Çr yayımcılarına ciddi bir eleştiri

Başlatan Mrtekin, 17 Ağustos, 2021, 16:00:22

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mrtekin

Bu konu ile ilgili serzenişler daha önce de üyeler tarafından dile getirildi ama konu ciddi olduğundan, belki tek bir konu altına taşınması daha iyi bir sonuç verebilir.

Bildiğiniz üzere; çr etiket fiyatının yarısı dağıtıma veya satıcı dükkâna gidiyor. Büyük dükkânların(D@r, Babil, Amazon vd) veya ÇR dükkânlarının çoğu, yayımcıdan %50 indirimle (bazen yayımcıları %60' a kadar zorladıklarını da okumuştum.) alıyor. Bu indirim üzerinden yaptıkları kendi indirimleri  arasındaki fark ise kendi karlarını oluşturuyor. Üstelik, bu gibi büyük dükkanlar, yayımcıya ödemeleri gereken meblağların vadesini sündürdükçe sündürüyor ya da yayımcıdan çektikleri kitapları geri iade faturasına konu ederken de, fireli bir şekilde canlarını çıkartıyorlar. Bu işin kaybedeni de, elhak son tüketici ve yayıncı oluyor. Pastanın büyük payını, hiç risk almayan, dağıtıcı kazanıyor ve üstelik tüm maliyetleri de biz "okuyucu" olarak üstleniyoruz.

Şimdi eleştiri konusuna gelelim; son zamanlarda, yayımcılarımız da, kendi internet sitelerini kurarak, satışa başladılar ama o da ne; bir bakıyoruz, kendi sitelerinde de indirim oranları, bu büyük dükkanlardaki indirim oranı ile neredeyse birebir aynı. Hatta bazen dükkanların verdiği indirim oranı, yayımcıların verdiği indirim oranından fazla. E birader, o zaman yaptığınız işin bir anlamı kaldı mı? Siz, kendiniz direkt okuyucuya satış yaparak, daha dakka bir gol bir, işbu %50 oranındaki dağıtım giderlerlerinden kurtulmuyor musunuz? Keza, yine satışı direkt yaparak, beklemeden, maliyeti de hızlı bir şekilde kurtarmıyor musunuz? Ezcümle, dükkanlardan alacağınızı almak için 6 ay beklemenize gerek de kalmıyor veya dükkan sahiplerinin iadelerdeki yaptıkları cinlikler gibi diğer binbir cinliklerle de uğraşmıyorsunuz?

Kusura bakmayın, siz de kendi satış sitenizde diğer dağıtıcılar ile aynı oranda indirim yapacaksanız, ben son kullanıcı olarak ne anladım bu işten? Bana, dağıtım giderlerinden kurtulduğunuz %50 indirimi daha baştan yansıtmanız lazım ki, bu işin matematiğinde hüsrana uğrayan taraf biz okuyucular olmayalım.

Keza, tüm yayıncılarımız "ortak ve tek bir internet satış sitesi" kurup, yayımladıkları kitapları en az %50 indirimle son kullanıcılara satış yaparlar ise, dağıtım kanallarının baskısından da kurtulmuş olmazlar mı? Keza böyle bir durumda güçlerini birleştirip daha avantajlı kargo anlaşmaları da geliştirebilirler. Marmara yaşadığı zorluklardan dolayı, D@R'dan kitaplarını çekti. Diğerleri de zorluklarla yürütmeye çalışıyorlar ilişkilerini. Çr yayımcılarının güçlerini birleştireceği "tek bir online satış kanalı", win@win oluşturarak, biz okuyucuların da daha uygun fiyatlarla çr ye erişmesine fırsat verip, yeni okur katılımını da daha kolay realize eder düşüncesindeyim.

Çr'nin lüks tüketim malzemesi haline gelmesinden kurtulması, en başta işbu %50 oranındaki, "dağıtım" giderlerinden kurtulacak çözümleri üretmesi ile başlar. Yayımcılar birbirlerine duyduğu güveni geliştirir, giderek bir "birlik" haline gelebilirse, işte o zaman, tüm maliyetleri daha da aşağıya indirecek davranışları da (ortak bir matbaa/daha uygun fiyatla, kağıt/mürekkep alım sözleşmeleri, uygun depolama giderleri vd) görebiliriz...

Yok oğlum işin gücün mü yok git işine burası Türkiye, herkes kendi bacağından asılır diyorsanız, o zaman, fiyatların uçmasını seyredelim, nasıl olsa herşey okuyucu olarak bizim sırtımızda... ;D
They drew first blood...

Saint2

Yayıncılar kendi sitelerini kurdukları zaman başka bir masraf kalemi oluşmuş oluyor. Sitenin de bir maliyeti var. Artı kargo masrafını da düşünmek lazım.
İkincisi bir kitap basıp, siz 3 TL'ye satar ve dükkanlara da 3 TL olarak verirseniz, kimse o dükkanlardan almaz. Dükkan da sizden almaz kitabı.
Üçüncüsü, zaten bu siteler bahsettiğiniz farkı cebe indirerek mali yönden güçlenmek amaçlı kuruluyor.

Nemo

Mehmet'in,''ortak ve tek bir internet satış sitesi" fikri cok guzel. Degerlendirseler keske...
Özel Alfa Ajanı

Kinowa59

Merhaba değerli dostlar. Kalp, ( ileri derecede) prostat ,yüksek tansiyon, şeker, kolesterol gibi canını albızlar alasıca ve tamu' ya gidesice hastalıklarım olduğu için, belki Azrail' den tüyer, saklanırım diye Fethiye'nin 17 km uzağında Yeşil üzümlü dağ köyüne yerleştim. Üç aydır yazılı edebiyat ( bugün, Kırmızı kedi yayınevinin çıkardığı Yaşar Aksoy' un " Gavur mümin- Gazi paşa'nın casusu " isimli kitabını bitirdim. ( Anı, biyografi, yakın tarih kitapları seven dostlara tavsiye edilir.) ve çizgi romanların yanında, forumdaki günlük iletileri' de okuyarak Zagor gibi doğayla, yaban hayatıyla içiçe yaşıyorum. Forumda okuduğum, son birkaç günlük eleştirel ve anlayış dolu yazılara karşı bende birşeyler çiziktirmek istiyorum. Değerli çizgi roman sever dostlar.  Ne olacak zagorun' Tex'in, Ken parker ve Mr no'nun yayın halleri. Sevgi'yle ve dostlukla kalınız.

Mrtekin

Bayram Abi, merhaba,

Öncelikle çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum ve de en güzelini yapmışsınız. Huzurla, sanatla, edebiyatla, deniz ve de doğa ile iç içe geçireceğiniz günler sağlığınızda da çok olumlu etkiler yapacaktır. Umarım tüm şikayetleriniz kısa zamanda ortadan kalkar, herşeyin başı sağlık ve de iki gıdım huzur çünkü.

Lal oldukça, kendi yayınladıkları fumetti ürün gamı (buraya dikkat, maalesef Tex, Zagor ve Mister No seven fanatik kitle, diğer kaliteli fumetti ürünlerine yüz vermediğinden, diğerleri tutunamıyor.) içerisinde, Türkiye'de "fumetti"nin sırtı yakın zamanda yere gelmez, merak etmeyin. Fumettiye ilgi gösteren esas kitlenin, en az 45 yaş üstü olduğunu düşünecek olursak, bu ürün gamının satışlar düşse de tamamen "fade-out" olmasına daha yıllar var. O zamana kadar da, umarım, Bonelli, dizi, sinema, oyun vs ile bir şekilde fumettiyi diri tutacak bir yol bulur. İtalyan aklı ticaret ve yaratıcılıkta mahir bir akıldır.

Tex'deki son duruma (Nemodan Tex) başlığında ayrıntılı olarak inceledik. Seri araları uzasa da, basılmaya devam eder ama ana yekpare serinin arasının kısa zamanda tamamlanması pek mümkün değil.

Mr.No'da haberler iyi, Lal, hem Audace hem de kısa seriyi bitirdi. Akabinde "KM"'sine başladılar. Bence ticari olarak çok güzel bir "hot trick" yaptılar.

Ken'de, "Rodeo Yayıncılık" ana seriyi bitirdi ama bir sürü fasikülün ikinci baskısı yok, piyasada fahiş meblağlara çıkmış durumda. Özel seri ise bir şekilde ittirmeli kaktırmalı olarak çıkmaya devam ediyor. Rodeo'nun kendi adıma başarılı bir yayıncılık yaptığını düşünmüyorum.

Son olarak, hakiki vatan kahramanı, Mümin Aksoy'un mezarı, Eski Balçova Mezarlığı/İzmir'de. Nasip olursa, ben de birgün gidip, ruhuna bir Fatiha okumayı çok istiyorum. Hatta daha geçen gün aklıma gelmişti, sizin bu cümlelerinizi okuyunca da çok sevindim...

Sağlıkla, huzurla kalın.
They drew first blood...

Mrtekin

Ahmet Bey'in konu ile ilgili serzenişi için;

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=3688346077960928&id=135422896586615&m_entstream_source=timeline

Serzenişinde haklı olduğunu düşünsem de, kendisinin çizgiromanda uyguladığı "uçuk maliyet" politikasını da tasvip etmediğimi belirteyim. Zaten kendisi de artık, yayıncılık yapmadıklarını da (senede çıkartacakları 4-5 kitap yayımcılık sayılmaz diyor.) belirtiyor.

Bu durumda, Büyülü Dükkan'dan sonra bir Türk yayımcı daha sahnelerden çekilmiş oldu.
They drew first blood...