Mister No maceralarında müzik olmazsa olmaz ögelerdendir.Hiç bir şekilde müzik konu olmasa bile kahramanımızın ağzından"Hayat ne kadar güzel, hoş Haydi durma sevgiline koş!"şarkısını nerdeyse her macerada dinlemişizdir. ;)
Şarkıcı dostu Dana Winter bazı maceralara renk katarken,AÇILIŞ-Operadaki Hayalet macerasında da opera dünyasının içine girmiş buluruz kendisini.Bazen de arka planda çalan bir plak konu bütünlüğünü tamamlar.
1950 lerin Caz Müziği Mister No'nun en çok sevdiği müziktir.Maceralarından birinde en çok sevdiği plak kırılır.O plak"
Body and Soul"dur.Bu şarkıyı en iyi yorumlayan caz şarkıcılarından biri Ella Fitzgerald'dan dinleyelim. :D
ELLA FİTZGERALDhttp://www.youtube.com/watch?v=6YyX5R6ohBE
Yine Mister No'nun en çok sevdiği şarkılardan biri ki bu şarkı bir dönem ağızlarda marş olmuştur."
When the Saint Go Marching In"Louis Armstrong yorumu ile dinleyelim.Mister No maceralarını bu şarkılarla bir dönem çizgi romanı gibi okumak farklı bir tat yaratacaktır eminim. :)
LOUİS ARMSTRONGhttp://www.youtube.com/watch?v=wyLjbMBpGDA
Mister No'nun sevdiği şarkılardan biri de "
I only have eyes for you"(Kaynak Zulu macerası)
Bir çok sanatçı tarafından seslendirilen bu güzel şarkıyı Ella Fitzgerald ve Frank Sinatra'nın farklı yorumlarından dinleyelim.
ELLA FİTZGERALDhttp://www.youtube.com/watch?v=_UWmgsgMi0Q
FRANK SİNATRA http://www.youtube.com/watch?v=k9_9sNQmq-w
Mister No'nun ilgi çekici maceralarından biri de Martin Mystere ile beraber olan Skynet'ten Kaçış'tır.
Kahramanımızı bu macerasında 60'lı yaşlarının ortalarındaki haliyle görürüz.
Martin ve Diana Amazon'a gitmeden önce aralarında konuşurken Diana bir plak koyar.
Joao Gilberto'nun söylediği "Desafinado"http://www.youtube.com/watch?v=g6w3a2v_50U
Konuşmaya devam eden ikili geçmiş yıllarda Mister No ile birlikte iken gittikleri bir barda olanları hatırlarlar.Barda müzik çalan bir grup vardır ve "
Samba De Uma Nota So"yu çalarlar.Diana bu müzikle dans etmek ister ancak Martin dans etmek istemez.Onu dansa Mister No kaldırır. ;)İşte pilotumuzun Diana ile dans ettiği şarkı.Antonio Carlos Jobim'den dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=0CYpukkQo04
Dans devam ederken grup müziği değiştirir ve Mister No'nun,Diana ile yanak yanağa dans edebileceği bir şarkı çalarlar."
I Only Have Eyes for You"
Bu güzel şarkıyı
Frank Sinatra'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=7iyYVq_G-QQ
Güzel bir başlık oluyor Mister No.
Takipteyiz, eline sağlık.
Kesinlikle çok güzel bir başlık. Bir aralar kendime Mister NO'nun sevdiği şarkılar CD'si yapmak istemiş sonra üşenip vazgeçmiştim.
Birde aklımda Güven Erkin Erkal'ın bu konsepte bir DJ performansı ya da radyo programı yaptığı kalmış. Ama emin değilim.
Başlık paylaşım ve şarkılar güzel, birde sevdiği filmler vardı.
Onun içinde ayrı bir başlık gerekecek gibi gözüküyor. :)
Alıntı yapılan: darkwood - 08 Şubat, 2012, 20:50:31
Başlık paylaşım ve şarkılar güzel, birde sevdiği filmler vardı.
Onun içinde ayrı bir başlık gerekecek gibi gözüküyor. :)
Bu konuda da bir çalışma içindeyim.Mister No hikayelerinde geçen filmler ve oyuncular hakkında bir sayfa tasarlıyorum.Hep beraber geliştiririz nasılsa. ;)
İtalyan ekolü hemen hemen hepimizin hayatında şu ya da bu dönemde önemli bir yere sahip. Aslında hakkında yazı yazılabilecek pek çok konu olmasına karşın, genelde forumdaki sohbetler yeni yayınların çıkış tarihine odaklanmış kısır döngüleri takip ediyor. Sevgili Mister No ise ilgi çekici konulardan birini yakalayarak özgün bir çalışma ortaya koymuş gözüküyor.
Yayın kurulu mutlaka forumu tarıyordur ama ben bu yazının biraz daha genişletilerek ya da bundan sonra geleceği müjdelenen (filmler konusunda) aynı tarz çalışmaların, fumetto'lar konusunda zayıf olan dergimizde de değerlendirilebileceğini düşünüyorum.
Teşekkürler Mister No
Sanırım daha önce atladığım bir bilgiyi az önce yeniden okudum,hatırladım ve paylaşmak istedim.
Mister No Efsanevi Maceralar 3.cillte Zeynep AKKUŞ'un yazdığına göre Mister No'nun maceralarında "Hayat ne kadar güzel hoş,haydi durma sevgiline koş"şeklinde şarkı söylediği yerlerde aslında daha önce tanıttığımız "When the Saint Go Marching In" şarkısının sözlerinin olduğunu öğreniyoruz. :D
Bu şarkı bir dönem dillerde marş olmuştu.
Günümüzde de bir çok futbol takımının taraftarlarının bu şarkıyı marş yaptığını ve tribünlerde söylediğini görüyoruz. :D
Bu şarkıyı önce en iyi yorumcusundan Louis Armstrong'dan dinleyelim. :)
http://www.youtube.com/watch?v=wyLjbMBpGDA
Sonra da Liverpool taraftarlarının marş haline getirdikleri versiyonuna bakalım. ;)
http://www.youtube.com/watch?v=m7aew5k7n7I&feature=related
Mister No'nun
Asfaltlı Cangıl macerası New York'ta geçmektedir.
Kahramanımız bir süredir New York'tadır.Orada da jaz barlara takılmakta ve içkisini içmektedir.Vanguard isimli bir barda içkisini içip sohbet ederken sadece 20 kadar müşterinin gelmesine üzülür ve sahnedeki grup için.
-
Yazık.Orkestra çok iyi...Üstelik iyi çocuklar!Kuliste biraz lafladık der.
Bu sırada orkestra "
Sophisticated Lady"isimli şarkıyı çalmaktadır.
Bu şarkıyı Sarah Vaughan'dan dinleyelim.Video'da ise Mister No'nun sevdiği sinema yıldızlarından LanaTurner'ın olması ne güzel bir tesadüf.Kendisinden Mister No ve Sinema başlığında bahsetmiştik. :D
Sarah Vaughanhttp://www.youtube.com/watch?v=v7vW6X4DMtU
Lana TurnerKahramanımız bardan çıkarken orkestra kendisine jest yapar ve Mister No'yu yine bu başlık altında bahsettiğimiz "
When the Saint Go Marching In"ile uğurlar. ;)
Kahramanımızın yine New York'ta geçen maceralarından birisi:
Küçük OdessaMister No,Rus göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Küçük Odessa diye anılan semtte bir davete katılır.Bu davette Janet isimli bir arkadaşı ile dans ederken orkestra elemanlarından biri:
Bu parçamız "Body and Soul"Jerry Drake'e armağan der ve daha önce bahsettiğimiz bu şarkıyı çalarlar.
Kahramanımız Saşa isimli bir gence yardım etmektedir ve Saşa'nın caz müziğini sevdiğini öğrenince kendisine:
Cazı bu kadar seviyorsan benimle Village Vanguard'a gelmelisin.Roy Eldridge ve Quarteti çalıyor...İstersen sana bilet bulabilirim... diyerek Saşa'yı Village Vanguard isimli ünlü bir caz barına davet eder.İşte 77 yıllık bu barın görüntüleri:
Village VanguardBu barla ilgili daha fazla detaylı bilgi için:
http://villagevanguard.com/
Şimdi de Mister No'nun bahsettiği
Roy EldridgeVillage Vanguard ve Roy EldridgeKendisinden
After You've Gone isimli şarkıyı dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=zctXjgd_LeQ
Maceranın ilerleyen bölümlerinde Rus mafyasının tetikçilerinden Yuri vurulur ve arabası ile uzaklaşırken radyoda
Tom Waits'in en güzel şarkılarından birisi
New Coat of Paint çalmaktadır.Kendisi 1949 doğumlu olup Mister No hikayelerinin tarihi ile çakışmasa da bu şarkıyı yeniden yorumlamış olabilir.Bir olasılıkta senaristin tercihi olabilir. ;)
Tom WaitsNew Coat Of Painthttp://www.youtube.com/watch?v=107dADrIVBk
Ölüm Meleği macerası ve kahramanımız yine New York'ta.
Mister No Village Vanguard isimli caz barda güvenlik sorumlusu olarak çalışmaktadır. :)
Sık sık takıldığı
Killarney Rose isimli barın barmeni Harvey ile sohbet ederken onu Vanguard'a davet eder:
-
Harvey,Vanguard'ın bu reklamlarını bırakıyorum.Cuma gecesi Dizzy Gillespie çalacak.Kaçırılmayacak bir fırsat.Önce Mister No'nun takıldığı
Killarney Rose'a bir göz atalım isterseniz. ;)
Cuma gecesi gelmiştir ve sahnede
Dizzy Gillespie çalmaktadır.Bu sırada 2.şarkıya geçerken Mister No barda bulunan Stella Steward isimli bir kızla tanışır.İşte beraber dinledikleri şarkı Dizzy'den geliyor.
Dizzy GillespieNight In Tunisiahttp://www.youtube.com/watch?v=NSau8dhpWqw
Mister No bu şarkı hakkında şunları söyler:
-
Güzel bir parçadır.Yıllar önce "Charlie Parker Septet"den dinlemiştim.Harika bir gruptu.Miles Davis-Trombon,Lucky Thompson-Tenor saks,sonra..mmm...Ah tabii,Charlie"Bird"Parker-alto saks..Charlie ParkerMister No
Charlie Parker Septet'den dinlemiş
A Nigth in Tunisia'yı öyleyse biz de dinleyelim. :D
http://www.youtube.com/watch?v=C-oDXeeURyA
Mister No'nun adını andığı diğer sanatçılar ise:
Miles DavisLucky Thompson
Mister No'nun
3 K İşareti isimli macerasında karşımıza
Marva Jane Phillips isimli hayali bir jazz şarkıcısı çıkar.Çapkın pilotumuz "
Dinlediğim en güzel seslerden biri"diye nitelendirdiği Marva ile duygusal bir ilişki de yaşar. ;)
Mister No'nun Marva'yı ilk dinlediği yer
Savoy Jazz Bar'dır.İşte bu bardan görüntüler.
SAVOY BARKahramanımız burada Marva'dan
Strange Fruit isimli şarkıyı dinler.
Biz bu şarkıyı en iyi caz vokalistlerinden Billie Holiday'dan dinleyelim.
Billie Holidayhttp://www.youtube.com/watch?v=Web007rzSOI
Marva müzik hayatından bahsederken Count Basie ile çıktığı turneden de bahseder."
O patavatsız herifin kafasına şişe geçirmedim.Yalnızca buz kovasını başından aşağı döktüm..Ama gene de Count'un Orkestrasıyla ülkeyi dolaşmak keyifli oldu"der.İşte sözü geçen kişi.
Count BasieCount Basie'yi
Swingin' the Blues isimli şarkı ile analım.
http://www.youtube.com/watch?v=TYLbrZAko7E
Marva,Mister No'nun çalıştığı Vanguard isimli barda çıkmaya başlar.Bu barda söylediği şarkılardan birisi de bir İda Cox bestesi olan
Rambling Blues'dur.Ne yazık ki bu şarkıyı bulamadığım için sözlerini yazıyorum.
RAMBLİNG BLUESEarly this morning, the blues came walking in my room
Early this morning, the blues came walking in my room
I said, "Blues, please tell me what you are doing here so soon?"
The looked at me and smiled but yet, they refused to say
The looked at me and smiled but yet, they refused to say
Asked the again, the they turned and walked away
Blues oh, blues, you know you've been here before
Blues oh, blues, you know you've been here before
The last time you were here you made me cry and walk the floor
İda Coxİda Cox'tan
Lawdy Lawdy Blues'u dinleyerek bu güzel sesi tanıyalım.
http://www.youtube.com/watch?v=HCkZLENxU8Y&feature=related
Öykünün ilerleyen bölümünde Marva ölen sevgilisi Geordie'yi rüyasında görür.Bir yol kenarında oturmuş elinde gitarıyla bir blues söylemektedir.
Crossroad isimli hüzünlü şarkıyı
Robert Johnson'dan dinleyelim.
Robert Johnsonhttp://www.youtube.com/watch?v=Yd60nI4sa9A
Harikasın dostum.
Süper bir başlık oldu.
Sevgili Mister No kızmazsa araya gireyim hemen. Yukarıda bahsi geçen Robert Jonhson gerçek bir efsanedir. Altı ay ortadan kaybolduktan sonra inanılmaz bir teknikle arzı endam eden Johnson'un ruhunu şeytana sattığı söylenir. İnanılmaz tekniğinin en basit açıklamasıdır bu. Yine de şeytan kıskanç bir kocadan koruyamaz onu. Genç yaşta zehirlenerek öldürülür.
Bu inanılmaz gitaristin bir yolkavşağında başlayan hikayesi Dampyr'in en güzel maceralarından birinde de karşımıza çıkar. Meraklısı için Delta Blues'u şiddetle tavsiye ederim.
Harika bir başlık... Günün bütün yorgunluğunu attım üzerimden... Tam da Pınar Kitap'a Mr. No. Almanak'ın gelip gelmediğini sormuş ve kargonun geciktiğini öğrenmişken harika bir teselli oldu doğrusu... Mr. No'ya ve Mr. No'ya teşekkürler. Dampyr'in ilk ciltlerindeki Blues macerası da muhteşem bir macera bu arada tam yerine oturmuş, ellerinize yüreğinize sağlık...
Bir Zamanlar New York'ta Mister No'nun çocukluk ve ilk gençlik yıllarına ait bir çok bilgiye ulaştığımız destansı bir hikayedir.
Mister No'nun Caz müziği sevgisinin nerden geldiği de bu hikayede anlatılmaktadır.
Ray Dubois isimli bir mezbaha işçisi aynı zamanda çok iyi bir piyanisttir.Kilisede org da çalan Ray,Mister No'nun arkadaşları Tren Kowalski ve Strother tarafından keşfedilir.İkili Ray'i,Cat's Tail isimli bir caz clubde düzenlenen ve Lester Moseley isimli eski bir caz piyanistinin kazananı belirlediği yarışmaya katılması için desteklerler.
Yarışmaya hazırlanması için Ray'in çalıştığı mezbahaya bir piyano götüren Kowalski ve Strother'in yanlarında Jerry Drake de vardır.Ray'in küçük konserini dinleyen kahramanımız arkadaşı Harvey'e o günü şöyle ifade eder.
-.
..Ama başlar başlamaz...Bang...Bizi fethetti!Müziği kalbimi doldurdu ve bir daha çıkmıyor.
-İyi miydi?
-
İyi mi?Ray gerçekten bir sihirbazdı!O gün ben cazı...O da beni tanıdı...Ve asla ayrılmadık!
-Sana inanıyorum!
-
Böyle bir yerde yalnızca acı ve kan olduğunu sanıyordum.Ama Ray sayesinde, o mezbaha dünyadaki cennete döndü.Sanki büyülenmiş gibiydim.Ve bu büyüden hiç uyanmak istemiyordum.
Ray ile konuşma fırsatı da bulan küçük Jerry sorar.
-
Demin çaldığın parça caz dedikleri tür mü?-Evet küçük.Kulaklarının duyduğu klasik yalın,saf cazdı.Servetin üstüne bahse girebilirsin.
-
Tekrar dinlemek isterdim.İlk defa dinlediği caz müziğinden etkilenen kahramanımız,Harlem'deki lokaller dahil her fırsatta caz dinleyebileceği ortamlara girmeye çalışır.Bunların dışında tabii kiliseler de vardır müzik çalınan.Mister No anlatıyor.
-
En iyi müzik zenci halkın mahalle kiliselerinde yapılıyordu.Ben Ray'in org çaldığı kiliseye gidiyor ve Pazar ayinlerini kaçırmıyordum.Sanki cennette gibiydim.Bugün bile her an söylediğim şarkıyı işte ilk kez orada dinledim.Tabii ki bu şarkı
Oh When the Saints Go Marchin in'dir. :)
OH when the Saints,go marching in,
oh when the Saints,go marching in.
I wanna be,
be in that number,
oh when the Saints go marching in.
And when the stars,begin to shine,
and when the stars,begin to shine.
I wanna be,
be in that number,
oh when the Saints go marching in.
And when the bands,begins to play,
and when the bands,begins to play.
I wanna be,
be in that number,
oh when the Saints go marching in.
When Gabriel blows,in his horn,
when Gabriel blows,in his horn.
I wanna be,
be in that number,
oh when the Saints go marching in.
And on that,hallelujah-day,
and on that,hallelujah-day.
I wanna be,
be in that number,
oh when the Saints go marching in.
Ray'in kardeşi Pete ile arkadaş olan Jerry Drake bir gün ona der ki:
-
Bir şey anlat Pete.-Sana her şeyi anlatabilirim.
-
Şu her zaman söylediğiniz "Oh When The Saints"şarkısı...Önemli bir şarkı olmalı..-Kardeşim onun sihirli bir formül olduğunu söylüyor.
-
Öyle mi?-Evet diyelim ki,iğrenç bir hayat yaşıyorsun,iş ve geleceğin yok.Ve benim gibi zencisin.
-
Sonra-Hayatın trajedi bile olsa önemli değil...Bu şarkıyı söyleyerek biraz yürümek iyi gelir.Evet belalardan kurtulmazsın ama dayanma gücün olur.
Bu konuşmadan sonra bu meşhur şarkı Jerry Drake'in ağzından düşmez.Eniştesinden kemerle dayak yerken bu şarkıyı söyleyerek dayanma gücü bulur. :(
Hikayenin en dramatik sahnelerinden birinde vurulan arkadaşı Pete'in başucuna gelen Jerry Drake:
-
Buradayım dostum!Talihsizliğin canı cehenneme,Pete!Kovacağım!
-Nasıl?
-
Hatırlamıyor musun?O şarkıyı söylerken ,bana sen anlatmıştın!OH when the Saints,go marching in,
oh when the Saints,go marching in.Belaları kovan bu şarkı değil miydi?Her şey iyi olacak!-Çok kötü söylüyorsun Jerry...Çok kötü...
-
Sen söyle Pete..Oh when the saints...Bu hikayede,ünlü Duke Ellington'ın da Ray'in katıldığı yarışmaya,geçmişte katılıp kazandığı(hayali) ifade edilir.
Bu bölümün sonunda Duke Ellington'ı da analım.
DUKE ELLINGTONEdward Kennedy "Duke" Ellington (29 Nisan 1899 - 24 Mayıs 1974) ABD'li caz bestecisi, piyanist ve caz orkestrası şefi. "Duke" olarak bilinir.
Birçokları ondan 20. yüzyılda ABD caz sahnesinden geçen en önemli figür olarak bahseder. Ellington ise yaptığını basitçe "müzik" olarak tanımlar; caz kelimesi onun için bu anlamda çok dardır. Gerçekten de Ellington, eserlerini basitçe sınırlandırmaya kalkanların elinden her zaman kayıp gitmiştir.
Johnny Hodges, Cootie Williams, Bubber Miley, Joe "Tricky Sam" Nanton, Barney Bigard, Ben Webster, Harry Carney, Sonny Greer, Otto Hardwick ve Clark Terry gibi birçok isim orkestrasında yer aldı. Bu isimlerin çoğu onunla 10 yılı aşkın sürelerle beraber çalışmıştır. Bestelerinin bazılarını bu müzisyenlerin tarzlarına ve yeteneklerine göre yazdı. II. Dünya Savaşı öncesinde orkestrasıyla ABD ve Avrupa'da birçok turneye çıkmıştır.
Mister No'nun gençlik yıllarında çok meşhur olan bir caz şarkısı dinleyelim kendisinden.
"Take the A Train"http://www.youtube.com/watch?v=cb2w2m1JmCY
Mister No'nun uçsuz bucaksız yollarda,motorsiklet çeteleriyle dolaştığı
Cehennem Melekleri isimli macerası,şiddet dozu yüksek maceralarındandır.
Savaş sonrası döndükleri ülkelerinde topluma,sisteme uyum sağlayamayan gençlerin kurduğu motorsiklet çetelerinden birisi ile yolculuk yapmaya başlar kahramanımız.
Ucu bucağı belli olmayan yollarda yolculuk yapan bir grup insanın başlarından geçenler,yer yer western filmelerinin kovboylarının sohbetlerini bazen de yol hikayesi filmlerini çağrıştırır.
Mister No ve Cehennem Melekleri isimli çete üyeleri geldikleri bir kasabanın barında başka bir çetenin üyeleriyle kavga ederler.Bu sırada bardaki müzik makinesinde
I Don't Care If Tomorrow Never Comes çalmaktadır.Country müziğinin tipik melodilerini barındıran bu şarkı bir çok filmde örneğini gördüğümüz,kavga sahnelerinde çalan şarkıları hatırlatmakta ve adeta sahneyi tamamlamaktadır.Bu şarkıyı en iyi yorumlayan şarkıcılardan birisi
Bonnie Owens'ten dinleyelim.
Bonnie Owenshttp://www.youtube.com/watch?v=n1dRki9pPXE
Bir soyguna karışan karşı çete (Şeytanın Köleleri ) üyelerinin bir barda katliam yaptıkları bölümde de yine müzik makinesinde bir şarkı çalmaktadır.
Let The Good Times Roll Janis Joplin'in de yorumladığı bu şarkıyı
The Righteous Brothers'dan dinleyelim.
The Righteous Brothershttp://www.youtube.com/watch?v=o32RTtvqyCc
Şarkının Sözleri ve Çevirisi
C'mon baby, let the good times roll
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
C'mon baby, let me thrill your soul
Hadi bebek, ruhunu kıpraştırayım
C'mon baby you're the best there is,
Hadi bebek, buralarda bütün gece
Roll all night long.
Yuvarlananların en iyisisin
C'mon baby, let's close the door,
Hadi bebek, kapıyı kapatalım
C'mon baby, let's ride some more,
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, let the good times roll,
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
I feel so good when you're home.
Sen evdeyken çok iyi hissediyorum
Come on baby, let's ride some more
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, rock me all night long!
Hadi bebek bütün gece salla beni
C'mon baby, let's close the door,
Hadi bebek, kapıyı kapatalım
C'mon baby, let's ride some more,
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, let the good times roll,
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
C'mon baby, let the good times roll
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
C'mon baby, let me thrill your soul
Hadi bebek, ruhunu kıpraştırayım
C'mon baby you're the best there is,
Hadi bebek, buralarda bütün gece
Roll all night long.
Yuvarlananların en iyisisin
C'mon baby, let's close the door,
Hadi bebek, kapıyı kapatalım
C'mon baby, let's ride some more,
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, let the good times roll,
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
I feel so good when you're home.
Sen evdeyken çok iyi hissediyorum
C'mon baby, rock me all night long!
Hadi bebek bütün gece salla beni
C'mon baby, let's close the door,
Hadi bebek, kapıyı kapatalım
C'mon baby, let's ride some more,
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, let the good times roll,
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
I feel so good when you're home.
Sen evdeyken çok iyi hissediyorum
C'mon baby, rock me all night long!
Hadi bebek bütün gece salla beni
C'mon baby, let's close the door,
Hadi bebek, kapıyı kapatalım
C'mon baby, let's ride some more,
Hadi bebek, başka bir yere sürelim
C'mon baby, let the good times roll,
Hadi bebek, iyi zamanların yuvarlanmasına izin ver
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
Roll all night long,
Bütün gece yuvarlan
Roll all night long.
Bütün gece yuvarlan
Ve yine bu şarkıyı bu sefer
Shirley and Lee'den dinleyelim.
Shirley and LeeAncak bu sefer videoda hikayemizi tamamlayan bir öge var.
Müzik Makinesi :D :D :D
Her iki şarkı da hikayemizde barlardaki müzik makinesinde çalıyordu.İşte hikayemize uygun bir yorum.
http://www.youtube.com/watch?v=7P9uFGwtIJU
Bir Western Öyküsü isimli macerasında Mister No,arkadaşı SS ile Manaus'ta yeni taşındığı eve gelirler.
Ev oldukça dağınık bir haldedir.Bazı eşyalar kutularda durmaktadır.Bu kutulardan birinde Mister No'nun arkadaşı Max Culver'ın gönderdiği yeni çıkan plaklar da vardır.Gerçi kahramanımız "
Ne yazık ki bunları çalacak pikabım yok"diyerek iç geçirirken,öğreniriz ki bunu bahane ederek kendisini kızların evine davet ettirme planları yapmaktadır. ;)
Kahramanımızın elinde görülen 2 plak Miles Davis ve Thelonious Monk'a aittir.
Miles DavisMiles Dewey Davis III (26 Mayıs 1926 - 28 Eylül 1991), ABD'li caz trompetçisi, şef ve bestecidir.
East St. Louis'de orta halli bir ailede büyüyüp, müziğin farkına 6-7 yaşlarında varan Miles Davis babasının ona hediye ettiği trompetle müziğe ilk adımlarını attı. İlk trompet hocası Elwood Buchanan'ın ona çok emeği geçmiş, onu çok etkilemiştir. İkinci hocası bay Gustav kendi ürettiği trompet ağızlıklarından birini de Miles için yapmıştı. Bu ağızlık özgün sesini yakalamasında hayatî rol oynamıştır. Okuduğu okulun orkestrasında ve birkaç R&B grubunda çalmaya başladı. Cazı keşfedince Charlie Parker ve Dizzy Gillespie'nin sesine hayran kaldı.
Dizzy ve Bird'de onu beğendiler ve New York'a davet ettiler. New York'ta gündüzleri müzik okulu Julliard'a gidiyordu. Miles Davis fazla zaman harcamayıp Parker ile 1946'dan 1948'e kadar çaldı. Bu onun ilk tecrübesiydi. Sonra J.J Johnson, Lee Konitz, Gerry Mulligan, John Lewis ve Max Roach gibi mükemmel caz ustalarından oluşan bir grupta çaldı ve sonucu "Birth Of The Cool" albümü oldu.
1950'lilerin başlarında John Coltrane, Red Garland, Paul Chambers, Philly Joe Jones gibi isimlerle çalıştı. Bu grup çok popüler oldu ve Cookin', Steamin', Workin' ve Relaxin' gibi albümler yaptılar. Gil Evans ile çalışırken Porgy and Bess ve Sketches of Spain gibi başarılı albümler yaptılar. En güzel albümlerinden birisi Coltrane, Julian Adderley, Bill Evans, Paul Chambers ve Philly Joe Jones ile yaptığı Kind Of Blue albümüdür. 1960'lı yıllarda Miles Davis, Wayne Shorter, Herbie Hancock, Tony Williams ve Ron Carter ile çalıştı. Biraz daha tecrübî ve karışık, özgün bir caz icra ettiler. Hülâsa 6-disk setli The Complete Columbia Studio Recordings (1965-1968) albümü ortaya çıktı.
1970'li yıllarda Miles Davis gençlerin rock müziği cazı tercih ettiklerini farketti. Ve müziğinde elektro-gitar, bas gitar, org ve amfiye bağlı trompet kullanmaya başladı. Neticesinde "Bitches Brew" isimli albümü 400.000 sattı ve tarihe en çok satan caz albümü olarak geçti. 1970 ve 1980'lerde aynı tarzda devam etti.
Başrolünü Jeanne Moreau'nun oynadığı Louis Malle'in ünlü kara filmi 'Ölüm Asansorü'ne yaptığı müzik bir kült objesi haline gelmiştir.
Miles Davis'i ünlü Porgy and Bess müzikalinin unutulmaz şarkısı "
Summertime"ile dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=N090STPx-2M
Mister No'nun elindeki diğer plak ise Thelonious Monk'a aitttir.
1917-1982 yılları arasında yaşayan Thelonious Monk,be bop'ın yapı taşlarından biri olan, sürekli kendi etrafında dönen, "başkası yapsa deli gömleği giydirirler ama ben yapınca thelonious monk işte diyo'lar!!" diyerek yine kendi etrafında dönmeye devam eden müthiş eğlenceli bir müzisyen,caz piyanisti ve büyük bir bestecidir.
Thelonious Monk1953 yılında (Mister No maceralarının geçtiği yıllarda) kayda alınmış Monk Albümünden "
Smoke gets in your eyes"ı dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=URhJX3Is7XM
Yine aynı sanatçıyı 1952 yılı albümü Thelonious Monk Trio 'dan
Blue Monk isimli şarkısında kendisine ait görüntüler eşliğinde dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=SmhP1RgbrrY
Kolombiyalılar Örgütü isimli macerasında Mister No Bolivya'ya yerleşmiştir.
Nehir kenarında, SS ile birlikte oturdukları Bar Mario'nun sahibi ile sohbet ederlerken konu İtalya ve Napoli'ye de gelir. Napoli'li olan Mario şarkı söylemeye başlar :
-
Ah O güneş ve deniz ülkesi.. Ah o aşıklar beldesi...Anlatmaya kelimeler yetmez güzelliğiniSS-
Bize "O Sole Mio"yu yutturmaya çalışmıyorsa ne olayımMario:
Bir kere bu şarkının adı "O Sole Mio"değil..."O Paese D'O Sole" cahil adam sen de!İşte adı geçen şarkılar. Önce Mario'nun söylediği
O Paese D'O SoleFranco Corelli'den dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=pSRavgVlkkY
SS'in bu güzel şarkıyı karıştırdığı "
O Sole Mio"yu ise unutulmaz ses
Luciano Pavarotti'den dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=d_mLFHLSULw
Sertao'da Ölüm isimli macerasında ise kahramanımız yine eski eşyaları arasında bir plak bulur. Bu plak Mister No'nun bir çok macerasından bildiğimiz ve bu bölümde daha önce anlattığımız
Body and Soul'dur.
Bu şarkıyı bu sefer kısa bir süre önce bu dünyadan ayrılan
Amy Winehouse'dan dinleyelim.
Tony Bennett ile yaptıkları düette.
BODY and SOULMy heart is sad and lonely
For you, I sigh
For you, dear only
Why haven't you seen it
I'm all for you
Body and soul
I spend my days in longing
And wondering why it's me you're wronging
I tell you I mean it
I'm all for you
Body and soul
I can't believe it
It's hard to conceive it
That you'd turn away romance
Are you pretending
It looks like the ending
Unless I could have one more chance to prove, dear
My life a wreck you're making
You know I'm yours for just the taking
I'd gladly surrender myself to you
Body and soul
Are you pretending
It looks like the ending
Unless I could have one more chance to prove, dear
My life a wreck you're making
You know I'm yours for just the very taking
I'd gladly surrender myself to you
Body and soul
http://www.youtube.com/watch?v=_OFMkCeP6ok
Mister No'nun
Esrarengiz Katil isimli macerası müzik anlamında en zengin maceralarından biridir.
Kahramanımızın Bolivya'da yaşadığı dönemde takıldığı Bar La Paz'ın sahibi Felipe bara transistörlü bir radyo almıştır.
SS-
Ah Bizi şaşırmaktan hiç vazgeçmeyeceksin FelipeMister No-
Doğru elindeki o plastik metal ve transistör yığınını nereden buldun?Felipe-
Siz dalga geçin bakalım.Bu son model radyo, son cızırtıları da 4 ay önce kesilen eski takanın yerini hakkıyla dolduracaktır.Ve Bolivya'nın Rurrenbaque kasabasındaki "La Paz" Barı bundan böyle dünyadan soyutlanmayacak.Astronot gringoların bir sonraki aya çıkışlarını anında takip edebileceğiz... Ya da Beatles'ın son kayıtlarını dinleyebileceğiz.SS-
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem Felipe ama Beatles geçen yıl resmen dağıldıFelipe-
Nasıl?SS-
Zaten son zamanlarda pek anlaşamıyorlardı.Liverpool'lu dörtlü son 2 yıldır da birlikte çalmıyordu.30 Ocak 1969'da Apple Plak şirketinin çatısı altında verdikleri sürpriz konser halkın karşısına son çıkışlarıydı.Mister No-
Vay canına konunun uzmanı olduğunu bilmiyordum,dostum.SS-
Ben müziğin her türünü takip ederim. Mein Freund.Senin gibi bir tek caza takılıp kalmamMister No-
Caz gerçek müzik demektir.Beat,Rock,Pop hepsinin anası cazdır.Kısa bir ara verip Beatles'ı hatırlayalım. :)
BEATLESLiverpool'lu gençleri
Yellow Submarine şarkısı ile analım
http://www.youtube.com/watch?v=MCsYDZ2M04M
Dostlarımızın konuşması bu şekilde sürerken Felipe radyoyu ayarlamaktadır. ABD birliklerinin Vietnam savaşından haberleri veren bir kanal bulunur bu sırada Mister No
-Hah İstasyonu değiştir dostum.Bize müzik bul.
Felipe aramaya devam eder ve Mister No'nun "En sevdiğim şarkıcı"dediği Billie Holliday'in söylediği bir şarkıya rast gelirler.
Billie Holliday Şarkı Frank Sinatra'nın yazdığı ve Holliday'in 58'de ölmeden bir yıl önce plağa okuduğu "
I'm a fool to want you" isimli şarkıdır.
I'm a fool to want you
I'm a fool to want you
To want a love that can't be true
A love that's there for others too
I'm a fool to hold you
Such a fool to hold you
To seek a kiss not mine alone
To share a kiss that Devil has known
Time and time again I said I'd leave you
Time and time again I went away
But then would come the time when I would need you
And once again these words I had to say
Take me back, I love you
...I need you
I know it's wrong, it must be wrong
But right or wrong I can't get along
Without you
Bu şarkıyı Holliday'den dinleyelim. Güzel bir ses ve hüzünlü bir şarkı. Tam da romantik Mister No'ya uygun bir şarkı.
http://www.youtube.com/watch?v=nkOo_cFTJMM&feature=related
Kahramanımız bu şarkının kendisi için bazı acı hatıraları hatırlattığını söyler ve Manaus günlerinde geçen bir macerasını anlatır.
Paulo Adolfo'nun barında Jennifer Lee isimli turizm şirketi çalışanı kahramanımızı bir geziye ikna etmeye çalışmaktadır. Kendisine bazı caz plakları getirmiştir. Yukarda bahsettiğimiz Billie Holiday'in şarkısının da bulunduğu
Lady in Satin albümü.
Wes Montgomery (Far Wes Albümü) ve Count Basie albümleri.
Şimdi bu isimleri analım
Wes MontgomeryFAR WES şarkısını dinleyelim ;)
http://www.youtube.com/watch?v=C7D76dgWHZo
Count BasieKendisini
April in Paris şarkısında dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=buPYdXcfwJc
Kahramanımız işi kabul eder ve bir grup turist ile Amazon'da yolculuğa çıkar. Kendisini bir yolculuk filminde gibi düşünür ve aklına bir çok şarkı gelir.İşte şimdi bu şarkılara peş peşe bakalım.
Billie Holliday'den Strange Fruithttp://www.youtube.com/watch?v=s9FZMHNhJ80
Charlie Parker'dan "They Can't Take That Away From Me"http://www.youtube.com/watch?v=RuL9pj6pSmY
Yine
Charlie Parker'dan Autumn In New York http://www.youtube.com/watch?v=_KaNwqdlz50
Frank Sinatra'dan ise bir çok şarkı :D
I've Got You Under My Skinhttp://www.youtube.com/watch?v=L0ZQyLsBUxc
I Only Have Eyes For Youhttp://www.youtube.com/watch?v=zQN1bsGkjhI
titiz bir gözlem ve iyi bir inceleme,arşivimize kaydettik,sağolun..
Mister No'nun
Guyanalı Adam isimli macerasında karşımıza Olinto Righetti isimli bir opera sanatçısı çıkar. Bariton bir sese sahip olan Olinto, Manaus Operası'nın ihtişamlı günlerinde geldiği Manaus'ta kalmıştır. Bir çok temsile çıkan Olinto Seville Berberi'ndeki rolü nedeniyle kendisinin Figaro olarak tanındığını söyler.
Önce isterseniz Manaus Opera binasının içine bir göz atalım. :)
Rossini'nin unutulmaz eseri Seville Berberi'nden
Figaro'nun Aryası'nı
Pietro Spagnoli'den dinleyelim.
Pietro Spagnolihttp://www.youtube.com/watch?v=7qHZkkgowdY
Mister No canı sıkkın şekilde barda otururken yanına gelen seyyar bir müzisyen tarafından rahatsız edilir. Roberto isimli müzisyen "STARDUST" isimli şarkıyı çalmak ister. Mister No bunun üzerine"O matem marşından nefret ederim"der.
Bölümün adı Mister No'nun sevdiği şarkılar olsa da Stardust isimli şarkıyı atlamayalım ve orijinal haliyle dinleyelim.
Hoagy Carmichael söylüyor.
http://www.youtube.com/watch?v=j2fbOAyNOpM&feature=related
Kahramanımız Anouk Remy isimli Marsilya'lı bir kızla tanışır. Anouk bir partide şarkı söylerken babası kızı için "Edith Piaf'dan daha iyi söyler" der. Partidekiler Anouk'tan çeşitli şarkılar isterler.
İki Aşk, Öyle Güzel ki,Kuru Yapraklar, ve Beni görmezlikten gelme istenilen şarkılardır. Anouk önce İki Aşk'ı söyler.
Bu şarkıyı 1950'lerin televizyon görüntüleri eşliğinde Josephine Baker'dan dinleyelim.
Josephine Baker ve
J'ai deux amourshttp://www.youtube.com/watch?v=sHrOV8YorHI
Son olarak istek alan Kuru Yapraklar isimli şarkıyı dinleyelim. 1950'lerin başında
Yves Montand'ın seslendirdiği
Les Feuilles Mortes yine döneme uygun görüntüler eşliğinde karşınızda.
http://www.youtube.com/watch?v=JWfsp8kwJto
Mister No'nun
BÜYÜK NEHİR isimli macerası temponun bir an bile düşmediği maceralardandır.
Bu macerasında kahramanımız nehirde soygunlar yapan bir çete ile mücadele etmek zorunda kalır. Çete üyeleri Mister No'yu kovalarken kahramanımız nehirdeki dans kulübüne kaçarak izini kaybettirmeye çalışır.Bu sırada kulüpte çalan şarkı ise:
O Nosso Amor'dur. Bu şarkıyı dinlemeden önce Bossa Nova tarzında olduğunu belirtelim.
Bossa Nova, Brezilya kökenli bir müzik ve dans türüdür. Brezilyalı müzisyenler Antonio Carlos Jobim ve Joao Gilberto tarafından ilk kez 1958 yılında "Chega de Saudade" adlı parçada kullanılmıştır. Bu ilk parçanın müziği Antonio Carlos Jobim'e, sözleri Vinicius de Moraes'e aittir. Parça Joao Gilberto tarafından düzenlenmiştir.
Bossa nova örnekleri olan; Garota de Ipanema (İng.: The Girl From İpanema), Desafinado, Samba De Uma Nota So (İng.: One Note Samba) gibi yapıtlar müzik tarihinin klasikleri arasında yer almaktadırlar.
Biz de bu şarkıyı 1950'lerde yani Mister No'nun dinlediği yıllarda söyleyen Joao Gilberto'dan dinleyelim.
JOAO GİLBERTOhttp://www.youtube.com/watch?v=lCiB9vKNPb8&feature=related
Şarkının sözlerine gelince:
O Nosso AmorO nosso amor, Vai ser assim,
Eu prá voce, Voce prá mim
O nosso amor, Vai ser assim,
Eu prá voce, Voce prá mim
Tristeza, Eu nao quero nunca mais,
Vou fazer voce feliz,
Vou querer viver em paz,
O destino é quem me diz
O nosso amor, Vai ser assim,
Eu prá voce, Voce prá mim
O nosso amor, Vai ser assim,
Eu prá voce, Voce prá mim
A felicidade
A felicidade do pobre parece
A grande ilusão do carnaval
A gente trabalha o ano inteiro
Por um momento de sonho
Pra fazer a fantasia
De rei ou de pirata ou jardineira
Pra tudo se acabar na quarta-feira
Tristeza não tem fim
Felicidade sim
A felicidade é como a gota
De orvalho numa pétala de flor
Brilha tranqüila
Depois de leve oscila
E cai como uma lágrima de amor
A minha felicidade está sonhando
Nos olhos da minha namorada
É como esta noite, passando, passando
Em busca da madrugada
Falem baixo, por favor
Pra que ela acorde alegre com o dia
Oferecendo beijos de amor
Mister No'nun müzikle dolu maceralarından biri de
YAĞMUR'dur.
Mister No bu macerasında daha sonra sevgilisi olacak Yale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Patricia Rowland ile tanışır. :D
Yine bu macerada karşımıza jaz şarkıcısı Patty Winter'da çıkar. Bonelli'nin sitesinde Dana Winter olarak geçen bu sevimli karakter erkek olmasına rağmen adının kadın adını çağrıştırması nedeniyle sürekli sorun yaşamaktadır. ;D
Paulo Adolfo'nun Alvorada isimli barında şarkı söyleyen Patty Winter ilk gecesinde, ABD'li bir kadın şarkıcı bekleyen Manaus'lular tarafından pek de hoş karşılanmaz. :D
Programına
My Funny Valentine ile başlayan şarkıcı gelen tepkiler üzerine şarkısını yarım keser.
Bu şarkıyı 1950'lerin başında seslendiren
Chet Baker'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=jvXywhJpOKs
Bardakilerin tepkisi üzerine Winter dinleyicilere şarkı isteyebileceklerini söyler. Mister No hemen bir şarkı ister.
I Only Have Eyes For YouMister No bu şarkı için bir çok kez benim şarkım demiştir. Maceranın ilerleyen bölümlerinde kahramanımız bu şarkı eşliğinde Patricia Rowland ile dans eder.
Mister No'nun Martin Mystere ile beraber olan Skynet'ten Kaçış macerasında Diana ile yanak yanağa dans ettiği şarkı da yine I Only Have Eyes For You'dur. ;)
Mister No ve şarkıcı Winter arasında şu dialog geçer:
Mister NO:
I Only Have Eyes For You adlı parçayı biliyor musun Winter?Petty Winter:Evet Tabii
MN:
Onu söyle. En az iki yıl var ki hiç bir yerde dinlemedim.PW:Benim için zevk bu bayım.Bu parça gerçek müzikseverlere hitap eden bir melodidir.
Winter şarkıyı söylerken arkasına yaslanan Mister No, sigarasından derin nefesler çekerek keyifle şarkıyı dinlerken bardaki diğer müşterilerin taşkınlıkları üzerine şarkı yarım kalır. Tabii Mister No'nun olaya müdahalesi ile olaylar büyür. :)
Bu şarkıyı en iyi yorumculardan
Frank Sinatra'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=7iyYVq_G-QQ
Mister No daha sonra dolaşırken Winter'ın sesini duyar. Ve söylediği şarkıya katılarak düet yapar. Bu şarkı George Gershwin 1935 tarihli unutulmaz Porgy ve Bess müzikalinden
Summertime isimli şarkıdır.
Bu şarkıyı
Ella Fitzgerald ve
Louis Armstrong ikilisinden dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=MIDOEsQL7lA
Amazon nehrinde bir grup insanla yola çıkan Mister No, Winter'ı da tekneye almıştır. Uzun yol boyunca gitarı ile şarkılar söyleyen Winter'ın söylediği şarkılardan biri de
It Had To Be You'dur.
Bu şarkıyı en iyi yorumlayan şarkıcılardan biri de unutulmaz
Billie Holiday'dir.
http://www.youtube.com/watch?v=LwdC58OFcyE
Yine nehirde geçen bir gece Mister No sigarasını içerken Petty Winter gitar çalıp şarkı söylemeye başlar.
Söylediği şarkı Mister No'nun en sevdiğim şarkılardan biri dediği
Basin Street Blues'dur.
Mister No bu şarkıyı duyduğunda :
Hmm dinlemeyeli kimbilir ne kadar zaman oldu? İki belki de üç yıl...Son olarak New Orleans'da Basin Street Bar'da dinlemiştim.Önce adı geçen caddenin (Basin Street) 1950'lerdeki halini görelim.
Bu şarkıyı
Jo Stafford ve
Frankie Laine ikilisinden dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=xj0Vjgw5GNY
Yeni gönderilen iletilerede gördüğümde en heyecanlandığım başlık bu. Teşekkürler Mister NO. Bence harikulade bir iş yapıyorsun.
Formumuzun entellektüel seviyesini artıran, farklı bir bölüm. Teşekkürler.
Mister No'nun
ŞAMPİYON isimli macerası bizleri futbol dünyasına götürür.
Brezilya'da hiç kuşku yok ki en popüler spor futboldur. Oysa Manaus'ta yaşayan Mister No, beyzbolu seven bir kişi olarak futboldan anlamaz ve sevmez. Bir futbol tutkunu olan arkadaşı SS'in çabalarına rağmen futbolla ilgilenmez, hatta sıkıldığını açık açık ifade eder.
1950'lerin Dünya Kupaları, futbolcuları, takımlarının anıldığı keyifli bir maceradır Şampiyon.
Bu macerada futbolun içindeki bahis şikelerine tanık oluruz. Günümüz futbolunun endüstriyel bir hal alması ile çok daha farklı ilişkilerin işin içinde olduğunu bilerek 1950'lerden günümüze çok da olumlu anlamda bir değişim olmadığını görürüz.
Manaus'un Nacional takımından Kolombiya'nın Millionarios takımına tranfer olan arkadaşları Jesus'u görmek için Mister No, SS ve barmen Paulo ADOLFO, Kolombiya'ya giderler.
Her zaman kahramanlarımıza içki servisi yaparken gördüğümüz Paulo Adolfo, bu kez kendisi bilgi toplamak için bir gece kulübüne gider.
Gittiği mekan Latin Amerika folk şarkıları çalınan bir mekandır. Burda çalınan şarkıları Mister No dinlemese de hiç kuşku yok ki bu şarkıların hepsini bilmektedir.
Mi Cafetal isimli şarkının Kolombiya'da çok popüler olduğunu kahramanımızdan öğreniriz. Bu şarkıyı
LOS PANCHOS'tan dinleyelim.
Mi Cafetal
Aunque la gente vive criticandome
Me paso la vida sin pensar en na
Porque la gente vive criticandome
Paso la vida sin pinsar en na
Pero no sabiendo que yo soy el hombre
Que tengo un hermoso y lindo cafetal
Pero no sabiendo que yo soy el hombre
Que tengo un hermoso y lindo cafetal
Yo tengo mi cafetal
Y tu ya no tienes na
Nada me importa que la gente diga
Que no plata que no tengo na
Pero no sabiendo que yo soy el hombre
Que tengo mi vida bien asegura
Yo tengo mi cafetal
Y tu ya no tienes na
http://www.youtube.com/watch?v=5lWKmPs9R-M
Latin Amerika folk şarkılarının bazıları müziğin aynı sözlerin ise farklı olduğu şarkılardan oluşmaktadır. Bu nedenle sıradaki şarkılara ulaşmak gerçekten zahmetli oldu. :D
Bu şarkılardan biri
Las Hojas Tienen MudanzaGracias a Dios que ya tengo
la libertad en mi pecho
ya no tengo quien me diga
ande has ido, que te has hecho
En la puerta de mi casa
tengo un árbol de esperanza
cada vez que voy y vuelvo
las hojas tienen mudanza
Señorita de fulana
blanca flor de mi rastrojo
pa' que te conocería
pa' llenarme de antojos
Este charango que toco
tiene boca y sabe hablar
sólo le faltan los ojos
para ayudarme a llorar
El anillo que me distes
se me quebro en mil pedazos
el consuelo que me queda
es dormir en tus brazos
El sol en hebras de oro
en tus ojos se coloca
como el sol quisiera ser
para besarte la boca
No quiero prenda con dueño
que me la quiten mañana
quiero prenda que me dure
hasta que me dé la gana
Matecito sobre el agua
capuchito de algodon
candadito de mi pecho
llave de mi corazón
Bu şarkıyı en iyi yorumcularından
Leon Gieco'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=CtAAWHxDGms
Bölümümüzün adını bu sefer Paulo Adolfo'nun Sevdiği Şarkılar olarak değiştirmek gerekecek sanırım. :)
Paulo Adolfo'nun dinlediği şarkılardan biri de bir çok versiyonu olan
Yo me enamore de un aire'dir.
YO ME ENAMORE DE UN AYRE
Yo me enamoré de un ayre;
de un ayre de una mujer.
De una mujer muy hermoza
linda de mi corazón.
Yo me enamoré de noche,
y la luna me engañó.
Si otra vez yo me enamoro,
sea de día y con sol.
Bu güzel şarkıyı en iyi latin folk yorumcularından
Joaquin Diaz'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=1Fb5eYnOQXk
super bir calisma olmus sevgili mister no tebrik ederim.bu site gercekten bagimlilik yapiyor buradai cizgi roman hakkinda genis bilgi sahibi arkadaslarla olmak ve yazilanlari okumak bilgi sahibi olmak cok guzel bir cok kahraman hakkinda pek cok sey ogrendim bu sitede hikayelerin anlatimi kahramanlar hakkinda verilen bilgiler insani gercektende cizgiroman okumaya itiyor.bu sitede olmak cok guzel gercektende umarim hic bitmez.
Mister No'nun
SAVAŞ TUTSAĞI isimli macerasında, kahramanımızın 2.Dünya Savaşı yıllarında Uzak Doğu'da başından geçenler anlatılır.
Kwai Köprüsü filminden esintiler de taşıyan macera, Mister No'nun en kanlı maceralarındandır.
Manaus'a tatile gelen arkadaşı Alan Chambers'a, Birmanya'daki çalışma kampında yaşadıklarını anlatır kahramanımız. Arkadaşını şehirde ve ormanda gezdiren kahramanımız, fırsat buldukça da başından geçenleri anlatır.
Paulo Adolfo'nun barından tanıdığı Dolorice'nin kuzeni Camilla ile Cruz De Sol isimli bara giden Mister No, Camilla ile sohbet ederken barda
I Only Have Eyes For You çalmaktadır.
ESRARENGİZ KATİL isimli macerasında bu şarkıyı hatırlayan kahramanımız kendisini bir yolculuk filminde gibi hayal etmişti.
Bu sefer bir barda, yanında güzel bir kızla bu şarkıyı dinlerken buluruz kendisini.
I Only Have Eyes For YouAre the stars out tonight?
I don't know if it's cloudy or bright
'Cause I only have eyes for you, dear
The moon may be high
But I can't see a thing in the sky
'Cause I only have eyes for you.
I don't know if we're in a garden
Or on a crowded avenue
You are here, so ** I
Maybe millions of people go by
But they all disappear from view
And I only have eyes for you
I don't know if we're in a garden
Or on a crowded avenue
You are here, so ** I
Maybe millions of people go by
(they all disappear from view)
And I only have eyes
For You
Bu şarkıyı daha önce Frank Sinatra'dan dinlemiştik.
Maceramızda sahnede
I Only Have Eyes For You bir kadın tarafından yorumlandığı için caz müziğinin 2 güçlü sesinden bu şarkıyı dinleyelim. Her ikisi de Mister No'nun çok sevdiği şarkıcılar arasında.
Billie Holidayhttp://www.youtube.com/watch?v=exU_Z4EkgOg
ELLA FİTZGERALDhttp://www.youtube.com/watch?v=DkVbgnL_E6o
KORKUSUZLAR macerası, sıcak bir yaz günü Manaus Havaalanı görüntüsü ile başlar. Mister No uzanmış şezlongda gazetesini okurken, Agustino da kahramanımızın uçağını yıkamaktadır. Keyfi yerinde olan Mister No daha önce bu bölümde bahsi geçen
Summertime şarkısını söylemektedir.
Summertime,
And the livin' is easy
Fish are jumpin'
And the cotton is high
Oh, Your daddy's rich
And your mamma's good lookin'
So hush little baby
Don't you cry
One of these mornings
You're going to rise up singing
Then you'll spread your wings
And you'll take to the sky
But until that morning
There's a'nothing can harm you
With your daddy and mammy standing by
Summertime,
And the livin' is easy
Fish are jumpin'
And the cotton is high
Your daddy's rich
And your mamma's good lookin'
So hush little baby
Don't you cry
Bu şarkının yer aldığı Porgy and Bess, George Gershwin'in üç perdelik popüler operasının adıdır. Operanın librettosu Dubose Heyward ve Ira Gershwin tarafından yazılmıstır ve Dubose Heyward'ın Porgy isimli romanından ve aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanmıstır. Operanın prömiyeri ise, 10 ekim 1935'te New York'ta yapılmıştır. Gershwin'in ünlü Summertime sarkısı da, bu operadaki Clara karakterinin çocuğuna söylediği bir ninnidir aslinda.
George GershwinSummertime şarkısını bu sefer Diahann Carroll'dan dinleyelim. Hem de operanın başka şarkılarının da yer aldığı geniş bir bölümün giriş şarkısı olarak.
DIAHANN CARROLLhttp://www.youtube.com/watch?v=2ZsVMQSCXyk&feature=related
Maceranın ilerleyen bölümlerinde karşımıza Marilyn Monroe'dan esintiler taşıyan Mindy çıkar. ;)
Marilyn MonroeMindy barda Mister No'nun dilinde marş olan
When the Saints Go Marching In şarkısını söylemektedir. Ancak fiziksel güzelliğinden çok uzak bir sese sahip olan Mindy çevresindekilerden şarkıcılıktan vaz geçmesi yönünde tepkiler alır.
Bu bölümde bir kaç kez konusu geçen bu şarkıyı bu sefer günümüzün yorumcularından
Bruce Springsteen'den dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=aff_zv76sCY&feature=related
Sevgili Mister No kızmazsa araya girip Summertime'ı birde Tülay German'dan dinleyelim ::)
http://www.youtube.com/watch?v=VPTRwjUNOtg (http://www.youtube.com/watch?v=VPTRwjUNOtg)
Alıntı yapılan: alan ford - 16 Eylül, 2012, 23:56:05
Sevgili Mister No kızmazsa araya girip Summertime'ı birde Tülay German'dan dinleyelim ::)
http://www.youtube.com/watch?v=VPTRwjUNOtg (http://www.youtube.com/watch?v=VPTRwjUNOtg)
Ne demek dostum. Bu şarkıyı Türkiye'de Tülay German'dan daha iyi yorumlayan olmadı. Onun sesinden bu güzel şarkıyı dinlemek büyük keyif. :)
Mister No'nun en ilgi çekici maceralarından birisi de
Gizli Ajan Z3'dür.
Bu macera Poseidon Operasyonu, Timsah Adamlar gibi farklı isimlerle de anılan maceradır. Ormanın derinliklerinde geçen bu fantastik macerada, kahramanımız, arkadaşı SS'in eski komutanını bilimsel bir araştırma yapması için Rio Demini'ye götürür.
Yolda kendilerine rehber ve yardımcı bulmak amacıyla Barcelos'a uğrarlar. Mister No burada tanıdığı kişilerle sohbet eder şakalaşır. Herkese bira ısmarlayacağını söyleyerek hep beraber bara doğru giderlerken, bir ağacın altında oturmuş şarkı söyleyen Carlos:
-
Hey Amerikano, Bana da bir bira var mı? diye sorar.
Mister No:
Bir değil iki bira var. Ama bir şartla Carlos. Eğer Yağmur'u çalarsan
der.
İşte Mister No'nun istediği Yağmur şarkısı.
It's Raining Tears From My EyesŞarkıyı
Ella Mae MORSE'dan dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=V7ewBBqB1RM
emeğinize sağlık..tam bir çizgi roman belgeciliği..sayenizde son 2 saattir verdiğiniz linklerden yola çıkıp 1950 ve 60'ların şarkılarını (you tube sağolsun..) dinliyorum ara ara.. :)
Mister No'nun ABD'de geçen maceralarından biri de
Ateş Kasırgası'dır.
Florida Ormanları'nın olduğu bölgede yoluna devam eden Mister No, arkadaşı Alan Chambers ile karşılaşır. Chambers, orman yangınlarına uçakla havadan müdahale edecek bir ekibin eğitimi
ile ilgili görevlidir. Kahramanımız arkadaşı ile eğitim yerine giderken, ormanda çeşitli nedenlerle bulunan insanlar kendilerini büyük bir yangının içinde bulurlar. Onları kurtarmak Mister No'ya
düşer elbette. :)
Orman yangınına sebep olan kişiler araba ile ormanlık bölgede gezen Ernest Sladek ve sevgilisi Susan Pritchard'dır. Ernest'ın sigarasını yakarak yere attığı kibrit büyük bir yangının
başlamasına neden olur.
Bu ikili arabaları ile gezerken radyoda "İn the Still of the Night" çalmaktadır.
1956 yılına ait bu şarkıyı
Fred Parris and The Satins söylemektedir.
Fred Parris and The Satins In the Still of the Night - Fred Parris and The Satins (http://www.youtube.com/watch?v=fBT3oDMCWpI#)
Hasan, aylar sonra yeni bir paylaşım hazırlarken, bu sayfayı hatırlatman güzel bir tesadüf oldu. :D
Alıntı yapılan: Mister NO - 26 Temmuz, 2013, 23:33:08
Hasan, aylar sonra yeni bir paylaşım hazırlarken, bu sayfayı hatırlatman güzel bir tesadüf oldu. :D
In the Still of the Night çok iyi bir şarkı.
1993 yılında Boyz II Men'de söylemiş.
Boyz II Men - In The Still Of The Night (I'll Remember) [Five Satins] (http://www.youtube.com/watch?v=X7RMiaVLBW8#)
Burada esen nostalji rüzgarlarını tekrar hissetmek, bu sıcak yaz gecesinde içimizi serinletti. :)
Mister No'nun adeta Country müziğine saygı duruşu niteliğindeki macerası
Nefret Tohumu'dur.
Hank Brooks isimli country şarkıcısı ile Bartlesville- Virginia'ya gelen Mister No, Brooks'un geçmişine ait sorunların tam orta yerinde kalır. Hem de bütün bir kasabaya karşı.
Hank Brooks karakteri gerçekte Hank Williams'tan esinlenerek yaratılmış bir karakterdir. Çizimlerde fiziki benzerlik oldukça yüksektir. Williams da çok genç yaşta country müziğinde zirveye
çıkmış ve sadece 29 yaşındayken 1953 yılbaşı sabahında alkol ve aldığı hapların etkisi ile kalp yetmezliğinden ölmüştür. Öldüğü yer ise Oak Hill- West Virginia'dır.
HANK WİLLİAMSNefret Tohumu macerası Hank Williams'ın "
All the love I Ever had" isimli şarkısı ile başlar.
Bu şarkıyı dinleyelim
http://mp3.zing.vn/bai-hat/All-The-Love-I-Ever-Had-Hank-Williams/ZWZDOZBF.html (http://mp3.zing.vn/bai-hat/All-The-Love-I-Ever-Had-Hank-Williams/ZWZDOZBF.html)
Hank Brooks kasabanın küçük ve salaş barlarından birine gitmiş ve oradakilere şarkı söylemektedir. "
Beyazların blues çalamadığını söylerler. Ama ben inanmıyorum. Bana kalırsa bu
insanın derisinin rengiyle değil, duygularıyla ilgili bir mesele" der.
Sonra da söyleyeceği şarkıyı oradakilere ithaf ettiğini söyler. Bahsi geçen şarkı
Blind Willie Mc Tell'in yazdığı "
Broke Down Engine
Blues"dur.
BLIND WILLIE MC TELLŞarkıyı kendisinden dinleyelim.
Broke Down Engine Blues - BLIND WILLIE McTELL, Blues Guitar Legend (http://www.youtube.com/watch?v=kRp02P8SfVA#)
İlerleyen bölümlerde Brooks'un gençliğine gideriz. Sevgilisi Susan Stillman ile üstü açık arabasında birbirlerine sevgi sözcükleri söylerken radyoda Hank Williams'ın "
Ring of Fire" şarkısı çalmaktadır.
Bu şarkıyı önce Johnny Cash'ten dinleyelim.
JOHNNY CASHJohnny Cash - Ring of Fire (http://www.youtube.com/watch?v=It7107ELQvY#)
Sonra da Hank Williams'ın oğlu
Hank Williams Jr'dan dinleyelim.
Hank William Jr - Ring of fire (http://www.youtube.com/watch?v=ylgeL6I7G9o#)
Bu maceranın devamı
İntikamın Bedeli isimli macerada devam etmektedir.
Mister No ve Hank kasabanın şerifi tarafından yakalanarak hapsedilmiştir.
Mister No:
Seni şarkı söylerken hiç dinlemedim. (Şerif yardımcısını kastederek) Onun için olmasa da benim için söyle der.
Hank Brooks bu sefer yine Hank Williams'ın ünlü şarkılarından birini, "
Angel of Death"i çalar.
Hank Williams Angel Of Death (http://www.youtube.com/watch?v=EMs1QVW_yjk#)
Mister No maceranın sonunda kaybettiği arkadaşının hüznü ile kasabadan ayrılır. Bindiği araba kasabadan uzaklaşırken radyoda Hank Williams'ın bir başka hüzünlü şarkısı çalmaktadır.
Lost HighwayLost Highway ~ Hank williams (http://www.youtube.com/watch?v=lCgicPdsxxg#)
Maceranın sonunda Hank Brooks için mezarına bir anıt dikilmiştir. Biz de Hank Williams'ın anıtına ve mezarına bir göz atalım ve bu usta şarkıcıyı analım.
Mükemmel bir tanıtım olmuş.
Epey emek harcamışsın, çok teşekkürler.
Alıntı yapılan: hanac - 31 Temmuz, 2013, 10:06:13
Mükemmel bir tanıtım olmuş.
Epey emek harcamışsın, çok teşekkürler.
Haklısın sayın Adminim.
Mister No okurken ilginç bilgilere ulaşmak mümkün oluyor.
Özellikle Nefret Tohumu macerasında Hank Brooks karakteri müzik konusunda bana yeni kapılar açtı. Gerekli araştırmayı yaparken yeni şeyler öğrenmek güzel.
Öğrendiklerimi burada çizgi roman severlerle paylaşmak da işin keyifli yanı.
Mister No'nun Sevdiği Şarkılar ile Mister No ve Sinema başlıklarında çizgi romana farklı bir pencereden bakmaya çalışıyorum.
Alıntı yapılan: Mister NO - 31 Temmuz, 2013, 10:44:55
Haklısın sayın Adminim.
....
Mister No'nun Sevdiği Şarkılar ile Mister No ve Sinema başlıklarında çizgi romana farklı bir pencereden bakmaya çalışıyorum.
Çok da iyi yapıyorsun bu işi ,teşekkürler tekrar.
Polisiye film gibi senaryosu ile dikkat çeken
Maskenin Arka Yüzü isimli macerasında kahramanımızı araba yarışlarında birincilik kazanırken görürüz.
Mister No'yu araba yarışlarına katılmaya ikna eden ise Mike isimli, tek tutkusu arabalar ve araba yarışları olan kişidir. ABD'de yoluna devam eden Mister No para kazanmak için çalıştığı oto tamirhanesinde Mike ile tanışır.
Mike'ın bozulan arabasını tamir eden Mister No barda kendisini bekleyen Mike'ın yanına gelir. İçki içip sohbet eden ikili bara gelen ve Mike'a sataşan kişilerle kavga ederler. Mister No'nun sol kroşesi adamların en irisinin suratında patlar ve adam yumruğun şiddeti ile müzik kutusuna çarpar. Çarpmanın etkisi ile bir plak yuvarlanır ve müzik kutusunda çalmaya başlar.
Çalan şarkı Elvis Presley'in söylediği
Hound dog'dur.
ELVİS PRESLEYYou ain't nothin but a hound dog
Cryin all the time.
You ain't nothin but a hound dog
Cryin all the time.
Well, you aint never caught a rabbit
And you ain't no friend of mine.
When they said you was high classed,
Well, that was just a lie.
When they said you was high classed,
Well, that was just a lie.
You ain't never caught a rabbit
And you ain't no friend of mine.
Biz de Elvis Presley'den dinleyelim bu şarkıyı.
Elvis Presley - Hound Dog (Live) (http://www.youtube.com/watch?v=tFtAOltn7iw#)
Mister No'yu New York'a döndükten sonra, "
SS'i Öldürün" isimli macerada arkadaşını kurtarmaya çalışırken görürüz.
Bu macerada kahramanımızın sevgililerinden arkeolog Patricia Rowlands da karşımıza çıkar.
Mister No Patricia'nın evinde, arkadaşı SS'i kapatıldığı psikiyatri kliniğinden kurtarma planları yaparken oldukça keyifsiz ve dalgındır. Bunun üzerine Patricia pikaba bir plak koyar ve
kahramanımıza:
"Seni artık tanıyamaz oldum Mister No. Sen eskiden tehlikelerden yılmazdın.. Böyle şarkılar söyleyerek belanın üzerine giderdin. Oysa şimdi surat asıyorsun. Düşüncelere
dalıyorsun. Sanki ruhun kararmış gibisin" der.
Patricia'nın çaldığı şarkı kahramanımız ile özdeşleşen "
When the Saints Go Marching In"dir. Elbette
Louis Armstrong'dan.
№5 © Louis Armstrong - When The Saints Go Marching In - 1959 in Stuttgart Germany (http://www.youtube.com/watch?v=YVCpqpUKnkY#noexternalembed)
Mister No bu sözler üzerine: "
Haklısın Pat! SS'i düşünmeyi yarına bırakıyorum. Şu anda güzel bir sarışınla beraberim ve eğlenmek istiyorum' Yeniden karşılaşmamızı kutlayalım! Haydi bir
şişe şampanya getir... Şöyle romantik bir plak seçelim. İşte bu harika" diyerek bir plak alır eline...
Billie Holiday'in en iyi şarkılarından kahramanımız tabii ki "
Body and Soul"u çalar.
Billie Holiday - Body And Soul (Verve Records 1957) (http://www.youtube.com/watch?v=CMDlk6lGQOk#ws)
Mister No'nun "
Ölüm Gecesi" isimli macerası New York Hell's Kitchen'da geçer.
Macera Hell's Kitchen'dan görüntülerle başlarken arka fonda bir İrlanda şarkısı çalmaktadır. "
Dirty Old Town"
Found my love by the gaswork croft
Dreamed a dream by the old canal
Kissed my girl by the factory wall
Dirty old town, dirty old town
I heard a siren from the dock
Saw a train set the night on fire
Smelled the spring on the sulfured wind
Dirty old town, whoa-oh, dirty old town
We're goin' to take a good sharp axe
Shining steel tempered in the fire
And we'll chop you down like an old dead tree
Dirty old town, dirty old town
Dirty old town, whoa-oh, dirty old town
And oh we'll chop you down
Oh, dirty, dirty, dirty old town
Dirty old town, dirty old town
And oh whoa-oh dirty old town
Chop you down one of these days
Şarkı
Ewan MacColl'a aittir.
Bu güzel İrlanda şarkısını kendisinden dinleyelim.
Ewan MacColl - Dirty Old Town (http://www.youtube.com/watch?v=4Wj7xZf8xm8#)
Mister No'yu Killarney Rose isimli barda çalışırken görürüz. Önce aynı ismi taşıyan bara bir göz atalım.
Mister No görevi gereği aldığı biraları bir kesimevine götürür. İçlerinden birinin çocuğu olduğu için kutlama yapan kasaplar Mister No'yu içkilerle görünce neşelenirler. Bir süre sonra
kahramanımızı da eğlenceye katılmış olarak görürüz... Kasaplar Mister No için bir şarkı çalarlar. "
Streams of Whiskey"
Last night as I slept
I dreamt I met with behan
I shook him by the hand and we passed the time of day
When questioned on his views
On the crux of life's philosophies
He had but these few clear and simple words to say
I am going, I am going
Any which way the wind may be blowing
I am going, I am going
Where streams of whiskey are flowing
I have cursed, bled and sworn
Jumped bail and landed up in jail
Life has often tried to stretch me
But the rope always was slack
And now that I've a pile
I'll go down to the chelsea
I'll walk in on my feet
But I'll leave there on my back
Because I am going, I am going
Any which way the wind may be blowing
I am going, I am going
Where streams of whiskey are flowing
Oh the words that he spoke
Seemed the wisest of philosophies
There's nothing ever gained
By a wet thing called a tear
When the world is too dark
And I need the light inside of me
I'll walk into a bar
And drink fifteen pints of beer
Iam going, I am going
Any which way the wind may be blowing
I am going, I am going
Where streams of whiskey are flowing
I am going, I am going
Any which way the wind may be blowing
I am going, I am going
Where streams of whiskey are flowing
Where streams of whiskey are flowing
Where streams of whiskey are flowing
Bu geleneksel İrlanda şarkısını
The Pogues'den dinleyelim.
The Pogues Streams Of Whiskey (http://www.youtube.com/watch?v=TaHMG_SvUkw#)
Kartalın Uçuşu isimli macerada kendimizi boks, bahis ve şike dünyasının içinde buluruz.
Kahramanımız olayların sürüklemesi ile Joe Seneca isimli boksörün antrenörü olarak bulur kendisini. Macera boyunca kaybedenler, toplumun en dibine itilenler bolca çıkar karşımıza.
Bir kenar mahalledeki yaşamı anlatan "
In the Neighborhood" isimli şarkı arka fon müziği gibi kullanılır macerada.
In The NeighborhoodWell the eggs chase the bacon
round the fryin' pan
and the whinin' dog pidgeons
by the steeple bell rope
and the dogs tipped the garbage pails
over last night
and there's always construction work
bothering you
In the neighborhood
In the neighborhood
In the neighborhood
Friday's a funeral
and Saturday's a bride
Sey's got a pistol on the register side
and the goddamn delivery trucks
they make too much noise
and we don't get our butter
delivered no more
In the neighborhood
In the neighborhood
In the neighborhood
Well Big Mambo's kicking
his old grey hound
and the kids can't get ice cream
'cause the market burned down
and the newspaper sleeping bags
blow down the lane
and that goddamn flatbed's
got me pinned in again
In the neighborhood
In the neighborhood
In the neighborhood
There's a couple Filipino girls
gigglin' by the church
and the windoe is busted
and the landlord ain't home
and Butch joined the army
yea that's where he's been
and the jackhammer's diggin'
up the sidewalks again
In the neighborhood
In the neighborhood
In the neighborhood
Bu şarkıyı
Tom Waits'den dinleyelim.
Tom Waits - In the neighborhood - (http://www.youtube.com/watch?v=fmTcSGukO4o#ws)
Mister No çalıştığı Killarney Rose isimli barda sürekli İrlanda müziği dinlemekten sıkılmıştır. Bu nedenle müzik dolabında severek dinleyeceği bir plak bulur ve onu dinlemeye başlar.
Kahramanımız yine Body and Soul'dan vaz geçememiş ve onu dinlemeye başlamıştır. Bu sırada arkadaşı Harvey ile aralarında şu konuşma geçer.
Harvey:
Müzik dolabımla oyun oynaman bitti mi?Mister No:
Sakin ol Harvey!.. Oyuncağını bozacak değilim.. Sadece birazcık hava değişsin istedim. Durmadan İrlanda müziği dinlemekten gına geldi. Bunu nasıl buldun?
Harvey:
Tamam, güzel bir şarkı'.. Ama yaşlı McFarland geldiğinde "Galway Bay"ı kaldırdığını görürse sen hesap verirsin...
Bu bölümde bir kaç kez işlediğimiz Body and Soul şarkısını bu sefer biraz daha farklı bir tarzda Chat Baker'dan dinleyelim.
Chet Baker - Body and Soul (http://www.youtube.com/watch?v=_MY1215povM#)
Harvey'in bahsettiği İrlanda şarkısı
Galway Bay iki farkı versiyonu olan bir şarkıdır.
İlk versiyonun sözleri
'Tis far away I am today from scenes I roamed a boy,
And long ago the hour I know I first saw Illinois;
But time nor tide nor waters wide can wean my heart away,
For ever true it flies to you, my dear old Galway Bay.
My chosen bride is by my side, her brown hair silver-grey,
Her daughter Rose as like her grows as April dawn to day.
Our only boy, his mother's joy, his father's pride and stay;
With gifts like these I'd live at ease, were I near Galway Bay.
Oh, grey and bleak, by shore and creek, the rugged rocks abound,
But sweet and green the grass between, as grows on Irish ground,
So friendship fond, all wealth beyond, and love that lives alway,
Bless each poor home beside your foam, my dear old Galway Bay.
A prouder man I'd walk the land in health and peace of mind,
If I might toil and strive and moil, nor cast one thought behind,
But what would be the world to me, its wealth and rich array,
If memory I lost of thee, my own dear Galway Bay.
Had I youth's blood and hopeful mood and heart of fire once more,
For all the gold the world might hold I'd never quit your shore,
I'd live content whate'er God sent with neighbours old and gray,
And lay my bones, 'neath churchyard stones, beside you, Galway Bay.
The blessing of a poor old man be with you night and day,
The blessing of a lonely man whose heart will soon be clay;
'Tis all the Heaven I'll ask of God upon my dying day,
My soul to soar for evermore above you, Galway Bay.
Dolores Keane'den dinleyelim.
Galway Bay (http://www.youtube.com/watch?v=c4hGcdtOkxE#)
İkinci versiyonun sözleri ise
If you ever go across the sea to Ireland,
Then maybe, at the closing of your day,
You can sit and watch the moon rise over Claddagh
And see the sun go down on Galway Bay.
Just to hear again the ripple of the trout stream
The women in the meadow making hay
Just to sit beside a turf fire in the cabin
And watch the barefoot gossoons at their play.
For the breezes blowing o'er the sea from Ireland
Are perfumed by the heather as they blow
And the women in the uplands diggin' praties
Speak a language that the strangers do not know.
Yet the strangers came and tried to teach us their ways
And they scorned us just for bein' what we are
But they might as well go chasin' after moonbeams
Or light a penny candle from a star.
And if there is going to be a life hereafter
And faith, somehow I'm sure there's going to be
I will ask my God to let me make my heaven
In that dear land across the Irish sea.
I will ask my God to let me make my heaven
In my dear land across the Irish sea.
Bu versiyonu ise
Bing Crosby'den dinleyelim.
Bing Crosby - "Galway Bay" (http://www.youtube.com/watch?v=b9NM3SMRtaQ#)
New York City Blues macerası hikayenin odağına bir caz sanatçısını alır.
Curtis Gray, Duke Ellington'ın orkestrası da dahil bir çok yerde saksafon solistliği yapmış ve en son olarak da Village Vanguard'da çalmaya başlamıştır.
Caz müziğinin melodilerindeki hüzün Curtis'in hayatının tam da kendisidir. Uyuşturucuya alışmış, gangsterlere borçlanmış, karısı öldürülmüş ve kızı kaçırılmıştır. Bu zor günlerinde Village
Vanguard'ın sahibi Max, Curtis'e yardımcı olurken, Mister No'da bir dost olarak yanındadır Curtis'in.
Bu maceranın ilgi çeken yanlarından birisi de beat kuşağının ve edebiyatının temsilcilerinden Jack Kerouac'ın da karşımıza çıkmasıdır.
Jack KerouacCurtis ve Mister No, tanıştıkları Jack Kerouac'ı Vanguard'a davet ederler.
Curtis Gray, Mister No'nun çok sevdiği "Body and Soul" isimli şarkıyı saksafonu ile çalarken "
Bu parçayı yeni dostum Jack'e adıyorum" der.
Biz de bu güzel şarkıyı Gerald Hayes'in saksafonundan dinlerken, Vanguard'da Curtis, Jack ve Mister No'yu hayal edelim.
Gerald HayesBody & Soul - Gerald Hayes with Azar Lawrence & Al McLean (http://www.youtube.com/watch?v=kKT5c096_8k#ws)
Curtis, Dule Ellington ve Orkestrası ile bir çok turneye çıkmış ve konser vermiştir.
Duke EllingtonBu turnelerden birisi de Amsterdam turnesidir. Hikayemiz 1958 yılında geçmektedir. Duke'ün aynı tarihli Amsterdam konserinden bir şarkı çalalım.
Mr Gentle, Mr CoolDuke Ellington - Mr Gentle Mr Cool (http://www.youtube.com/watch?v=gAIibWoTPPU#)
Duke Ellington'ın orkestra üyelerini de görebileceğimiz bir başka şarkı dinleyelim.
CaravanDuke Ellington, Caravan, Juan Tizol 1952 (http://www.youtube.com/watch?v=r95flkZciJE#)
Maceranın ilerleyen bölümlerinde, gangsterlerden biri olan Pete, geceleyin sevgilisi Maggie ile Roseland Ballroom'da Left Frizzell'ı dinlemeye gideceğini söyler.
Roseland Ballroom 1919 yılındda dans salonu olarak Broadway'de açılmış, 1940 ve 1950'lerde popüler bir big band mekan olmuş, 1956 yılında ise şimdiki yeri olan 52. Cadde'de hizmet
vermeye başlamıştır.
Roseland Ballroomİşte bu mekanda konser verecek olan
Lefty Frizzell Maceramızın geçtiği 1958 yılına ait bir şarkısını kendisinden dinleyelim
Cigarettes and Coffee Blues Lefty Frizzell ~ Cigarettes and Coffee Blues (http://www.youtube.com/watch?v=PvGbQ_rdtZA#)
Yitik Yaşamlar macerası, adı gibi derin bir hüznü barındırır.
Senaryo ve çizimlerin oldukça başarılı olduğu bu macerada, kahramanımız hafta sonu tatili için gittiği yerde, yine kendini belanın içinde bulur.
Karşımıza çıkan bütün karakterler adeta birer kaybedendir. En acımasızından, en masumuna kadar...
Psikolojik sorunları olan polis Sherman araçları bozulunca en yakın benzinliğe gitmek için yoldan geçen genç bir çiftin arabasına biner. Bobby Turner ve Susie isimli gençler Sherman'ı
arabalarına alarak yola devam ederken, nasıl bir belaya çattıklarını tahmin edemezler. Radyoda müzik dinleyen gençler, Sherman'ın "
Şu lanet radyoyu neden kapatmıyorsun
delikanlı"
diye başlayan tepkisiyle müziği kapatırken radyoda "
See you later alligator" çalmaktadır.
Sherman buralarda yokken biz bu şarkıyı rock'n rollun öncülerinden
Bill Haley and the Comets'den dinleyelim.
Bill Haley and Comets - See you later alligator (http://www.youtube.com/watch?v=W0bidd0Uhvk#ws)
See you later alligatorWell, I saw my baby walkin'
With another man today
Well, I saw my baby walkin'
With another man today
When I asked her what's the matter
This is what I heard her say
See you later alligator
After 'while crocodile
See you later alligator
After 'while crocodile
Can't you see you're in my way now
Don't you know you cramp my style
When I thought of what she told me
Nearly made me lose my head
When I thought of what she told me
Nearly made me lose my head
But the next time that I saw her
Reminded her of what she said
See you later alligator
After 'while crocodile
See you later alligator
After 'while crocodile
Can't you see you're in my way now
Don't you know you cramp my style
She said, I'm sorry pretty baby
You know my love is just for you
She said, I'm sorry pretty baby
You know my love is just for you
Won't you say that you'll forgive me
And say your love for me is true
I said wait a minute 'gator
I know you meant it just for play
I said wait a minute 'gator
I know you meant it just for play
Don't you know you really hurt me
And this is what I have to say
See you later alligator
After 'while crocodile
See you later alligator
So long, that's all, goodbye
Mister No, arkadaşı Harvey ve Harvey'in kuzeni Tommy ile arabada yolculuk ederken, Harvey:
Böyle durumlarda biraz müzik iyi gider. Aklıma bir tane geldi. Eski bir İrlanda şarkısı. Adı"
Johnny has gone for a soldier"Tommy:
Evet bu şarkıya bayılırımHarvey:
O halde sen başla Tommy
Tommy şarkıyı söylemeye başlar ve hep beraber söyleyerek yola devam ederler.
Eski bir İrlanda halk şarkısı olan
Johnny has gone for a soldier isimli hüzünlü şarkıyı önce
Pete Seeger'dan dinleyelim
Pete Seeger - Johnny Has Gone For A Soldier (http://www.youtube.com/watch?v=-kMMOnNe8gU#)
Farklı bir versiyon ise
Diane Taraz'dan
Johnny Has Gone for a Soldier (http://www.youtube.com/watch?v=KqMgjqViB5c#)
Aynı şarkıyı son kez
James Taylor'dan dinleyelim.
Johnny Has Gone for a Soldier: Women During the Civil War (http://www.youtube.com/watch?v=5i69qMQcJ0E#ws)
3 farklı versiyonu olan şarkının en çok söylenen sözleri:
Johnny has gone for a soldierHere I sit on Buttermilk Hill
Who can blame me, cryin' my fill
And ev'ry tear would turn a mill,
Johnny has gone for a soldier.
Me, oh my, I loved him so,
Broke my heart to see him go,
And only time will heal my woe,
Johnny has gone for a soldier.
I'll sell my rod, I'll sell my reel,
Likewise I'll sell my spinning wheel,
And buy my love a sword of steel,
Johnny has gone for a soldier.
I'll dye my dress, I'll dye it red,
And through the streets I'll beg for bread,
For the lad that I love from me has fled,
Johnny has gone for a soldier.
Bu güzel paylaşımlar için teşekkürler.
Umarım forum üyeleri, günün yorgunluğunu üzerlerinden Mister No şarkıları ile biraz da olsa atıyordur :)
Mister no okumak kadar şarkılarını dinlemekte bir keyif. 8)
CIA'nın Emrinde macerasında kahramanımızı bir kez daha istemese de CIA ile çalışırken görürüz.
Leo isimli gencin suçsuzluğunu ispatlamak için CIA adına çalışmayı kabul eden kahramanımız, Leo'nun annesi Darlene ile de sevgili olmuştur. Darlene'nin evinde yemek yedikten sonra
Mister No: Gel plak çalalım
Darlene: İyi olur. Gecemize biraz hareket gelir.
Mister No: Ben bir plak seçebilir miyim?
Darlene: Elbette... Ama fazla plağım yok. Angelo bizi terketmeden önce çoğunu satmıştı.
Mister No: Sıkma canını. Ortama uygun bir tane bulacağıma eminim. Demedim mi? Buldum işte! Romantik bir hava estirmek istediğinde biraz Doowop harikalar yaratır
der ve pikaba koyduğu plağı çalmaya başlar. Kahramanımızın seçtiği plak
Jack Scott'ın
My True Love'ıdır.
Jack ScottŞimdi bu şarkıyı dinleyelim:
Jack Scott - My True Love (http://www.youtube.com/watch?v=Ihczg3RFZ-E#)
Mister No çalıştığı Village Vanguard isimli jaz bara gelir. Barmen Bill ile aralarında şu konuşma geçer.
Bill: Merhaba Jerry
Mister No: Merhaba Bill. Bakıyorum grup erken gelmiş.
Bill: Bugün özel bir gün.
Mister No: Sahi mi? Neden?
Bill: İki saat önce Max'i Prestige'den aradılar. Monk ve grubu bu gece burada iki parça için canlı kayıt yapacakmış.
Mister No: Canına yandığım! Bu harika bir haber.
Mister No içinden konu hakkında :"Demek bunu da başardın Max. Vanguard tam istediğin gibi ünlü olma yolunda" diye geçirir.
Thelonious Monk daha önce de konuğumuz olmuştu.
Monk'un New York'ta farklı mekanlarda çaldığı (belki de birisi Vanguard'dır) şarkılardan oluşan
Misterioso albümünden
In Walked Bud isimli şarkıyı dinleyelim.
Thelonious Monk - In Walked Bud (http://www.youtube.com/watch?v=FuHjgKQDofs#)
Ateşten Sokaklar macerasında kahramanımız CIA ile gönülsüz işbirliğine devam eder. Derin devlet ilişkileri, mafya, uyuşturucu ticareti, bütün bu
pis ilişkilerin içinde Mister No tek başına ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Sevimli pilotumuzun, Killarney Rose isimli barda barmen olarak çalışan arkadaşı Harvey Fenner ise sevdiği kadını yıllar sonra bulmuş ancak çabuk kaybetmiştir. Harvey'in sevgilisi Mercedes, bir takım
hırslarının sonucunda öldürülür. Harvey olay yerinde karşılaştığı asker arkadaşı Myrtle Evans'ı tanır ve cinayetten Evans'ı sorumlu tutar.
Harvey ve Evans deniz piyadesi olarak İwo Jima çıkarmasına katılmış iki iyi dosttur. Evans çatışma sırasında Harvey'nin hayatını kurtarır ve iki arkadaş
The Halls of Montezuma marşını söyleyerek birliklerine geri dönerler.
The Halls of Montezuma full version (http://www.youtube.com/watch?v=SwS6OkgUXKE#ws)
From the Halls of Montezuma
To the Shores of Tripoli;
We will fight our country's battles
In the air, on land and sea;
First to fight for right and freedom
And to keep our honor clean;
We are proud to claim the title
of United States Marine.
Our flag's unfurled to every breeze
From dawn to setting sun;
We have fought in ev'ry clime and place
Where we could take a gun;
In the snow of far-off Northern lands
And in sunny tropic scenes;
You will find us always on the job--
The United States Marines.
Here's health to you and to our Corps
Which we are proud to serve
In many a strife we've fought for life
And never lost our nerve;
If the Army and the Navy
Ever look on Heaven's scenes;
They will find the streets are guarded
By United States Marines.
yine "Halls of Montezuma" adlı ve pasifik okyanusunda japonlarla karşı karşıya gelen amerikan denizcilerinin hikayesini anlatan filmin tarihi 1951
Namlunun Ucunda macerası uyuşturucu tacirleri ve mafyanın çatışmasının doruğa çıktığı bir maceradır.
Don Antonelli'nin oğlu Calogero New York'ta bir takım mafya işlerini yönetmektedir. Uyuşturucu ticaretinde daha çok kazanç olduğunu görünce bu piyasayı ele geçirmek için uyuşturucu
taciri Morgan ile amansız bir çatışmaya girer. Adamlarına Morgan'a ait fabrikayı ve limandaki depoyu yerle bir etmeleri talimatı verir. Babasının karşı çıkmasına ve uyarılarına rağmen
Calogero uyuşturucu işinde payını arttırmaya çalışmaktadır. Babasının düşüncelerini şu sözleri ile küçümser:
Bu mesele kapandığında, babam da bana saygı duymayı öğrenecek. He he
müzik konusunda da çok geri kafalı. Hala geçmişe bağlı ama geçmişin artık hiç önemi kalmadı. Zaman değişti. Günümüzün müziği artık Rock'n Roll... Onu dinlerken kendini güçlü ve
yenilmez hissediyorsun. Dünyayı parmağında oynatabileceğini düşünüyorsun. Onu havaya uçurup bin parçaya ayırdığını sonra yeniden istediğin gibi inşa edebileceğini...Calogero bunları düşünürken bir plak seçer ve dinlemeye başlar. Seçtiği plak
Elvis Presley'in
Heartbreak Hotel
isimli plağıdır.
ELVİS PRESLEY1955 Yılında piyasaya çıkan ve çok kısa bir sürede 1 milyondan fazla satan Heartbreak Hotel şarkısını 1956 yılına ait görüntülerle
KRAL'dan dinleyelim.
Elvis Presley - Heartbreak Hotel (http://www.youtube.com/watch?v=U-iZ4HCS9sg#)
Son zamanlarda, bir takım nedenlerle çok zaman ayıramadığım bir bölüm "Mister No'nun Sevdiği Şarkılar"
YouTube yasağı da elbette işin teknik yönünü etkiliyor. Haziran ayı ortalarından sonra hobilerime daha fazla zaman ayırabileceğim. Umarım bu sürede YouTube yasağı da kalkmış olur.
Elbette sitenin alan sorunu da çözülmüş olur ;)
Tekrar sevgili dostumuz Mister No'ya dönecek olursak "Body and Soul" şarkısını ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz.
26 Nisan akşamı Nardis Jazz Club'daydım.
O akşam Clubde Meltem Ege 6tet çıkıyordu. Meltem EGE isteğimi kırmadı ve "
BODY AND SOUL"u çok başarılı bir performansla söyledi.
Mister NO'nun Sevdiği Şarkılar bölümünü hatırlarken, bu güzel anımı da sizlerle paylaşmak istedim. :)
Böyle daha güzel olmuş sanki.illede video olması gerekmiyor.Mesajın içinde bir linkde gösterilebilir.... ::) :D :)
Kahramanımız müziği her ortamda sever. ;)
Bu bölümde Mister No'nun en çok sevdiği şarkılardan birisi olan "
Strange Fruit"den bahsetmiştik.
Caz klasiklerinden olan bu şarkının bestelenme hikayesi oldukça ilgi çekici.
Strange FruitSouthern trees bear strange fruit,
Blood on the leaves and blood at the root,
Black bodies swinging in the southern breeze,
Strange fruit hanging from the poplar trees.
Pastoral scene of the gallant south,
The bulging eyes and the twisted mouth,
Scent of magnolias, sweet and fresh,
Then the sudden smell of burning flesh.
Here is fruit for the crows to pluck,
For the rain to gather, for the wind to suck,
For the sun to rot, for the trees to drop,
Here is a strange and bitter crop.
GARİP MEYVEGüney'in ağaçlarında yetişir garip bir meyve,
Yapraklarında kan, köklerinde kan,
Kara bedeni güneyin meltemiyle sallanır,
Kavak ağaçlarından sarkar bir garip meyve.
Gösterişli Güney'in pastoral manzarası,
Gözler şişmiş, çarpılmış ağzı,
Manolyaların parfümüne, tatlı ve taze,
Aniden karışır kavrulan bir bedenin kokusu.
Kargaların koparması içindir bu meyve,
Yağmurun ıslatması, rüzgarın emmesi,
Güneşin çürütmesi, ağaçların düşürmesi için,
Garip olduğu kadar acıdır bu meyve.
" Strange Fruit " linç karşıtı bir protesto amacıyla, Bronxlu, Komünist Parti üyesi ve beyaz bir lise öğretmeni olan Abel Meeropol, tarafından yazılmış bir şiirdir .
Meeropol, 1930'da Marion, İndiana'da linç edilen Thomas Shipp ve Abram Smith'in Lawrence Beitler tarafından çekilen fotoğrafını görmüştü. Şiirinde, o linç görüntülerinden duyduğu dehşeti dile getirdi . Şiirini New York Teacher adlı bir sendika dergisinde 1937 yılında " Strange Fruit" başlığı altında yayınladı .
Meeropol çoğunlukla şiirlerini bestelemek için başkalarına (özellikle Earl Robinson) başvurmasına rağmen, "Strange Fruit"i bizzat besteledi. Şarkı New York ve çevresinde bir protesto şarkısı olarak belli bir başarı kazandı.(Daha sonra önemli bir şarkı yazarı olarak tanınan Abel Meeropol, anti-komünist savcı Joseph McCarthy'nin döneminde idam edilen Rosenberg'lerin iki oğlu Michael ve Robert'ı da evlatlık almıştır).
ABEL MEEROPOLLawrence Beitler'ın çektiği bahsi geçen fotoğraf
" 'Strange Fruit'u yazdım çünkü linçten, adaletsizlikten ve bunu sürdüren insanlardan nefret ediyorum!" Meeropol, 1935 yılında 30 yaşlarındayken, onu bu şarkının sözlerini yazana kadar rahat bırakmayacak bir linç fotoğrafı görmüştür. Sözleri, komünist yayın organlarında yayımlanmış olan 'Strange Fruit', ünlenmeden önce bir çok kez başkaları tarafından da seslendirilmiştir. Ama bu parçayı eşsiz yorumuyla dünyaya tanıtan, o zamanlar 24 yaşında gencecik bir şarkıcı olarak Café Society' isimli gece kulübünde sahneye çıkan Billie Holiday olmuştur.
Café Society'yi, solcu sempatizanı eski bir ayakkabı satıcısı olan Barney Josephson açmıştır. Burası -Harlem'i saymazsak- Amerika'da beyazlarla siyahların beraberce eğlendikleri yegane gece kulübüdür. Kulüp, kısa zamanda entelektüellerin, işçi liderlerinin, yazarların, sanatçıların, cazseverlerin, öğrencilerin ve solcuların uğrak yeri olmuştur. Charlie Chaplin'den Errol Flynn'e, Lauren Bacall'dan Langston Hughes'e, Nelson Rockefeller'dan Lillian Hellman'a kadar ilginç bir müdavim listesi vardır gece kulübünün. Hatta Eleanor Roosevelt'in hayatında ilk kez New York'ta bir gece kulübüne gitmek istediğinde, seçiminin Café Society olduğu da söylentiler arasındadır. 'Doğru İnsanlar için Yanlış Mekan' (Wrong Place for Right People) olarak reklamı yapılan bu kulüp, aslında o yıllarda belki de bu şarkının söylenip takdir edilebileceği yegane mekandır.
Şarkı bittiğinde bir an için etrafı saran sessizliği Billie Holiday bozar; "Pastoral ne demek?" diye sorar Abel Meerepol'a, istifini bozmadan. Meeropol, yukarda dizelerini Türkçe'ye çevirmeye çalıştığım "Strange Fruit" isimli şarkının bestecisi ve söz yazarıdır. 'Café Society' isimli caz kulübüne, Holiday'i şarkısını söylemeye ikna etmek için gitmiştir. Parçanın sonunda karşı taraftan çok daha farklı bir tepki, en azından bir heyecan kıpırtısı beklerken, bu basit sorunun imâ ettiği bir ilgisizlikle karşılaşan Meeropol, besbelli hayal kırıklığına uğramıştır. Café Society'nin sahibi ve bu olayın diğer şahidi Barney Josephson'a göre, durum göründüğünden de farklıdır. Josephson, Billie'nin, ırkçılığa karşı duruşuyla kıyamet koparacak, Amerikan müzik tarihini değiştirecek, Time dergisi tarafından "Yüzyılın En İyi Şarkısı" seçilecek olan bu devrimci şarkının ne anlama geldiğini bile kavrayamamış olduğunu iddia eder.
Yine Barney Josephson'a göre, Billie onu kırmamak için bu şarkıyı söylemeyi kabul eder. Josephson, "'Strange Fruit'u söylemeye başladıktan ancak aylar sonra, bir gece gözünden aşağı inen bir damla yaş gördüğüm zaman, Billie'nin şarkının sözlerini kavradığına ikna olmuştum", diyor ama, "Şunu da itiraf etmeliyim, ondan evvel de şarkıyı aynı güzellikte okuyordu" diye eklemeyi de ihmal etmiyor! Zenci kadın yazar Farah Jasmine Griffin ise, kulüp sahibinin bu sözlerini kırıcı bulduğunu, Holiday'in 'Strange Fruit'u başlarda söylemek istememesinin tek nedeninin, şarkıyı her seslendirdiğinde, çocukluğunun acımasız görüntülerine tekrar tekrar katlanmak istememesi olduğunu belirtiyor.
Sonunda o tarihi an gelir. Billie konserinin son parçası olarak ilk defa 'Strange Fruit'u seslendirir. Café Society'nin müşterileri, Amerika'da ilk kez böylesine kritik bir konuyu bu kadar cesur bir şekilde ele alan bir şarkıya tanık olmuştur. Şarkı bittiğinde kimse ne yapacağını, daha doğrusu nasıl bir tepki vermesi gerektiğini kestirememektedir. Etrafı rahatsız edici bir sessizlik kaplar. Bir müddet sonra dinleyicilerin birinden tedirgin ve cılız bir alkış sesi gelir. Bu adeta diğerlerinin bekledikleri işarettir. Bir anda herkes çılgınca alkışlamaya başlar. Bu an Amerikalı zenciler için olduğu kadar Billie için de bir dönüm noktasıdır; hayatı boyunca aradığı saygınlığı bulmuştur, o artık bir 'Lady'dir. Zaman geçtikçe dinleyicilerin tedirginliği azalır, alkışlar giderek güçlenir. Josephson, Billie'nin geceleri sahneyi terketmeden evvel söylediği son şarkının hep 'Strange Fruit' olmasını ister. Billie şarkıya başlamadan önce garsonlar son turlarını atacaklardır, çünkü şarkı başladığı andan bitene kadar servis duracaktır, kulübün sahibi böyle emretmiştir. Işıklar, şarkının başlamasıyla birlikte tamamen karartılır, küçücük bir spot yanar sadece, Billie'nin yüzünü aydınlatan. Şarkı bitince Billie derhal sahneyi terk edecek ve alkışlar ne kadar güçlü olursa olsun, selam vermek için bile geri dönmeyecektir. "'Strange Fruit'un insanların içine işlemesini istiyordum. Bunun için de araya başka hiç bir şey girmemeliydi, bütün çabam, direktiflerim bunu gerçekleştirmek içindi" diye açıklar Barney Josephson bu konudaki tavrını.
44 yıllık kısa ömrünün sonuna kadar bu şarkı Billie Holiday'in repertuarında olmazsa olmaz yerini aldı ve her söylediğinde eşsiz yorumuyla olay yarattı. Bu parçayı Billie Holiday'den dinlediğinizde teatralliğe dair hiç bir şey bulamazsınız. Katiyen ağlamaklı değildir sesi. Kararlı ve boyun eğmez bir tavrı vardır ama dinleyicinin de üstüne gitmez, bırakır herkes kendiyle hesaplaşsın. Sulu bir duygusallıktan eser yoktur, hatta kimi zaman aldırmaz bir ses tonu adeta size meydan okur. Şarkı bittiğinde ise eskisi gibi hissedemezsiniz artık. Bir kere rahatsız olmuş, bir kere daha adaletsizliğin, eşitsizliğin farkına varmışsınızdır. Billie sizi bu duygularınızla başbaşa bırakır ve çıkar gider. Bu bence bir şarkıcının erişebileceği en mükemmel yorumdur. Cazda vokal deyince bu yüzden akla ilk Billie Holiday gelir. Bize baskı kurmaz, duygularımızla oynamaz. Gelir şarkısını söyler, çıkar gider, bizi hissettiklerimizle başbaşa bırakır.
O yıllarda Amerika'nın özellikle güney eyaletlerinde zencilerin linç edilmesi yaygın bir olaydı. Resmi rakamlara göre 1889 ile 1940 yılları arasında 3833 kişi linç edilmişti. %90'ı Amerika'nın güneyindeki küçük ve fakir yerlerde gerçekleşen bu cinayetlerin işlenmesi için önemli bir sebebin oluşması da gerekmezdi. Davranışı beyazların hoşuna gitmeyen hemen her zenci bu tehlikeyle karşı karşıyaydı. Linç edilen zenciler diğerlerine ibret olsun diye ağaçlara asılır, bir çoğu yakılır ve cinsel organları tahrip edilirdi. O gün için özenle hazırlanmış olan beyazlar, adeta bir karnaval havasında gerçekleştirdikleri bu cinayetleri ölümsüzleştirmek için cesedin yanında süslü elbiseleri ve en pişkin gülüşleri ile kameralara poz verirlerdi.
Aslında ırkçılığa karşı bir söylemi olan ilk parça 'Strange Fruit' değildi. Ondan evvel 1929 yılında sözlerini Andy Razaf'ın yazdığı ve Louis Armstrong tarafından ölümsüzleştirilen 'Black and Blue' ve Ethel Waters'ın meşhur ettiği Irving Berlin bestesi 'Supper Time' da protest söylemiyle dikkati çeken parçalardı. Ancak 'Strange Fruit'la birlikte ilk kez linç ayıbı böylesine bir açıklıkla beyazların yüzüne tokat gibi vuruluyor, bu rezaletle hesaplaşmaları için meydan okunuyordu. İşte tam da bu yüzden bu eser, böylesine önemsendi, bu kadar değer kazandı. Şarkı Amerika'yı sosyal, politik ve kültürel alanlarda o kadar derinden etkiledi ki hakkında kitaplar yazıldı,
araştırmalar yayımlandı, filmler çekildi. Linci yasak edecek bir yasa çıkarmaya çalışan sivil toplum örgütleri, şarkının sözlerinin kopyasının Amerikan Kongresi'ne yollanmasını sağladılar. Bir kaç sene sonra, 1944'te ise 'Strange Fruit', Lillian Smith'in ırk ayrımcılığı hakkında yazdığı ünlü kitabının ismi olmuştu. Abbey Lincoln, Cassandra Wilson, Carmen McRae, Nina Simone, Dee Dee Bridgewater ve Sting gibi müzik dünyasının ünlü vokalistleri bu parçayı seslendirdi. İngiliz müzik dergisi 'Q Magazine' geçtiğimiz yıllarda 'Strange Fruit'u 'Dünyayı Değiştiren 10 Şarkı' dan biri olarak seçtiğini duyurdu. Pulitzer ödüllü tarihçi Leon Litwalk, bu şarkıyı Berkeley Üniversitesi'nde verdiği derslerinde referans olarak kullandı, Avrupa'da ise Apartheid karşıtı çevrenin adeta marşı haline geldi. Elijah Muhammed'in önderliğinde Malcolm X'in Amerika'da zenciler arasında yaygınlaştırdığı İslami hareketin mirasçılarından Halit Muhammed'in söylevlerinde ise sık sık kullandığı önemli bir malzemeydi.
Tabii hangi eser bir ülkedeki dengeleri bu kadar derinden sarsarsa, yasaklarla, protestolarla, engellerle karşılaşır. 'Strange Fruit' için de bu böyle olmuştur. İlk engel, şarkının plak yapılması aşamasında karşısına çıkar Holiday'in. O ana kadar çalıştığı Columbia Records plak şirketi, güneyli beyazların tepkisini çekmemek için şarkının kaydını yapmayacağını bildirir. Holiday'i daha gencecik bir kızken keşfeden John Hammond bile desteklemez kendisini. En sonunda Billie şarkıyı kaydetmek için, küçük bir plak dükkanından yönetilen Commodore Records isimli yeni bir şirketi ikna eder. Plak çıkmıştır çıkmasına ama bu defa da bunu radyosunda yayınlayacak babayiğit bulunamaz bir türlü. Öte yandan güneyde verdiği konserlerde bir kere bile 'Strange Fruit'u söyleyememiştir Billie Holiday. Hatta bir keresinde ısrarcılığından dolayı Alabama'nın Mobile kentinden kovulmuştur. Zenciler bile bu şarkıyla ilgili farklı duygulara sahiptir. Sosyal durumları çok kötü olmayanlar, beyazların öfkesini ve hiddetini artıracağı endişesiyle bu şarkının popüler hale gelmesini istemezken, hâli vakti yerinde olmayanlar, şarkının mânasını bile anlayacak eğitime sahip değillerdir. Biri kendilerine açıklamadıkça da, bu garip meyveyi henüz görmedikleri egzotik bir meyve sanmaları çok da olmayacak bir şey değildir.
Öteden beri, Billie Holiday ile ilgili yazılan ve anlatılanlara hep şüpheyle yaklaşılmıştır. Belki umursamadığından, belki çoğu zaman uyuşturucunun etkisinde olduğundan, Billie hakkındaki pek çok gerçek ya çarpıtılmıştır veya yerini şarkıcının hayal dünyasının ürünlerine bırakmıştır. Buna en çarpıcı örnek, şarkıcının 1956 yılında yayınlanan otobiyografisidir. Pek çok yanlışlarla dolu olan kitapta, 'Strange Fruit' Billie'nin kendi eseri gibi gösterilmiştir. Meeropol, kitabı yayınlayan şirketin, kendisine sonraki baskılar için 'Strange Fruit'la ilgili tüm yanlışları düzeltme taahhüdünü verdiğini söylese de, kitabın '92 yılı baskısında bir değişiklik görülmez. Öte yandan, Meeropol'un, 'Lady Sings the Blues' isimli Billie Holiday hakkındaki filmi göremeden, 1986 yılında ölmesi ise hakkında en hayırlısı olmuştur. Bu film belki de sadece Billie'nin hayal dünyasında varolan en uçuk hikayelerin anlatıldığı bir filmdir. Filmde Diana Ross tarafından canlandırılan Billie, güneydeki turnelerinden birinde bir linç olayına şahit olmuş ve bundan çok etkilenip, 'Strange Fruit'u güya hemen oracıkta kaleme almıştır. Neden sonra, filmin yapımcılarının şarkıyı ihlal etme bedeli olarak 4500 dolar ödedikleri ortaya çıkacaktır. Ödemeler elbette Meeropol'a yapılmaz, çünkü şarkının telif hakları onun değildir. 'Strange Fruit'un plağının basıldığını bile bir arkadaşından duyacaktır. Şarkısına tecavüzler bununla da sınırlı kalmayacaktır. Meeropol'un aramızdan ayrıldığı sene gösterime giren, Mickey Rourke ile Kim Basinger'ın başrolünü oynadığı 'Dokuz Buçuk Hafta' isimli erotik filmde Rourke, Basinger'ı baştan çıkarmak için ona 'Strange Fruit'u çalar!
New York'un Bronx mahallesinde bir lisede 27 yıl boyunca İngilizce öğretmenliği yapan Meeropol, aynı zamanda komünizme yakınlık duyan bir siyasi eylemci ve kaybettiği iki çocuğunun isimlerinden oluşan "Lewis Allen" takma adıyla şiirler ve şarkı sözleri yazan üretken bir yazardır. Son yıllarında kendisini en çok etkileyen olaylardan birinin, beyaz bir yahudi olmasına rağmen, "Zenci Besteciler Antolojisi"nde 'Lewis Allen' takma adıyla yer alması olduğunu anlatır. Abel Meeropol adı öte yandan bambaşka, fakat yine çok çarpıcı bir olayı çağrıştırır. Meeropol, Soğuk Savaş Dönemi sırasında Rusya'ya casusluk yapmak suçundan idam edilen Ethel ve Julius Rosenberg'in iki küçük oğlunu evlat edinen idealist bir yardımsever olarak hatırlanmaktadır günümüzde.
1958 baharı gelmiştir, 'Strange Fruit' piyasaya çıkalı tam 19 yıl olmuştur. Amerikalı ünlü zenci yazar Maya Angelou 'In the Heart of a Woman' isimli kitabında Billie'nin Los Angeles'a yaptığı ziyaretlerinden birinde, uyumadan önce, oğlu Guy'ın yatağına ilişip, ona 'Strange Fruit'u söylediğini anlatır. Şarkı bittiğinde Guy'ın bir sorusu olacaktır ünlü şarkıcıya: 'Pastoral manzara ne demek, Bayan Holiday?' Billie'nin yüzünü zalim bir ifade kaplar. Sesinde bir küçümseme sezilir adeta: "Pastoral mı ne demek? Zırdelilerin zencileri öldürmesi demek. Senin gibi küçük bir zenciyi alıp, vidalarını söküp lanet gırtlağından içeri tıkmaları demek... Allahın belası pastoral manzara bu demektir işte... "
(Billie Holiday, bu olayın üzerinden sadece bir yıl sonra, uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandığı 17 Temmuz günü, kalp ve akciğer yetmezliği sebebiyle kaldırıldığı hastanede son nefesini verecektir.)
Andante dergisi ağırlıklı olarak hazırlanmıştırŞimdi bu şarkıyı
Billie Holiday'den dinleyelim.
https://www.youtube.com/watch?v=Web007rzSOI
Çok ama çok güzel bir tanıtım olmuş. Teşekkürler Mister No. Sabah bu güzel şarkıyla uyandık sayenizde :)
Alıntı yapılan: Mister NO - 18 Aralık, 2014, 00:50:23
Bu bölümde Mister No'nun en çok sevdiği şarkılardan birisi olan "Strange Fruit"den bahsetmiştik.
Çok etkileyici bir yazı olmuş dostum. Teşekkürler.
şu yorumu da şuraya bırakmasam olmaz.
https://youtu.be/L8ydGKtLRJw