Türkiye'de Çizgi Roman Nereye Gidiyor?

Başlatan Bilal ceylan, 20 Temmuz, 2020, 16:55:04

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kinowa59

Günaydın değerli Forsythe. Bana cevaben yazdığınız iletiyi okuyunca, " işte bu " dedim. " Uygar insanın cevabı da , kendisi gibi asil oluyor" . Değerli Forsythe, nazik ve aydınlatıcı iletiniz için çok çok teşekkür ediyorum.

Thunderbird

Ülkeler arası fiyat karşılaştırmalarında tek örnekle gitmemek gerek. Türkiye'deki comics fiyatlarını Hırvatistan'la karşılaştırırsak Türkiye yarı fiyatındadır. Brezilya ile kitap ve çizgi roman fiyatlarını karşılaştırırsak %30 kadar daha ucuzuz. Manga ciltleri Fransa'da 7-8 Euro civarında yani Türkiye'nin iki katı.

Kitap fiyatlarındaki artış okurlara benim gelirim bu kadar artmadı neden kitap fiyatları bu kadar arttı sorusunu sorduruyor. Fakat yayınevlerinin giderleri kitap fiyatlarındaki artıştan daha fazla arttı, o kısım doğal olarak görülmüyor. Yani sağlıklı bir karşılaştırma için sadece ülkeler arası gelir ve kitap fiyatına değil, gelir, kitap fiyatı ve kitabın üretim maliyetlerini karşılaştırmamız gerekir.

Ekonomi politikaları ülkenin ekonomisini mahvetmiştir. Bunun alım gücünüzü azaltması beklenecek bir sonuçtur. Yayınevlerinin arasında kazık fiyat koyan olabilir mi olabilir, ancak genel fiyatlar bireylerin ahlaksızlıklarıyla açıklanamaz.

Yine forumda görmüştüm, artık 500 adet satışa göre fiyatlama yapılıyor yazmıştı bir arkadaş. Bu yanlış bir kanıdır, belki bunu yapan birkaç yayınevi olabilir. Ancak tam tersine geçtiğimiz yıllarda çizgi roman ve kitapta kar marjı azalmıştır. 2000 tirajda 10 yıl önce 700-800 satışla maliyetler çıkarılabilirken şimdi 1000 adette bile bunu çıkaramamaktadır.

Farazi bir senaryo yazalım. 200.000 lira maliyetle 2000 adet kitap yayınlayıp 1200 adet satışla kâra geçtiğimiz farzedelim. 1200 adet satışa 6 ayda ulaşırsanız (bu çok satanlar hariç bir çizgi roman için iyi bir satış hızıdır), vadeyi de hesaba katarak diyelim 8 ayda maliyeti çıkardınız. 200 bin liraya 8 ayda alacağımız mevduat faizi 70 bin lira civarında. Dolayısıyla yayınevi aslında nakitte kalsa daha çok kazanabilirdi. Veya yıllık %70'i geçen kredi maliyetlerine göre hesaplama yaparsanız, yayınevlerinin maliyet ayağının ne kadar zorlu olduğunu görebilirsiniz.

Yayınevi enflasyonist ortamda sertmaye maliyetini üstlenmesinin yanı sıra, kitabın satmaması, parasını zamanında alamaması, veya hiç alamaması gibi riskleri de üstlenmiştir. Ve tabii nasıl ki okurlar geliriyle aynı sayıda kitap almaya devam etmek istiyorsa yayınevinin de gelirini enflasyona karşı korumaya çalıştığını gözardı etmemek gerekir. Ancak bunu başarabilen yayınevi sayısı azınlıktadır.

Enflasyon fiyatlamaları bozar, bunun etkisini okur nasıl hissediyorsa yayınevi de hissetmektedir. Mesela 3 yıl önce matbaa fiyatları 6 ayda değişirken bugün her ay değişiyor. Bu sene ve önümüzde sene sermaye akışını iyi yönetemeyen yayınevleri için oldukça zor geçecektir.

Umarım açıklayıcı olmuştur.

Kinowa59

Günaydın değerli Thunderbird. Yaşım gereği olsa gerek, okuduğumu anlama yanım zayıfladığı için iletinizi iki kez okudum. Ne yazdığınızı, ne anlatmak istediğinizi gayet etraflıca ve akla yatkın bir şekilde anlatmışsınız. Ben de iki kez okumuş olsam da, anladım. Bu aydınlatıcı iletiniz den sonra şu soruyu sordum kendime. Iyi de kardeşim, olanların doğrusu sayın Thunderbird' ün yazdığı gibiyse; bizleri kazıklayan kim.!

rumar80

  Sanırım burada gözden kaçırılan şey, sadece yayınevlerinin değil bir çok esnafın (lokantalar, marketler vs.) mevcut maliyetler altında ezilmemek için zam yaparken uyguladıkları fiyat sisteminde aşırıya kaçmaları.
  Bugün bir sandviç menüsü bilinen fast food restoranlarında 200TL Bu ve benzeri fahiş fiyatlar nedeniyle geçen hafta sonu protesto yapıldı
  Market zincirlerinden biri yumuşatıcıda kampanya diyerek 140TL yerine 80TL yazabiliyor. Sen 60TL iskonto yaparken hayır amaçlı yapmıyorsun. Sonuçta bundan bile kâr edebiliyorsun.
  Çizgi roman basan yayın evleri D&R'da farklı Moda'da farklı, Kadıköy'de farklı indirimler uygulamakta. o zaman neyin kârını bizden çıkarıyorsunuz.
  Uzun zamandır Türkçe çizgi roman almamamın sebebi de budur. Bir zamanlar insanlar çizgi roman bassın diye orjinallerine sahip olsam da bizde basılan her çizgi romanı alıyordum ama bunun artık bir anlamı yok.,
  Herkes olaya kendi bakış açısı ile bakacaktır bu doğru, ama ben de kendi adıma bakıyor ve kendimi "enayi" yerine konmak hoşuma gitmiyor.

Thunderbird

Mesela Amazon.com.tr en çok satan kitapları, kendi aldığı fiyatın altında satıyor. Yani ürün satıldığı anda zararda. Üstüne her türlü paketleme, kargolama ve depo ücretinin maliyetini üstleniyor.
Bunu yaparken kar etmediğinin altını çizmem lazım, çok satanlarda her sattığı kitapta zarar ediyor. Ancak pazar payını artırmak için böyle bir strateji güdüyor. Kitap fiyatlarında rakiplerinin altına inmeye çalışıyor. Rakipleri yükseltirse fiyatı o da yükseltir, veya rakibi kalmazsa yükseltip satar vs. Ancak hayır amaçlı yapmamak ile kâr etmek arasında bir fark var.

Bugün birçok çizgi roman yayıncısı D&R'a kitap vermiyor, çünkü D&R şart dayatıyor. Ya sen yayınevi olarak D&R'a kendi şartını dayatacak kadar güçlü olacaksın, ya görünür olmak için şartlarına razı olacaksın, ya da kitabını çekeceksin.

Tabii ki herkes kendi perspektifinden durumu değerlendirip kendisi için en iyisinin ne olduğuna kendi karar verecektir. Kazık yediğini düşünenin alışveriş yapmaması kadar doğal bir davranış olamaz. Sadece şunu vurgulamak istiyorum genel fiyatlardan rahatsızsanız bunu bireylerin fırsatçılığıyla açıklamak yeterli olmaz.

xmenac

İktisat, davranış bilimi ve sosyolojiyle yakından alakalıdır. Mesela Nobel Ekonomi Ödülünün 2002 yılındaki sahibi Kahneman da bir psikologdur. Dolayısıyla ekonomik değişimler doğrudan toplumsal tercihlerle şekillenir. Fiyat ne kadar yükselse de talep eden bir kesim varsa, faaliyetler devam eder. Geçmişte saman kağıtla yayınlanan çizgi romanlarla bu sanat dalını okuyup seven, bugün ise yüksek fiyatlı varyant kapakları, hardcover ciltleri koleksiyonuna dahil eden pek çok okur var. Zaten bazı yayınevlerinin hedef kitlesi de sözünü ettiğim okur grubu, bu nedenle binlerce adet kitap basmak yerine çok daha az baskı sayısıyla yüksek fiyatlı ciltler görüyoruz piyasada.

Son dönemde birçok sektörde fiyatlandırmaya gidilirken çok uzun vadeli fiyatlandırmalar yapıldığını düşünüyorum. Lokantacılıktan örnek vereyim, Aralık'ın son işgünü yemek yediğim fiyatın şu an yaklaşık iki katı fiyata aynı yerde yemek yiyorum. Baktığımda bu işletme ya yıl sonuna kadar çok düşük kâr marjıyla satıp zam yapmak için yeni seneyi beklemiş ya da erkenden yaptığı zam ile neredeyse aylar boyunca kârını sürdürmeyi amaçlamış. Bu iki ihtimal dışında üçüncü bir opsiyon gelmiyor aklıma...

Bugün dünya genelinde faaliyet gösteren bazı otomobil markalarının kâr oranı %5 bile değil... Çizgi romanda ise, forumda yıllardır okuduklarımdan anladığım; etiket fiyatının neredeyse %50'sine kitap satış noktalarına veriliyor. Yayıncıya kalan meblağın yaklaşık yarısı da maliyettir diye tahmin ediyorum. Okur ise bazen iskontolu bazen ise etiket fiyatına çizgi romanına ulaşıyor... Kitabı yayınevinin satış noktasından aldığımızda ne değişiyor? Nadir örnekler dışında sektördeki indirim oranlarından çok da farklı olmuyor görebildiğim kadarıyla. Aynı kurumsal kimlik altında hem yayınlamaktan hem de satıştan kazanç oluyor... Bir de her yerde bulamadığımız özel edisyonlar ilave oluyor. Otomobil sektörü ile çizgi roman aynı değil farkındayım, bu iş ancak böyle yürüyor diyen de olabilir ama bir tüketici olarak benim çözüm bulmam gereken bir konu değil bu. Memnun kalmayan farklı bir sektöre girebilir, iş böyle yürüyor diye okurun çizgi romana yüksek maliyetle ulaşması gerekmemeli.

Ben İngilizce edisyonla aynı fiyata hatta bazen daha pahalıya cilt almak istemiyorum. Kargo masrafını dahil ettiğimizde bile tablo bu oluyor çünkü. Kullanılan kağıdın türü ve ebatı aynı olsa bile bu defa da çeviri ve editöryal süreç konuları açılıyor. Dolayısıyla bildiğim bir lisansa doğrudan yabancı edisyonu tercih etmek benim için daha ideal bir seçenek oluyor. Dijital edisyonların çok daha uygun maliyetli olduğunu da ayrıca belirtmem lazım...

xmenac

Alıntı yapılan: dean - 25 Nisan, 2024, 22:50:04Ben bir senedir comics almıyorum. Almak içinde şahsi ekonomik çerçevemde bir sebep göremiyorum.

Alıntı yapılan: rumar80 - 26 Nisan, 2024, 11:08:30Uzun zamandır Türkçe çizgi roman almamamın sebebi de budur. Bir zamanlar insanlar çizgi roman bassın diye orjinallerine sahip olsam da bizde basılan her çizgi romanı alıyordum ama bunun artık bir anlamı yok.,

Aynı fikirdeyim. Zaten dünya genelinde matbu yayınlar git gide trendini kaybediyorken bir de bu fiyatları görünce almamak için çok sebebim oluyor... Açıkçası bazı satış stratejileri de beni almaktan vazgeçirdi zaman içinde. Ben zaten varyant kapakların çok az yerde olmasını yanlış buluyordum, ilave olarak @darbove 'un daha evvel forumda belirttiği yerli piyasada bulamayıp ebay'de rastladığı kapaklardan sonra varyant kapak defterini kendi adıma kapattım.

Hem yayıncılıkta hem de satış noktaları açısından daha büyük hacimli firmaların çizgi roman sektörüne girmesine ihtiyaç var bence. Geçmişte örneklerini görmüştük, gayet uygun fiyatla koleksiyonluk edisyonlar çıkmıştı ama bu defa da başka yayınevi aynı karakterin kronolojisinde önceki sayılarını yayınlıyor diye yeni yayınevi neden yakın dönem sayılardan başladı gibi konular açılmıştı... O nedenle daha evvel yazdığım bir temennimi tekrar dile getireyim, umarım yabancı yayıncılar bu edisyonları çevirisi ile birlikte fiziksel ya da dijital olarak satışa sunar. Başlıkta Romanya'dan alınan cildi ve uygun fiyatını görünce yine bu temennimi anımsadım. Örneğin Almanya'da bir yayıncı hem kendi iç piyasası hem de dış piyasa için Türkçe comics yayınlasa acaba Amazon Prime ile ne kadar bir maliyetle kargo dahil biçimde alınabilir sorusu aklıma geliyor.

Animvader

Benim bu konudaki görüşüm artık değişti.

Bu seneye kadar her basılan çizgiroman kurtarılan bir çizgiromandır diye bakıyordum.

Ama artık şunu diyorum maaliyetler kurtarmıyorsa, maliyetten kısmak için kötü kağıt ve ciltleme, az mürekkep kullanacaksanız, ucuza kalitesiz çeviri ve editörlük yaptıracaksanız üstüne de varyant kapak, sert kapak, limitli baskı bilmem ne diye türlü takla atıp Amazon'un orjinal baskıyı sattığının %50 fazlasına etiket fiyatı koyacaksanız hiç basmayın daha iyi kardeşim. Ekonomi düzelince basarsınız da en azından kitaplar güme gitmemiş olur.

dean

  5-6 yaşından beri comics'i alan biriydim. O zamanlarda 1N yayıncılık X-Men, Superman vb. çıkartıyordu. Öyle almaya başladım. Zaman geçip yaşım 13-14 olunca yayınların sürekliliğinin artması ve yayınevlerine de destek açısından çıkan her comics'i alıyordum. İngilizcesi bende olan çizgi romanları da ne olursa olsun alırdım. Günümüze yaklaştığımızda yayıncılara destek olayı şu an konumuzun dışında olan bir çok sebepten ötürü bende soru işareti yaratmaya başladı. Ama o başka bir konu tabi. Şu anki ekonomik iklimde artık bir yol ayrımına gelindi.

  Özellikle son 2 yıldır sadece çizgi roman için değil bir çok sektör açısından bakıldığında kendimi ve normal müşterilerin kullanıldığını hissediyorum. Bu kullanılmanın da empati yaptırılmaya çalışılarak meşrulaştırıldığını düşünüyorum. Bi' cafe'ye gidiyorsun 130 lira Cappuccino, 140 lira Mocha diyor. Yedikten sonra mide spazmı geçirmeyeceğine ikna olduğun bir restaurant'a gidiyorsun tek çeşit yemeğe içecek bile almadan 300 lira verip çıkıyorsun. Bu pahalı diyorsun. Ama işletmenin kirası, elektriği, suyu, çalışan maaşı, stopajı vb. diyorlar. Empati kurup aslında haklı diyorsun. Kitapçıya gidiyorsun 1000 lira etiket var. "Ya pahalı" diyorsun. E bu sefer kağıdın bulunmaması, yapışkanının kalitesi, cildinin sağlamlığı, kağıdın gramajı falan. Yine empati kurup ya aslında doğru gibi diyorsun. Vee en sonunda kendini karşına çıkan her fiyatta kurumları "anlıyor" buluyorsun ve ya "anlıyor" olman sağlanmaya çalışılıyor. Bir şey alırken "onlarında giderleri fazla" diye düşünüyorsun.

  Ama kimse gelip de beni düşünmüyor. O ürünü ya da hizmeti alan müşteriyi düşünmüyor. Biri de beni düşünsün artık. Hep ben mi düşünmek zorundayım ? Ben artık kurumların neden bu fiyatları koyduklarını düşünmekten yoruldum. Sıkıldım. Yıldım. Bir roman alacaksın kalınca romanlar 400-500 oldu. Ben o fiyatın neden o kadar yükseldiğini düşünecek ve yayınevi ile empati kuracak psikolojide değilim artık. Çünkü benim düşünmem gereken birinci şey kendi ekonomim. Ben çocukken harçlık alarak aldığım şeyi yetişkin halimde para kazanırken alamıyorsam artık burada ben kimseyi düşünemem.

  Yurt dışı fiyat karşılaştırmalarında da sıkıntı var. 20 dolar olan bir çizgi romanı bir Americalının 20 dolar vererek almasıyla benim ona güncel kurla 650 lira vermem arasında, iki para biriminin alım gücü anlamında çok büyük fark var. Bir de yayınevi onun telifini alıp türkçe bastığı zaman 1000 liranın üzerinde fiyat görüyoruz işte. America ve Türkiye'de aynı işi yapan insanın kazandığı parayla aynı ürünü america'da 20 dolara almak ile 1200 lira'ya Türkiye'de almak arasında dağlar kadar fark var. Her ne sebep olursa olsun ucuz bulduğu yerden de türk okuyucusu yayınevi falan düşünmeden alır okur çizgi romanını artık.

  Bi'de fiyat performans mevzusu da denkleme giriyor. Ben yarım saat ile kırk beş dakika arasında okuyacağım bir çizgi romana 600-700 lira para vermem. Bir saatte okuyacağım ciltli çizgi romana 1400 lira para veremem. Ben o paraya bütün DLC'leri ile birlikte Assassin's Creed: Valhalla alıp 3 ay oyun oynarım. Comics piyasası tamamen koleksiyonerlerin piyasası haline gelmeye başladı. Zaten sınırlı sayıda insandık şimdi iyice sayımız düşmeye başladı. Artık macerayı merak ettiğimiz için çizgi roman almak diye bir durum ortadan kalktı. Fasikül olarak çıkan ve görece daha ulaşılabilir olan çizgi romanların hikaye kalitesi maalesef çok düşük. Alıp okumaya değmez maceralar çıkıyor. Türkiye'de çizgi roman işi hiç ışık vermiyor artık. 

YzbVolkan

Bence temel sorun ekonomik çökūs yasamamiz. Yayinevleri nin de yanlısi var ama buyuk resime bakinca ulkenin nas nas diye akildısi orta cag kafasi ile nasil haxinenin bosaltigina bakmak lazim. Once 128 milyar dolar rezevr birilerine peskes cekildi. Ardindan MB nin ihtiyat akcesi bitirildi. Tabuta son civiyi de kur korumaklı mevduat caktı. Azinlik zenginledirken cogunluk daha cok yoksullastı.Istanbul secimleri de gidince canal istanbuldan gelmesi beklenen arap parasi  vb rant parası gelmedi.

Halk ac. Emekliler bu kisi geciremez.

Biden ABD gezisini iptal etmis. Mehmet Simsek ne yapsa olmuyor para bulamiyor.

Ihracat gelirimiz dusuk , Tektilcilerimiz misira kaciyor ucuz is gucu icin.TL asiri degerli oldu icin ihracat gelirleri de yetersiz geliyor. Acil devaluasyon yapilmasi lazım. Sonra kur cok kotu patlar bir gecede.
Biraz parası olan Tūrkler Avrupadan ev aliyor.Londrada 500 bin Tūrk rufus olmus.Sermaye gelmeye dursun olan da gidiyor. Çūnku hukuk yok.
Bagira bagira bu gunlere geldik.Issizlik hizla artacak. Basta zombie sirketler kapanacak. Yuksek kredi faizi sirketleri kucultmeye zorlayacak.Burda da kalacagini sanmiyorum. Daha nahos seyler de bekliyorum.
Cizgi romanlar gūnûnūzū aydınlatsın.

Kinowa59

Arkadaşlar, ben bu " kazık fiyat, vurgun fiyat, tokatçı fiyat " olayını namus meselesi yaptım. Bu kişilere anladıkları dille hitap etmeye karar verdim. Biri meydana koymuş dondurma tezgahını, " iki tane ellişer liralık dondurma verir misin " dedim. Bana, " abi en az 75 TL'lik oluyor " dedi. Vallahi çıldırdım. Ne gelirse ağzıma saydım, sıvadım. Satıcıya da, yanındakine de verdim veriştirdim. Şimdi sırada  yayıncılar var. Onlar için "akademik hitap " tarzımı özel olarak zenginleştiriyorum...

pizagor

İki ay kadar öncesi Kadıköy'de çizgiroman künyelerinden tanıdığımız bir isimle konuşuyorduk. Yayıncı olarak piyasaya çıkmayı istediğini, deluxe bir baskıyla az sayıda okura hitap edeceğini ve 'Bu kitabı satacak 300 ENAYİ bulacağını' söyledi. Bu ENAYİ kelimesi ağzından kaçtı aslında, sonrasında lafı döndürmeye çalıştı ama olan olmuştu artık, bilinçaltının dışavurumuydu bu söz :)

Fiyatlamanın 500 garanti satış üzerine kurgulandığını yazmıştım bir zamanlar (bu başlıkta bir yerlerde de hatırlatılmış bu); koleksiyon işi baskılarda çok çok daha düşük bir enayi sayısı üzerinden hesaplamanın yapıldığını düşünmek için çok sağlam delillerim ve izlenimlerim var sanki :)

Bir de şunu belirtmem gerekiyor; tamamen kişisel görüşümdür, ne kadar özenli çalışıldığı iddia edilse de ortaya çıkan ürünün panel kalitesi (çeviri – balonlama işçiliği – editörlük - son okuma – kontrol vs.) ve ciltleme kalitesi hiç bir zaman orijinalini yakalayamadı (JBC'nin hakkını vereyim, onun işçiliği bence çok özenli). Benim en fazla sorguladığım durum da bu oluyor; neden noksan bir edisyona orijinali kadar ya da orijinalinden daha fazla para ödeyeyim? Böyle noksan bir yayın ancak orijinaline göre çok ucuzsa bana cazip gelebilir. Sözde kalan bir 'kaliteli baskı' istemiyorum, çizgiroman okumak istiyorum.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Alıntı yapılan: pizagor - 26 Nisan, 2024, 15:46:29İki ay kadar öncesi Kadıköy'de çizgiroman künyelerinden tanıdığımız bir isimle konuşuyorduk. Yayıncı olarak piyasaya çıkmayı istediğini, deluxe bir baskıyla az sayıda okura hitap edeceğini ve 'Bu kitabı satacak 300 ENAYİ bulacağını' söyledi. Bu ENAYİ kelimesi ağzından kaçtı aslında, sonrasında lafı döndürmeye çalıştı ama olan olmuştu artık, bilinçaltının dışavurumuydu bu söz :)

Fiyatlamanın 500 garanti satış üzerine kurgulandığını yazmıştım bir zamanlar (bu başlıkta bir yerlerde de hatırlatılmış bu); koleksiyon işi baskılarda çok çok daha düşük bir enayi sayısı üzerinden hesaplamanın yapıldığını düşünmek için çok sağlam delillerim ve izlenimlerim var sanki :)

Bir de şunu belirtmem gerekiyor; tamamen kişisel görüşümdür, ne kadar özenli çalışıldığı iddia edilse de ortaya çıkan ürünün panel kalitesi (çeviri – balonlama işçiliği – editörlük - son okuma – kontrol vs.) ve ciltleme kalitesi hiç bir zaman orijinalini yakalayamadı (JBC'nin hakkını vereyim, onun işçiliği bence çok özenli). Benim en fazla sorguladığım durum da bu oluyor; neden noksan bir edisyona orijinali kadar ya da orijinalinden daha fazla para ödeyeyim? Böyle noksan bir yayın ancak orijinaline göre çok ucuzsa bana cazip gelebilir. Sözde kalan bir 'kaliteli baskı' istemiyorum, çizgiroman okumak istiyorum.


Bu arada tartışma comics üzerine yapıldığı için yazdıklarım da comics özelindedir. Alfa'nın Frankofon sert kapaklarını, büyük ebatlı basılan mangaları ayrıca tartışırız.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


YzbVolkan

Alıntı yapılan: pizagor - 26 Nisan, 2024, 15:46:29İki ay kadar öncesi Kadıköy'de çizgiroman künyelerinden tanıdığımız bir isimle konuşuyorduk. Yayıncı olarak piyasaya çıkmayı istediğini, deluxe bir baskıyla az sayıda okura hitap edeceğini ve 'Bu kitabı satacak 300 ENAYİ bulacağını' söyledi. Bu ENAYİ kelimesi ağzından kaçtı aslında, sonrasında lafı döndürmeye çalıştı ama olan olmuştu artık, bilinçaltının dışavurumuydu bu söz :)

Fiyatlamanın 500 garanti satış üzerine kurgulandığını yazmıştım bir zamanlar (bu başlıkta bir yerlerde de hatırlatılmış bu); koleksiyon işi baskılarda çok çok daha düşük bir enayi sayısı üzerinden hesaplamanın yapıldığını düşünmek için çok sağlam delillerim ve izlenimlerim var sanki :)

Bir de şunu belirtmem gerekiyor; tamamen kişisel görüşümdür, ne kadar özenli çalışıldığı iddia edilse de ortaya çıkan ürünün panel kalitesi (çeviri – balonlama işçiliği – editörlük - son okuma – kontrol vs.) ve ciltleme kalitesi hiç bir zaman orijinalini yakalayamadı (JBC'nin hakkını vereyim, onun işçiliği bence çok özenli). Benim en fazla sorguladığım durum da bu oluyor; neden noksan bir edisyona orijinali kadar ya da orijinalinden daha fazla para ödeyeyim? Böyle noksan bir yayın ancak orijinaline göre çok ucuzsa bana cazip gelebilir. Sözde kalan bir 'kaliteli baskı' istemiyorum, çizgiroman okumak istiyorum.


Limitli baskı almayın arkadaşlar. Limitli baskı bu ülkede soygunculuktur. Bunlar ilerde para falan da etmeyecek. Z kuşağı bunları önemsemiyor çünkü. Paranızı bunlarla carcur etmeyin. Temel ihtiyaçlarınızı alın 300 Spartalı.
Cizgi romanlar gūnûnūzū aydınlatsın.

pizagor

Alıntı yapılan: YzbVolkan - 26 Nisan, 2024, 16:15:19Limitli baskı almayin arkadaslar. Limitli baski bu ulkede soygunculuktur. Bunlar ilerde para falan da etmeyecek. Z kusagi bunlari onemsemiyor çūnkū. Paranizi bunlarla carcur etmeyin. Temel ihtiyaclarinizi alin 300 Spartalı.

Sayın YzbVolkan, ben bu söylediğinize katılamam, sizi destekleyemem. İmkanı olan, verdiği paranın hakkını aldığını düşünenler bu baskıları kitaplıklarına katsınlar. Benim amacım sadece pazar beklentisinin ne olduğunu ortaya çıkarılması, hepi topu iki bin okurun edisyon anlamında önceliğinin ne olduğunun bilinmesi. Durum çok basit aslında; ya düşük kaliteli ucuz bir baskı ya da yüksek gramajlı, sert kapaklı, pahalı edisyon. Bu ikisi arasında tercih hangisi; çünkü artık yüksek gramajlı kağıt ve ucuzluk birarada olamıyor, uzunca bir süre daha da olamayacak. Ama panellerin işçiliği (yine yazayım çeviri – balonlama işçiliği – editörlük - son okuma – kontrol vs.) her zaman, her iki seçenekte de özenli olabilir, bunun önünde herhangi bir engel yok!
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...