Hayal Kahvem'den Zagor Hikayeleri

Başlatan Hayal Kahvem, 01 Ocak, 2011, 19:10:37

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

alan ford

  Bugün bir belgeselde Turgut ve Tomris Uyar'ın kedilerinden birinin adının Zagor olduğunu öğrendim ve pek sevindim. Başta Hayal Kahvem olmak üzere tüm Zagorperverlerle paylaşayım dedim. ;)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

DAMPYR

Alıntı yapılan: alan ford - 26 Aralık, 2012, 21:32:11
  Bugün bir belgeselde Turgut ve Tomris Uyar'ın kedilerinden birinin adının Zagor olduğunu öğrendim ve pek sevindim. Başta Hayal Kahvem olmak üzere tüm Zagorperverlerle paylaşayım dedim. ;)
Buna Hayal Kahvem çok sevinecek.... 8) ::) ;D

Hayal Kahvem

Selam Alan Ford ve Kızılmaske,

Hem Turgut Uyar'ı hem Tomris Uyar'ı çok severim. Sahiden. Külliyatları vardır bende.

Kedilerinin adı Zagor'muş ya... Bilmiyordum. Şimdi öğrendim.
Yüreğimi dinledim. Niye bilmiyorum ama kedilerinin adı Zagor diye sevinç hissetmedim.
Binlerce kafatası aşkına! Neden bilmiyorum. Hiç sevinmedim.
Bazan çözemiyorum kendimi biliyor musunuz? Sahiden.
Ne tuhaf biriyim Allahım. Niye şimdi ben bu habere sevinmedim!
Çok fena biriyim. Üzgünüm.  :-[

Gene de sevineceğimi düşünerek bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Yüreğimi dinledim. İşte sırf bu sebebeple sevinç hissettim. Ne güzel! Sağolun. :D


Hayal Kahvem


Binlerce kasırga aşkına! Bir kadın Zagor'a "Sen de diğerleri gibisin Zagor, bütün erkekler gibi!" diyordu öyle mi?
Bugün Zagor'un Nefes Nefese adlı macerasını almıştım. Az önce okumaya başladım.
Binlerce kafaderisi aşkına! İşte tam bu kareye denk geldim ya...
Kafamın tasının attığını hissettim!  Yüce manitu! Kimdi bu kadın?
Resmen başımın üstünde kocaman bir "RUUUUMMMBBBLEEE!" efekti işittim.
Nefes Nefese adlı Zagor macerasının öncesini nasıl okumamışım!!!! ???
Zagor'u nasıl tanıyor bu kadın böyle?" Bu maceranın başlangıcı nasıldı peki?
Gözümün önünden  feci bir merak bulutu SWISSSS dedi geçti...  O merak bulutu.... Gittiii gittiii.... Yüreğime THUD edip yerleşti.
Şeytanın boynuzu!... Bir an bile tereddüt etmedim. Bu macerayı tam bu sayfada  SPLAASHH diye kapattım.

Nefes Nefese'nin başlangıç macerasını yarın  hemen bulmalıyım! ::)




Hayal Kahvem

 





Uzun zamandır aklımdaydı. Bir türlü cesaret edip bu hayalimi gerçekleştirememiştim. Dün ilk kez becerdim. Zagor gömleğimi giyerek işe gittim. İçeri girip ceketimi çıkarınca, ofistekilerin arkamdan işaretleşerek gülüştüklerini işittim. Evden çıkarken hazırlıklıydım esasında... Elbette irili ufaklı tepkiler alacaktım. Hiiç dert etmedim. Hiiç... Kendimi onların yerine koysam, harbiden haklı çıkabilirlerdi çünkü.  Düşünsene... Bir sigortacının  Zagor tişörtüyle  işe gittiği nerede görülmüş? Hele bu yaşta... Bari erkek olsam... Pes yani değil mi? Hem kadın halimle Zagor tişörtü giyiyordum... Hem de Zagor tişörtüyle işe gidiyordum öyle mi?  Vaziyetim hem karamba, hem karambitaydı  yani... Sülalemin bütün bıyıklıları adına değil de... Sülalemin bütün eli hamurluları adınaydı yaptığım...  Şaşırmışlardı tabii. Olacaktı o kadar... Hiiç aldırmadım. Bilakis Darkwood Ormanı'nda, ezeli düşmanı Profesör Hellingen karşısında zafer kazanmış Zagor edasıyla gerim gerim gerilerek odama yürüdüm. Koltuğuma kuruldum. Sana bir şey söyleyeyim mi,  ofiste kendimi nasıl güçlü hissettim anlatamam... Bundan böyle haftada bir gün Zagor tişörtümle işe gelmeye karar verdim. Neyse... Diyeceksin ki, "Haydi anladık, hava atmak için  yukarıya Zagor tişörtlü fotoğrafını koymuşsun... Peki aşağıdaki elmanın bu yazıda işi ne?" Du bi... Anlatacağım işte. Gün boyu çok çalışmıştım ya...  Üstelik sırtımda  Zagor gömleğim vardı. Ah!.. Dışarıda hava nasıl güzeldi anlatamam... Şerbetti... Şerbet... Harikuladeydi inan... Bir ara  dayanamadım. Elimi çeneme dayayıp gene hayal alemime daldım. Ah! O anda Darkwood Ormanı'nda, sarmaşıklarla ağaçtan ağaca  uçmak vardı ama... Bizim köy nere... Darkwood neree... Elbette yapamazdım. Neyse...  İşten erken kaçtım. Benim kardeşi üç gündür görmemiştim. Özlemiştim. Arabama biner binmez kardeşe telefon ettim. "Evdeyim ablam gelsene. Misafirlerim var." dedi. Of... Bunu duydum ya... Kadın kadına toplaşma ha... Binlerce kasırga aşkına! Ne güzel!... Kardeşin evine gidene kadar, çay yanına hazırlanmış güzelim yiyecekleri gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçirdim.  Güle oynaya arabamı park ettim. Hava mevsim normallerinin çok üstündeydi. Kış güneşi bembeyaz bulutların arasından çapkın çapkın gülümsemekteydi. Baktım hava sıcak, ceketimi giymedim. Yoldan geçenlerin Zagor tişörtlü vaziyetime kimi şaşkın kimi alaylı bakmalarına aldırmadan apartmanın kapısına kadar gittim. Becermiştim. Zagor gömleğimle dışarıya ilk kez çıkmıştım. Kimseye aldırmadan dolaşabiliyordum işte... Niye böyle söylüyorum biliyor musun? Bakma böyle rahatmış gibi olduğuma, tepeden tırnağa kompleksliyimdir aslında. Biri bana eskaza alaycı tavırla  baksa var ya... Kızarırım, yerin dibine girerim valla.... Neyse... İşte apatman kapısına kadar sağ sağlim ulaşmıştım çok şükür... Zili çaldım. Açtı. Asansöre bindim. Beşinci katta indim. Hani bu elma neyin nesi diye soruyorsun ya... Hah... Anlatacağım şimdi sana...  Bir şey söyleyeyim mi? Kardeşim... Kapıda durmaktaydı. O nasıl bişiydi... Abartmıyorum, resmen spotsuz ışıldamaktaydı. Yarabbim ne güzeldi! İki dirhem bir çekirdek... Of!.. Şahaneydi yeminle!.. Sütlükahverengi parlak ipekli kumaştan çok hoş bir elbise giymişti. Ayaklarında parıltılı, nasıl diyorlar, o gökdelen tipi, hani platform topuklu ayakkabılardan... Saçlar lüle lüle omuzlara dökülmüş... Makyaj desen tastamam... Boynunda altın üzerine taşlı madalyon kolye... Nasıl şıktı, nasıl güzeldi, nasıl kraliçeler gibiydi anlatamam. Giydiğim Zagor tişörtümü görünce tebessüm etti. O meşhur öğretmen kaşını kaldırarak "Bu ne hal ablam. Zagor başına mı vurdu?" dedi.  İşte o anda elma aklıma geldi. Sözümona kardeşimle annemiz babamız birdi. Eee... Bir elmanın iki yarısı gibi niye değildik peki?  Kardeş, annem gibi  kraliçe ruhlu, ışıltılı biriydi. Evlatlık olmalıyım... Bense sanki Darkwood'tan gelme, tuhaf halli biriydim... Kapıda kalakaldım. Her zamanki gibi hayran hayran kardeşime baktım. Kardeş boynuma sarıldı. "Çok özledim seni. Ne duruyorsun, gelsene içeri." dedi. Postallarımı çıkardım. İçeriye girdiğimde, kardeşimin şımşıkırdak giyimli arkadaşları, üstümdeki Zagor tişörtüme gülümseyerek bakıyorlardı. Kızardım. Biraz utanmış olmalıyım. Kardeş yanaklarımdan öptü beni. Usulca "Aldırma kimseye, böyle çok şekersin" dedi. Sevindim. O sevinçle başımızın üstünde resmen şimşek çakmış gibi hissettim. Anlarsın ya... Tıpkı Zagor maceralarındaki  gibi... Tabii bu hislerimi kimseye belli etmek istemedim. Sadece şimşek ışıltısını  görmek maksadıyla otomatikman başımı tavana diktim. Kardeş şefkatle baktı bana.  Kulağıma  eğildi. En kardeş sesiyle  "Belli etme kimseye. Rrummmblee!" efektini ben de işittim" dedi.  Gülümsedim. Gözlerine sevgiyle baktım.  Biz bir elmanın iki yarısı gibi değildik belki. Olsun varsın. O benim kardeşimdi. Zaman zaman nerden geldiğini bilmediğim sesler işittiğimi  bilirdi.  Anlamıştı beni. Kardeşlik ne güzel bir şeydi. Yüreğim sımsıcak  güven hissiyle doldu. Tüm mahcubiyetim gitti.  Zagor tişörtümle gurur duyarak, emin adımlarla salona  yürümeye başladım. İnsanlık için küçük, çizgiroman sevdalısı  için büyük bir adım :)






hanac

Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 09 Şubat, 2013, 17:51:50
Uzun zamandır aklımdaydı. Bir türlü cesaret edip bu hayalimi gerçekleştirememiştim. Dün ilk kez becerdim. Zagor gömleğimi giyerek işe gittim.

Forumdaki arkadaşlardan pizagor da zagor t-shirt'i ile işe gittiği bir gününü paylaşmıştı.

Linkini bulursam eklerim.

darkwood

Sanırım bu hikayeden sonra  "Rrummmblee" sesini duyunca aklıma hemen Zagor tişörtü gelecek veya bir Zagor tişörtünü görünce bir şimşek ışığı görebilecekmiyim diye gökyüzüne bakacağım.  :)
Darkwood Sakinleri..

hanac

Alıntı yapılan: hanac - 09 Şubat, 2013, 20:06:41
Forumdaki arkadaşlardan pizagor da zagor t-shirt'i ile işe gittiği bir gününü paylaşmıştı.

Linkini bulursam eklerim.

Buldum, bkz.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,2664.0.html

Hayal Kahvem


...Vee bu sıcak insanın...



...uykusunu....



...getiriyor...



...oysa afilli bir Zagor macerası okuyasım var:)



Hayal Kahvem


Düşünme hiç... neden, diye yorulma!





O yıllar ki yaşanmayacak seninle bir kez daha
Gittikçe kaybolan bir aşk hatırlanan
Bizden de güzeldi zaman





Acı nedir bilmeden yağmurlu gün görmeden
Hep akıllı geçindik, kalp kırmayı öğrendik





Söyle ne oldu bize nefret girdi sevgiye
Kaldın bak sen kendine, ben de kendim kendime...





O günlerde bir başkaydın gözümde
Tek senle ben kalmıştık sanki yer yüzünde
Uzak birbirinden kutuplar gibiyken
Neydi çeken bizi bizden





Düşünme hiç neden diye yorulma!
Söyle ne oldu bize, nefret girdi sevgiye
Kaldın bak sen kendine, ben de kendim kendime...







hanac

Hayal Kahvem foruma tekrar hoşgeldiniz.

Epeydir ortalıkta yoktunuz, neredeyse sizi foruma geri çağırmak için kampanya başlatacaktık.  :)

Hayal Kahvem

Karamba Hanac,

Laf aramızda, şifreyi bile unutmuşum ya... Yuf olsun bana:)

Mister NO

Sizi tekrar aramızda görmek güzel.

Uzun süredir keyif dolu yazılarınızdan mahrum kalmıştık.

hanac

Zagor'un bayan hayranları artıyor


hanac