1602 - Gerekli Şeyler

[pizagor]

1602 farkli ve ilginç bir albüm... Daha birkaç gün evvel dile getirdigim birsey vardi : Acaba yeni hikayelere, yeni kurgulara, yeni kahramanlara, yeni heyecanlara mi ihtiyacimiz var? Eski kahramanlari yepyeni bir kurguyla, alternatif !! bir gerçeklikte okumak da oldukça keyif verici... Hikaye hakkinda ne yazsam tüyo olacak, okuma keyfinizi kaçiracak. O yüzden simdilik sessiz kalacagim, sadece okumanizi tavsiye etmekle yetinecegim...

Bu albümde Neil Gaiman'dan Sandman derinliginde bir metin beklemeyin...

Marvel'in basat karakterlerini (iyisiyle kötüsüyle) bir sebep sonuç iliskisi içerisinde getirip 1602 yilina (ve öncesine) oturttugu güzel bir hikaye yazmis...

Iyi ki de yazmis...

[pizagor]

Yazmayi unuttugum bir nokta :

Bana kalirsa, albümün kapagi içerigine kiyasla biraz iddiasiz... Kapaga aldanmayin!

[hanac]

1602 yi bitirmek üzereyim. Çok beğendim.

Senaryo çok iyi, Neil Gaiman mükemmel bir iş çıkarmış.

Ortaçağ dönemini çok iyi anlatmış, neredeyse bütün Marvel karakterlerini hikayeye dahil etmiş.

Devamı da gelir inşallah, Michel Bey ne düşünüyor bu konuda ?


İlk devamı "1602: New World, Yeni Dünya (Malta Eriği  )", hikaye 1602 nin kaldığı yerden Amerika'da devam eder.

5 sayıdan oluşuyor, Yazar: Greg Pak, Çizer: Greg Tocchini



Marvel 1602: Fantastick Four, ikinci devam kitabı, Londra'da geçer ve Otto von Doom geri döner.

5 sayıdan oluşuyor, Yazar: Peter David (mania.com en iyi yazarlar 14.sırada), Çizer: Pascal Alixe, Khoi Pham



Spider-Man 1602, üçüncü devam kitabı, Dr. Octopus, The Goblin, The Lizard ve Mary Jane Watson da hikayede yer alıyorlar.

5 sayıdan oluşuyor, Yazar:Jeff Parker Çizer: Ramon Rosanas

[rumar80]

   1602 new world'ü okudum ama beğenemedim. Asla ilkinin tadını alamadım. Şimdi bakıyorum da yazarı Greg Pak'mış. Planet Hulk ve sonrası Hulk ve Hercules kitaplarının yazarı.
   Ama Peter David'in 1602'sini merak ederim. David benim en favori yazarlarımdan. Zamanında Hulk'ta ve X-factor'da (ki yeniden X factor'ı yazıyor) acayip güzel işler çıkarmıştır. Hatta Madrox limitli dizisi çok güzeldir. Şimdilerde Marvel'ın çıkardığı "noir" serisinin öncüsüdür ve gerçek Marvel evreninde geçer.
   Neyse uzatmayalım. Çıkarsa eğer alırız tabii...

[gamlıbaykuş]

1602'nin devamının olduğunu bilmiyordum, ben her zaman bütünlükten yanayım. Şimdi sanki birşeyler yarım kalmış gibi hissettim ve moralim bozuldu. Umarım devamı ya da 1602 adlı diğer seriler de yayınlanır. Beklediklerim kervanına birşey daha eklendi. Ooofff Offf....

[hanac]

Devamı da gelir inşallah, Michel Bey ne düşünüyor bu konuda ?

Michel Bey'den aldığım bilgiye göre şu anda devamını yayınlamayı düşünmüyorlar.

[Tarkan Kurt]

Fiyatı biraz korkutsa da yarın 1602 yi ben de alacağım , ancak devamının yayınlanmaması kötü.

[Carnage]

                            1602
Neil Gaiman hayranı bir okur değilim. Çizgi romanla ilgisi olmayan birçok insanın beğenerek okuduğu Sandman'i pek sevmem. Buna sebep olan şey kişisel sebeplerin dışında- Bu kişisel sebepleri belki bir gün anlatırım. Ama çok heyecan verici bir muhabbet olmaz.- Sandman'in ilk cildini okurken inanılmaz sıkılıp, sonuna kadar sabredemeden bırakmam ki aslında ikincisi de teknik açıdan kişisel sebep sayılır. Neil Gaiman'ın "Whatever Happened to The Caped Crusader"ı beni baymasa da bu öyküye bayılmadım. Bu sebeplerle 1602'nin Türkçe baskısını okurken çok keyif alacağımı ummuyordum.

  Cildi okumaya önce Neil Gaiman'ın sonsözü ile başladım. Öncesinde dijital renklendirmeyi yapan Richard Isanove'un çıkardığı işi takdir etmiştim. Gaiman ilginç şeylerden bahsediyordu, 11 Eylül dolayısıyla kanın gövdeyi götürdüğü, binaların havaya uçtuğu bir öykü olmayacaktı bu öykü. Sonsöz oldukça hoş bir üslupla yazılmıştı fakat gene de iyi bir senaryo ile karşılaşacağımı sanmıyordum.

  Hatta ilk bölümdeki bazı diyaloglar olmasa sıkılıp okumayı bırakabilirdim. İlk bölümde Matthew Murdoch'ın "Eğer herkes geri dururken, şeytan cesaret edebiliyorsa şeytanı oynamaktan mutluluk duyarım delikanlı" şeklindeki sözü çok hoşuma gitti ve bir yerden tanıdık geldi. Çok ünlü bir eserde buna benzer bir sözün yer aldığından eminim fakat şu anda hatırlayamıyorum.

Biraz önce Matthew Murdoch ismiyle karşılaşınca bir imla hatası yaptığımı mı düşündünüz? Eğer böyle düşünüyorsanız sizinle aynı fikirde değilim çünkü yanıldınız. Murdoch'ın "delikanlı" diye hitap ettiği hayali şahsiyet Peter Parquah, hayır Parker değil Parquah. İşte 1602 popüler Marvel karakterlerinin bazılarının ismi değiştirilerek 17.yy'a uyarlandığı bir alternatif evren hikâyesi. Ortaçağ öykülerinden hoşlanmayanların bile ilgisini çekebilir, çünkü romanda bilimkurgu öğeleri de bulunuyor.

Eserin konusunu özetleyerek keyif kaçırmak istemiyorum. Sadece daha fazla merakınızı arttırmak için şu kadarını söyleyebilirim: Kraliçe Elizabeth ölüm döşeğinde ve saray doktoru Stephen Strange her canlının başına gelecek hadiseyi ileri bir tarihe ertelemek için elinden geleni yapıyor. Doktorluğunun yanında büyücülükle uğraşması ve burnu havada bir tip oluşundan dolayı Sir Nicholas Fury ile çok sağlıklı bir ilişki içerisinde değil. Havaların soyadı gibi tuhaf olması onu da endişelendirmekte. Onu endişelendiren bir başka konu ise tahta çıkmak için Kraliçenin bu dünyadan göçüp gitmesini bekleyen İskoç James. James büyücülerden hiç hoşlanmıyor. Büyücülerden daha çok nefret ettiği bir şey ise "cadı soyu" kategorisine sokulan mutantlar. İspanyol Engizisyonu ile Carlos Javier ve yardakçılarını yakalamak üzere anlaşmış durumda. Son olarak Roanoke Kolonisinden Virginia Dare ve başlarda önemsiz bir karakter gibi gözüken Kızılderili(?) koruması Rojhaz bir gemi ile Britanya'ya geliyor. "Bunun neresinde bilimkurgu öğesi var?" diyebilirsiniz. Kitabı okuduktan sonra böyle düşünmeyeceğinize dair bahse girerim.

Serinin görsel anlamda oldukça başarılı olduğunu belirtmiştim. Ortaçağın kasvetli havası çok başarılı bir şekilde yansıtılmış. Neil Gaiman ise kurguladığı kaliteli hikâyeyi lâtif diyaloglarla süsleyerek işini çok iyi yapmış. Sonuç olarak 1602'yi kreması da süslemesi de keki de lezzetli olan bir pastaya benzetiyorum. Fakat pastanın güzelliğini takdir ettikten sonra hızlı bir şekilde yiyip bitiriyorsunuz ve geriye bir şey kalmıyor. Bu yüzden bir Watchmen ya da From Hell değil veya efsanevi bir mainstream öyküsü kadar kaliteli değil. Fakat Amerikan Ana Akım Çizgi Romanlarını temel alan en iyi alternatif evren öykülerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Nitekim 2005 yılı Quill ödülü almış bir eser bu. Cilt haline getirilmiş versiyonu Gerekli Şeyler tarafından Türkçemize kazandırıldı. Orijinaline yakın bir kalitede basılan Türkçe edisyon uygun bir fiyatla satılıyor. İki ay kadar önce aldığım bu grafik romanı dün itibariyle okuyup, bitirme fırsatı buldum. Türkiye'deki çizgi roman piyasasının son zamanlarda canlandığını görmek oldukça keyifli bir durum fakat bu canlanma yeterli değil, özellikle Amerikan Çizgi Romanları söz konusu olduğunda. Yayınevleri oldukça zor şartlarda, zarar etme olasılıklarının mutlak kesinliğe yakın olduğunu bildikleri halde bu işe girişiyorlar. Ülkede çizgi romanlara oluşan önyargı kırılmadıkça okur olarak daha fazlasını beklemek hayalcilik olur.

[lbjames]

Yeni aldım ve okuyorum bende gerçekten çok sürükleyici ve ilgi çekici bir hikaye, neil gaiman ismi duyulduğunda zaten hikayenin ne kadar güzel olduğu anlaşılır, devamını da umarım gereklişeyler veya başka bir dağıtımcı şirket getirir türkçeleştirip yoksa çok fazla bekleyemicem gidip ingilizcesini alıcam

[pearl jam]

Marvel evreninin yabancısı olduğum için kitabı okurken başlarda biraz sıkıldım ama internetten kısa bir araştırmayla kim kimdir öğrenince ve sayfalar ilerledikçe hikaye sarmaya başladı. son bölümlerini de soluksuz okudum diyebilirim.

Scott McKowen ın ( ismini şimdi kitaba bakıp yazdım )kapak ve bölüm kapaklarındaki çizimleri muhteşem. keşke hikayeyi de ona çizdirselermiş. tarzı hikayenin geçtiği döneme daha çok uyardı bence. İç çizimleri ( Andy Kubert )pek beğendiğimi söyleyemem.

spoiler olabilir, aşağıda yazacaklarımı kitabı okumayanlar okumasa daha iyi olur galiba

mesela çizimlerdeki perspektif sorunları can sıkıcı. bunda karakter sayısının fazla oluşu da etkili olmuş sanırım ama benim çok gözüme battı. özellikle gemide geçen çizimlerde bu çok belli.karakterlerin gemide yol aldıkları bölümlerde bütün karakterleri kareye sığdırmaya çalışınca geminin boyutları komik olmuş. dışarıdan kocaman gözüken geminin güvertesi küçücük gözüküyor. gerçi gemi dışarıdan da her zaman kocaman gözükmüyor, wolverine in gemiden sarktığı bir kare var mesela, sayfa sayısını yazılmadığı için söyleyemiyorum, wolverine koca geminin 10 da 1 i kadar falan herhalde pek comics okuyan biri değilim belki bunlar normaldir ama benim çok gözüme battı. sonuç olarak hikaye güzel genel olarak kitabı beğendim ama keşke içsayfaları da Scott McKowen a çizdirselermiş.

[hennessy]

Ortaçağda geçen bir marvel evreni ile karşılaşmak hem ilginç hemde güzel oldu. Nerde ise tanıdığımız tüm karakterler var ama buda sanki biraz karakter kirliliğine yol açmış gibi bir şikayetim ingiltere ortaçağının daha detaylı ve ilginç sahneleri anlatılabilirdi onun dışında konu güzeldi çizimler güzeldi baskı hoşuma gitti ve elimden düşmeyen bu güzel hikaye bitti Marvel evrenini sevenlerin veya bu tarz çizgi roman okuyanlara şiddetle tavsiye ederim peter gene garibim peter dı

[pukay]

bu cilt kadar beni arada bırakan başka birşey yoktur,alıcam almıcam diye diye ne zaman çizgiromancıya girsem elimde cilt 10dakka düşünüyorum
o on dakikalar cildi okumaya verseydim dükkanda bile bitirebilecektim cildi

[kalidor]

Super hero'ları sevmeyen birisi olarak aldım okudum ve beğendim. Ne yazık ki 2-3 ay önceki büyük çizgiroman takasımda elimden çıkarmak zorunda kaldım

[drfuhrer]

1602'Yİ AZ ÖNCE YARILADIM...GERÇEKTEN ŞİMDİLİK,TEK KELİME İLE MÜKEMMEL...grafikler,hikaye,karakterle muhteşem olmuş.devamının neden gelmeyeceğini anlamıyorum.1602'den çok daha kötü çizgiromanların devamı geliyor...
umarım devamı gelir de tamamlarız seriyi

[lemazmatik]

Türkiye'de tie-in ler hiç yayınlandı mı ki şimdi yayınlansın ? Civil War'unkiler bile yayınlanmadı 1602'ninkiler mi yayınlanacak?