Caretta'dan Teks Yazıları

[Mrtekin]

Caretta abi,

Kafama takıldığı için soruyorum, yanlış anlamayın.

Tex karısının ölümünden sonra, bir yemin falan mı etti, niye bir duygusal yakınlaşma göremiyoruz, niye yeniden bir aile kurmuyor?

Kabilesi, şeflerinin bekar gezmesine bişey demiyor mu

Gerçi adamın yaşadığı hayat hayat değil, oğlunun kurşunlandığını falan görüyorsun, acep tex sevdiklerine bir zarar gelmesin diye yemin mi etti, öyle ise  bu hangi macerada?

[caretta]

 Mrtekin dostum Teks'in böyle bir yemini yok.Lilyth ile çok kısa bir süre evli kaldı.Kit henüz bebekken karısı çiçek hastalığından öldü.Kabile şefi olması
rangerliği,kızılderili ajanlığı ve oğlu Kit'in yetiştirilmesi uğruna kendini gönül ilişkilerine kapattı.Artık eşine duyduğu eşsiz sevgi ve saygı,üstlendiği
ağır sorumluluklar mı onu bu yöne itti bilemiyorum.Teks'in hiç bir kadınla bırak evlenmeyi kaçamağı bile yok.Yaşı da artık 50'lere vardı.Öte yandan
60'ını geçkin Karson (çoğu zaman sadece dilinde de olsa)hatunlara çok daha meyillidir.Kendini adalete,haksızlığa karşı mücadeleye adamış Teks'in
bu sadakatine saygı duymak lazım.O yalnız büyük reis Kırmızı Ok'un damadı,Navajos kabilesinin şefi ve Kit Willer'in babası olarak kalmayı seçti.
Bütün western kahramanları da hep bekar.Dul ve çocuklu olarak Teks ve Sam Boyle (Kinowa)dan başkaları aklıma gelmiyor.

[caretta]

Teks Willer'in Dostları:Ely Parker
Teks'in dostlarından olan Ely Parker Washington'taki "Bureau of İndian Affairs" şefidir.Yani Kızılderili işlerine bakan komiser.Nasıl ki Teks'in Meksika maceralarında El Morisco ve Montales,Kanada maceralarında Gros Jean ve Jim  Brandon varsa Teks'in Washington ayaklı maceralarında genellikle Ely Parker görünür.
    Tıpkı General Davis,Tom Devlin gibi Teks'in Ely Parker ile nasıl dost olduğunu bilmiyoruz.Diğer dostları Gros Jean,Nat Mc Kennet,Montales,El Morisco,Jim Brandon ile nasıl tanıştığını biliyoruz.Ama Parker ile dostluğunun kaynağını bilmiyoruz.Onun hakkında ancak maceralardaki dipnotlardan az çok bilgi sahibi oluyoruz.Parker bir Seneca kızılderilisi ve asıl adı Donehogawa.Aslında Parker gerçek bir tarihi karakter.Tam adı Ely Samuel Parker.1828-1895 yılları arasında yaşamış.İndian Falls-New York doğumlu.Avukat,mühendis ve diplomat.Amerikan İç Savaşı'nda General Ulysees S.Grant'ın emir subaylığını yapmış.Tuğgegeneral rütbesine yükselmiş iki kızılderiliden birisi.Güneyli General
Robert Lee teslim olurken teslim yazılarını Parker yazmış.1869-1871 yılları arasında da "Kızılderili İşleri Sorumlusu" olmuş.Sonraki yıllarda bütün servetini borsada yitirmiş ve sefalet içerisinde ölmüş.
  Bu tarihi bilgilerden sonra gelelim Parker'in göründüğü Teks maceralarına.Ben
Türkiye'de yayınlanmış 3 macerasından bahsedeceğim.İlki orijinal 219-220 sayılarda yayınlanan "Agguato a Washington"adlı macera.G.L.Bonelli-G.Letteri
üretimi bu macera ülkemizde 186'lık Teks 19-20 ve 69'luk Teks 12-14 sayılarda
yayınlandı.Hükümetin Navajo topraklarının bir bölümüne el koymak niyeti üzerine Teks ve Karson Washington'a gelirler.Gelir gelmez de kendilerini başka bir entrikanın içerisinde bulurlar.Amerikan başkanlığına aday olan Rutherford Hayes'e bir suikast hazırlığı vardır.Grant'a ın yerine aday olan Hayes'in birçok düşmanı vardır.Parker'in bürosundaki  köstebek Bob Mandy dışarıya bilgi sızdırmakta ve senatörMakswell ile işbirlği halindedir.Teks ve Karson yakalanarak bir tekneye konurlar.Tekne Potomac nehrinde batırılır.İyi bir banyodan sonra Teks ve Karson kurtulmayı başarırlar.Gece kulüplerinde geçen hareketli sahnelerden sonra suçluları tek tek tesbit ederek ta en tepedeki senatör Makswell'e ulaşırlar.Hayes'i vurmak üzere olan suikastçıyı da yakalarlar.Hayes, ilerde iki macerada daha karşımıza çıkacaktır.
   İkinci maceramız orijinal 324-326 sayılarda yayınlanan "Attentano a Washington"adlı macera.Yine G.L.Bonelli-G.Letteri üretimi.Ülkemizde Alfa Yayıncılık tarafından 15-17 sayılarda "Washington'da Tuzak"adıyla yayınlandı.Bu sefer Kızılderili topraklarından geçecek bir demiryolu projesi nedeniyle Teks ve Karson yine Washington'da.Yine çıkar uğruna dönen dolaplar,ve bu sefer de işin içinde senatör Russell.Russell'e de kurnaz,şeytanın avukatı Rafferty yardım etmekte.Yine sokağa adım atar atmaz kahramanlarımıza bir suikast girişimi.Yine ufak bir ipucundan yola çıkarak entrikacılara ulaşma çabaları.Raffery şeytan gibi kurnaz dedik ya,kahramanlarımız ortadan kaldırmak için bir Çinli'den yardım ister.Yöntem ise çok ilginç.Teks ve Karson'u eğitilmiş şahinlere öldürtmek.İlk macerada da yeralan adını bilmediğimiz polis yüzbaşısı bu macerada da var.Çinli konuşturulur.Çinli'nin porselen dükkanında Teks'in yardımcı Çinliyi,dükkan sahibi Li-Wang'ı ve avukat Rafferty'i sorguya çekmesini hayal edin!Tam züccaciye dükkanına dalmış fil misali.Köşeye skıştırılan avukat canını kurtarmak için işbirliğine razı olurKafasına silah dayanan senatör Russell de kuzu kuzu itirafnameyi imzalar.
     Üçüncü maceramız orijinal 471-472 sayılar olan ve Oğlak Aylık Seri 71-72 sayılarda çıkan "Ölüm Tepesi ve Suçlayan Tanıklar"adlı macera.C.Nizzi-Victor de la Fuente üretimi bu macerada kzılderili bölgesinde yolsuzluk yapan bazı Kızılderili ajanları için bir soruşturma komisyonu kurulacaktır.Bunun için de Teks ve bazı şefler Washington'a gelerek komisyona ifade vereceklerdir.Parker'de gizli bir şüpheli listesi vardır.Tesadüfe bakın ki ilk maceradaki sekreter Mandy'nin bir başka versiyonu olan George Douglas bu listeyi ele geçirir.Hemen haber uçurulur ve ilk pusu daha Arizona'da kurulur.Teks,Karson ve apaçi şefi Joselito bu pusudan kurtulurlar.Mike Thompson-Latimer gibi kişiler bu kirli işin
İçindedirler.Bu defa şefler ve kahramanlarımızın Washington'a gitmek üzere bindikleri trende bir suikast düzenlenir.Bu saldırıyı da atlatan grubumuz, en önemli tanık Latimer ile Washington'a ulaşırlar ve George Douglas'ın maskesini düşürürler.Maceranın finalinde Douglas Parker'i rehin alarak bir kayıkla Potomac nehrine açılır.Sonuç yine nehirde iyi bir banyo ve mutlu son.
     Bu üç macerada da sadece Teks ve Karson var.Parker yine aynı çizgili takım elbisesini giyiyor.Mekan aynı.Zaten Parker hiçbir zaman Arizona'ya filan gitmiyor.Kızılderililerin sorunlarının siyasi yönden çözülmesi misyonunu yüklenmiş.Sorunlar de hep tasarı halinde.Araya başka entrikalar de ilave edilmiş.Namussuz sekreterler ve çirkin çıkar ve para ilişkileri.Öte yandan askeri sorunlarda General Davis çoğu zaman Washington'dan kalkıp Arizona'ya gelir.Ciddi savaş tehlikesi vardır.Çoğu zaman salak ve hırslı bir albay bir çuval inciri berbat ederek Amerikan ordusu ile Kızılderilileri çatışmanın eşiğine getirmiştir.Halbuki Parker makamında oturur ve sorunlar için Teks'i davet eder.Teks de kendi yöntemleri ile sorunu çözer. Bu Washington yolculukları trenle yapılır ve Karson sürekli sızlanır durur!
        

[caretta]

Caretta'nın tipik bir günü!
       Sabah kalkılmış,kahvaltı,günlük alışveriş,gazete okumak filan derken öğleye doğru bilgisayar başına oturuyorum.Çizgi roman siteleri,mailler okunduktan sonra  gün aşağı yukarı şöyle devam ediyor.
      Hanım:"Bıktım artık evde yürüyecek yer kalmadı.Kahve içmeye arkadaşlarım gelecek salondaki şu çizgi romanlarını kaldır".Neyse apar topar kaldırıp arka odaya taşıdık.Şimdi kafamdan binbir düşünce geçiyor.Postaneye yeni koli gelmiş onu aramak gerekir.İnternette satılık Kinovalar vardı.Açık artırma için verdiğim teklif de geçilmiş.Yahu kimdir bu her daim yoluma çıkan adamlar?Yani bir pijamalı Kinova fasiküle de 200 lira verecek halim yok ya.Daha geçenlerde Kinova Teks fasiküllere epeyce para ödemiştim.Altın Madalyon'a bakıyorum.Acaba yeni bir Teks konusu mu açsam?Teks'in de yaza yaza cıcığını çıkardım.Zagor mu yazsam?Kafamdan da şöyle "Zagor maceralarında kale komutanları"gibi bir konu dolaşıyor ama şimdi bu kadar okumayı nasıl yapacağım?Birkaç Teks Villa kartı taratıp o maceraları mı yazsam?Forumda da o maceraları bilen okuyan da çok birileri yok."Teks'in Düello Yaptığı Kızılderililer" diye bir konu?Yok yahu bu nasıl konu!!!Adam kendine her horozlanan kızılderiliyi düelloya davet etmiş;bir güzel pataklamış.Hangi birini yazacaksın?.Bir ara kırtasiyeye  taratmaya bıraktığım Kahraman Tommiks fasiküllerini de arayayım.Aman bu konuyu buraya yazmamam gerekirdi.Şimdi Hanac bana kızacak!
         Tam bu sırada zırrr telefon.Lefkoşa'dan ağabeyim arıyor."Oğlum hafta sonu size geliyoruz Teksleri hazırla" diyor.Ağabeyim 72 yaşında ve tam bir Teks hastası.Çantayı hazırlayayım bari.Bir de liste yapayım ki geri gelirken eksik gelmesin.İyi bir haber.Hanım öğleden sonra annesiyle bir yere gidecekmiş.Tam sağa sola telefon açmak için fırsat.Sahafla internetten haberleşiyoruz ama telefonda canlı konuşmak başka.Belki biraz daha indirim koparabilirim.İlyas ile de son siparişleri ve kolileri konuşayım.
      Şu Ertuğrul Ürer Kaptan Swing listelerini de bir türlü tamamlayamadım.Yani Ertuğrul Ürer de adı üzerinde "üreyip gitmiş".Aynı kapak ve sayıda 5 değişik içerik var.En az da 6-7 seri çıkarmış.Serilerde tarih de yok.Tek yapılacak fiyatlarına göre ayırmak ve listelemek.Teks'in klasik maceralarını da listelemeye başladım.Bu çalışma da çok yavaş gidiyor.Pullarımı da uzun zamandır ihmal ediyorum."Posta Pullarında Çizgi Roman Karakterleri" diye bir konu açmıştım.Yeni pullar ile konuyu beslemek gerekir ama o iş de öylece kaldı.Bir Belçika pulunda "Blake ve Mortimer" karakterleri vardı.Bunlar da kim acaba?
     Bir kitap yığınını başka bir köşeye çekerken gözüme "Batman Baykuşlar Şehri 2 "ilişti.İlk sayısını okumuş ve beğenmiştim.Haydi o da okunacaklar arasında sıraya girsin bakalım.Scalpedleri de çok zor okuyorum.Karanlık sayfaları biraz can sıkıyor.Benim gibi fumettici birisi Scalpedi sever sanıyordum.Daha ümitsiz değilim.Sakin kafayla okumak lazım.Comicslerden ümidim yok.Yani 40 yıllık fumettici Caretta'dan comicsçi olmaz.
    İşte böyle dostlar.Çizgi roman ile yatıp kalkan Caretta'nın bir günlük serencamı böyle.Ha bir de içimde her daim ukde olan bir şey var.Elimdeki Teksleri masaya veya kitaplığa dizerek resimlerini çekmek.Ama ne öyle boş masam ne de raflarım var.Bir gün inşallah olur...

[hanac]

Atilla abi, abinizi de foruma üye yaptınız mı ? 

[Mrtekin]

Atilla Willer ile Behzat Carson, herzamanki gibi çadırda pinekler, o gün adamı şöyle yamulttum böyle marizledim diye geçmişi anar, biribirlerine ara gazını verip dururken, tozu dumana kaldıran yağız bir Navajo savaşçısı olaya direktman destursuz dalar ve,

- Atilla Usta, Behzat Reis kasabaya yeni bir yabancı geldi, şimdiden Honac şerif ve 5 yardımcısını şaman hızı ile temize havale etti, sizi sorup duru, gelmezseniz her saat kasabalıdan birini, cehenneme postalayacağını söylüyo, şimdiden Köstebek namlı bir gazeteciyi götürdü bile, garibin son sözleri, "Font" olmuş, der.

- Vayy, der, Atillla Willer. Bana da mı, Biliç? der?

- Ülen bize rahat yüzü yok der, hayatımız it çakal oldu, babam demişti  masabaşı memur ol diye, dinlemedim, ah, babacım der, Behzat Carson. Kaşınıyosa, kaşıyalım, napalım, diye de ekler.

Sekans değişir, fonda Ennio Morricone çalar, çalı kümeleri ortalıkta uçuşur, insanlar perde aralarından bu muhteşem düelloyu izleyeceklerdir, in cin susmuştur, havada uçan sivrisineği  bile gizemli yabancı anı saatinde indirmiştir, o derece yani...

- Bu benim meselem der, Atilla Willer, sen karışma bu sefer Behzatım.

- Neyse, altın madenlerin bana emanet, der, Behzat. Geç kalma, akşama iki tek atalım, dayımın oğlu, hem leblebiler özel, te, Chorum Alamos'tan geldi, iyiyiz yani.

- Kısmette varsa, yeriz, amcamın kaynı. Hadi see u later, Aligeytır, der, Willerciğimiz.

Kasaba, o alçak Vayakondios kaldırımlı kasaba yolu, güneş batmak üzere, en nihayet, iki hızlı silahşör karşı karşıya.

- Kimsin bilader, ne olay çıkartıyon, yaşamadan mı bunaldın, iki dakka deliikanlı ol, der, Atilla Willer.

- İsmim, el-Tecin, seni buraya gömüp Louisana süper ligine reklam olucam, der, yabancı. All iinclusive trivela, diye de ekler, pis pis sırıtarak.

- Puah, Bunu en son diyen şu an cehennemde ticket sırasında der, Willer. Kısa keselim Cheyenne havası olsun. Saymaya başla, five diyince silahları çekicez, sonra vay ben bilmiyordum, duymadım deme.

- Tatava yapma, say geç, rencır bozuntusu,der, El-tekin.

El Tekinden ter süzülürken(büzüc Yusufos Yusufos), Willer Aganın yüzü kaya gibi sert ve ifadesizdir. Aynı anda iki tabanca sesi duyulur, kasabadan ahlar, vahlar , getti de getti işitilir.

-Lanet olası Gringo der, El tekin. Elveda hayat, elveda Golden Forumm, efsane yerine gazoz oldum,eşhedü en la...

Güneş batmaktadır. Atilla Willer gülümser, mezarcı buraya gel diye çığırır.

- Mezarını derin kaz bu çakalın, akabinde de faturayı da Navajo Hemşerileri Derneği'ne yollarsın...Washington, derneğe Kdv muafiyeti de verdi, o yüzden faturaya kdv yazma,der....

- Bi de, şerif Honac ve yardımcılarına 5 numara 10 yıldız bir mevlüt istiyorum, helvalarını da bol dağıtın, cimrilik istemem, ona göre, Allah rahmet eylesin, iyi adamlardı, diye de mezarcıya talimatlarını bitirir beyimiz.

Uzaklardan, "Açılın Ahali, ben doktorum." Gibisinden sesler duyulmaktadır.

- Ulen Hacı, yine yırttın kefeni, yiyecek ekmeğin varmış, der, Willer, kendi kendine ve kasabanın çıkışına doğru yavaştan yürür.

O Atilla Willer'dır, o bir efsanedir.

The End?

Ps: Hoşgörünüze sığınaraktan...

[caretta]

Harika olmuş Mrtekin...

[kalidor]

Çok güzel olmuş, elinize sağlık  bu tür güzellemeler arada iyi oluyor.   

[Mrtekin]

Atilla Ağabey, iyi pazarlar,

Şu yeni çıkan klasik "İskeletler Vadisi" güzel bir maceraya benziyo. Korkmaz aka haziran00 da çok övmüştü. Bu macera ile ilgili düşüncelerini önceden bir  alabilir miyiz, hakkını vererek okusak?

Çok teşekkür ederim.

Selamlar.

[caretta]

Mrtekin dostum "İskeletler Vadisi" 10.sayıda başlayan "Kanlı Topraklar"macerasının devamı ve sonu.

Eski bir puebloda bulunan bir hazine ile ilgili bir maceradır.

İskeletler de yüzyıllar önce Navajolar ve İspanyollar arasında yapılan savaştan kalma.

10.sayıyı okumadıysan 11.sayı ile birlikte oku.

Haziran 00 belki de bu 11.sayıda başlayan "El Muerto" macerasını hatırlatmak istemiştir.

[Mrtekin]

Tamamdır, çok teşekkürler.

El Muerto, yu okudum ama yine okurum.

[caretta]

"Günün Birinde Yine Geleceğim.Melun Köpekler!Ve  O Gün Eceliniz Olacak!Geri Döneceğim...Geri Döneceğim..."Bu sözleri kim,kimlere söylüyor?
Hatırlıyor musunuz?

[Mrtekin]

Cüneyt Arkın. 

[caretta]

Bilemedin Mrtekin dostum.Soru Teks'ten gelmişti.Böyle bir repliği Battal Gazi Bizanslılara da söylemiş olabilir.

[Mrtekin]

Abi, Kadir İnanır da olabilir.