Yazılı Edebiyatta Çeviri

Başlatan hercai, 21 Nisan, 2021, 14:56:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hercai

      Merhaba forum dostları;
 
  "Çeviri kadın gibidir,  güzeli sadık olmaz, sadığı güzel diye bir atasözü var. Çoğu atalar gibi, o Rus atası da yanılmış. Çeviri kadın gibidir,  doğru. Doğru ama güzeli sadık olur onun da."

  Çeviri benim için de, önemlidir kuşkusuz. Bu konuyu irdelemek, dahası hak ettiği takdiri es geçmemek adına konuyu başlığa taşıdım...anlatmak istediklerime gelince;

  Şüphesiz Shakespare'i çeviren çok olmuştur,  olmaya da devam edecektir. Ancak, Can Yücel adetâ Türkçede onun sesi olmayı başarmıştır.

  Şair, çevirmen ve özgün kimliği ile tanınan Can Yücel, edebiyatımızın kilometre taşlarından biridir. Çeviri yapmak da ayrı bir tutkudur onun için. Kendi deyimiyle;
  "Yazılanı yeniden ve kendince söylemektir çeviri. Lafı ne kadar dolaştırırsan, işin içinden çıkman o kadar güçleşir. Bu adam ne söylemiş, ne yapmak istiyor, hangi olayı durumu kurmak istiyor deyip,  onun söylediğini yeniden söylerim ben."

  Can Yücel, birebir sözü aktarmak yerine çevirdiği metni Türkçeleştirmeyi tercih etmiştir. Çevirileri bu yüzden oldukça eleştiri almıştır aslında.

  Bu eleştirilere karşı Sebahattin Eyüboğlu,  Can Yücel'in tekniğine dikkat çekmek adına şu tespitlerde bulunmuştur;

  "Can Yücel  pek mi kendinden yana çekmiş çevirdiği şairleri?
   Hep bir ağızdan mı konuşturmuş değişik şairleri?
   Kaldırım-meyhane Türkçesi ki, tadına doyamaz oluşumuzun bir hikmeti vardır elbet bu yıllarda fazla mı ağır basıyor yer yer?
   Kalem efendilerinin inadınalık; meleğe karşı çöpçüden, öğretmene karşı öğrenciden, padişaha karşı keloğlandan, kasabın kedisine karşı sokak kedisinden yanalık,  sözün biberlisini, küfürün sunturlusunu tutarlık tutamıyor mu kendini bazı şiirlerde?"

   Hiç haksız değildir Sebahattin Eyüboğlu.

                         66. SONE
    William Shakespare,
    Çeviri, Can Yücel

   "Vazgeçtim bu dünyadan,tek ölüm paklar beni
    Değmez bu yangın yeri avuç açmaya değmez,
    Değil mi ki, çiğnenmiş inancın en seçkini,
    Değil mi ki,  yoksullar mutluluktan habersiz,
    Değil mi ki, ayaklar altında insan onuru,
    O kız oğlan kız erdem, dağlara kaldırılmış
    Ezilmiş hor görülmüş el emeği, göz nuru
    Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
     Değil mi ki, korkudan dili bağlı sanatın.
     Değil mi ki, çılgınlık sahip çıkmış düzene
     Doğruya doğru derken, eğriye çıkmış adın,
     Değil mi ki, kötüler kadı olmuş Yemen'e
     Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
     Seni yanlız komak var, o koyuyor adama."

          Işıklar içinde uyu CAN YÜCEL,
  Çevirilerinle, şiirlerinle, dobra dobra konuşmalarınla girdin ruhumuza.

               Sevgiler sizinle olsun...

Kinowa59

Merhaba hercai dost. Baldan da tatlı dizelerinizle, gene yolculuğa çıkardınız beni. Küfrün bile şiir olduğu o eşsiz hitabetiyle, isyanını dile getirdiği yaz akşamları canlandı; can buldu zihnimde Can Yücel Baba'nın. Can yücel demek, Hasan Ali Yücel demektir. Dedim kendime. Ve Hasan Ali Yücel demek,  Dünya klasiklerini Edebiyatımıza kazandırma, diye düşündüm. Hasan Ali Yücel, bizlere fakir baykurtlari, Mahmut makallari kazandıran Köy enstitüleri diye düşündüm. Ve bunlarla birlikte, uygarlığın gökten inmedigini; Can yücel deyimiyle aklın, bilimin yol göstericisi olduğunu düşündüm. Selam ve saygılarımla.

TKnKT

Alıntı yapılan: hercai - 21 Nisan, 2021, 14:56:56
  "Çeviri kadın gibidir,  güzeli sadık olmaz, sadığı güzel diye bir atasözü var. Çoğu atalar gibi, o Rus atası da yanılmış. Çeviri kadın gibidir,  doğru. Doğru ama güzeli sadık olur onun da."

    Alıntılarınızın iyi niyetinizi ya da takdirinizi gölgelemesini istemem. Ne çeviriler "kadın" gibidir, ne de güzel çeviriler "adam gibi çeviri"dir.  :)
"The man who opens topics faster than his shadow"

hercai

Alıntı yapılan: TKnKT - 21 Nisan, 2021, 17:16:12
    Alıntılarınızın iyi niyetinizi ya da takdirinizi gölgelemesini istemem. Ne çeviriler "kadın" gibidir, ne de güzel çeviriler "adam gibi çeviri"dir.  :)
Teşekkür ederim, ama sizin gibi düşünmüyorum...
Bu alıntı, Beat Kuşağı şairlerinden Lawrens Ferlinghetti'nin Paris Üniversitesindeki tez savunmasındandır;
" Bir çeviri hatasını, çevirinin kadın gibi olduğunu; sadık olduğunda güzel olmadığını, güzel olduğunda sadık olmadığını söyleyerek savundum." der.
  (Alıntı, Kitap-lık Dergisinin 139. Sayısından).
   Profesyonel çevirmenler tarafından beğenilen bu söze, yazının giriş kısminda yer vermek benim takdirimdi...
 

TKnKT

Alıntı yapılan: hercai - 22 Nisan, 2021, 00:41:04
   Teşekkür ederim, ama sizin gibi düşünmüyorum...
Bu alıntı, Beat Kuşağı şairlerinden Lawrens Ferlinghetti'nin Paris Üniversitesindeki tez savunmasındandır;
" Bir çeviri hatasını, çevirinin kadın gibi olduğunu; sadık olduğunda güzel olmadığını, güzel olduğunda sadık olmadığını söyleyerek savundum." der.
  (Alıntı, Kitap-lık Dergisinin 139. Sayısından).
   Profesyonel çevirmenler tarafından beğenilen bu söze, yazının giriş kısminda yer vermek benim takdirimdi...

       Elbette düşüncelerinizi ve beğenilerinizi aktarmanız kadar doğal bir şey yok. Ancak kendi perspektifimi yansıtmak isterim yine de müsadenizle. Bazı söylemlerin, dönemleri dışına taşınmasının zaman zaman yersiz olacağı kanaatindeyim. Nitekim bahsettiğiniz Lawrence Ferlinghetti de 2014 yılında bu durumu şu şekilde ifade etmiştir.

Lawrence Ferlinghetti: Today I'd be murdered by women's lib. I was just quoting a famous French author, someone like Balzac, who said, "A translation is like a woman. When she is beautiful, she is not faithful. When she is faithful, she is not beautiful."

John Held, Jr: It's a great quote, and quite perceptive about the art of translation.

Lawrence Ferlinghetti: Well, I'd rather not noise that quote around these days. I'd be murdered by my fellow editors at City Lights.

John Held, Jr: Well, it helped break the ice for you during your thesis presentation.

Lawrence Ferlinghetti: It got a big laugh from the three professors, because they weren't used to any levity or wit.

Ref. (2004) SFAQ, issue 15,16,17,18.

       Konuyu bağlamından kopartmak gibi bir niyetim yok. Sadece daha ekstrem bir noktasından örneklendirmem isterim. Şöyle de düşünebiliriz, söylendiği dönemde kabul ve takdir görmüş 19. yy. ırkçı ve/veya homofobik söylemlerini örneğin günümüz neo-ırkçılarının kullanması ve gördüğü takdiri işaret etmesi gibi geliyor. Söyleminize engel teşkil edecek bir durum olmamakla birlikte, alıntınızın cinsiyetçi olduğu kanaatimi de kendi takdirim ile buradan ifade etmek isterim.
"The man who opens topics faster than his shadow"

hercai

      Sevgili TKnKT;
Gerçekten "alıntı" yı başlığa taşımamız, konuyu asıl bağlamına hizmet etmekten uzaklaştırdı. Bu alıntı, yazıya ilgiyi çekmek adına ve benim değerlendirmemle, bir teşbihti! Paylaşımlarımda göreceğiniz üzere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine inanan, İstanbul Sözleşmesini Savunan, insanları cinsiyetleri ve cinsel tercihleri konusunda asla yargılamayan, tüm bu /bunun benzeri konularda ayrımcılığa prim vermeyen-karşısında duran bir insanım...
Etnik, din, dil, ırk ayrımları yaşam felsefemde yoktur.
Şunu lütfen kabul edin...akşamki yorumunuza üzüldüm...önerim;
Can Yücel'in de dediği gibi"...burada ne demek istemiş ona bakarım, lafı dolandırmam".
Alıntı yüzünden genel içerikten uzaklaşıp hakkımda kalem kırdınız ya, bu beni incitiyor. Kalın sağlıcakla

TKnKT

       Gölgelendiğini düşündüğüm iyi niyetiniz ve takdiriniz ile ifade etmek istediğim tam olarak bu söyleminizin bir ön görüsüydü. Sizin düşüncelerinizi ya da bakış açınızı tamamen konudan uzak tutmaya çalıştım tüm yazılarımda. Nitekim cinsiyetçilik atfımı da yaptığınız alıntının bu şekilde görüldüğü üzerineydi. Kırıcı bir yorum olmasını istemezdim, böyle bir hedef ya da amaç gütmemekteyim. Niyetimiz her ne olursa olsun, aktardıklarımızın alıcılarının düşünebileceği perspektifleri de ele alarak ifade etmenin doğru olduğunu düşünüyorum.
       Alıntı da olsa içeriğin bir parçasıydı ve hassas olduğum bir noktada bunu dile getirmem gerekiyordu. Hakkınızda kalem kırmışlığım filan da yok, böyle düşünmeyin lütfen. Tutkulu bir şekilde yazılarınızı yazmaya devam edin lütfen, ben keyifle okumaya devam edeceğim. İyi dilekleriniz için teşekkür eder size de sağlıklı günler dilerim.
"The man who opens topics faster than his shadow"

hercai

     Sevgili Bayram;
Forumda birbirimizi desteklememiz, yanlış anlaşımlara mahal vermeyecek uyarı ve tavsiyeler almamız gerçekten sevindirici...forumun amacı da bu değil midir zaten? Yapıcı eleştiriyi, destekleyici itkiyi göz önünde bulundurmak.
Köy Enstitüleri,  toplumumuzda aydınlanma adına bir dönüm noktasıydı...
Okuma-yazma imkânı dahi bulmakta zorlananlar için "eğitimci" olmanın yolunu açtı...
Bu Enstitülerden birisi 1948 Nisanında açılan Gölköy Köy Enstitüsü'dür ki, babamın köyünde açılmıştır.  İsmail Hakkı Tonguç zamanındadır...okulun yapımında kullanılan tuğlalar için köye tuğla fırını inşa edilmiş, köylülerden yani bizim ahaliden de taş ve kum desteği alınmıştır...sonradan Köy Enstitüleri kapatıldığında ise, Gölköy Öğretmen Okulu olarak eğitim-öğretime devam etmiş, binlerce öğretmen yetiştirmiştir. Bu köyün ahalisinden olan babam da, bu okuldan mezun olmuş ve emekli oluncaya kadar öğretmenlik yapmıştır.
Okuma hevesi de, davranışsal ve görerek edinilen alışkanlıklardandır...kızlarının çağdaş yetişmeleri için ön ayak olan babamla gurur duydum hep!
Ne güzeldir, Can Yücel gibi babasını sevebilmesi insanın...
Hoşça ve dostça kalmanızı diliyorum...

Kinowa59

Bilgelik dolu kitaplar okuyunuz; aydınlanmış insanlarla dostluk ediniz.  Hercai ve TKnKT dost. Birbirinden değerli ve birbirini tamamlayan iletilerinizi okuyunca M.Celaleddin i Rumi' nin üstteki özdeyişi zihnimde canlandı. Bilmediğim ve normal yaşamımda bilemeyeceğim konularda bilgilenmemi, aydınlanmami sağladınız. Değerli Hercai ve TKnKT dost, sizler ne güzel insanlarsınız. Selam ve saygılarımla.