Altın Madalyon

   Marvel'ın "now" serisi ile sıfırdan başladığı bir seri de Thunderbolts.

   Onslaught macerası sonrası Marvel'ın mutant olmayan kahramanları Onslaught'u yok etmek için başka bir boyuta girdiklerinde (Heroes reborn saçmalığı) ABD'nde boşluğu Thunderbolts adında bir grup doldurur. Kısa zamanda sevilen bu grup aslında Baron Zemo ve emrindeki Masters of Evil'dir. Amaçları kahraman gibi görünerek insanların güvenini kazanmak, sonra da bundan yararlanıp istediklerini yapmaktır. Ancak bir süre sonra bazıları (Songbird-Mach-Atlas) kahramanlık yapmanın güzelliğinden(!) etkilenir. Bu arada gerçek kahramanlar da gittikleri evrenden döner. Kısa sürede Zemo'nun planları alt üst olur. Thunderbolts kaçak durumuna düşer, ancak iyilik yapmaya devam eder.
   Derken sahneye Hawkeye çıkar. Hükümetten af sözü aldığını, eğer ekip bu şekilde yaşamaya devam ederse affa uğrayacaklarını açıklar. Sadece daha önce birini öldürdüğü için Mach (Beetle) hapis yatacaktır. Böylece Thunderbolts kahramanlıklarına devam eder.
   Buraya kadar bence Thunderbolts'un en başarılı dönemidir. Daha sonra satışlarda düşüş başlar ve dergi kapanır. Daha sonra tekrar başladığında biraz toparlansa da Marvel'ın "event"leri sayesinde kadro durmadan değişir. Bir dönem yöneticiliğini Norman Osborn bile yapar ama eski tadı olmaz.
   Marvel şimdi seriyi tekrar ayaklandırmaya çalışıyor. Bu sefer grubun başında Red Hulk var. General Ross daha sert ve acımasız bir ekip kurmakta. Ekip Venom, Deadpool, Elektra ve Punisher'dan oluşuyor. İlk sayıyı Garth Ennis'in yazdığı dönemde Punisher'ı çizen Steve Dillon çizmiş. Bu sayı takımın toplanması amaçlı olduğu için asıl gidişat ileriki sayılarda belli olacak.
   Şimdilik listemde okunacaklar listesinde duruyor.

  İlk sayı ve ilk ekip:

  Değişik zamanlarda değişik Thunderbolt takımları:

Takımınların hemen hemen tamamında Songbird ve Moonstone olmuştur

   ve son takım:

Umar Abi'ye ben de katılıyorum. Thunderbolts'un asıl serisi aşağı yukarı elli sayı boyunca çok iyiydi. Zemo'nun önderliğinde takımın kahramanlık "yalanı", sonra bu yalanın yavaş yavaş gerçeğe dönüşmesi, liderlik sıkıntıları, Hawkeye ve Captain America tarafından eğitilmeleri, takım içi dinamikleri falan çok iyi işlenmişti. Gerçekten iyilik yapmaya çalışan fakat eski "kötü"lüklerini bir türlü üzerinden atamayan bir takımın hikayesi olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir süper kahraman takımının nasıl oluşabileceğini, nasıl eğitilip, nasıl pratik yaptıklarını falan da gayet iyi anlatıyordu.

Son yıllarda (Civil War'dan itibaren) "popüler kötü adamları / anti kahramanları bir araya getirelim" dergisi oldu, bütün etkileyici özellikleri de gitmiş oldu bence.

Punisher tıpkı Jesse Custer namı diğer Preacher gibi çizilmiş...

(http://www.fanboy-confidential.com/wordpress/wp-content/uploads/2012/03/Preacher.gif)

Alıntı yapılan: pizagor - 05 Şubat, 2013, 15:20:16
Punisher tıpkı Jesse Custer namı diğer Preacher gibi çizilmiş...

(http://www.fanboy-confidential.com/wordpress/wp-content/uploads/2012/03/Preacher.gif)

Çizer aynı da ondandır.  ;)

Bazı çizerler, isimleri ne kadar büyük olursa olsun, yüz yaratmada zayıf oluyor, misal Manara'nın tüm kadınlarının birbirine benzemesi gibi, misal Death In The Family gibi bir hikayeyi çizmiş olan Jim Aparo'nun yine bu hikayede Bruce Wayne'i, Jason Todd'u ve Clark Kent'i adeta aynı çizmesi...

Alıntı yapılan: berkuralcan - 05 Şubat, 2013, 15:07:02
Umar Abi'ye ben de katılıyorum. Thunderbolts'un asıl serisi aşağı yukarı elli sayı boyunca çok iyiydi. Zemo'nun önderliğinde takımın kahramanlık "yalanı", sonra bu yalanın yavaş yavaş gerçeğe dönüşmesi, liderlik sıkıntıları, Hawkeye ve Captain America tarafından eğitilmeleri, takım içi dinamikleri falan çok iyi işlenmişti. Gerçekten iyilik yapmaya çalışan fakat eski "kötü"lüklerini bir türlü üzerinden atamayan bir takımın hikayesi olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir süper kahraman takımının nasıl oluşabileceğini, nasıl eğitilip, nasıl pratik yaptıklarını falan da gayet iyi anlatıyordu.

Son yıllarda (Civil War'dan itibaren) "popüler kötü adamları / anti kahramanları bir araya getirelim" dergisi oldu, bütün etkileyici özellikleri de gitmiş oldu bence.

   Mark Bagley'in çizimleri de o dönemde Thunderbolts'ı en iyi satanlar arasına sokmuştu.
   Ekipte bir de Jolt adında bir kız vardı. Zavallı hepsini gerçek kahraman sanıyordu. İlginç yanı Zemo da kıza yardımcı oluyordu. Bu kızın varlığı da bazılarının doğru yolu bulmasında yardımcı olmuştu.

Alıntı yapılan: pizagor - 05 Şubat, 2013, 15:32:18
Bazı çizerler, isimleri ne kadar büyük olursa olsun, yüz yaratmada zayıf oluyor, misal Manara'nın tüm kadınlarının birbirine benzemesi gibi, misal Death In The Family gibi bir hikayeyi çizmiş olan Jim Aparo'nun yine bu hikayede Bruce Wayne'i, Jason Todd'u ve Clark Kent'i adeta aynı çizmesi...

Mcfarlane'nin çizdiği tipler de aynı ırktanmışçasına genel hatlarıyla benzerdirler.

Ben artik Steve Dillon'in cizimlerine asiri uyuz oluyorum.
Bu kadar mi statik, bu kadar mi kendini tekrar eden panellere imza atar bi insan...

Thunderbolts
http://www.altevren.net/index.php/profil-ve-biyografiler/karakter-profilleri/505-thunderbolts

İlginç bir hikayesi olan çizgi roman. İngilzcesi iyi olanların bence okuması gereken bir marvell çizgi roman dizisi özette anladığım kadarıyla.

Evet, bence öyle olduğunu söyleyebilirim :)

AltEvren'de aynı konuyla ilgili pek çok yazı ekleyeceğim bir "Özel Hafta Sonu" konsepti hoş olabilir diye düşündüm. İlk ayağı da Thunderbolts oldu. Yukarıdaki tanıtım yazısı takımın kısa bir biyografisi aslında. Bunun dışında IGN ve benzeri sitelerde görebileceğiniz liste mantığında şöyle iki yazı daha var:

En İyi 10 Thunderbolts Karakteri (http://altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/marvel/506-en-yi-10-thunderbolts-karakteri)
En Önemli 5 Thunderbolts Olayı (http://altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/marvel/507-en-oenemli-5-thunderbolts-olay)

Bunlar daha eğlence amaçlı yazılar. Son olarak bir de neden Thunderbolts'un okunması gerektiğini, ve neden incelenmeye değer bir çizgi roman olduğunu paylaştığım, biraz daha ciddi bir yazımız var:

Neden Thunderbolts?  (http://altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/marvel/508-neden-thunderbolts)

   Sevgili Berk'in yazılarını okurken her zamanki gibi büyük bir zevk aldım. Özellikle ilk dönem hakkındaki fikirlerine tamamen katılıyorum.

   Tek eklemem (kabul ederse) İkinci kez başlayıp toparlanmaya çalışıldığı dönemde gruba katılan Radyoactive Man'i ben beklediğimden iyi bulmuştum. Belki Charcoal ya da Scourge yerine o düşünülebilirdi ama bu benim naçizane düşüncdem.

   Bu arada bu kaçıncı Scourge? İlki Captain America'da çıkmış ama o aylarda her kitapta bir sayfa görünüp bir kötüyü öldürüp "Justice is served (Adalet sağlandı)" derdi. Sonra onun da Red Skull'ın emrinde olduğunu öğrenince sıkılmıştım.

Teşekkürler Umar Abi. 

Eklemeni tabi ki kabul ederim, zaten listedeki 10. Karakter için asıl planlarım Genis-Vell veya Radioactive Man'den birini kullanmaktı. Daha sonra,  Genis-Vell'i Thunderbolts konsepti dışında daha çok sevdiğim için kullanmamaya karar verdim, listenin temel amacı da eğlence olduğundan Charcoal'ı biraz "şaka" amaçlı ekledim - "Unutulmaz Galatasaray Oyuncuları" listesinde Sabri'nin yer alması, veya "Müthiş Çizgi Roman Çizerleri" listesinde Rob Liefeld'in konuması gibi düşünülebilir bu tercih :D

Scourge konusundaki cevabı ben de açıkçası bilmiyorum, Wikipedia'dan ve Marvel Wiki'den de baktım ama Scourge'lar almış başını gitmiş, altı yedi farklı Scourge var görebildiğim kadarıyla:

http://en.wikipedia.org/wiki/Scourge_of_the_Underworld

Bu orijinal Scourge'dan epey sonra ortaya çıkan bir karakter, ama kronolojik olarak kaçıncı olduğunu bilmiyorum ne yazık ki.

Bu Scourge'un da daha sonra Henry Peter Gyrich tarafından kullanılan Jack Monroe (eski Bucky ve Nomad) olduğu ortaya çıkmıştı, ben de tıpkı senin gibi çok kötü bulmuştum bu sonucu.

Aslında Scourge karakteri çok güzel bir konsept bence,  ama Marvel mutlaka işin arkasından bir şey çıkartmaya çalışıyor, bu da karakterin gizemini bozuyor.

(http://comicbook.com/wp-content/uploads/2012/09/Thunderbolts-01-Cover-rev.jpg)

(http://4.bp.blogspot.com/-qDX06pQXEkc/UGYCz1Tbr7I/AAAAAAAADhc/TINArveL3Zg/s1600/TBOLTS2012_variant.jpg)


Henüz okumadım ama şöyle bir göz gezdirdim. Her ne kadar Steve Dillon'ın çizgilerinden pek haz etmedesem de arkadaş bu kadro okunur ya !

-Red Hulk 
-Venom 
-Elektra 
-Deadpool
-the Punisher

Okunmaz mı ?

  Vallahi bu kadar "now" serisi içinde zayıf bulduklarımdandır.

Alıntı yapılan: rumar80 - 12 Haziran, 2013, 16:12:57
  Vallahi bu kadar "now" serisi içinde zayıf bulduklarımdandır.

Beni kodrosu çok cezbediyo, ilk arc'ı bi' okuyim bakalım. Ama yabancı sitelerde de diğerlerine göre daha az puan almış. Bu durumda bekletileri düşürmek lazım.

Alıntı yapılan: dean - 12 Haziran, 2013, 15:59:59
-Red Hulk 
-Venom 
-Elektra 
-Deadpool
-the Punisher

Okunmaz mı ?

Okunur vallahi.

Ama Rumar80 de bu işin uzmanıdır, baksana en zayıf halka diyor.

Okunmaz ne yazık ki :)

İlk sayfanın sonunda paylaştığım AltEvren yazılarında da belirttiğim gibi, bu çizgi roman zamanında "iyi tarafa" geçiş yapmaya çalışan suçluların iç dünyasını göstermek konusunda çok sağlam bir dergiydi. Şimdi ise, popüler ne kadar kötü adam, hatta "anti-kahraman" varsa, onları bir araya toplayalım da dergi satalım mantığından ibaret ne yazık ki. Kadro iyi gözüküyor evet, ama hikayeler zayıf malesef.

Bu sefer "itki" ters yönde işlev gösterdi ve Thunderbolt'tan vazgeçtim :) Ben Uncanny Avengers'a geçiş yapim en iyisi.

Alıntı yapılan: dean - 13 Haziran, 2013, 11:51:51
Bu sefer "itki" ters yönde işlev gösterdi ve Thunderbolt'tan vazgeçtim :) Ben Uncanny Avengers'a geçiş yapim en iyisi.

  Biraz daha negatif itkileyeyim o zaman. Bence Avengers ailesinin en zayıf halkası bu seri. A vs X sonrası ortak takım yaratma gazı ile ortaya atılan bir seri ama şahsen Rick Remender'ın öykülerini yetersiz buluyorum. Bu macerada da öyle. Dünyanın en güçlü insanı haline gelen Red Skull yine de rahatlıkla yeniliyor ve kaçıyor. Bana pek inandırıcı ve doyurucu gelmedi. Ama bir dene tekrar yazışırız.

Alıntı yapılan: rumar80 - 13 Haziran, 2013, 14:42:45

  Biraz daha negatif itkileyeyim o zaman. Bence Avengers ailesinin en zayıf halkası bu seri. A vs X sonrası ortak takım yaratma gazı ile ortaya atılan bir seri ama şahsen Rick Remender'ın öykülerini yetersiz buluyorum. Bu macerada da öyle. Dünyanın en güçlü insanı haline gelen Red Skull yine de rahatlıkla yeniliyor ve kaçıyor. Bana pek inandırıcı ve doyurucu gelmedi. Ama bir dene tekrar yazışırız.

Kağıt üzerinde Thunderbolts bana ne kadar çekici geliyorsa aslında Uncanny Avengers'ta bana o derece itici geliyor. Bi' kere en başında X-Men evreninin diğer Marvel karakterlerinden ayrı tutulması gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda Wolverine'in bile Avengers'ta olmasını sevmeyen biri olarak (keza sinemada da bir çok insan istesede asla wolverine'i ya da Spider-Man'i Avengers'ta görmek istemem) X-Men ile Avengers'ın ortak takım kurması bence aşırı derecede zorlama. İlk sayı çıktığında yarım yamalak okumuştum Red Skull gelince soğuyup bırakmıştım ama şimdi ilk cilt tamamlandı, bir daha okuyacağım ama yüksek bir beklenti ile okumayacağım tabi.