Ödüllü Conan konusu

Başlatan rumar80, 15 Mart, 2011, 16:31:15

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

rumar80

   Ülkemizde comics olmasına rağmen ciddi bir hayran kitlesine sahiptir Conan. Yaşadığı maceralar ve olağanüstü çizimler bizleri başka dünyalara götürmüştür.
   Yeni Conan filminin hazırlandığı bu dönemde sizlerle bu eski dostu konuşalım istedik.
  İlk defa Conan'la nasıl tanıştınız? En sevdiğiniz macerası hangisi idi? Conan dışındaki diğer barbarlar hakkında neler düşünüyorsunuz?
   31 Mart akşamına kadar cevap yazan arkadaşlarımızdan birine Marmara çizgiden Barbar Conan'ın Vahşi Kılıcı seti (3 cilt)
, bir diğerine de ise Solomon Kane kitabı hediye ediyoruz.

  Sevgilerimizle

rumar80

   Nişantaşi Anadolu Lisesi'ne başladığım dönemdi. Bir gazete bayiinde ilk defa Conan diye bir çizgi roman ile karşılaştım. Merak edip aldım. Pikt bölgesinde geçen bir macera sonrası (adını maalesef hatırlamıyorum) Kral tahtında bir deli macerası başladı. İnanılmaz güzel çizgiler, akıcı öykü beni sürükledi. Bir sonraki bölüm Alimane savaşçıları başladı ve kitap Conan'ın zehirlenmesi ile bitti. Merakla bir sonraki sayıyı aradım ama bulamadım. Meğer bulduğum kitap eski bir sayı imiş. Yine de bu barbar ruhunu kanıma akıtmaya yetti. Yıllarca düzensiz de olsa buldukça Conan aldım, okudum.
   Tüm maceralar kendi içinde güzeldir, ancak benim favorim Belit ile olan bölümlerdir. Güzel bir anlatım, mükemmel karakterler ve "big" John Buscema çizimleri. Hele efsenevi 100. sayı ve Belit'in ölümü işte gerçekten içimi acıtan bir hikaye.
   Diğer barbarlar çok çekici gelmezler bana. Sadece Ali Recan'ın çıkardığı Kull serisi gerçekten hoşuma gitmişti. Marvel nedense bu potansiyelleri bence yeterince kullanamamıştır.

Lami Tiryaki

80'li yıllardı galiba. Alfa, Volkan ve Venüs'ten sonra Conan diye bir dergi çıkarmaya başladı. 34 sayfalık ilk fasiküllü dizinin 35. sayısını ele geçirip Kara Çember İnsanları diye bir macera okudum. O güne kadar okuduğum Zagor, Tarkan, Tommiks, Volkan ve diğerlerinin yanına bu barbar kardeşi anında yerleştirmiştim. İlk kabusum Kandraks idi. Bu hikayeyi okuduktan sonra ikincisi kesinlikle Tutamon olmuştur. Maceranın tadı damağımdayken hemen komşu tezgahları karıştırıp(o dönemde çizgi roman tezgahı işletiyorum) bir başka müthiş hikaye Bir Cadı Doğuyor'u aynı gün hatmetmiştim. Muhteşem vücuda sahip barbarla birlikte harika çizimlerle boy gösteren hatunlarda kafamı epey meşgul etmişti.

Sonra... Patladı gitti işte. :)

Selamlar
Lami

hanac

Yeni ödüllü yarışmamız hayırlı olsun.  :)

Bu ay hediye vereceğimiz çizgiromanlar, aşağıda gösterilmiştir.

Sponsorumuz Doktor Umar bey'e (rumar80) çok teşekkür ederiz.

1 kişiye 3 cilt Conan



1 kişiye Solomon Kane cildi


rumar80

Önemli değil, bu forumun amacı paylaşım olduğuna göre, bu şekilde de dostlarla paylaşalım istedim.

Bu arada ödülleri göstermek yetmez sayın admin'im. Siz de yazın görüşlerinizi.

poe

Okumayı-yazmayı milliyet çocukla sökmüş biri olarak conan ile tanışmam ortaokul yıllarına denk gelir.
giresun bulancak'da sınıf arkadaşım hatta sonradan sıra arkadaşım bir ali vardı, kulakları çınlasın. o tanıştırdı conanla beni.
hatta asimov, baskan bilimkurgu dizisi, sas dizisi ve bilimum kitabı da okurdu kerata. ben de ondan faydalanırdım o yıllarda. hatta savaş çizgiromanlarını ne zaman görse alırdı arşivinde aynı sayının 3-4 tane olduğunu bilirim...


kültürelgüncel

Öncesinde de bir kaç eski macerasını okumuştum yanılmıyorsam. Ama onları hayal meyal hatırladığımdan "Barbar Conan'la ilk tanışmam Aksoy Yayınları'nın çıkardığı kitaplarla oldu." diyeceğim. :)

Okuduğum bütün maceralarını sevdim. Gerek konusu, gerek çizimleriyle her zaman ilgi çekici bulduğum bir çizgi roman.

Marmara Çizgi'nin Conanlarını henüz okumadım. Ama kitapları ben kazanırsam bu seriyi biriktirmeye başlamam için gayet güzel bir neden bulmuş olurum... ;D ;D ;D

hanac

Sanırım Conan'ı sevmeyen kişi çok azdır.

Bende pek severim, bunda çok başarılı Conan filmlerinin ve Arnold abimizin de payı vardır muhakkak.

Ama en büyük pay rahmetli Ali Recan'ındır. Nur içinde yatsın.

İlk okuduğum macerayı kısaca anlatayım;

Conan ve Belit esirdirler ve et yiyen bir bitkiye kurban edilecektirler.

Hatırlayan var mı ?

İlhan Yılmaz

Conan'la ilk tanışmam renkli cep dizisi ile oldu. O tarihlerde çok daha bol sayfalı çizgiromanlar(örneğin 200-300 sayfalık Swing fasikül cildi) Conan'dan daha ucuz olmasına rağmen Conan'ı tercih ettim. Renkli olması özel bir tercih sebebim olmasına rağmen kaliteli, sıradışı çizimleri gözümden kaçmamıştı. Fakat elime alıp incelememi sağlayan öncelikli sebep ise sanıyorum Norem imzalı epik kapaklardı... Ve dizi kapanıncaya kadar devam ettim. Dizinin kapanış sayısında onun yerine "tam maceralı koleksiyon dizisinin" 15 günde bir çıkacağı duyurulmuştu ve öyle de oldu.
Bunu aynı dönemde yayınlanmakta olan tam maceralı aylık albümler takip etti. Haftalık fasiküllerin ciltlerinden oluşan aylık albümlerin ayrı bir çekiciliği vardı. İlk okuduğum aylık albüm "ölüm adasında yağma" dır. Siyah-beyaz, gri tonlamalı büyük boy çizimler ve büyülü dünyalar uzun yıllar tutkum oldu. O günlerden ilk hafızamda kalan isimler Alfredo Alcala, Ernie Chan, Rudy Nebres, Tony Dezuniga, John Buscema... Sayfa ressamlarının birçoğunu sevmeme rağmen kapak ressamlarından Norem'i hep ilk sıraya oturturum. Conan, o dönemdeki yayıncısının da katkısıyla birçoğumuza çizim sevgisi aşılamıştır. Dönemin okuyucularından kiminle karşılaşsam el emeği göz nuru Conan resimleri de çekmecelerden çıkar. Bir de defterimin arasında okuduğum ilk ve tek çizgiroman da Conan'ın bir sayısıdır.

kalidor

Conan ile tanışmam bir bomba yüzünden olmuştur. Evet ama nükleer bomba...  Ortaokul 2. sınıfı bitirdiğim yaz Silifke-Taşucu'ndaki yazlığımızda İstanbullu arkadaşım Sami'nin okumam için getirdiği aylık ciltlerle başlamıştı. O anı çok net hatırlıyorum.  Taşucu'nun o cehennemi öğlen sıcağında ikindiye kadar evde oturur ve okey muhabbeti için de erken olduğu için sıkıntıdan patlardık. Neyse bir gün Sami öğlen sıcağında gelip ciltleri verdi. Okuduğum o maceranın adını yıllar yıllar sonra öğrenebildim. Conan yine birşeylerin peşinde koştururken bir şehirde cüppeli,kel, uzun boylu iki tane garip adamla karşılaşıyor onlara hem rehberlik hem de bodyguardlık gibi bir şey yapıyordu. Bu arada şehirde bir sürü entrika döner, birileri kral ilan edilip tekrar alaşığı edilir derken iki garip adam şehre birşey bırakıp giderler. Son karede ise arkada nükleer patlama sonrası oluşan bir mantar bulutu görürüz. Meğerse adamlar gelecekten gelip artık neyi önlemek içinse atom bombasını bırakıp gidiyorlar. Aman Allahım, şu fanteziye bakın... Gelecekten geldiğin yetmiyormuş gibi bir de nükleer bomba koy. Bir tarafta kan kılıç, bitmek bilmez bir aksiyon, bir tarafta bilimkurgu derken başım dönmüş ve zehri kapmıştım. Sonra da bırakamadım. Konya'nın kısır sahaflarında yıllarca sırf daha fazla okuyayım diye elimdeki Conan'ları üzerine 3-5 fazla verip değiştirdim. Seri olayını bilmediğim için farklı serilerin içindeki aynı hikayeleri tekrar tekrar okudum, bıkmadım. O zamanlardan bir koleksiyoner tutkum olsaydı sanırım şu an Conan arşivim dolaplara sığmazdı. O çizimleri gördükten sonra da öncesinde çok sevdiğim Teksası, Kaptan Swingi okuyamadım. Bu arada merak edenler için o uzun maceranın adı "Lanetlenmişlerin Mekanı"'ymış..

Sevgiler
Crom! Ölüleri Say...

fluin17

Bende bişeyler karalamak isterdim ama yaşım yetmez..:(

aaciltan

Krom... Ölüleri say...
Kimmeryalı Conan gençliğimizin en havalı çizgiromanı idi. Hele oradaki hatunlar tam bir içim su idi. 
Arnold Schwarzenegger'in canlandırdığı Conan'a alışamamıştım nedense. Kağıt üstündeki kahramanımız daha alımlı ve daha ulaşılmaz idi bence.
Conan'ın unutamadığım yegane macerası vardı. Ve bu macera bence fantastik edebiyat için benim bir numaralı favorimdir. Onda her şey bulmuştum. Korku, vahşet, cesaret, komedi ve gizem....
Bu macerayı bir çok arkadaşım hatırlar ve ben söyleyince hatırlayacaktır sanırım... Fil Kulesi....
Conan'ı unutmayan ve unutturmayan tüm arkadaşlara teşekkürler...

alan ford

  Conan'la tanışmam ortaokul yıllarındaydı. O zamanlar yazar çizer adına falan bakmazdım. Kim yazmış ,kim çizmiş pek umurumda olmazdı. Yine'de Conan'dan Roy Thomas, John Buscema isimleri o zamandan kafama kazınmış. Macera başlarken sayfanın altında bir sürü isim olurdu ki hep gözüme çarpardı.

  O zaman kadar okuduğum hiç bir şeye benzemiyordu Conan. Fantastik dünyasında canavarlar, büyücüler ve hatta tanrılar onun kılıcından nasibini alıyordu.Robert Howard'ın kitabından esinlendiğini okuduğumda , kitapların peşine düşmüştüm. Türkçe öğretmenimizin böyle bir yazardan haberi yoktu. Ne okul kütüphanesinde ne Burhaniye Halk Kütüphanesinde de yoktu kitaplar. Kitaplarını okumak için uzun yıllar beklemem gerekti. O zaman kadar çizgi romanla idare ettik.

  Lami'nin ve Umar'ın bahsettiği maceralar benimde en sevdiklerimden. Fil Kulesi , Buz Deviniz Kızı yine  o zamanlardan aklımda kalan maceralar.Ama Conan'ın baş düşmanı deyince aklıma ne Tutankamon ne de Turanlar gelir. Benim için Conan'ın baş düşmanı Sarak Borak ( umarım adını doğru hatırlıyorumdur) adlı sabık kaptandır. Bir deniz kazasında gemisiyle Conan'ı kurtaran, sonradan barbarımızın kafasını attırıp hem elinden hem de gemisinden olan kaptan saf bir intikam ateşiyle Conan'ın peşine düşer. Kedi gibi dokuz canlıdır, zekidir ve kaybettiği kolunun yerine yaptığı silahla, ki bu haliyle Sergei Orloff'a benzer, çok tehlikedir. ( ya da benim aklımda öyle kalmış ;)) Bir kulenin tepesinden kayalıklara çakıldığını hatırlıyorum. sonra dev kedilerin falan yaşadığı bir yerde yine ortaya çıkmıştı. Conan bu adamdan ne zaman kesin olarak kurtuldu hatırlamıyorum ama. Uzunca bir süredir ortalarda gözükmediğine göre barbarımız bitirmiş bir ara işi.

Son ve en azından benim için ilginç bir not. Elimde eski alfa'lardan pek yok. Ucuza bulunca alırım ara ara. Geçenlerde Edirne'nin tek sahafında 3- 5 tane bulmuştum.  Ayda bir yayımlanan "Büyük Cilt 34". sayı evde de varmış.  Lakin içindeki maceralar tamamen farklı. Birinin içinde Meroe'deki Çapulcular ve Kartalların Yolu var, diğerinde Büyücüler Kentinde ve  Thilandra Thuu'nun Egemenliği. Bu büyük ciltler hep böyle karışık mı ciltlenmiş yoksa benim şansım yine mi işbaşında.

Son bir nota not : Bu büyük Cilt 34'lerin birinde, okurdan gelenler köşesinde Yıldıray Çınar ve Mahmut Asrar'ın ortak imzaları var. O zamandan beraber çalışıyorlarmış demekki. Diğerinde de Engin gül adlı bir arkadaşımızın çizimleri var , lakin anatomi çalışması gerekiyormuş ;)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

ferzan

    Conan'la tanışmam,henüz okula gitmediğim yaşlarımda,tvde yayınlanan filmleri aracılığıyla olmuştur...İçerisinde kılıç barındıran yerli yabancı her türlü üretime o yaşlardan meraklıydım ve Conan da ilk göz ağrılarımdandı...Filmlerinin reklamları verilirken,kendimden geçer,film başlamadan saatler önce müziğini ağzıma pelesenk edip oyuncak kılıcım,slip iç çamaşırım ve çizme niyetine dizime dek çektiğim çoraplarımla odadan odaya koşardım...Gövdeme çapraz bağladığım 2 adet çocuk kemerimle birlikte...
    Conan'ın çizgiroman olduğunu çok sonraları öğrendim...1999 yılına tekabül ediyor sanırım...Orta ikideydim ve bir pazar sabahı gazete ve ekmek almak için babamla gittiğimiz bir bayide tesadüfen gördüm ve o an içime ateş düştü...Koleksiyonerliğe başlama arifemdi o yıllar...Alfa yayınlarının son bastığı 64 sayfalık 15 günlük edisyondan Kral Conan sayı 4:Tranicos'un Hazinesi idi...Çok istedim ama fiyatının 400.000 lira olması sebebiyle babam pek olumlu bakmadı...Eve döndük ve ısrarlarım sonucu takriben birkaç saat sonra bisikletle aynı bayiye o sayıyı almaya gittim...İnanır mısınız,o gün,o sayıyı akşama kadar en az 4-5 kere arka arkaya okudum ve arka kapaktaki kürklü,baltalı,bıçaklı,kılıçlı,kalkanlı renkli Conan çizimini defalarca kopyaladım...Conan'ın Kimmeryalı olduğunu bilmiyordum,Hiborya Çağı'nı ve haritasını bilmiyordum,Crom'u bilmiyordum,hatta Conan'ın siyah saçlı olduğunu bile bilmiyordum...Yalnızca filmlerden aklımda kalanları biliyordum...Benim için tam bir devrim olmuştu o sayı ve hala daha birbuçuk metre ötemde,biriktirmiş olduğum yığınla Conan fasikülünün arasında duruyor...O maceranın öncesini de,sonrasını da merak etmiştim faka bir süre beklemem gerekecekti...Zira Alfa koleksiyon kelepir poşetlerine kadar arada başka Conan fasikülleri alacaktım...Yayın periyodu haftalığa döndüğünde ve fiyatı 75.000 lira olduğunda,artık Conan fanıydım ve eski yeni bayilerde bulduğum her sayıyı alıyordum...
    O dönemlerime,gazetelerden biriktirdiğim yerli yabancı çizgiromanlar da dahil olmak üzere damgasını vurmuştur Conan...Ne yazık ki bazı fasiküllerim,yakın bir arkadaşımın okumak için yazlığa götürmesi ve daha sonra bana verdiğini söylemesi,ama bana vermemesi sonucu yitirdim...Arkadaşım beleşçi değildi,kendi serisini yapmaya başlamıştı fakat bir türlü vermediği ihtimalini düşünemiyordu,ben de kırmamak adına konuyu kapattım..Evet,Üniversite'ye dek sürüp kapanmıştı bu konu...
    Rahatlıkla iddia edip savunabilirim ki,tarihin gelmiş geçmiş en iyi çizgiromanlarından birisidir ve hayatımıza kattıkları aşikardır...Bu epik barbarı,ölmeden önce hayatım hızlıca gözümün önünden akarken,en az 2 defa göreceğimi sanıyorum...Eğer tekrar bulabilirsem,burada yeni bir başlık altında paylaşabilirim...Roy Thomas ve Ernie Chan imzalı,31 Aralık 1979 tarihli,günlük bir gazetede yayınlanmış Conan striplerinden biri...Ben foto yüklemeyi becerene kadar merak eden Altın Madalyon'cular olursa,Google görsellerde daily comic strip yazıp aratabilirler...Sanıyorum o şekilde bulmuştum epey aşağılarda...Tekrar bakacağım...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

konnektör

Sanırım Conan karakteri Türk insanının genetiğine uygun bir karakter.Bu nedenlede ülkemizde sevildi.Conan ın yazarları hayali bir çağ olan Hiborya çağına ait ilginç ve özgün hikayeler bulmakta güçlük çekmediler.Her ne kadar Arnold  Swaizeneger in Conan karakteri için uygun olmadığını ve filimlerin basarılı olmadığını düsünsemde (çünki çizgi romanlarındaki ruhu yansıtmıyordu) Conan filmlerine gittik, çizgi romanlarını ilgiyle okuduk, okumaya devam ediyoruz.
Bu karakterde sanki biraz Tarkan, Kara Murat vb. yerli karakterlerin tadı var.
Conan çok güçlü adalelere ve kisiliğe sahip olmasına rağmen her zaman zayıfın yanında olan, kadınlarla iliski yasamaktan çekinmeyen ve zeki bir hayali kahraman. Conan ı maceralarının özgünlüğü nedeniyle seviyorum, Belitli maceraları en sevdiğim maceralarıdır.
Yeni çekilecek olan filmi umarım beklentileri karşılar.(çünki ilk filmlere göre su anki teknik imkanlar çok fazla)
*Resmimi hayal ederim ve daha sonra hayalimi resmederim.
Vincent Van Gogh