Sinema Yazıları

Başlatan hanac, 21 Ağustos, 2010, 12:36:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kalidor

yalniZ filmlerin tamami son 10 yila ait. Yine joker rolünde Jack Nicholson, penguen rolünde Danny De Vito da unutulmaz. Thulsa Doom 'daki performansiyla James Earl Jones'da efsanedir.
Crom! Ölüleri Say...

HacıGeraltEmmi

The Dark Knight : Heath Ledger (Joker)
Sin City : Rosario Dawson (Gail), Jessica Alba (Nancy Callahan), Mickey Rourke (Marv), Devon Aoki (Miho). Gerçi bu film herşeyiyle dört dörtlüktü bana göre.
Scott Pilgrim vs. the World :  Michael Cera (Scott Pilgrim), Mary Elizabeth Winstead (Ramona Flowers)
Kick-Ass : Chloë Grace Moretz (Hit-Girl)
Wanted : Angelina Jolie (Fox) bir insan rolüne bu kadar mı yakışır arkadaş :-*

kadri kerem

Christian Bale - Batman dememiş kimse. Ben diyeyim o halde.  :)

Harun Ça


Mrtekin

They drew first blood...

Mrtekin

They drew first blood...

Louis Gara



..:: ROCKY ::..


İlki 1976'da çekilen Rocky'nin senaryosu da, 1975 senesinde "Muhammad Ali-Chuck Wepner" arasında Clevland Ohio'da geçen maçın etkisinden kurtulamayan Sylvester Stallone tarafından kaleme alınmıştır. O zamana kadar küçük bütçeli filmlerde oynayan oynayan Sylvester Stallone, Rocky senaryosuyla birçok yapım evi ve prodüktöre başvurmuştur, içlerinden bazıları senaryoya ilgi duysada Stallone'un başrolde kendisinin oynaması şartına sıcak bakmamıştır.  Sly, United Artists ile ilk görüştüğünde Rocky rolü için, Robert Redford, Ryan O'Neal, Burt Reynolds veya James Caan istenmiş ama Stallone kabul etmeyince gene anlaşmaya varılamamıştır. En sonunda bir yapımcı Stallone'u oynadığı "The Lord's of Flatbush" adlı filmdeki rol arkadaşı Perry King zannedip Rocky rolünü kendisine vermiştir, böylece kendisini büyük başarı ve şöhrete taşıyacak olan yolun kapısı küçük bir yanlışlıkla da  olsa açılmıştır.

1977'de aday olduğu 10 daldan en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi kurgu dallarında 3 Oscar alan filmde, Philadelphia'lı Rocky Balboa'nın iş dışı zamanlarında yerel bir kulüpte boks yaparken keşfedilerek kısa zaman içinde dünya şampiyonluğuna kadar giden yolda başından geçenler anlatılır. Film aksiyonun yanında drama olarak da Rocky'nin Adrian'la olan aşkını ve antrenörü Mickey ile olan baba/oğul yakınlığındaki ilişkisini de çok başarılı bir şekilde seyirciye sunar. Filmin sonunda Balboa'nın ağır siklet dünya boks şampiyonu Apollo Creed'a karşı ancak 1 round dayanabilmesi beklenmesine rağmen, 15 round boyunca eşit derecede mücadele etmesi ve sonunda çalan gong ile arka plandaki Bill Conti'nin "Gonna Fly Now" müziği eşliğinde Apollo'nun Rocky'e sarılıp  "Ain't gonna be no rematch" sözleri ile filmi izleyen herkesin gözünün yaşarmasına sebep olmuştur.

28 günde 1 milyon dolar bütçe ile çekilen ve box office'de toplam 225 milyon dolar gişe yapan film, Oscar töreninde Scorsese ve De Niro'lu "Taxi Driver" ı geçerek en iyi fim ödülünü almıştır.
Filmin başarısından sonra sırasıyla;

1979 Rocky II ;



Apollo ve Rocky tekrar karşılaşırlar. Son roundda yavaş çekimde beraber yere düşme sahneleri ve Rocky'nin ayağa kalkması ile maçın kazananı olması en etkileyici sahnelerden biridir.

1982 Rocky III ;



Mickey ölür, Apollo Rocky'i çalıştırır. Bu kez rakip A Takımı'ndan tanıdığımız "Mr.T" nin  canlandırdığı Clubber Lang'dir.

Bu filme 80'li yılların da bir simgesi haline gelmiş olan Survivor grubunun "Eye of The Tiger" şarkısı damgasını vurur. Bu parça eşliğinde Apollo ile Venice Beach'de, deniz kenarında yaptıkları koşu antrenmanları, ikonik film sahneleri arasındadır.

1985 Rocky IV ;



Sovyet boksör Ivan Drago'yu iki metre boyunda, 118 kilogram ağırlığındaki Dolph Lundgren'in canlanlandırdığı bu filmde, Apollo Creed bir gösteri maçında ringde Drago tarafından öldürülür ve Rocky Balboa, Sovyetler Birliği'ne rövanş maçına gider. Rocky'i bu zorlu maça Sibirya'da hazırlayacak kişi ise bu kez  Apolo'nun antrönörü Duke'dir.

Filmde gerçek hayatta Sylvester Stallone ile evli olan "Brigitte Nielsen" İvan Drago'nun karısı ve menajeri rolünde oynar. Müzikleri ile ön plana çıkan filmde Rocky'nin Lamborghini Jarba arabası ile "No Easy Easy Way Out" parçası eşliğinde eski hatıralara dalması, Survivor'ın "Burning Heart" parçası ile karlarla kaplı Rusya'da yaptığı antrenmanlar ve James Brown'ın seslendirdiği "Living in America" ile Apollo'nun dansı hafızalara kazınmıştır.

1990 Rocky V;



Ivan Drago ile geçirdiği ağır maçın ardından evine geri dönen Rocky Balboa, maçtan beyninde aldığı ağır darbeler sonucu ağır bir hasarla çıkmıştır ve karısı Adrian'ın isteği ilede ringlere dönme konusunda isteksizdir. Rusya dönüşü emekliliğini açıklacayacak olan Rocky, George Washington Duke'ün onu Union Cane ile ünvan maçına çağırması ile karasız kalır ve üstüne üstelik birde kayınbiraderi Paule'nin yaptığı bir hata ile tüm servetini kaybedince eskiden yaşadığı Philadelphia'ya geri döner. Elinde sadece eski antrönörü Mick'den kalma bir spor salonu vardır.

Rocky, başka boksörleri çalıştırmaya başlar. Bu arada karşısına kendisine hayran olan amatör boksör Tommy Gunn çıkar. Tommy çok hırslıdır ve Rocky'den kendisini çalıştırmasını ister. Rocky Tommy'i kırmaz ve onu çalıştırmaya başlar fakat bu arada oğluyla yeterince ilgilenemez ve ailesini bile ikinci plana atar, tüm gayretiyle Tommy'nin başarısı için çalışır. Ama Tommy kazandığı birçok maçdan sonra Rocky'e büyük nankörlük yapacaktır.

Gerçek hayatta da profesyonel ağır siklet boksör olan 21 yaşındaki Tommy Morrison'un canlandırdığı Tommy Gunn karakteri ile Rocky by kez antrenörlüğe soyunur.

Rap müzik grubu Snap'in olağanüstü müzikleri ile her bir sahnesi videoklip tadındaki bu film gişede beklenen hasılatı yapmasa da bana göre Snap'in "Keep it Up" ve "Go For It" parçaları ile en iyi Rocky sahnelerine sahiptir.

Bu filmin gerçek hayattaki trajik yanları ise; Tommy Morisson'un 1996'da boks maçları esnasında kandan HIV virüsü kapıp Aids olması ve hayata veda etmesi ile aynı zamanda gerçek hayatta da Stallone'un oğlu olan ve Rocky V de de oğlunu canlandıran Sage Stallone'un 2012 yılında 36 yaşında kalp krizinden ölmesidir.

2006 Rocky VI;



Rocky Balboa ringlere veda edeli seneler olmuştur. Artık eski günlerin hayali ile yaşamaktadır. Eski günlerden hayali ise vefat etmiş olan eşi Adrian Balboa'dır. Düzenli olarak mezarına gitmekte ve onun yanında oturmaktadır. Hatta oturmak için mezarlıkta bir ağaca sıkıştırdığı bir sandalyesi bile vardır. Artık hayat ona anlamsız ve gereksiz gözükmektedir. Eski dostu Paulie (Burt Young) "bırak bu işleri Rocky, bu günü yaşa" dese de Rocky bildiğini okur. Zaten Paulie'de öyle söylemesine karşın alkol müptelası olmuş ve o da belli etmese de o günlerde kalmış bir adamdır. Eski boksör yeni lokanta sahibi Rocky'nin oğlu ile de sıkıntılı bir yaşamı vardır. Onun gölgesinde ve isminin altında ezilen genç Rocky (Milo Ventimiglia) sürekli Rocky'den uzak durmaya çalışmaktadır.

Böyle karmaşık bir psikoljik yapı içindeki Rocky Marie (Geraldine Hughes) ile tanışır ve hayata yeniden dönme ihtiyacı hisseder. Bölge kuruluna yeniden boks lisansı için başvurur. Bu arada televizyonlar da o an ki ağır siklet şampiyonu (Mason The Line Dixon) (Antonio Tarver) Rocky ile dövüşse ne olurdu tarzı bilgisayar oyunu destekli görüntüleri yayınlanmaktadır. Bu esnada lokantasına gelen yeni şampiyonun menajerleri de Rocky'e bir gösteri maçı teklif ederler. Oğlu da kendisine desterk verir ve Rocky artık mutludur, oğlu ile barış sağlanmış, müstakbel bir sevgili bulunmuş ve eski özlemi boksa dönmüştür. Sıra maçtadır.

Las Vegas'da maç başlar. Rocky tabi ki 20 yaş civarı genç rakibine göre favori değildir. Ama heyecanlı ve Rocky açısından geçmişi hatırlamalarla dolu bir maç beklendiği gibi Rocky'nin yıkılıp kalması ile sonuçlanmaz. Nihayetinde olay juri puanlarına kalır ve Rocky halkın sevgilisi olmasına karşın juri gerçekleri değerlendirmeyi tercih eder.

Stallone 60 yaşındayken serinin 30. Yılında 6.sı çekilen Rocky en uzun ömürlü kült filmlerden olmuştur.

You've got to ask yourself one question: Do I feel lucky? Well, do ya, punk?

ferzan

    Ellerinize sağlık, ekstra detaylarla birlikte hoş bir inceleme olmuş...

    Çocukluğumdan beri Rocky ve Rambo filmlerine bayılırım ama biraz daha olgunlaşıp da beğenimi tutarlı bir şekilde masaya yatırdığımda, her iki serinin de ilk filmlerinin sağlamlığından ötürü devam filmleriyle popüler olduğunu düşünmüşümdür...Dolayısıyla benim için Rocky de, Rambo da yalnızca ilk filmlerinden ibaret muhteşem yapıtlar...Her ikisinin ilk filmlerinde boğazım tıkanır, gözlerim dolar ve spor yaptığım dönemde ya da sabah koşuya çıktığım zamanlarda hep ilk filmdeki sahne gözümde canlanır...Saat 5'te Rocky uyanır, sırf ses olsun diye yerel Philedelphia radyosunu açar, o esnada kocaman bir bardağa 5 yumurta kırıp çiğ olarak akıta akıta içer, burnunu çeke çeke toparlanıp sabahın alacakaranlığında hasta hasta koşuya başlar...Sokaklarda kimseler yoktur, merkezde henüz gazeteler dağıtılmaktadır ve Rocky koşusunu noktaladığı ve 5. filmde müze oluğunu farkedeceği mekanın merdivenlerinde kesilerek antrenmanını bitirmek zorunda kalır...O esnada gün yeni yeni ışımaktadır, insanlar o sabahın hayat koşuşturmasına başlarken Rocky hastadır,  mazlumdur ve fondaki tevazu dolu muhteşem hafif müzik ile bu sahneyi her izlediğimde gözlerim dolar...Rocky 1 için tüm kalbimle kullanmam gereken bir tabir varsa, o tabir kesinlikle '' tevazu '' dur...Aynı şeyleri '' İlk Kan '' filminin giriş sahnesinde; Vietnam'dan henüz dönen, kimsenin istemediği yalnız biri olarak terhisini almış John'un hayatta kaldığını sandığı tek arkadaşı koca zenci Delmore'u ziyarete gidişi ve o ziyaretten hazin dönüşü sonrası Kanada kırsalında ( ya da her neresiyse ) otoyol kenarında yürüdüğü sahne için de hissetmişimdir hep...

    Rocky'den sonra detaylı bir Rambo yazısı da isteriz... ;)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Mrtekin

Tanıtım için çok teşekkür ederim.

Rocky 1 (ve Bill Conti imzalı soundtracki) her daim mükemmeldir. Slyvester, büyük adamdır, gönlümde kredisi çok büyüktür...

Gerisi ekmek yeme çabaları....

Ama Rocky 4 de güzeldi, özellikle soundtracki acayip gaza getirir...
They drew first blood...

Mrtekin

They drew first blood...

Louis Gara

@ferzan ; siz de çok çok iyi tasvir etmişsiniz hem first blood u hem de rocky yi ..
@Metekin76 ; evet aynen  :D

You've got to ask yourself one question: Do I feel lucky? Well, do ya, punk?

gamlıbaykuş

Bu başlık için çok teşekür ederim. Zamanında defalarca izlediğim bir seridir. Keşke vaktim olsa baştan sona tüm seriyi yeniden izlesem. Bu seriyi yeniden hatırlattığınız için teşekür ederim :)
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

yunusmeyra

çizgi roman sanatıyla ister okuyucu ister yayıncı,koleksiyoner veya yazar -çizer olarak ilgilensin,hepimizin yolu sinemadan da geçiyor..izlediğimiz geçmiş filmler hakkında yazmak ve okumak isteyenlere güzel bir örnek.. başlık ve yazılar için elinize sağlık..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Tuco Ramirez

Türkçe dublajında Sezai Aydın'ın seslendirmesi bana göre harika. Özellikle Patlamış gözlerle herkes onu çılgınca alkışlarken sevincini sadece eşiyle payalaşmak için Adriannn... diye eşini defalarca çağırdığı sahne (Sanırım 2. filmin sonundaydı yanlışım varsa düzeltin) gözyaşlarımı tutamadığım efsane sahnelerdir.

Orjinal seslendirmede Rocky'nin sesinin bu kadar etkileyici olup olmadığını bilmiyorum çünkü orijinalinden hiç seyretmedim. Ama yıllar öce Stallone'nin sinemada bir filmine gittiğimde ("Dağcı" filmi) Stallone'nin gerçek sesi Sezai Aydın seslendirmesinden sonra bende hayal kırıklığı yaratmıştı...

V

Harika tanıtım olmuş.Elinize sağlık.

Rocky 1 benim en iyiler listemde her daim tepelerdedir..
"İstemem,eksik olsun.."