Hasta - Timothé Le Boucher (BAOBAB)

Başlatan TKnKT, 21 Nisan, 2023, 20:20:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

TKnKT

Hasta



Özgün Adı: Le Patient
Yazan/Çizen: Timothé Le Boucher
Çeviri: Doğan Şima
Yayın Tarihi: Mayıs 2023
Sayfa Sayısı: 296 sayfa
Boyut: 16,5 x 24 cm
Etiket Fiyatı: 232₺
Tanıtım Metni: Polisler, gece sokakta elinde bıçak, üzeri kanla kaplı dolanan bir genç kızı yakalar. Kızın evine gidildiğinde ise bir dehşet manzarası onları bekliyordur: Tüm ailesi katledilmiştir... 6 yıl sonra, bu katliamdan sağ kurtulan tek kişi Pierre Grimaud komadan uyanır. Yatağa bağlı, hafıza kaybına uğramış ve kafası oldukça karışık bu genç adam, kriminoloji uzmanı psikolog Anna Kieffer ile terapiye başlar. Anna, seansları sırasında, hastasının olay gecesine dair anılarını tekrar canlandırmaya çalışır. Pierre, ona kâbuslarına giren "siyahlı bir adam"dan bahseder ancak doktor bunun travma sonrası beyninin geliştirdiği bir savunma mekanizması olduğunu düşünmektedir. Seanslar ilerledikçe Anna, Pierre'in duyarlı ve zeki biri olduğunu fark ederken adım adım aralarında özel bir ilişki gelişir. Anna Kiefer, bu hastanın hayatını ne derece değiştireceğinin henüz farkında değildir...

Büyük başarı elde eden Kaybolan o günler çizgi romanının ardından Timothé Le Boucher, yine kimlik, hafıza, zaman kavramı ve ötekiyle ilişki gibi favori konuları etrafında kurguladığı sürükleyici ve çarpıcı bir psikolojik gerilimle dönüyor.
"The man who opens topics faster than his shadow"

Gabby



Alıntı yapılan: TKnKT - 21 Nisan, 2023, 20:20:46...Polisler, gece sokakta elinde bıçak, üzeri kanla kaplı dolanan bir genç kızı yakalar... 6 yıl sonra, bu katliamdan sağ kurtulan tek kişi Pierre Grimaud komadan uyanır...

Netflix'te tesadüfen denk gelip filmini izlemiştim. "Komanın Ardından" adıyla yayınlanmıştı. Timothé Le Boucher sanırım diğer iki yardımcı senaristin akışa daha uygun olur tavsiyesiyle çizgi romandaki başlangıçtan daha farklı bir girizgah kurgulamış. Yine komada kalış süresini 6 yıldan 3 yıla düşürmüş. Ana karakter Thomas'ın hatıraları eşliğinde bol geri dönüş sekansları ve Freudvari anlatımı olan bir filmdi...

TKnKT

    Kaybolan O Günler'in gördüğü rağbet ile mi ilintili yoksa Timothé Le Boucher torpili mi bilinmez lakin 16 sayfa ekstra eksiz içeren ve farklı bir kapak tasarımı sunan Hasta'nın HC versiyonu da 450₺ etiket fiyatı ile satışa sunulmuş. Satın almayı arzulayanlar için bkz.

"The man who opens topics faster than his shadow"

ferzan

    Kaybolan O Günler'i gecikmeli olarak 2021 başlarında okumuştum. Neden o zamana kadar beklettim diye hayıflanmış, o derece etkisi altında kalmıştım. Bu adamın her çalışmasına gözüm kapalı atlarım herhalde demiştim. Dolayısıyla bu kitabı elime geçince halihazırda arşa çıkmış aşırı yüksek beklentiyle okumaya başlayacağım.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

allan quatermain

Le Boucher çok büyük bir ayrıntı insanı. Hem çizim, hem metinde hiç akla hayale gelmeyecek ayrıntılar var. Büyük emek var, dikkat var. Kitabın ilk yarısı büyük bir şaheser, ikinci kısmında biraz iniş var, sonu da herkese göre olmayabilir ama yine de "vay be, böyle şeyler de varmış" dedirttirecek okuyan herkese. Ancak inatçı, yalnız kurt bir dehanın zekasından, bileğinden çıkabilecek bir başyapıt.

alan ford

 Kaybolan O Günler sessiz sedasız çıktığında almış ama okumak için birkaç ay beklemiş ve okuduğumda da beklediğime pişman olmuştum. Hasta çıkar çıkmaz aldım ve bugün elime ulaşır ulaşmaz okudum. Öncelikle kitabın kitabın arka kapağında bahsettiği gibi yine kimlik, hafıza, zaman kavramı gibi şeylerden bahsetse de bambaşka bir çizgi roman Hasta. Bu sefer bir seri cinayetler işleyen katil ve katliamdan kurtulup komaya giren ve 6 yıl sonra uyanan Pierre başrolde. Le Boucher'in kurgusu ilk yarıda yavaş ama sağlam, ikinci yarıda ise hızlı ama o kadar da sağlam değil. Bu tarafıyla Kaybolan O Günler'in gerisinde kalmış. Yine de son anda ayaklarınızın altından kilimi çekerek şaşırtmayı başarıyor. Her ne kadar sadece ilk cildini okumuş olsam da Monster'a da sağlam bir selam çakıyor gibi geldi bana. Sonu da japon edebiyatına teşne okurlar için çok süpriz sayılmaz. Spoiler vermeden anlatmak zor ama okuduğuma kesinlikle pişman olmadığım çizgi romanlardan. Boucher'i takipe devam. Ama Kaybolan O Günler ile çitayı çok yükseğe koyduğundan onu aşmak çok kolay olmayacak.

 Paraya kıyıp HC versiyonu aldım. Pişman değilim. Meraklısı için bu da 1. hamur kağıda basılmış.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

TKnKT

    Burada dile getirilen ortak bir yorumu ben de perçinlemek isterim. Kitabın ilk bölümü -reveal öncesi- gerçekten ilmek ilmek özenle işlenerek ilerliyor. Lakin kitabın ortasında bir şalter atıyor olsa gerek tüm anlatı ritmi bozuluyor. Kitabın yarısına kadar sizden saklanan bir iç ses, kitabın ikinci yarısında diğer karakterlerden halen uzak olsa da size açık ediliyor. Halen biz kurguyu dışarıdan takip edenlerken (okuyucular olarak) bir anda ana karakterin gözünden hikayeyi takip etmeye başlıyoruz. Hastanedeki siyahlı adam çok güzel bir kurgusal yatırımken çok dandik bir yere bağlanıyor. Kitap odağı Pierre ve Anna etrafında çevirmeye çalışsa da Anna bir türlü alması gereken görünme süresini elde edemiyor. Açıkçası söz konusu ilk yarısından itibaren psikolog ve danışanı etrafında çetrefilli anlatılar ve çözümlemeler üzerine devam etse kesinlikle daha iyi olurmuş. Zaten bu kadar yergi arasında Kaybolan O Günler kıyaslamalarına katılacağım ön görüsünü sunmuşumdur. Lakin daha da öteye gideceğim ben bir miktar pişman olmuş olabilirim okurken. Belki beklenti ile alakalıdır, şu an bundan emin değilim. Anlatının benim için önemli olduğu bir noktada, kişisel zevklerim çerçevesinde, ben ortalama bir eser gözüyle yaklaşacağım.
"The man who opens topics faster than his shadow"

ferzan

    Yazılanların her bir satırına katılmakla beraber birkaç hafta önce okurken halihazırda beklentimi düşük tutmuştum. Çünkü "Kaybolan O Günler" gibi bir şey olmadığı kesinleşmişti. Gene de kısmen keyif aldım ama yukarıda yazılanlar gibi, yarıya kadar başka, yarıdan sonra bambaşka hissettirdi. Yazık olmuş diyenlerdenim ben de. Kötü değil kesinlikle ama "Kaybolan O Günler"'den sonra çıtayı ister istemez en tepeye çekmenin ağırlığı altında ezilmiş oldu. Ha, "Kaybolan O Günler"'i okumamış olsaydım, "Hasta"'ya daha fazla kredi açardım. Öte yandan, "Hasta"'yı gömdüğüm sanılmasın. Kendi içerisinde alkışlanacak, şapka çıkarılacak çok detayı var ama ah "Kaybolan O Günler"... Başını yedi üreticisinin.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com