Galeri BD

Başlatan Peyami, 25 Eylül, 2016, 15:29:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mrtekin

Aynen, evet, orada benden kaynaklı bir yanlış anlama olmuş, çok teşekkürler.

YKY, biten "Tetikçi'nin" yerine keşke "Thorgalı" ve "Thorgal'ın Dünyası'nı" ikame etse de; en azından okuyabilsek? İnsanın içi gidiyor, resmen. Frankofon adına; biraz, "Alfa"'dan da umudum var. Keza, Aylak Kitap ve Çizgi Düşler'de; frankofon yayınları ile biraz olsun kederimizi dağıttılar.

Şu Presstij'in yayınları bir satılsa idi; ah, devamı çok iyi gelirdi ama:-(

Hayırlısı...
They drew first blood...

nikopol

Alıntı yapılan: Peyami - 28 Kasım, 2016, 15:01:46
Bahsettiğiniz Rosinski serileri özellikle fantastik (LOTR tarzı gibi) ve tarihi türde ÇRları sevenlerin ilgisini çekecektir. Linkleri takip edip, ilgili sayfalara bir göz atmalarını öneririm. İleride sadece Rosinski'ye ayrılacak bir tanıtımda eserlerine de kısaca değinmek yerinde olacak gibi gözüküyor. Okuduklarınız hakkında belki sizden de bir yazı okuyabiliriz. Bir de Cinebook edisyonlarının tadı kaçırdığını yazmışsınız...Belki benim gibi bilmeyenler vardır, farkı nedir? Boyuttur herhalde diye düşünüyorum ?

Merhaba Peyami Bey,

Evet, Cinebook eserleri kuculterek yayinliyor. Ciltlerin saglam olmadigina dair sikayetler de okudum (ben gordugum kopyalarda boyle bir sorunla karsilasmadim). Edisyonda tutarsizliklar olabiliyor. Mesela Leo'nun Aldebaran-Betelgeuse serisi once tek ciltte 2 album olacak sekilde basliyor, daha sonra bir ciltte bir albume donuyor. Gene bu seride sansur mevcut. Genel olarak edisyon-fiyat acisindan da bence Cinebook basarisiz. BD'ler Ingilizce olarak okuyucuyla son yillarda kuse kagitta, asiri kucultulmeden, cok sayida album tek ciltte yer alacak sekilde ve cogu zaman da hardcover olarak bulusuyor. Humanoids'den, Dark Horse'dan, Titan Comics'ten cikan albumler buyuk cogunlukla bu sekilde.

nicholaihel


Bugün Tetikçi'nin bitişinin verdiği hüzün ile Jacamon'u araştırırken bir habere rastladım. Çizer, İngiliz psikiyatrist ve yazar Tim Willocks'un "The Religion" (Le Religion) isimli tarihi romanının grafik roman adaptasyonunu yapıyormuş. Fransızcam olmadığı için haberden bunu anladım :)

Kitap bizde "Gül, Haç ve Hilal: Malta Kuşatması" adı ile Doğan Kitap tarafından yayınlanmış. Kitabın tanıtım yazısı ise şöyle:

Anne Rice vampir romanlarına bambaşka bir biçim verdi... Stephen King korkuyu yeniden icat etti... Tim Willocks bir kahramanlık, trajedi ve tutku masalıyla tarihi romanı yeniden hayata döndürdü...

Mayıs 1565...
Osmanlı İmparatoru Muhteşem Süleyman, St. Jean Şövalyeleri'ne cihat ilan etmişti. Tüm zamanların en büyük donanması, Malta Adası'ndaki Hıristiyan kalesine doğru yaklaşıyordu. Türkler şövalyeleri "Cehennem Köpekleri" olarak tanıyorlar, şövalyelerse kendilerine, "İnancın Savunucuları" diyorlardı.
"Müslümanların savaş çığlığı düzensiz bir öfke gürültüsüne dönüştü. Mehter takımı çalmaya, tüfekler de yaylım ateşine başladı. Sonra borular titreşti ve sancaklar havalandı. Ve yenilmez ordu, yamaçtan aşağı Saint Elmo'ya inmeye başladı.
(...)
Bütün ordu Allah'ın büyüklüğünü kulakları sağır edercesine haykırarak, kükreyerek, dünyanın sonu gelmiş gibi kaynayan bir nehircesine köpürerek yamaçlardan aşağı iniyordu. Tek hedefleri pek çok kardeşlerinin can verdiği ve Hıristiyan şeytanlarının şimdi bile ilahiler söyleyerek ve alay ederek kışkırttıkları o kanlı gedikti."


http://www.dogankitap.com.tr/kitap/Gül+Haç+ve+Hilal-979

Konu bizim tarihimizi de içerdiği için ilginç duruyor. Zannediyorum orijinal eser, roman da bir üçleme olacak. Konunun sahibi fransızca bilen dostlarımız detay hakkında yardımcı olurlar diyerek gördüğüm haber linklerini de buraya bırakayım:

http://culturebox.francetvinfo.fr/livres/bande-dessinee/luc-jacamon-adapte-en-bd-la-religion-de-tim-willocks-247903








pizagor

Bu bölüme özel bir e-dergi sayısı yapalım derim. Sonra isteyenlere basılı hale getiririz.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


nicholaihel

Beni de yazar ve sahip olduğu referanslar etkiledi doğrusu. Tetikçi'deki modern zaman çizimlerini beğendiğim Jacamon'un bu projedeki örnek sayfalarına ölüp bittim desem yalan olur.

Bu arada ricaya binaen demişsiniz, ilgilenmişsiniz. Kısaca doğrulayıp geçebilirdiniz. Zahmetiniz için teşekkür ederim.

Son bahsettiğiniz kitap epey Jack London (ki pek severim, hak ettiği ilgiyi görmeyen çizgi roman uyarlaması Ateş Yakmak'a üzülürüm) kokmuyor mu? Okuyup görmek gerek.

alan ford

  Sang Noir'i iletisini okurken gerçekten çok kötü hissettim kendimi. Benim anne tarafım Somalı. Bizim ailede yok ama eş dost efradında illaki madende çalışan birileri oluyor Somalıysanız. Her kaza sonrası birilerine telefon edilir , iyi olduğu öğrenilir bir şükür çekilirdi. Ki Soma'da pek kaza olmazdı en azından Zonguldak gibi Grizu patlamalarına daha az rastlanırdı . Bu karşılaştırmaları sevmiyorum ama burada yapmak zorundayız sanki. 1906'da ki kazanın 100. yıl hâlâ unutulmamış. Bu arada kaç kaza unuttuk biz.  >:( :'(
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

hanac

Alıntı Yap-Kasım 2016 sayılı dBD dergisinde yayınlanan röportaj kısaltılarak tercüme edildi-

Röportaj için teşekkürler.

Rosinski'nin oğlunun açıklamalarını nedense itici buldum.

alan ford

  Thorgal röportajından anladığım BD 'de hâlâ çizer ön planda . Comics, fumetti ve mangalarda ise yazarın sözü geçiyor sanki.  ???
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

nicholaihel

Alıntı yapılan: Peyami - 05 Aralık, 2016, 12:05:20
 
Ateş Yakmak ÇRının TR'de hak ettiği ilgiyi görmediğini söylemişsiniz. Akıbetinden haberim yoktu, üzüldüm açıkçası. Kaybeden TR okuyucusu olur. Gerçi bu tarz eserler Fransa'da da büyük satışlar yapmıyor genelde. Ama sağlam bir okuyucusu var yine. Anladığım kadarıyla o ÇRı Jack London adını kullanarak TR'de satmayı hedeflediler. Daha önce konuşmuştuk, bir üçlemenin içindeki albümlerden sadece Jack London adını taşıyan Deniz Kurdunu yayınlamaları gibi. Yanlış bir yaklaşım. Mesela bana üç tane favori yazarını/çizerini söyle deseler, mutlaka Türk okuyucusunun ilk kez Ateş Yakmak ile tanıştığı Chabouté (Şabute) derim. Nefis senaryolar, son derece etkileyici ve genelde siyah beyaz çizimlerle insanı alır götürür. İnsanı kurcalar tüm zayıflıkları ve korkularıyla. Denize olan tutkusu meşhurdur onun da. Sürekli ne yapıyor diye takip ettiğim ender ÇR sanatçılarındadır Chabouté. Pek çok albümünü okudum ve burada yayınlanmamaları büyük kayıp. İlerde vakit olursa hem onu hem de birkaç albümünü tanıtmak istiyorum. Hele "Yapayalnız" diye bir kitabı vardır ki...Birkaç kere okumuşumdur. Mutlaka yayınlanmalı.



Chabouté hakkında görüşlerinizi (sadece dilimizdeki tek eserini okumuş ve beğenmiş olsam da) ve cevabınızı heyecanla okudum. Bahsettiğiniz eseri de merak ettim. Umarım hem "Yapayalnız" hem de Riff Reb's imzalı, deniz temalı serinin devamı basılır. Diğer üç öykü London'un Deniz Kurdu'ndan bağımsız olduğu için (satışlara da bağlı olarak) basılabilir ümidimi muhafaza ediyorum. Duy bizi Çizgi Düşler, Sırtlan, Marmara... :)

nicholaihel

Alıntı yapılan: Peyami - 09 Aralık, 2016, 13:06:43
HATALI ÇEVİRİLER... DOĞAN KARDEŞ ...TRUMP...YAPIKREDİ... NTV ...ALBATROS...

Durum bu Galyalılar. Fazla yazı olmayan ilk 4 sayfada bile bu hataları görünce zaten insanın canı devam etmek istemiyor. TR'de çevirilerde ciddi hatalara her alanda çok sık rastlandığını görüyorum. ÇR okurlarının en büyük şansı çizimlerin tercüme edilmesine gerek olmaması herhalde. En azından görüntüyü kurtarıyoruz.

Görüntüde de boyut, kağıt, gram vs. gibi faktörler var ama anlam bütünlüğü bazen daha önemli.

nicholaihel

Alıntı yapılan: Peyami - 26 Aralık, 2016, 20:19:25

Kış akşamlarının en fazla keyif veren faaliyetlerinden biri de yine kış şartlarında geçen eserlerle ilgilenmek. Anlatılanları hissetmek ve bizzat yaşamak için doğal bir simülasyon ortamı oluşuyor sanki. Hatta bazen insan abartıp balkona ya da bahçeye çıkarak okuduğu kitabın içine daha fazla girmeye çalışacak kadar kaptırabiliyor kendini. Tipi fırtınasında ilerleyen bir grubu okurken en azından pencereyi açıp üşüyerek, okumanıza duyusal bir boyut katmış oluyorsunuz. Herhalde girizgahtan anlamışsınızdır. Bugün mevsime uygun bir ÇRdan bahsedeceğim. 


Öyle güzel ifade etmişsiniz ki... Ziyadesiyle katılıyorum. Dün gece Bouncer okurken geçen bir kaç sayfa kış teması bile yukarıdaki hislere bürünmeme yetti. Gerçi ben yazları da arada böyle kitaplar/filmler okumayı, özlediğimiz o üşümeyi, ürpermeyi hissetmeyi seviyorum. Sanırım biraz da kış seviyorum :) O postsuz derisiyle sıcakkanlı insanoğlunun çaresizliği, acizliği ama ve illa ki mücadelesi!

Sevgili Peyami, bir yayınevi kursanız da bu ızdıraba bir son mu verseniz?  :)

Başka kış temalı kitap önerileri var mı? Ben yine bu başlık altında bahsettiğim ve ara ara övdüğüm  :) "Ateş Yakmak"ı konu açılmışken, ortalık kara teslim olmuşken bir kez daha öneriyorum.




hanac

Alıntı yapılan: nicholaihel - 26 Aralık, 2016, 22:42:35
Başka kış temalı kitap önerileri var mı? Ben yine bu başlık altında bahsettiğim ve ara ara övdüğüm  :) "Ateş Yakmak"ı konu açılmışken, ortalık kara teslim olmuşken bir kez daha öneriyorum.

Buyurun efsanevi "Mevsimler Değişirken Çizgiroman Okumak" başlığımıza;

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1282.0.html

Not: Ne yazık ki resimler gitmiş, bir ara yenilemeye çalışırım.

Peyami'nin resimleri de kaybolmasın diye hepsini flickr ye yüklüyorum.

nicholaihel

Yine çok güzel tavsiyeler gelmiş. Siyah beyaz iyi kullanıldığında, gölge gibi detaylara özenilirse iyi bir renklendirme kadar keyif verir bana. La Bete görsellerini de pek beğendim. Konu açılmışken müellifin başka eserlerine de bakayım dedim. Amazon'da ingilizce bir Chaboute Moby Dick adaptasyonunun pre-order'da olduğunu gördüm. Biraz "açıldığım" için bu ara sipariş vermedim. Her an kendimi kandırabilirim :)

nikopol

Chaboute'nin Ingilizcede Moby Dick'in yani sira Tout seul cizgi romani da (Alone adiyla) yayinlanacak gorunuyor (ilki subatta, ikincisi haziranda). Peyami Bey'in sanatciya ovgulerinden sonra kitaplari alip okumak farz oldu. Tanitimlari icin Peyami'ye, bilgilendirme icin nicholaihel'e tesekkurler.

hanac

Alıntı yapılan: Peyami - 27 Aralık, 2016, 16:53:10
Bu arada Ulu Admin seni uğraştırdığıma üzüldüm doğrusu. Acaba ben flicker hesabı açıp baştan oraya yüklesem seni bu angaryadan kurtarabiliyor muyuz?

Yok ya ne uğraşması.

Her gün foruma yüklenen onlarca resmi flickr'ye zaten yüklüyorum.

Seninkiler çok az kalıyor.

Ama bütün üyeler flickr'den yüklerse angaryadan kurtulurum.  :)