Yavuz Selim Sina çölünü 13 günde geçti!

Başlatan Saki, 28 Ekim, 2023, 09:49:53

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Saki

Sultan Fatih Mehmed'in torunu Sultan Yavuz Selim, Mısır'ı fethetmek üzere yola çıkarak, "geçilmez" denilen Sina çölünü 13 günde aştı.

Teks bir macerasında 120 km uzun olan çölü, atsız, iki gece uyuyarak, iki gece yürüyerek, iki gün susuz, geçmeye başardı ve bir çitliğe ulaştı, hemen başını su dolu tekneye soktu.

Sultan Yavuz Selim ordusuyla birlikte Mısır'a doğru yola çıktığında korkunç Sina çölünden geçmek zorunda kaldı. Kum fırtınalarının etrafı kasıp kavurduğu, gündüzleri dayanılmaz sıcaklara sahne olurken geceleri dondurucu soğukları davet eden bu çölü dünyada hiç bir ordu geçememişti. Yavuz Sultan Selim ordusuna moral verici sözler söyledikten sonra atını çöle sürdü ve 2500 kilometre uzun olan bu çölü askerleri ile geçmeyi başardı. Bundan önce bunu kimse başaramamıştı..

Genelde, bu olay hep böyle anlatılıyor

Al bakalım sana efsane, mit, ilahi güç veya başka birşey, neyse artık..

Bütün bu olayı bu haritadan görebiliriz.


Istanbuldan Kahireye ulaşana dek geçilen yol 1985, 49 km.

Sina çölü geçilir ve Yavuz Selim 60 bin askerle bu çölü geçti.

Teks 120 km uzun çölü 4 günde geçti. Ortalama olarak alınırsa bu her 24 saate 30 km yol geçmek demek. Ama gecelerin uyuyarak gündüzüleri yürüyerek 2 günde 120 km, bir günde 60 kilometre yol geçmek demektir ve Teks bunu başardı çünkü Teks Tekstir ve şakaya gelmeyen biridir.

Ama Sina çölü 2500 km değil ki. Olsun ki geçilmesi gereken yerler hiç de geçmek için kolay değil, başla Gazzeden ta Kahireye.

Sina çölü 2500 km olsaydı ve 13 günde geçilirse, bu 24 saata 192 km yol demektir. 60 bin asker bi de!

Osmanlı ordusunun günlük 12 saat yürüme mesafesi ortalama 45km. dir. Yol düzgünse 60, engebeli ise 30 km. olarak tespit edilmiştir.

Yavuz Sultan Selim Han, ordusuyla beraber Mısır seferine giderken 2 Ocak 1517'de Kurban Bayramı'nın birinci günü Gazze'ye vardı. Burada 9 Ocak 1517 gününe kadar kalındı. Bütün kuvvetleriyle Gazze'de toplanan 60 bin kadar Osmanlı ordusu eksiklerini tamamladıktan sonra Sînâ çölünü (Tih sahrası) aşmak üzere 9 Ocak 1517 günü yürüyüşe geçti, geniş ve kumlu sahaya girdi.

Bu çölü geçişte Osmanlı ordusunun Gazze-Kâhire arasında yürüdüğü yol, Gazze-EI-Ariş-Katiyye-Sâlihiyye-Belbis-Kâhire güzergâhı idi. Osmanlı ordusu ilk gün Han-Yunus'a geldi. Buradan ikinci gün Radde'ye gelindi. Burada bir gün kalındı ve ertesi sabah tekrar yürüyüşe geçildi. Bu gün ancak 18 km. yürünebildi. Akşama doğru El-Ariş'e gelindi. Bir müddet dinlenildi ve ardından yürüyüşe geçildi.
Bu gün 30 km. yol alındı, karanlıkta Kabrülmesâî'ye varıldı. Ertesi sabah buradan yola çıkıldı, sıcak ve kum yüzünden zorluklar çekilerek fakat, zafer azmiyle yüksek moral içinde 45 km. daha yol alındı.
14 Ocak 1517 günü, 50 km. yüründü. O zamanlarda henüz açılmamış Süveyş kanalının güzergâhından geçildi. Bu yerin 10 km. kadar batısında Habukule denilen yere gelindi.
Bu suretle geçilmesi çok güç olan çöl hiçbir zayiat vermeden geçilmiş, Nil Nehri'ne yaklaşılmıştı.
 9 Ocak Cuma günü Gazze'den ayrıldıktan 13 gün sonra Sâlihiye'ye gelindi.
Sâlihiye, Nil Nehri kıyısında meskûn bir yerdi. Çekilen zahmetler unutulmuş, Nil vadisinin serinliği ruhlara taze bir hayat vermeye başlamıştı.

Demekki ni efsane, ni mit ni de herhangi bir ilahi kuvvet söz konusu olabilir. Kişilik, cesaret, amaç..sadece bukadar!



Kinowa59

Merhaba sayın Saki. Yavuz Selim ile ilgili ( doğruluk derecesi şüpheli ) üstteki iletinizi iki adet forum üyesi dostumuz beğenmiş. Her iletiniz gibi bu yazınızı da ilgiyle okudum. Yazınız bana bir söylemi hatırlattı, deveye sormuşlar boynun niye eğri, deve de cevap vermiş, nerem doğru ki, boynum doğru olsun.   Değerli Saki dostum, ilk önce belirteyim, Yavuz Sultan Selim han yazınızı hiç beğenmedim. Forum üyesi iki arkadaşımızda nesini beğenmiş anlamadım. Yavuz Selim, Arap aşiret anlayışını, gelenek göreneklerini, kabile kültürünü, kadın düşmanı bakışını, köleci ve göçebe yaşam biçimini, Anadolu'nun kadim din anlayışının üstüne zorla giydiren Osmanlı sultanı dır. 1517 Mısır fethinden sonra kendini İslam dünyasının halifesi ilan ettirdiğinde, Sünni inancının en katı yorumcuları olan Arap din adamlarından yüzlercesini Anadolu ya getirterek, Anadolu'nun Türklere has ılımlı ve şaman inancıyla harmanlanmış hoş görülü Müslümanlık anlayışını, tutucu Arap dinciliğinde yeniden şekillendirme işlevi gördürmüstür. Üzerinde saatlerce tartışılacak bu konuyu burada kapatıyorum. Yalnız şunu belirtmek istiyorum ki, Tex'in hiçbir hikayesinde km kavramı geçmediği gibi, Yavuz Selim'in de bir günde bir orduyla at sırtında ve çölde 50 km yol kat etmesi, sizinde yazınızın sonunda eklediğiniz " efsane, mit " ten başka bir şey değildir.

Saki

Bayram dostum bu yazıyı beğenmedin ise beğenme, kim isterse beğenir kim isterse beğenmez, bu onu anlayışına, ilgisine vs, vs, bağlı.

Bu forumun kurallarına uyulduğu sürece herkes buraya istediğini yazabilir. Senin için konu kapandıysa, tamamdır.  Km olayını bir daha açmaya gerek yok.

Kinowa59

Değerli Saki dostum, " yazımı beğenmezsen beğenme " diye bir savunma olamaz. Çünkü yazınız sıradan ilkokul mezunu görüşü değil. Siz benim bildiğim kadarıyla  muhendissiniz.  Ben , düz bir lise mezunu olarak tarihsel gerçeklerin tersyüz edilip, 36 Osmanlı sultanının en kıyıcısının , en zeki Sultan olarak tanımlanmasında bitmez bir kin'in tezahürünü görüyorumsam, siz de en azından "zeki" olmaya örnek olarak Fatih'i, 2 mahmud'u veya sultan 2 Abdülhamid'i gösterebilirdiniz. Unutmayın ki, tarihin tekerrür etmesinin tek nedeni, tarihi gerçekleri yeterince bilmemektir. Değerli Saki dostum, km olayını ben açmadım ki, siz açtınız, bende cevap verdim.

Saki

Bu defa artık Bayram dostum demem, Bayram bey mi desem, Bayram mı desem artık ben de ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama şunu diyecem ve bu defa artık beni iyi dinle ve işleri uzattıkça uzatma. Çunkü görüyorum ki her fırsatta işleri çok uzatıyorsun, kaba oluyorsun, kaba sözler kullanıyorsun, ister benim için ister başka şeyler olsun ve sürekli konunun dışına gerektiğinden fazla çıkıyorsun.

Martin Mystere deki konu gereği biraz gerçek tarihe değinmek gerekiyordu ve konu çok güzel bir şekilde sonlandırıldı. Sonda dediğimi dedim, dediysem dedim, o benim düşüncem ve uzatmaya gerek yok. Yahu, neden bukadar tutuşup meseleleri açtıkça açıyorsun .

Ve seni yine uyarıyorum, kaba dil kullanma. Laf soktun tüyüp kaçtın vs, vs..Şimdi sen mühendis, ben nebilim neyim anlatma.

Bu yazıda, yani Sina çölünü geçme başlığında sadece ve sadece alan, mekan, katedilen yol, mümkünlük gibi şey ve kıyaslama yaptım. Sen neden konuları sürekli  gerektiğinden fazla açıyorsun, bir defa onu kendine sor.

Ve senin için en iyisi, benim yazılarmı artık okuma. Eğer kafanı bozuyorsa benim yazılarım, artık bundan sonra okuma. Ve artık uzatma. Başka konulara geç.

Kinowa59

Değerli Saki, bende yazacaklarımı yazdım. Benim içinde konu kapanmıştır. Insanlar, duymak istediklerini duymaktan mutlu olurmuş.