Wonder Woman (2017) - DCEU Film 4

Başlatan dean, 15 Ekim, 2014, 23:54:37

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Wonder Woman



  DC Extended Universe, en hafif tabiriyle beklentinin altında başlamıştı. Man of Steel ardından gelen iki filme oranla daha ayakları yere basan bir uyarlama olsa da Superman'in tasviri itibariyle bir çok kişiye hayal kırıklığı yarattı. Batman v Superman: Dawn of Justice ve Suicide Squad'ın durumu zaten ortada onlara bu yazıda fazla girmenin alemi yok.

  Wonder Woman, geçtiği dönem ve seçtiği konu itibariyle DCEU'yu kurtaracak bir film değil. DCEU'nun kaderini belirleyecek film Justice League. Ama ne yazık ki onunda yönetmen koltuğunda Zack Snyder oturuyor.

  Wonder Woman'a geri dönersek, karakter sinemaya uyarlanmayı DCEU'nun doğumundan çok daha önce hakkediyordu. Warner Bros.'un Batman ve Superman dışındaki DC karakterini uyarlama konusunda pek sıcak davranmaması bu filmin aslında biraz geç seyretmemize neden oldu. Hakeza Batman ve Superman dışındaki süper kahramanları uyarlamaya kalkınca Green Lantern, Jonah Hex, Catwoman gibi facialar yaşandığı için belki de geç kalınması daha iyi oldu.

  DCEU'nun şu ana kadar yapamadığı en önemli şeyi Wonder Woman ziyadesiyle başarmakta. O da kahramanımızın karakterizasyonu. MCU şu ana kadar bu konuda daha başarılı bir iş çıkardı. Özellikle Iron Man, Black Widow, Hulk ve Captain America gibi karakterler kişilikleri ile filmlere çok şey kattılar. En son Guardians of the Galaxy vol. 2 filmi de son derece karakter odaklı bir filmdi. Özellikle böyle evren kuruyorsanız karakterizasyona ağırlık vermeniz gerekiyor. Wonder Woman filmi bunu çok doğru şekilde yapıyor. Filmin hikaye tercihini isteyen eleştirir, filmin aldığı kararları isteye sevmez vs. ama Wonder Woman karakter olarak son derece başarılı bir aktarılmış. Benim dün sinemada gördüğüm kadın, yıllarca çizgi romanlarda okuduğum kadın.

  Kadın demişken filmin en büyük artılarından biri feminizm mevzusunun altında filmin olağanüstü şekilde kalkması. Film pekala 2 saat 20 dakikalık feminizm şovuna dönüşebilir, erkeklerin Batman'i, Superman'i, Iron man'i, Spider-Man'i varsa kadınlarında Wonder Woman'ı var halini alabilirdi. Lakin Wonder Woman sadece kadınlara değil. Erkeklerinde idolü olabilecek bir kahraman dönüşmüş. Hatta erkeklerin böyle bir idole kadınlar çok daha fazla ihtiyacı olduğunu söylemek mümkün.

Spoiler Bölgesi

  Themyscira, çok başarılı yaratılmış. Themyscira'da daha fazla zaman geçirmek isterdim. Ama zaten uzun olan bir filmi daha fazla uzatmanın gereği yok tabi. Amazonlar başarılı şekilde aktarılmış. Özellikle bu sahnelerde Antiope rolüyle Robin Wright ön plana çıkmış. Çizgi romanlar kıyasladığımızda Themyscira ve Amazonların origini ile alakalı ciddi değişiklikler var. Ben çizgi romandakini tercih etsem de filmdeki hali kendi içerisinde işler vaziyette o yüzden problem oluşturduğunu düşünmüyorum.

  Filmin fon olarak kendisine 1. Dünya Savaşını seçmesi halen kafamı kurcalayan bi'şey. Villain'ın Savaş Tanrısı olduğu bir filmin Dünya Savaşlarından birinde geçmesi elbette mantıklı ama bu seferde hikayenin mitolojik öğeleri ikinci plana atılmış. Bütün Tanrıların ölmesi ve sadece Ares'in kalması fikrini beğenmedim. Bu sebepten ötürü devam filmleri de tamamen Dünya geçen filmlere dönüşürse keyif kaçırıcı olur. Wonder Woman'ın çizgi romanlardaki Tanrı karakterle etkileşimi çok önemli ve güzel maceralara kapı açtı her zaman. Belki de Ares yalan söylemiştir onların ölümü için, ya da bir döngü sonucu geri dönerler. Belki de Wonder Woman bir sebepten ötürü Hades'e gidip Tanrıları kurtarır. Her ne olursa olsun o karakterlerin geri dönmesi gerektiğini düşünüyorum.



  Villianlardan bahsetmek lazım. Filmin en kötü yönü maalesef villianlar. Ludendorff ve Dr. Maru aşırı derecede iki boyuttu karakterler. Motivasyonları hiç anlatılmamış. Hele ki Ludendorff belli bir süre sonra seyredilmesi imkansız bir karaktere dönüyor. Kendi adamını vurması gibi bir klişenin ardından Dr. Maru ile birlikte generalleri öldürdükten sonra karşılıklı kahkaha krizine girmeleri tarif edilemeyecek kadar ucuz bir andı. Şükür ki filmde böyle bir şey bir kere oldu. Bir kere daha böyle bir sahneyi kaldıramazdım. Bunu da Doctor Strange'de ki süpürgenin düşüp Christine Palmer'ı korkuttuğu sahne gibi beynimden kazımak istiyorum.

  Ares'e geldiğimiz zaman aslında Ares'in motivasyon olarak zayıf kalmadığını söyleyebilirim. Benim Ares ile sorunun iki tane. Birincisi onla fazla zaman geçirememek. Bu tip hikaye anlatış tarzını ben sevmiyorum. Bence villain ile önceden tanışıp karakterini doldurmak daha iyi bir hikaye anlatım tarzı. Lakin Wonder Woman'ın benimsediği de film içinde çok göze batmıyor. Ama sonlara doğru Ludendorff'un Ares olmadığı kendini çok gösteriyor. Ares ile ilgili ikinci sevmediğim kısım ise Wonder Woman ve Ares dövüşünün bu filmin dövüşü olmama gerçeği var. Film Ares'in ifşasına kadar elinden geldiğince gerçekçi olmaya ve savaşın siviller üzerindeki etkisini anlatmaya çalışıyor. Atmosfer olarak bunu anlatmayı başarıyor. Ama ardından gelen Ares dövüşü ise seyirciyi bu atmosferden tamamen dışarı çekip CGI manyağı yapıyor. Yine de Steve ve ekibi ile paralel giden kurgu bizi o atmosfere biraz tutunmamızı sağıyor. Sahne büte kalsa da geçmeyi başarıyor.



  Gal Gadot, beklediğimin üzerinde bir performans sergilemiş. Özellikle Themyscira'dan çıkıp, gerçek Dünya'ya gittiğimiz sahnelerde Wonder Woman'ın saflığını çok güzel yansıtmış. Bu sahnelerdeki filmin mizah tonu da başarılı. Filme ve karakterlere üç boyutlu bir hava katmış. Steve Trevor rolünde Chris Pine'da çok iyi bir iş koymuş ortaya. Oyunculuk olarak Gal Gadot'un önüne geçmeyi başarmış. Böylece filmin finalinde yaptığı fedakarlıkla hem Wonder Woman'ı hem de seyirciyi etkilemeyi başarmış.

  Genel olarak filmi çok beğendim. Hikaye tercihi olarak yer yer kafamda soru işareti bıraksa da çok temiz anlatılmış bir origin hikayesi var karşımızda. Son derece başarılı bir karakter var elimizde. Demek ki olabiliyormuş. Mizahta yerinde kullanıldığında BvS'nin yaptığı gibi poz kesmekten daha etkileyici oluyormuş. Hikayeye odaklanmak, CGI diye delirmekten daha önemliymiş. Olmuş. İşte bu sefer olmuş.

8/10

afacanx

Çok güzel bir inceleme yazısı olmuş dean.

dean

Alıntı yapılan: afacanx - 07 Haziran, 2017, 00:55:03
Çok güzel bir inceleme yazısı olmuş dean.

  Teşekkür ederim.

pizagor

SPOILER!!!

Wonder Woman'ı izlerken şunu farkettim: bu tarz filmleri seyrede seyrede (ve o tarz çizgiromanları okuya okuya) gelişen bir refleksimiz var, ters köşe peşindeki senaristin en olmayacak karaktere en beklenmedik hareketi yaptırması beklentisi doğrultusunda çalışan bir beyin. Bu film özelinde Ares'te bunu çok hissettim. Ludendorff'un Ares çıkmasının çok basit çözümleme olmasından (dolayısıyla da hemen üzerini çizmemizden) hareketle 'Ares kim olabilir?'i düşünürken malum karakterin ilk birkaç sahnesinden sonra eşime dönüp 'Ares bu!' deme noktasına geldim. Dolayısıyla lezzet yitimi yaşadım.

Ares ortaya çıktıktan sonra da bir eksiklik, bir tuhaflık vardı onda. Kendisini ifade edişinde bir savaş tanrısından öte Loki'ye özgü hilelerin ve iknanın tanrısını gördüm o karakterde. Doğruları mı söylüyordu, evet, kendi bakış açısından (ve bana göre de) gayet haklıydı ama savaşa adanmış bir tanrının yolunu böyle beklemezdim. Binyılların mitolojisine de tezat hissettim Ares özelinde.

Görüşüm, son dönem DC filmlerini düşünürsek Superman'in katil olarak gösterildiği ve ayıla bayıla ve şaşıra şaşıra izlediğim o kurgudan sonraki iyi DC filmi. Dozunda bir matraklığı var, Marvel'in abartıya kaçmaya başladığı sulu mizahı ortaya çıkarmanın tuzağına düşmemiş.

Ve özellikle Themyscira'daki o savaş sahnelerinin hakkını vermek lazım.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


bugraltu

Dean'e genel olarak katılıyorum. Ayrıca beni Ares'in zırhıda çok rahatsız etti. Zaten oldum olası full CGI zırhlar bana batar(bkz Civil War - Iron Man zırhı), üstüne artık yapmayın kardeşim şu etraftan metal alıp üstüne yapıştırma klişesini. Dövüş zaten berbattı. Genel anlamıyla DC'nin aşırı hızlı ve güçlü karakterlerin dövüş sahnelerinin altından daha iyi kalktığını düşünüyorum ama malesef bam güm oraya uçmaca kaçmaca olunca da CGI batabiliyor.

Ayrıca belirtmek isterim ki, Wonder Woman çok çok geç kalmış bir film oldu. Bu bütün sinema dünyasının ayıbıdır bence. Bu filme tek başına gelen genç kadınlardan tutun da, arkadaş grubuyla gelen orta yaş üstü kadınların girdiğini gördüm. Küçük çocuklara idol olabilecek olmasına girmiyorum bile. Özellikle de Diana'nın insanlık hakkındaki görüşleri, geçirdiği karakter değişimleri ve motivasyonu çok sağlam oturtulduğu için bence bu açıdan çok değerli bir film olmuş. Ayıbın en büyüğü de 250 film çekip hala kadın karakterlerine film veremeyen Marvel'indir bence.

https://i.hizliresim.com/DdV23o.jpg

pizagor

Alıntı yapılan: bugraltu - 07 Haziran, 2017, 20:10:28
Ayrıca belirtmek isterim ki, Wonder Woman çok çok geç kalmış bir film oldu. Bu bütün sinema dünyasının ayıbıdır bence. Bu filme tek başına gelen genç kadınlardan tutun da, arkadaş grubuyla gelen orta yaş üstü kadınların girdiğini gördüm. Küçük çocuklara idol olabilecek olmasına girmiyorum bile. Özellikle de Diana'nın insanlık hakkındaki görüşleri, geçirdiği karakter değişimleri ve motivasyonu çok sağlam oturtulduğu için bence bu açıdan çok değerli bir film olmuş. Ayıbın en büyüğü de 250 film çekip hala kadın karakterlerine film veremeyen Marvel'indir bence.

Bravo! Hep iddia ederim zaten, gerçek feministler dengeyi gözeten erkekler arasından çıkmakta.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Animvader

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Haziran, 2017, 13:05:08
SPOILER!!!

Wonder Woman'ı izlerken şunu farkettim: bu tarz filmleri seyrede seyrede (ve o tarz çizgiromanları okuya okuya) gelişen bir refleksimiz var, ters köşe peşindeki senaristin en olmayacak karaktere en beklenmedik hareketi yaptırması beklentisi doğrultusunda çalışan bir beyin. Bu film özelinde Ares'te bunu çok hissettim. Ludendorff'un Ares çıkmasının çok basit çözümleme olmasından (dolayısıyla da hemen üzerini çizmemizden) hareketle 'Ares kim olabilir?'i düşünürken malum karakterin ilk birkaç sahnesinden sonra eşime dönüp 'Ares bu!' deme noktasına geldim. Dolayısıyla lezzet yitimi yaşadım.


Valla hocam ben de tam tersi son zamanlarda DC başta olmak üzere çizgiroman uyarlamalarından hayal kırıklığı yaşadığım için yuh be kardeşim Ludendorff'un Ares olduğunu niye bu kadar gözümüze sokuyorsunuz diye düşündüm filmi izlerken, beni Ludendorff'un çıkmayışı olarak değil ters köşe hazırlayarak şaşırttılar  ;D

pizagor

Alıntı yapılan: Animvader - 08 Haziran, 2017, 23:53:22
Valla hocam ben de tam tersi son zamanlarda DC başta olmak üzere çizgiroman uyarlamalarından hayal kırıklığı yaşadığım için yuh be kardeşim Ludendorff'un Ares olduğunu niye bu kadar gözümüze sokuyorsunuz diye düşündüm filmi izlerken, beni Ludendorff'un çıkmayışı olarak değil ters köşe hazırlayarak şaşırttılar  ;D


SPOILER!!!


??? Dostum bu yorumunda ciddi olduğunu düşündüğümden yanıtladım, eğer ki değilsen kaale alma...

Ares'in savaş tanrısı olarak savaştan beslenmesi, dolayısıyla da savaş alanının generallerinden birisi olması ve öyleyse hikayeye göre elimizde kalan tek kötü Alman general Ludendorf'un da kılık değiştirmiş Ares olması gerektiği savı - düşünüş silsilesi ya 8-10 yaşa özgü ya da Diana gibi dış dünyayla kirlenmemiş bir saflığa dair bir mantıksal çıkarım olacağı için doğrudan ekarte edilmesi gerekirdi animvader dostum. Kaldı ki gazla gücü artan Ludendorf nasıl kudretli bir tanrı Ares olabilirdi ki, nedeb buna ihtiyaç duysun ki!!!
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Animvader

Alıntı yapılan: pizagor - 09 Haziran, 2017, 11:34:08

SPOILER!!!


??? Dostum bu yorumunda ciddi olduğunu düşündüğümden yanıtladım, eğer ki değilsen kaale alma...

Ares'in savaş tanrısı olarak savaştan beslenmesi, dolayısıyla da savaş alanının generallerinden birisi olması ve öyleyse hikayeye göre elimizde kalan tek kötü Alman general Ludendorf'un da kılık değiştirmiş Ares olması gerektiği savı - düşünüş silsilesi ya 8-10 yaşa özgü ya da Diana gibi dış dünyayla kirlenmemiş bir saflığa dair bir mantıksal çıkarım olacağı için doğrudan ekarte edilmesi gerekirdi animvader dostum. Kaldı ki gazla gücü artan Ludendorf nasıl kudretli bir tanrı Ares olabilirdi ki, nedeb buna ihtiyaç duysun ki!!!

Derdimi tam anlatamadım galiba.Dc'nin daha önceki filmlerinde hadi analarımızın adı aynı kanka olalım gibi mantıkları görünce bu filmde de direk kör göze parmak sokar gibi Ludendorfu Ares mi yaptınız diye hayıflandım izlerken o yüzden bu filmde en azından bir ters köşe düşünmüş olmaları beni sevindirdi.

pizagor

Alıntı yapılan: Animvader - 09 Haziran, 2017, 17:27:28
Derdimi tam anlatamadım galiba.Dc'nin daha önceki filmlerinde hadi analarımızın adı aynı kanka olalım gibi mantıkları görünce bu filmde de direk kör göze parmak sokar gibi Ludendorfu Ares mi yaptınız diye hayıflandım izlerken o yüzden bu filmde en azından bir ters köşe düşünmüş olmaları beni sevindirdi.

Tamamen yanlış anlamışım dostum  :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Bir kadın bu kadar mı güzel güler!

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac


pizagor

Yeni öğrendiğim bir bilgi:

Wonder Woman'ın çekimleri esnasında Gal Gadot ikinci çocuğuna hamileymiş. Tekrar çekimler esnasında artık belirginleşen bu durum için yeşil bir kostüm kullanılmış!


During most of the filming of Wonder Woman, star Gal Gadot was pregnant with her second child. The team there accommodated for it, creating a super green screen suit for her baby bump when it was visible during reshoots.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

James Cameron ile Patty Jenkins arasında bir ağız dalaşı yaşandı. Cameron Jenkins'i karakterin ne olduğunu, ne anlama geldiğini tam olarak anlayamamakla suçlamıştı. Bu açıklamalarında Terminatör'deki Sarah Connor karakteri üzerinden gerçek bir kadın kahramanın nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışmıştı: 'çok güzel değil, iyi bir anne değil, sorunlu ama sarsılmaz metaneti ile izleyicinin saygısını kazanmış'... Hatta Wonder Woman filminin kadın karakterler açısından geriye bir adım olduğunu da söylemişti. Patty Jenkins de twitter üzerinden buna sağlam bir yanıt verdi:



Özetle şunu söylüyor Jenkins: Bir kadının çekici ve sevecen olması onun bir ikon olmasına mani oluyorsa; hala sert, acımasız ve sorunlu kahraman kadın stereotipiyle hareket edeceksek çok da fazla yol katettiğimiz söylenemez.

Güzel demiş...

Gerçi Cameron da gündemden kendine bir pay alabilmiş, hazır Terminator 2 de yeniden vizyona girerken...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


dean

  James Cameron, kadın karakterleri ön planda kullanma konusunda öncü yönetmenlerden biri. Sarah Connor olsun, Ellen Ripley olsun son derece önemli ve ikonlaşmış karakterler. Lakin Wonder Woman için yaptığı yorumu bende yanlış buldum. Wonder Woman'a hakketmediği şekilde yüklenmiş gibi duruyor. Özellikle Wonder Woman'ın kadın karakterlerin temsili açısından geri adım olduğunu söylemek bence çok güç.