Ana Menü

ÇİKO

Başlatan Lami Tiryaki, 17 Şubat, 2010, 09:45:18

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lami Tiryaki

Zagor'un Lal Kitap 86. sayida baslayan New Orleans'in Kenar Mahalleleri isimli Moreno Burattini'nin yazdigi macera, daha çok 90. sayidaki Kanli Piramit adiyla aniliyor. Zagor'un yeni ve acimasiz düsmani Prof. Richter'in pesinde, gizemli Atlantis temasina dayanan uzun soluklu "saga"nin 5 sayilik bu uzun bölümünü üstad Ferri'nin çizmis olmasi hakikaten keyif vericiydi.

90. sayida yeralan Batakliktaki Sehir isimli öykünün sonlarina dogru, bin bir sikintiyla Aztek piramidine girmeyi basaran Zagor, Çiko, Lafitte'in kizi ve üç adami fark edilir ve piramidin dibindeki kanallarda sikistirilirlar. Tek kurtuluslari kanal çikisindaki demir parmakliktan geçmektir. Zagor kalin parmakliklari elleriyle genisletmeye çalisir. Ancak dostumuz Conan olmadigi için bu is umutsuz bir girisim olarak kalacaktir. Digerleri Zagor'un bu umutsuz girisimini kaygiyla izlerken, Çiko dostunu onore etmeye çalisir. 90. sayfanin ilk karesinde "Zagor'un bu gibi islerin üstesinden geldigini çok gördüm. Bunu basaracak biri varsa oda Zagor'dur. Sülalemin bütün biyiklilari adina!" der bilgece. Zagor ise olayin icraat ve kibir kismindadir. 3. karede Çiko'yu isaret ederek, "...siz de yavas konusun... özellikle sen Çiko!.. Alçak sesle konusmaniz için yaptigim bütün uyarilara ragmen karga gibi ötmeye basladin yine!" diyerek olanca gücüyle Çiko'ya bagirir. Koca göbekli dostumuz biraz sasirir ama Zagor'un bu kendini begenmis hallerine alismis gitmistir bildiginiz üzere.

Burattini Çiko serisinin yazari olmasi vesilesiyle midir bilinmez sik sik Çiko'yu asagilamayi senaryo geregi gibi algiliyor. Bu biraz da Nolitta'dan kalan bir mirastir aslinda. Zagor'un Çiko'yu iki kere tokatlamisligini biliyorum. Peki, bu yapilan muamele dogru mudur? Çiko ikide bir yillardir ardini topladigi dostu tarafindan asagilanmayi hak ediyor mu sizce? Kaç kere Zagor'un hayatini kurtardigina sahit olduk. Kabus'ta aldigi ölümcül yara ile gururu mahvolan Zagor'u, Çiko'nun aglayarak doktorun arabasina atip götürdügü sahneleri kim unutabilir ki?.. Her seyden öte Bonelli kahramanlari arasinda adina küçük te olsa bir seri yayinlanmis baska bir yan karakter daha olmayan bu kadim yan kahramanimizin maruz kaldigi hakaretvari sahneler bence sik sik haksizliga variyor. Çiko'nun özledigi sakin, huzurlu ve tabiî ki bol yemekli bir emeklilik hayati Zagor sayesinde hiçbir zaman gerçeklesmiyor.Üstüne üstlük bir de asagilanma... Çiko'nun tüm olumsuzluklari, Zagor'un da tüm olumlu yanlari üstlendigi bir tür ikizlik durum var bunlarda. Ama kendini begenmislikle Zagor bu dengeyi olanca gücüyle kendi olumsuz tarafina yüklemekte.

Allah'tan Mauro Boselli gibi usta yazarlar da var. Üstad, 91. sayida baslayan bir sonraki macera Dünyanin Sonu'nda Çiko'ya hak ettigi onuru vermeye gayret etmis. Önceki macerada geçen o sevimsiz detayi fark edip yaptigina bahse girerim. Zagor ve Honest Joe'nun Çiko'yu sürükledikleri belayi hissettirmemek için yaptiklari, Zagor'un Çiko'dan özür dilemesi filan bana bir tür günah çikarma gibi geldi. Boselli'yi kutluyorum. Çiko bizim için çok önemli. Ona gereken onur ve deger verilmeli!

Selamlar
Lami

pizagor

Aslinda bu, tüm Italyan çizgiromanlarinin sorunudur bana kalirsa. Nedense güldüren adam olmayi, fazla konusan olmayi, gevsekligi esas oglana yakistiramaz Fumetto senaristleri ve yüklerler tüm bu sorumlulugu yardimcilara. Ponpon burunsuz, boyasiz palyaçolar yaratirlar. Hikaye boyunca kah yardimcilari türlü sekilde zavalli konuma sürükledikleri, kah sürü sepet sakarliklar yaptirdiklari gibi bir de hikayenin sonunda mutlaka lüzumsuz laflar sarfettirerek cümlealemin kendilerine gülmelerini saglarlar...

Amerikan çizgiromaninda ise tamamen farkli bir yardimci olgusuyla karsilasiriz. Batman'in Robin'i, Kaptan Amerika'nin Falcon'u, Örümcek Adam'in Kara Kedi'si ve digerlerinin orada yer alma sebepleri vardir. Mesela Robin'in varligi, gençligi ve toyluguyla, Batman'in acimasiz ve sert yöntemlerini yumusatmak içindir. Falcon ise bana kalirsa, beyaz egemen Marvel evreninde Afro-Amerikan okuyuculara karsi yapilmis, tamamen ticari bir saygi durusudur. Kara Kedi ise Kara Kedi'dir iste, her erkegin hayallerini süsleyecek güzellikte bir kadin, üstüne üstlük sevgilisine delicesine asik. Kim merak etmez ki ne olacak acaba Örümcek'le iliskileri diye... Iste o mecrada yardimcilar hakettikleri onur ve degeri tasimaktadir...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Alıntı yapılan: pizagor - 17 Şubat, 2010, 13:23:09
Aslinda bu, tüm Italyan çizgiromanlarinin sorunudur bana kalirsa.

"Fumettiye laf söyletmeyenler" platformunun bir temsilcisi olarak satasmadan dolayi söz istiyorum.  :)

Saka bir tarafa, bu dediklerin eski fumettiler için geçerli ve haklisin sevgili Özgür.

Ama son dönemlere bakarsak bu kuralin degistigini görürsün, mesela Büyülü deki Poe karakteri veya Nathan daki Legs Weaver karakterleri bu sinifa girmez.

Esas oglandan rol çalarlar ve güçlü karakterlerdir.

Mesela 1975 de yayina baslayan Mister No da da Çiko gibi bir yardimci tipleme yoktur.

Martin Amca da da Java zaten özel bir karakter.

Ama Çiko olayina geri dönersek.

Baslangiçta dönemin modasina uygun olarak (1960 lar) Çiko karakteri, sadece komedi unsuru olarak kullanildi.

Ama son yillarda bazi yazarlar Çiko ya çok önemli roller vermeye basladilar (Boselli buna iyi bir örnekdir).

Bazi yazarlar ise (Burattini) Çiko yu eski Çiko gibi görmekte israr ediyorlar.

Ben degismis, Çiko yu tercih ediyorum.

Lami Tiryaki

Hasan'in tespitleri yerinde. Bu durumun 80 öncesi ve sonrasi yazarlariyla ya da onlardan etkilenenlerle ilgili oldugu açik aslinda. 80 öncesi yazarlardan Gian Luigi Bonelli veya Nizzi'nin tarzlari birbirine yakindir ve Kit Karson'u Teks'e nazaran daha karikatürize bir görüntü vermeye pek meraklidirlar. Oysa Teks öykülerinde her daim top 10'un 1. sirasinda yer alan öykü Karson'un Öyküsü'dür ve yazari yine Mauro Boselli'dir. Hem okuyucunun karikatürize edilmis yan karakter tasarimina duydugu antipati hem de bu güdünün senariste verdigi olaganüstü ilham(ya da gaz her neyse) ortaya Karson gibi süper öyküler çikmasina neden olmaktadir. Ayni sebeple Çiko gibi hem seklen hem de karakter olarak haddinden fazla sulandirilmis bir yan karakterde ciddi gelismeler oldugunda okuyucu farkli hazlar duyuyor. Yeni dönemde olusturulan yan karakterlere bakildiginda hakikaten güçlü, bazan asil karakterin önüne geçen tiplemeler var. Ancak bunu yaparken bazan ana karakteri de güldürü ögesi yapip serinin sevimsizlesmesi tehlikesi de mevcuttur. Martin Mystere'nin son dönem maceralarinda Martin, eskinin yan karakterleri gibi olmaya basladi. Bu da serinin neredeyse sonunu getiriyordu ki iki ayliga dönerek kurtardi bir miktar.

Konunun istisnalari da var elbet. Ken Parker'da yaratilip kisa bir süre birlikte oldugumuz Pat O'shane karakteri tüm sebekliklerine ragmen neredeyse Ken'in önüne geçebilecek bir potansiyeli yakalamisti. Berardi sanirim tehlikeyi sezip ana karakterini kurtarmak için kizcagizi apar topar uzaklastirmisdi. Bir baska basarili örnek ise Dylan Dog'un kankasi Gorucho'dur. Valla ne yalan söyleyeyim Groucho'yu Dylan'dan fazla seviyorum. Onun ve esprilerinin olmadigi bir Dylan tam anlamiyla kabus gibi bir sey olurdu herhalde :)

Selamlar
Lami

Lami Tiryaki

Alıntı yapılan: pizagor - 17 Şubat, 2010, 13:23:09
Aslinda bu, tüm Italyan çizgiromanlarinin sorunudur bana kalirsa. Nedense güldüren adam olmayi, fazla konusan olmayi, gevsekligi esas oglana yakistiramaz Fumetto senaristleri ve yüklerler tüm bu sorumlulugu yardimcilara. Ponpon burunsuz, boyasiz palyaçolar yaratirlar. Hikaye boyunca kah yardimcilari türlü sekilde zavalli konuma sürükledikleri, kah sürü sepet sakarliklar yaptirdiklari gibi bir de hikayenin sonunda mutlaka lüzumsuz laflar sarfettirerek cümlealemin kendilerine gülmelerini saglarlar...

Amerikan çizgiromaninda ise tamamen farkli bir yardimci olgusuyla karsilasiriz. Batman'in Robin'i, Kaptan Amerika'nin Falcon'u, Örümcek Adam'in Kara Kedi'si ve digerlerinin orada yer alma sebepleri vardir. Mesela Robin'in varligi, gençligi ve toyluguyla, Batman'in acimasiz ve sert yöntemlerini yumusatmak içindir. Falcon ise bana kalirsa, beyaz egemen Marvel evreninde Afro-Amerikan okuyuculara karsi yapilmis, tamamen ticari bir saygi durusudur. Kara Kedi ise Kara Kedi'dir iste, her erkegin hayallerini süsleyecek güzellikte bir kadin, üstüne üstlük sevgilisine delicesine asik. Kim merak etmez ki ne olacak acaba Örümcek'le iliskileri diye... Iste o mecrada yardimcilar hakettikleri onur ve degeri tasimaktadir...

Özgür tespitine bir katki yapayim. Eski tarihli çizgi romanlarda sikça görülen bu durum sadece Italyan degil, Frankofon, yerli tüm Avrupa kökenli çizgi romanlarin sorunudur.  Bizdeki Hakki Basçavus'u, Kulke'yi, Balaban'i, Asteriks'deki tüm yan karakterleri buna örnek verebiliriz. Ancak Hasan'in yazdigi gibi 80 sonrasi dönemde bu durum tersine dönmeye baslamistir ve günümüzde ana karakterden rol çalmaya bile kalkmaktadirlar. Amerikan çizgi romanlariyla ilgili tespitlerine katiliyorum. Bu konuda çok derinlikli tecrübelerim yoktur ama genel görüsüm ABD kahramanlarinda Batman hariç çok fazla kankalik ortaminin olmadigi yönündedir. DC olsun Marvel olsun önce bir karakteri yaratiyor sonra da tüm ekibin içine dahil ediyorlar. Onlarda bir tür komünal yasam sözkonusu. Bir zamanlar her yerde Örümcek Adam görmekten gina gelmisti. Arka Bahçe X-Men serisine baslayacagini duyurdugunda bir oh çektim. Sonra ilk sayi çikti ve kapakta Örümcek Adam vardi kocaman. "Yine mi ya.." demistim umutsuzca. Bu durumun bence negatif bir yani var. Kalabalik içinde karakterleri tek tek kaybedebiliyorsunuz. Wolverine bir seyler yaparken, bizim mutlaka Cyclops'un da neler yaptigini bilmemiz gerekiyor mesela. Bu da Wolverine'e odaklanmayi zorlastiriyor vs... Batman fumettiseverlere sicak ve derinlikli gelirken Marvel'larin daha yüzeysel gelmesi bundan herhalde. ABD çizgi romanlari daha çok bireysele yönlenseler daha çekici olacaklar sanki... Gerçi sonuçta yaraticinin zevki ve tercihi bu çok ta önemli degil, okuyup bitirdikten sonra maceradan kalan zevk önemli degil mi?

Selamlar
Lami

V

   
      Lami Bey'in Boselli tespitlerine katiliyorum.Bence Boselli su anda Bonelli ailesinin en iyi senaristi.
Zagor'un ve Teks'in "gelisim"ine olan katkisi diger tüm senaristlerden fazla bence.Boselli  senaryolu öykülerde
karakter sayisindaki zenginligi ve derinligi ,karakterlerin kartondan degilde,ayaklari yere basan karakterler oldugunu gözlemleriz.
Zagor'da sadece Çiko'yu degil,Zagor'u da ete kemige büründürmüs,serinin kötü adamlarindan özellikle Hellingen'i Nolitta'nin
"Çilgin Bilim Adami" sablonundan çok farkli sunmustur bizlere.Bonelli ve Nizzi tarafindan cool görüntüsü,sert,acimasiz yöntemleriyle
yillarca okura adeta anti-kahraman imajiyla sunulan Teks'i kendi yazdigi öykülerinde "insancil yöntemleri de kullanan,akil ve duygu dengesi yerinde hareket eden,sempatisi yüksek bir karaktere dönüstürmüstür.
     Bonelli'nin  klasik kahramanlarindaki bu dönüsümü saglayan Boselli gibi senaristlerin yanisira Sclavi'nin derinlikli karakteri Dylan Dog'u,Berardi'nin Ken Parker ve Julia'si,Medda,Serra,Vigna üçlüsünün Nathan Never'i Bonellinin yetiskin okura hitap edebilecek derinlige sahip karakterler yaratan senaristleriyle degisen yüzünün en önemli göstergesidir adeta.


"İstemem,eksik olsun.."

ümitkr

Ciko muhtemelen "ekuri" olarak tarif edilebilecek bir karakterdir yazarlar icin.

Biraz teknik yanit olacak ama ilk metinsel sanatlardan tiyatro'da ilk donemler koro bulunurdu. Metin korodakilerin siralari gelince konusmalariyla canlandirilirdi. Bugunku tiyatrodan uzak bir yapiydi. Daha sonra Roma Tiyatrosunda konusan, oynayan oyuncu ve konusan oyuncuya eslik eden ve tek basina konusuyormus gibi gorunmemesini saglayan bir tipleme yarattilar: "Ekuri"
Bu sekilde ilk kez dramatik sanatlarda yan karakter mefhumu ortaya cikmis oldu.
Prop'un "Masalin Bicimbilimi" kitabini animsarsaniz orada da usta arastirmaci hep "yardimci"dan bahseder. Bu yardimci gerek en bastan, gerekse sonradan ortaya cikarak kahramana yardim eder. Masallardan animsayacagimiz uzere bu kisi bazen karizmatik biri olabiliyorken bir cok zaman komiktir de. Peri, hizmetli, soytari, hayvancik, cin v.s.
Shakespeare ise en cok tepki ceken uygulamaya gitmis Hamlet oyununun mezarlik sahnesine; hani o unlu olmak ya da olmamak'in sahnesine, komik mezarci tiplerini bir tragedyanin ortasina yerlestirdi. Sonra bu uygulama dunyada aliskanlik haline geldi.
Italyan'larin romantik ve maceralarla suslu oyunlariyla komedilerinde hep bu kahraman ve komik yardimci ikilisi kullanildi daha sonra. Sinema da ayni sablondan yararlandi mesela. Salak Sadri Alisik ve karizmatik Izzet Gunay v.s. gibi ikilileri hatirlayin. Jerry Lewis-Dean Martin. Mujdat Gezen, Halit Akcatepe, Semsi Inkaya v.s. hep yardimci komiklerdir.
Comics alemi bu yardimci olayini "sidekick"le cozdu. Kendisi de kahraman olan ama eksigi oldugu icin yardimci kalan tipti bu. Zaman icinde o yardimcilar da sinif atladi tabii. Degisim sart. "Kahramanlar okulu" sinema filmi tam da bu temayi isler ornegin.
Zagor'un bu sayilarini okumadim ama Zagor'un cinsel iliskiye girdigi oykuleri de hatirlayinca Zagor'un ara ara masalsi bir sablondan cikarilmaya calisildigini varsayiyorum. O masal sablonunun tukenecegi ve korkunc bir kisir donguye saplanacagi asikar. Nitekim ayni sablonu kullanan DC Comics bu sablondan adeta kacmisti zamaninda.
Ciko bence basit bir sablonun kliselesmis halidir. Yazarlar da herhangi bir niyet tasimadan bu kliseyi isleyip duruyorlar.


Aralari doldurmadan yazdim umarim kopuk olmamistir ve abartmamisimdir bir gicik Ciko icin :)

Lami Tiryaki

Alıntı yapılan: ümitkr - 18 Şubat, 2010, 09:31:21
Aralari doldurmadan yazdim umarim kopuk olmamistir ve abartmamisimdir bir gicik Ciko icin :)

Hay gicik Çiko'nun kahvaltisina peynir olasin emi :) :) Dostum tam yazmayi düsünüyordum klavyeyi elimden aldin :) Gerek Yesilçam gerek Holywood yakin tarihindeki örnekler çizgi roman sanatina bu yolda birebir katkida bulunmuslardir. Bu gün gülümseyerek izledigimiz "agir abi" "sebek kanka" klisesi o kadar çok kullanilmistirki. Yurt disinda geçmise bakis açisi nasildir bilmiyorum ama bizdeki "Ekuri"ler zamanla bir tür efsanemsi karakterler haline dönüsmüslerdir. Günümüzde Sami Hazinses deyince kimse geçmisin soytari rollerinin basat aktörü düye düsünmez, genellikle "yaa, ne günlerdi" filan gibilerinden nostalji havalari koklanir. Günümüzde komik ekuri üretilmeye kalkilirsa ayni seyler hissedilmiyor. Her sey zamanina göre degerlendirilmeli bence. Gerçi Groucho gibi basarili istisnalar her zaman vardir, olacaktir...

Selamlar
Lami

darkwood

Çiko sadece Zagor'un yardimci karakteri degil, basli basina bir kahramandir!
En azindan bizim kiz için öyle, Çiko'nun maceralarinin oldugu bütün Lal Özel serisini okudu ve yeni maceralarinin çikmasini özlemle bekliyor. Zagor lu maceralarini ise hiç okumak istemiyor.
Bonelli'nin en azindan çocuklarida düsünerek bu karakter ile ilgili daha güzel seyler üretmesini bekliyoruz.
Hatta Çiko'nun Halywood markali neseli, bol kahkahali filmlerini bekliyoruz
Ayrica Zagor'un maceralarinda asagilanmasini da hiç hos karsilamiyor ve Bonelli'yi kinim kinim kiniyoruz.  :D

Darkwood Sakinleri..

pizagor

Alıntı yapılan: hanac - 17 Şubat, 2010, 14:16:30
"Fumettiye laf söyletmeyenler" platformunun bir temsilcisi olarak satasmadan dolayi söz istiyorum.  :)

Her ekole esit mesafede duran ben, bu satasma suçlamasini kabul edemem, mümkün degil  ;D

Alıntı yapılan: hanac - 17 Şubat, 2010, 14:16:30
Ama son dönemlere bakarsak bu kuralin degistigini görürsün, mesela Büyülü deki Poe karakteri veya Nathan daki Legs Weaver karakterleri bu sinifa girmez.

"Eski fumetti böyleydi, simdikiler farkli!" tespitine katiliyorum ama burada gözden kaçirdigimiz hususun, Büyülü Rüzgar olsun, Nathan Never olsun, hadi bu gruba Dampyr'i de ekleyelim, görece yakin dönemde baslatilan serilerin hemen hemen hiç komedi unsuru barindirmamalari oldugunu düsünüyorum. Degil sakarliklar komedisi, espriye bile zor rastlanir bu hikayelerde.

Kaldi ki yine durum komedisi diye adlandiralim, bir kadinin ayartmalarina hayir diyemeyip, tam aralarinda birsey olacakken iriyari kocanin eve gelisiyle don paça atina atlayip ahirdan kaçan Ned degil yine Poe olmustur.

Nathan'a gelirsek yan karakter deyince hemen akla Legs gelir ama orada bir de bilgisayar dahisi, insanlara kekeme ama elektronige dili çözülen Sigmund Baginov var ki daha karakteri ortaya koyarken gariban tasarlanmistir.

Alıntı yapılan: hanac - 17 Şubat, 2010, 14:16:30
Mesela 1975 de yayina baslayan Mister No da da Çiko gibi bir yardimci tipleme yoktur.

Zaten Mister No'nun hem çizgiroman sanatçisinda hem de okurda ezberleri bozan bir seri oldugunu düsünüyorum.

MS (MisterNo Sonrasi) kahramanin zayifliklari olabilir...

MS kahraman alkolik olabilir...

MS kahraman bir uçan, bir de kaçan kivaminda kadin düskünü olabilir...

Belki de en önemlisi MS kahraman her zaman kazanmak zorunda degildir...

Elinde böyle bir malzeme varken senaristin yardimci karaktere ihtiyaci kalmiyor haliyle, esas oglan üzerinden komedisini de, trajedisini de verebiliyor...

Iste böyle bir kahramanin araladigi kapidan, 1982'de Martin Mystere, 1986'da ise Dylan Dog gibi iki karakterin geçtigini iddia edebilirim. Aslinda bana kalirsa tipki Mister No gibi, Dylan Dog'un yaninda da Groucho karakterine gerek yok. Dylan Dog filminin senaristi ve yapimcisi da benim gibi düsünmüs olacaklar ki kendisini safdisi birakmislar  :) Bu arada Lami Tiryaki'nin aksine bir türlü isinamadim su Groucho'ya... O da ortami senlendirecek, aramizdaki buzlari eritecek esprileri yapmiyor ki bir türlü...

Cevap hakki dogunca laf biraz uzadi ama aslinda görüsümü iki cümlede özetleyecektim. Söyle ki, eger senaristimiz hikayesinde mizaha yer verecekse bunu esas oglan ya da esas kiz degil, yardimcilar üzerinden vermeyi tercih ediyor hala. Yillar içinde degisen bana kalirsa sadece senaristin yardimci karakterin üzerine eskisi kadar gitmemesi, dalgasini biraz daha hafiften geçmesi ve bir de eskinin olmazsa olmaz komedi katkisinin artik rahatlikla vazgeçilebilir oldugu...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Lami Tiryaki

Bazan oturup çizgi roman kahramanlari ile birlikte keyif çatmanin da bir güzelligi var. Hangi macera hangi sayi oldugunu bilmiyorum ama elimdeki orijinal Hulk sayilarindan birinde ormanin ortasinda bir kampta sortlariyla Bruce, kiz arkadasi ve diger karakterler yesilin huzurun içinde muhabbet ediyorlardi. Bataklik yaratiginin giriste söyle bir görünmesinin disinda huzur dagitici fantastik hiç bir unsurun olmadigi mükemmel bir dinginlik vardi. Okurken huzur hissettigimi hatirliyorum.

Zagor Sunar-Çiko serisinin ilk kitabi Çiko'nun Hikayesi, Darkwood'da yagmur sonrasi günesli bir günde baslar. Zagor yagmur çamur demeden günlük antrenmanini bitirmis gelirken, kadim dostu Çiko'da kulübeyi çekip çevirmektedir. Ayni huzur burada da hakim ve hani insanin batakligi asip dostlara bir kahve içmeye gidesi geliyor :) Macera yok, hareket yok, Drunky Duck yok, Going Going yok... Eh böyle bir günde oturup muhabbet etmekten baska bir sey kalmiyor geriye. Mesela Zagor çocukluk anilarini anlatabilir, ama Çiko'da bizde zaten dinledik biliyoruz o hikayeyi. Sira koca göbekli Meksikali dostumuzda. Oturup absürd hayat hikayesini anlatabilir. Disaridaki dingin batakligin ve kus seslerinin arasinda da iyi gider dogrusu. Okurken orada olup ben de dinlemeyi çok isterdim dogrusu :) Ne muhabbet!..

Hayat hikayesinden maceralar türetilebilen, hatta bagimsiz seriye dönüstürülebilen Legs Weaver'dan baska bir Bonelli-fumetti yan karakteri hatirlamiyorum. Öyleki Nolitta, Sclavi, Faraci ve Burattini'nin kivamini hiç bozmayan senaryolariyla yillarca klasik zagor evreninin tadini bizlere yasattigi için benim açimdan çok ama çok önemli bir seridir Çiko maceralari. Degisen tadiyla Zagor evreni bize eski tadi vermezken Çiko maceralari mükemmel tadlar birakti agzimizda. Evet, Çiko senaristler için çok sey ifade eder. Etmelidir!.. Keske seri devam ettirilseydi.

Selamlar
Lami

FerdiFon

Galliano Ferri Kapaklarında Çiko ...

Aylık Seride ...

































Adam Çizdimide 3 Kapak Peş Peşe Çiziyor,428,429 Ve 430  ;D  ;D  ;D







Diğer Speciale , Maxi ,Albo Gigante ,Almanak Ve Çiko Özellerin Dışında Olanlar Bunlar  ...

Tay Yayınlarında  Çiko ...











































































Galliano Ferri  Aylık Serilerde  Çiko'yu  Kapak Resminder   19 Kez  Çizmiş ...

Tay Yayınlarında İse  36  Kez Çizilmiş Kapaklarda Çiko  ...



Bu Çalışmayı Hasan Anaç Arkadaşımıza İthaf Ediyorum ...




hanac

Alıntı yapılan: Ahmet Çakay - 01 Ekim, 2011, 23:11:22
Galliano Ferri  Aylık Serilerde  Çiko'yu  Kapak Resminder   19 Kez  Çizmiş ...
Tay Yayınlarında İse  36  Kez Çizilmiş Kapaklarda Çiko  ...
Bu Çalışmayı Hasan Anaç Arkadaşımıza İthaf Ediyorum ...

Teşekkürler Ahmet Bey.

Sanırım Çiko bizde daha popüler.

Arkadaşlar, Çiko bütün Zagor maceralarında yeralmaktadır.

Tex'in bile Carson'suz maceraları var ama Çiko'suz Zagor olmaz !!

tommikser

Çiko'nun olmadığı çok az macera okumuşumdur.Bence Ferri Çiko'dan karakter olarak hoşlanmamakta,yalnız Bonelli yan karaktere önem verdiğinden ses çıkaramayıp çizmek zorunda kalmıştır diye düşünüyorum.

İlk maceralardan bu zaten anlaşılıyor.Çiko , yan karakter olarak düşünülmemiş ama zaman onu ön plana çıkarmıştır.Zaten ilk bölümlerde şamar olan kıvamındadır.


Zagor'u okunabilir ve keyifli bir çizgi roman yaptığı için Çiko bence en önemli ASIL KARAKTERdir.

DAMPYR

Alıntı yapılan: gunessemerci - 02 Ekim, 2011, 12:12:21
Çiko'nun olmadığı çok az macera okumuşumdur.Bence Ferri Çiko'dan karakter olarak hoşlanmamakta,yalnız Bonelli yan karaktere önem verdiğinden ses çıkaramayıp çizmek zorunda kalmıştır diye düşünüyorum.

İlk maceralardan bu zaten anlaşılıyor.Çiko , yan karakter olarak düşünülmemiş ama zaman onu ön plana çıkarmıştır.Zaten ilk bölümlerde şamar olan kıvamındadır.


Zagor'u okunabilir ve keyifli bir çizgi roman yaptığı için Çiko bence en önemli ASIL KARAKTERdir.

Evet bu fikre bende katılıyorum.

Hele Tay Yayınları döneminde Çikonun küfrederken ''Allah, Kahır, Bela ''demesi çok hoşuma gidiyordu.

Birde korktuğu zaman saçlarının havaya dikilmesi (aşağıdaki macerada olduğu gibi)