Altın Madalyon

Popüler Kültür => Sinema => Korku ve Gerilim Filmleri => Konuyu başlatan: kadri kerem - 20 Mayıs, 2014, 00:55:34

Başlık: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 20 Mayıs, 2014, 00:55:34
80'lerin her şeyi bir başkaydı. Arka ceplerimizde sapanlarımız vardı. Elektrik borularını külah atan silahlara dönüştürebiliyorduk. Commodore 64'lerimiz PS4'ü gölgede bırakacak kadar havalıydı. Top peşinde koşturduğumuz arsalar göz alabildiğine uzanıyordu. Ve cep telefonu ekranlarına hapis olduğumuz yıllar henüz çok uzaklardaydı.

Her şey bir başka olur da korku filmleri olmaz mı? Olur elbet. Korkudan kızaran kulaklarımla izlediğim o korku filmlerinin yerini ne tutabilir ki? Belki oyunculukları, senaryoları, efektleri vasatı aşamıyordu o filmlerin ama bu onların muhteşem olmasını engellemiyordu. Yine de gelmiş geçmiş en korkunç filmin 73 tarihli Exorcist olduğunu söylemeden edemeyeceğim. 70'lere ait başka sıkı korku filmleri de vardır elbet. Ama bu başka bir mesajın konusu olsun. Şimdilik 80'lerden ayrılmayalım ve ben size o yıllara ait, muhtemelen ilk kez video kasetten izlediğim birkaç şahane korku filminden bahsedeyim.

Bunlardan ilki Dolls. Film 87 yılına ait ve yönetmenliğini bir Lovecraft hayranı olan Stuart Gordon üstleniyor. Dolls 80'lerde çekilmiş en sağlam korku filmlerinden biridir kuşkusuz. Fırtınalı bir gecede oyuncak yapımcısı olan yaşlı bir çiftin evine sığınanların başına gelenleri konu alır film. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi yaşlı çiftimiz göründüğü kadar masum değildir ve evdeki oyuncakların pek de dost canlısı oldukları söylenemez. Film, insanı oyuncaklardan soğutma garantilidir ve karanlık atmosferiyle Stuart Gordon'ın izlediğim filmleri arasında en başarılı olanıdır.

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=U7oKDtytJnE

(http://i.hizliresim.com/W2qbqN.jpg) (http://hizliresim.com/W2qbqN)

Devam edecek...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: hanac - 20 Mayıs, 2014, 09:39:07
Fragmanı bile çok keyifliydi.

Tam bir kült film olduğu belli.

Sanırım bu başlık favorilerimden olacak.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: gamlıbaykuş - 20 Mayıs, 2014, 13:32:12
The Doll eğlenceli bir filme benziyor, en kısa zamanda izlemeye çalışacağım. Oyuncak temalı bir de Pinokyo' nun Laneti diye bir film vardı. çok sevmiştim bu filmi. Yanlış hatırlamıyorsam bu filmde 80' lerden kalmaydı...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: DAMPYR - 20 Mayıs, 2014, 18:40:39
ülkemizde Tehlikeli Oyuncaklar (Bebekler)diye gösterilmişti bu flim..Kadri güzel bir köşe Yeni Flimlerini Bir Korkusever olarak bekliyorum.... 8) :D :)

Türkçe dublaj İzlemek istiyenler için işte size link

http://www.yabancifilmsinema.com/dolls-1987-turkce-dublaj-izle.html
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 20 Mayıs, 2014, 22:18:39
Alıntı yapılan: KIZILMASKE - 20 Mayıs, 2014, 18:40:39
ülkemizde Tehlikeli Oyuncaklar (Bebekler)diye gösterilmişti bu flim..Kadri güzel bir köşe Yeni Flimlerini Bir Korkusever olarak bekliyorum.... 8) :D :)

Türkçe dublaj İzlemek istiyenler için işte size link

http://www.yabancifilmsinema.com/dolls-1987-turkce-dublaj-izle.html

Alıntı yapılan: hanac - 20 Mayıs, 2014, 09:39:07
Fragmanı bile çok keyifliydi.

Tam bir kült film olduğu belli.

Sanırım bu başlık favorilerimden olacak.

Teşekkürler. Sürekli güncel tutmaya çalışacağım.  ;)

Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 20 Mayıs, 2014, 13:32:12
The Doll eğlenceli bir filme benziyor, en kısa zamanda izlemeye çalışacağım. Oyuncak temalı bir de Pinokyo' nun Laneti diye bir film vardı. çok sevmiştim bu filmi. Yanlış hatırlamıyorsam bu filmde 80' lerden kalmaydı...

Bahsettiğiniz film 1996 yılına ait. Sevdiğim korku filmleri arasındadır. Adını Kanlı Pinokyo olarak çevirmiş bizimkiler.

(http://i.hizliresim.com/P31dR7.jpg) (http://hizliresim.com/P31dR7)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 20 Mayıs, 2014, 23:03:07
The Curse çocukluğumda beni dehşete düşüren filmlerin başında gelir hiç kuşkusuz. Hiç unutmam, korku filmlerine bayılan anneannemin evinde, video kasetten izlemiştim The Curse'ü. Aman Allah, bu nasıl bir filmdi böyle? Benim kulaklar yine kor gibi kızarıvermişti. Yine de sonuna kadar izlemiştim The Curse'ü. Tabii o zaman Lovecraft'tan haberim bile yoktu; haliyle filmin korkunun tartışmasız kralı olan (ve Cehennem'i Şeytan eşliğinde ziyaret ettiğine inandığım) Lovecraft'ın bir öyküsünden uyarlandığını bilmiyordum henüz.

Lovecraft'ın The Colour out of Space (Uzaydan Düşen Renk) adlı öyküsünden uyarlanan filmin başrolünde Stephen King'in The Body (Ceset) adlı eserinden uyarlanan Stand by Me'den de tanıdığımız Wil Wheaton yer alıyor. Yönetmen koltuğunda David Keith'in oturduğu 1987 tarihli filmin konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz:

Nathan Hayes dinine sıkı sıkıya bağlı bir çiftlik sahibidir. Kasvetli bir gece çiftliğin yakınlarına düşen meteor hem onun, hem de ailesinin hayatını sonsuza dek değiştirecektir. Kötülük, dehşetli yüzünü göstermekte gecikmez. Uzaydan gelen lanetli kaya parçası yaşamın olmazsa olmaz kaynağını, suyu zehirler. Hayvanlar çıldırır, sebze meyveler kurtlanır ve kahramanımız Zack (Will Wheaton) tüm film boyunca hem fiziki, hem de ruhsal bir değişim geçiren aile fertleri ile mücadele etmek zorunda kalır.

(http://i.hizliresim.com/djvdpX.jpg) (http://hizliresim.com/djvdpX)

92 dakikalık film, gecenin en olmadık anlarında akla geliverecek dehşetli sahnelerle bezelidir. Frances'in bir yandan gülüp, bir yandan da acı içinde haykırırken çorabı eline diktiği sahne oldukça rahatsız edicidir örneğin.

Film din ve bilimi de karşı karşıya getirir ki bu bana göre, tıpkı Exorcist'e (Şeytan) olduğu gibi The Curse'e de ayrı bir lezzet katar. Tüm bu felaketlerin Tanrı'nın gazabı olduğunu düşünen Nathan bir sahnede, yatağa bağlı Frances'in başında İncil okurken görülür. Nathan'a göre Tanrı, Frances'in günahları yüzünden hepsini cezalandırmaktadır. Çünkü Frances en büyük günahlardan birini işlemiş, zina etmiştir. Meteor tam da onun bu günahı işlediği gece düşmüştür. Diğer bir yandan ise Doktor Forbes çiftlikteki kuyudan aldığı numuneyi incelenmesi için bir laboratuvara götürür. Ona göre neden doğaüstü değildir. Felakete Tanrı değil, suya karışan zehirli bir madde neden olmuştur.

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=i5tZQK0vaw8

The Curse Lovecraft'ın dehşetengiz öykülerinden uyarlanan ne ilk, ne de sonuncu film sizin de tahmin ettiğiniz gibi. Konu bir korku ustası ve dehşet madeni olan Lovecraft olunca eserlerinden uyarlanan filmler de uzunca bir liste oluşturuyor haliyle. Kimisi başarılı olmaya yaklaşıyor, kimisi ise uyarlandığı öykünün yanına bile yaklaşamıyor. Bu filmler de başka bir mesajın konusu olsun, ne dersiniz?

Devam edecek...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: gamlıbaykuş - 21 Mayıs, 2014, 00:27:40
Pinocchio's Revenge ve The Curse filmlerinin maalesef Türkçe altyazıları bulunmuyor. Tüh ki tüh nereden bulup izleyeceğiz şimdi?
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: DAMPYR - 21 Mayıs, 2014, 18:23:28
Kadri bir ricam var Bahsettiğin filmlerin izleneceği bir link varsa onuda paylaşmanı rica edeceğim.Örneğin Tehlikeli oyuncaklar (Bebekler) filminin linkini çok aradım sadece 1 sitede bulabildim.onuda paylaştım.Onun için izleme linkini Fragman gibi paylaşabilirsen çok iyi olacak...  ??? ::) :-*
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: pizagor - 21 Mayıs, 2014, 18:36:51
Çizgiroman olur, film olur, korsan bir link paylaşım durumu ise bu platformda yapmayalım arkadaşlar...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: DAMPYR - 21 Mayıs, 2014, 18:48:22
Alıntı yapılan: pizagor - 21 Mayıs, 2014, 18:36:51
Çizgiroman olur, film olur, korsan bir link paylaşım durumu ise bu platformda yapmayalım arkadaşlar...
Yeni filmler için demiyorum Pizagor, internette bulunması zor filmler için eski filmler için link dedim yanlış anlaşılmasın.... ::) :) :D
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 22 Mayıs, 2014, 20:34:32
Alıntı yapılan: pizagor - 21 Mayıs, 2014, 18:36:51
Çizgiroman olur, film olur, korsan bir link paylaşım durumu ise bu platformda yapmayalım arkadaşlar...

Ben de  böyle düşündüğüm için eski filmler de olsa linklerini paylaşmak istemedim. Zaten bu filmlerin internette olacaklarını pek sanmıyorum. Kızılmaske'nin dediği gibi bu filmleri bulmak kolay değil.  Ben yine yalnızca fragmanlarını koymakla yetineyim isterseniz. ;)

Bir ara video kaset oynatıcı almayı düşündüm sırf bu filmler için. Ama video kasetleri bulamam diye vazgeçtim. Üstelik o zamanların büyüsünü de bozmak istemedim. Video kaset'in görüntü kalitesi muhtemelen büyük hayal kırıklığı yaratır insanda. Bazı şeyler zamanında güzel.

Instagram'da rastlıyorum aslında yabancı ülkelerde hala video kaset satan dükkanlar ve bunları alan video kaset tutkunları var. Hatta geceler düzenleyip bu filmleri toplu halde izliyorlar. Belki bizde de vardır ama ben bilmiyorum. Sanmıyorum gerçi.  ???
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 25 Mayıs, 2014, 21:51:01
Çocukken oturduğumuz evin kocaman bir bahçesi vardı. Diğer apartmanlarda oturan çocukların kıskandığı cennet gibi bir bahçeydi. Bir köşesinde dut ağacı (maalesef sonradan dutlar arabaların tepesine dökülüyor diye kesildi) bir köşesinde geceleri altında birbirimize hayalet hikayeleri anlatarak sabahladığımız ceviz ağacımız, bir köşesinde top oynadığımız alan...

Bahçede bu cennet görüntüsüne uymayan yalnızca tek bir şey vardı. Bahçe hizasından bir metre yüksekte duran gecekondu büyüklüğündeki elektrik trafosu. Bu trafo bahçenin en ucunda durur, yüksekten bizi izlerdi sanki. İki kanatlı kocaman bir kapısı vardı ve kapının her iki kanadına da çizilmiş olan kuru kafalar epey ürkütücüydü. Geceleri odamın penceresinden, perdenin arasından hep trafoyu gözlerdim. Sanki her an kapısı açılacak ve içinden gece yaratıkları çıkacaktı. Hatta gece yaratıklarına karşı etkili olan tek silah da yastığımın altında dururdu. İyi de bu gece yaratıkları da neyin nesi, değil mi? İşte karşınızda Gece Yaratıkları:

(http://i.hizliresim.com/lY4J8X.jpg) (http://hizliresim.com/lY4J8X)

Bu gece yaratıkları tabii ki bizim evi bahçesindeki trafonun içinde yaşamamaktadır. San Fransisco'da Golden Gate Köprüsü'nün altında barınan bu on iki yaratık bir gece parkta takılan gençleri ortadan kaldırıverir. İçlerinden yalnızca biri, diğerlerine oranla hanım hanımcık oturan Natalie hayatta kalmayı başarır. Ama polis anlattığı hikayeye inanmaz. Üstelik ortada ne ceset ne de kan vardır. Bu arada polisin aksine hikayeye inanan ve neler olup bittiğini araştırmaya başlayan bir kahramanımız da yok değildir. İşte o sevimli kahramanımız. Sizin de gördüğünüz gibi kahramanımızın gözlerinden zeka fışkırmakta ve olayın peşini bırakacak gibi görünmemekte:

(http://i.hizliresim.com/nPyzzR.jpg) (http://hizliresim.com/nPyzzR)

Sonuç olarak bu cin bakışlı genç kızımızla birlikte olayın peşine düşen 80 gençliği ve nereden çıktıkları ve nasıl bir araya geldikleri belli olmayan gece yaratıklarımız arasında bir savaştır başlar. Gençlerimiz sonunda gece yaratıklarını nasıl yok edeceklerini keşfedeceklerdir.

Video kasetten film izleme şansı bulmuşsanız, hele de korku filmlerini seviyorsanız 86 yapımı Neon Maniacs (Gece Yaratıkları) ile karşılaşmamış olmanıza imkan yok diye düşünüyorum. Filmin dönemin en eğlenceli korku filmlerinden biri olduğu ortada. Öyle ki büyüsünü hala korumakta. Zamanında video kasetten izlediğimiz filmi günümüzde blu-ray olarak izlemek de mümkün.

(http://i.hizliresim.com/oQNPjm.jpg) (http://hizliresim.com/oQNPjm)

Şöyle oturayım da bir buçuk saat yüzümde tebessümle bir film izleyeyim, hey gidi günler hey diyeyim diyorsanız Neon Manians tam size göre. Ama Neon Maniacs'ın adını şimdi duyduysanız ve 80'lerde çekilen korku filmleri ile aranız yoksa bu filmden uzak durun derim. Yoksa kulaklarımı çınlatacağınızdan hiç şüphem yok doğrusu.

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=Ur1h70xWrB4

Devam edecek...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: gamlıbaykuş - 25 Mayıs, 2014, 23:27:47
Abi, bir de eskilerden kalma Katil Domatesler diye bir film vardı. İzledinmi bilir misin?
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 26 Mayıs, 2014, 02:09:35
Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 25 Mayıs, 2014, 23:27:47
Abi, bir de eskilerden kalma Katil Domatesler diye bir film vardı. İzledinmi bilir misin?

Belki zamanında video kasetten izlemişimdir hatırlamıyorumdur diyeceğim ama sanmıyorum. Yazık, domateslerden ne istemişler? Bir tane Çanakkale domatesi yeselerdi katil demeye dilleri varmazdı güzelim domatese. :) 
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kalidor - 26 Mayıs, 2014, 08:33:24
Stephen Dorff'un çocukken rol aldığı bir korku filmi var. İsmi Gate. Zamanında izlediğimde bayağı sarmıştı.

Konusuna gelince: Bir çocuk ve arkadaşı bahçelerindeki çürümüş dev bir ağaç kesildikten sonra oluşan çukurun aslında cehennemin kapılarından birini olduğunu tahmin bile edemezler ve çocuk ölen köpeğini çukura gömer ve ardından antik medeniyetlerden kalma bir takım iblisler dünyaya hükmetmek amacıyla 2 insanı kurban etmek için çukurdan çıkarlar. Çocuklar iblislerle mücadele eder vs.

Fragmanı izleyin fena değil: http://www.youtube.com/watch?v=ZOX6-Rw5PWc

(http://1.bp.blogspot.com/-d0Z0-OPHicM/TxoU_A4uI7I/AAAAAAAACJY/ITLaxYw4JNw/s1600/picture.jpg)

(http://kennethauthor.files.wordpress.com/2012/03/gatepic2.jpg)

(http://cineawesome.com/wp-content/uploads/2011/10/cineawesome-the-gate.jpg)

http://www.imdb.com/title/tt0093075/?ref_=nm_flmg_act_71
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 27 Mayıs, 2014, 00:44:30
The Gate'i izleyeli bir sene bile olmamıştır. Öyle ahım şahım olmasa da karanlık bir atmosfere sahiptir. Çocuğun avucunda beliren göz, evin zemininden çıkan dev yaratık, ayak altında dolaşan şeytani ufak yaratıklar vs. epey sinir bozucudur.

Bu filmin bir de devam filmi vardır: The Gate II: Trespassers. İşte bu filmi video kasetten izlemiştim. Kiraladığım son video kasetlerden biriydi. Belki de sonuncusuydu. Bu film ilkinden daha eğlenceli diye hatırlıyorum. İlkine oranla daha merak uyandıran bir konusu vardı en azından.

(http://i.hizliresim.com/XW3lD7.jpg) (http://hizliresim.com/XW3lD7)

Kahramanız Terry ilk filmde başına gelenlerden hiç ders almamış olacak ki öte dünyaları kurcalayıp boyundan büyük işlere kalkışmaktan çekinmez. Aradan geçen zamanda şeytani konulardaki bilgisini de artırmıştır üstelik. Bir gece kendisine katılan üç gençle birlikte bir ayin düzenlerler. Aslında Terry'nin niyeti kötü değildir. Tek istediği her şeyi daha iyi bir hale getirmektir. Ama şeytanla pazarlık yapmanın bir karşılığı vardır elbet.

(http://i.hizliresim.com/aqNgyz.jpg) (http://hizliresim.com/aqNgyz)

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=X__zgaFIdVk

Devam edecek...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: gamlıbaykuş - 12 Haziran, 2014, 22:55:22
Bugün The Doll filmini izledim. Eğlenceli bir filmdi. Ölenlerin hepsi ölmeyi, yaşayanlarda yaşamayı haketmişlerdi. Beni film boyunca en çok korkutan o yaşlı teyzeydi (çakma Nosferatu kılıklı karı ). Oyuncaklarında sürekli çıkardıkları vik vik vik seslerine ayar oldum :)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 08 Temmuz, 2014, 02:09:20
(http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/07/08/house-poster-1986-steve-miner-fred-dekker.jpg)

"Korku filmi dediğin evde geçer."
       
Hani korku filmleri için tek bir cümle söyle deselerdi hiç kuşkusuz dudaklarımın arasından bu cümle çıkardı. :) Ortada miras bırakılan bir ev ve bu eve yeni bir başlangıç yapmak için taşınan sorunlu bir aile varsa o film tam benliktir. House da (Korku Evi) buna benzer bir konuya sahip:

Roger Cobb korku romanları yazan bir Vietnam gazisidir. Ama son romanı Kar Dansı'nı yazalı üç sene olmuştur ve aynı kitap için imza günü düzenleyip durmaktan sıkılan yayıncısı kafasının etini yemektedir. Artık yeni bir şeyler yazmanın vaktidir. Her ne kadar yayıncısı karşı çıksa da Roger Vietnam'da yaşadıklarını anlatan bir roman yazmaya karar verir. Bu arada halası intihar eder ve perili olduğuna inandığı evini yeğenine bırakır. Roger çocukluğunu geçirdiği bu eve taşınıp yeni romanını yazmaya koyulur. Ancak geçmişin hayaletleri peşindedir. Bu hayaletler oğlunu elinden almış ve karısından ayrılmasına neden olmuşlardır. Roger bu tuhaf evde bir yandan romanını yazmaya, bir yandan da bu hayaletlerden kurtulup ailesini yeniden bir araya getirmeye çabalayacaktır.

1986 yapımı olan House devam filmleri (hatırladığım kadarıyla) kendisi kadar iyi olmayan ve korkutmaktan çok eğlendiren bir film. Yine de "80'lerde korku sineması" denilince akla gelecek ilk filmlerden biri kuşkusuz.

Fragman: http://youtu.be/xGpv-NLXQNI

Devam edecek...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 05 Eylül, 2014, 20:49:31
Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 12 Haziran, 2014, 22:55:22
Bugün The Doll filmini izledim. Eğlenceli bir filmdi. Ölenlerin hepsi ölmeyi, yaşayanlarda yaşamayı haketmişlerdi. Beni film boyunca en çok korkutan o yaşlı teyzeydi (çakma Nosferatu kılıklı karı ). Oyuncaklarında sürekli çıkardıkları vik vik vik seslerine ayar oldum :)

Bakalım ben bir daha ne zaman seyredeceğim? ;)

Bu arada az bilinen ve başrollerinde hepimizin tanıdığı isimlerin yer aldığı bir korku filminin vcd'sine ulaşmış bulunmaktayım. Yirmi kere izlediğim bir filmdi aslında ama dehşetli birkaç sahnesi haricinde pek bir şey kalmamış aklımda. En kısa zamanda izleyip bu başlığa ekleyeceğim.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 05 Eylül, 2014, 22:06:09
house filmini sizin sayenizde tekrar hatırladım  gençken çok hoşuma gitmişti en kısa sürede tekrar seyredeceğim inşallah POLTERGEİST filmindeki gibi hayal kırıklığına uğramam onuda çok beğenmiştim yeniden seyredince aynı tadı alamadım acaba her şey zamanında mı güzel ??? ??? ???
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 08 Eylül, 2014, 18:59:28
Alıntı yapılan: doktor1881 - 05 Eylül, 2014, 22:06:09
house filmini sizin sayenizde tekrar hatırladım  gençken çok hoşuma gitmişti en kısa sürede tekrar seyredeceğim inşallah POLTERGEİST filmindeki gibi hayal kırıklığına uğramam onuda çok beğenmiştim yeniden seyredince aynı tadı alamadım acaba her şey zamanında mı güzel ??? ??? ???

Bazı filmleri tekrar izleme konusunda ben de kararsız kalıyorum. Gerçekten de insan bazen ben bu filmi nasıl bu kadar sevmişim diyebiliyor. Sonuçta yıllar öncesinde izlediğimiz korku filmleri bunlar. Günümüzde artık büyülerini kaybetmiş olabiliyorlar bu yüzden. O zamandan bu zamana her şey, en başta bizler değiştik. Daha kaliteli efektlere, daha sağlam senaryolara, oyunculuklara sahip yüzlerce film izledik bu filmlerin üstüne.

Örneğin geçenlerde Lost Boys'u izleyeyim dedim. Benim efsane filmlerimden biriydi ama yeniden izlerken biraz sıkıldım açıkçası. House'u izlerken de zaman zaman sıkıldığım oldu. Yine de o zamanın filmlerini hiçbir şeye değişmem. Yaldızları biraz dökülse de benim için hala harikalar. ;)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: hanac - 16 Kasım, 2014, 11:02:34
Yeni bir başlık açmak yerine buraya yazayım dedi. Umarım Kadri Kerem dostumuz kızmaz.

Son yıllarda çıkan korku filmleri o kadar çok ki, malum el kamerası ile herkes çekmeye başladı.

Ama bazılarının posterleri inanılmaz güzel ama notları düşük. ( Dynamite ve Boom çizgiromanları gibi  :) )

Bu yeni filmler arasında gerektiği ilgiyi görememiş olanlar muhakkak vardır. Var mı öneriniz ?

(http://ia.media-imdb.com/images/M/MV5BNTM4MzM1NTg5Ml5BMl5BanBnXkFtZTcwMzMzNjM1NA@@._V1_SX214_AL_.jpg) (http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/0/07/The_task.jpg/220px-The_task.jpg) (http://ia.media-imdb.com/images/M/MV5BODMwMzYzOTQ3Ml5BMl5BanBnXkFtZTcwNTIxMDE3NQ@@._V1_SX214_AL_.jpg)

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/3/37/Boo_poster.jpg) (http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/e/e3/Prowl_poster.jpg)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 12 Mart, 2015, 02:55:54
Konuyu ihmal etmişim. Kurmaca metinlere ağırlık verdiğimden dolayı filmler ya da kitaplar hakkında bir şeyler yazamıyorum bir süredir.

Bana soracak olursanız korku filmlerinin en güzel örnekleri 70 ve 80'lerde verilmiştir. 90'lar da fena değildir. Daha önceki tarihlere ait muhteşem filmler de yok değildir tabii. Örneğin: Rosemary's Baby (1968), House of Usher (1960), Psycho (1960), The Birds (1963), The Haunting (1963)... Ama benim gönlümde 70 ve 80'lere ait korku filmlerinin yeri bir başkadır.

2000 sonrası (hele de 2010 sonrası) kalitede feci bir düşüş başlar. Son dönemde bir dolu korku filmi çevriliyor ama birinin bile sonunu getirmek büyük başarı. Tabii ki 2000 sonrası da güzel korku filmleri çekilmedi değil. Bu filmlere örnek vermek gerekirse şunları sayabiliriz: The Exorcism of Emily Rose (2005), The Ring (2002), Final Destination (2000), Frailty (2001), The Others (2001), Dog Soldiers (2002), El orfanato (2007), Trick 'r Treat (2007), Insidious (2010), The Conjuring (2013), Silent Hill (2006), Sinister (2012), The Cabin in the Woods (2012), Jeepers Creepers (2001), The Ruins (2008), The Grudge (2004), The Descent (2005)...

Hasan abi kamera ile çekilen korku filmlerinden bahsetmiş. Aslında kamera ile çekilen korku filmleri benim ilgimi çekiyor. Mesela son dönemde izlediğim el kamerası ile çekilen korku filmlerinin fragmanları aşağıda. Devil's Pass'i diğerlerinden ayırıyorum. Gerçek, acı ve aynı zamanda tuhaf bir olaya dayanması insanı daha bir etkiliyor. Şaşırtıcı bir sonla bitmesi de diğer bir artısı. Bu adresten film hakkında bilgi alabilirsiniz: http://www.filmloverss.com/seytan-gecidi/

Devil's Pass (2013)
https://www.youtube.com/watch?v=wfe0E4YEJhg

The Troll Hunter (2010)
https://www.youtube.com/watch?v=TLEo7H9tqSM

Exists (2014)
https://www.youtube.com/watch?v=aN9GVsWwXJw

Devam edecek...  ;)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 12 Mart, 2015, 17:41:22
Alıntı yapılan: kadri kerem - 08 Temmuz, 2014, 02:09:20
(http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/07/08/house-poster-1986-steve-miner-fred-dekker.jpg)

"Korku filmi dediğin evde geçer."
       
Hani korku filmleri için tek bir cümle söyle deselerdi hiç kuşkusuz dudaklarımın arasından bu cümle çıkardı. :) Ortada miras bırakılan bir ev ve bu eve yeni bir başlangıç yapmak için taşınan sorunlu bir aile varsa o film tam benliktir. House da (Korku Evi) buna benzer bir konuya sahip:

Roger Cobb korku romanları yazan bir Vietnam gazisidir. Ama son romanı Kar Dansı'nı yazalı üç sene olmuştur ve aynı kitap için imza günü düzenleyip durmaktan sıkılan yayıncısı kafasının etini yemektedir. Artık yeni bir şeyler yazmanın vaktidir. Her ne kadar yayıncısı karşı çıksa da Roger Vietnam'da yaşadıklarını anlatan bir roman yazmaya karar verir. Bu arada halası intihar eder ve perili olduğuna inandığı evini yeğenine bırakır. Roger çocukluğunu geçirdiği bu eve taşınıp yeni romanını yazmaya koyulur. Ancak geçmişin hayaletleri peşindedir. Bu hayaletler oğlunu elinden almış ve karısından ayrılmasına neden olmuşlardır. Roger bu tuhaf evde bir yandan romanını yazmaya, bir yandan da bu hayaletlerden kurtulup ailesini yeniden bir araya getirmeye çabalayacaktır.

1986 yapımı olan House devam filmleri (hatırladığım kadarıyla) kendisi kadar iyi olmayan ve korkutmaktan çok eğlendiren bir film. Yine de "80'lerde korku sineması" denilince akla gelecek ilk filmlerden biri kuşkusuz.

Fragman: http://youtu.be/xGpv-NLXQNI

Devam edecek...
Harikabir filmdir Devamlarıda eğlencelidir.Bu arada Poltergeist de harikadır
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 17 Mart, 2015, 21:59:18
Poltergeist efsanevi filmlerim arasındadır. Tabii herkesin hoşlanacağı, izleyeceği filmler değil bunlar. Geçen gece Digiturk'te oynuyordu Poltergeist. Ev de kalabalıktı. Dedim ki hadi hep birlikte izleyelim. Yarım saat sonra filmi tek başıma izliyordum. ;D
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 17 Mart, 2015, 22:06:20
Alıntı yapılan: kadri kerem - 17 Mart, 2015, 21:59:18
Poltergeist efsanevi filmlerim arasındadır. Tabii herkesin hoşlanacağı, izleyeceği filmler değil bunlar. Geçen gece Digiturk'te oynuyordu Poltergeist. Ev de kalabalıktı. Dedim ki hadi hep birlikte izleyelim. Yarım saat sonra filmi tek başıma izliyordum. ;D
Yanılmıyorsam devamıda çekildi.Poltergeist'i Üniversite 1 veya 2 deyken sinemada seyretmiştim
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 21 Mart, 2015, 16:15:03
Alıntı yapılan: doktor1881 - 17 Mart, 2015, 22:06:20
Yanılmıyorsam devamıda çekildi.Poltergeist'i Üniversite 1 veya 2 deyken sinemada seyretmiştim

Evet çekildi. 86 ve 88 tarihli iki devam filmi var. Bu yıl da remake'ini izleyeceğiz.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: Mrtekin - 21 Mart, 2015, 18:45:32
Insidious 3 ten umudum var.

Bu gece de John Carpenter'dan 1988 yapımı "they live" i yeniden seyretmeyi düşünüyorum, sıkı filmdir.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: hanac - 21 Mart, 2015, 19:37:22
Alıntı yapılan: Mrtekin - 21 Mart, 2015, 18:45:32
Bu gece de John Carpenter'dan 1988 yapımı "they live" i yeniden seyretmeyi düşünüyorum, sıkı filmdir.

Evet bende çok beğenirim.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 21 Mart, 2015, 20:02:48
Seyyare bir işçi olan John Nada, bir inşaatta çalışmak için Los Angeles'tadır. Şans eseri uzaylıların dünyayı ele geçirme planına şahit olur. TV, gazete ve basın yayın yoluyla halkı ipnotize eden ve gerçek görüntülerini gizleyen iğrenç istilacılar, özellikle para ve güç sahibi kimseleri kendilerine hedef seçmektedir.

Gizlice örgütlenmiş direniş hareketine katılan Nada, direnişçilerin özel yapım güneş gözlükleri sayesinde kerkenkelemsi uzaylıların gerçek yüzünü görebilmektedir.

Dönemin sevimli pankreas güreşçisi Roddy Piper'ın, Nada karakterini inandırıcı bir şekilde canlandırdığı film, John Carpenter'ın toplumsal taşlama için eline geçen temanın izin verdiği her esnekliği sonuna kadar kullandığı bir yapım. Carpenter'dan bekleyebileceğinizin kesinlikle daha altında değil!
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 22 Mart, 2015, 03:13:47
Alıntı yapılan: Mrtekin - 21 Mart, 2015, 18:45:32

Bu gece de John Carpenter'dan 1988 yapımı "they live" i yeniden seyretmeyi düşünüyorum, sıkı filmdir.

Yumruk gibi filmdir They Live.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 23 Mart, 2015, 00:07:30
Ben de az önce They Live filmini seyrettim.Filme haksızlık yapmayayım.Yapıldığı 1988 senesine göre çok güzel olabilir,ancak Meg Foster bir sıfır idi.Ne biçim oyunculuk o.İlkokul müsamerelerinde daha iyi oyunculuk var. Film çok yavaş başladı.3 saatlik film zannettim.Sonra jet gibi.Genç nesilden biri seyretse bu nasıl bir film der.Gerilim filmi ama gerilmiyorsunuz.Filmin bitiş sahnesinde John Nada'nın yaptığı hareket yalnız harikaydı.Silahlı çatışma sahneleri berbat ötesi idi.Klasik olabilir,sevenler olabilir,ama notum:2/10
Yalnız filmde bir sahne vardı 'Senin Tanrın Bu ' İnsana uzatılan Amerikan dolarının üzerinde vardı.İnsanın açgözlülüğünü anlatıyordu.Tam oturmuştu yani...
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 23 Mart, 2015, 00:14:16
Yasiyorlar (1988)
"They Live" (original title)
93 min  |  Action, Comedy, Horror  |  9 March 1990 (Turkey)
7,3 Your rating:   -/10   Ratings: 7,3/10 from 60.062 users   Metascore: 52/100
Reviews: 312 user | 149 critic | 10 from Metacritic.com
A drifter discovers a pair of sunglasses that allow him to wake up to the fact that aliens have taken over the Earth.

Director: John Carpenter
Writers: Ray Nelson (short story "Eight O'Clock in the Morning"), John Carpenter (screenplay) (as Frank Armitage)
Stars: Roddy Piper, Keith David, Meg Foster | See full cast and crew                                                            Buda IMDB den notu:7.3
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 23 Mart, 2015, 23:30:56
Alıntı yapılan: doktor1881 - 23 Mart, 2015, 00:07:30
Ben de az önce They Live filmini seyrettim.Filme haksızlık yapmayayım.Yapıldığı 1988 senesine göre çok güzel olabilir,ancak Meg Foster bir sıfır idi.Ne biçim oyunculuk o.İlkokul müsamerelerinde daha iyi oyunculuk var. Film çok yavaş başladı.3 saatlik film zannettim.Sonra jet gibi.Genç nesilden biri seyretse bu nasıl bir film der.Gerilim filmi ama gerilmiyorsunuz.Filmin bitiş sahnesinde John Nada'nın yaptığı hareket yalnız harikaydı.Silahlı çatışma sahneleri berbat ötesi idi.Klasik olabilir,sevenler olabilir,ama notum:2/10
Yalnız filmde bir sahne vardı 'Senin Tanrın Bu ' İnsana uzatılan Amerikan dolarının üzerinde vardı.İnsanın açgözlülüğünü anlatıyordu.Tam oturmuştu yani...

Sonuçta düşük bütçeli bir Carpenter filmi bu. Oscarlık oyunculuklar, müthiş bir senaryo gibi şeyler beklemek yanlış olur. Filmin bu kadar ünlü olmasının sebebi de verdiği mesaj, yani tüketim toplumuna attığı tokattır.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 24 Mart, 2015, 08:40:20
Alıntı yapılan: kadri kerem - 23 Mart, 2015, 23:30:56
Sonuçta düşük bütçeli bir Carpenter filmi bu. Oscarlık oyunculuklar, müthiş bir senaryo gibi şeyler beklemek yanlış olur. Filmin bu kadar ünlü olmasının sebebi de verdiği mesaj, yani tüketim toplumuna attığı tokattır.
Haklısın mesajı tam hakkıyla vermiş 1988 de ki tüketim 2015 de ise en az 100 kat artmış İnsanoğlunun hırsı ve açgözlülüğü ile bu değişmez.Bilinçli bir avuç insan vardır.(Ne yazık ki bir avuç insanın içine ben giremem ;D)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 11:26:14
Hiç birimiz giremeyiz, Doktor, sıkma canını.

Kadri Beyin dediği gibi filmin önemi mesajında. John usta, güneş gözlüğü, uzaylı gibi metaforları kullanarak insanın kendisinin neye dönüştüğüne ayna tutmak istemiştir ve son derece haklıdır. Geçen gün bir
İstatistikte, dünyanın yüzde birinin, tüm üretilen hasılanın yüzde atmışını (belki daha fazladır.) aldığı söyleniyordu, buyrun buradan yakalım.

Filmde John Nada'nın tiplemesinin bir benzerini, daha sonra, Küçük Çin'de Büyük Bela (çok güzel
bir filmdir, tavsiye ederim.) filminde, Kurt Russell abimiz canlandıracaktır. Kamyon şöförü, işsiz güçsüzlerin(drifter) kahraman olarak seçilmesinde de, bir mesaj var.

Ama muhakkak, John Carpenter'ın, Escape from New York/L.A. Filmlerine de bir bakmanı tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 24 Mart, 2015, 11:29:30
Alıntı yapılan: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 11:26:14
Hiç birimiz giremeyiz, Doktor, sıkma canını.

Kadri Beyin dediği gibi filmin önemi mesajında. John usta, güneş gözlüğü, uzaylı gibi metaforları kullanarak insanın kendisinin neye dönüştüğüne ayna tutmak istemiştir ve son derece haklıdır. Geçen gün bir
İstatistikte, dünyanın yüzde birinin, tüm üretilen hasılanın yüzde atmışını (belki daha fazladır.) aldığı söyleniyordu, buyrun buradan yakalım.

Filmde John Nada'nın tiplemesinin bir benzerini, daha sonra, Küçük Çin'de Büyük Bela (çok güzel
bir filmdir, tavsiye ederim.) filminde, Kurt Russell abimiz canlandıracaktır. Kamyon şöförü, işsiz güçsüzlerin(drifter) kahraman olarak seçilmesinde de, bir mesaj var.

Ama muhakkak, John Carpenter'ın, Escape from New York/L.A. Filmlerine de bir bakmanı tavsiye ederim.
Escape from Newyork/LA bende seyrettim beğendim ama tekrar seyrederim
Küçük Çin'de Büyük Bela  seyretmedim ilk seyredeciğim film o olacaktır.Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kalidor - 24 Mart, 2015, 11:37:21
Küçük Çin'de Büyük Bela filmine aventür filmleri genelde sevmeme rağmen tahammül edememiştim.  :o
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: hanac - 24 Mart, 2015, 12:04:18
Alıntı yapılan: kalidor - 24 Mart, 2015, 11:37:21
Küçük Çin'de Büyük Bela filmine aventür filmleri genelde sevmeme rağmen tahammül edememiştim.  :o

25 yıl önce izlemiştim ve kesinlikle bayılmıştım.

2-3 hafta önce yeniden izledim, bu ne ya dedim  :)
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 12:15:32
Size de film beğendiremiyoruz, sayın Admin. :)

Hint filmi seyrede seyrede film beğenmiyorsunuz. :)

http://m.imdb.com/title/tt0113409/?ref_=m_nmfmd_dr_7

Bunu seyredin o zaman, pişman olmazsınız, Sam Neill'in en iyi performanslarından biridir.

Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: doktor1881 - 24 Mart, 2015, 12:15:49
Alıntı yapılan: hanac - 24 Mart, 2015, 12:04:18
25 yıl önce izlemiştim ve kesinlikle bayılmıştım.

2-3 hafta önce yeniden izledim, bu ne ya dedim  :)
Bazen bende de oluyor.(Poltergeist filminde öyle oldum)
Zaman geçtikçe yani ihtiyarladıkça birikimimiz artıyor.Daha seçici oluyoruz.

Dünya hızla gelişiyor.Efektler ile daha güzel filmler çekiliyor.Bizde o dönemin filmlerini bu günkü zevkimiz ile yargılama yapıyoruz.

Tabi ki eskilerden bazı klasik filmler her zaman güzel kalabilir.Ama istisnalar kaideyi bozmaz
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 13:22:14
Ben de tam tersini düşünüyorum bazen, bol Cgi efektli filmlerden artık gına geldi, eskiyi arar oldum.

http://m.imdb.com/title/tt0338095/

Abi, bak bu filmde (Aja'nın High Tension'u) gerçekten çok iyidir, diyip, sesimi kesiyorum.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kalidor - 24 Mart, 2015, 15:55:52
Alıntı yapılan: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 12:15:32
Size de film beğendiremiyoruz, sayın Admin. :)

Hint filmi seyrede seyrede film beğenmiyorsunuz. :)

http://m.imdb.com/title/tt0113409/?ref_=m_nmfmd_dr_7

Bunu seyredin o zaman, pişman olmazsınız, Sam Neill'in en iyi performanslarından biridir.

In the mouth of the madness bizdeki adıyla Çılgınlığın Ötesinde bence John Carpenter'ın The Thing'ten sonra en iyi filmidir. Prince of Darkness'ı da beğenirim ama bu film bir başka. Sutter Cane başlı başına unutulmaz bir karakter olarak hafızamda kalmıştır. Sutter Kane'nin Stephen King'i simgelediği büyük bir sır olmasa da filmin bence Lovecraft'ın tanımlanamaz korku anlayışı ve kozmik dehşetine daha yakın bir çizgisi vardı. Bu rolde alman Jürgen Prochnow'un  katkısını da es geçmeyelim.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: Mrtekin - 24 Mart, 2015, 16:37:00
Ooo, Das boot'un kaptanı, Jurgen abimiz efsane bir oyuncudur. Alman olmasına rağmen paso kötü Rus'u oynar.

En son, 24-die another day'da gördüm, biraz yaşlanmış ama fena değildi. Yine Rus mafya babasını oynuyodu, garibim.

Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 27 Mart, 2015, 00:00:51
Alıntı yapılan: kalidor - 24 Mart, 2015, 15:55:52
In the mouth of the madness bizdeki adıyla Çılgınlığın Ötesinde bence John Carpenter'ın The Thing'ten sonra en iyi filmidir. Prince of Darkness'ı da beğenirim ama bu film bir başka. Sutter Cane başlı başına unutulmaz bir karakter olarak hafızamda kalmıştır. Sutter Kane'nin Stephen King'i simgelediği büyük bir sır olmasa da filmin bence Lovecraft'ın tanımlanamaz korku anlayışı ve kozmik dehşetine daha yakın bir çizgisi vardı. Bu rolde alman Jürgen Prochnow'un  katkısını da es geçmeyelim.

Yazdıklarınızın altına imzamı atıyorum.
Başlık: Ynt: Kadri'nin Korku Seansı
Gönderen: kadri kerem - 29 Mart, 2015, 23:40:06
Clown (Palyaço) 
http://m.imdb.com/title/tt1780798/

Oğlunun doğum günü partisi için palyaço kılığına giren bir babanın başına gelenleri anlatıyor film. Zavallı adam palyaço giysisini üzerinden çıkarmaya çalışırken bir şeylerin ters gittiğini anlıyor ama kadim bir lanetin parçası olduğunu fark edemiyor tabii. Bunu anladındaysa iş işten geçmiş oluyor maalesef.

Filmin konusunu çok sevdim. Bu konu benim aklıma gelse sıkı bir öykü konusu buldum diye sevinirdim. Keşke daha iyi işleyebilselermiş bu konuyu. Yine de sıkılmadan izleyeceğinizi düşünüyorum. Ben patlamış mısırımı yerken keyifle izledim doğrusu.