Aşk Denizi - Lupano & Panaccione (Desen)

[TKnKT]

Aşk Denizi


Özgün İsmi: Un océan d'amour
Yazar/Çizer: Wilfrid Lupano
Çizer: Grégory Panaccione
Yayın Tarihi: Şubat 2023
Sayfa Sayısı: 226
Boyut: 19,4 x 22,5 cm
Etiket Fiyatı: 235₺
Tanıtım Metni: Gözlüklü, çelimsiz ve yaşlı bir balıkçı her sabah, kendisine oldukça düşkün, anaç ve evleriyle sabırla ilgilenen karısını geride bırakarak denize açılır. Ancak bir sabah evden çıkar ve geri dönmez; yanlışlıkla büyük bir ticari balıkçı gemisinin ağlarına takılır ve Atlantik'e kadar sürüklenir. Geride bıraktığı köyünde ise insanlar merak içindendir. Öldüğü varsayılsa da karısı bunu şiddetle reddeder ve kocasının yaşadığına dair inancını hiç kaybetmez. Bir falcıya danışır ve falcı, kocasının suretini Küba'da görünce, kadın kocasını bulmak ve kurtarmak için destansı bir yolculuğa çıkar.

[Kinowa59]

Bir hikâyede yaşlı bir balıkçı, Deniz ve Küba varsa, E. Hemingway'in "ihtiyar balıkçı ve deniz" isimli kitabı anımsanır, diye düşünüyorum. Tabii, birde usta oyuncu Spencer Tracy (1904_ 1967)  Üstteki eserin tanıtıcı yazısını okuyunca, bu kitabı mutlaka kitaplığıma kazandırmalıyim diye düşündüm.

[karlıova]

Desen yayınları güzel bir işe el atmış. BD değerlendirmeleri için referans almayı sevdiğim BDtheque sitesinin zor beğenen okurlarının çok yüksek not verdiği bir albüm (4/5). Yayınlandığı 2014 yılında okurlar tarafından yılın albümleri listesine seçilmiş, ayrıca en iyi one-shot albümler listesinde de yer alıyor.

Aşk Denizi'nin özelliği yazısız olmasıyla birlikte derdini mükemmel bir şekilde aktarabilmesi. Çizerin yuvarlak, sıcak desenleri de ambiyansa katkıda bulunmuş. Değerini bilen için nitelikli bir eser.

https://www.bdtheque.com/series/14186/un-ocean-d-amour

[Gabby]

Kapak tasarımı nedense bana Gelibolu'nun asırlık markası "Alâeddin" konserve kutularını hatırlattı... İşe bak, aklıma durduk yere domates soslu konserve ton balığı düştü iyi mi...

[SeSSe]

Denizleri aşan bir aşk yolculuğu...

Wilfrid Lupano ile Grégory Panaccione'nin ortak imzasını taşıyan Aşk Denizi, gökyüzünün binbir rengiyle boyanan çizimleri ve denizlerin altını üstüne getiren hikâyesiyle sessiz bir aşk serenadı.

Bizleri mütevazı bir köyde, denizle iç içe yaşayan kıyı insanlarının küçük dünyasına konuk eden bu lirik anlatı, yaşlı bir balıkçı ile cefakâr eşinin türlü maceralarla devleşen aşkına tanıklık ettiriyor.

Azim, inanç ve kararlılıkla yeri geldiğinde kaderin oyununa dahi karşı gelinebileceğini gösteren kitap; tekrar okumalara açık yapısıyla farklı deneyimlere ve keşiflere yelken açtırıyor. 

Kelimelerin susup sadece çizgilerin konuştuğu bu görkemli anlatının başrolünde aşk var. Hem de öyle keyif verici, dingin bir aşk ki bu; varlığını sürdürmek için fırtına olup esmeye, okyanusu çalkalamaya bile hazır!

Gözlüklü, çelimsiz, yaşlı bir balıkçı ile yüzlerce sardalya konservesi doldurmaktan hiç erinmeyen biricik karısı bizleri ucu bucağı olmayan bir aşk denizinde yüzdürüyor; ışığın ve sessizliğin tadını çıkarmaya, dalgaların kayalara öfkeyle vuran sesiyle dans etmeye, şimdiye dek hiç işitmediğimiz en keyif verici diyalogları dinlemeye çağırıyor.

Buram buram iyot kokan sayfalarıyla okuru hemen avucunun içine almayı başaran kitap, şimdilerde nesli tükenen, bir zamanların o meşhur sessiz filmlerine âdeta saygı duruşunda bulunuyor.

Göz alıcı çizimlerin derinlikli arka planlar ve ince detaylarla bütünlendiği Aşk Denizi, nice macerapereste ve tutkulu âşığa hayaller kurduran denize içten bir övgü.

[SeSSe]

[hanac]

SeSSe emeğine sağlık.

Başka bir başlık daha mevcutmuş, ikisini birleştirdim.

[pizagor]

Şu tek sayfa dahi ne kadar davetkar. Umarım baskısı ve de boyutu bu sanatın hakkını vermiştir, umarım bir Arkadaşım Toby vakasıyla daha karşı karşıya değilizdir.

[TKnKT]

    Benim de kitabı kapatır kapatmaz ilk işim Arkadaşım Toby'nin daha önce mi yoksa daha sonra ortaya çıkan bir üretim mi olduğunu sorgulamak oldu. Nitekim Toby ne kadar anlamsız ve tarza dair soğuk bir nevale ise Aşk Denizi aksine çok keyifli bir tüketimdi. Aradaki iki yıllık gelişme Gregory Panaccione üzerindeki bir evrim mi yoksa Wilfrid Lupano'nun dokunuşu mu net tavır koymak zor. Ancak okuması -yazısız eseri okuyor muyuz, izliyor muyuz(?)- bir hayli keyifli bir eser ortaya çıktığını söylemeden geçmek mümkün değil. İlk çıktığında malum fiyatı ile burun kıvırmıştım Panaccione'den bir sessiz kitap daha, hiç yanaşmaya değmez diye ama hangi anıma denk geldi de aldıysam çok iyi yapmışım.