1984 (Grafik Roman) - Domingo Yayınevi

Başlatan memospinoz, 07 Aralık, 2021, 17:12:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

memospinoz

George Orwell'in ölümsüz distopyasının  Orwell Vakfı onaylı ilk grafik roman uyarlaması

1984 yılında Londra, Düşünce Polisi'nin insanların  her adımını denetlediği, boğucu bir şehirdir. Hakikat Bakanlığı'nda çalışan Winston Smith bu habis sistemin içinde bir dişlidir; görevi yaşanmış olayları Parti'nin kabul ettiği resmi gerçeklere uygun düşecek
şekilde uyarlayıp tarihi yeniden yazmaktır.  Bu korku toplumunu sorgulamaya başladığı gün, geri dönülemez bir yola girer.

Ünlü çizer Fido Nesti, Orwell'in başyapıtı ve distopya edebiyatının doruk noktası 1984'ü baştan yorumlayarak, gerçeğe dönüşme ihtimali gün geçtikçe artan bir dünyaya çizdiği yüzler, bedenler ve manzaralarla hayat veriyor.

20.2x27 cm, 224 sayfa


hanac


someoneofgod

ülkemizde çevrilen 3. 1984 çizgi romanı yanılmıyorsam.

bu en kapsamlısı gibi duruyor.

Abysmal

2. oldu bu, İthaki' ye göre daha doyurucu olduğu aşikar.

TKnKT

Alıntı yapılan: Abysmal - 08 Aralık, 2021, 22:21:48
2. oldu bu, İthaki' ye göre daha doyurucu olduğu aşikar.

    İthaki'nin yayınladığına ek olarak, Şubat 2021'de Beta Kitap aracılığıyla yayınlanan ince bir grafik roman versiyonu da mevcut. Nitekim bir vakit sepet tamamlamak adına almıştım ve fena bulmamıştım.

    İthaki'nin yayınladığını Ankara Kitap Fuarı'nda incelemiştim ama pek ilgimi çekmedi. Domingo'nun yayınlayacağının çizimleri güzel görünüyor. Sayfa sayısını baz alarak daha derinlemesine bir görselleştirme sunabilecek olması da bir avantaj. Ciltli bir edisyon olması albenisini, bunların üstüne Orwell Vakfı onayı cezbediciliğini arttırıyor. Farklı dillere çevrilen edisyonlarına yorumlar hep yükseklerde. Adaptasyonda ve basımda bir sıkıntı yaşanmazsa güzel bir eser olacaktır.
"The man who opens topics faster than his shadow"

Abysmal

@TKnKT Beta' nın yayınladığı çeviri değil ama, yerli bir grafik roman. Çizer vb. yerli. Domingo ise çeviri yapıyor İthaki gibi. Domingo' nun basacağı uyarlama dediğiniz gibi basım ve içerik olarak bence de daha albenili.

TKnKT

    Söz konusu edebi eserden uyarlanan çizgi roman olunca özgünlük kavramı benim için bir soru işareti olarak kalıyor. Olay akışının imitasyonundan ötesi farklı bir hayal gücü. Okuduğumuz romanları hepimiz aynı mı hayal ediyoruz, sanmıyorum. Havada uçan sineği dahi betimlemediği sürece yazar mutlaka bir şeyler farklı oluyor, olmalı. Hâl böyle olunca da uyarlama çizgi romanları kendi içinde özgün değerlendirmek nedense daha makul gelmeye başladı. Romandan yansımayan bir gerçeklikle eseri yargılamaktansa, romanın dünyasından neleri bir bütün halinde görselleştirebilmiş diye incelemek daha yerinde. Zaten uyarlamanın tutarlı olma endişesini benim yerime Orwell Vakfı gütmüş ve değerlendirmiş. Ben de bu düşünce ile eseri elime alıp okudum.

    Her şeyden önce bütünsel bir içerik var ve edisyon gerçekten çok güzel. Çoğu karton-kapak aldığım eserlerin, yurtdışı edisyonlarını görüp kıskandığım cinsten. Fiyatı da günümüz koşullarında oldukça uygun. Bu noktada Domingo'nun iyi bir iş çıkarttığını söyleyebilirim. Kitabın düşünsel içeriğini, 1984'ün distopyasını da yeni bir şey keşfetmiş gibi ele almayacağım. Bazı zorluklara rağmen okuması keyifli. Ben bu format noktasındaki zorluklara ağzımı açıp, gözümü yumacağım.

    Takdir edersiniz ki 1984 karanlık bir eser. Bu kitapta da bu fon korunmuş. Buraya kadar her şey güzel. Ancak siyah arka plan üzerine beyaz yazılan metinlerin aksine, diğer koyu fonlarda (ör., koyu gri) siyah metinler kullanılmış. Bu zaman zaman okumayı zorlaştırıyor. Baş ucunuzda bir ışık kaynağı ile okumanızda fayda var. Eğer böyle okumazsanız, Aslan Kral filmindeki babunun yavru aslanı kaldırması gibi sürekli olarak kitabı tavana kaldırıp ışık almak zorunda kalıyorsunuz.

    Bu yorumum belki biraz ilginç kaçacaktır lakin kitap romandan kopma noktasında biraz zorlanmış gibi düşünüyorum. Yine format eleştirisi noktasındayım. Kare başına düşen metinler oldukça uzun. Karakterlerin konuşmasına/iletişimine nazaran, bir roman okurcasına metinler mevcut. Bana romanı okuyormuşum da bir yandan okuduğum resimlendiriliyormuş gibi hissettirdi. Dış ses anlatısının yoğunluğunun daha az olması gerek sanki. Şöyleydi, böyleydi, olmuştu, bitmişti. Kitap koca bir -di'li geçmiş zaman. Çizgi roman biraz daha anlık bir sanat bence. O an ne yaşanıyor? O karede ne yaşandığını bana dış ses değil karakter anlatsın istiyorum.

    Sizinle bir betimleme paylaşmak isterim. "Winston yürürken zorlanıyordu. Cebindeki cam kütle her adımında uyluğuna çarpıyor onu cebinden atmakla atmamak arasında gidip geliyordu." Altında elleri cebinde dertli yürüyen bir adam çizimi var, o kadar. Yani bu betimlemeye neden böylesine derinlemesine ihtiyacımız var. Yani bu sanatın içinde görsel olmasının sebebi bu değil mi? Dertli yürüyen bir adam yerine endişeli bir ifade ve ön plana çıkartılan cepte bir şişkinlik zaten bunun yansıması değil mi?

    Nitekim hemen peşine denk gelen farklı bir karenin içerisinde karakterin kaygılı suratı çizilmiş ve üzerinde şu yazıyor: "Koşarsa kıza yetişebileceğini fark etti. Köşeye gelinceye kadar onu takip edebilir ve bir kaldırım taşıyla kafasını ezebilirdi." Böyle bir dil kullanmak yerine adamın üzerine bir düşünce balonu çizip "Şimdi koşarsam yetişir, köşede kafasını kaldırım taşıyla ezebilirim." yazmak; bence çizgi romanı, çizgi roman yapan şey bu. Eseri görselleştireceğiz derken, görsel sanatın nimetlerini ve özünü unutmuşlar hissi oluştu bende.

    Son olarak kitabın ortasına tamı tamına 14 sayfa düz yazı koymak da artık esere katkı sunanların dayanamayarak çizimden vazgeçip, düz yazı ile aktarım arzusunu dizginlemesi gibi olmuş.
"The man who opens topics faster than his shadow"