Max Fridman

Başlatan kharon, 26 Mart, 2022, 21:22:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kharon

https://paneller.blogspot.com/2022/03/max-fridman.html

Max Fridman

Max Fridman Vittorio Giardino'nun yarattığı bir çizgi roman serisi. İki dünya savaşı arasındaki kaotik 30'lu yıllarda geçen bir casusluk öyküsü. Kahramanımız Max Fridman eski bir Fransız ajanıdır. Servisden ayrılmış olmasına rağmen bir türlü bu dünyadan kurtulamaz ve çeşitli yollarla tekrar tekrar başı bu casusluk işleriyle belaya girer. Bir taraftan Avrupa'da yükselen Faşizm ve öte tarafta çatırdamış eski imparatorluklar üstünde kurulmuş yeni rejimler, yaklaşan yeni savaşın ayak sesleri casusluk hikayeleri için biçilmiş bir kaftandır.





Fridman'ın ilk albümü Budapeşte'de geçmektedir; emekli olup tütün ticaretiyle uğraşmakta olan Fridman yeni bir maceraya atılmak için mecbur bırakılır.





İkinci albüm ise bizi daha çok ilgilendirmektedir zira Fridman İstanbul'a gelmektedir. Giardino tıpkı Budapeşte'de yaptığı gibi dönemin İstanbul'unu büyük titizlikle resmetmiş; giysiler, binalar, insanlar ve mekanlar oldukça detaylı çalışılmış. Bir dönem çizgi romanı olarak Fridman'ı çok güçlü-başarılı kılan bunlar değil sadece elbette ; hikayenin akıcılığı ve dönemin gerçek tarihi olayları üstüne bina edilişi bu arka plan detaylarının da önüne geçmekte.








Sovyetler birliği içindeki hesaplaşma sonucu Troçki gerçekten 1929'da Türkiye'ye kaçar ve 33 yılına kadar Büyükada'da "misafir" edilir. Buradan Avrupa'ya geçecektir. Fridman'ın hikayesinde de İstanbul'a kaçan önemli bir Troçkist bürokrat ismin değişik gizli servisler tarafından kovalanması hikayenin omurgasını oluşturmakta.

Son albümler ise İspanyol iç savaşında geçmekte. Giardino'nun çizgileri albümler boyunca gelişmekte ve sonunda harika bir Ligne Claire sitili  yakalamakta.

Bu ikinci maceranın değişik dillerde değişik formatlarda yayınlanırken kullanılmış pek çok kapağı var, hepsi birbirinden güzel bu kapakların bazılarıyla yazımızı bitirelim: 






allan quatermain

Ben de kapağına bayılarak doğrudan ikinci cildi almış, konuyu anlayamamıştım zamanında. (NBM'in ingilizce baskısıydı, norma kapağının biraz değişik renklendirilmiş versiyonu)
Giardino'nun bizdeki yayıncıların ilgisini çekmemiş olması bana mümkün gelmiyor, gazete tefrikası olarak hayal meyal bir yerlerde gördüğümü düşünüyorum çocukken ama bilen biri çıkarsa çok iyi olur.  :/

kharon

siz soyleyince acaba var midir diye Cizgi Roman Ansiklopedisini kontrol ettim; evet dediginiz gibi Istanbul macerasi Gunes gazetesi ilavesi larak yayinlanmis 89 yilinda



alan ford

çok iyiymiş bu bak, keşke türkçe okuyabilsek
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Gabby

Alıntı yapılan: kharon - 26 Mart, 2022, 21:22:55
Giardino'nun çizgileri albümler boyunca gelişmekte ve sonunda harika bir Ligne Claire sitili  yakalamakta.

Bu anlamda Giardino için "İtalya'nın en Belçikalı çizeri" diyebiliriz herhalde kharon... :) Onun ayırdedici özelliklerinden biri olan çizgi üslubuna ilaveten, ağzından düşürmediği piposu, bakımlı sakalı ve gabardin kumaştan dikilmiş ceketleriyle, fiziksel olarak yaratıcısı Giardino'nun tam bir izdüşümü gibi Yahudi asıllı Fransız hafiye "Bay Pipo" Max Fridman...



kharon

Cok tesekkurler ustad Gabby

Kendisini gercek hayattan daha da yakisikli cizmis nitekim :)

Kahramanin Yahudi kokenli olmasindaki nedenin ise kendisinin degil de esinin Yahudi olmasiyla ilgisi oldugunu okumustum -yanlis animsamiyorsam- ; hatta daha sonra 'A Jew in Communist Prague' albumlerini yaratiyor konuya odaklanmak icin sanirim.  ( bu seriyi okumadim henuz )


Gabby

Alıntı yapılan: kharon - 17 Mayıs, 2022, 16:26:18...Kahramanin Yahudi kokenli olmasindaki nedenin ise kendisinin degil de esinin Yahudi olmasiyla ilgisi oldugunu okumustum -yanlis animsamiyorsam- ; hatta daha sonra 'A Jew in Communist Prague' albumlerini yaratiyor konuya odaklanmak icin sanirim.  ( bu seriyi okumadim henuz )...

Ha yok, doğru hatırlıyorsun kharon, halis muhlis İtalyan bir sanatçı Giardino ama kahramanlarının kökenlerini -eşinden dolayı olsa gerek- durduk yere göze sokmayı seviyor. Bu anlamda kendisi stil olarak nasıl "en belçikalı İtalyan" ise köken olarak da "en hanım köylü İtalyan" desem herhalde abartmış olmam. :)  İlk hafiyesi Sam Pezzo'nun köken durumundan hiç söz etmemiş, en azından ben rastlamadım; herhalde o zamanlar bekardı. :D

Jonas Fink ya da diğer adıyla "Komünist Prag'da Bir Yahudi" nin ilk sayısını okumuştum. O aralar kendisiyle yapılan bir röportajına denk gelmiştim. Söyledikleri bende tam bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yarattığından iştahım kaçmış, kalan iki sayısına elim gitmemişti. Hatırladığım kadarıyla söyleşi bir sanat dergisi adına gerçekleştirilmişti... Önce kahramanlarının ve eşinin kökenlerinden dem vuran Giardino, yahudi yasalarından ve onların yüzyıllar boyu zulüm görmüş azınlığın en önde gelen örneği olduğunu söylüyor; diasporayı yere-göğe sığdıramıyor vs... Buraya kadar sorun yok ama birden karşısındakine "hiç İsrail'e gittin mi?" diye soruyor; "Hayır, Gazze'deki insanlar özgürlüklerine kavuşana kadar da oraya adım atmaya hiç niyetim yok" diye beklemediği bir yanıt alınca film kopuyor Giardino'da ... "biyografi veya gazetecilik soruşturması çizgi romanlar" diye adlandırdığı bu türün gereksizliğine ve gerçekleri yansıtmadığına dikkat çekiyor; büyük ihtimal bunları söylerken kastettiği Joe Sacco belki biraz da Guibert ve Lefevre'nin Fotoğrafçı'sı olmalı...

Sonra kendisinin İsrail yanlısı olmasının ötesinde yakın tarih uzmanı olduğunu ve zaten iki bin yıldır bu bölgede kan döküldüğünü, aslında Filistin sorunu diye bir şeyin olmadığını dolayısıyla da bu sözde sorunun muhtemel bir çözümünün de bulunmadığını belirtiyor. Yani Giardino efendiye göre 1948'de Deir Yasin'de, 1956'da Han Yunus ve Refah'ta, 1982'de Sabra ve Şatilla kamplarındaki katliamlar sadece bir illüzyondan ibaret, Londra'nın göbeğinde ofisine giderken katledilen meslekdaşı Naci el Ali de...

Kafası tam bir Golda Meir kafası Giardino'nun, o da: "Sanki kendilerini Filistin halkı olarak gören Filistinliler vardı da, biz gelip onları zorla dışarı attık; Öyle bir halk hiç olmadı ki..."  diye zırvalıyordu, ama varlar işte.. Joe Sacco'nun deyimiyle: "kendi anavatanlarının kıyısında hüzünlü varlıklara, istenmeyen yabancılara dönüşmüş bu insanlar" ne kadar inkar etseniz, yok saysanız, topraklarının tamamını kamplara bölüp devasa bir açık cezaevine dönüştürmüş olsanız da size inat varlar ve inadına hayatta kalmaya çalışıyorlar...

Sanatına, çizgisine sözüm yok ama kraldan çok kralcı fikriyatıyla benim için hayal kırıklığı Giardino...

gunes21

Hiç bilmiyordum bu yönünü USTA nin , hayal kırıklığı
benim için de

kharon

Alıntı yapılan: Gabby - 09 Haziran, 2022, 15:18:08
Ha yok, doğru hatırlıyorsun kharon, halis muhlis İtalyan bir sanatçı Giardino ama kahramanlarının kökenlerini -eşinden dolayı olsa gerek- durduk yere göze sokmayı seviyor. Bu anlamda kendisi stil olarak nasıl "en belçikalı İtalyan" ise köken olarak da "en hanım köylü İtalyan" desem herhalde abartmış olmam. :)  İlk hafiyesi Sam Pezzo'nun köken durumundan hiç söz etmemiş, en azından ben rastlamadım; herhalde o zamanlar bekardı. :D

Jonas Fink ya da diğer adıyla "Komünist Prag'da Bir Yahudi" nin ilk sayısını okumuştum. O aralar kendisiyle yapılan bir röportajına denk gelmiştim. Söyledikleri bende tam bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yarattığından iştahım kaçmış, kalan iki sayısına elim gitmemişti. Hatırladığım kadarıyla söyleşi bir sanat dergisi adına gerçekleştirilmişti... Önce kahramanlarının ve eşinin kökenlerinden dem vuran Giardino, yahudi yasalarından, onların yüzyıllar boyu zulüm görmüş azınlığın en önde gelen örneği olduğunu söylüyor; diasporayı yere-göğe sığdıramıyor vs... Buraya kadar sorun yok ama birden karşısındakine "hiç İsrail'e gittin mi?" diye soruyor; "Hayır, Gazze'deki insanlar özgürlüklerine kavuşana kadar da oraya adım atmaya hiç niyetim yok" diye beklemediği bir yanıt alınca film kopuyor Giardino'da ... "biyografi veya gazetecilik soruşturması çizgi romanlar" diye adlandırdığı bu türün gereksizliğine ve gerçekleri yansıtmadığına dikkat çekiyor; büyük ihtimal bunları söylerken kastettiği Joe Sacco belki biraz da Guibert ve Lefevre'nin Fotoğrafçı'sı olmalı...

Sonra kendisinin İsrail yanlısı olmasının ötesinde yakın tarih uzmanı olduğunu ve zaten iki bin yıldır bu bölgede kan döküldüğünü, aslında Filistin sorunu diye bir şeyin olmadığını dolayısıyla da bu sözde sorunun muhtemel bir çözümünün de bulunmadığını belirtiyor. Yani Giardino efendiye göre 1948'de Deir Yasin'de, 1956'da Han Yunus ve Refah'ta, 1982'de Sabra ve Şatilla kamplarındaki katliamlar sadece bir illüzyondan ibaret, Londra'nın göbeğinde ofisine giderken katledilen meslekdaşı Naci el Ali de...

Kafası tam bir Golda Meir kafası Giardino'nun, o da: "Sanki kendilerini Filistin halkı olarak gören Filistinliler vardı da, biz gelip onları zorla dışarı attık; Öyle bir halk hiç olmadı ki..."  diye zırvalıyordu, ama varlar işte.. Joe Sacco'nun deyimiyle: "kendi anavatanlarının kıyısında hüzünlü varlıklara, istenmeyen yabancılara dönüşmüş bu insanlar" ne kadar inkar etseniz, yok saysanız da; topraklarının tamamını kamplara bölüp, devasa bir açık cezaevine dönüştürmüş olsanız da size inat varlar ve inadına hayatta kalmaya çalışıyorlar...

Sanatına, çizgisine sözüm yok ama kraldan çok kralcı fikriyatıyla benim için hayal kırıklığı Giardino...


vay vay Gabby ustadim neler donmus; hanim koylulugu de pek bi gecmis bu durum. bu kadar oldugunu bilmiyordum.

sanatci ve urettigi eserin ayrimi (eger yapilabilecekse bu ayrim) cok netameli bir konu ; malum Kevin Spacey ve Rowling'in kendilerini iclerinde buldugu tartismalar gibi cancel kulturu de cok tartisilan bir mevzu...

Cizgi roman dunyasina donersek ornegin Warren Ellis harika bir yazardi benim icin; superhero turune yeni bir soluk verdigi The Authority yahut Planetary gibi eserleri ve Transmetropolitan muazzam isler ama ortaliga dokulen bunca suclamadan sonra bir daha Ellis kitabi alir miyim; acikcasi bilmiyorum.

her ornegi ayri ayri degerlendirmek gerek sanirim...