Altın Madalyon

Merhaba  dostlar,
Nathan never bölümünde macera özetlerini paylaşmaya çalışacağız. Spoiler içerir  :) bilginize.
Umarım Nathan Never'a olan ilgiyi daha da artırabiliriz bu sayede.
Geleceğin dünyasına hoşgeldiniz  8)

ÖZEL ALFA AJANI

Melpomene Uzay Üssü.. Uzay giysisi içinde kask takmış, Kleeman ismindeki bir adam, hangarlardan birinde başka bir adamla buluşur. Kleeman'ın amacı, adamın ele geçirdigi gizli bilgileri para karşılığında değiş tokuş etmektir. İki adam buluşunca, birden karşılarında Özel Alfa Ajanı Nathan Never'ı bulurlar. Nathan, ikiliye teslim olmalarını söyler. Kleeman, diğer adamı kalkan olarak kullanır. Ele geçirmek istediği bilgilerin olduğu çantayı alıp, adamı öldürdükten sonra kaçmaya başlar. Nathan, Kleeman'ın peşinden hangarlara doğru yol alır. İkili arasındaki mücadelede Nathan silahsız kalınca, Kleeman ölümcül silahını kahramanımıza yöneltir.
-"Ölümün yüzüne bakmak nasıl birşey dostum?"
Kahramanımızın şansına silah tutukluk yapar. Fakat Kleeman, uzay üssünden kalkmakta olan mekiğe binmeyi ve Melpomene'den kaçmayı başarır. Nathan, Dünya'ya, Alfa Ajansı'na dönünce, Reiser'dan görevi başaramadığı için azar işitir. Reiser, Alfa Ajansı'nın kurucusudur. Daha sonra, atış talimi yapan Legs ile buluşan Nathan, diğer dostu Sigmund'u da alarak yemeğe gider. Sigmund, Nathan'ın görevi hakkında konuşmaya başlar. Kleeman, bir kayıtçıdır. Yani, beyninin bir bölümünde bilgisayar hafızasına benzeyen bir bölüm oluşturulmuş kişidir. Çaldığı bilgileri hafızasına almıştır. Şimdi amaçları, o adamı bulup çaldığı bilgileri ele geçirmektir.
Yemek yerken, hologram görüntüsü ile birlikte kendisini Peygamber ilan etmiş olan Aristotele Skotos'un konuşmalarını dinlerler. Nathan, Skotos'un bir şarlatan olduğunu düşünür. Bu arada, Kleeman, Doktor Gilmore ile onun laboratuarında buluşur. Gilmore, bir android üretim uzmanıdır. Kleeman'ı bilgileri çalması için tutmuştur. Kleeman'ın beyninden gerekli bilgileri aldıktan sonra, ona ihtiyacı kalmadığını söyleyerek, Kleeman'ı öldürmeye çalışır. Fakat, Kleeman mücadele ederek Gilmore'u öldürmeyi başarır. Bilgilerin olduğu diski de alarak ve bilgileri başkasına satmayı düşünerek oradan ayrılır. Ertesi gün, adamları ile birlikte cinayet yerine ulaşan Müfettiş Ishimori, katilin arkasında iz bırakmadan ortadan kaybolduğunu anlar. Fakat, cinayeti gören bir tanık vardır. Gilmore'un üzerinde çalıştığı bir android, cinayeti kimin işlediğini görmüştür!
Ertesi gün, Alfa Ajansı'nda, Reiser, Nathan ile yeni görevi hakkında konuşmaktadır. Mahkeme anına kadar, android'in korumasını Alfa Ajansı üstlenmiştir. Müfettiş Ishimori ile buluşan Nathan, C-09 isimli android'in yanına gider. Nathan, Ishimori'ye güvenmemektedir  ve onun Yakuza ile ortak çalıştığını düşünmektedir. Ki bunda da son derece haklıdır. Ishimori, Nathan'dan ayrıldıktan hemen sonra Yakuza'ya haber verir. Yakuza'nın amacı C-09'u ele geçirmektir. Çünkü C-09, Profesör Gilmore'un, Kleeman'dan aldığı bilgileri ekrana yüklerken bunları görmüş ve bilgileri hafızasına almıştır. Bu bilgileri ele geçiren kişi ise, android robotların hafızasından 'Robot Kanunları' adı verilen bölümü silebilecek ve androidleri korkunç savaş makinelerine dönüştürecek güce sahip olacaktır. Nathan, bunu öğrenince tam tahmin ettiği gibi Yakuza'nın adamları karşılarında belirir. Neyse ki şanslarına, polisler zamanında oraya gelir. Polislerin lideri olan adam, Yakuza'nın adamlarını öldürdükten sonra, C-09'u alarak ordan uzaklaşır. Fakat adamın Yakuza'yı öldürürken söylediği bir söz, Nathan'ın aklını kurcalar.
-"Ölümün yüzüne bakmak nasıl birşey dostum?"
Bu şüphesinden Sigmund ve Legs'e de bahseder. Polislerin sahte olacağını ve liderlerinin de Melpomene uzay üssünde elinden kaçırdığı adam olduğunu düşünür. Sahiden de, Kleeman artık Skotos ve oğlu Kal için çalışmaktadır. Skotos'un amacı, androidlerin hafızasını değiştirip, kötü amaçları için onları kullanmaktır. Nathan, sahte polislerin araçları ile nereye gittiğini öğrenmek için Sigmund'un bilgisayar dehasına başvurur. Araçlar 3. Sektör, 7.kata gitmiştir. Üç ajan soluğu hemen 3. Sektör'de alır. En sonunda C-09'un, üzerinde deneyler yapıldığı yeri bulurlar ve onu kurtarırlar. C-09, Robot Kanunları yüzünden, insanlar arasında ayrım yapamamaktadır. Herhangi bir tehlike durumunda Nathan'a yardım edemeyeceği için, Sigmund, C-09'un devreleri ile oynayıp bu bilgiyi es geçer. Üçü birlikte, Legs'in de onlara yardım etmesi ile birlikte oradan kaçmayı başarırlar. C-09 ve Nathan, bir Flyer'a atlayıp, Kal Skotos'un androidleri yüklediği geminin peşine düşer. Geminin güvertesine inmeyi başaran dostlarımız, iki gruba ayrılır. Bu arada, Kal, artık işine yaramadığı için Kleeman'ı öldürür. Son anda yetişen Nathan, Kleeman'ın ölümüne engel olamaz. Kleeman, en sonunda ölümün yüzüne bakmanın ne demek olduğunu öğrenmiştir. Bu sırada, C-09, geminin kontrol odasına giderek, devreleri sayesinde gemiyi etkisiz hale getirecek komutları girer. Kal ile Nathan'ın karşılaşmasının galibi ise kahramanımız olur. Kavga sonrasında Kal, bir elini kaybeder. Gemi patlamadan önce, C-09 uçuş özelliği sayesinde Nathan'ı da alarak oradan uzaklaşır.
Daha sonra Alfa Ajansı'na gelen Nathan, yine Reiser'dan azar işitir. Reiser, Nathan'ın anlattığı Katil androidler ve Ishimori'nin de olaya dahil olduğu raporuna inanmaz. Kahramanımız, C-09'un da nerede olduğunu bilmediğini söyler. Böylece olay kapanmış olur. Bu sırada, babası Aristotele Skotos ile buluşan Kal, kaybettigi kolunun yerine mekanik takmıştır. Ve buna sebep olan Never'dan intikam alacağını söyler.
Eve dönen Nathan ise komşuları Katia, Julia ve onların sevimli hayvanı Ubiq ile karşılaşır. Daha sonra eski plaklar ve eski kitapların olduğu evine giren kahramanımız, telesekreteri açar. Sigmund'un notundan sonra C-09'un sesini duyan Nathan, Sigmund'un C-09 için hazırladığı yeni insan suretini de görür. C-09, yeni yüzü ile yeni bir hayata başlayacaktır ve bunun için Nathan'a teşekkür eder. Uçağının kalkış saatini haber verir ve vedalaşır. Akşamın karanlığında balkona çıkan Özel Alfa Ajanı, başını gökyüzüne kaldırır ve tepesinden geçmekte olan, C-09'un da içinde olduğu uçağı selamlar:
-"Saat altı..Bu, onun uçağı. Güle Güle, şansın açık olsun..İnsan!..."

(https://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/7/71/Nathan_Never_1.jpg)

Uzay çağında bile silahlar tutukluk yapabiliyor :)  Bütün superheroların başına bu tutukluk olayı en az 3-5 kez gelir. Bu güzel anlatım için teşekkürler Nemo. Geriye kaldı. 59 sayı :)

Kalidor, en azından kurşun, başını sıyırmadı :)
Eger Özer sahaf'ın hızına yetişebilirsem 60.sayıdan sonra elimde olan sayıları da özet şeklinde yazmak istiyorum, inşallah :)

Macerada bahsi geçen Robot Kanunları'nın ilk 3 maddesi:

1. Kural: Bir robot, insana zarar vermemeli ve kendi ihmali yüzünden insanların zarar görmesine izin vermemelidir.

2.Kural: Bir robot, ilk kuralı çiğnememek kaydıyla,insanların verdiği tüm emirlere uymalıdır.

3.Kural: Bir robot, diğer iki kuralı çiğnememek kaydıyla, kendi varlığını korumalıdır.

Hocam madem İtalyancan bu kadar iyi tercüme de yetişmesi sorun.İlker'e diyelimde en azıdan özel sayıları sana tercüme ettirsin ne dersin ;D Böylece bizde daha çok Nathan okuruz ;)

Güneş, çok isterdim aslında. Hatta kursa bile gitmiştim ama yarım kalmıştı. Hani bir Kozan abi gibi çeviri yapabilecek düzeyde değilim malesef :/ amatör. Yeniden kursa mı başlasam acaba? :)

Nathan Never maceralarını özetlemek ne zamandır aklımdaydı ama bir türlü fırsat bulamıyordum... Teşekkürler Nemo bu güzel başlangıç için...

Pizagor, desteklerini beklerim :)

(http://images.sergiobonellieditore.it/bonelli/nathan/nat0002.jpg)

Yazanlar: Antonio Serra, Michele Medda Ve Bepi Vigna
Çizer: Germano Bonazzi
Kapak: Claudio Castellini
Yayın yılı: Temmuz 1991

Sayı 2: KARA SÜTUN

Sun Vadisi'nde toplanan, kalabalık bir mürit topluluğu kendilerine Kara Taş Tarikatı adını vermekte ve Vadi'nin ortasında bulunan dev boyutlarındaki siyah bir sütuna tapmaktadırlar. Tarikata göre, herşeyin yaratıcısı bu sütundur. Tarikat lideri ise Marcus Hackman isimli garip birisidir ve birkaç gün sonra Kara Sütun'dan yükselecek ilahi sesin insanları aydınlatacağını iddia etmektedir.
Gecenin karanlığında, şehrin yollarında John Morrell isimli birisi peşindeki iki adamdan kaçmaktadır. Bir Flyer ile, Morrell'i takip edenlerin amacı, Morrell'in elindeki geçmiş yüzyıldan kalma çok değerli bir film şeridini ele geçirmektir. Morrell, peşindeki adamlardan kurtulmayı başarır ve çantasının içindeki film şeridini eski dostu Nathan'a göndermeyi planlar. Morrell, bunu yaptıktan sonra bir bara gider, fakat peşindeki adamlar onu takip etmiş ve girdiği barda onu bulmuşlardır!
Kahramanlarımız Nathan ve Legs ise, birinci sektördeki insanlara uyuşturucu satmak isteyen çeteyi yakaladıktan sonra Alfa binasına dönerler. Legs, rapor yazmak isterken bilgisayarı bozulur. Yardımına Sigmund koşar. Alfa Ajansı'nın sekreteri Helen, Nathan'a bir paket getirir. Bu, Morrell'in Nathan'a yolladığı film şerididir. Nathan, paketi açınca içindeki filmin, Stanley Kubrick'in 2001: Uzay Macerası filmi olduğunu görür. Morrell'in evini arayınca karşısına Müfettiş Ishimori çıkar. Morrell öldürülmüştür. Ishimori ve adamları ise araştırma yapmak için Morrell'in evine gelmişlerdir. Morrell, eski bir polistir. İşi bıraktıktan sonraysa kaçakçılık yapmaya başlamıştır. Morrell'in evine gidip, Ishimori ile atıştıktan sonra eve dönen Nathan, film şeridini, manyetik banta aktarması için robot dostu Mac'ten yardım ister. Mac'ten yardım sözü alan kahramanımız, bilgisayardan Kubrick hakkında bilgi toplar. Fakat, 1992 yılında Macintosh ortamına kaydedilen tüm bilgilerin yanlışlıkla silinmesi sonucu Kubrick hakkında yeterli bilgiye ulaşamaz.
Balkona çıkıp düşüncelere dalan Nathan, komşularının hayvanı Ubiq'in üzerine atlamasıyla yere düşer. Katia, Ubiq'in yaptığı şey için Nathan'dan özür diler ve onun aslında bir Klonz olduğunu söyler. Klonz'lar, genetik bir deneydeki hata yüzünden doğmuş bir ırktır. Katia, Nathan'ı daha sonrası için çaya davet eder ve Batı Kıyısından gelecek olan yeğeni Penelope ile Nathan'ı tanıştıracağını sözlerine ekler.
Nemo, yagmurlu bir gecede evde kitap okurken birden kapı çalar. İçeriye giren, yagmurdan sırılsıklam olmuş Penelope'dir. Halaları Katia ve Julia'ya ulaşamadığı için Nathan'ın kapısını çalmıştır. Çok konuşkan bir kız olan Penny, pot kırarak Nathan'a sevgilisi olup olmadığını sorar. Nathan, karısını yıllar önce kaybettiğini söyler. Penny, boşboğazlığı için özür diler. Daha sonra,duş alıp, üzerini kurulayıp, dinlenmeye çekilen Penny'i evde bırakan Nathan, Mac'in dükkanına gider. Film şeridini Mac'e veren Nathan, Castle isimli, o anda dükkanda bulunan başka bir koleksiyon meraklısının onları dinlediğini farketmez.
Bu arada, tarikat lideri Hackman, TV'de röportaj vermektedir. Programdan sonra adamlarını arar. Morrell'i öldürten Hackman'ın ta kendisidir. Amacı, 2001: Uzay Macerasının insanların eline geçmesini engellemektir. Çünkü, aslında kurduğu tarikat, bu filmin konusundan alıntı, insanları kandırmaya ve paralarını almaya yönelik kurulmuştur. Hackman'ın adamları, filmin Nathan Never'da olduğunu öğrenmişlerdir ve hemen onun peşine düşerler. Evine gidince, Penelope ile karşılaşırlar. Filmi getirmesi için Nathan'ı tehdit etme amaçlı olarak Penny'i kaçırmaya karar verirler. Julia ve Katia, yegenlerini kurtarmak isteseler de, bunu başaramazlar. Nathan, haberi alır almaz filmi verip, Penny'i kurtarmak için Mac'in dükkanına gider. Mac, kolu parçalanmış bir şekilde yerde yatmaktadır. Ona, bunu yapanlar ise, 2001: Uzay Macerası filmini ele geçirmek isteyen Castle'ın adamlarıdır. Castle'ın evine gizlice girmeyi başaran kahramanımız, filmi Castle'dan almayı başarır.
Hackman'ın adamlarından Leonid ile irtibat kuran Nathan, değiş tokuş için ikinci sektördeki terkedilmiş bir lokalde randevu verir. Burada filmi izleme fırsatı bulan kahramanımız, Hackman'ın sahtekarlığını anlamıştır. Hackman ve adamları, yanlarında Penelope ile birlikte lokale gelirler. Hackman, Morrell'i kendisinin öldürttüğünü itiraf eder. Kurduğu sahte tarikat imparatorluğunun yıkılmasını önlemek için herşeyi yapacağını söyler. Filmi yok etmesi için Leonid'e emir verir. Leonid, filmi tam yakacakken karşısında Castle ve adamları belirir. Castle, filmin peşini bırakmamıştır. Hackman ve Castle'ın adamları arasında çıkan kavgada lokal alev alır. Castle, filmi almak için alevlerin arasına atlar ve bu hatası onun sonu olur. Nathan ise Penny'i kurtarmayı başarır. Hackman ve adamları ise olay yerinden kaçmıştır bile.
Sonunda Kara Taş Tarikatı müritleri için beklenen gün gelmiştir. Sun Vadisi'nde, Kara Sütun, müritleri ile konuşacak ve onlara yol gösterecektir. Hackman'ın amacı bu yolla daha çok mürit ve daha çok para kazanmaktır. Televizyonlar bu olayı canlı yayın olarak vermektedir. Kara Sütun birden titremeye başlar. Fakat beklenmedik bir olay olur ve Sütun parçalara ayrılır. İçinden ise dev bir hapörler ortaya çıkar. Böylece insanlar kandırıldıklarını anlarlar ve Hackman'ı linç ederler. Sütun'un patlamasının sebebi ise Nathan'ın yerleştirdiği bomba düzeneği sayesinde olmuştur.
Ertesi gün, havalimanında Nathan, Penny'e veda eder. Penny, Nathan'ın onu hep hatırlaması için dudağına bir öpücük kondurur ve uçağına doğru yol alır...

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347610012l/16007342.jpg)

Ad yayıncılıktan çıkan ilk 10 sayının her biri bir diğerinden güzel

Bu hikayede en çok aklımda kalan şey; O koleksiyoncunun  değerli eşyalarının arasında Marty amcanın ilk sayısının olmasıydı

Ayrıca;Aylık seride önümüzdeki aylarda Marty amca ile Nathan tekrar karşılaşacak

Hüseyin sevabın büyük yazılıyor  ;D

Martin ile ilgili çok güzel bir detay yakalamışsın Behzat :)
Sahiden de bu ilk 10 sayının tadı bir başka.

Hatta Martin Mystere'nin orjinal 1. sayı kapağı vardır.Bende bu detayı çok sevmiştim ;D

Hackman'le Lal serisinde tekrar karşılaşıyoruz. Bu sefer linç esnasında ölen gençlerin aileleri intikam almak için Hackman'in peşine düşeceklerdir.

Alıntı yapılan: kalidor - 10 Ağustos, 2012, 11:31:09
Hackman'le Lal serisinde tekrar karşılaşıyoruz. Bu sefer linç esnasında ölen gençlerin aileleri intikam almak için Hackman'in peşine düşeceklerdir.

Bu hikaye de lal 14. sayıda mıydı?

Hüseyin fazla hızlı gitme,benim kitaplar siirtte daha getiremedim.Kitapları tekrar edince daha çok ayrıntı ile sana eklenmek isterim

Hanıma çizgiromanı alıştıramadım ama Kızım arkadan sağlam geliyor.Altta 'Baba 3. cilt bitti 4. cildi ne zaman alacaksın hadiii yoksa dünyayı zindan ederim' bakışını görüyorsunuz  ;D

(http://img33.imageshack.us/img33/1376/090wy.jpg)

Behzat, maşallah çok sevimli :) Deniz, Legs'i andırıyor sanki :)

Tamam yavaş giderim. Destek çıkın banaaaa :)
Bu arada evet Lal'in 14 ve 15.sayılarında Hackman ile karşılaşıyoruz yeniden.

   Destek ne demek.... Ssssssonuna kkkkaddar arkkkandddayızzzz...

;) :D ;D

Ahhhh ben de bundan korkuyordum Rumar abi :)  ;)

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347654065l/16008374.jpg)

Yazar: Bepi Vigna
Çizer: Stefano Casini
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Ağustos 1991

3- EJDERHA OPERASYONU

Maceramız, Nathan'ın geçmişinden bir kare ile başlar. Yıllar önce Jeet Kune Doo savaş sanatını öğrendiği uzay üssündeki tapınakta, rakibi ile yaptığı dövüşü kazanana kahramanımız, sonrasında tapınaktan ayrılmaya karar verdiğini hocasına açıklar.
-Hayatta aşman gereken binlerce sınav var, Nathan. Ama kuvvetin, kaderini değiştiremez. Çünkü, insanların kaderi yıldızlarda yazılıdır...
Günümüz...Dünya Gezegeni...Ordu, gizli bir laboratuarda üretilen ölümcül bakterilerin saklandığı bir depo bulmuştur. Bakterilerin insanlar için öldürücü olduğu anlaşılınca deneyler durdurulmuştur. Fakat, deneylerin durdurulmasından memnun olmayan birisi, bakterileri saklamayı başarmıştır. Ordu, bakterileri bulunca onları güvenli bir yere nakledip, yok etmek ister. Fakat, nakil uçağını kullanacak pilotun yerine geçen birisi, orduyu atlatarak, bakterileri gizli bir örgüt lideri olan Athos Than'a yani Bay Ejderha'ya götürür.
Savunma Bakanlığından General Powers ile Albay Talbot, Alfa Ajansı'na gelmişlerdir. Nathan ise kızı Ann'i ziyaretten dönmüştür. Reiser, hemen Nathan'ı odasına çağırır ve onu, ordu subayları ile tanıştırır. General Powers, Nathan'a çalınan bakterilerden söz eder. Bakterilerin kimin tarafından çalındığı bilinmektedir ama ispat edilememektedir. Athos Than aynı zamanda milyarder bir suçludur. Ve bu zamana dek suçluluğu ispat edilememiştir. Çalınan bakterilerin, Than'a ait olan Ejderha Adası'nda saklandığı ordu tarafından bilinmektedir. Fakat özel mülk olduğu için kimsenin adaya girme yetkisi yoktur. Powers, adaya girmenin tek yolunun, Than'ın her yıl düzenlediği Jeet Kune Doo turnuvasına katılmak olduğunu söyler. Nathan ise, bu iş için biçilmiş kaftandır. Görevi, turnuvaya katılmak ve adadaki bakterilerin saklandığı yeri ortaya çıkarmaktır.
Terry Ying isimli genç bir doktorun, erkek kardeşi de aylar önce bazı araştırmalar üzerinde çalışmak için Ejderha Adası'na gitmiştir. Ying, kardeşinden bir süredir haber alamamaktadır. Bir akşam, merak saldığı dövüş sporunu yaptığı salondan eve doğru dönerken, yolunu kesen çapulcuları alt eder. Eve vardığında ise kardeşinden bir mesaj geldiğini görür. Şifreli mesaja göre kardeşi tehlikededir ve ablasının yardımına ihtiyacı vardır. Böylece, Terry, kardeşini bulmak ümidi ile turnuvaya katılmaya karar verir.
Kaplan takma isimli bir dövüşçü olan Martin, yapacağı son maçtan önce bir zarf alır. Buna göre, karşılaşmayı bilerek kaybetmesi için mafya onu tehdit etmektedir. Fakat, o inandığı şeyi yapar ve rakibini alt eder. Bunun üzerine, mafya elemanları, Martin ve yardımcısı Jerry'i soyunma odasında sıkıştırır. Jerry'i bayıltıp, Martin'i de dizlerinden vururlar. Böylece Martin'in dövüş kariyeri sona erer. Yardımcısı Jerry, Martin'i hastaneye kaldırır. Ve bu güne dek geçimlerini Martin'in sağladığını ama artık kendisinin, Martin'in kaplan maskesini takıp, onun yerine dövüşeceğini söyler. Martin, Jerry'nin bunun için hazır olmadığını belirtse de, Jerry, kendisini ispatlamak için Ejderha Adası'ndaki dövüş turnuvasına çoktan yazılmıştır bile.
Bu arada, Ejderha Adası'nda Athos Than'ın elemanı Profesör Estin, bakterilerle ilgili çalışmalarını tamamlamıştır. İnsan beynine yerleştirdiği bakteriler, insana emretmelerini ve kontrol etmelerini sağlamaktadır. Estin'in ilk kurbanı ise Terry'nin kardeşi olmuştur. Ying'in beynine yerleştirdikleri bakteriler ile onu üstün ama ruhsuz bir dövüşçü haline getirmişlerdir. Than'ın amacı ise bu şekilde yenilmez bir ordu yaratmak ve Dünya'yı kontrolü altına almaktır.
Havalimanından, Ejderha Adası'na kalkmakta olan uçağa yetişmeye çalışmakta olan üç kişi vardır. Robert Clouse takma adını alan Nathan, kardeşini kurtarmak için dövüşe katılan Terry ve kendisini ispatlamaya uğraşan Jerry...Bu üçlünün kaderi, Ejderha Adası'nda kesişecektir.

3. ve 4.sayıların esinlenildiği film: Bruce Lee'nin başrolünü oynadığı 1973 yapımı Enter the dragon filmi. Jackie Chan'de bu filmde figüranlık yapmış.

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/c/ce/Enter_the_Dragon.jpg)

Nathan'ın en son çıkan cildi bu hikayenin devamı,okuyorum şimdi.

4. ciltteki önsözde bu sonbahar ikişer sayılar halinde Nathan speciale çıkacağını daha sonra ise aylık seriye göre şekilleneceklerini yazmış İlker bey.Yani aylık seride 97 yılında isek o senenin Özel serisi çıkacakmış

Özel sayıların da çıkacağını duymak çok güzel bir haber:)
Bu arada, 3.sayı ile ilgili kısa bir not: Nathan, Hazine Adası kitabını okuyor uçakla adaya doğru giderken :)

SAYI 4: ÖLÜM ADASI

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347654225l/16008378.jpg)

Yazan: Bepi Vigna
Çizen: Stefano Casini
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Eylül 1991

Nathan, Terry ve Jerry'i taşıyan uçak sonunda Ku-Fang havalimanına varmıştır. Terry'de gizemli bir hava sezen kahramanımız, onunla konuşmak istese de Terry, Nathan'ı tersler. Bir robot sayesinde adaya gidecekleri geminin olduğu limana getirilirler. Jerry, kaplan maskesi taktığı için Clay isimli başka bir dövüşçünün alayına maruz kalır.
Dövüşçülerin gelişini izleyen Athos, durumdan oldukça memnundur. Yardımcısı Bolo'ya, tüm dövüşçüleri büyük salonda toplamasını emreder. Gong sesi ile birlikte salona giren Than, dövüşçülere hoşgeldin konuşması yapar. Aynı gece, Nathan kimseye görünmeden araştırmalara koyulur. Onun gibi düşünen başka birisi daha vardır. Terry de, kardeşini bulmak umuduyla gecenin karanlığında, ada da araştırma turuna çıkmıştır. Bu arada, Profesör Estin, yaptığı deneyler sonucu, bakterilerin her bünyeye uyum sağlayamadığını anlar. Son deneyi ölmüştür. Estin'in şimdiki amacı, bakterileri kabul edebilecek bedenler bulmaktır. Terry, Estin'in laboratuarına yaklaşınca, bir nöbetçi tarafından görülür. Nathan'ın yardımı ile nöbetçi etkisiz hale getirilir. Böylece ikili, başka bir riske girmemek için kaldıkları yere giderler ve birbirlerine adada bulunuş amaçlarını açıklarlar.
Bolo, efendisi Than'a son gelişmeleri açıklar ve Terry'nin dövüş esnasında düşürdüğü kafa bandını gösterir. Terry'nin kimliği açığa çıkmıştır. Fakat, Than, bunun ortaya çıkmasını istemez. Terry'nin gerçek amacını öğrenmek için peşine adam takmaya karar verir.
Ertesi gün, turnuvalar başlamıştır. İkinci sırada dövüşecek olan Jerry'dir. Rakibi, çok zorlanmadan Jerry'i yener. Herkes şok içindedir çünkü hiçkimse Kaplan'ın bu kadar çabuk yenileceğini düşünmemiştir. Jerry, kanlar içinde yere yığılır ve revire kaldırılır. Estin, Jerry'nin bedenini inceler ve bakterilere uyum sağlayacağına karar vererek onu operasyona alır. Bu sırada, dövüş sırası Nathan'a gelmiştir. Jeet Kune Doo sayesinde rakibini hemen alt eder.
Aynı gece, Nathan, Terry'i güvenlik açısından otelde bırakarak, araştırmalarına devam eder. En sonunda bakterilerin saklandığı depoyu bulur ama alarm çalması ile birlikte oradan uzaklaşır. Bolo, yeniden başarısız olmuştur. Than buna çok sinirlenir. Ve ilk bilgisayar-insan olan Terry'nin kardeşi Chen'e emir vererek, Bolo'yu öldürtür. Terry'nin amacını öğrenince de, terry ile kardeşini turnuvada dövüştürmek ister. Böylece ertesi günkü turnuvada bizzat Than, anons yaparak, arenaya Terry'i davet eder. Karşısında Chen'i gören Terry ona karşı gelemez. Bunu gören Nathan, Terry'i korumak için arenaya atlar. Rakibinin artık insan olmadığını anlayınca, Shaolin tapınağında öğrendiği, çok az insanın bildigi gizli bir teknik olan dengelerin dağıtılması yöntemi ile Chen'i yenmeyi başarır. Chen, arenanın tepesinden uçuruma düşerek ölür. Teryy buna çok üzülse de, Nathan, Chen'in uzun zaman önce ölmüş olduğunu, karşılarındakinin ise sadece onun bedeni olduğunu söyleyerek onu teselli eder.
Than, adamlarına ikiliyi yakalamalarını emreder. Bakterilerin ve ana bilgisayarın olduğu odaya sığınmayı başaran kahramanlarımız, Terry'nin bilgisayar dehası sayesinde Sigmund'a yardım emsajı göndermeyi başarır. Aynı zamanda da, Than'ın beyinlerini kontrol ettiği adamlarını devre dışı bırakır. Estin, ana bilgisayarın düşmanları tarafından ele geçirildiğini anlayınca, ana bilgisayardaki tüm bilgileri Jerry'nin beynine aktarır. Than, tüm adamlarını toplayarak son saldırı emrini verir. Fakat tam o anda, gökyüzünde askeri Flyer'lar belirir. Terry'nin yardım çağrısı işe yaramıştır. Than, Estin ile birlikte Jerry'i de alarak Ejderha Gemisi'ne atlar ve kaçmaya çalışır. Gemide kendine gelen Jerry, bilinçsiz bir şekilde Estin'i öldürür. Nathan ise son bir çabayla gemiye atlamayı başarmış ve Than ile karşı karşıya gelmiştir. Than'ı alt eden Nathan bu kez karşısında Jerry'i bulur. Onun üstün gücüne karşı koyamaz. Bu arada, kontrolü kaybeden gemi kayalıklara çarparak infilak eder. Ajanımız, sağ olarak su yüzüne çıkar. Than ve Jerry'den bir iz yoktur. Terry ve Nathan birbirlerine veda ederken, efendisi Athos Than'ı kurtaran Jerry, su yüzüne çıkar...

Güzel hikayeler devam ediyor. Nedense birden Nathan Never okuma itkisi geldi.  ;D
Yarın akşamdan itibaren itibaren bir kaç cilt okumaya karar verdim.  ;)

SAYI 5: GÖRÜNMEZ GÜÇ

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347780273l/16028168.jpg)

Yazar: Michele Medda
Çizer: Romeo Toffanetti
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Ekim 1991


Northex semtinde bir otel odası.. Bir hayat kadını ve bir adam.. Adam, kadınla zorla ilişkiye girmek istediği anda, kadın telekinezi güçlerini kullanarak adamı yaralar ve oradan uzaklaşır.
Polis karakoluna gelen Edmund ve Agatha De Haven'in kızları Angel kaybolmuştur. Polis müfettişinin verdiği habere göre, otel odasında telekinezi güçleri ile bir adamı yaralayan kişi, De haven'ların kızı Angel'dır. Fakat buna inanamazlar çünkü De Haven'lar Reverendo Skotos'un lideri olduğu İlahi Varlık isimli dini bir tarikata üyedir. Kızlarının asla böyle birşey yapmayacağını söylerler. Polis müfettişi, Angel'ı aramaya devam edeceklerini ama koca şehirde işlerinin çok zor olduğunu belirtir. Bunun üzerine baba De Haven, Alfa Ajansı'na başvurmaya karar verir. Reiser, bu görev için Nathan ve Legs'i görevlendirir. Kahramanlarımız, Angel ile yaraladığı adamın buluştuğu 4. seviyedeki bir bardan araştırmalara başlamaya karar verirler. Legs, hiç alışık olmadığı topuklu ayakkabıları giyince, bu işi başına açtığı için Nathan'a sataşır. Bara girdiklerinde yanlarına Chaco isimli küçük bir çocuk gelir ve onlara erotik hologram diski satmak ister. Nathan, çocuğa toz olmasını söyler. Bardaki araştırmaları sonucu, Chaco'dan diski almaya karar verirler. Diskin içinde, Angel'ın da rol aldığı bir prn film vardır. De Haven'a bunu açıklamak zorunda kalırlar. De Haven, kızını bulmak için aramalara katılmak istedigini söylese de Nathan bunu kabul etmez.
Daha sonra Nathan ve Legs, Chaco'nun evine gidip, filmi nereden bulduğunu sorarlar. Chaco'nun filmi aldığı dükkan sahibinden zorla da olsa, filmin çekildigi stüdyoyu öğrenen ikili, hemen oraya yollanır. Eric ve Bernard isimli adamların sahibi olduğu stüdyo'ya yine kılık değiştirerek gelen ajanlarımız, Greenhouse şirketi için çalıştıklarını ve filmleri finanse etmek istediklerini açıklarlar. Eric, farkettirmeden onları denemek için Make Room Honey isimli filmi izleyip izlemediklerini sorar. Aslında böyle bir film yoktur. Bunun üzerine Eric ve adamları Mikroçip ile Mikroçop adlı iki cüce, kahramanlarımıza saldırır. Topuğu kırılan Legs'in ayak bileği incinir. Neyse ki şanslarına, De haven onları gizlice takip etmiştir. Ve zor durumda olduklarını görünce onlara yardıma koşar. Böylece Eric ve adamlarını alt ederler.
Legs, ayağı incindiği için görev dışı kalır. Nathan ve De Haven, beraber araştırmaya devam etmeye karar verir. Broadway'deki barlara giderler. De Haven, gördüğü manzaralar karşısında fenalaşır. Geçmişten gelen görüntüler onu rahatsız etmektedir. Nathan, araştırmaları sonucunda Angel'ın arkadaşı Marsha'ya ulaşır. Sarışın olan Marsha'nın odasına girer ve Angel hakkında konuşur. Ailesinin, Angel için telaşlandığını söyledigi anda, Marsha sinirlenir ve birden odadaki ışıklar patlar. Marsha, taktığı peruğu çıkartır. Bu aslında Angel'ın ta kendisidir. Marsha iki hafta önce kaybolmuştur. Angel'da polis onu aradığı için peruk takarak Marsha'nın kılığına girmiştir. Nathan, Angel'a eve dönmesi gerektigini, reşit olmadığını bu yüzden de çok fazla ceza almayacağını söyler. Onun omzuna dokunduğu anda ise, Angel, geçmişten bir kare görür. Küçüklüğünde birisi ona zorla ve defalarca tecavüz etmiştir. Geçmişi hatırlayan Angel, telekinezi güçleri ile Nathan'ı atlatarak kaçmaya başlar. Bu arada Eric ve adamları da Nathan'ı takip etmiştir. Angel'ı bir arabaya bindirerek oradan uzaklaşırlar. Ajanımız hemen arabaya atlayarak onları takip etse de, Angel telekinezi güçleri sayesinde Nathan'ın kullandığı arabanın önünü yol tabelası düşürerek engeller. Nathan ve De Haven, polise gerekli açıklamaları yaptıktan sonra hemen Eric'in sahibi olduğu stüdyoya gider ve araştırma yaparlar. Buldukları bir diskin içinde Snuff adı verilen bir prn film vardır. Bu filmin sonunda ilişkiye girilen kız öldürülmektedir. Nitekim filmde oynayan Angel'ın arkadaşı Marsha'dır. Bernard ve Eric'in niyeti, Angel'ı da Snuff bir filmde oynatmaktır. Angel, gizlice onları dinlerken bunu duyar ve saklandığı yerden kaçar. Durumu farkeden Eric ve adamları Angel'ın peşine düşse de, Angel telekinezi güçlerini kullanarak onları öldürür. Nathan ise Bernard'ı öldürerek onun Angel'a zarar vermesini engeller. Sonunda baba, kız karşı karşıya gelmiştir. De Haven, Angel'a onun gerçek babası olmadığını açıklar. Angel, şok olur.
-Bu bir yalan...İgrenç bir yalan. Yalan söylüyorsun...
- Hayır, Tanrı şahidimdir yalan söylemiyorum. Angel, annenle evlendiğimde hamileydi. Baban kaçmıştı..Annen, Agahta, beni tekrar hayata döndürdü. Ben bir alkoliktim. Böylece Agahta ile evlendim. Ve senin kızım olduğunu söyledim. Bu gerçek Angel..Tanrı üzerine yemin ederim...
-Tanrıyı karıştırma...Bunun seni haklı çıkaracağını mı sanıyorsun? Seni bağışlayacağımı nasıl düşünebilirsin..Sen..Sen beni...
Angel, sözünü bitiremez. Nathan bunu duyunca çok şaşırır. De Haven, Angel'dan af diler. Annesine geri dönmesini ve kendisininde uzaklara gidecegini söyler. Angel, saati göstererek, artık yeni yaşına girdiğini ve reşit olduğunu belirtir.
-Nereye gideceksin, Angel!?
-Bana Marsha de, baba! "Melek"ler Cennete gider. Ben Cehenneme gidiyorum...
Angel, rüzgarlı gecede, Nathan ve De Haven'ı geride bırakarak, üzerinde Hell yazan alt geçide girip gözden kaybolur...

Nathan'ın en sert senaryoya sahip öykülerinden biri. Açıkçası okuduğum ama zamanla unuttuğum maceraların özetlerini okumak çok iyi oluyor. Sağolasın Nemo. Bu macera 1991'de yazılmış. 1995 yapımı James Cameron'un yazdığı, Katryn Bigelow'un yönettiği ve başrolünde Ralph Fiennes'in oynadığı oldukça ilginç Strange Days filminde de erotik hologram gibi olmasa da benzer bir görsel aygıt vardı. Bir de bir Juliette Lewis vardı ki...

http://www.youtube.com/watch?v=HKnlo7sLfa0

        Okuduğum yıllarda (ortaokul) beni acayip etkileyen bir hikaye olmuştu.Senaryo dışında verdiği sert mesajlarla bünyemi allak bullak eden hikayenin çıkış noktası olan film Paul Schrader'in yönettiği başrollerinde George C. Scott ve Peter Boyle'ın oynadığı Hardcore filmidir.

        Kalvinist bir ailenin daha reşit olmayan kızı evden kaçar ve purno dünyasına atılır ve tabi Babası da onu aramaya başlar...

   (http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQzBKkye-XGYEajkH-1FEn9nzh3s6vlWqU5GTusfgaruBeUGBiFLQY3T4TcrA)

  Hayırdır? Sesimiz çabuk mu kısıldı? Sıfırın altında terör yazısı nerede???

Bayram izni abi :) yazı geliyor :))

SAYI 6: SIFIRIN ALTINDA TERÖR

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347780376l/16028170.jpg)

Yazar: Bepi Vigna
Çizer: Germano Bonazzi
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Kasım  1991


Arctic 3 Maden üssü. Federal Savcılık, üs'te uyuşturucu yapımından ve kullanımından şüphelenmektedir. Bunun üzerine Alfa Ajansı'na başvurulmuş ve Nathan, Ripley sahte adı altında araştırma yapması için Arctic 3'e gönderilmiştir.
Arctic 3'te her zamanki maden çalışmaları devam ederken, birden dev bir kutup ayısı madencilere saldırır. Güvenlik güçlerinin müdahelesi ile yaratık durdurulur. Bu arada, madeni gezmekte olan bir grup turist  kafilesinin arasından ayrılarak üs müdürü Shepard'ın odasına girer. Adamın geliş amacı Shepard'ı Alfa Ajansı'na karşı uyarmaktır. Shepard yaptığı araştırmalar sonucu üç kişinin ismine ulaşır. Bunlardan biri de Ripley'dir.
Nathan, madendeki görevine devam ederken, yine dev kutup ayılarının saldırısına uğrar. Saldırıdan yaralı olarak kurtulur. Revire kaldırıldığında Doktor Livesey, kahramanımızın yaralarını tedavi eder. Livesey, Nathan'ın cigerlerinin sağlam olduğunu anlayınca, onun eski bir madenci olmadığını düşünür. Nathan, Livesey'e güvenerek gerçek kimligini ve amacını açıklar. Euridal Poliklorik isimli madde bireyin fiziksel ve zihinsel verimini üç kat arttırmaktadır. Üretimi yasaklanmış olsa da Arctic 3'te gizli deneylere devam edilmektedir. Dev  kutup ayıları da bu deneylerin bir sonucudur. Doktor, Nathan'a yardım etmeye karar verir. Livesey, daha sonra alınan siparişleri kontrol eder ve sonunda bir ipucu yakalar. Bunu, Nemo'ya söyleyemeden, onu farkeden Shepard'ın adamları tarafından kaza süsü verilerek öldürülür. Doktor'un ölümüden sonra araştırmalarına devam eden kahramanımız, en sonunda Shepard ve adamlarının yeni gelen bir kurye hakkındaki konuşmalarını duyar. Shepard'ın adamı Yüzbaşı Lazenby, kuryeyi karşılamak üzere havaray istasyonuna gider. Gelenler üç kişidir. Bunlardan birisi, doktor Lucy Boone, diegri muhasebeci Peacock, sonuncusu ise işçi olarak gelen mutant Plummer'dır. Nathan, kuryeyi yakalamak için bir araç çalıp, istasyona gelir. Gelen üç kişiyi buldugu anda, Shepard'ın adamları kahramanımıza saldırır. Hep birlikte hava trenine sığınırlar. Shepard, onları durdurmak için treni, ölü bir hat üzerine sokar.  Tek kurtuluş çareleri, trenin üstündeki iki tabakayı desteklerinden ayırıp, ters çevirmektir. Böylece vagon, konvoydan ayrılacak ve hepsi de kurtulabilecektir.  Normal bir insan bunu yapamayacağı için, mutant Plummer bu görevi üstlenir. Zor da olsa bunu başarır ve vagon yere düşer. Düşmeden önce, Peacock, doktor Boone'un kurye olduğunu keşfeder. Vagonun düşmesi sonucu ise Plummer ölmüştür. Peacock'ta ölmek üzereyken onu öldürenin Boone olduğunu söyler. Ajanımız, Lucy Boone'u yakalamayı başarsada, mahkemede Arctic 3'te Euridal'ın üretimini ispatlayamaz. Çünkü Shepard tüm delilleri ortadan kaldırmıştır. Nathan2ın tek bir çaresi kalmıştır. Morg'a gidip, Peacock'un cesedini kontrol etmek. Çünkü, Boone, Peacock'u öldürmeden önce Euridal'ı Peacock'un gözüne enjekte etmiştir. Shepard, Nathan'ı durdurmak isterken, dev bir kutup ayısı tarafından öldürülür.

"Arctic 3 Maden üssü. Alfa Ajansı'ndan Ajan Never'ın Federal Savcılık'a raporu. Maden üssünde yüksek riskli uyuşturucu kullanıldığını gösteren kanıtlar bulundu. Bol miktarda saf Euridal ele geçirildi. Olayın sorumluları belirlendi. Tüm operasyonun detayları ilişikteki raporda. Görev tamamlandı. Stop."

SAYI 7: YASAK BÖLGE

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347780582l/16028171.jpg)

Yazar: Antonio Serra
Çizer: Nicola Mari
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Aralık 1991


-"Yalnızım...Altı yıldır her gece olduğu gibi, burada yalnızım..Böyle anlarda hiçbir şey bana yardım edemiyor. Okumayı başaramıyorum..Ya da eski bir film izlemeyi..Müzik dinlemeyi de beceremiyorum..Yalnızca, artık yaşamayan, beni yalnız bırakan eşimi düşünüyorum..Düşünüyorum...Bütün gece boyunca..."

Uzayda bir mekik, Dünya'ya doğru almaktadır. Mekikte June isimli gizemli bir kız, Doktor Alan ve korumaları vardır. Mekik, Dünya'ya yaklaşınca, korumalardan biri olan James, izin isteyerek odadan ayrılır. Amacı, hangarda gizlenen arkadaşlarını saklandıkları yerden çıkarmak ve June ile Alan'ı rehin almaktır. Nitekim, bunu başarırlar ve kendilerini engellemek isteyen koruma gemisini de yok ederler. Mekigin rotası yine Dünya'dır ama inecekleri yer Hell's Island'dır. Burası tek bir köprü ile şehre bağlanan, köprü girişini de polislerin koruduğu bir yerdir. Suç oranının çok yüksek olması nedeni ile boşaltılmış olan bu adada, şu an sadece hastalıklı ve deforme olmuş insanlar yaşamaktadır. Mekik, Hell's Island'a inmeyi başarır. June ile Doktor Alan'ı kaçıranların lideri ise yakından tanıdığımız Kal Skotos'tur. Aynı anda, uzayda bir yerlerde gizemli bir örgüt olan Gölge Kardeşliği'nin lideri Baş Rahip, June'un kaçırıldığını haber alır ve adamlarına onu kurtarmalarını emreder.

Ertesi gün, Alfa Ajansı...Nathan buzullardaki görevinden geri dönmüştür. Legs ve Sigmund ile selamlaştıktan sonra, Helen'in sekreterlikten istifa ettigini öğrenir. Nedeni ise Reiser'ın kaprisleri ve ehem..tacizleridir. Yeni gelen sekreterin adı Janine Spangler'dır. Janine, kazara Nathan ile çarpışır ve o an gözlerini Nathan'dan alamaz.
Kaçırılan mekik, "Drake" havayollarına aittir. Saçlarının alt kısımları beyazlamış, havayolu sahibi, kaçırılan yolcuları kurtarmak için Alfa Ajansı'na başvurmuştur. Nathan, Hell's Island'a girişin çok tehlikeli oldugunu bildigi için Legs'i bu işe bulaştırmak istemez ve yalnız gitmeye karar verir. Mendoza'dan gerekli teknik bilgileri alan kahramanımız yola çıkmadan önce ona veda etmeye gelen Janine ile görüşür. Hell's Island'ın girişindeki koruma noktasını geçen Nathan, gece olunca şehre girer. Yalnız gibi gözükse de, orda yaşayanların gizlice onu gözetledigini bilmektedir. Bilgi almak için, ateş başında ısınmaya çalışan deforme olmuş insanların yanına gider. İçlerinden biriyle dövüşmek zorunda kalsa da, sonunda Smog isimli birinden mekikten kaçırılan insanların nerede olabileceğini öğrenmeyi başarır. Smog, bilgi karşılığında Nathan'dan kemerini vermesini ister. Kahramanımız, bunu yapamayacağını söylese de, Smog'un iki cüce adamı, kemeri alıp kaçar. Kemerdeki izleme cihazı sayesinde Smog'un yerini bulan Nathan, 'kibarca' ondan bilgi ister. June ile Alan'ın saklı tutulduğu yeri öğrenince oraya doğru yola çıkar. Bu arada, beyaz gözlü gizemli çocuklar tarafından izlenmektedir. Havalandırmadan gizlice binaya girmeyi başaran kahramanımız, Kal Skotos ile adamlarının konuşmasına tanık olur. June, onlar için çok önemlidir.
Alan'ı kurtardıktan sonra ikisi birlikte, sıvı dolu cam bir fanusta tutulan June'u kurtarırlar. Tam o anda, Kal Skotos odaya girer ve monomoleküler ışını ile Nathan'ı etkisiz hale getirir. Binada alarm çalınca, Kal'ın dikkati dağılır ve Nathan kurtulmayı başarır. Alarm çalmasının sebebi, Gölge Kardeşliği örgütünün adamlarının binaya girmesidir. Sonunda, Nathan, Alan ve June'u alıp bir binaya sığınır. Kal Skotos, birkaç adamı ile Hell's Island'dan kaçar. Gölge Kardeşliği ise June ve diğerlerini bulmak için adaya dağılır. Alan, Nathan'a June'un bir insan olmadığını ama bunu sonra açıklayacağını iletir. Nathan, saklandıkları binada bulunan kütüphaneye gidip, ordan bir kitap seçip okumaya başlar.
"Yalnızım...Altı yıldır her gece olduğu gibi, burada yalnızım..Böyle anlarda hiçbir şey bana yardım edemiyor. Okumayı başaramıyorum..Ya da eski bir film izlemeyi..Müzik dinlemeyi de beceremiyorum..Yalnızca, artık yaşamayan, beni yalnız bırakan eşimi düşünüyorum."
-Size eşlik edebilir miyim?
-June..Uyumuyor muydunuz?
-Yorgunum. Yanınızda uyuyabilir miyim?
-Tabii, nasıl istersen..
June, Nathan'ın omzuna yaslanır.
-Teşekkürler. Biliyorsunuz..Hep babalarımı, Alan gibi adamları gördüm. Sizin gibi birisinin var olabileceğini sanmıyordum. Beni ve Alan'ı kurtarabilecek güçteydiniz. Şimdi ise ağlıyorsunuz. Niçin?
-Bu, uzun bir hiyake June..Uyu şimdi..Uyu bebeğim...
"Bu gece yalnız değilim..."

7.sayıda serseri pilotumuz Mister No'nun torunlarından birisi ile karşılaşıyoruz.
Mekigi kaçırıldığı için sinir küpüne dönen Junior Jerry'nin agzından şu sözler çıkıyor:)
-"Böyle anlarda büyükdedemin niye delirdiğini çok iyi anlıyorum."
Nathan:
-Şey.. büyükdedeniz mi?
-Evet..Havacılık şirketini kurmadan önce herkese yol vermiş, Amazon'da yaşamaya gitmişti. O devirde temiz kalmış, yaşanabilir yerler varmış. Zaten şansı orada açılmış"
:)

Nathan'ın ara ara Hell's İsland'a yolu düşüyor. LAl 29. sayı Avlar ve Avcılar adlı macera da Hell's Island'da geçiyor. Fakat Yasak Bölge macerası Nathan evreninde June karakteri sebebiyle önemlidir.

Hell's Island; günümüzdeki Manhattan :)

    Dev albüm 4'de de orada değil miydi Nathan?

Mutantlara liderlik edip isyan başlatmak isteyen bir insan vardı. Teknodroidlerden farklı çok sevdiğim bir albümdü. Maceranın başındaki terör saldırısı da oldukça dehşetliydi.

  Yanlışhatırlamıyorsam (okuyalı uzun zaman oldu da) o delikanlı 10. sayıda (Cehennem) ilk defa ortaya çıkmıştı. Hatırlayan var mı?

Evet Rumar abi. Cehennem isimli macerada ilk defa çıktı karşımıza Hans Schneider. Sonrasında bir kez daha 55.sayıdaki İnsan Avı macerasında ki Özer Sahaf yayınladı :)

O zaman kronolojik olarak Hans Schneider'i  dev Albüm 4'te son kez görüyoruz.

O sayıda ölüyor muydu Kalidor? Ben hatırlayamadım.

Alıntı yapılan: Nemo - 27 Ağustos, 2012, 17:47:28
O sayıda ölüyor muydu Kalidor? Ben hatırlayamadım.

Aynen. Şimdi kitap arkalarda olduğu için bakamadım ama yanılmıyorsam bir mutant temizliyordu.

SAYI 8: GÖLGE ADAMLAR

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347865074l/16030728.jpg)

Yazar: Antonio Serra
Çizer: Nicola Mari
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Ocak 1992

Hell's Island... Nathan, onları takip eden Gölge Kardeşliği'nin adamlarından ikisini yere serip, silahlarını almayı başarır. Geride baygın bıraktığı adamları ise, Nathan'ın kavga yerinden ayrılmasından sonra gelen bir yaratık öldürür. Bu arada, Nathan ile irtibatı kaybeden Alfa Ajansı'nda Legs, adaya gidip Nathan'ı aramaya karar verir ama Reiser onu engeller. Artık silahlı olan kahramanımız, Dr. Alan Byrnes ve June'u alıp harekete geçmeye karar verir. Fakat, Gölge Kardeşliği onları bulur. Dostlarımız, beyaz gözlü çocukları sayesinde peşindekileri atlatmayı başarır. Geride kalan Gölge Kardeşliği'nin elamanları ise yine esrarengiz yaratık tarafından öldürülür.
Beyaz gözlü çocukların sığınağına gelen Nathan, aslında onların mutasyona uğramış ve hep çocuk kalacak yetişkinler olduğunu anlar. Liderleri Bill, gelenlerden birinin adının Nathan olduğunu öğrenince, yıllardır onu beklediklerini söyler. 7 yıl önce Nathan ve arkadaşı Tom Colter'ın görevleri Hell's Island'a düşmüştür. Bir katilin peşindelerdir. Fakat, katil ile Tom denize düşüp kaybolmuş ve bir daha haber alınamamıştır. Beyaz gözlü çocuklar, Tom'u sudan çıkarsa da, ölmesine mani olamamışlardır. Tom'un son sözü Nathan olduğu için, beyaz gözlü çocuklar yıllardır kurtarıcı olarak Nathan'ın gelmesini beklemişlerdir. Gölge Kardeşliği'nin adamlarını öldüren esrarengiz yaratık ise, Nathan ve Tom'un yıllar önce peşinde oldukları katilin ta kendisidir. Mutasyona uğrayan katil, şu an olduğu yaratık şekline gelmiştir. Ajanımız, yıllar önce Tom'un kullandığı kıyafeti giyerek, yaratığa karşı mücadeleye girişir. Zor olsa da yaratığı öldürmeyi, ve beyaz gözlü çocukları, onun tehditinden kurtarmayı başarır.
Alan ise Nathan'a, June'un bir biodroid olduğunu söyler. Yani mekanik sinirsel devrelerin oluşturduğu bir çeşit robot. June'u Gölge Kardeşliği yaratmıştır ve onu Dünya'ya yollamalarındaki amaç, uyum sağlayıp sağlayamayacağının araştırılması içindir. Fakat, Dünya atmosferine giriş sırasında June, bayılmıştır ve bu da onun patlamasına yol açacaktır. June istemeden bu konuşmaya gözyaşları içerisinde kulak misafiri olur.
Yaratığı öldürdükten sonra Nathan, beyaz gözlü çocuklardan, adadan kaçış yolunu göstermeleri için yardım ister. Kanalizasyona giren dostlarımız, burada Gölge Kardeşliğinin 1 numara ve 2 numara kod isimli adamları ile karşılaşır. 1 Numara, Baş Rahip'ten aldığı emrin aksine Nathan ve diğerlerini öldürmek ister. June'un araya girmesi ile Doktor Alan, 1 numarayı öldürür. 1 Numara, kanalizasyon suyuna düşüp gözden kaybolur. Nathan ise, 2 numarayı serbest bırakır. 2 numara, sağ kalan adamlarını toparlayıp son bir kez Nathan ve diğerlerinin peşine düşer. Timsahları kontrol edebilen bir başka mutant sayesinde onlardan kurtulan kahramanlarımız, kurtulmayı başaran 1 numara ile son kez mücadele ederler. Mücadele sonunda 1 numara ve Doktor Alan, kanalizasyon suları içinde kaybolur. June ile Nathan, sonunda kanalizasyondan çıkıp, Hells Island ile şehir arasındaki köprüye ulaşırlar. Köprü üzerinde koşarken, June, Kal Skotos tarafından vurulur. June, patlayacağını anlayınca Nathan'a uzaklaşmasını söyler. Kal, tam yeniden ateş açacağı sırada June, küçük bir güneş gibi patlar. Köprü polislerinden birisi ise giydiği zırhı kalkan yaparak Nathan'ın üzerine atılır ve onu patlamadan kurtarır.
"Gözyaşları içinde adını haykırdım, ama kendi sesimi duyamadım. Bir anda herşey bitti. Çöken sessizlik, mahkum edilmek gibiydi. Yine yalnızdım..."
Gölge Kardeşliğinin gizli karargahı.. Başrahip, deneyin başarısız olduğunu, aralarında da bir hain olduğunu ve onu bulmaları gerektiğini yardımcısına söyler. Ve ardından deneylere devam edeceklerini ekler.
Öte yanda, Kal patlamadan sağ kurtulmayı başarmıştır ve annesi Sada'nın uyguladığı tedavilerle iyileşmeye çalışmaktadır. Babası Aristotele Skotos ise Apokalips Plaza'nın camından dışarı bakarak gelecekle ilgili planlarını düşünmektedir.
-Evet, Aristotele Skotos işe baştan başlayacak, yeni bağlantılar kuracak, doğru rotayı çizecek ve er ya da geçrakiplerini yeniden kapana kıstıracak...Er ya da geç, ötekilerin üstün bilgisi eline geçecekve dünyada yeni bir çağ başlayacak.Buna hükmeden kişi de o olacak. Yalnızca O!...

Çocukların Nathan'ı kurtarıcı olarak görmeleri Mad Max 3 filmine gönderme gibi. Gabriel Muamması adlı macerada ise Gabriel goril kılıklı Kal Skotos'un gerçek anlamda hoşafını çıkartıyordu. Kal'den geriye kalanlardan ancak marmelat olurdu.

Okuyucu mektupları kısmında da bu maceranın esinlenildigi başka bir film olarak Moonraker gösterilmiş:

(http://www.covershut.com/covers/James-Bond-Moonraker-1979-Front-Cover-27391.jpg)

Benim favori Nathan öykülerimden birisi,hatta 1.sidir diyebilirim rahatlıkla.

Benim de okuduğum ilk Nathan macerası olduğu için yeri ayrıdır:)

Umar Abi zamanında bu okuyucu mektubunu çürütmüştür ;)

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,2158.0.html

   Yapmışımdır. İyi de yapmışımdır.  ;)

Eline sağlık Rumar abi :)

SAYI 9: BİR YABANCININ GÖZLERİ


(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347865164l/16030730.jpg)

Yazar: Michele Medda
Çizer: Stefano Casini
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Şubat 1992


Şehir, sabaha yağmurla uyanmıştır. Tom's Diner isimli kafede birşeyler içmekte olan Manny Grey'in gözü yağmurda sırılsıklam olan kıza takılır. Kızın sakarlığı ile Manny'nin çayını dökmesiyle ikili göz göze gelir.
Şehrin diğer tarafındaysa Nathan üç aydır peşinde olduğu katil Bant'ın peşindedir. Karısının evine sığınan Bant'ı enselemek için camı kırıp içeriye girer. Bant, Nathan'ı yenecekken, karısı Bant'ı vurup öldürür. Çünkü, onu terkettiğinde arkasında bir sürü borç ve bir çocuk bırakmıştır. Bu hüzünlü olayı geride bırakan Nathan, ertesi gün, Alfa Ajansı'nda yeni müşterisi ile konuşmaktadır. Lucy Vega, kayıp olan çocukluk arkadaşı Hannah Owens'ı bulması için Ajansa başvurmuştur.
Manny'nin tanıştığı kızın adı Amanda'dır. İkili arasında kısa sürede bir aşk doğar. Manny, MPC TV'de kameramanlık yapmaktadır. Amanda ise bir yayınevinde çizerlik. Nathan, Sigmund'un da yardımıyla son aylarda üç kadının öldürüldüğünü söyler. Hannah'ın da aynı katil tarafından öldürülmüş olabileceğini belirtir. Çünkü, öldürülen diğer kadınlar gibi Hannah da yalnızdır. Ve Sigmund'a göre, bir yabancının gözlerine kanmışlardır. Araştırmaya ilk önce işyerinden başlayan Nathan, Hannah'ın patronu ve iş arkadaşları ile konuşur. Daha sonra yaşadığı daireye gider. Aksi ev sahibesini başından savdıktan sonra evde araştırma yapar. Fakat aniden başına yediği bir darbe ile sersemler. Ona vuran esrarengiz kişinin peşine düşse de, izini kaybeder.
Nathan'a vurup kaçmayı başaran Manny'nin ta kendisidir. Nathan, Hannah'ın dairesinde bulduğu video görüntülerini Sigmund'a götürür. Video'da Hannah ve erkek arkadaşının görüntüleri vardır. Sigmund gerekli düzeltmeleri yapınca Manny'nin yüzü ekranda belirir. Kahramanımız, Lucy'i yemeğe davet eder ve ona son olan olaylar hakkında bilgi verir. Yemek sonrası, Lucy'i evine davet etse de, Lucy bunu reddeder.
Ertesi gün, yağmur hala devam etmektedir. Manny ve Amanda yeniden buluşmuştur. Manny, kıza aşkını ilan eder. İkili birlikte olur. Bu arada, Manny'nin ESP güçlerine sahip olduğunu öğreniriz. Manny, Amanda'ya ilişkilerinden kimseye bahsetmemesini sıkı sıkı tembihler. Nathan ise Hannah'ın videosunu defalarca izler ve sonunda katilin Museum of Worlds'ü kendine mekan olarak seçtiğini anlar. Manny, aynı şekilde Amanda'ya da Museum of Worlds'te randevu vermiştir. Fakat, izlendiğini anlayınca hemen oradan kaçar. Kahramanımız, Manny'nin peşine düşse de bir kez daha onu elinden kaçırır. Sigmund ise yine dehasını konuşturmuş ve katilin bir kameraman olduğunu tespit etmiştir. Böylece, daha önceden çıkardığı robot resmi tüm TV kanalalarına gönderir.
Amanda yatakta uyumaktadır. Manny, dışarda yağan yağmuru izlemektedir. Güçleri sayesinde Amanda'nın rüyalarındaki mutluluğa tanık olur. Onu öldürüp, öldürmemek arasında kararsızdır. Birden duyduğu helikopter sesi ile uyanan Amanda, Manny'nin elini tutar.
-Manny, sen..sen bana kötülük etmezsin, değil mi?
Manny, binanın çatısına çıkar. Nathan ise Legs'in kullandığı helikopterden atlayarak onu durdurmaya çalışır. Çatının kenarına gelen Manny, arkasını dönüp son bir kez Nathan'a bakar ve kendisini çatıdan aşağı atar. Legs ve Nathan, eve girdiklerinde Amanda'yı uyur halde bulur.
Ertesi gün haberlerde cinayetler ile ilgili yayınlar vardır. Nathan, kafeye gelmiş birşeyler içmektedir. Yağmur yağmaya devam etmektedir. Birden yolun karşısında, Lucy Vega'yı görür. İkili göz göze gelir.
-"Neden bilmem yağmur damlarının vurduğu pencerenin berisinden caddeye bakıyor ve O'nu görüyorum. O da beni görüyor. Bakışlarımız buğulu cama rağmen kesişiyor. Sonra O, kendi yoluna gidiyor. Ben de çoktan soğmuş olan kahvemi içiyorum..Dışarıda yağmur yağıyor..."

  Bu maceranın ismini her okuyuşumda aklıma Duran Duran'ın "The Eyes of a Stranger" şarkısı gelir.

Ağır aksiyon içeren ve bağlantılı 7. ve 8. sayılardan sonra bilimkurgudan çok dedektiflik öğeleri içeren bir maceraydı. Arada dinlenmek lazım :) 

SAYI 10- CEHENNEM

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347865688l/16030736.jpg)

Yazar: Bepi Vigna
Çizer: Dante Bastianoni
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Mart 1992

7. düzeydeki Central Bank. Hans ve Pete isimli iki kişi, soygun amaçlı bankaya girer. Bankadaki kadının telaş yapması sonucu, Pete, kadını öldürür. Polisler, motorsiklet ile kaçan ikilinin peşine düşer. Hans kaçmayı başarsa da, Pete, polis kurşunları ile ölür ve kaskını çıkaran polis, Pete'in aslında bir mutant olduğunu görür.
Ertesi gün, TV kanalları bir mutant ve bir insanın soygun girişimine yer verir. Şehrin yeni belediye başkan adayı Franz Hoenzoller ise, seçim kampanyası için bu durumu kullanmaya karar verir ve kaçan soyguncuyu yakalayana beş milyonluk ödül vaat eder. Bunun üzerine Ethan Edwards komutasındaki bir grup azılı vigilante grubu, birinci düzeye inerek Hans'ın peşine düşer.
Alfa Ajansı..Janine, Nathan'dan bir akşam yemeği için söz ister. Bu arada Hans Schneider'ın anne ve babası, Ajans'a başvurmuştur. Amaçları, oğullarının bulunmasını ve adilce yargılanmasını sağlamaktır. Nathan görevi kabul eder ve robot dostu Mac'ten, birinci düzeyin haritalarını alıp yola çıkar. Birinci seviye de tıpkı Hells Island gibi dışlanmış insanlar ve mutantlardan oluşmaktadır. Bir bar'a giren Nathan'ın yanına Sonny isimli bir mutant gelir ve Hans'ın yerini bildiğini söyler. Fakat Sonny'nin asıl amacı Nathan'ı bir grup azılı mutant'ın tuzağına düşürmektir. Nathan, motorsikletli mutant çetesinden kurtulmak için eski metro tüneline girer. Mutantlar, kahramanımızı takip etmez. Çünkü orada korktukları bir yaratık vardır. Dinazor-timsah karışımı bu yaratık, Nathan'a saldırsa da, bundan kurtulmayı başaran Nathan, Sonny'nin peşine düşer. Sonny, geçimini sağlamak için bunu yaptığını söyleyerek Nathan'dan özür diler. Ve bu kez onu, Hans'ı olması muhtemel yere götüreceğine söz verir. Yolda giderken, Vigilante grubundan kaçan Shara isimli bir kızı kurtarmaya çalışırlar. Kız ile Sonny kaçsa da, Nathan, Edwards'a yakalanır. Edwars, Nathan'ı armadillo dolu bir çukura atar. Binlerce armadillo'nun saldırısına uğrayan Nathan, gözlerini açtığında bir yatakta yatmaktadır.
Org sesi ile kendine gelen kahramanımız bir kilisede olduğunu farkeder. Peder Homeros, armadillo saldırısından Nathan'ı kurtarmış ve onu kiliseye getirmiştir ki bu kilise aynı zamanda Hans'ın da saklandığı yerdir. Shara ise Hans'ın kız arkadaşıdır. Sonny'de kiliseye sığınmıştır. Sonunda Hans'ı bulan Nathan, ailesinin onun için ne kadar telaşlandığından bahseder ve teslim olmasını söyler. Hans, düşününce Nathan'ın haklı olduğuna karar verir ve hep birlikte birinci düzeyden çıkmak için Peder Homeros'a veda edip, kiliseden ayrılırlar. Edwards ve adamları ise Hans'ın saklandığı kiliseyi bulmuştur ve peder'e işkence ederek Hans'ın yerini öğrenmeye karar verirler. Sonny olanları görünce hemen koşup Nathan'a haber verir. Nathan, hemen peder'in yardımına koşar. Yanan kiliseden peder'i kurtarmayı başarır ama işkence sonucu Homeros'un gözleri kör olmuştur.
Hans'ın bulduğu bir araca atlayan dostlarımız kaçmaya başlar. Vigilante'ler ise peşlerindedir. Nathan'ın aklına dinazor-timsah gelir ve Edwards ile adamlarını metro tüneline çeker. Yaratık ile karşı karşıya kalan Vigilante'ler alt üst olur. Edwards ise Nathan'dan intikamını alacağını haykırarak oradan kaçmayı başarır. Sonny ile vedalaşan dostlarımız sonunda birinci düzeye çıkmayı başarırlar. Hans, adil bir mahkemede yargılanır. Ve hafifletici sebeplerden dolayı cezasında indirim olur. Başkan adayı Hoenzoller, lanetler yağdırarak mahkeme salonunu terk eder. Hans'ın ailesi Nathan'a teşekkürlerini sunar.
Flyer'ına atlayan Nathan'ın son yapacağı bir iş vardır. Yeşillikler içindeki bir kiliseye gelir. Peder Homeros, kilisede org çalmaktadır.
-Bu müzigi bir kez daha dinlememe olanak sağladığın için sana teşekkür ediyorum evladım. Meleklerin şarkısı kadar güzel!
-Evet Peder! Sizi dinleyen, gerçekten kendini Cennette sanır...

11- UZAY PİYADELERİ

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347865791l/16030738.jpg)

Yazar: Antonio Serra
Çizer: Roberto De Angelis
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Nisan 1992


Armstrong Akademisi, uzayda görev yapacak olan piyadelerin eğitim merkezidir. Simülasyon eğitimlerinden birinde kriz geçiren acemi erlerden John Hartman hayatını kaybeder. Bu üzücü olaydan sonra, Hartman'ın annesi Alfa Ajansı'na başvurur. Oğlunun öldürüldüğüne inanan anne, Nathan'dan yardım ister.
Hartman'ın ölümünden sonra, takım sorumlusu olan Teğmen Checov görevinden alınır. Chekov'un rakip takımının kaptanı Susan Connery isminde bir yüzbaşıdır. Susan aynı zamanda, Armstrong Akademisine malzeme sağlayan fabrikanın patronunun kızıdır. Bu yüzden, Albay Ishima'da Susan'a ayrıcalık tanımaktadır. Checov'un görevden alınması ile birlikte Akademiye yeni bir teğmenin geleceği haberi çabuk yayılır. Gelen kişi, Noah Bright sahte kimliği ile Ajan Never'dan başkası değildir. Susan ve Ishima ile tanışan kahramanımız, Susan'ın yardımı ile akademinin içerisini gezer. Yapılan simülasyonlar hakkında bilgiler alır. Daha sonra, Nathan, eğitimlerinden sorumlu olduğu erler ile tanışır. Bunlar; Hicks, Mckenzie, Halil ve Matthews isimli erlerdir.Susan'ın takımında ise Hartman'ın ölümünden sonra hayatta kalan Vasquez isimli hırslı bir kadın asker ile Rey ve Sonia Lockart isimli iki er vardır.
Hızlı bir şekilde erlerin eğitimine başlayan kahramanımız, manyetik disk egzersizlerinde başarısız olan Halil'e ders verirken Susan tarafından ilgiyle izlenir. Bu arada, Susan ile Vasquez'in lezbiyen ilişkileri vardır. Ayrıca ikilinin sakladıkları başka bir sırları da vardır ki bu da Hartman'ın ölümü ile ilgilidir. Fakat, Susan farkında olmadan, rüyasında görecek kadar, isterik bir şekilde giderek Nathan'a bağlanmaktadır.
Eğitimden sonra kafede dinlenen erler arasında Halil ve Sonia Lockart bilek güreşi yaparlar. Lockart, Halil'i saf dışı bırakır. Buna sinirlenen Halil ile aralarındaki kavgada yine Halil yenilir. Nathan, kendi askerinin küçük düşürülmesine dayanamayıp, Lockart'a meydan okur. Yaptıkları bilek güreşini kahramanımız kazanır ve takımının itibarını geri alır.
Susan, Nathan'ı akşam yemeğine evine davet eder. Daveti kabul eden Ajanımız, birşeyler öğrenebilme umudundadır. Fakat, Nathan, Susan'ın kendisini baştan çıkarmaya çalıştığını söylediği anda davet, tatsız bir biçimde noktalanır. Arabası ile Akademi'ye geri dönen Nathan, ninja kılığındaki esrarengiz birisinin saldırısına uğrar. Saldırgan yenileceğini anlayınca kaçar. Daha sonra, soyunma odasında üzerine değişen Vasquez'in vücudundaki yara izlerinin nedenini soran Lockart, Vasquez'in terslemesiyle karşılaşır. Nathan'a saldıran aslında Vasquez'dir. Hem, Susan'ı Nathan'dan kıskandığı için, hem de planlarına engel olacağını düşündüğü için onu öldürmek istemiştir. Susan, bu yaptığından dolayı Vasquez'i azarlar. Öte yandan Nathan, Sigmund ile bağlantı kurarak, Akademiye malzeme sağlayan Connery firmasını araştırmasını söyler.
Ertesi gün, Susan ve Nathan'ın takımları anson tomino tulumları ile yerçekimsiz ortamda egzersizler yapmak için talim alanına doğru yola çıkarlar.

Lal Kitap serilerine geçtik bu sayı ile. Lal'in yayınladığı ilk sayının kapağı:



(https://www.kitantik.com/product/image/0z8kgltjqs4e0cw1bi4)

Bu sayıda, Sonia Lockart ile Halil arasındaki kavgada, Sonia'nın dövüşmek için masa üstüne çıkması ve diğerlerinin ona Sonia, Sonia diye tezahurat etmesi Hirkanyalı Kızıl Saçlı Kadını anımsattı :) Kalidor'a sevgilerle ;)

Ayrıca 76 ve 77.sayılarda Susan ile tekrar karşılaşacağız. Bu defa, Martin amcadan tanıdığımız Mr.Jinx'de Nemo'nun başına bela olacak.

Hoşgeldin Hüseyin,tatil nasıldı?

Bu hikaye bildiğim kadarıyla R. De Angelis'in çizdiği ilk hikaye

Burdaki ilk dönem çizimleriyle 54. sayıdaki Nathan çizimleri oldukça farklı

Alıntı yapılan: Nemo - 10 Eylül, 2012, 15:10:18
Bu sayıda, Sonia Lockart ile Halil arasındaki kavgada, Sonia'nın dövüşmek için masa üstüne çıkması ve diğerlerinin ona Sonia, Sonia diye tezahurat etmesi Hirkanyalı Kızıl Saçlı Kadını anımsattı :) Kalidor'a sevgilerle ;)

Mükemmel bir göndermedir ;) Red Sonja'yla ilk tanıştığımız macera olan Song of Red Sonja'ya göndermedir.

Sevgili Behzat, aslında tatile haftaya çıkıyorum :) Kısmetse Dampyr'in memleketini de görecegim.

12- SON SAVAŞ

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347865935l/16030740.jpg)

Yazar: Antonio Serra
Çizer: Roberto De Angelis
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Mayıs 1992

Nathan-sahte görev ismiyle Noah- ve Susan'ın takımları arasındaki talimde, giydiği tulumdaki arıza nedeniyle Halil ve ona yardım etmek isteyen Mckenzie devre dışı kalır. Susan ise yanlışlıkla Matthews'i vurmaya kalkar fakat son anda Nathan tarafından engellenir. Eğitim sonrasında Nathan'ın takımı başarısız olmuştur. Albay Ishima, Nathan hakkında yanıldığını söyler. Susan ise Nathan'dan giderek şüphelenmeye başlar. Sağlık testinden geçen Susan, Doktor Roger'ın artık ilaçlara devam etmeme önerisini reddeder.
Nathan, eğitim sırasında olanları düşünmektedir. Susan'ın takımındakiler insan üstü bir güçle mücadele ederken, kendi takımındakiler onlara yetişememiştir. Matthews, Nathan'ın odasına gelir ve onunla bazı şeyler konuşmak istedigini söyler. Fakat, konuşma gerçekleşemeden, bir dron (eğitim robotu) tarafından öldürülür. Olaya kaza süsü verilmiştir. Sonia, olayı öğrenince bu duruma daha fazla katlanamayacağını düşünür.
Aynı gece, Sigmund, Nathan ile iletişim kurar. Ve Connery Amalgamated şirketinin, genetik mutasyona yol açan Euridal Poliklorik maddesinini üretildigi Arctic 3 üssünü de yönettiğini öğrenmiştir(Bkz: Sayı 6). Maddeyi, kışlaya gönderirken de anson tomino tulumlarından yararlanmışlardır. Yine kapısı çalınan Nathan, kapıyı açınca karşısında Hicks'i bulur. Matthews'in ona verdigi diski izlerler. Diskte ordunun yüksek rütbeli subaylarının suçlu olduğunu kanıtlayan konuşmalar vardır. Artık harekete geçmeye karar veren kahramanımız, Hicks ile birlikte lojmana dönerken, Hicks vurularak yere düşer. Onu vuran ise Vasquez'dir. Susan ile Vasquez, Nathan'ı bayıltırlar.
Gözlerini açtığında bir tulum içerisinde olan Nathan'a da tıpkı Hartman gibi ilaç verilmiştir. Susan'ın amacı eğitim küresinde Nathan'ın ile son kez mücadele edip onu öldürmektir. İlacın etkisinde olan Nemo, Susan'ın bombalarından son anda kartulmayı başarır. Susan, planının amacını açıklar: Hükümet, Armstrong Akademisini kapatmaya karar vermiştir. Fakat Susan'a göre uzayda doğmuş insanların uzay piyadesi olmaya hakları yoktur. Planına göre birkaç zırhlı adamı kışlayı ele geçirecektir. Adamlarından Kobayaşi ve Bishop ise nükleer bir başlık yapmayı başarmış ve hükümet, kışlayı kapatmaya direnirse bunu kullanacaktır.
Nathan, Susan'ı konuşturmaya devam edip onu oyalar. En sonunda ikili, birbirlerinin tulumlarını vurur. Susan'ın tehlikede olduğunu anlayan Vasquez ona yardım etmek için harekete geçse de karşısında Susan'ın onları kandırdığını duyan Sonia'yı bulur. Vasquez, onu engellemeye çalışan Sonia'yı öldürür. Egitim küresine giren Vasquez, Susan'a yardım etmek ister fakat ilacın etkisine giren Susan, Vasquez'i vurarak öldürür. Nathan ise çok geç olmadan çıkış yolunu bulmaya çalışır. Bu arada, Susan'da kendini kaybederek ilacın etkisi ile ölür.
"Alfa Ajanı Nathan Never'ın raporundan ayrıntı: Bir giriş kapısına ulaşıp tulumu çıkarmayı başarmış ve benim için hazırlanan sondan kurtulmuştum. Derhal, alarm verdim. Bombalar bulundu ve etkisiz hale getirildi. Başsız kalan komplocular yakalandılar. Susan Connery'nin cesedi çıkarıldı ve babasına yollandı. Genç yüzbaşının hayalleri sona erdi, fakat nedenleri ve korkuları devam ediyor."

LAL Kitap 2.sayı kapağı:

(https://images.kitapsepeti.com/Content/global/images/products/1/1141489/nathan-never-2-son-savas.jpg)

Alıntı yapılan: Nemo - 11 Eylül, 2012, 08:59:53
Sevgili Behzat, aslında tatile haftaya çıkıyorum :) Kısmetse Dampyr'in memleketini de görecegim.

  Prag'a yaklaşık iki sene önce gitmiştim, ama tiyatroyu bulamamıştım.  :) ;)

Abi, bakalım Kayıp Adımlar Tiyatrosunu ben bulabilecek miyim?:)

  Eski Prag'ı yürüyerek gez. Zaten çok büyük bir yer değil. Tadını ve tarihi çıkar.

Alıntı yapılan: Nemo - 11 Eylül, 2012, 08:59:53
Sevgili Behzat, aslında tatile haftaya çıkıyorum :) Kısmetse Dampyr'in memleketini de görecegim.

:-[ :-[ :-[ :-[

Uzay piyadeleri hikayesi de enfestir.Anime göndermeleri de başta Gundam olmak üzere epeyce vardı.Nathan'ın giydiği üniformalar,robotlar...Ayrıca büyük uzay gemisi ve mürettbatı da Aliens filminden alınmış

Hüseyin sayende seriyi tekrardan okumaya başladım.

Gerçi baştan başlamaktan başka şansımda pek yoktu çünkü fazla sayı yok.Şu an Türkiyede 60. sayıdayız,Nathan'ın ilk çıkış tarihi mayıs 1996

16 yılda ancak bu kadar yol alabilmiş alfa ajanı.

Teks  30 ayda,

Zagor km  15 ayda bu kadar sayı çıkarıyor.

Bana da Hey MaşAllah demek kalıyor

   Bardağın yarısı dolu diyelim ve daha da dolması için umut edelim.

Uzay piyadeleri Nathan'ın unutulmaz maceralarındandır, ama şu ana kadar dev albümleri saymazsak en iyi macera Babil Kitaplığı'ydı.

Alıntı yapılan: kalidor - 11 Eylül, 2012, 17:01:45
Uzay piyadeleri Nathan'ın unutulmaz maceralarındandır, ama şu ana kadar dev albümleri saymazsak en iyi macera Babil Kitaplığı'ydı.

Stanley Kubrick'ten Umberto Eco'ya,Banana Yoshimoto'dan Jorge Luis Borges'a kadar pek çok göndermeyle dolu Babil Kitaplığı hikayesini okurken oldukça keyif almıştım.Özer sahaf zamanındaki Bahaus Katili ve Katy Teller hikayesinin de hakkını yememek lazım

Lakin benim listemde en üstte daha melankolik tadları olan Yasak Bölge/Gölge adamlar ve Kötü anılar/Onbirinci emir var.

Zinhar Dev albümleri saymıyorum tabikide

13- YILDIZLARIN ÖTESİNDE

(https://i.gr-assets.com/images/S/compressed.photo.goodreads.com/books/1347866051l/16030743.jpg)

Yazar: Michele Medda, Antonio Serra ve Bepi Vigna
Çizer: Germano Bonazzi
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Haziran 1992

Profesör Alex Arnold liderliğinde, uzaydaki bir asteroit'te maden kazıları yapılmaktadır. Ekip, kazı sırasında yabancı bir yaşam formunun ürünü olan gizemli bir nesne bulur. Profesör Arnold, orduya haber vermeden gizemli nesneyi incelemeye karar verir.
15 yıl sonra...Profesör Arnold, otel odasında arkadaşı Herbert Benson ile buluşacaktır. Ondan istedigi bir madde vardır. Maddeyi kullanamadan kriz geçirerek Herbert'in boğazına yapışır.
Apokalips Plaza..Kal Skotos, babası Aristoteles'e bekledikleri adamın otel odasına ölü bulunduğunu bildirir. Birkaç hafta sonra, Alfa Ajansı'na Profesör Arnold'ın eşi Cora gelmiştir. Kocasının ölüm nedeninin saklandığına inanan Cora, Nathan'dan yardım ister. Ayrıca Alex'in bedeni yanlışlıkla yakıldığı için de, tam olarak otopsi yapılamamıştır. Aynı anda GölgeKardeşliğinin gizemli karargahında, esrarengiz lidere, Profesor Arnold'ı ellerinden kaçırdıkları haberi verilir. Bunun üzerine, esrarengiz lider, Alex'in karısı Cora'yı takip etme emri verir.
Kahramanımız, araştırmasına, Arnold'ın bedenini inceleme fırsatı bulan Doktor Moon ile görüşerek başlar. Moon'dan, Arnold'ın bedeninin dıştan sağlıklı ama içten çürümüş olduğunu öğrenir. Cora'ya bu bilgileri ileten Nathan, Cora'nın yönlendirmesi ile, Alex'i uzay görevlerine götüren mekigin pilotu olan Jerry Lone ile konuşmaya gider. Serseri bir pilot  olan Jerry, bar kavgasından sonra hapse düşmüştür. Kefaletini ödeyip Jerry'nin serbest kalmasını sağlayan Nathan, Jerry'e Arnold hakkında bildiklerini sorar. Jerry, Arnold'ın gizemli deneyler yaptıgını söyler ve Herbert Benson isimli başka bir profesör ile Arnold'ın yakın dost olduğunu belirtir. Herbert, Isaac Asimov Üniversitesi'nde fizik doçentidir ve cyborg ile android uzmanıdır. Fakat, Herbert'ten uzun zamandır haber alınamamaktadır. Üniversite'den Herbert ile ilgili bilgi alamadan ayrılmak zorunda kalan kahramanımızın peşine iki kişi düşmüştür. Takip edildiğini anlayan Nathan, Mendoza'nın yaptığı araç ile ikiliyi yakalamayı başarır. Fakat onları kimin yolladığını öğrenemez.
Gölge Kardeşliğinin Merkezi...Gizemli lider, iki adamının yakalandığını ve olaya yine Nathan Never'ın karıştığını öğrenir. Bu arada, Herbert Benson, Cora'ya ulaşır ve ona bazı talimatlar vererek Tersicore uzay üssüne gelmesini söyler. Alex'in hayatta olduğunu da konuşmasına ekler. Nathan'dan habersiz Tersicore uzay üssüne giden Cora, burada Herbert ile buluşur. Nathan ise, Cora'nın gittiği yeri öğrenmiş ve gizliceTersicore'a gelmiştir. Burada, tesadüf eseri Jerry ile karşılaşır. Cora'yı Tersicore üssüne Jerry getirmiştir. Herbert, Cora'ya aslında Alex'in bedeninin öldüğünü ama zihninin Herbert'in bedeninde yaşadığını söyler. Cora buna inanamaz. Gerçekte ise Herbert'in yani Alex'in amacı Cora'nın vücuduna zihnini yerleşmektir.
Aynı anda, Aristoteles'de Tersicore'a doğru yol almaktadır. Amacı, Alex ile görüşmektir. Jerry ile Nathan ise, Cora'nın gittiği yeri öğrenip oraya gelirler. Fakat Gölge Kardeşliğinin adamları da onların peşindedir. Jerry'i dışarda gözcü bırakıp binaya giren Nathan, tıpkı June'u sakladıkları tüpler gibi yapay beden üreten tüpler görür.(Bkz: Sayı 7-8) Cora ile Nathan yüzyüze gelirler. Nathan, Cora'yı durdurmak için ateş açsa da, Cora, bedeninin zaten ölü olduğunu söyleyip Nathan'ı kafasından yakalar ve zihinlerini birleştirmek için harekete geçer. Böylece Nathan'ın beyninde geçmişte olanlara dair bilgiler oluşur.
"Bir an, zamanın sonsuzluğunun küçük bir kesidinde, bilinmeyen bir gezegende bir felaket yaşanmıştır. Felaketten kurtulan bir grup uzaylı yeni bir ev aramak için evrene yayılır. Öngörülemeyen bir hata sonucu bir asteroid ile çarpışırlar ve yaratıklar karanlığa gömülür. Ta ki, Alex ve ekibi, maden kazısı sırasında onları gün yüzüne çıkarana dek...
Psikometabiyoz denilen fiziksel ve zihinsel kaynaşma ile yaratıklar kendi özlerini Alex'e ve diğerlerine aktarırlar. Uzaylıları içlerinde saklayarak onlara yapay bedenler üretmeye başlarlar. Klonlar sayesinde uzaydan gelen yaratıklar, insanların arasına barışçıl bir şekilde karışabilir ve bir gün kendilerini dünyaya gösterebilirler.Uzaylılar özlerini zengin ve kudretli insanların bedenine aktarırlar. Böylece Gölge Kardeşliği doğar. Fakat, kardeşlerden biri olan Alex Arnold, Dünya'yı kendi gezegenlerine benzetmek ister. Gölge Kardeşliğinin esrarengiz lideri bunu kabul etmez. Böylece Alex, kardeşliğe duyduğu öfke ile onlara ihanet eder ve Aristoteles Skotos ile anlaşarak, ilk biyodroit olan June'u onlara satar.
Psikometabiyoz'un yan etkisi ise insan bedenlerine zarar vererek onları kısa sürede öldüren, yaratıkların özünü de etkileyen bir tür kansere yol açmaktır. Bunun için June'un yaratıcısı da olan Doktor Alan'a başvurulmuştur. Alex, insanoğlunun deneylere karışmasına daha da çok sinirlenir. June olayındaki ihanetin ardında Alex'in olduğunu öğrenen Kardeşlik lideri, Alex'in yakalanmasını emreder. Alex ise kaçıp, zihnini önce Herbert'e sonra da Cora'ya aktarmayı başarmıştır.
Cora ile Nathan'ın zihinleri yer değiştireceği sırada, Gölge Kardeşliğinin adamları bunu engeller ve Nathan'ın hayatını kurtarırlar. Gölge Kardeşliğinden 1 Numara, bir daha yollarına çıkmaması için Nathan'ı uyarır. Jerry ile birlikte oradan ayrılan Nathan, arkasını dönüp tekrar karşılaşacaklarını söyler ve Jerry ile birlikte Tersicore'dan ayrılır. Bu arada, Skotos da, Alex'in başına gelenleri öğrenmiştir ve Tersicore'dan ayrılır.
"Uzay...Bazıları için insanoğlunun son sınırı. Bazıları içinse, uyanık görülen bir rüya. Bugün, iki ayrı uzay gemisinde, birbirinden farklı iki adam, evrenin harikalarını seyretmiyor. Biri, sarsıcı ve travmatik bir olay yaşadı. Aynı zamanda, hayranlık uyandırıcı bir olay. Gözlerinin önünde yeni kapılar açılıyor. Yaşadığı dünyaya dair farklı bir bakış açısı, yalnız olmadığımızın anlaşılması, yeni yaşam biçimleriyle iletişim olasılığı ve belki de hiç çözülmemiş sorunları çözme ihtimali..
Diğer adamın gözüyse bazı ufuklara çoktan açılmış. Ama o yalnızca güç ve egemenlik arzuluyor. Gözleri, ona sadık kalabalıkların üzerinde, hep ona hizmet eden bir dünya düşlüyor. İki adam ve iki gelecek vizyonu... Ama aralarında dev bir boşluk, pek çok sırrı gizleyen evrenin sonsuz karanlığı var..."

Lal Kitap 3. sayı kapağı:

(https://images.kitapsepeti.com/Content/global/images/products/1/1252429/nathan-never-3-yildizlarin-otesinde.jpg)

Böylece Gölge Kardeşliğinin kökenini öğrenmiş olduk. Benim ilk okuduğumda çok etkilendiğim bir maceraydı. Tıpkı ilk 3 dev albümü okuduğumda hissettiklerimle aynı etki.
Bu arada, kitapta 54. sayfada Yıldız savaşlarındaki iki robot dostumuz bize göz kırpıyor. 53. sayfada ise hangi Japon mangası ya da animesinden fırlamış robotlar bilmiyorum ama 2 tane dev robot var.

Alıntı yapılan: Nemo - 12 Eylül, 2012, 10:29:23
53. sayfada ise hangi Japon mangası ya da animesinden fırlamış robotlar bilmiyorum ama 2 tane dev robot var.

Onlar Mazinga ve Gundam sevgili Hüseyin

(https://live.staticflickr.com/65535/51255930295_58969a1b0e_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/51255637129_b13b43aa20_o.jpg)

Teşekürler NIC ;)
Gundam'ı duydum ama Mazinga'yı sayende öğrenmiş oldum :)

Alıntı yapılan: Nemo - 12 Eylül, 2012, 10:29:23
Böylece Gölge Kardeşliğinin kökenini öğrenmiş olduk. Benim ilk okuduğumda çok etkilendiğim bir maceraydı. Tıpkı ilk 3 dev albümü okuduğumda hissettiklerimle aynı etki.
Bu arada, kitapta 54. sayfada Yıldız savaşlarındaki iki robot dostumuz bize göz kırpıyor. 53. sayfada ise hangi Japon mangası ya da animesinden fırlamış robotlar bilmiyorum ama 2 tane dev robot var.

Yalnız 36. sayıda "Gölge Kardeşliği"adlı macerada Gölge Kardeşiliği'nin kökeni apayrı bir yere taşınıyor. Dev albümlerle çakışma da oluyor. Yani uzaylılardan öte ultra sapienslere bağlanıyordu yanılmıyorsam.

  Nathan'ın en güzel yanlarından biri de bu. 98 sayfaya sığmayan maceralarda sayfa sayısını arttırıyorlar. Daha uzun, daha güzel macera oluyor.

Bence Nathan'ın güzel yanlarıdan birisi Mangaya karşı saygı duruşunda bulunması.Sigmunt'un bilgisayarlarda yaptığı eğlenceli tanıtım animasyonlarında bol bol manga çizgileri görmek çok hoşuma gidiyor.Nathan'ın manga çizgiler içinde görmek keyifli.

Maceralara ise diyecek birşey bulamıyorum.Dev albümlerin devamının nasıl olduğunu acayip derecede merak ediyorum.

Alıntı yapılan: kalidor - 12 Eylül, 2012, 11:39:25
Yalnız 36. sayıda "Gölge Kardeşliği"adlı macerada Gölge Kardeşiliği'nin kökeni apayrı bir yere taşınıyor. Dev albümlerle çakışma da oluyor. Yani uzaylılardan öte ultra sapienslere bağlanıyordu yanılmıyorsam.

Bende bu şekilde hatırlıyorum hatta az önce baktım K. Demircan önsözde aylık diziyi Dev albümlere bağlayan ilk sayı 36. sayı yazmış.

Evde, o sayıya tekrar bakmam lazım arkadaşlar, yanlış bilgi vermeyeyim.

Anime ve Manga yönünde forumumuz malesef biraz yavaş ilerliyor.

Birkaç arkadaş şaşalı başlangıçlar yapmış ama gerisi gelmemiş.

Eminim ki forumda yetkin arkadaşlar vardır.

Biraz bu bölümlerde dürtmeler yapsak ey Japon halkı,ne dersiniz?

Alıntı yapılan: NIC - 12 Eylül, 2012, 18:28:06
Anime ve Manga yönünde forumumuz malesef biraz yavaş ilerliyor.

Birkaç arkadaş şaşalı başlangıçlar yapmış ama gerisi gelmemiş.

Eminim ki forumda yetkin arkadaşlar vardır.

Biraz bu bölümlerde dürtmeler yapsak ey Japon halkı,ne dersiniz?

E-dergimizin Ekim ayında çıkacak 4. sayısında oldukça geniş bir anime dosyası sizleri bekliyor bilesiniz..

14- KAVRUK ÜLKE

(https://live.staticflickr.com/65535/51259054776_45d04e32c9_o.jpg)

Yazar: Michele Medda
Çizer: Nando e Denisio Esposito
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Temmuz 1992

Kahramanımız, Arazi denilen boş ve ıssız çölde tek başına ilerlemektedir. Artık takati kalmadığı için yere düşer. Etrafını saran çöl yaratıkları, Nathan'a saldıracağı sırada, Joey isimli bir çocuk onu kurtarır. Nathan, gözlerini açtığında karşısında Joey ile anne ve babasını görür. Yeşil Gökyüzü adı verilen çöl ortasındaki yemyeşil bir kasabada olduğunu anlayan Nathan, kurtarıcılarına teşekkür eder. Daha sonra kasabanın papazı Reiji ile tanışır.
Nathan, kısa bir tatile çıkmıştır. Flyer'ıyla çöl üzerinde uçarken arıza sebebi ile çöle düşmüştür. Joey'in babası Jake'den Yeşil Gökyüzü'nde elektrik ile çalışan hiçbir alet bulunmadığını öğrenir. Kasaba insanları da barışçıl insanlardır. Yeşil Gökyüzü'ne en yakın kasabanın Kingsville olduğunu öğrenen kahramanımız oraya gitmeye karar verir. Böylece Alfa Ajansı'ndan yardım isteyebilecektir. Birkaç gün kasabada dinlenmesi ile birlikte orada yaşayanlarla samimi olur. Tüm kasaba sakinleri şehirden gelen bu yabancıyı tanımak istemektedir. Jake'in eşi Marian ise Nathan'a ayrı bir sempati beslemektedir. Yeşil Gökyüzü'nün deli mucidi Archie ile de tanışan Nathan, Alfa Ajansı'nı videofon'dan arayabilmek için Jake'i de yanlarına alarak Kingsville'e doğru yola çıkar. Jake'in yaramaz oğlu Joey'de gizlice Archie'nin aracına binmiştir.
Dördü birden Kingsville'e doğru yol alırken, yolda bir akbaba topluluğuna rastlarlar. Oraya varınca kasaba sakinlerinden birinin can çekişen bedeni ile karşılaşırlar. Paul isimli kasaba sakini, Yeşil Gökyüzü'nde üretilen petrollerden bir varil çalmış ve bunu Kingsville'de satmaya götürürken, Bikers isimli motorsikletliler çetesi ile karşılaşmıştır. Bikers, Kingsville'in sahibi King isimli şahıs için çalışmaktadır. King ve adamları Yeşil Gökyüzü'nün yerini tam olarak bilmediği için henüz onlara dokunamamıştır. Jake, King ve adamlarının Yeşil Gökyüzü'ne tehlike getireceğini bildiği için kasabanın yerini hep saklı tuttuklarını söyler. Bu olayın ardından dördü birden Kingsville'e varır.
Nathan videofon bulmak umuduyla Jake'lerden ayrılır. Jake ve diğerleri de kasabadakilerin eksiklerini alırlar ve daha sonra bir bara girerler. Barda, Bikers grubundan iki kişinin sataşmasından Nathan sayesinde kurtulan Jake, Archie ve Joey, hep birlikte yeniden kasabaya dönerler. Dönüş yolunda intikam almak isteyen Bikers çetesinin iki elemanından, çölde yaşayan ve mutasyona uğramış Yüzayak denen yaratıklar sayesinde kurtulurlar.
Bu arada, Bikers grubunun lideri Drago, Nathan'ın düşen Flyer'ını bulur ve onu tamir ettirir. Böylece, Flyer'ı kullanarak Yeşil Gökyüzü'nü bulabileceklerdir.
Bikers ve King tehlikesinin belirmesi üzerine Nathan, kasabada kalmaya ve Jake'lere yardım etmeye karar verir. Nitekim, Drago, Flyer'ı kullanarak Yeşil Gökyüzü'nü bulur. Ertesi gün, bir grup Bikers ve bir araba içinde King'in adamları Yeşil Gökyüzü'ne varırlar. Kasaba halkı ve Nathan, gelenlerin önüne dizilir. Arabanın camı açılır ve karşılarında Kingsville'in sahibi belirir:
-Herkese selam. benim adım King!...

LAL KITAP SAYI 4 kapagi:

(https://live.staticflickr.com/65535/51260093335_687a3b74d2_o.jpg)

15- ÇÖL AKINCILARI

(https://live.staticflickr.com/65535/51258323722_2177b5c67f_o.jpg)

Yazar: Michele Medda
Çizer: Nando e Denisio Esposito
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Ağustos 1992



King, Yeşil Gökyüzü sakinlerine birlikte çalışmayı teklif eder. Petrol kuyularını King işletirse hepsinin zengin olacağını belirtir. Nathan ve Jake önderliğindeki bir grup, King'le beraber çalışmayı reddeder. King, Yeşil Gökyüzü sakinlerini tehdit ederek oradan uzaklaşır.
Ertesi akşam, Joey ve arkadaşı Pandora gizemli bir bitkinin yanına yaklaşır. Bitkiden çıkan sporlar Pandora'nın üzerine yapışır. Jake, Nathan ve Pandora'nın babası olay yerine varınca bitkileri yakarak ortadan kaldırırlar. Bunun, King'in işi olduğunu anlamakta gecikmezler. Papaz Reiji, insanların hayatını tehlikeye sokmaktansa, King için çalışmayı kabul eder.
Aynı anda, Bikers çetesinin elemanlarından Kong isimli biri Drago'nun emirlerine uymaktan sıkılmıştır. Ona göre, Bikers grubu bağımsız ve gezgin bir çetedir. King'in esiri gibi çalışmayı kabul etmemektedir. Kong, Drago'ya bunu söyleyince, Drago onu tersler. Aynı gece, Nathan'ı yakalamak için Yeşil Gökyüzü'ne giderler. Archie'nin yardımı ile Nathan saklanmayı başarsa da, Drago ve adamları küçük Joey'i kaçırır ve Nathan'ın teslim olmasını Jake'e söylerler.
Nathan olayı öğrenince çok üzülür ve hemen harekete geçmeye karar verir. Bikers çetesinden hiç beklenmedik bir destek görür. Kong ve yandaşları, Drago'nun emrinde çalışmak istemedikleri için Nathan ile işbirliği yapıp Drago'yu ortadan kaldırmaya karar vermiştir. Buna göre, Nathan, Drago'yu düelloya davet edecektir. Ertesi gün karşısında Nathan'ı gören Drago, şaşkınlığa uğrar. İkili arasındaki düelloyu Nathan kazanır. Böylece Kong, Bikers'ın yeni lideri olur ve King'in emrinde çalışmaktan vazgeçip yollara düşerler.
Joey'i kurtardıktan ve Drago'yu alt ettikten sonra geriye bir tek engel kalmıştır: King. Nathan'ın başka bir planı daha vardır. Archie'nin araçlarından birini tamir ederler. Onun motor gürültüsü ile Yüzayakları harekete geçireceklerdir ve onları King'in petrol kuyularına doğru götüreceklerdir.
Plan harika bir şekilde işler. Araba gürültüsünden ürken Yüzayaklar, yeryüzüne çıkar ve önüne gelen herşeyi yakıp yıkırak ilerlerler. King petrol kuyularının mahvolduğunu sinirler içinde izler. Nathan, arabasıyla ordan kaçan King'in yolunu keser. İkili arasındaki mücadele sonucu King de hayatını kaybeder. Böylece Yeşil Gökyüzü sakinleri artık özgürdür. Nathan, Archie ve Jake'e veda eder. Jake:
-Nathan, bekle! Joey ve Marian'a ne diyeyim?
-Onları asla unutmayacağımı söylersin.

Nathan, araca atlayıp Flyer'ına ulaşmak için oradan ayrılır. Joey, Nathan gittiği için çok mutsuzdur. Birden gökyüzünde Nathan'ın Flyer'ı belirir.
-Anne, Baba.
-Joey neler oluyor?
-Nathan bizimle kalmak için geri dönmüş.
-Hayır Joey. Nathan eve dönüyor. Ama veda etmeye gelmiş.

Flyer'ından el sallayan Nathan, Yeşil Gökyüzü'nden Joey'in ağlayan gözlerine rağmen uzaklaşır.


LAL KITAP 5. sayi kapagi:

(https://live.staticflickr.com/65535/51259247178_0d69c839a6_o.jpg)

  Bu tanıtımların benim için iki güzel yanı var:

1) Aylar önce (yıl bile olmuş olabilir) eski sayıları tekrar hatırlamak
2) Bizde olmayan orjinal kapakları burada görebilmek

   Sağol Nemo.

Nemo, bu ay 30. yasini kutluyor.

Bunun serefine aylik seri tanitimlarina yillar sonra tekrar baslayacagim :)

(https://live.staticflickr.com/65535/51255638279_11764521f7_o.jpg)

Alıntı yapılan: Nemo - 18 Haziran, 2021, 11:02:48
Nemo, bu ay 30. yasini kutluyor.

Bunun serefine aylik seri tanitimlarina yillar sonra tekrar baslayacagim :)

(https://live.staticflickr.com/65535/51255638279_11764521f7_o.jpg)

Nathan tanıtımlarını özlemeye başlamıştık, güzel haber.

Sen yeterki başla kardeşim ben izindeyim  :)

16- SAMPIYON

Yazar: Michele Medda
Çizer: Stefano Casını
Kapak: Claudio Castellini
Yayın Tarihi: Eylul 1992

(https://live.staticflickr.com/65535/51259046406_30592f3dc7_o.jpg)

Diego Hernandez, cok unlu bir fightball oyuncusudur. Lobos isimli bir takimin kaptanidir. Ve sampiyonluk maci yaklasmaktadir.
Diego, gecmiste kotu bir araba kazasi gecirmistir. Ve kabuslarinda o ani tekrar tekrar yasamaktadir. Takim arkadaslariyla beraber bir partiden cikarken silahli saldiriya ugrar. Bunun uzerine, Lobos takiminin sahibi Berlin, Diego'yu korumasi icin Nathan ve Legs ile anlasir. Legs ve Diego ilk tanismalarinda birbirlerinden hazzetmezler. Diego'yu sampiyonluk macina dek bir otele yerlestirirler.

Diego, otel odasinda uyurken yine kotu bir kabus gorur. Carpistigi arabadaki diger adamin gozlerinden isik ciktigini gorur ve yine haykirarak uyanir. Ertesi gun, Lobos takiminin antremani sirasinda, Diego'nun takim arkadasi Ruby bir anda kotulesir. Revire kaldirilir. Diego, Ruby ile konusmaya gider. Diego, takim sahibi Berlin'in ona sagladigi yasa disi ilac olan Exadrina'yi kullanmaktadir. Bu ilac, insani daha guclu yapsa da ic organlarina zarar vermektedir. Bunu bilen Diego, Ruby'e bu ilaci kullandigini anladigini soyler ve ilaci ona kimin verdigini sorar.  Tam bu sirada, Berlin'in adamlari belirir ve ilaci onlarin verdigini soyler. Diego, kavgaya baslar ama Legs ve Nathan zamaninda yetisip onu kurtarir. Berlin, ortadan bir yanlis anlasilma oldugunu soyler ve olay o an icin kapanir.

Otel odasinda yalniz kalip dusunen Diego, birden elinden cikan bir isikla solmus bitkilere yeniden hayat verir. Yatak uzerinde transa gecer ve yerden havalanir. Agzindan bir sozcuk dokulur: Nusuth!...

Sampiyonluk macinin oynanacagi gun gelmistir. Nathan, Sigmund'dan Diego'nun gecmisine dair arastirma yapmasini istemistir. Sigmund nihayet bilgileri Nathan'a verir. Diego ile carpisip arabada olen kisinin ismi Hrifcenko isimli emekli bir askerdir. Ve son gorevi, Alex Arnold isimli bilim adamiyla asteroid kusagindan maden cikarma gorevidir (Nathan sayi 13).

Boylece Nathan gercegi anlar. Hrifcenko, Golge Kardesliginin ele gecirdigi insan bedenlerinden biridir. Ve araba kazasinda olmeden evvel, Diego'nun bedenine yerlesmistir. Bu sirada, Diego sayesinde Lobos takimi sampiyonluga ulasir. Mac sonrasi, Nathan, Diego ile konusmak ister. Diego, kazanin oldugu yere gitmek istedigini ve her seyi aciklayacagini belirtir. Boylece ikili yola cikar ama iki kisi onlari takip etmektedir. Nathan, zor da olsa pesindekileri atlatir.

Diego'yu en bastan beri oldurmek isteyenler aslinda Golge Kardesligidir. Cunku Diego, (Golge Kardesligindeki gercek ismiyle Aytin) onlara karsi gelmektedir. Insani duygulari tadinca, onlardan ayrilmaya karar verir ama bu ayriligin bedeli olumdur.  Exadrina isimli ilaci aldigi icin bedeninin zaten olecegini soyler. Ama takimini sampiyon yaparak tum hayallerini gerceklestirdigini soyler. Baska birisinin vucuduna girip (psikometabiyoz) kurtulmayi da reddeder. Nathan'in gozleri onunde hayati son bulur.

-Otopside, Diego'nun vucudunun kanser olmus gibi yenilip yutuldugu ortaya cikti. Kupa, Lobos takimindan alinip karsi takim Martians'a verildi. Diego'nun takima arkadasi Ruby, asiri dozdan olu bulundu. Uzun bir sure ne Golge Kardesligini ne de Diego'yu dusundum. Bir gun bir kadin yanima geldi ve bana Diego'nun son anlariyla ilgili sorular sordu.
- Olmeden once bir sey dedi mi?
-Nusuth dedi.. Sadece Nusuth...

Kadin, aglayarak oradan uzaklasti. Kiminle konustugumu anlamam iki dakikami aldi. Aytin'in dilini bilmiyordum ama Nusuth'un bir kadin ismi oldugunu anlamistim...

LAL KITAP SAYI 6 kapagi:

(https://live.staticflickr.com/65535/51259790619_b8e1ecfb17_o.jpg)

Castellini'nin kapaklari olsaydi Lal kitap serüveni daha farkli olur muydu acaba?K. Demircan yazilariyla aylik NN okumak gerçekten büyük bir keyifti nedense 3 sayilik ciltlerde ayni zevki alamadim

(https://live.staticflickr.com/65535/51264122159_463e7b5557_o.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/51264420290_26e76b010c_o.jpg)

Kitabın hikayesi (özellikle Fightball turnuvaları) 2002'de remake'i de yapılan 1975 tarihli Rollerball filminden geliyor. Hikaye özünde; insani zaaflar olmadan insani erdemleri kabul etmenin imkansız olduğu sıradışı bir aşk hikayesini anlatıyor...

Karanlığın Kalbi (orj 27 Lal 17)
Senaryo
Bepi Vigna
Çizim
Stefano Casini
Kapak
Claudio Castellini

(https://live.staticflickr.com/65535/52183372488_cab35cc2ba_o.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/52183366551_63186476c1_o.jpg)

Çok iyi bir bölüm.Nathan evreninde okuduğum en iyilerinden...Okuduktan sonra hazmetmek oldukça zor,demir leblebi gibi..Kader (Amor Fati);insanlarla, çocuklarla, yaşlılarla, siyahlarla, beyazlarla, putperestlerle, ortodokslarla vs. oyun oynuyor ve herkesin önceden belirlenmiş rollerini oynamak için orada olduğunu bize en trajik şekillerde anlatıyor. Nathan,önemli bir rolü olmadan, tek bir kılıç darbesiyle her şeyi çözecek gerçek bir düşman olmadan tüm senaryo boyunca "yolculuk yapıyor/rolünü" oynuyor Düşmanlar insanlardır, düşmanlar kötü şirketlerdir, askerler, gerillalar,sahte din adamları, doğa, çarpık kader anlayışı, düşmanın kendisidir (her birimiz gibi), yada- düşman hiç kimse değildir.Bir kaos ve cehennem kasırgasında, en çılgın çözümler (yani yansımalar) bazen en iyi ve en anlamlı olanlardır belki de - çoğu zaman değildirler. İnsan olmak neyi gerektirir? İnsan,öldürülmemek için mi öldürür? Ya da evrensel ahlak kartını oynayıp başka bir canlıya zarar vermektense ölmeyi mi yeğler?Yaptıklarımızı kader mi belirler yoksa seçim hakkımız var mı?İyilik ve kötülük yapma hakkı bizde mi değil mi?

Hikayenin eleştirebileceğim tek yönü çizimleri diyebilirim,tabi bir de Lal kitabın feci kapak seçimi.Kitabı önsözü atlayarak okumanızı kitap bitince önsözü okuyup bir daha okumanızı tavsiye ederim.Sonrada Kozan beyin dediği gibi bir kahve içip derin düşüncelere dalabilirsiniz...İyi okumalar

Sara'nın Şarkısı (orj 102/Özer Sahaf Cilt 18)

SENARYO
Michele Medda
ÇİZİM
Roberto De Angelis
KAPAK
Roberto De Angelis

Sara'nın hayatı, kaçınılmaz bir hüzünlü sonu olan hüzünlü bir balad gibidir. Hayatı, kariyeri ile Nathan'la mutsuz ve trajik bir ilişkinin gölgeleri arasında bir yol ayrımındadır. Doğum gününü eski aşkıyla kutlamaya hazırlanır... Nathan'ın tatili de mutasyona uğramış bir canavarın ani saldırısıyla bozulur. Nathan'ı kim,hangi gerekçelerle öldürmeye karar vermiştir?

(https://live.staticflickr.com/65535/52185587226_02c06562c6_o.jpg)

Hüzünlü anlar ve eski aşklar...

Sizce Medda gibi bir senarist - modern edebiyat ödülü sahibi (ve İtalyan giallo mezunu) bitmek tükenmek bilmeyen bilimkurgu çizgi romanlarına ve film klasiklerine duyduğu aşkla tek bir bölümde neler yaratabilir?Hüzün,aşk ve pişmanlıklarla dolu bir tür siber-noir... Robotlar, artık varoluş vizyonlarının ve yapay yaşamlarının farkındalar, travmatize olmuş karakterler, karşılıksız aşklar ve günahlar...

(https://live.staticflickr.com/65535/52185839114_d39c2b44b7_o.jpg)

Her şeyin sorumlusu olan (!) O kadın Sara McBain

Bu hikayenin ana karakteri Sara McBain ve bu şarkı onun için. Bu şarkı; Kaybolan masumiyet, özlenen yasak aşk için, sevdikleriyle kutlanmayan her doğum günü için, her utanılacak düşünce, arzu ve eylem için... Bu şarkı; Kusursuz devlet savcısı, Nathan evreninin Demir Leydisi'nin kendi küçük sırları, korkuları, şüpheleri ve trajedileri için. Ve en önemlisi, Bu şarkı Sara'yı hep kötü bir kadın olarak gören bizler için... Bu anlaşılamamış kötü kadın'ın en iyi ve tek "arkadaşları", korumaları Uhlman ve Adams'tır. Başarılı bir kariyer, görünüşte yakınlık ihtiyacının yerini almıştır ve çalışmaya kendini adama aslında belki de pişmanlığın sonucudur?

(https://live.staticflickr.com/65535/52186073760_21126590d1_o.jpg)

Kendinizi Nathan'ın yerine koyun: Cevaplarını ve cevapsız birçok sorunun nedenlerini duymak için can atıyorsunuz ama aynı zamanda  en büyük kişisel trajediniz için pişmanlık sebebiniz olan bir kadınla akşam yemeğinde ne hakkında konuşabilirsiniz? Çok zor değil mi? Onlarda öyle düşündüler bu yüzden ikisi de aynı noktada birleştiler: Geçmişi bırakalım. Onun yerine geleceği konuşalım. Yine de pek çok şey konuşulur, Sara bu utançla nasıl başa çıkıyor? Peki ailesi? Ya Vicdanı? Nathan'ın yıllardır ona eziyet ettiği tatsız bir ilişki yüzünden vicdanı onu rahatsız ediyor mu? Nathan, kararlarının doğruluğunu veya saf duygusallığını tartmaya çalışarak geçmiş, şimdiki ve gelecekteki ilişkilerini düşünür; ama sonuç yine aynıdır, Pişmanlık...

(https://live.staticflickr.com/65535/52184566612_38a49aa194_o.jpg)

Kitapta suç unsurları olmasaydı, bu kesinlikle bir aşk hikayesi olurdu. Ama bir siber-noir, suç unsuru olmadan olduğu kadar hüzün, ölümcül kadınlar ve pişmanlıklar olmadan da yapamaz... Tüm gerçekleşmemiş arzulardır belki de suçu yaratan motivasyon. Nathan'ın geçmişteki hayatını değiştirmeye cesareti olmadığı gibi gelecekte de hayatını değiştirmeye gücü kalmamıştı. Laura'ya yaptığı gibi Hadija'ya da mı ihanet edecekti? Aynı hatayı yine aynı kişiyle tekrarlamak mı? Çok zor kararlar...

Güzel anlatılmış, iyi çizilmiş, zekice hazırlanmış bir hikaye. Bu bölümün bendeki hissiyatını vurgulayabilecek hiçbir kelime yok... Nathan'ı Bonelli'de benzersiz kılan bölümlerden biri... Muadilleri "Bir Yabancının Gözleri, Son Dalga, On Birinci Emir" diyebilirim... Keyifli okumalar diliyorum...

(https://live.staticflickr.com/65535/52185595983_dc25e4b16b_o.jpg)

"Kan kusup
kızılcık yedim
diyemedim hiç
aşkım ve sana
sarılıp benimsin
demeyi hiç
öğrenemedim."

Tight Connection to my heart, Bob Dylan

Bu güzel tanıtımlar için teşekkürler.

Eline saglik kardesim :)

Yine bu ikilinin yazıp çizdiği Sara McBain odaklı iki fasiküllük bir macerayı ilerleyen yıllarda okuyabileceğiz (orjinal 187-188. sayılar olduğu için takriben 20 sene sonra falan  >:( )

(https://live.staticflickr.com/65535/52192210226_db7145aece.jpg) (https://live.staticflickr.com/65535/52192210586_be5cd45dd8.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/52191200387_3fb6962713_o.jpg)

(https://live.staticflickr.com/65535/52192227503_4058e993a1_o.jpg)

Asla ikinci kez okumaktan sıkılmadığım çizgiromanların başında gelir nathan never ama ne yazıktır ki ülkemde nathanın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.De/Ad,oğlak,lal ve en son çizgidüşlerde yayımlanma şansı yakalasa da beklenen ilgiyi nedense görmemiş bir kahramanımız.Beklentim birilerinin el atması.Julia yı polisiye yayımlayan bir yayınevi alarak şimdilik okuyucu karşısına çıkma şansı yakaladı .Peki bilim kurgu yayımlayan yayınevlerimiz nathana bir el atmazlar mı?

Nathan'ın en büyük avantajı tek bir yazarin eline bakmamasindan kaynakli (bkz. Dylan-Sclavi sorunsali) Yaratici ekip zaten üç kişi başlamisken seriye sonradan katilanlarda bu üçlüyü aratmadilar. Ayrica Nathan evreni dogru şekilde geliserek ilerlemeyi basariyor (bkz. 100. sayidan sonra Reiser ve Mr. Alpha olaylari) Ammaaa... malesef bizde pek karsilik bulamadi keşke Nathan uzay araci yerine ata binseydi deyip naçizane eleştirimi de birakayim

Alıntı yapılan: Zeljko - 03 Temmuz, 2022, 22:03:11
Nathan'ın en büyük avantajı tek bir yazarin eline bakmamasindan kaynakli (bkz. Dylan-Sclavi sorunsali) Yaratici ekip zaten üç kişi başlamisken seriye sonradan katilanlarda bu üçlüyü aratmadilar. Ayrica Nathan evreni dogru şekilde geliserek ilerlemeyi basariyor (bkz. 100. sayidan sonra Reiser ve Mr. Alpha olaylari) Ammaaa... malesef bizde pek karsilik bulamadi keşke Nathan uzay araci yerine ata binseydi deyip naçizane eleştirimi de birakayim

Artık Füzeye de binse maalesef bizim ülkemizde iş yapmıyor, İtalya'da durum nasıl acaba...

Bu güzelim seri nasıl ülkemizde tutmaz inanılır gibi değil keşke ilk sayıdan itibaren tekrar basılsa

 İlk sayısı olmasa da kaldığı yerden basılsa diyeceğim ama en az onun kadar iyi bir seri olan Dampyr'in kaderi ortada. Sanırım Fumetti'nin geleceği ülkemizde karanlık.

Bence önce az sayısı yarım kalan Brendonu tamamlasalardı Nathanın daha çok sayısı var...