Altın Madalyon

Çizgi Roman Üzerine Genel Paylaşımlar => Çizgi Roman Muhabbetleri => Konuyu başlatan: pizagor - 29 Eylül, 2011, 11:30:32

Başlık: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 29 Eylül, 2011, 11:30:32
Çizgiromanevlerine giriyorum, etrafıma bakıyorum, mutlu oluyorum! Yepyeni, gıcır gıcır baskılarıyla yığınla çizgiroman var raflarda. Ancak hep bildik karakterler, tanıdık maceralar, şablonu belli hikayeler, artan tahmin edilirlik, azalan şaşırma hissi...

Bu ufacık çizgiroman pastasında okur (ve çoğunlukla ona göre hareket eden yayıncı) olarak tutucu tarafımızın sınırladığı çizgiroman çeşitliliğinin müsaade ettiği kadarıyla tanıyabildiğimiz, o ufak pastanın maalesef incecik bir dilimine tekabül eden yeniler de var...

İyi güzel de bu iki grubun haricinde Türkçe'ye hiç kazandırılmamış (ve muhtemeldir ki hiç kazandırılamayacak) yeni kahramanlar ve hikayeler ya da eski kahramanların yeni ve farklı yorumları yığınla duruyor!

Mesela Preacher... Türk çizgiroman okurlarının küçük bir kısmının haberdar olduğunu düşündüğüm bu serinin ilk 2 cildini edinmiştim biryerlerden, ağzım açık okumuştum. O nasıl bir kurgudur öyle! Bu kadar aykırı ve ayrı karakterin, gerçek anlamıyla ayrı dünyaların biraraya getirildiği şaşırtıcı bir hikaye. Devamını getirmek hep aklımda...

Mesela birkaç ay evvel okuduğum DC'den Crisis On Infinite Earths... Bu cildi okumadan DC evreninin DCNU öncesi halini anlamak mümkün olmaz ki...

Sırf bu forumda yazılanların beni itkilediği ve okunacaklar listesine aldığım bir 100 Bullets var, bir Y The Last Man var, bir Losers var, bir Invincible var, bir Fraternity var, bir Svoboda var...

Bu albümleri başka dillerde okuma şansı olanlar adına diyorum ki hangi ekolden olursa olsun varsa aklınızda 'okunması gerekli' kapsamında değerlendirdiğiniz bilinmeyen çizgiromanlar, İTKİLEYİN BİZİ...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: devrimk - 29 Eylül, 2011, 14:36:57
Güzel bir başlık olmuş gözden kaçan çizgi romanları keşfetmek için fırsat.

Judgement in Gotham (1991)
Batman ve Judge Dredd'in ilk ortak macerası, çizeri Simon Bisley'in en güzel işlerinden.

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/a/ac/Batman_Judge_Dredd_Judgement_on_Gotham_cover.jpg)

İç sayfa örneği aşağıda.
(http://artvarsity.com/wp-content/uploads/2009/05/batman-judge-dredd.jpg)

Yakın zamanda okuduğum Superman Secret origin (Gizli Köken) (2009)

(http://i.newsarama.com/images/smso-cv4-ds-revised-copy_02.jpg)

Superman'in çocukluğunu ele alan bir yeniden yazım. Tip olarak Christopher Reeve'i kullanmaları ayrı bir hoşluk katmış.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 29 Eylül, 2011, 14:59:03
Alıntı yapılan: devrimk - 29 Eylül, 2011, 14:36:57
Güzel bir başlık olmuş gözden kaçan çizgi romanları keşfetmek için fırsat.

Judgement in Gotham (1991)
Batman ve Judge Dredd'in ilk ortak macerası, çizeri Simon Bisley'in en güzel işlerinden.


Bu hikayeyi de içeren Batman _ Judge Dredd Files albümüyle ilgili birşey karalamıştım... Merak edenler için :

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2011/02/batman-judge-dredd-files.html (http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2011/02/batman-judge-dredd-files.html)

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1210.0.html (http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1210.0.html)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: rumar80 - 29 Eylül, 2011, 16:47:08
  Bu başlıkta kimsenin duymadığı ama ilginç olabilecek yayınlardan mı bahsedelim. Yoksa bildiğimiz çizgi romanların özel maceralarını mı?
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 29 Eylül, 2011, 16:51:09
Her ikisinden de...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: yunusmeyra - 29 Eylül, 2011, 16:53:59
aslında bu konu 2 ayrı başlıkla devam edebilir..birinde çoğunluğun bilmediği seri,dergi,kitaplar ele alınır..diğerinde ise bilinen serilerin,kitapların,dergilerin az bilinen veya bilinmediği düşünülen özel sayıları,yıllıkları,ekleri v.s. ele alınabilir..
(tabii bu konulara çocuk dergileri ve kitaplarındaki yerli-yabancı az bilinen çizgi romanlar girer mi ayrı sorun..)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: hanac - 29 Eylül, 2011, 18:28:44
Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...

O kadar çok ki, yüzlerce frankofon sayabiliriz.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ErenKoyunoglu - 29 Eylül, 2011, 18:59:38
Dünyada gayet iyi bilinen ama ülkemizde az bilinen (ve malesef Türkçe'ye tercümeleri çok ufak ihtimal olan) birçok çizgiroman var.

Y: The Last Man, Rex Mundi (Rumar kulakların çınlasın), Transmetropolitan, Criminal, Daytripper, ve çoğunuzun duymadığından neredeyse emin olduğum Rocketo bunlardan yalnızca birkaçı...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: DAMPYR - 29 Eylül, 2011, 19:04:41
Aşağıdaki çizgi romanıda listeye ekliyebiliriz.

Larry Max, IRS'nin çok az bilinen bir bölümünün, çok özel yeteneklere sahip, eşi az bulunur bir ajanıdır.

Vergi kaçıranların ve kara para aklayanların peşine düşmektedir. Bu amaçla son derce gelişmiş teknolojik aletler de kullanmaktadır.
Bu suç zinciriyle savaşırken hayatını tehlikeye atmaktan çekinmemektedir.

Hemen her serüvende, kendisini silahı bir çatışmanın ortasında ve güzel Kızlarla bulur...... :)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: rumar80 - 29 Eylül, 2011, 19:51:09
   Punisher max'i de yazan (Biri gerekli şeyler mi dedi?) Garth Ennis'in yazdığı Boys diye bir çizgi roman var. Süper tipleri denetleyen normal tipler. Çok uçuk ama o oranda değişiktir.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Peyami - 29 Eylül, 2011, 19:59:17
[IMG]http://i56.tinypic.com/2vsot3a.jpg[/img]

Okurken sıkmadı, akıcı ve merak ettiren ilginç bir senaryosu vardı. Klasik olur, defalarca okursunuz diyemem. Bana göre müthiş çizimlere de sahip değil. Herhalde daha çok senarist yanını denemek istedi MK Perker. Sonuçta bir Türk'ün elinden çıkmış sadece bir kaç farklı ve başarılı denemeden biri olarak okunması gerekir diye düşünüyorum. Benim hoşuma gitti.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: alan ford - 29 Eylül, 2011, 20:00:51
 Aslında Türkçe yayınlanan ve ne yazık ki kadri kıymeti bilinmeyen çizgi romanlar da var. En başta Kaldırım Kurdu'nu sayabilirim. Rahmetli Masist Gül'ün gerçekten başka hiç bir şeye benzemeyen bu eserini ben çok seviyorum, ama sanırım benden başka meraklısı yok.  :-[

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1138.0.html (http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1138.0.html)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ümitkr - 29 Eylül, 2011, 21:58:27
Jim Starlin'in DREADSTAR'ını önerebilirim

(http://cdn1.iofferphoto.com/img3/item/178/681/227/dreadstar-comics-collection-on-1-dvd-f3dc2.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 30 Eylül, 2011, 09:51:07
Alıntı yapılan: ümitkr - 29 Eylül, 2011, 21:58:27
Jim Starlin'in DREADSTAR'ını önerebilirim

Jim Starlin ile Batman A Death In The Family'den tanışıklığım var... Dreadstar'ı ilk defa duyuyorum, nasıl bir konusu ve kurgusu var sevgili Ümit?
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: kedidiro - 30 Eylül, 2011, 10:58:23
Filmini izlediğim günden beri ''American Splendor''un ülkemizde hiç yayınlanmamış olmasına üzülürüm...

Çizimse Crumb'ın kişilikli çizgisi, hikaye ise hayatı çizgi roman olan bizlerin hikayesi...

Amerikada yıllardır düzenli olarak yayınlanan bu çizgi roman için becerebilirsem Altın Madalyon e dergi için bir tanıtım yazısı yazmaya çalışıyorum zaten...

Başlığım hazır ''Okuyamadığımız Çizgi Romanlara Övgü 1 - American Splendor'' eh bir nal hazır, üç nalla bir atta hazırlayabilirsem ay sonuna yetiştireceğim inşallah.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 19 Ekim, 2011, 15:48:35
(http://2.bp.blogspot.com/_7QQPWxg_JyM/TOtSBMYAf7I/AAAAAAAAAnI/uglqia2VHng/s1600/kingdom+come+4.jpg)

Kingdom Come için sevgili Gambit'in başka bir başlıkta övgü dolu satırları oldu...

Kingdom Come bu başlığa alınabilecek bir albüm müdür, okuyanlar bu konuda ne düşünüyor?
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: rumar80 - 19 Ekim, 2011, 16:30:07
   Bence eklenmeli.
   Ayrıca bir çizer olarak Alex Ross'un imza attığı diğer çizgi romanlar da okunmalı.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: NIC - 19 Ekim, 2011, 17:00:43
Yıllar önce Arkabahçe'den çıkan V for Vendetta cildinin arkasında Kingdom Come için Yakında ibaresi vardı,sene 2006 tabi.Kingdom Come macerasını yakında okuyacağım,okuyunca yorum yaparım
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 29 Kasım, 2011, 12:36:15
Preacher'ın da bu başlığa eklenmesi gerektiğini düşünüyorum...

Yürekli biri çıkar da bunu Türkçe'ye kazandırır mı, bence çok zor...

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/a/a8/Preacher56.png)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ErenKoyunoglu - 29 Kasım, 2011, 15:28:08
Preacher bilinmyen çizgiromanlara girmesin artık. Vertigo'nun ünlülerinden.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 29 Kasım, 2011, 15:37:42
Alıntı yapılan: ErenKoyunoglu - 29 Kasım, 2011, 15:28:08
Preacher bilinmyen çizgiromanlara girmesin artık. Vertigo'nun ünlülerinden.

Genelleme yaparsak Türk çizgiroman okuru için (hatta İngilizce bileni için bile) Vertigo başlı başlına bir bilinmezdir sevgili Eren... Keşke öyle olmasa...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: drfuhrer - 29 Kasım, 2011, 16:06:33
yahu nedendir bilmiyorum vertigo adını okur okumaz başım dönüyor :)ciddiyim,şaka yapmıyorum,bu yüzden yayınlarına ısınamadım bir türlü...
sevgili umar sebebi ne olabilir  8)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: rumar80 - 29 Kasım, 2011, 16:10:45
   Gözlerin kızarmış ondan  ;D

  Vertigo yayınları klasik kalıp comics'leri zorlayan, daha farklı, bazen de sert ve vurucu senaryo ve çizimleri ile değişik tatlar arayanlara özel hazırlanmakta.
  Belki biraz klasik çizgi roman sevenlerdensindir.
  Not: Vertigo beni de zorlamıştır, ama bazıların tadı da bir başkadır.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ErenKoyunoglu - 29 Kasım, 2011, 18:29:27
Alıntı yapılan: pizagor - 29 Kasım, 2011, 15:37:42
Alıntı yapılan: ErenKoyunoglu - 29 Kasım, 2011, 15:28:08
Preacher bilinmyen çizgiromanlara girmesin artık. Vertigo'nun ünlülerinden.

Genelleme yaparsak Türk çizgiroman okuru için (hatta İngilizce bileni için bile) Vertigo başlı başlına bir bilinmezdir sevgili Eren... Keşke öyle olmasa...

:(
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: caretta - 15 Ocak, 2012, 20:55:54
Arkadaşlar benim durmadan sorular sormamam artık alıştılar.Ama sora sora birçok ç.r.keşfettim.Gittigidyor v.b.
satış sitelerinde ç.r.ilanları görüyorum.Ne olduklarını bilmiyorum.Gerçi kapakları filan azçok fikir veriyor da
ben formumuzdaki arkadaşlardan duymaya daha çok itibar ediyorum.Westrn,manga, fumetti,frankofon'un ne
olduğunu azçok öğrendim.Şunlar hakkında kısa kısa bilgi verir misiniz?
   Neil Gaiman
   Sandman
   Daredevil
   Wolverine
   Kick Ass
   Solomon Kane
   Kerry
  Demir Adam
  Hulk
  Kull
  Thor
  Thorgal
  Hellboy
Üçüncü Ahit
X-Men
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: alan ford - 15 Ocak, 2012, 21:13:58
  Neil Gaiman İngiliz yazar. Çizgi roman dünyasının aranan senaristlerinden. Güçlü bir kalemi ve entellektüel birikimi var. Özellikle Sandman serisiyle ünlü ki bu seri ülkemizde tam takım yayınlanan nadir comicslerden. tavsiye eder miyim? Kesinlikle evet.

  Kerry  : bence güzel bir çizgi romandı. Ama maalesef devamı gelmedi. 1001 Roman bir ara iki cildi yeni bir formatta tekrar basacağını açıkladı ama açıkçası ben pek umutlu değilim. Yani elimizde iki kitaplık bir maceranın sadece ilk cildi var. Bence ikinci cildi bekleyin

  Hellboy : Kesinlikle çok çok iyi bir çizgi roman. Ama yine yarım kalmış ve muhtemelen devamı gelmeyecek bir seri. Yine de çok güzeller. Comics dünyasından aykırı bir kahramanla tanışmak istiyorsanız kaçırmayın.

  Hulk : Zaten piyasada Planet Hulk var. İki kitaplık tam macera bence çok iyi.

  Thorgal. Ben de bu aralar tanışacağım kendisiyle . Heyecanlıyım

  X  Man . Kesinlikle Umar'a sorun. Okuduktan sonra Umar'ın yazdıklarını bir daha okuyun. En azından ben öyle yapıyorum. :D

 
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: V - 15 Ocak, 2012, 21:40:47
Kısa-kısa..

  Neil Gaiman:Sadece çizgi roman alemi içinde değil,tüm yazar tayfası içerisinde pir seviyesinde yaratıcı yazar.
   Sandman:Yukarıdaki yazarın alt metinlerini dolu dolu yazdığı öykülerinin  derlendiği çizgi roman ötesi şey..
  Daredevil:"Korkusuz " isimli Frank Miller şaheserini kesinlikle okumanız gereken kahraman.
   Wolverine:"Old Man Logan " macerası ile bence hero evreninde en çarpıcı öykülerden birisinin belkemiği olmuş kahraman.
   Kick Ass:"Süper Kahraman" olmak istiyorsanız önce okuyun-izleyin,sonra tekrar düşünün dedirten kitap.
  Solomon Kane:Conan'ın yaratıcısı Howard'ın üvey evladı. :(
   Kerry:Almaya teşebbüs etmedim,tamamlanmadı çünkü! ::)
   Demir Adam:Marvel'in günah keçisi olmayı hakeden antipatik,egoist,züppe-zengini..
   Kull:Howard'ın kral olmayı becerebilmiş 2. kahramanı,Slogan:Barbar olsun çamurdan olsun".. ;D
  Thor:Hovarda Asgard Tanrısı..
   Thorgal:Hepimizden daha fazla" insan olabilmeyi becermiş" uzaylı..
   Hellboy:Spawn'ın mesai arkadaşı,şeytanın evlatlığı
   Üçüncü Ahit:Extra New  Testament
   X-Men:Ucube hepsi ama bir türlü kabul etmiyorlar.İnsan olmak marifetmiş gibi çoğu halinden memnun değil nedense. ???
             
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ErenKoyunoglu - 15 Ocak, 2012, 22:24:03
Son zamanlarda Chew çılgınlığı başladı bende. Dünyayı kasıp kavurmuş. Bizde pek bilene pek rastlamadım.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: caretta - 15 Ocak, 2012, 22:42:05
Alan Ford ve V arkadaşlarıma teşekkür ederim.Üçüncü Ahit İncille ilgili birç.r.mı?Ne yazık ki bu ç.r.'ları görüp,karıştırmak şansım yok çünkü Kıbrıs'a hiç ç.r.gelmiyor.Üzülerek iyiki de gelmiyor diyeceğim çünkü 50 kuruşluk Türkiye gazeteleri burada 150 kuruşa satılıyor.Bu hesaba göre 23 T.L. etiket fiyatı olan bir ç.r.burada herhalde 30 T.l. olurdu.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: kalidor - 15 Ocak, 2012, 23:51:35
Alıntı yapılan: V - 15 Ocak, 2012, 21:40:47

   Thorgal:Hepimizden daha fazla" insan olabilmeyi becermiş" uzaylı.
             

Thorgal ataları da dünyadan uzaya gitmişler, daha sonra dünyaya keşif gezisi yaparlarken gemileri düşüyor. Aslı dünyalı oluyor yani ;)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: emre ozdamarlar - 24 Ocak, 2012, 15:59:43
Alıntı yapılan: ErenKoyunoglu - 15 Ocak, 2012, 22:24:03
Son zamanlarda Chew çılgınlığı başladı bende. Dünyayı kasıp kavurmuş. Bizde pek bilene pek rastlamadım.

Eren'in bu mesaji uzerine Chew'in ilk cildini okudum, ilk 5 sayiyi iceren. Cok guzel, cok eglenceli bir cizgi roman, konusu da gayet orjinal. Param olsa alir Turkiye'de yayinlarim hic dusunmeden.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: avens - 25 Ekim, 2012, 09:12:07
Yeni rastladigim Kalin Beden var ve unlu Karabina Slim.
Yildirim Kemal ile de ben yeni tanistim saniyorum.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: mutarad - 25 Ekim, 2012, 15:22:01
Kalin beden ne ola? Kime ait bilen varmi merak ettim
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: yunusmeyra - 25 Ekim, 2012, 15:26:59
"kalın beden" dediğimiz "um-pah-pah"  diyede bilinen kızıldereli ve insan irisi bir kahramanın "kırmızı urbalar" zamanında yaşadığı maceraları anlatan çizgi romandı galiba..uderzo'nun çizdiği..
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: avens - 25 Ekim, 2012, 16:26:02
Aynen, insan irisi esprili bir Kizilderili. Yalniz ben yazarlari arasinda Goscinny'i de gordum saniyorum, hatta sadece o yuzden almistim.
Resim gonderebilirim istenirse...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: serkan1019 - 18 Aralık, 2012, 17:26:58
Merhaba
Katkida bulunayim istedim. Sanirim hic Luna Brothers in çizgi romanlari bahsi gecmemis.
Sirasiyla Girls, Ultra ve Sword u herkese tavsiye ederim. Basi sonu belli seriler olmasi sebebi ile yayinlanabilecek seriler olarak da gorüyorum.

Selamlar
Serkan
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: darkwood - 18 Aralık, 2012, 20:38:28
(http://img407.imageshack.us/img407/8421/girls124bylunabrothers2.jpg)

(http://www.jadedexpressions.com/images/feature/Lunas3big.jpg)

(http://cdn.blogosfere.it/nuvoleparlanti/images/300px-Sword_3.jpg)

Sırasıyla "neden olmasın."
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: s.b - 18 Aralık, 2012, 20:44:04
Tam benlik bunlar.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 05 Haziran, 2014, 13:11:16
Önemli bir başlık ve bence çok ihmal etmişiz. Hiç yeni birşeyler deneyen yok mu? Hepimiz mi kapıldık Çizgi Düşler çizgiroman seline?
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Mrtekin - 01 Ağustos, 2014, 23:07:17
Blake Mortimer.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: serkanplt - 03 Kasım, 2014, 01:17:42
Burada bilen çoktur ama genelde kimse bilmez. 1602  ;D
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Ras Al Ghul - 09 Temmuz, 2015, 22:42:42
Buraya girer mi bilmiyorum ama diğer Batman çizgi romanlarına göre geri plandadır:

(https://c1.staticflickr.com/8/7460/27292496192_2bdc4446ee_c.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: alan ford - 10 Temmuz, 2015, 11:35:31
 İstanbul zombi 2066  topu topu 1000 adet basılmış ve hâlâ piyasada bulunabilen bu 32 kısım tekmili birden şenlikli çizgi romanı ben çok sevmiştim.  (http://images.rob389.com/UD_OBJS/MMM/11/2/1100000011419.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Ralph - 01 Haziran, 2016, 03:11:36
Bir korku-gerilim fanatiği olarak çizgi romanda korku-gerilim açlığım var. Dünya'da durum nedir bilemiyorum. Lakin ülkemizde 70'lerde yayınlanan Eerie ve Creepy(Daha sonra Lal bunların güzel, derli toplu ciltlerini çıkarmıştı) dışında hiçbir korku çizgi romanı yok(CreepyLerin de haliyle modası biraz geçti, hikayeler tahmin edilebiliyor günümüzde)...

Dünya çapında durum nedir? Yok mu şöyle uyku kaçırtan, yürek hoplatan bir korku-gerilim çizgi romanı? Outcast umarım o boşluğu doldurur. Ancak ben biraz daha Alfred Hitchcockvari eserler arıyorum çizgi romanda.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ferzan - 20 Ağustos, 2020, 01:00:35
(https://live.staticflickr.com/65535/50287631947_91ca926203_c.jpg)

    Joker Yayınları 'ndan 1991 senesinde çıkmış olan bu büyük boy, 64 sayfalık albümü bulabilirseniz edinin derim dostlar. Suat Gönülay 'ın Limon Dergisi 'nde yayınlanmış iki uzun öyküsü Hayatım Roman ve Baltalar Elimizde 'yi içeriyor. 2010 sonrası Mürekkep Yayıncılık 'tan çıkan iki albümünde bu hikayeler yok, o sebeple şayet eski Limon dergilerine sahip değilseniz bu albümü edinmenizde fayda var diye düşünüyorum.

    Suat Gönülay 'ı neden önemli bulduğumu, yerli çizgi romancılıktaki yerini ve daha pek çok şeyi sakin bir zamanda uzun bir inceleme halinde forumda masaya yatırmak istiyorum. Mizah dergilerinden çıkan ve dünya standartlarında işlere imza atan, Türkiye 'nin adeta Miguelanxo Prado 'su sayılabilecek, Heavy Metal formatına cuk oturabilecek absürt ve aynı zamanda rahatsız edici öykülerin mimarı yegane isimdir Suat Gönülay. Şükürler olsun ki Hıbır ve Leman dergilerinde yayınlanan Öğretmenim Canım Benim 1 ve 2 'yi "Ben Yaşarım" albümünde derli toplu okuyabildik. "Halkım İstesin Hemen"  albümünde de daha pek çok hikayeyi okuyabildik bir öncekinde olduğu gibi ama Hayatım Roman ve Baltalar Elimizde, yalnızca 1991 'deki bu albümde kaldı. Azül, Son Kuvayi Milliyeci, Kaynana Noktası, Dünyayı Kurtaran Kadın gibi diğer uzun metrajlar ve daha nice kaliteli hikaye dergilerde kaldı. En azından 1991 'deki ilk albümle uzun metrajların ikisi daha kurtarılmış olur şayet Suat Gönülay seven biriyseniz.

    Daha sonra detaylı incelemeler yapacağım her bir başlık için, hatta "Suat Gönülay İncelemeleri" adı altında apayrı bir alt başlıkta bu yazıları toplayacağım ama önden yukarıda paylaştığım albümde yer alan iki uzun hikayeye dair kısaca bilgi vermem gerekirse;

    Hayatım Roman; Mutaassıp bir hacı babadan ve şark kurnazı tıknaz bir sözde dindar abiden mütevellit annesiz bir ailenin eve kapatılmış körpe kızı Hasibe 'nin tekdüze hayatında tek eğlencesi çizgi romanlardır. Her hafta abisinin bayiden aldığı Tommiks, Teksas, Zagor, Conan, Superman gibi çizgi romanları, evdekiler yokken divanın altından çıkarıp okumakta, sıkıcı hayatına bu siyah beyaz sayfalar ile renk katmaktadır. Hasibe zaman içerisinde çizgi romanlara kendini fazlasıyla kaptırır ve kendi gerçekliğine ortak etmeye başlar. Ona göre abisi Çiko 'dur, karşı komşunun serseri oğlu Conan 'dır, sokağın bekçisi ileri yaşına ve koca göbeğine rağmen Tommiks 'tir, hikaye boyunca karşısına çıkacak herkes bir an için de olsa Hasibe 'ye farklı görünecektir ve Hasibe için hayat, tıpkı çizgi romanlardaki gibi bir maceraya dönüşecektir. Farkında olmadan kapıldığı bir sanrı sonrası evden uzaklaşacak, bambaşka alemlere girecek, evden kaçtığı düşünüldüğü için de hakkında katli vacip fetvası çıkacak, camiadan bir sofu silahlandırılıp namus temizlemesi için peşine salınacaktır. Hasibe ise düştüğü karanlık alemlerden kurtulmak için saflığından daha güçlü alternatifler bulmak zorundadır.

    Suat Gönülay 'ın 1989 'da Limon 'da çizdiği bu hikaye, aynı zamanda albümün kapağına da sirayet eder. Bir başka özelliği ise Gönülay 'ın ünlü tiplemesi Vakur Barut 'un ilk kez bu çizgi romanda ortaya çıkmasıdır. Tabi sadece görünüş olarak. Hikayede ismi geçmemekle birlikte karakter olarak da Vakur Barut ile alakası yoktur. Sonraları Vakur Barut 'a tip olarak ilham olmuştur.


(https://live.staticflickr.com/65535/50287643267_10ae2d31b0_c.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50287489671_32a0d24d8c_c.jpg)


    Baltalar Elimizde; Aydan ve Cem, yeni evli bir çifttir ve oturdukları ev şartlardan ötürü İstanbul 'un merkeze uzak ücra ve yeni gelişmekte olan muhitlerinden birindedir. Bir gün Cem işteyken kapı çalar, eşinin geldiğini sanan Aydan kapıda dört adamla karşı karşıya gelir. Adamlar davet edilmeksizin içeri girerler ve Aydan 'a zorla çay yaptırırlar. Genç kadın korkmakla beraber adamların niyetini sezmiştir ve eşinin erken gelmesi için dua etmektedir. Olan olur, adamlar çaylarını bitirmeye kalmadan Aydan 'a sarkıntılık etmeye başlarlar. O esnada Cem eve gelir, eşini alaşağı etmeye çalışan dört adamın ilk andaki şaşkınlığı geçer geçmez Cem 'i etkisiz hale getirirler ve genç kadına sırayla tecavüz etmeye başlarlar. Adamlar, aralarında Çetin isimli arkadaşlarının gazıyla eve gelmişlerdir. Çetin onlara bu çiftin entel olduğunu, grup yapma sevdalısı olduklarını ve tecavüz fantezileri olduğunu anlatmıştır. Adamların Çetin 'in yalan söylediğini anlaması, Aydan 'ın ilk tecavüzden sonra intihar teşebbüsünde bulunması ve Cem 'in de dağılmış ağız burunla son bir hamle edip onları bıçaklamaya çalışmasıyla olur. Bir anda aydınlanmış, masum bir çifte arkadaşlarının yalanı yüzünden tecavüz ettiklerini idrak etmişlerdir. Çetin ile diğerleri arasında bir münakaşa başlar, boğazına kadar b.ka batmış olan ve genç bir çiftin de hayatını mahveden dört adam, durumdan çıkış yolu bulmanın çarelerini aramaya başlarlar. Ne var ki yetersiz akılları onları bu durumdan çıkaramayacağı gibi daha da çamurun içine sokacaktır. Zavallı Cem ile Aydan için eziyet henüz bitmemiştir.

    İlk okuduğumda yaşımın küçük olmasından ötürü beni çok kötü yapan bu hikayeyi yıllar sonra yetişkin başka dostlarla paylaştığımda ya da geçmişte okuyan başka abilerle konuştuğumda hepsini de bir şekilde olumsuz etkileyebildiğini fark ettim. Levent Cantek 'in kitaplarından birinde de kısa bir bahsi geçmiş, "Tecavüzün kurban ve tecavüzcü bakış açısından anlatıldığı" vurgusuyla kısa çıkarımlar yapılmıştı. Hala ilk okuduğum günkü kadar sinirimi bozan bu hikayenin, yerli çizgi romanda orijinal yaklaşım, eleştirel bakış açısı ve rahatsız edici boyutta gerçekçi empati kurma adına çok önemli bir detay olduğunu düşünüyorum. Zaten Gönülay 'ın çoğu iyi hikayesindeki karakterler, toplumsal yapının farklı kesimlerini temsil eden ve çok iyi gözlemlenip damıtılarak çizgi romana yedirilen tipler. Sadece bu hikaye için konuşmuyorum. Gönülay 'ın tasvir ettiği en önemsiz tipin bile arka planda bir balon yazıda sarfettiği cümleler kara mizahtan öte bir zamanın ruhu ve toplumsal zihniyetin anlayışı niteliğinde sosyolojik çıkarım olma özelliği taşımakta. Pek çok öyküsünde bu böyledir.


(https://live.staticflickr.com/65535/50287663887_a7db19b3ce_c.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50286835523_ac5c9d216d_c.jpg)


    Baltalar Elimizde de 1989 yılında, Hayatım Roman 'dan hemen sonra haftalık olarak Limon Dergisi 'nde tefrika edilmiş ve iki sene sonra da söz konusu albümde yerini almıştır. Albümde ayrıca Gönülay 'ın Limon dönemi çeşitli kısa hikayeleri de yer almaktadır ki birkaçı hariç hepsi, "Ben Yaşarım" albümünde de yerini almıştır. Bu iki hikayenin ikinci kez tefrika edilişi, 1997 ya da 1998 'e tekabül ediyor. Birkaç ay boyunca L-Manyak dergisinin muhtelif sayılarında birkaç bölüm halinde yayınlanmıştır. Benim bu hikayeden haberdar olmam da L-Manyak alan büyük kuzenimin arşivi vesilesiyle oldu. Dergi bana yaşım gereği yasak olduğundan misafirlikten misafirliğie bu çizgi romanlardan haberdar oluyordum. Ayrıca Baltalar Elimizde hikayesinin L-Manyak 'taki ikinci yayınında başlık bir harf ile de olsa değişmiş, öykünün ismi "Baltalar Evimizde" olmuştu ama orijinal ismi, meşhur çocuk şarkısına da gönderme yapan "Baltalar Elimizde" başlığıdır.

    Mizah dergilerinde yayınlanan çizgi romanlar pek ciddiye alınmaz, bir zamanlar sadece karikatürize işler çizgi roman olarak yer bulabildiğinden mizah dergisi çizgi romanları Gırgır 'da gerçekleşen kopmalar sonrası daha nitelikli ve realist hale gelmeye başlamıştır. Galip Tekin, Ergün Gündüz, Suat Gönülay gibi isimler ancak böyle sivrilebilmiştir. Sencer gibi memleket çizgisinin yedi harikasından biri de yine 80 'lerin sonuna doğru bu daha serbest dergilerin ortamında tam anlamıyla doğmuştur. Ne var ki mizah dergisinde yayınlanmaları bile görmezden gelinmeleri için yeterliyken, belli başlı işler harici okurların bunlardan pek haberi olamıyor. Olsa da kaale alınmıyor. Böylece kaçıp giden hazinelerin varlığından bile haberdar olunmamış oluyor.

    Yukarıda örneklerini paylaştığım sayfalar, Suat Gönülay çizgi romancılığının ilk döneminin olgunlaşmış hali. İkinci döneme girişi de Limon 'daki son hikayesi Azül ile olup Hıbır ve Leman 'daki Öğretmenim Canım Benim serisiyle tavan yapacak ve 90 'lar boyunca o kalite katlanarak devam edecektir. 90 'ların sonuna doğru L-Manyak 'ta çizdiği öykülerden "Adolf" isimli uzun metraj da Avrupa 'da bir festivalde sergilenme fırsatı bulmuştur. Suat Gönülay 'ın son dönemi 2000 'lere tekabül eder. Kadayıf Dergisi 'nde ağırlıklı olarak eski işlerini verse de Sencer ve Sema Bencem gibi isimlere birbirinden güzel senaryolar yazar, hatta kendi karakteri Vakur Barut 'u Sencer 'e çizdirmek suretiyle ilk kez bir Vakur Barut öyküsünde sadece yazar olarak yer almıştır. Gerek Penguen Dergisi 'nin ilk iki yılında haftalık olarak çıkardığı işler, gerekse son sayılarında gözüktüğü Rodeo Strip dergilerinde birbirinden değerli işler ortaya koyup sonrasında çizgi romancılığı bırakmıştır. Bu ise bambaşka bir yazının konusu.

    Bu hikayelerin bir daha basılacağını sanmam dostlar, o sebeple bulduğunuz yerde üzerine kapaklanın derim. Suat Gönülay 'ın Suat Gönülay olmaya başladığı dönemin ilk mahsülleridir bu önemli öyküler. Yazımın başlarında da dediğim gibi, bu öykülerin her birini Suat Gönülay 'a özel bir alt başlıkta ayrı ayrı masaya yatıracağım ama şimdilik bu kadarıyla yerimi ayırtmış olayım ve bahaneyle bu başlığı da hortlatayım dedim.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: kharon - 20 Ağustos, 2020, 15:22:52
cok tesekkurler ferzan,

Gonulay'i cok sevmeme ragmen iki hikayeden de bu albumden de haberim yoktu;
iki hikaye de birbirinden entersan gozukuyor.

Kisa bir google taramasi yaptim ama cok kotu durumda bi nushadan baska satista bulamadim albumu,
neyse belki ilerleyen zamanlarda eli yuzu duzgun bir album cikar satisa yahut yeniden basilir.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Gabby - 22 Ağustos, 2020, 15:06:34
Alıntı yapılan: ferzan - 20 Ağustos, 2020, 01:00:35
L-Manyak 'taki ikinci yayınında başlık bir harf ile de olsa değişmiş, öykünün ismi "Baltalar Evimizde" olmuştu ama orijinal ismi, meşhur çocuk şarkısına da gönderme yapan "Baltalar Elimizde" başlığıdır.

"Baltalar Evimizde" de iyiymiş aslında... Okuması acı veren, bittiğinde içime çöreklenen bir öyküydü. Hele sonrasında bi'de empati kurmaya kalkarsanız insanı daha da kötü yapıyor.


(https://live.staticflickr.com/65535/50286845458_e1cb97049e_o.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ferzan - 25 Ağustos, 2020, 23:01:00
(https://live.staticflickr.com/65535/50287679782_4a097646e6_c.jpg)


    1595 senesinin Üsküdar 'ı... Zehir Ali, 21 yaşında erkek güzeli bir yeniçeridir. Bıyıkları terlememiş oğlanlardan hoşlandığı rivayet edildiğinden, bağlı bulunduğu kolluğa getirdiği civeleği Mustafa ile alenen gününü gün edebilmektedir. Bir gün kolluğa Bostancıbaşı Ferhat Ağa, 9 kayıklık maiyeti ile gelir. Bostancıbaşı 'nın geldiğini görenler, bu durumu hayra yormazlar. Ferhat Ağa, Zehir Ali 'yi ve yeni civeleğini soruşturmaktadır. Çok geçmeden iki sevgiliyi, iskele başındaki kolluk hamamında iş tutarken bulurlar. Bostancıbaşı Ferhat Ağa 'nın bilip de kolluk ağasının ve ahalinin bilmediği gerçek, Zehir Ali 'nin civeleği Mustafa 'nın aslında Muratpaşa Camii 'nin ihtiyar imamı Hafız İlyas 'ın 17 yaşındaki zevcesi Hatice olmasıdır. Zehir Ali, Hatice 'yle kaçtıktan sonra ahalinin dikkatini çekmemek için genç kızın saçlarını sıfıra vurmuş, erkek esvapları giydirip sağa sola civelek Mustafa diye tanıtmıştır. Olaylar gelişir...

    Leman Yayınları 'ndan frankofon boy ve 32 sayfa siyah beyaz olarak yayınlanan 1995 baskılı bu çizgi roman, daha önce herhangi bir dergide yer almayıp sadece albüm olarak çıkması planlandığı için dönemindeki alışkanlığı kırmış ender üretimlerden olmakla birlikte Milliyet Yayınları Tarih Dizisi 'nde de yer verilmiş gerçek bir olaydan çizgi romana uyarlandığı belirtilmiş. Daha fazla spoiler olmaması için olay ile ilgili belirtilen kilit tabirden bahsetmeyeceğim, zira doğrudan finali ifşa ediyor. O sebeple kapak arkası yazısından da bahsetmeyeceğim.

    Levend Çanga, aralıklarla çeşitli dergilerde görünmüş enteresan bir üretici. Ben 2000 'lerde illüstrasyonlarıyla yer aldığı L-Manyak dergisinden ve Resimli Roman dergisi için yaptığı kısa öykülerle kendisinden haberdar olmuştum. Vaktiyle Joker Dergisi 'nde de başka bir işiyle yer almış. Şu an ABD 'de yaşıyor diye biliyorum. Tarzı fazlasıyla Milo Manara 'yı hatırlatmakla birlikte hafif Serpieri esintileri de taşımıyor değil. Bununla beraber tarihi ve fantastik anlatılara oldukça yakıştığını düşünüyorum.

    Meraklısı için Levend Çanga 'nın işlerini takip edebileceğiniz Instagram linkini de aşağıya bırakıyorum;
    https://www.instagram.com/levendcanga/?hl=tr

    Fikir vermesi için Zehir Ali 'nin ilk 5 sayfasını da aşağıda paylaşıyorum;


(https://live.staticflickr.com/65535/50287689342_6a255eed10_b.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50287689042_a7af58813e_b.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50287535841_5a93e72f8a_b.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50287535466_d74f1f7499_b.jpg)


(https://live.staticflickr.com/65535/50287535101_081ed6b48c_b.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: memospinoz - 25 Ağustos, 2020, 23:13:27
Zehir Ali bana fazlasıyla Manara'nın tarzını anımsattı. Keşke biraz daha özgün olabilseymiş.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: pizagor - 26 Ağustos, 2020, 10:00:41
Alıntı yapılan: ferzan - 25 Ağustos, 2020, 23:01:00
Leman Yayınları 'ndan frankofon boy ve 32 sayfa siyah beyaz olarak yayınlanan 1995 baskılı bu çizgi roman, daha önce herhangi bir dergide yer almayıp sadece albüm olarak çıkması planlandığı için dönemindeki alışkanlığı kırmış ender üretimlerden olmakla birlikte Milliyet Yayınları Tarih Dizisi 'nde de yer verilmiş gerçek bir olaydan çizgi romana uyarlandığı belirtilmiş.

Reşad Ekrem Koçu'nun 'Tarihimizde Garip Vakalar' kitabını okurken garip vakalardan biri olarak, gayet objektif bir yazınla aktarılan bu olay, Levend Çanga'nın ellerinde yeniden kurgulanıyor, detaylandırılıyor, lezzetlendiriliyor. Okuyacak dostlarımızın 'özellikle hikayesini' beğeneceğini düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: Gabby - 26 Ağustos, 2020, 16:10:13
Üst üste binmiş pamuksu bulutlar dikkatimi çekti, özellikle Manara'nın "Indian Summer"ındakilere selam çakıyor. Gerçi yine Manara'nın "Paper Man" çizimleri de buram buram Moebius tütüyor o ayrı... :) Bilinmeyene bu keyifli yolculuk için teşekkürler ferzan
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ferzan - 12 Eylül, 2020, 18:50:32
(https://live.staticflickr.com/65535/50337797391_c93a0a4753_o.jpg)

    İthaki Yayınları 'nın 20 sene önce bastığı, Türkçe 'de yayınlanmış ilk ve şimdilik son Torpedo albümünün de bu başlıkta yerini alması gerektiğini düşünüyorum.

    Torpedo ya da esas adıyla Luca Torelli, 1930 'ların buhranlı ABD 'sinde İtalyan göçmeni bir kiralık katil. Belli bir tarzı olsa da ilkeleri olmayan, ahlakı olmayan, tamamen çıkarcı, para için en yakın dostunu bile öldürmekten çekinmeyen, hain ve sapına kadar kötü bir karakter. Mafya ile bazen yolları kesişse de mafyadan değil. Zaten hiç dostu da yok. Aptal yardımcısı Rascal 'ı saymazsak tabi. Gurbet ABD ellerinde kocasını tehdit eden yerel haraççılar için kendisinden yardım isteyen memleketlisi İtalyan kadına bile çekinmeden tecavüz edebilen, geçmişinde kendi velinimetini bile cehenneme postalamış katıksız bir şerefsiz. Seriyi okunası ve orijinal yapan unsur da bu zaten, karakterle empati kurulacak en ufak bir yan olmaması fakat buna rağmen maceralarının çok ilginç ve sürükleyici olması.

    Sanchez Abuli 'nin yazıp Jordi Bernet 'in çizdiği Torpedo serisi, ikilinin birlikte yaptıkları en uzun soluklu çalışmalar arasında. Hatırlarsanız Tex serilerinden birinde de ayrı ayrı olarak yer almışlardı. Latin ekolünün en üretken ve uyumlu çiftlerinden olan Abuli & Bernet ikilisinin tuğla tuğla ciltler ve özel edisyonlarla tekrar tekrar baskıları yapılmış bu şahane eserini bir gün tam takım olarak Türkçe 'de görme hayalimi halen sıcak tutuyorum.

    Torpedo ile ilgili daha ayrıntılı bilgileri, uzun zamandır açma planım olan ama açamadığım Torpedo başlığında irdeleme düşüncesindeyim ama şimdilik vaktim yok açıkçası. Olur da türe meraklı ve masaya yatırmak isteyecek forum dostlarından biri ele almayı düşünürse zevkle alkış tutup başlık altında yerimi alabilirim. Aksi takdirde çok yakın olmayan bir gelecekte başlığı ben açmak durumunda kalacağım gibi görünüyor. :)

    Seri ile ilgili söylemem gereken bir diğer şey de, aslında çizer olarak en başta Alex Toth ile yola çıkılmış olması detayı. Üstat sekizer sayfalık iki kısa öykü çizdikten sonra seriyi aşırı derecede gayri ahlaki bulduğu için devam etmek istemiyor ve çizer koltuğuna Bernet geçiyor. Toth 'un çizdiği ilk 16 sayfanın lezzeti muazzam olmakla birlikte iyi ki Bernet ile devam edilmiş diyorum ben. Çünkü Torpedo demek, görsel dil olarak Bernet 'in disiplinli ve üst düzey kalitesiyle harmanlanmış hırçınlığı demek. Toth 'un aşırı ustalık gerektiren şiirsel sadeliği, Torpedo 'nun görsel ruhunu fazla yumuşatıyordu bana kalırsa. Gene de aralarda Toth 'un da çizmesini isterdim, kendisi benim her zaman pek dile getirmediğim hasır altı saplantılarımdan biri çünkü.

    Torpedo 'nun formatından da bahsetmek gerekirse, maceraları genellik 8-10 sayfa civarı diyebiliriz. Frankofon boya uygun panel detaylarına ve balonlamaya sahip olmakla birlikte Bonelli fumettileri gibi bir üç bant sayfa formatına sahip ama frankofon soslu Latin üç bandına girdiği için, büyük boyda okurken sayfalar tabiri caizse bal damlatıyor. İlk yayınlandığı mecraya dair bilgim olmamakla birlikte İspanyolca çizgi roman dergilerinden birinde başlamış olduğunu düşünüyorum. Çünkü maceraların çoğu dediğim gibi ortalama 8-10 sayfada bitecek şekilde. Bir benzerini Spaghetti Brothers serisinde de görmüştük bu tarzın (http://altinmadalyon.com/altin/latin-ekolu/spaghetti-brothers/). Ayrıca Latin usulü frankofon boy üç bant sayfa formatının temsilcisi ve Abuli & Bernet gibi kısa öykülerden mütevellit uzun bir seride harika bir Latin ortaklığına imza atmış diğer örnek için bakınız; http://altinmadalyon.com/altin/latin-ekolu/hombre-segura-ortiz/

    Torpedo 'nun tüm maceraları 8-10 sayfa değil tabi. Özellikle geçmişinin anlatıldığı ve çok sonraları hazırlanmış olan, renkli edisyonları da bulunan daha uzun maceraları da mevcut ama Torpedo deyince genel olarak benim aklıma bu kısa hikayeler geliyor. İthaki 'nin bastığı büyük boy ve siyah beyaz albümde de hep bu kısalardan var zaten. En az 5 kalın ciltlik bu seriyi bir gün sert kapaklı özel edisyonlarla kendi dilimde okuyabilmeyi öyle istiyorum ki...

    Bu kadar laf kalabalığından sonra örnek sayfalar da paylaşalım. İlk paylaşacaklarım Alex Toth 'un çizdiği ilk iki maceradan örnek sayfalar olacak, devamındakiler de serinin nihai çizeri Bernet 'in sayfaları olacak. 20 sene önce yayınlanan büyük boy, 48 sayfa ve siyah beyaz İthaki edisyonunu öyle ya da böyle bulabilirseniz kaçırmayın derim.

(https://live.staticflickr.com/65535/50337812706_a036c2e7c9_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969867_853d98b09e_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969847_7380c33f21_b.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969707_59e35d79be_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969622_818b57aff3_b.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337812376_2470f78459_b.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969502_09ab184fc5_b.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969397_7fa6c20e82_b.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337124388_0fbec9b513_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969317_d533a6c094_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337124308_8f3582efa9_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337124283_d19775c6b8_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337812051_d07aa9277f_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337812011_18fce88e51_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337969207_839671af9a_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337124198_d380a248ea_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50337123963_bcd3a8025f_o.jpg)

    (https://thumbs.worthpoint.com/zoom/images3/1/1116/12/torpedo-volume-2-4-hc-complete-set_1_9f82c122409c1f4c15c7a758fc155964.jpg)

    (https://thumbs.worthpoint.com/zoom/images4/1/0516/15/alex-toth-graphic-novel-lot-torpedo_1_41677eba5d385daf4717e9f5788233f7.jpg)

    Son olarak bir de Eduardo Risso 'nun fırçasıyla yıllar sonraki Torpedo 'ya dair şöyle bir çalışma mevcut;

(https://live.staticflickr.com/65535/50337123963_bcd3a8025f_o.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: kharon - 13 Eylül, 2020, 12:18:54
Topedo'yu hatirlattigin icin cok tesekkurler Ferzan, bu albumun tadi damaginda kalmisti.
Maalesef Ingilizce baskilar da bulunmuyor kolay kolay, bulunsa da ikinci elleri ates pahasi olmus durumda.

Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: hanac - 13 Eylül, 2020, 19:50:23
Tanıtım için teşekkürler Ferzan.

Bir ara çok bulunurdu piyasada, her yerde gözüme çarpardı.

Ama nedense hiç almadım çünkü böyle bir tanıtım ile karşılaşmamıştım.
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: ferzan - 25 Eylül, 2020, 03:01:34
(https://live.staticflickr.com/65535/50413404882_dbaf1bce62_o.jpg)

    Kemal Aratan... Bugün pek çok okur bilmez, bilenler de ilk anda hatırlamaz. 80 'li ve 90 'lı yıllarda mizah dergisi müdavimi olanlar ile gedikli Leman okurları sonradan hatırlayacaktır. En olmadı 2000 'lere ergenliği ve gençliği denk gelenler Lombak ekibi ayrıldıktan sonra Leman 'dan takviye alan yeni L-Manyak 'ların kapaklarından ve Leman Dergisi 'ndeki köşesinden bilirler. Bir de yine 2010 'larda, Mürekkep Yayıncılık 'tan çıkan İhtiyatsız Adam ve Bi Gece Daha albümlerinden. İhtiyatsız Adam 'ı ben pek sevemedim ama kendi zamanının genç çizerlerine çok ciddi etkilemiş. Karikatürize çizgiyle uzun hikaye anlatma adına başta Bülent Üstün olmak üzere döneminin genç çizerlerine ilham vermiş. Zaten 80 'lerin sonunda ve 90 'ların başında Kemal Aratan 'dan ilham almayan çizer çok az. Ersin Karabulut, Bülent Üstün, Memo Tembelçizer, Kutlukhan Perker gibi isimler de yeri geldikçe adını anmaktan keyif duyarlar.

    Sonradan Leman olacak olan Limon 'un kurucularından, aynı zamanda Pişmiş Kelle 'nin forvetlerinden. İki dergiye birden yetiyor o dönem. Dediklerine göre başkası çizse hiçbir numarası olmayacak yavan bir karikatür esprisini o çizgisiyle bambaşka bir hale getirirmiş. Onun bulduğu esprileri ise yalnızca kendi çizebilirmiş, başkası çizdiğinde o kadar komik ya da absürt olmazmış. Tabi bu Kemal Aratan 'ın karikatürcü yanı. Bir de muazzam bir çizgi roman yanı var. Pişmiş Kelle yolunu tamamladığında da tam gaz Leman 'da devam ediyor. Öncesindeki Limon döneminde neler yapmıyor neler. Manara uyarlaması (Le Declic) "Çıt", Metin Kaçan ile beraber yaptıkları "İstedikleri Yere Gidenler", daha önce Dıgıl 'da Galip Tekin ile birlikte yaptıkları "Vah Vahap Vah" ve daha niceleri. Her biri ayrı ayrı başlıkları hak ediyor ve umuyorum ki ileride her biri için ayrı ayrı inceleme yapacağım ama şimdilik konumuz "Bi Gece Daha" albümü.

    Bi Gece Daha, kurgu bir eser değil. Pişmiş Kelle 'de o sayı ne kadarlık bir yer boşluğu kaldıysa Kemal Aratan orayı dergi gecesi dolduruyor. Bazen tam sayfa, bazen kalın ayak, bazen bir buçuk sayfa, bazen de yarım sayfa. Bu başlık altında yalnızca dergi gecesi kendi halet-i ruhiyesi ile arkadaşlarını çiziyor. Tabi kuru kuru değil, köşenin dolması için bir şeyler anlatılması lazım ki o da çizsin. Hem mesai, hem de mesai dışındaki arkadaşları ve dönemin Pişmiş Kelle yazar-çizerlerinden Faruk Murathan, Faruk Bayraktar (Faruken Bayraktare) ve Metin Demirhan, Kemal Aratan 'a eşlik ediyor. Onlar kadar olmasa da sıklıkla gözüken Behiç Pek ve hiç önden çizilmeyen Engin Ergönültaş da müdavimler arasında. Herkes sabahlama gecesinde köşesini hazırlarken mevzusu olan anlatıyor, güzelse Kemal Aratan çiziyor. Bazen aralarda sinemaya gidiyorlar, çiziyor. Çalıştıkları yayın grubu binasının alt katından güvenlikçi ketılı geri getirmedikleri için fırçalıyor, hop o da o hafta dergide bunları fırçalarken çizilmiş. Okurun biri geliyor tanışmaya, köşede yerini alıyor ya da Behiç Pek halı saha maçında topuğunu sakatlayıp iltihap toplatmış misal, onun kretuarla kesilip akan iltihabın yerinin limon asidiyle baskılanmasını çiziyor. Bi Gece Daha köşesini çizerken o gece ve o saatlerde ne olmuş ve ne konuşulmuşsa aynen çiziyor. Bazen dergide değil evde sabahlıyor, o gece evdeki halini çiziyor. Arkadaşlarının anlattıkları eski mevzuları köşesine taşırken Kemal Aratan 'ın alt eşofmanlı ve paket çorba yanına turp dilimleyen halini görüyoruz. Bazasının olmadığını, yatağını yere koyduğunu görüyoruz. Okuduğu kitapları, elinde tek papatya ile "oturmaya geldik" diyen yalınayak kapıcı çocuklarını, mürekkep şişesiyle oynayan kedisini ve daha pek çok ayrıntıyı görüyoruz.

    Bi Gece Daha köşesinde çizilen tasviri yüzünden daha önce Panik isimli köşesinde bir pazarcıdan dert yanan Pişmiş Kelle yazarı Faruk Murathan, dergi okuyan başka bir pazarcı çırağı yüzünden dert yandığı pazarcı tarafından mimlenir mesela. Bazen ziyarete gelen okurlar çizimlere bakarak her birini sanki film yıldızı görmüş gibi şaşkınlıkla izler, Kemal Aratan onları da çizer. "Beni çizmeyeceksiniz değil mi?" diyen bina güvenlik görevlisine "çizmeyeceğiz" dedikten sonra o haftanın sayısında bire bir diyaloglarıyla güvenlikçi "beni çizmeyeceksiniz değil mi?" derken tasvir edilir en ince mekan detayına kadar. Desenli alelade kazak üzeri deri yelek altına kot pantolon ve spor ayakkabı ile saçlarını mohawk stili kazıtan ve altı Emrah, üstü Bir Demet Tiyatro 'nun Mükremin 'i, kafası da Taxi Driver 'daki Travis 'in kayışı kopardıktan sonraki haline benzeyen arabesk/punk kılıklı Faruk Murathan 'ın kendisine gıcık kapıp vapurda sözleştiği ve parkta ulu orta kavga edip güzelce dayağını yediği adamı bile görürüz hikayelerde. Aşağıda internetten denk geldiğim ortaya karışık usulü gelişigüzel panellerden serpiştiriyorum.

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404822_7174e66a38_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404797_0a5560fd48_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404772_2cf9eb337e_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404697_87a29ecd96_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50412552523_9ccbc8a4d0_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413248536_a232b63026_c.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413248496_a9f4f4decf_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413248411_fc33d92b36_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404537_f297b697a1_o.jpg)

    Normal şartlarda bunlardan bize ne değil mi? Aslında bugün Instagram 'da hikaye paylaşırken, gönderi paylaşılırken ya da Facebook 'ta, Twitter 'da yapılan şeyin 90 'lar versiyonu. Üstelik bunun geri dönüşü de okur mektupları şeklinde olup döngüyü tamamlıyor. Her zaman derim arkadaşlar arasında, mizah dergileri 80 'li, 90 'lı ve 2000 'li yıllarda bizim memleketin sosyal medyası görevi görmüş diye. İnternet icat olmadan önce okurlar dergilerde okuyup sevdikleri isimleri yine o sarı sayfalardan takip etmişler. Onlar da fırsat buldukça kendilerini çizmiş, kendilerinden bahsetmişler. Sadece işin magazin kısmında değil, popüler kültür ve jargon oturtma adına da bu dergiler çok önemli birer durak noktası olmuş aslında. Vaktiyle L-Manyak 'ın arka sayfasındaki Pano köşesinde verilen ilanlardan tanışan çift biliyorum. Ben de büyük kuzenimle 2000 senesinde çok aradığımız bir oyunu bedavadan temin etmiştik sadece kargosunu ödeyerek. Oraya her türlü ilanı verebiliyordu insanlar ve alış-veriş ya da değiş-tokuş vesilesiyle iletişim kurabiliyordu.

    Laf lafı açmadan konuya dönersek, Bi Gece Daha 'ya tek gecelik geyik muhabbetlerinin ve yaşanmışlıkların kağıda aktarılması diyebiliriz. Canımın sıkkın olduğu zamanlar bu albümü alırım, bazen rastgele bir sayfadan, bazen de baştan okumaya başlarım. O hafta beni götürür. 90 'lı yıllarda o sabahlama gecesine ışınlar beni, adamların yanında sessizce muhabbetlerini dinliyor gibi olurum okurken. Geyik muhabbeti deyip de geçmemek lazım, çok enteresan şeylerden de bahsederler hani. Kiminin sokakta tanık olduğu, kiminin tatilde otostop esnasında denk geldiği, kiminin de geçmişte şahitlik ettiği enstantaneler birbirinden ilginçtir. Bazen o bölümün girişinde ya da ortasında okuru boğmamak için anlatılan geyiklerden kopulup ortam tasvir edilir. Faruk Bayraktar kazağını bantlayıp iğne sokarak pikap yapar mesela. En olmadı çaycı çocuğu gözünden yaş gelene kadar güldürür, mesai arkadaşlarını da güldürür. Düz masada uçurumdan düşen adam taklidi yapar. Bu sayfa vesilesiyle o hafta sinemalarda ne oynamış, kim ne filme gitmiş onu da öğreniriz bazen. Sadece dergiyle ya da evle de sınırlı kalmaz, bazen İstanbul turu attırır. Bir mekanda çay içerken arkadaki adamın o dönemin akademi ortamlarında bilinen bir fenomen olduğunu öğreniriz. Bazen sabaha karşı gittikleri çorbacının arka planında onların yemeği bitirmesini bekleyen uykusuz komisine dikkat kesiliriz onca mevzunun arasında. Bi Gece Daha, böyle bir içerik işte. Ayrıca yayınlandığı andan itibaren kendini çizen çizerler arasında da çok önemli bir kalite çıtası olmuştur. Ersin Karabulut 'un Sandık İçi konsepti özgündür ama temelindeki ateşi yakan Bi Gece Daha serisidir, kendi de bunu çıtlatır çizgi arasında. Kutlukhan Perker 'in Penguen 'deki işlerinden derlediği Öyle Bir Geçer Zamanki albümünün konsepti de adeta bir Sandık İçi ile Bi Gece Daha kırmasıdır. Geçtiğimiz sene Marmara 'nın çıkardığı Çizgi Roman Çetesi ilk kitapta yer alan öyküler, 90 'ların ikinci yarısında L-Manyak 'ta yayınlanan ve daha önce bir kez albüm de olan L-Manyak Şehitleri 'nde de Memo Tembelçizer 'in bilinçaltındaki çıkış noktalarından biri olmuştur. Aynı örneği Bülent Üstün 'ün 2000 'lerde Lombak Dergisi 'nde son dakika çizdiği ve dergi içi manzaraları ve kişileri kurgusal bir absürtlükle yansıttığı Lombak Kerizleri için de verebiliriz. Saydığım bu örnekler Bi Gece Daha çakması değil, Bi Gece Daha konseptini bilinçaltında taşıyarak yine kendini çizme odaklı birbirinden özgün ve farklı içeriklerdir (Perker hariç, o her formülü bir de kendi denediğinden samimiyetine inanmadığım gibi bu tarz işlerde her şeyi çok yapmacık kalıyor. Daha evvel Kara Karga Dergisinde başlatıp uzun zamandır Ot Dergisi 'nde devam ettirdiği "Defterler" serisi de aynı samimiyetsizlik ve yapmacıklığa sahip). Yalnız Kemal Aratan üslubunu aynen taklit eden biri vardır ki geçmişte, kendisi gelmiş geçmiş en vasat çizerler arasında gönül rahatlığıyla yerini alabilir. Mehmet Coşkun, nam-ı diğer Memcoş 'un L-Manyak 'ta çizdiği "Hatıralar Geçidi" serisinden bahsediyorum. Zira Bi Gece Daha 'yı okuduktan sonra ortaokul yıllarımda ayıla bayıla takip ettiğim ve cidden en fazla ortaokul çocuklarına hitap edebilen Memcoş 'un, Bi Gece Daha 'nın izinden gidip yer yer taklit ettiğini görmüş oldum.

(https://live.staticflickr.com/7578/15868023792_e4c60e7b6e.jpg)

    Rahatlatıcı, akıcı, samimi, komik, enteresan, yer yer garip ama tamamen samimi olan bu sayfalardaki çizgiler de Kemal Aratan 'ın karikatürize ve realist iki ayrı üslubunun harmanlaması muazzam tasvirlerdir. Çok basitmiş gibi bir sahneyi kurgular, pozu çizer, detayı verir ama aslında o çizimleri yapmak her babayiğidin harcı değildir. O çizimlerde ustalıktan da önce gelen bir ikna edicilik vardır ki fotoğraf karesine değişilmez çalakalem çırpıştırılan hali bile. O da Kemal Aratan 'ın büyüsü bence.

    Kemal Aratan, mizah dergiciliğimizin en nadide bileklerinden ve zihinlerinden. Aynı zamanda son derece de mütevazi biri olduğunu söylüyor tanıyanlar. Uzun zamandır Sarjan Deva mahlasıyla yıldan yıla profesyonelleştiği uzak doğu ve Asya çıkışlı bir takım meditasyon ve ruhsal olumlama, nefes ve saire konuları üzerinde yoğunlaşan ve bu alanda dersler, konferanslar da veren Kemal Aratan, bildiğim kadarıyla Leman 'da çizmeye devam ediyor ama gördüğüm kadarıyla hayatında çizgi artık çok daha az yer kaplıyor. Her sıra dışı çizer ve anlatıcı gibi o da esas var olduğu alanı geri plana atmış durumda. Zaten bu tarz adamlarda çizgi, benliklerinin dışavurumu için bahane. Bir nevi fırlatma modülü gibi. Atmosferden çıkınca modül de görevini tamamlayıp uzayın boşluğunda yitiyor. Biz de o başıboş savrulan modüle hayranlıkla bakıyoruz.

    Meraklısı için, Kemal Aratan 'ın en eli yüzü düzgün basılmış albümleri Bi Gece Daha ve İhtiyatsız Adam. Onlardan önce çıkan bir Ottomanya albümü de var. Leman Dergisi 'nde Tuncay Akgün ile birlikte yaptıkları muazzam karikatür köşesinden tarih ve Osmanlı konulu karikatürlerin derlemesi. Her biri birbirinden kaliteli ve Kemal Aratan 'ın olgunluk tarzının en güzel örneklerinden. Bir de 90 'larda basılmış "İstedikleri Yere Gidenler" albümü var Metin Kaçan 'la birlikte yaptıkları sayfalardan ama o albüm hem fahiş fiyata satılıyor, hem de edisyonu aşırı kötü. Çizgi romanın sayfa tasarımları bozulup bir tam sayfada yer alan panellerden 5-6 sayfa kotarılmış. Düzensiz, orijinal fomatın darmaduman edildiği berbat bir edisyon. Eserin dergide tefrika edilen özgün sayfa formatına küfür gibi adeta. O sebeple ona denk gelenlere tavsiye edemem, İhtiyatsız Adam 'a da kefil olamam ama Bi Gece Daha ile Ottomanya 'yı şiddetle tavsiye ediyorum. Aşağıya Ottomanya 'nın nette bulabildiğim en yüksek çözünürlüklü kapağını dış çerçeve renginin soluk çıkmış olmasına rağmen paylaşıyorum.

(https://live.staticflickr.com/65535/50413404422_21cbe3421c_b.jpg)
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: kedidiro - 25 Eylül, 2020, 13:51:11
 Birkaç ay önceki ot dergilerinin birinde rewhat'ın bu kitaba ve o yıllara, o insanlara güzel bir saygı duruşu niteliğindeki yazısını da ben tavsiye etmiş olayım... Dostumuz ferzan'ın bu nefis tanıtımı lezzetinde değil kesinlikle ama okumak yine de keyifli olacaktır meraklısı için...
Başlık: Ynt: Okunması gereken bilinmeyen çizgiromanlar...
Gönderen: worldman - 25 Eylül, 2020, 13:58:19
Ottomanya albümünü beğenerek okumuştum. Artık böyle güzel şeyler pek çıkmıyor. Teşekkürler yazı için.