Olimpiyat Rüyası - KaraKarga Yayınları

Başlatan Nightrain, 25 Ekim, 2018, 12:50:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain



Olimpiyata katılma öyküsü, bu rüyaya ulaşmak için yapılanlar, fedakârlıklar, zorluklar... Çok okuduk, çok seyrettik böyle masalları. Samiye Yusuf Ömer'inki bunların biraz ötesinde, muhtemelen en gerçek ve en etkileyici olanı.

İçinde mülteciliğin zorlukları var, olimpiyat rüyası var, insani dram var, aşılması dağ gibi engeller var, etkileyici bir son da var... Çizen Reinhard Kleist'ın spora özel bir ilgisi var, çeviren Tanıl Bora ise Türkiye'nin spor ve çizgi roman kültürüne başlı başına katkı.
Zor'un tanımını değiştirecek bir öykü bu. İmkansız'ın sözlük anlamına örnek olacak belki de. Siz spor diye okuyun, tarih epik masallar bölümüne kaydetsin.

Fiyat: 29 TL
Sayfa Sayısı: 152
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ferzan

    Dün akşam okuyabildim...Tek kelimeyle harika bir kitapmış...Öyle kuru kuruya Avrupai bir duyarlılık ya da tatlı sularda yapılan beylik bir insanlık vurgusu ve saire ucuz duyarlılık ezberleri gibi değildi...Önsözde de belirtildiği gibi, sadece anısına layık olmaya çalışılmış...

    Samiye Yusuf Ömer 'den de, hikayesinden de haberim yoktu...Belki geçmişte haberlerde bir köşede denk gelip hızlıca aklımdan çıkarmış olabileceğim için hatırlamıyor da olabilirim...Sonuçta çok değerli bir eser meydana gelmiş...Hikayesini dümdüz uyarlamaktan ziyade saygı duruşu niteliğinde bir ele alış söz konusu olmuş...Görsel kalite olarak da Kililana Şarkısı, Habibi ve Zehra 'nın Cenneti estetiğine sahip diyebilirim...Çok ama çok beğendim...

    Bu hafta Nick Cave hariç tüm Reinhard Kleist kitaplarını temin etmiştim...Kleist ile ilk tanışmam da bu kitapla olmuş oldu...Büyük ihtimalle diğerlerinden, bundan aldığım tadı alamayabilirim nispeten daha yakın tarihli bir eser olduğu için...Kara Karga 'nın yıl sonuna kadar Kleist 'in Türkçe 'deki 6. kitabı olacak olan ''Der Boxer'' 'i de çıkaracağının haberini verelim...Ben kitap içerisindeki ufak bir eser listeleme köşesinin yalancısıyım...

    İstanbul 'da olup fırsat bulacaklar için de Kleist 'in kitap fuarına imza ve söyleşiye geleceğini hatırlatmış olayım meraklılarına...

    Kleist hakkında konuşmak istediğim başka şeyler de var ama tüm kitaplarını okuduktan sonra ayrıca bir başlıkta bunu tartışmaya açacağım...

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

nicholaihel

Gerçekten güzel bir eser daha kazandırmış Karakarga dilimize. Konusu da (maalesef) hayli güncel olduğu için vuruculuğu fazla.

Göç ve iltica hikayeleri hep hüzünlüdür, üstüne bu bir de gerçek. Siyah beyaz gölgeli çizimler anlatılanlara uyumlu. Oldukça gerçekçi.

Okurken sık sık aklıma "insan insanın kurdudur" sözü geliyor. Bağrında yaşadığımız insanlık dramları geliyor. Aslında ciddi tanığıyız bölgenin de benzer hikayelerin de. Bizim sanatçılarımız da böyle anlatsa, anlatsak, anlasak da tekrar yaşanmasa diye düşünüyorum, sonra kendimin de inanmadığını fark ediyorum bu düşündüğüme.

Herkese tavsiye ediyor ve bir alıntı noktalıyorum;

"... ama artık pek balık çıkmıyor. Avrupadan gelen büyük gemiler herşeyi avlayalı beri ağlarımız boş. Bütün balık oraya gittiğine göre, iş de olmalı orada? O zaman bende balıkların gittiği yere giderim!"


Son not: Konuyu yazarken aklıma bir kısa türk animasyonu geldi. Savaş ve göçe dair. İlgilisine buraya bırakıyorum:

https://youtu.be/duRnRIqZnDA

hercai


OLİMPİYAT RÜYASI
Reınhard Kleıst, Ekim, 2018

SAMİYE YUSUF ÖMER'in HİKAYESİ
     

Pekin Olimpiyat Oyunlarında, 200 metre kısa mesafe koşusu yarı finali ön eleme...Somali'den Samiye Ömer adında bir koşucu...kimsenin tanımadığı, çelimsiz Somalili iyice arkada kalmış. Sonuncu olarak bitiş çizgisini geçiyor ama, seyirciler onu şampiyon gibi alkışlıyorlar. ( 200 metreyi 1/2 dak.bitirdi )
" Pekin muhteşemdi! Sonuncu olmuşum, ne yazar! Bir daha ki sefere daha iyi olurum. Başarılı bir sporcu olacaksa insanın böyle düşünmesi gerek ".
Somali'li Samiye'nin belirlediği hedefe ulaşabilmek adına çıktığı bir serüven bu. Umutları, kaygıları, sıkıntıları...tüm bunların ekseninde dönen başarı ve kupa hırsı O'nun yarış esnasında göğsünü hıza siper edişi gibi. Bu mücadelesinde onu anlayabilmek için içinde bulunduğu koşulları da göz önüne alalım istedim.

Mogadişu, 2008 ;
Somali, Afrika Boynuzu olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır. Somali'li insanlar Afrika'daki  en geniş etnik bloklardan birini oluşturmaktadırlar. Bu geniş etnik blok Cibuti, Etiyopya, Kenya ve Eski Somali Cumhuriyeti sınırları içinde olmak üzere toplam 4 ana bölgede yer almaktadır.



Somali tarihi açısından kurulmuş olan tek devlet  1960 yılında batılı devletler tarafından bağımsızlığı verilmiş olan Somali Cumhuriyeti olmuştur. Somali Cumhuriyeti dışında,  Somali tarihi ne kadar geriye götürülürse götürülsün halkın daima devletsiz toplumlar şeklinde organize olduğu görülmüştür.

Somali'de kabileler arasındaki uyuşmazlıklar ve çıkar çatışmalarının sıkça yaşanmasının ardından General Barre  1969 yılında bir darbeyle devlet başkanlığı koltuğuna oturmuştur. Önceleri Somali halkının büyük desteğini almasına rağmen, kısa süre sonra oldukça baskıcı, muhalefete tahammül edemeyen, yolsuzlukların da had safhaya vardığı bir rejime dönüştürmüştür. Somali devlet gelirinin önemli kısmını oluşturan, ABD ve SSCB'nin insani ve maddi yardımlarının kabilesine gittiği anlaşılınca ülkede tansiyon iyice artmış ve Barre'nin 20yıl süren dikta rejimi 1991yılında  muhalif  güçlerce yıkılmıştır.

Somali'de devlet düzeninin yokluğundan da faydalanıp ortaya çıkan iki radikal grup vardır;
- İslamcı Gruplar ( Eş Şebab )
- Korsanlar

Eş Şebab ( Al Shabab ) ; 1970'li yıllarda bir çok Somali'li  Arap ülkelerinde eğitim almış  ve ülkeye döndüklerinde edinmiş oldukları radikal islâmî düşüncelerin propagandasını yapmaya başlamışlardır.
Eş Şebab'ın kuruluş yılı 2006'dır. Ülkenin güneyinin çoğunu kontrol etmekte ve bu bölgelerde sıkı bir şeriat uyguladığı bildirilmektedir.
Kadınlar Al Shabab'ın düzeni içinde çarşaf giymek zorunda bırakılmakta, ticari ve kamusal alanlardan uzak tutulmaya çalışılmakta, ayrıca yanlarında erkek bir akrabası olmadan dışarı çıkmaları da yasaklanmaktadır.
MÜZİK, DANS, SPOR ve FARKLI CİNSİYETLERDEN INSANLARIN BİR ARADA BULUNMASI YASAKTIR.

" Antrenmandan sonra spor eşyalarımı  olabildiğince iyi saklıyorum. El Şahab'dan birini görecek olursam da etraflarından bir yay çiziyorum...koşmanın kızlara uygun bir şey olmadığını söylüyorlar. Bazen evden çıkarken,  sağ salim dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum ".
" Dün antrenmandan sonra bir El-Şahab milisi gürûhuna çattım. Bu adamlar yapmacık dincilikleri ve tehditleriyle her seferinde ödümü koparıyorlar ".
" Olimpiyat Oyunları 2 yıl sonra Londra'da yapılacak. Orada olacaksam, bir şeyler akıl etmeliyim! Bana şans dileyin!"
" Addis'te takımda koşabilirsem, muhakkak Avrupaya gitmek için bir fırsat çıkar. O zaman orada antrenman yapabilir,  2012'de de Somali adına yarışabilirim".
" ...tüm dünyada en hızlı koşan kız olmak istiyorum. Koşarken güzelim öyle olur ki, sanki uçuyorsundur. Herkesten hızlısındır, kimse yetişemez sana. Sonra hedefe varırsın, kollarını kaldırırsın...işte o an...cennet gibidir ".



KORSANLAR ;  2002 Yılından itibaren  Somali kıyılarından geçen  çeşitli gemileri kaçırarak fidye almaya başlamışlardır. Bu faaliyetler Somali toprakları içindeki anarşinin kıyıya yansıması olarak algılanmıştır. Ortaya çıkışlarındaki  diğer dinamikler ise;

- Yabancı balıkçı gemilerinin Somali kıyılarına gelip tüm balıkları avlamış olmaları,
- Yabancı devletlerin nükleer atıklarını bu kıyılara bırakması,
- Ve bu durumun 2004 yılında Somali kıyılarında yaşanan tsunami felaketi ile biyoloji çeşitliliği ve dengeyi bozarak kirliliğe ve temiz su bulamama sorununa yol açması.  ( Bilge Şahin'in Tez'inden alıntı)

SAMİYE YUSUF bu yolculuğa çıkacak mıdır ? Olimpiyatta zafere ulaşmanın yolu iyi bir antrenmandan geçmektedir O'na göre. Bu da ancak Avrupa'da yani kadınların özgürce hazırlanabilecekleri büyük bir stadyumda olabilir.
Birden Persopolis'teki Marjane Atrapi'yi anımsadım. Kaderleri aynı mıydı? Yok yok değildi. Samiye Yusuf kendisine güveniyordu öncelikle...Atrapi gibi parası da yoktu, pasaportu da. Atrapi uçakla seyahat edebilirdi. Samiye Yusuf ise ancak mülteci olarak gidebilirdi.
Çıkacak mıydı bu yolculuğa, olimpiyat kupası gelecek miydi Somali'ye...Çok arzu ettiği gibi bayrağı dalgalanacak mıydı?

Gerçeklerle birebir örtüşen bu hikayeden çok etkilendim. Arkadaşlar forumda incelemişler aslında. Benim de kahramanımızın yaşadığı dönemleri paylaşmak gibi bir katkım olsun istedim.

Sevgiler sizinle olsun...

Nemo

Filiz hanim, yazinizi okuyunca cok ilgimi cekti kitap. Acikcasi almayacaktim Habibi'deki hayal kirikligimdan sonra. Taa ki yorumlari okuyana kadar. Elvan Abeylegesse aklima geldi. Ve yine Hollanda'da tanistigim, sizinle ayni ismi tasiyan, ve luks icinde yasarken herseyini geride birakip, Afrika'da Masai Mara kabilesi arasinda yasayip onlara yardim eden, tum mal varligini onlarin ameliyatina ve ihtiyaclarina harcayan Filiz (Tasel) abla aklima geldi.
Sevgiler...
Özel Alfa Ajanı

hercai

  Sevgili Nemo, çok sevindim bu görüşlerinizi benimle paylaştığınız için. Somali gerçeğinin kahramanımızla örtüşen yıllara denk gelmesi hikayeyi çok etkileyici hale getirdi benim için. Çizgi romanın anlatım olarak gücüne hayranım aslında...çok, çok eser okudum bu türde de...Mesela "habibi"yi ben de okudum. Çizgiler ne kadar harika olsa da yazarın cinsel konularda kafasının karışık olduğunu düşündüm. Yalınayak Gen, Persepolis, Uçma Sanatı,  Maus, Brodec  Raporu vs vs gibi grafik romanlardan aldığım tadı alamadım...Sevgi ve selamlar...

kedidiro

Geçen yıl okuduğum en güzel çizgi romandı. Ben de ardından youtubeda olimpiyat koşusunu ve ilgili videoları izledim, içim yandı... O kadar çoklar ki mülteci, göçmen deyip geçiyoruz oysa her birinin kendine özgü bir dünyası, hayalleri var... Göç kendimce en ilgi duyduğum konulardan biridir. Hakkında okumayı, izlemeyi, dinlemeyi severim. Olimpiyat rüyası gönlümde ve zihnimdeki göç kitaplığındaki müstesna yerine oturdu...

ZGeralt

Başlığı okuduktan sonra bugün 4-5 başka kitapla beraber siparişini verdim. Gelir gelmez okuyacağım bekletmeden :)

Gerçekten fazlasıyla merak ettim.

Nergis

       Sevgili Hercai;
        Olimpiyat Rüyası hakkında yazdıklarınızı okudum. Samiye Yusuf Ömer'in hikayesi  beni duygulandırdı..en yakın zamanda bu kitabı tedarik edip okumak istiyorum. Somali deyince akla açlık, sefalet geliyor ki; Somalili bir kadının varoluş mücadelesini anlatan bir hikaye olması ayrı bir cazibe katıyor.
        Sevgili Hercai; Paylaşımınızı okuduğumda Hint sinemasının önde gelen isimlerinden Aamir khan'nın başrolünü paylaştığı biyografik bir Spor film'i "DANGAL" aklıma geldi.
        Dangal: Güreşen kişiler anlamını taşıyor. Film de bir güreşçinin hayatı anlatılıyor. İki kızkardeş, iki genç kadın güreşçi bu zorlu süreçde sosyal şekillendirmenin baskısıyla da mücadele etmek zorunda kalıyorlar. (aynen Somalili Samiye Ömer gibi..) Kadın olmak başlı başına zorken Samiye gibi koşucu, Geeata Phogat  ve Babita Phogat gibi güreşçi sporcu bir kadın olmak bu alanda başarılarını madalyalarla[c taçlandırmak büyük bir başarı ve azmin örneğidir.
         Dangal film'ini seyretmediyseniz tavsiye ederim beğeneceğinizi umuyorum.

         Altın Madalyon çizgiroman sevdalıları forumu yeni üyesiyim bu vesileyle de herkese merhaba diyorum. Yoğun çalışma tempoma rağmen fırsat buldukça sizlerle buluşmak yorumlarınızı okumak tavsiyelerinizi değerlendirmek istiyorum. Sevgilerimle..                             

ZGeralt

Hoşgeldiniz sayın Nergis.

Umarım keyifli vakit geçirirsiniz.

Nemo

Alıntı YapAltın Madalyon çizgiroman sevdalıları forumu yeni üyesiyim bu vesileyle de herkese merhaba diyorum. Yoğun çalışma tempoma rağmen fırsat buldukça sizlerle buluşmak yorumlarınızı okumak tavsiyelerinizi değerlendirmek istiyorum. Sevgilerimle..

Hosgeldiniz Sayin Nergis :) DANGAL sahiden de guzel filmdi. Yorumlarinizi daha cok okumak dilegiyle...
Özel Alfa Ajanı

hercai


    Hoşgeldiniz sevgili nergis;
Ben forumun üyelere çok şey kattığını düşünmekle birlikte, çok da sorumluluk hissettirdiğini düşünüyorum. Bir eseri okuyorsunuz, çok beğeniyorsunuz. İş onu tanıtmakta zorlaşıyor. Spoylır vermeden, yani en can alıcı noktasını ve sonunu yazmadan tavsiye edebilmek zor geliyor. Bencilce davranmadan tavsiye edebilmekte hüner. Halbukî ben yani bencil ben :D okuduğum kitap ve izlediğim filmlerle ilgili, öncesinde hiç ip ucu istemem. Olacaksa da profesyonelce olsun. Forum bu minvâlde çok takdir edilesi...esere katkınız çok hoş ve isabetli. Dangal filmine geçen ay tesadüfen ekranda denk geldim. Tabikî  beğendim...yazıya hoş ve yerinde bir katkı olmuş. Şubatta açan nergislerin ortama kattıkları renk gibi, sizin de foruma renk katacağınızı ümit ediyorum. Sevgiler sizinle olsun

Nergis


ZGeralt

Dün akşam okudum kitabı. Bittikten sonra hem üzüntü hem öfkeyi aynı anda hissettim.
Kitap sadece Somali'de kadın olmanın zorluğundan bahsetmiyor, o yaşanan dramın bir kısmı sadece. Mültecilik, savaş, yoksulluk hepsi kol kola girip üstünüze geliyor.
Dinci militanların "koşmak kadına uygun değildir" demesi ile öfkem tavana vurdu, yolculuk başlayınca ben de onun gibi umut ettim, çabucak empati kurabildim, ne bir siyahiyim ne de kadınım. Sanırım burada sanatçının başarısı devreye giriyor, hikayenin aktarılması konusunda da çok güzel bir iş çıkarılmış.
Benzerleri hemen her gün yaşanan dramlardan biri aslında, bize çok uzak çok yabancı konularda değil. Mültecilik sorunu giderek büyüyor ve korkarım yakın gelecekte dünyanın en büyük problemi haline gelecek.

Ben Avrupalı'ya da çok kızamıyorum sakin düşününce, kendi refah devletlerini korumak istiyorlar ve evet bu refahın oluşmasında "kara kıtanın" sömürülmesinin hatırı sayılır bir payı var, yine de ortalama vatandaşın tepki duyması normal. Mesele göç veren ülkelerin kalkınmasına yardım etmekte. Bunu çeşitli nedenlerle yapmadıklarını hepimiz biliyoruz, tartışmanın o noktasını eşelemek istemiyorum burada ancak bu sorun gittikçe büyüyor. Üçüncü Dünya müthiş bir hızda çoğalmaya devam ediyor ve milyonlar hayatları pahasına bu sefaletten, yoksulluktan ve baskıdan kaçmak istiyorlar.

Üzerinde konuşulabilecek, tartışılabilecek çok yanı olan etkileyici bir eser. Kesinlikle okunmayı hakkediyor.



alan ford

 4-5 yıl önce Tanıl Bora'nın Zatopek hakkında bir yazısını okuyup koşmaya karar vermiştim. O zamandan beri koşuyor, koşu hikayeleri okuyor ve hâlâ Tanıl Bora ne yaparsa takip etmeye çalışıyorum.  Tanıl Bora'nın çevirdiği bu çizgi roman için yukarıdaki bütün övgüleri hak ediyor. Bunu sevenler için birde Lübnan yapımı Capharnaüm'ü tavsiye edeyim. Dün akşam seyrettiğim ve hâlâ etkisinden çıkmadığım şahane bir film. 
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir