalidor - 26 Aralık, 2016, 17:33:18
Alıntı yapılan: pizagor - 26 Aralık, 2016, 16:59:58
Ne güzel oluyor böyle lezzetli yazılara dalmak. Kalemine kuvvet sevgili Kalidor. Tek sıkıntı yine bir yerlerden Conan'a çıkan yollar :)

Teşekkürler pizagor :) Forumun alemde resmi olmayan adının Barbar Conan'ın Altın Madalyonu olduğunu unutmayalım  8)
Başlık: Shannara Serisi - Terry Brooks
Gönderen: dean - 28 Aralık, 2016, 15:52:12
  Terry Brooks'un ünlü Shannara kitapları MTV'de ki dizinin başlamasıyle tekrar gündeme geldi. Diziden bağımsız düşündüğümüzde de yayınlanmaya başladığı döneme türü içerisinde damga vurmuştu. Türkiyede serinin bir kısmı  İthaki yayınları tarafından basıldı ama bütün kitaplar çıkmadı. Dediğim gibi dizinin başlamasıyla Shannara'nın Elftaşları ve Shannara'ın Dilekşarkısı yeni baskılarına kavuştu. Eskiden basılan kitapların listesi ise şöyle;

- Shannara'nın Kılıcı
- Shannara'nın Elftaşları
- Shannara'nın Dilekşarkısı
- Shannara'nın İlk Kralı

- Shannara'nın Çocukları
- Shannara'nın Druid'i
- Shannara'nın Elfkraliçesi
- Shannara'nın Tılsımı

  Shannara'nın kılıcının ülkemizde üç kitap halinde basıldığını belirtmek lazım. 2. ve 3. kitaplar tekrar basılsa da henüz Shannara'nın Kılıcı yeniden basılmadı. En son sorduğumda basılacağını söylemişlerdi ama aradan bir yıl geçti. Bu sefer yeni baskıları ile seri tamamlanır mı ? Bilmiyorum. Tamamlanmasını çok isterim. Yine de biraz zor görünüyor. İlk kitabın tanıtım yazısı aşağıda.

(https://c4.staticflickr.com/1/596/31941354235_ef37418de7_o.jpg) (https://c6.staticflickr.com/1/592/31941354165_8cbfb5f8d3_o.jpg)

Bilim ve insanlığın çağının sonu geldi; artık dünyaya hükmetme sırası yeni ırklar ve büyüde. Ancak büyü bile, büyük bir tehlikenin doğmasına engel olabilmiş değil. İblisler serbest ve dünyanın sonu gelmek üzere. Sadece, Shannara soyunun son varisi Wil Ohmsford, Prenses Amberle'yi dünyayı kurtarmayı amaçladığı tehlikeli görevde koruyabilecek güce sahip. İblislerin lideri ise buna izin vermemek için tüm gücünü kullanmaya kararlı.

"Bir fantastik edebiyat klasiği."
-Frank Herbert-

"Brooks'un eserleri, hayatımın büyük bir parçası."
-Patrick Rothfuss-

"Eğer Tolkien fantastik edebiyatın büyükbabasıysa, Brooks da en sevilen amcasıdır."
-Peter V. Brett-

"Eşsiz bir yazar. Eğer Terry Brooks okumadıysanız, fantastik edebiyat okumamışsınız demektir."
-Christopher Paolini-

"Fantastik edebiyatı önemli bir tür haline getiren öncülerden."
-Brent Weeks-

(Tanıtım Bülteninden)
Başlık: Ynt: Shannara Serisi - Terry Brooks
Gönderen: memospinoz - 28 Aralık, 2016, 19:53:03
Benim bildiğim İthaki bunu asla yenilenmiş düzgün bir edisyonla tamamlamaz, tükenmişleri de yeniden basmaz. Umarım yanılırım, ama hiçbir zaman okurdan yana olmadılar. Bir kere baskısı biten bir yayın para kazandırmayacaksa asla yeniden basılmaz. O yüzden "Bilimkurgu Klasikleri" dizisini çıktıkça almak lazım. Hatta fazla fazla almak lazım ki biterse arayan arkadaşlara hediye edilebilsin. Başta Hobbit çizgi romanı olmak üzere Tehlikeli Diyardan Öyküler, Roverandom ve Sigurd ile Gudrun Efsanesi tükenmiş durumda ama yeni baskıları yapılmıyor. Tolkien bile satmıyor mu ki memlekette? Eğer gerçekten de satmıyorsa fantastik edebiyat anlayışı ölmüş, sadece o an popüler olana -çöp bile olsa- hücum ediliyor demektir.

Yeni yıldan dileğim yayınevlerinin özellikle büyüklerinin okurlara biraz daha saygı göstermesi, bitirmeyeceği serilere başlamaması ve bastığı yayın tükenmişse insanları stokçulara, fırsatçılara muhtaç etmeden yeniden basması, basmayacaksa bile lütfedip cevap vermesidir.
Başlık: Fırtınaışığı Arşivi Serisi - Brandon Sanderson
Gönderen: dean - 03 Ocak, 2017, 19:14:45
  Brandon Sanderson'ın 2010 yılında başlayan bir serisi Fırtınaışığı Arşivi. 2010'da ilk kitap The Way of Kings, 2014'te ise ikinci kitap Words of Radiance çıktı. İsminin Oathbringer olması beklenen üçüncü kitap ise 2017'de çıkacak. Serinin 10 kitaptan oluşacağı açıklandı. Ülkemizde kitaplar Akılçelen Kitaplar tarafından basılıyor.

(https://c5.staticflickr.com/1/377/31934511332_698b5923fd.jpg) (https://c1.staticflickr.com/1/342/31707498440_83a30c6de9_o.jpg)

  Seriye başlamayı düşünüyorum. Ama okuyan arkadaşlar varsa yorumlarını büyük bir merakla bekliyorum.

(https://c4.staticflickr.com/1/701/32082981235_a71effdb6b_o.jpg)

Son Issızlık'tan önceki günlerin özlemini çekiyorum.

Elçiler'in bizi terk etmesinden ve Parlayan Şövalyeler'in bize karşı dönmesinden önceki çağın. Dünyada hâlâ büyünün ve insanoğlunun kalbinde de onurun olduğu zamanın...

Dünyayı ele geçirdik ve sonra da onu kaybettik. Görünüşe göre insan ruhu için hiçbir şey zaferin kendisinden daha zorlu değil.

Yoksa o zafer, en başından beri bir aldatmacadan başka bir şey değil miydi? Onlar ne kadar zorlu savaşırsa, direnişimizin de o kadar güçlendiğini mi fark etti düşmanlarımız? Belki de ısı ve çekicin sadece daha kaliteli kılıçları mümkün kıldığını gördüler. Ama çeliği yeteri kadar uzun bir süre boyunca bırakırsan, eninde sonunda paslanıp gider.

İzlediğimiz dört kişi var. Birincisi hekim, tıbbı bir kenara bırakıp içinde bulunduğumuz dönemin en vahşi savaşında bir asker olmaya zorlanmış. İkincisi öldürürken ağlayan bir katil, bir suikastçı. Üçüncüsü yalancı; bir hırsızın kalbi üstüne bir âlimin cübbesini giymiş genç bir kadın. Sonuncusu ise bir yüceprens, yani savaş açlığı tükenirken gözleri geçmişe açılmış olan bir savaş beyi.

Dünya değişebilir. Dalgabağlama ve Kırıkkullanma geri dönebilir; antik çağların büyüleri tekrar bizim olabilir. Bu dört kişi bunun anahtarı. Bir tanesi bizi kurtarabilir. Ve bir tanesi de bizi yok edecek.

"Bir roman yazarının liderlik mekanizmasını ve sevginin insan kalbine nasıl kök saldığını böylesine etkili bir şekilde anlatması sık görülen bir durum değil. Sanderson şaşırtıcı derecede zeki bir adam."
-Orson Scott Card-

"Kitaba bayıldım. Başka bir şey söylemeye gerek var mı?"
-Patrick Rothfuss-

The New York Times Çok Satanlar Listesi'nden Rüzgârın Adı'nın yazarı
(Tanıtım Bülteninden)

(https://c3.staticflickr.com/1/748/31707497930_78ffde433c_o.jpg)
Başlık: Sissoylu Serisi - Brandon Sanderson
Gönderen: dean - 06 Ocak, 2017, 19:39:48
  Zaman Çarkını tamamlayan ve başta Fırtınaışığı Serisi olmak üzere bir çok fantastik eserin yazarı olan Brandon Sanderson'un bir diğer önemli serisi de Sissoylu(Mistborn).

  Sissoylu serisi isimleri "Son İmparator" "Kuşatma" ve "Çağların Kahramanı" olan ana üçlemeye sahip. Bu kitaplar sırasıyla 2006, 2007 ve 2008 yıllarında piyasaya sürüldü. Ülkemizde ise yine Fırtınaışığı Arşivi Serisi gibi Akılçelen Kitaplar tarafından çıkıyor.

(https://c6.staticflickr.com/1/495/32144749165_8df3340a68.jpg)(https://c2.staticflickr.com/1/343/32144749065_15495cd3af.jpg)(https://c5.staticflickr.com/1/313/32106134596_5ccceba863.jpg)

  2011'de yazılmaya başlayan Misborn serisine ait Wax & Wayne kitaplarının ise şimdilik üçü piyasaya çıktı ve dördüncü kitap yolda.

(https://c4.staticflickr.com/1/449/32144748795_3cdaab8dcd.jpg)(https://c7.staticflickr.com/1/577/31769612790_4d47f5ff3e.jpg)(https://c1.staticflickr.com/1/267/32106133976_b5baae329a.jpg)

  Bir zamanlar, dünyayı kurtarmak için bir kahraman ortaya çıkmıştı. Gizemli bir kalıtıma sahip, diyarların üstüne çöken karanlığa karşı cesurca meydan okuyan bir genç adam.
Yenik düştü.

O zamandan bu yana bin yıl geçti ve dünya, Lord Hükümdar olarak bilinen ölümsüz imparator tarafından yönetilen, kül ve sisten oluşan bir çölden başka bir şey değil. Üstelik bin yıldır bütün ayaklanmalar ağır bir hüsranla sonuçlandı.

Ancak her nasılsa umut ölmüyor. İmparatorluğun ve hatta Lord Hükümdar'ın bile sonunu getirmenin hayalini kurmaya cesaret edebilen bir umut. Planlanmakta olan yeni bir tür isyan var; tarihin en büyük soygununun etrafında inşa edilmekte olan bir isyan, dâhi bir hırsızın kurnazlığına ve beklenmedik bir kahramanın, bir sokak çocuğunun kararlılığına dayanan bir isyan.

Gecenin sahibi sisler.
Dünyanın sahibi ise Lord Hükümdar.

(Tanıtım Bülteninden)
Başlık: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: dean - 07 Mart, 2017, 13:43:15
  Diskdünya İngiliz yazar Terry Pratchett'in fantastik serisidir. 1983 yılında "The Colour of Magic" isimli kitapla başlayan seri 2015 yılında "The Shepherd's Crown" ile son bulmuştur. 2015 yılı yazar Pratchett'ında hayatını kaybettiği yıldır.

(https://c1.staticflickr.com/3/2931/33180268801_e99f584d82_z.jpg)

  Diskdünya için seriden ziyade evren diyebiliriz. Bu evrendeki maceralar Great A'Tuin devasa kaplumbağanın üzerinde taşıdığı Disk şeklindeki dünyada geçer. Bu evrendeki maceralar kendi içlerinde de serilere ve karakterlere ayrıldığı için kesinkes izlenmesi gereken bir sıra yoktur. Aşağıdaki görsel biraz yardımcı olacaktır.

(https://c1.staticflickr.com/1/723/33180267331_68516dfa30_c.jpg)

  Seri ülkemizde Delidolu yayınları tarafından yayınlanmakta.

(https://c1.staticflickr.com/1/632/33180264581_23fdb38b9e_b.jpg)

  Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sir Terry Pratchett'ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan, 40 kitaplık, kültleşmiş "DiskDünya" serisinin ilk iki halkası Büyünün Rengi ve Fantastik Işık, Niran Elçi'nin pürüzsüz Türkçesi ve Delidolu Yayınları'nın özenli baskısıyla edebiyatseverlerin beğenisine sunuluyor.

  Tüm zamanların en uzun soluklu dizilerinden biri sayılan DiskDünya, ilk kez okurla buluştuğu 1983 yılından bu yana, gerek özgün hikâyesi gerekse sıra dışı karakterleriyle her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başaran asla eskimeyecek bir başyapıta dönüşüyor.

  Eşsiz mizahı ve ironisiyle hayranlık yaratan Terry Pratchett, sınır tanımaz yaratıcılığını dâhiyane fikirleriyle buluşturarak, okurlarını, DiskDünya adında, devasa bir kaplumbağanın üzerindeki dört filin sırtladığı diskten oluşan, düşünce ile gerçekliğin arasında tutunmaya çalışan benzersiz bir âleme çağırıyor.

  Bin bir çeşit büyünün, ateş püskürten ejderhaların, korkunç canavarların, konuşan ağaçların, kimliği belirsiz yaratıkların, gizemli tanrıların ve ölüme meydan okuyan trollerin arzı endam ettikleri DiskDünya'da, daha önce eşi benzeri görülmemiş detaylarla süslenmiş olağanüstü bir evren resmediliyor.

  Pratchett'ın, yolculuk ve turizm temasını oldukça derinlikli bir şekilde işlediği serinin ilk kitabı Büyünün Rengi'nde tanıştığımız İkiçiçek karakteri, DiskDünya'nın en büyük şehri Ankh-Morpark'a ayak basan ilk turist oluyor. Burada çevresine adeta para saçarak garip davranışlar sergileyen DiskDünya'nın ilk turistine yol göstermesi için bir rehber gerekiyor. İkiçiçek'in imdadına Rincewind adında, heyecanlı tavırlarıyla dikkat çeken, ama okuldan bile atılmasına sebep olabilecek kadar başarısız sayılabilecek bir sihirbaz yetişiyor. Kısa sürede kaynaşan(!) iki yoldaş, ilerleyen zamanlarda tehlikelerle dolu bir maceraya sürükleniyor.

  Olaylar sarpa sarmışken, DiskDünya'daki filozoflar Büyük A'Tuin adlı kaplumbağanın nereye gittiği ya da çiftleşip yeni diskdünyalar yaratıp yaratmayacağı üzerine kafa yormakla meşgul görünüyor. Geleceği değiştirmek isteyen ve Rincewind'in peşine düşmek için oldukça geçerli bir sebebi olan sihirbazların varlığı ise ortama tuz biber ekiyor...

Macera boyunca, ölümden hep kıl payı kurtulan Rincewind'in ve yoldaşının birinci romanın finalinde neyle ya da kimle yüzleşeceği, okur için de büyük bir sürprize dönüşüyor. Öykümüz, bu sürprizin ardından hızla ve sürükleyici bir şekilde serüvene kaldığı yerden devam ediyor. Rincewind, sahip olduğu ama kullanmadığı büyüyü keşfedebilecek mi? DiskDünya'yı sırtında taşıyan kaplumbağanın nereye gittiğini çözmeye çalışanlar sorularının yanıtlarını bulabilecek mi? İkiçiçek geldiği yere geri dönebilecek mi? Rincewind atıldığı okula yeniden kabul edilebilecek mi? Tüm bu soruların yanıtları efsane dizinin ikinci romanı Fantastik Işık'ta açığa kavuşarak serinin üçüncü kitabı için de iştah kabartıyor...

  DiskDünya serisi, hayalgücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden Hamlet, Rüzgâr Gibi Geçti vb. edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmesini bilen göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası...

"İnanılmaz yetenekli bir hicivci."
-The Times-

"Akıl almaz mucitliği DiskDünya dizisini modern kurgunun sonsuz zevklerinden biri kılıyor."
-Daily Mail-

(Tanıtım Bülteninden)
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: Nightrain - 07 Mart, 2017, 13:58:44
Başlardım ama çok uzun bir seri.
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: dean - 07 Mart, 2017, 14:07:52
  Bende ilk iki kitabı aldım. Kitaplar çok kalın değil. Araştırdığıma göre okuması keyifli, sürükleyici kitaplarmış. Bakalım.
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: memospinoz - 07 Mart, 2017, 20:26:29
Bir ara İthaki 13. kitaba kadar yayımlamış sonra klasik olarak -satmadığı için- sonlandırmıştı seriyi. Artık basılmaz falan derken Tudem'in alt kuruluşu olan Deli Dolu el attı seriye ve genel editörün dediğine göre de sonuna kadar devam edecekler. Ama tabii ki bu uzun bir süreç. Öyle 1-2 yılda bitmesi imkansız. Şu anda İthaki'nin yarım bıraktığı yere yaklaştılar. (En son 9. kitap Eric çıktı.) Bu arada Tudem'den de daha önce bu seriye bağlı alt serilerden başka kitaplar da çıkmıştı. Şimdi bunlardan bir kısmı da (Tiffany Sızı serisi) Deli Dolu kapaklarıyla tekrar basılmakta.

Yukarıda İngilizcesi yer alan sıralamanın basılmış olanları Türkçe gösteren versiyonu (Kayıp Rıhtım)

(https://c1.staticflickr.com/4/3682/32465417234_75bd8e244c_b.jpg)

Bence daha derli toplu ve anlaşılır gözüken sıralama (FRPNet)

(https://c1.staticflickr.com/4/3910/32493835173_fab337cee7_c.jpg)

Harita (FRPNet)

(https://c1.staticflickr.com/3/2911/32465414924_28fc17ee10_b.jpg)
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: memospinoz - 07 Mart, 2017, 20:36:24
Bu arada bu sıralamalar kafa karıştırmakta gerçekten yeni başlayacaklar için. Normal kronolojik bir sıralama var 41 kitaplık ister bu sıralamayla okuyun, yine alt seriler de var isterseniz öyle okuyun. Hatta karışık okuyun -en fazla biraz spoiler yersiniz eski kitaplardan- ama mutlaka okuyun.
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: OZAN BALIM - 07 Mart, 2017, 22:53:15
Büyünün Rengi'ne başladım sonunda, hadi hayırlısı. Çok dinamik bir kitap, bazı sahneler çok hareketli, dikkatli okumak gerekiyor...
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: alan ford - 10 Mart, 2017, 18:47:30
  Büyünün Rengi ve Fantastik Işık şahanedir. Disk dünyanın şahane ve yegane turisti İkiçicek , akıllara ziyan büyücü Rincewind ve her eve lazım , hayâllerimi süsleyen akıllı armut ağacından sandık.
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: Harun Ça - 11 Mart, 2017, 20:26:37
İlk 4 kitabı almıştım ama henüz okumaya başlamamıştım şimdi çıkan 9 kitabı daha sipariş verdim artık başlamak lazım. Serinin yayın periyodu hakkında FB'da DeliDolu'nun şöyle bir cevabını okudum; ''Tiffany Sızılar ve Muhteşem Maurice ile birlikte şu anda toplam 15 kitap yayınlandı. 41 kitabın 19 tanesini 2017 sonuna kadar yayınlamış olacağız. Sonraki her sene beş kitap yayınlama planımıza göre, 2022 yılı içinde seriyi tamamlamayı öngörüyoruz:)''
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: OZAN BALIM - 12 Mart, 2017, 01:31:48
Ben de "Tiffany Sızılar ve Muhteşem Maurice DeluDolu etiketi ile yeniden basılacak değil mi?" diye sordum ama henüz cevap alamadım.
Başlık: Ynt: Diskdünya Serisi - Terry Pratchett
Gönderen: memospinoz - 12 Mart, 2017, 11:04:30
Alıntı yapılan: OZAN BALIM - 12 Mart, 2017, 01:31:48
Ben de "Tiffany Sızılar ve Muhteşem Maurice DeluDolu etiketi ile yeniden basılacak değil mi?" diye sordum ama henüz cevap alamadım.

Tiffany Sızı serisi basılıyor zaten. "Küçük Özgür Adamlar", "Gökyüzü Dolu Şapka" ve "Kış Ustası" yayımlandı bile. Ana serinin ve Tiffany Sızı alt serisinin de son kitabı olan "Çobanın Tacı" da yayımlanmıştı. Sadece "Geceye Bürüneceğim" kaldı geriye, o da 2017 yılı içerisinde yayımlanır herhalde. "Muhteşem Maurice ve Değişmiş Fareleri" kitabının ise en azından bir süre daha basılacağını sanmıyorum. Tudem markası altında basılan kitap hala bolca bulunmakta.
Başlık: Tom Robbins /Parfümün Dansı
Gönderen: Hayal Kahvem - 26 Mayıs, 2017, 22:24:49
(http://3.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/Sn1kpUQelQI/AAAAAAAADvs/zNF_tF6I8i0/s200/3335639478_230553384b.jpg)
Bugün gazetede "Pancar içen daha az yoruluyor." başlıklı bir yazı vardı. Bu kez Kanadalı ya da İsviçreli bilim insanları değil de, Britanya'daki Exeter Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı, pancardaki nitratın, oksijen emiliminde azalma sağlayarak sporu daha az yorucu hale getirdiğini belirlemişler. Hay canına sayın seyirciler! Bu yazıyı okuyunca,  hemen Tom Robbins'in Parfümün Dansı adlı kitabı aklıma geldi. Parfümün Dansı adlı kitabın giriş bölümü Günün Konusu diye başlar. Parfümün Dansı adlı bir kitabın bu ilk bölümü resmen pancar tanıtımına ayrılmıştır ve beni acayip şaşırtmıştır. Yazarın bazı cümlelerini yazacağım. Bakın göreceksiniz... Parfüm isimli bir kitapta neden pancar anlatılıyor ki diye düşüneceksiniz. "Pancar sebzelerin en keskinidir..... Diğer sebzelere göre korkunç ciddidir.... Pancar aslında melankolik bir sebzedir. Istırap çekmeye onun kadar isteklisi yoktur. Örneğin insan şalgamı ne kadar sıksa kanatamaz. Pancar tıpkı suç yerine geri dönen bir katile benzer. Vişnenin havuçla işi bittiğinde ortaya çıkan şeydir pancar. Sonbahar mehtabının kuşaklar önceki, sakallı-bıyıklı, çoktan gömülmüş atasıdır. Fosilleşmesine ramak kalmıştır.... Rasputin'in en sevdiği sebzeydi pancar. Adamın gözlerinden belli zaten..." der Tom Robbins.


(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/Sn1rgAgEAFI/AAAAAAAADv0/hMzSF5_9GDw/s200/rasputin.gif)
İşte Rasputin ve pancar sevdiği belli olan gözleri:) Bu arada Rasputin için, 1869 ile 1916 yılları arasında yaşadığı, doğa üstü güçlere sahip olduğu ve hipnozla insanları iyileştirdiği söylenilen, hakkında pek çok efsane anlatılan mistik Rus diye kısaca açıklamak mümkün sanırım. Masum masum manav tezgahlarında yatan pancar hakkında bu yazıları okudukça şaşırmıştım. Neymiş bu pancar böyle?



(http://4.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/Sn1jq1IhNCI/AAAAAAAADvM/9YfuDcWSYJw/s320/13589.jpg)
İşte Tom Robbins! Amerikalı roman ve kısa öykü yazarıdır kendisi. Parfümün Dansı adlı kitabının çevirisini Belkıs Çorakçı Dişbudak yapmış.
Kitaptaki karakterler ölümsüzlüğün sırrının arayışı içinde, zamanın ve mekanın ötesinde geçer. Bir zamanda ve bir yerde küçük bir site devletinin kralıdır Alobar. Bu küçük devletin, krallarını yaşlılığın ilk belirtisi ortaya çıkar çıkmaz öldürmek gibi bir gelenekleri vardır. Kralın yavaş yavaş yaşlanmasını ve ölmesini beklemek büyük felaketlere yol açabilir diye düşünürler. Yüzü kırışmaya yada saç ve sakalında beyaz çıkmaya başladığında öldürülmesi gerekir ki yerine genç biri kral olabilsin. Krallar da dahil tüm halk bu geleneğe gönülden inanırlar. Kralların idam töreni çok onurlu ve estetik bir törendir. Kralın en gözde karısı, zehirli bir yumurtayı kralın ağzına verme sorumluluğunu üstlenir. Ve kral zehirli yumurtayı yiyerek ölür. Böyledir işte bu ülkedeki kralların sonu. Kralların yaşlanmasına ve ecelleriyle ölmelerine izin verilmez. Kahramanımız Kral Alobar ilk beyaz saçına düştüğünde, korkar ölmekten ve hemen koparır bu beyaz kılı. Çünkü diğer krallar gibi ölmek istememektedir. Gözde karısı sayesinde ilginç bir yöntemle ölmekten kurtulacak ve dünyayı dolaşarak yaşlanmamanın sırrını arayacaktır.


(http://1.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/Sn1kdn1jmmI/AAAAAAAADvk/topUTL_D7Gc/s200/Parf%25C3%25BCm%25C3%25BCn_Dans%25C4%25B1.jpg)
Parfümün dansı mı desem yoksa pancarın dansı mı desem bilmem ama gazetede okuduğum bir pancar yazısı aklıma bu kitabı getirdi işte. Eski bir Ukrayna atasözü varmış: "Pancarla başlayan hikaye şeytanla biter!" diye... Bu yazıyı burada sona erdirmeliyim. Hele bir de yazının içinde Rasputin varsa... Kendi yazımdan kendim korktum  vallahi! Aslına bu kitapta bir de Pan geçer. Hani Yunan mitolojisi'nde kır'ın ve çobanların tanrısı diye bilinir. Üstü insan altı keçi olarak tasvir edilir. Kırlarda aniden insanın karşısına çıkıp korkuttuğu için panik kelimesinin buradan üretildiği söylenir. Kral Alobar kitapta Pan'la karşılaşacak ve onun yarı keçi olmasından sebep kötü kokusunu giderecek pancarlı bir parfüm üretecektir belki kimbilir? Şimdi Pan yarı insan yarı keçi olunca, ben diyeceğim ki sşze, yafu taaa mitolojik zamanlarda genetik diye bir bilim mi vardı acaba? "İnsan ve keçi genlerini karıştırıp böyle bir yaratık nasıl oluşmuş ki? Allah Allah!" diyeceğim. Bu yazı uzayıp gidecek... Benim yazım bitmeyecek... Bitmeyecek... İyisi mi keseyim burada... İşte bir pancar yazısı beni gene getirdi nerelere? Böyleyken böyle işte...




Başlık: Ynt: Tom Robbins /Parfümün Dansı
Gönderen: alan ford - 28 Mayıs, 2017, 19:45:17
kitabın Pancarın Dansı adıyla basılmış bir edisyonu da var hakkaten
Başlık: Ynt: Tom Robbins /Parfümün Dansı
Gönderen: bongzilla - 28 Mayıs, 2017, 20:37:23
çok ama çok güzel kitap  :D
Başlık: Burton & Swinburne'ün Olağanüstü Maceraları - Mark Hodder
Gönderen: hanac - 29 Mayıs, 2017, 08:22:06
1. Kitap: Yaylı Bacak Jack

(http://i.idefix.com/cache/600x600-0/originals/0000000428006-1.jpg)

"Ekim sonu, yılın büyük okuma sezonu başlar. Şu andan Noel'e kadar akşamlar uzar, çimler ve bahçe uzun bir kış uykusuna yatar ve serin havalar, kır yürüyüşlerine ve semt gezintilerine ve ardından da iç ısıtan içeceklere davetiye çıkarır. Bu, pazen gömlek ve yün battaniye havasıdır. Bu, hayalet hikayelerinin, yavaş yavaş okunan tarihi romanların ve maceracı cesurların heyecanlı öykülerinin zamanıdır." Ve mevsim hafif bir kışa sarmaya başlar -ileride sertleşecek olan kışa. O karanlık, sıcak, uzun gecelerde zihninizde sıcak, keyifli, masalsı, arkakik bir tat bırakacak olan "Yaylı Bacak Jack" tüm bu koşulları düzgünce harmanlıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 480

Yayınevi: Altıkırkbeş Basın Yayın
Başlık: Ynt: Burton & Swinburne'ün Olağanüstü Maceraları - Mark Hodder
Gönderen: hanac - 29 Mayıs, 2017, 08:23:37
2. Kitap: Kurmalı Adam

(http://i.idefix.com/cache/600x600-0/originals/0000000643813-1.jpg)

Mark Hodder'ın Philip K. Dick ödüllü ve şimdilik 5 ciltten oluşan inanılmaz SteamPunk serisi " Burton & Swinburne'ün Olağanüstü Maceraları " yayımladığımız ilk cildi " Yaylı Bacak Jack " sonrasında daha da derinleşerek " Kurmalı Adam " ile devam ediyor. Eşsiz zaman atlamaları ve tarihin büyük şahsiyetlerinin katılımlarıyla fantastikten, polisiyeye, korkudan gerilime tarihin ve teknolojilerinin keskin bir zeka etrafında toplanıp eksik edilmeyen şiirsel bir dille derinleşen sonsuz Bilim Kurgu Dünyasının eşsiz yazını...
Mark Hodder gerçekten çok ileride !

(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 496
Başlık: Ynt: Burton & Swinburne'ün Olağanüstü Maceraları - Mark Hodder
Gönderen: hanac - 29 Mayıs, 2017, 08:25:24
Bu seriyi okuyan var mı ? Goodreads notları çok iyi.

SteamPunk serisi imiş.

İkinci kitap 42 ₺ den 9.90 ₺ ye düşmüş İdefix'de.

Alsam mı ?
Başlık: Ynt: Burton & Swinburne'ün Olağanüstü Maceraları - Mark Hodder
Gönderen: OZAN BALIM - 29 Mayıs, 2017, 14:07:53
İlk kitabı okudum, fantastik edebiyat - gotik - tarih içiçe. Kurgu ilgi çekici ama 6:45 çevirisi maalesef kötü. Alınabilir, okunabilir yine de...
Başlık: Ynt: Sissoylu Serisi - Brandon Sanderson
Gönderen: dean - 29 Haziran, 2017, 11:55:55
(https://farm5.staticflickr.com/4676/40172133751_d42c8dbe31_z.jpg)

Sissoylu Üçlemesi'nde yaşanan olayların ardından üç yüz yıl geride kaldı ve hem bilimde hem de teknolojide önemli gelişmeler yaşandı.  Trenleri, elektrik enerjisi ve hatta yeni yeni boy göstermeye başlayan gökdelenleriyle, Scadrial artık modern zamanların eşiğinde.
Ancak tüm bu heyecan verici gelişmelere rağmen, büyü bu dünyanın kaderine etki etmeye devam ediyor. Yabanlar adı verilen uzak diyarlarda adalet ve düzen sağlamaya çalışanlar için, Allomansi ve Ferusimya âdeta vazgeçilmez.
Bu kişilerden biri, Allomansi ile metalleri İten ve arzu ettiğinde, daha ağır ya da hafif olabilmek için Ferusimya kullanan Waxillium Ladrian ve o, az rastlanan bir Çiftsoylu. Yabanlar'da geçen yirmi yılın ardından, Wax şimdi silahlarını kaldırmak ve soylu bir Ev'in başındaki kişiye düşen zorunlu görevleri üstlenmek zorunda.

Acaba etkileyici yapıları ve iki yanı dizi dizi ağaçlarla süslü ve şık yollarına rağmen, bu şehir Yabanlar'dan daha tehlikeli bir yer olabilir mi?

"Sanderson, bu türün en başarılı yazarlarından biri olduğunu göstermeye devam ediyor."
-Library Journal-
"Kısmen Sherlock Holmes kısmen X-Men olarak adlandırılabilecek bu roman, okuyucularına heyecan dolu bir okuma vadediyor."
-Publishers Weekly-

(Tanıtım Bülteninden)
Başlık: Ynt: Sissoylu Serisi - Brandon Sanderson
Gönderen: dean - 09 Şubat, 2018, 15:53:12
(https://farm5.staticflickr.com/4704/39461092764_9827c7a8e4_z.jpg)

New York Times Çok Satanlar Listelerinin gediklisi Brandon Sanderson'dan politik entrikalar, büyü ve dövüş sanatlarıyla bezeli bir soygun hikâyesi!

Sissoylu Üçlemesi'nde yaşanan olayların ardından üç yüz yıl geride kaldı ve Scadrial modern zamanların eşiğinde. Bir Çiftsoylu olan ve soylu Ev'inin başına geçen Waxillium Ladrian, Yabanlar'da edindiği şeriflik deneyiminin büyük şehirde de işine yarayacağını artık biliyor.

Sürekli devinen, geleceğe umutla bakan ancak hâlâ dengeleri oturmamış Scadrial toplumu, ilk sınavını iş dünyasına kaos getirmeyi ve dinsel çatışmaları körüklemeyi hedefleyen bir dizi suikast ve terör eylemi karşısında verecek. Artık polis teşkilatının resmen üyesi hâline gelen Wax, eksantrik ortağı Wayne ve zeki bir genç olan Marasi, Scadrial'da her şeyi allak bullak edebilecek bir iç kargaşaya mani olmak zorunda.

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: pizagor - 01 Nisan, 2018, 18:47:26
Seriyi sonlandıracak üçüncü kitap tüm dünyayla aynı anda mayıs 2018'de raflarda...
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: memospinoz - 01 Nisan, 2018, 20:14:47
Değil. O, "Kayıp Rıhtım"ın April Fools' Day şakası.  ;D
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: pizagor - 01 Nisan, 2018, 20:26:53
Eşşek şakası!!!
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: alan ford - 01 Nisan, 2018, 21:50:13
Alıntı yapılan: pizagor - 01 Nisan, 2018, 20:26:53
Eşşek şakası!!!
aynen yedim bende :(
Başlık: Ynt: KralKatili Güncesi - Patrick Rothfuss
Gönderen: gamlıbaykuş - 01 Nisan, 2018, 22:43:06
Alıntı yapılan: pizagor - 01 Nisan, 2018, 18:47:26
Seriyi sonlandıracak üçüncü kitap tüm dünyayla aynı anda mayıs 2018'de raflarda...

Çok sinirlenen insanlar oldu ama bu şakaya:)
Başlık: Ynt: Sissoylu Serisi - Brandon Sanderson
Gönderen: dean - 18 Nisan, 2018, 01:25:55
(https://farm1.staticflickr.com/862/40819134784_95056cdc7c_z.jpg)

Matem Bantları, Lord Hükümdar'ın sahip olduğu ve takanlara onun güçlerini bahşettiği rivayet edilen efsanevi metalakıllar. Ama Matem Bantları'nın gerçekten de var olduğunu düşünen tek bir kişi bile yok neredeyse...

Bir araştırmacı kandranın, yanında Matem Bantları'nı tasvir eder gibi görünen bazı görseller ve hiç kimsenin okuyamadığı bir dilde yazılmış metinlerle Elendel'e dönmesi, şehirde büyük bir heyecan yaratıyor. Waxillium Ladrian, durumu soruşturmak için güneye, Yeni Seran şehrine gitmekle görevlendiriliyor.

Bu yolculuk sırasında, amcası Edwarn ve Küme olarak bilinen karanlık örgütün gerçek emellerine işaret eden ipuçları keşfedecek.
İster geçmişte isterse gelecekte geçsin, Brandon Sanderson'un yazdığı kitaplar, fantastik edebiyattan keyif alan ve dünyanın dört bir yanında yaşayan hayranlarını büyülemeye devam ediyor.

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)
Başlık: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: pizagor - 17 Temmuz, 2018, 12:40:19
(https://farm2.staticflickr.com/1789/43464031661_dd9e7e76e9.jpg)


Ölümsüzlerin Kızı


Prenses Diana, kendini efsanevi savaşçı kız kardeşlerine kanıtlamaya can atmaktadır. Bunu yapabilmek için eline nihayet fırsat geçtiğindeyse zafer kazanma şansını, ölümlü bir hayatı kurtarmak uğruna hiçe sayıp sürgüne gönderilme pahasına Amazon yasalarını çiğner. Diana kısa süre sonra kurtardığı kızın hiç de sıradan biri olmadığını ve onu kurtarmasının bütün dünyayı kıyamete sürükleyecek sonuçlar doğurabileceğini öğrenir.


Ölümün Kızı


Alia Keralis, aşırı korumacı ağabeyinden kaçabilmek için bir yarıyıl tatilini denizde geçirmek ister ama varlığının bile bir dünya savaşı başlatabileceğine inanan kişiler tarafından takip edildiğinin farkında değildir. Bindiği gemide bomba patladığında Alia, gizemli ve olağanüstü kuvvetli bir kız tarafından kurtarılır ve korkunç bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır: O bir Savaşgetiren'dir ve Truvalı Helen'in soyundan gelmektedir. Kaderinde kan ve ıstırap dolu bir çağ başlatmak vardır.


Birlikte


Yetenekleri sınanan Diana ve Alia, dünyalarını kurtarabilmek için bu savaşta omuz omuza vermek zorundadırlar. İki kız birlikte hem ölümlü hem de ölümsüz düşmanlardan oluşan ve amaçları Savaşgetiren'i yok etmek ya da ele geçirmek olan bir orduyla çarpışacaktır.


"Savaşgetiren kesinlikle büyüleyici; her cümlesi duyularınızı, 'İnanılmaz, bu yepyeni bir şey!' hissiyle harekete geçiriyor."


Libba Bray, The New York Times çoksatan yazarı


Bir Amazon'un verdiği söz, hafife alınmaz.


Diana derin bir nefes aldı. "Hayır, ölümlü sözü değil. Amazon yemini istiyorum."


Alia'nın gözleri kocaman açıldı. "Ne istiyorsun?"


"Amazonlar. Savaştan doğmuş, yalnız ve ancak kendi kendilerine hükmetmeleri için yaşama gönderilmiş kadınlar. Bu anlaşmayı onların sözleriyle yapacağız. Anlaştık mı?" Alia başıyla onayladı ve Diana yumruğunu kalbinin üzerine yerleştirdi. "Savaştaki kız kardeşim, ben senin kalkanın, senin kılıcınım. Nefes alıp verdiğim müddetçe düşmanların sığınak bulamayacaklar. Yaşadığım müddetçe, senin davan benim davamdır."


Alia da elini kalbinin üzerine koyarak bu sözleri tekrarladı. Bu, Diana'nın daha önce hiç kimseyle paylaşmadığı, sonunda onu bir katile dönüştürebilecek bir sözdü.


İşte tam o anda, etraflarını saran hava adeta yırtılarak açıldı. Oldukça yüksek, kesik kesik bir gürültü Diana'nın kulaklarına doldu. Bu sesi tanıyordu, Kâhin'in sularında gördüğü görüntülerden hatırlamıştı. Silah sesi.


"Bardugo, güçlü kadın kahramanın simgesi haline gelmiş Wonder Woman'ın değerini hakkıyla veriyor."


Booklist


"Sinematik savaş sahneleri ve zamana karşı verilen savaş, heyecanı daima zirvede tutuyor ama bu kitabın parlamasını sağlayan şey, Diana ve Alia'nın birbirine verdiği destek."


Kirkus Reviews
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: NIC - 17 Temmuz, 2018, 16:39:44
Özgür senin yorumun nedir peki,bu tarz yorumlar aşağı yukarı aynı oluyor ama sen ne düşünüyorsun merak ettim
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: pizagor - 17 Temmuz, 2018, 21:55:37
Geçenlerde bir de Demir Adam romanı çıkmıştı hatırlarsanız. Onda da benzer bir tepki vermiştim: alla alla çizgiroman ve türev piyasaları bu kadar mı büyüdü, kim bu romana para bağlar, kaç kişi para verip de bu romanı alır?!! Anlayacağınız çizgi karakterlerin romanlarına oldukça mesafeli duruyorum.
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: pizagor - 17 Temmuz, 2018, 22:04:12
Şunu da belirtmem lazım, tamamen önyargı benimkisi. Birileri çıkar da itkilerse ben de yukarıda dediklerimi yutar, 'Savaşgetiren' elimde bir fotoğrafımı eklerim artık bu başlığa  :)
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: NIC - 17 Temmuz, 2018, 22:07:10
Bende paylaşımın sonrasında şaşırdığım için yorumunu merak etmiştim, sahi bu tarz kitapları alan var mıdır ki?
Alıpta beğenen var mıdır? Forumda uzun uzun paylaşır mı ki? Kafamda deli sorular ???
Başlık: İskandinav Mitolojisi - Neil Gaiman
Gönderen: pizagor - 02 Ekim, 2018, 08:25:43
(https://farm2.staticflickr.com/1975/44326854314_59be808b97.jpg)[/url]

"Başlangıçtan önce hiçbirşey yoktu: ne toprak vardı ne gökkubbe, ne yıldızlar vardı ne de gökyüzü. Şekilsiz ve şemalsiz, sisten bir alem ile durmadan yanan ateşten bir alemdi var olan."

Neil Gaiman, eserlerinde fantastik diyarlar yaratırken kadim mitolojilerden her zaman ilham alan bir yazar olmuştur. Şimdi ise dikkatini bu diyarların kaynağına yöneltiyor ve destansı kuzey masallarını kendine has üslubuyla anlatıyor.

İskandinav Mitolojisi'nde yazar mühim İskandinav tanrılarını tasavvur ederken mitlerin aslına sadık kalıyor: Odin, Yüceler Yücesi, bilge, cüretkâr ve kurnaz. Thor, Odin'in oğlu, muazzam kudretine rağmen tanrıların en bilgesi olduğu söylenemez. Ve Loki, Odin'in kan kardeşi, oyunbaz ve önünde kimsenin duramadığı bir düzenbaz.

Gaiman, eski çağa ait bu hikâyeleri tıpkı bir romancı gibi ele alıyor; hikâyeler efsanevi dokuz âlemin yaratılışından başlıyor ve tanrıların, cücelerin, devlerin maceralarıyla devam ediyor. Thor'un çekicinin nasıl çalındığından, içenlere şairane ilhamlar veren bal şarabının kaynağının ne olduğuna kadar pek çok mit Gaiman'ın nüktedan cümleleriyle yeniden hayat buluyor. En nihayetinde her şey tanrıların alacakaranlığında doruğa çıkıyor: Ragnarök'te...

"Gaiman'ın her zamanki gibi yalın ve su gibi akan kelimeleri ortaçağ metinlerinin dramatik gücünü yansıtmayı başarıyor. Hikâyeleri anlatma tarzı yediden yetmişe herkese uygun ve bu hem yerinde hem de akıllıca bir hamle."

–Ursula K. Le Guin

"İskandinav Mitolojisi'nde Gaiman eski mitleri öyle canlı anlatmış ki okurken yatak odam Valhalla'ya dönüşecek sanmaya başladım. Cüceler, devler ve yaratıklar da dahil tüm İskandinav panteonunu bir film ya da roman gibi işliyor. Ne yalan söyleyeyim, kendime göğüs zırhı sipariş etmeme şu kadar kaldı. Takdiminde Gaiman'ın da dediği gibi, bu öyküler dünyayı yaratan ateş ve buzdan başlayıp dünyayı sona erdiren ateş ve buza giden yolculuğu anlatıyor."

–Lidia Yuknavitch

"Bu kitap sayesinde, çocukken severek okuduğum mitler yeni nesle, baştan keşfedilmek üzere anlatılacak. Ne de olsa, tekrar anlatılamayan öyküler unutulmaya mahkumdur ve her neslin bu mitleri yeniden keşfetmesi ve anlaması gerekir."

–Joanne Harris



Dün elime geçti. Normal baskısını tercih ettim. Açıkçası kitapta kullanılan koca boyutlu font tercihi hoşuma gitmedi.

Akşam da bir kitabevinde sert kapak versiyonuna baktım. Şömizin altındaki kapak çok afili olmuş...

Başlık: God of War: Resmi Roman Uyarlaması - J. M. Barlog - İthaki
Gönderen: dean - 31 Ekim, 2018, 14:14:07
(https://farm2.staticflickr.com/1976/44923380154_e399a446e1_o.jpg)

RESMİ ROMAN UYARLAMASI

Savaş Tanrısı'nın şimdiye kadarki en duygusal ve zorlu yolculuğunda siz de Kratos ve oğlu Atreus'a katılın...

Olimpos Tanrıları'ndan aldığı intikamın üzerinden yıllar geçen Kratos, artık hayatına İskandinav tanrılarının ve canavarlarının diyarında devam ediyordu. Bu sert ve amansız topraklarda hayatta kalmak için savaşması gerekiyordu... ve oğluna da bunun nasıl yapılacağını öğretmesi. God of War'un şaşırtıcı yeniden anlatımı, serinin tatminkâr savaş sahnelerini, nefes kesici atmosferini ve güçlü kurgusunu bir üst seviyeye taşıyor.

God of War 2'nin senaryo danışmanı olan J. M. Barlog'un God of War oyunlarının direktörü ve yazarı Cory Barlog'la işbirliği yaparak yazdığı roman, hem oyunun hayranları hem de fantastik edebiyat severler için eşsiz bir okuma vadediyor.
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: memospinoz - 23 Kasım, 2018, 17:14:34
(https://farm5.staticflickr.com/4809/32143070038_99f46fa58a.jpg)

Batman olmadan önce, Bruce Wayne'di.

En büyük düşmanı olabilecek kız için tüm kuralları yıkmaya hazır, gözü kara bir genç.


Gecegezenler Gotham Şehrinde Terör Estirmektedir.

Şehrin elitleri teker teker öldürülmekte, yaşadıkları malikanelerin güvenlik sistemleri onlara karşı kullanılmaktadır.

Listelerindeki Bir Sonraki Isim Bruce Wayne'dir.

On sekiz yaşına basıp ailesinin servetini almaya hak kazanan Bruce, Wayne Sanayi'nin yanında, hayallerini süsleyen tüm teknolojik aletlerin de sahibi olmuştur. Ancak doğum günü partisinden dönerken Arkham Tımarhanesi'nde kamu hizmeti yapmakla sonuçlanacak içgüdüsel bir tercih yapar.

Madeleine Wallace Zeki Bir Katil... Ve Bruce'un Tek Umududur.

Akıl hastanesinde tanıştığı Madeleine Wallace, Gecegezenlerle bağlantısı olan zeki bir katildir ve sadece Bruce'la konuşmaktadır. Bruce kızın gizemini çözmeyi kafasına koyar fakat onu, sırlarını ortaya dökmesi için teşvik mi etmektedir yoksa Madeleine'in Gotham'ı dize getirmesini sağlayacak bilgiler mi vermektedir?

Boyut: 13.5x21 cm, Ciltli
Sayfa Sayısı: 320
Etiket Fiyatı: 59.90 TL

Çıkış Tarihi: 28/11/2018
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: memospinoz - 23 Kasım, 2018, 17:19:59
Catwoman ve Superman de varmış sırada. Bakalım onlar ne zaman çıkacak.

https://www.goodreads.com/series/177740-dc-icons
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: noir - 23 Kasım, 2018, 18:58:44
Okumadan içerikleriyle ilgili yorum yapamam ama tanıtım yazılarından, kitap kapaklarından ve çıkan yayınevinden yola çıkarak şunu söyleyebilirim çok çok kötü gözüküyorlar
Başlık: Ynt: DC Icons Serisi - Pegasus Yayınları
Gönderen: memospinoz - 23 Kasım, 2018, 19:09:36
Zaten YA (Young Adult: genç yetişkin?) denilen 12-18 -kimine göre 14-21- yaş aralığındakilere hitap ediyormuş. Tabii kitaptaki kahramanlar da ergen oluyor haliyle.  ;D
Başlık: Merdivenler Kenti
Gönderen: hennessy - 25 Kasım, 2018, 00:45:56
(https://farm5.staticflickr.com/4889/31098749287_500f95ddb2_o.jpg)

Bir zamanlar Bulikov kenti ilahların gücüne sahipti ve onlar bu gücü milyonları boyunduruk altına almak için kullandılar... ta ki o ilahlar öldürülene dek. Şimdiyse, Bulikov'un tarihi sansürlü ve yasaklıydı. Tüm kıta ise uzun yıllardır sömürdükleri ülke tarafından işgal edilmişti, Bulikov başta olmak üzere. Fakat artık mantık sınırlarının dışında işleyen, hiçbir yere çıkmayan sayısız merdivenle bezeli bu İlahi Kent, Kıta'nın eski görkemli günlerinin bir hayaletiydi yalnızca.

Her günü ayrı kaosla geçen Bulikov'da beklenmedik bir cinayet işlenince, bu cinayetin yarattığı diplomatik karmaşayı çözmesi için Shara Thivani ve sekreteri Sigrud, Bulikov'a gelmekle görevlendirildi. Her ne kadar tehlikesiz görünse ve resmiyette bir kültür elçisi olsa da Shara aslında Saypur'un elindeki en başarılı ve tehlikeli casus, aynı zamanda da bir Kıta tarihi uzmanıydı. Bulikov'a asıl geliş amacı da işlenen cinayeti çözmek, Saypur'a karşı gelişen bir tehdit olup olmadığını belirlemekti. Ancak kentin altında komplolar dönmeye, ilahların öldürülmesinden beri şahit olunmayan mucizeler yeniden vuku bulmaya başlayınca, bir zamanlar öldüğüne inanılan tanrıların, gerçekten ölü olup olmadığı şüphesi Shara'nın aklını kurcalayacaktı.
Başlık: Buz Ejderhası - Epsilon Yayınları
Gönderen: memospinoz - 07 Aralık, 2018, 21:00:16
(https://farm5.staticflickr.com/4872/45306224105_fef5c91bf5.jpg)

George R. R. Martin ve muhteşem çizimleriyle Luis Royo, Buz Ejderhası'nda yan yana gelerek bir başka efsaneye hayat veriyor!

Küçük ve cesur bir kız olan Adara buz ejderhasını ilk kez ne zaman gördüğünü hatırlamıyordu. Sanki ejderha hep orada, hep onun hayatındaydı. Diğer çocuklar soğuktan kaçarken Adara karda oynar, buz ejderhasını uzaktan izlerdi. Soğuktan korkmuyordu. Kış çocuğuydu o, atalarının bile hayatlarında gördükleri en korkunç kışta doğmuştu. Dört yaşındayken ejderhaya dokunabildi.
Beş yaşındayken onun geniş, soğuk sırtına ilk defa bindi. Sonra, yedi yaşına bastığında, sakin bir yaz günü, kuzeyden gelen ateş ejderhaları Adara'nın yaşadığı huzurlu çiftliğe saldırdı. Burayı sadece bir kış çocuğu ve onu seven buz ejderhası koruyabilirdi.

Filme de uyarlanacak olan Buz Ejderhası kaçırılmayacak arşivlik bir eser.

George R. R. Martin

(https://farm5.staticflickr.com/4897/32347022918_25a0355d18_n.jpg)

İlk kitabı Taht Oyunları olan, New York Times çoksatanı Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin yazarı George R. R. Martin, Time tarafından "Amerikalı Tolkien" olarak tanımlandı.
Martin, günümüz fantastik edebiyatının önde gelen yazarlarındandır.

Luis Royo

(https://farm5.staticflickr.com/4914/45495336534_044b1460c5_n.jpg)

En çok fantastik dünyaları anlatan illüstrasyonlarıyla tanınan Luis Royo, İspanyol bir sanatçıdır. Otuzdan fazla seçki kitabı yayımlanmıştır. Barselona, Madrid, Milan, New York, Seattle ve St. Petersburg'da çalışmaları sergilenmiştir. Çalışmalarının bir kısmı sanatçının resmi web sitesinden görülebilir: www.luisroyo.com

Buz Ejderhası Hakkında Övgüler:

"Buz Ejderhası, Martin'in kadifemsi, zengin üslubunun sihri ve güzelliğiyle dolu. Her yaştan okur, kahramanlar, ejderhalar, ailenin gücü ve özel bir kızın yetişkinliğe adım atışıyla ilgili eskimeyecek bu hikâyenin büyüsüne kapılacak. Hediye etmek için harika bir eser."

-Voya

"Bu fantastik hikâye, türle kısa ama değerli bir tanışma imkânı sağlıyor, hem kızların hem erkeklerin ilgisini çekecektir."

-School Library Journal


Boyut: 13.5x21 cm, Ciltli
Sayfa Sayısı: 120
Etiket Fiyatı: 25 TL
Başlık: Ynt: Buz Ejderhası - Epsilon Yayınları
Gönderen: memospinoz - 07 Aralık, 2018, 21:22:39
(https://farm5.staticflickr.com/4875/46169033922_08dcc9edd3_c.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4852/45306805105_87caf97bcb_c.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4905/45495771524_44a2e4b97c_c.jpg)
Başlık: Ynt: Buz Ejderhası - Epsilon Yayınları
Gönderen: gamlıbaykuş - 07 Aralık, 2018, 23:00:07
Luis Royo' nun çizimleri için alacağım.
Başlık: Ynt: Merdivenler Kenti
Gönderen: memospinoz - 26 Ocak, 2019, 01:25:32
(https://farm8.staticflickr.com/7853/46875795131_10e2af0f79.jpg)

Locus En İyi Fantazi Romanı Ödülü Adayı
Hugo En İyi Seri Ödülü Adayı


İlahi Kentler serisi, ikinci kitabı Kılıçlar Kenti'yle devam ediyor.

Bir zamanlar Voortyashtan kenti Ölüm ve Savaş Tanrıçası Voortya'nın gücüne sahipti ve onlar bu gücü bilinen dünyayı boyunduruk altına almak için kullandılar... ta ki İlahları, iki ulus arasında tüm dünyanın seyrini değiştirecek bir savaşın ilk zayiatı olarak suikasta uğrayana dek.

Bir zamanlar dünyanın en büyük ve en işlek limanına sahip olan Voortyashtan, Voortya'nın ölümüyle hem limanını hem de kentin büyük kısmını kaybetmişti. Voortyashtan'ın eski kabileleri, şehirde huzuru sağlamaya çalışan Saypuri yönetimi ve burada yeni bir liman inşa etmeye çalışan yeni Dreyling ülkesi arasında kırılgan bir denge vardı.

Eski Bulikov vilayet valisi, savaş kahramanı Turyin Mulaghesh, Bulikov'da yaşananlardan sonra emekli olmayı seçmişti. Fakat Shara Komayd'ın emriyle Voortyashtan'a gönderildiğini öğrendiğinde hiç de mutlu olmayacaktı. Elinden hem emekliliği alınmıştı hem de Kıta'nın en tehlikeli kentine gizli bir görevle gönderiliyordu. Üstelik bir asker olarak değil, bir casus olarak. Mulaghesh'in hayattan istediği şeyse, ömrünün kalanını sahil boyu kulübesinde sarhoş bir halde geçirmekti.

Okyanusun derinliklerinde uyanan bir şeyler vardı. Ve Turyin Mulaghesh'in en istemediği şey ölmüş ve gömülmüş olması gereken şeylerle bir kez daha yüzleşmekti.

Fakat bu sefer bir seçme şansı olmayacaktı.

Sayfa Sayısı: 496
Etiket Fiyatı: 45 TL
Başlık: Işıkyaratan Serisi - Brent Weeks
Gönderen: dean - 13 Şubat, 2019, 15:52:37
(https://farm8.staticflickr.com/7820/46358453544_9467da4070_o.jpg)

Son yılların en güçlü fantastik serilerinden Işıkyaratan, ilk kitabı Kara Prizma'yla başlıyor.

"Kara Prizma, unutulmaz karakterleriyle, sürekli şaşırtan hikâyesiyle ve kesilmeyen aksiyonuyla beni ilk sayfasından itibaren esir aldı." —TERRY BROOKS

"Brent Weeks'in bu kadar iyi olması canımı sıkıyor." —PETER V. BRETT

Işığın, tüm büyülerin kaynağı olduğu bir dünyada, Gavin Guile ışığın kırılımındaki tüm renkleri kullanabilen, barışın ve gücün odağındaki Prizma'dır. Halkın imparatoru ve dini lideri olan Prizma, büyünün dengesini sağlamakla yükümlüdür. Ancak Prizmaların ömürleri çok kısadır.

Gavin Guile da tam olarak ne kadar ömrü kaldığını biliyordu. Zekâsı, adaleti ve elinde bulundurduğu güçle görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getiren Gavin'in Prizma olarak süresi dolmadan gerçekleştirmek istediği beş şey vardı. Ancak bir oğlunun olması bunlara dahil değildi.

Uzak bir Satraplık'ta bir oğlu olduğunu öğrenen Gavin ya oğlunun iyiliğini ya da bugüne kadar kurduğu düzeni seçmek zorunda kalacaktı. Bu uğurda vereceği kararlar Gavin'in karanlık sırlarını ortaya çıkaracak ve geçmişiyle yüzleşmesine neden olacaktı.

David Gemmell En İyi Fantazi Romanı Ödülü adayı
Başlık: Watership Tepesi - Epsilon Yayınları
Gönderen: memospinoz - 06 Mart, 2019, 20:39:29
(https://farm8.staticflickr.com/7801/47248870392_2570e99143.jpg)

Keşif ve mücadele üzerine klasikleşmiş bir anlatı. Büyülü bir şekilde yazılmış ve unutulmayacak bir eser.
-The New York Times

"Tüm dünya sizi öldürmek isteyebilir, ama önce yakalamaları gerekecek..."

Richard Adams'a Carnegie Madalyası kazandıran başyapıtı Watership Tepesi, kolonilerinden ayrılıp kendilerine yeni bir yaşam kurmaya çalışan bir grup tavşanın destansı yolculuğunu anlatıyor. Doğanın ve insanların acımasızlığıyla tavşanların dehası arasındaki bu ölüm kalım mücadelesi, gizem ve gerilim yüklü bir varoluş savaşına dönüşüyor.

Nedir yapayalnız bir koloninin hayatta kalmasını sağlayan şey; bilgi mi, güç mü, yoksa sadece şans mı? Richard Adams bir koloniyi koloni yapan şeyin ne olduğunu göstererek çözüyor bu karanlık problemi. Korkuyla umut arasında salınan, içgüdülerinizi harekete geçirecek bir kaçış öyküsü anlatıyor. Yayımlandığı günden bu yana Watership Tepesi'ni bir ziyaret merkezi haline getiren, birçok kez TV ve sinemaya uyarlanan ve farklı popüler yapımlara ilham veren, tüm zamanların en iyi 100 kitabından biri seçilen Watership Tepesi doğa ve toplumla ilişkimizi masalsı, berrak ve çarpıcı bir dille sorguluyor.

Sayfa Sayısı: 488
Etiket Fiyatı: 39.5 TL
Başlık: Ynt: Watership Tepesi - Epsilon Yayınları
Gönderen: memospinoz - 06 Mart, 2019, 20:42:00
Daha önce Arkabahçe tarafından yayımlanmıştı. Sanırım 10 yıldır baskısı yok. Sonunda Epsilon yayımlamayı akıl etti. Netflix dizisi çıkınca herhalde.  :D Çevirmeni de aynı kalmış.
Başlık: Ynt: Watership Tepesi - Epsilon Yayınları
Gönderen: Harun Ça - 07 Mart, 2019, 21:20:14
İzlemek isteyen olursa 2018 yapımı 4 bölümlük mini seri animasyon diziside var. Okumak istiyordum yeni baskı yapması iyi oldu.
Başlık: The Unbeatable Squirrel Girl: Sincap Dünyayla Tanışıyor - Beta Yayınevi
Gönderen: memospinoz - 23 Mart, 2019, 21:07:11
Dünyayı Kim Yönetir?
Sincaplar!

On dört yaşındaki Doreen Green, güneşli California'dan New Jersey'nin banliyölerine taşındı. Yeni bir okula başlamalı, yeni arkadaşlar edinmeli ve kuyruğunu saklamaya devam etmeli. Bu doğru, Doreen sincapların gücüne sahip!

Yeni en iyi arkadaşını bulmak için yaptığı birkaç denemede başarısız olduktan sonra, Doreen kendini yalnız ve kafese tıkılmış vahşi bir hayvan gibi, adeta kapana kısılmış gibi hissediyor. Sonra bir gün Doreen, bir grup baş belasının mahallede yarattığı sıkıntıları engellemek için olağanüstü güçlerini kullanıyor ve tüm hayatı değişiyor. Okuldaki herkes onun hakkında konuşuyor! Doreen, tam teşekküllü bir Süper Kahraman olmayı planlıyor.

Ve böylece, işte karşınızda Squirrel Girl! Kedileri ağaçlardan kurtarır, kaldırımları temiz tutar ve vandalizmi engeller. Gerçek hayattaki Süper Kötüler gölgelerin dışına çıkıp Sincap Kızı düşmanları ilan edene kadarsa her şey yolundadır.

Doreen hem genç ve hem de süper kahraman olmayı dengeleyebilir mi? Yoksa ağaçlardaki cevizler, birer birer başında mı kırılacak?

Sayfa Sayısı: 336
Etiket Fiyatı: 32.5 TL
Başlık: Ynt: The Unbeatable Squirrel Girl: Sincap Dünyayla Tanışıyor - Beta Yayınevi
Gönderen: hanac - 23 Mart, 2019, 21:19:57
(https://farm8.staticflickr.com/7921/32508393527_ac37772904_o.jpg)
Başlık: Ynt: The Unbeatable Squirrel Girl: Sincap Dünyayla Tanışıyor - Beta Yayınevi
Gönderen: pizagor - 23 Mart, 2019, 21:20:28
Roman değil mi?
Başlık: Ynt: The Unbeatable Squirrel Girl: Sincap Dünyayla Tanışıyor - Beta Yayınevi
Gönderen: memospinoz - 23 Mart, 2019, 21:22:08
Alıntı yapılan: pizagor - 23 Mart, 2019, 21:20:28
Roman değil mi?

Evet, roman.
Başlık: Ynt: The Unbeatable Squirrel Girl: Sincap Dünyayla Tanışıyor - Beta Yayınevi
Gönderen: Tuco Ramirez - 23 Mart, 2019, 22:48:57
Marvel'in romanı da mı varmış. İlk kez duydum. Başlığı görünce Walt Disney falan sanmıştım.
Başlık: İlk İmparatorluğun Efsaneleri - Michael J. Sullivan
Gönderen: dean - 24 Mart, 2019, 16:02:28
(https://farm8.staticflickr.com/7852/47403025322_3aeafaed4a_o.jpg)

Michael J. Sullivan, Destanlar Çağı ile efsanelerle gerçeği, insanlarla tanrıları karşı karşıya getirecek yepyeni bir seriye başlıyor...

İnsanlık tarihinin başlangıcından beri İnsanlar, Fhrey denen ilahi yaratıklarla beraber yaşamışlardı. Fhreyler büyü üzerinde hâkimiyet kurmuş, yenilmez, ölümsüz, insanlardan tamamen ayrı bir ırktı. Ancak bir Fhrey bir insanın ellerinde can verdiğinde, insanlar ve kendilerini tanrı olarak görenler arasındaki yüzyıllardır süregelen denge bozulacaktı.

Yaklaşmakta olan savaşta insanlığın kurtuluşuyla yok oluşu arasında duran sadece birkaç kişi vardı: Tanrı Katili olarak kaderini kabullenmekte zorlanan Raithe, yaklaşan felaketin işaretlerinden kaçamayan genç kâhin Suri ve halkının geleceğini tayin edebilmek için kişisel bir trajediyle başa çıkması gereken Persephone.

Destanlar Çağı sona erdi. Şimdi isyan zamanı.
Başlık: Kadim Kanunlar Serisi - Joe Abercrombie
Gönderen: dean - 15 Haziran, 2019, 01:46:00
(https://live.staticflickr.com/65535/48065070771_ab7e7b91ff.jpg)

Lotus En İyi Fantastik Roman Ödülü Adayı

Dokuzparmak Logen nihayet talihinin sonuna gelmişti. Başa çıkabileceğinden çok daha fazla düşmanın ortasında kalan Logen ardında ölü dostlar, kötü bir şöhret ve bir sürü mutlu düşman bırakarak ölü bir barbar olmanın eşiğindeydi.

İttifak'ın asil doğumlu subayı Yüzbaşı Jezal dan Luthar'ın aklını, kumar masasında arkadaşlarını beş parasız bırakmaktan başka meşgul eden herhangi bir şey yoktu. Ama İttifak ordusu için savaş çanları çalıyordu ve Kuzey'in donmuş savaş alanlarında çok daha kanlı kurallar hüküm sürüyordu.

Bir zamanların parlak çocuğu, şimdinin kötürüm işkencesisi Sand dan Glokta, Jezal'ın evine bir tabutta dönmesinden büyük keyif alabilirdi. Öte yandan Glokta'nın nefret etmediği birini bulmak da zordu. İttifak'ın hainlerinden itiraf koparma konusunda ayrı bir yeteneği olan Glokta kendisini hükümetin yozlaşmış kalbine götüren bir iz üzerinde bulacaktı. Elbette bu izlerin götürdüğü yeri görecek kadar hayatta kalabilirse.

Ve burada Mecusların İlki, Yüce İlim'in ustası ve kadim bilgeliklerin sahibi Bayaz tekrar tarih sahnesine adım atacaktı. Bayaz ister gerçekten yüzlerce yıl önce yaşamış Mecusların İlki olsun, ister kusursuz bir taklitçi olsun, Logen'in, Jezal'ın ve Glokta'nın hayatlarını çok ama çok zorlaştırmaya geliyordu.

Bıçağın Kendisi'nde, iyiyle kötünün arasındaki sınır bir bıçak kadar keskin.
Başlık: Ynt: Merdivenler Kenti
Gönderen: dean - 10 Ağustos, 2019, 12:06:40
(https://live.staticflickr.com/65535/48526976862_5925bce524_o.jpg)

Sigrud je Harkvaldsson on yıldır kaçıyordu. Sigrud je Harkvaldsson on yıldır saklanıyordu. Sigrud je Harkvaldsson on yıldır Shara'dan haber almayı bekliyordu.

Ancak yakından tanıdığı birine düzenlenen bir suikastla birlikte Sigrud'un tecriti sona erecekti. Çünkü Sigrud'un iyi olduğu bir şey varsa o da intikam almaktı.

Fakat eskiden İlahların kontrolünde olan Kıta'da hiçbir şey hiçbir zaman göründüğü gibi değildi. Sigrud, intikam yolunda genç ve öfkeli yeni bir İlah'la karşı karşıya gelecek, Merdivenler Kenti Bulikov'un nihai sırlarını ortaya çıkaracak ve kendi lanetli varlığıyla yüzleşmek zorunda kalacaktı.
Başlık: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: dean - 08 Ekim, 2019, 11:42:55
(https://live.staticflickr.com/65535/48864113601_8727132772_o.jpg)

1- Dünyanın Ötesindeki Orman - William Morris
2- Fantastes - George Macdonald
3- Jurgen - James Branch Cabell
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: dean - 08 Ekim, 2019, 11:44:11
(https://live.staticflickr.com/65535/48864113601_8727132772_o.jpg)

Sanayi öncesi zanaata ve idile olan özlemini, Viktoryen dönem gündelik hayatının hayli ötesine düşen bir hayal âlemi yaratarak okura aktaran William Morris, hayal dünyasını doğaüstüyle birleştiren ilk yazarlardan. Yazarlığının yanı sıra şair, çevirmen ve ressam olarak da tanınan Morris, aynı zamanda Britanya'nın önde gelen erken dönem sosyalistlerinden olduğundan, kendisi için ideoloji ile kurgu birbirinden ayrılması mümkün olmayan bir ikiliydi. Gerek şiirsel üslubu gerekse hayali dünyalarıyla günümüz fantazi yazınını derinden etkileyen yazar, özellikle C. S. Lewis ve J. R. R. Tolkien için önemli bir esin kaynağıydı.

Tamamıyla kurgusal bir dünyaya sahip ilk roman olan Dünyanın Ötesindeki Orman, mutsuz evliliği henüz bitmiş olan Golden Walter'ın, yaşadığı şehirden kaçmak için bir deniz seyahatine çıkmasıyla başlar. Karşılaştığı bir fırtına sonucunda kendini gizemli bir ormanda bulur. Hem yerli halkı hem de insanı şaşırtan doğasıyla bu orman, Walter'ın bildiği dünyaya hiç benzememektedir. Dünyanın Ötesindeki Orman, yeni bir diyarın ve imkânsız aşkın serüveni. Hayalinizdeki dünyanın gerçeğe döndüğü ânın ta kendisi.

"Yüzüklerin Efendisi'ni yazarken William Morris'ten fazlasıyla esinlendim."

– J. R. R. Tolkien

"Şüphesiz ki William Morris 19. yüzyılın Tolkien'idir."

– Lin Carter

(https://live.staticflickr.com/65535/48863597468_d18bb6d4ac_o.jpg)

G. K. Chesterton, W. H. Auden, J. R. R. Tolkien ve C. S. Lewis gibi yazarları etkileyen, fantastik edebiyatın kurucularından İskoçyalı yazar George MacDonald başka dünyaların şarkısını ilk duyanlardandı. Dönemin anlayışına aykırı gelen düşüncelerinden dolayı din adamlığı görevini bırakmak zorunda kalan George MacDonald peri masallarının dünyasını o âna kadar kimsenin anlatmadığı biçimde yazdı. "Ben çocuklar için yazmıyorum, beş, elli ya da yetmiş yaşında olsalar bile çocuksu kalanlar için yazıyorum," diyen MacDonald, yakın arkadaşı olan Lewis Carroll'ın da akıl hocalarındandı.

Fantastes, Yunancada "yolu olmayan" ve "tırmanış" anlamına gelen Anodos isimli kahramanımızın periler diyarında yaşadığı rüyaya benzer maceralarını anlatır. Anodos bu dünyada ağaç perileriyle, kendi gölgesiyle, şanlı şövalyelerle karşılaşacak, peri kraliçesinin sarayını ziyaret edecek, aklının alamayacağı hikâyeler dinleyecektir. Fantastes büyülü bir dünyanın hüzünlü, şaşırtıcı hikâyesi. Tam ulaşacağınızı düşündüğünüzde yine elinizden kaçırdığınız bir ufuk çizgisi.

"Karakterlerimin bazılarını doğrudan George MacDonald'a borçluyum."

-J. R. R. Tolkien

"George MacDonald'ı ustam olarak gördüğüm gerçeğini asla saklamadım, hatta ondan alıntı yapmadığım tek bir kitabım yoktur herhalde."

-C. S. Lewis

"On dokuzuncu yüzyılın en önemli yazarlarından."
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: dean - 24 Ekim, 2019, 19:14:39
(https://live.staticflickr.com/65535/48953623851_e6087e0c85_o.jpg)

James Branch Cabell, komik fantastiğin ve kaçış edebiyatının önemli isimlerinden olsa da Jurgen: Bir Adalet Komedisi, içerdiği çift anlamlı cümleler ve genel olarak tüm otoriter kurumlara karşı alaycı duruşu nedeniyle müstehcenlik suçlamasıyla mahkeme önünde yargılandı ve kitapların dağıtımı durdurulduğunda düşünce özgürlüğünün en muzip simgelerinden oldu. Açılışından iki yıl sonra davayı kazanan Cabell, intikamını, kitabın yeni önsözüne karakteri Jurgen'i mahkemeye çıkardığı bir sahne ekleyerek aldı. Terry Pratchett, Neil Gaiman, Robert A. Heinlein gibi isimleri da etkileyen James Branch Cabell, çağdaşlarından Mark Twain, F. Scott Fitzgerald gibi isimlerin de saygısını kazanmıştı.

Jurgen: Bir Adalet Komedisi, kendini "fena hâlde zeki" diye tanımlayan, orta yaşlarda bir tüccar olan Jurgen'in hikâyesini anlatır. Kahramanımız bir kentaurun peşinden fantastik diyarlara, cennete ve cehenneme yaptığı yolculukta, var olmayan felsefecilerin, sanatçıların, var olmayan yapıtlarından alıntılar yaparak, cazibesini sonuna kadar kullanarak Arthur efsanesinin dünyasından Gölün Hanımı, Kraliçe Guinevere, Lancelot gibi isimlerle, Truvalı Helen'le hatta Şeytan'ın karısıyla bile tanışır. Ancak bu centilmen kahraman her karşılaştığı kişiye, özellikle de kadınlara adil davranmaktan asla vazgeçmez. Jurgen: Bir Adalet Komedisi, cesur, alaycı bir isyan. Kocaman kocaman mevkilerdeki adamlara nanik yapan serseri bir metin.

"Çığır açan felsefe başyapıtlarından biri."
–Aleister Crowley

"Unutulmuş Amerikalı yazardar arasında açık ama en sevdiğim Cabell'dir."
–Neil Gaiman
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: Bloodslince - 24 Ekim, 2019, 19:41:04
Dünyanın Ötesindeki Orman'ı geçen hafta okudum ve çok beğendim. Şunu net olarak söylemekte fayda var ki Tolkien bu eserden fazlasıyla beslenmiş. Okuyunca daha iyi anlıyorsunuz. İthaki yine güzel bir iş çıkarmış.

Serinin birinci kitabı aslında Fantastes. Ben de birincisi Dünyanın Ötesindeki Orman sanıp başladım. Dedim seri öncesi neden bir önsöz yok. Meğersem ilk kitap Fantastes ve önsöz orada mevcut. :) Aslında yazıyor 1 2 3 diye ben görmemişim.

Kesinlikle okuyun, tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: darbove - 24 Ekim, 2019, 21:02:29
Kapaklar cidden harikalar bi albenisi var. Taktik de güzel seri halinde basılınca koleksiyon değeri katıyor. Tek başına yüzüne bile bakmayacağınız kitabı almış buluveriyorsunuz kendinizi. İthakinin her şeye saldırıp bırakmasını üzülerek karşılıyorum. Arkadaş yayınevi, akılçelen ve kurukafada olduğu gibi bu kitap basan firmaların çizgi romana para gözüyle basıp heveslerinin patlaması en çok biz okuyucuları üzüyor.
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: Bloodslince - 25 Ekim, 2019, 00:25:47
Alıntı yapılan: darbove - 24 Ekim, 2019, 21:02:29
Kapaklar cidden harikalar bi albenisi var. Taktik de güzel seri halinde basılınca koleksiyon değeri katıyor. Tek başına yüzüne bile bakmayacağınız kitabı almış buluveriyorsunuz kendinizi. İthakinin her şeye saldırıp bırakmasını üzülerek karşılıyorum. Arkadaş yayınevi, akılçelen ve kurukafada olduğu gibi bu kitap basan firmaların çizgi romana para gözüyle basıp heveslerinin patlaması en çok biz okuyucuları üzüyor.

Yanlış hatırlamıyorsam 12 adetlik bir seri olacak ve değerli bir seri olacak. İthaki'nin geçmişte yaşadığı durum ile şimdiki aynı gibi durmuyor aslında. Geçmişte bir hevesle başlayıp, daha sonra az talep olduğu veya teliflerinde sorun yaşadıkları serilere devam edemediler. Bazı kitapları az satsa dahi devam ettiklerini de biliyorum. Örneğin  Merdivenler Kenti çok sattı mı bilmiyorum, ben de üçlemesi var ama 2 ve 3 çok hızlı çıktı. Benim tahminim seriyi yarım bırakmak istememeleri ve yine yarım bıraktılar havası yaratmamak için basıldı. Çünkü ilk kitap %70 indirimlerle satılıyor. Aslında güzel bir seri.
Başlık: Ynt: Unutulmuş Fantastik Klasikler Serisi
Gönderen: darbove - 25 Ekim, 2019, 11:32:03
Alıntı yapılan: BLooDSLinCe - 25 Ekim, 2019, 00:25:47
Yanlış hatırlamıyorsam 12 adetlik bir seri olacak ve değerli bir seri olacak. İthaki'nin geçmişte yaşadığı durum ile şimdiki aynı gibi durmuyor aslında. Geçmişte bir hevesle başlayıp, daha sonra az talep olduğu veya teliflerinde sorun yaşadıkları serilere devam edemediler. Bazı kitapları az satsa dahi devam ettiklerini de biliyorum. Örneğin  Merdivenler Kenti çok sattı mı bilmiyorum, ben de üçlemesi var ama 2 ve 3 çok hızlı çıktı. Benim tahminim seriyi yarım bırakmak istememeleri ve yine yarım bıraktılar havası yaratmamak için basıldı. Çünkü ilk kitap %70 indirimlerle satılıyor. Aslında güzel bir seri.
vaiz serisi için demiştim ama neyse tekrar baskı da yapan bir yayınevi olduğunu sanmıyorum. genelde uber bir satış rakamına gelmediği sürece